Etiket arşivi: Kırım

Başbakan Davutoğlu, Ukrayna’yı ziyaret etmeyi düşünüyor

İstanbul’da genç MÜSİAD kongresindeki konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu, destek olmak amacıyla Ukrayna’yı ziyaret etmeyi düşündüğünü söyledi.

 

fdbf2d18a2d2ef9e77c3f63cf137bd30

Genç MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği)’ndeki konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye-Ukrayna ilişkilerine ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Türkiye karşıtı hamlelerine de değindi.
Ukrayna’nın siyasi birliğine ve toprak bütünlüğüne verilen desteğin süreceğini belirten Davutoğlu, ekonomi ve ticaret başta olmak üzere birçok alanda işbirliğinin güçlendirileceğini, hem Ukrayna’yı ziyaret etmek istediğini hem de Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’yu Türkiye’de ağırlayacaklarını belirtti.

Rus işgali altında türlü baskılara maruz kalan Kırım Tatarlarından ve Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden de bahseden Davutoğlu, “Soydaşlarımız olan Kırım Tatarlarının esenlik ve refahı, Ukrayna ile işbirliğimizin en önemli odak noktalarından birini teşkil etmektedir. Kırım’ın Rusya tarafından işgalini tanımadık, tanımayacağız. Kırım Tatarlarının tarihte uğradığı sürgün ve baskıları kabul etmeyeceğiz. 1944 yılında insanların hunharca evlerinde toplanarak kara trenlerle Sibirya’ya sürüldüğü o günleri unutmadık. Şimdi yapılması gereken Kırım Tatarlarının refahı için girişimcilerin aktif biçimde fırsatları değerlendirmesi” diyerek yeni atılımlar umudunu da dile getirdi.

Rusya ile devam eden kriz ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hakaretamiz iddialarının asılsız olduğunu söyleyerek, “Sayın Putin’in iki gün önce tekrar gerçekten bir devlet adamına yakışmayacak üslupla Türkiye’ye saldırması çerçevesinde ifade ediyorum.Bir ay önce Türkiye’ye yönetilmeyen suçlamalar şimdi niye yöneltilir? Sayın Putin, bir ay önce bizim Müslüman bir ülke olduğumuzu bilmiyor muydu?  Sayın Putin bir ay önce Antalya’da Sayın Cumhurbaşkanımızla G20 Zirvesi’nde buluştuğunda Türkiyemizin dış politikasını bilmiyor muydu? Türkiye, DEAŞ ile iş birliği yaptıysa niye o zaman açıp konuşmadı?” dedi.

Ayrıca Türkiye’nin herhangi bir terör örgütüyle bağlantısının olamayacağını açık bir şekilde ifade eden Davutoğlu, PKK ve DEAŞ gibi örgütleri kullanarak Türkiye’ye müdahale etmek isteyen odakların kim olduğunun da belli olduğunu söyledi.

(QHA) –

İsveç ve Litvanya ile önemli görüşme!

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İsveç ve Litvanya Dışişleri Bakanları Margot Wallström ve Linas Linkevicius ile görüştü.isveç

Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi, Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İsveç ve Litvanya Dışişleri Bakanları ile bir araya geldi.

Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi Basın Servisi’nin bildirdiğine göre, 17 Kasım 2015 tarihinde Kiev’de gerçekleştirilen görüşme esnasında Kırımoğlu, İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström ve Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius’a Kırım’da işgalci Rus yönetiminin baskı politikasındaki son dönem eğilimlerini anlattı.

 

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’un “Kırım’dakiler Ukrayna ve dünya ülkelerinin yeterince desteğini hissediyor mu? Yurttaşlarınız için ne yapabiliriz?” sorusuna cevaben Kırımoğlu, “Kırım’ın işgalden kurtarılması için çaba sarfetmeli. Yapabileceğimiz en önemli şey budur” dedi.

Başkan Mengene’den Ramazan Bayramı Kutlama Mesajı

Bayramların, Birlik ve beraberlik, hoşgörü ve milletçe kaynaşma günü olduğunu ifade eden Büyük Osmanlı Eğitim Ocakları Derneği Gençlik Kolları (GENÇ BOSEDER) Genel Başkanı Şener Mengene Ramazan Bayramı dolaysıyla bir kutlama mesajı yayımladı.

çin1Bayramların, Birlik ve beraberlik, hoşgörü ve milletçe kaynaşma günü olduğunu ifade eden Büyük Osmanlı Eğitim Ocakları Derneği Gençlik Kolları (GENÇ BOSEDER) Genel Başkanı Şener Mengene Ramazan Bayramı dolaysıyla bir kutlama mesajı yayımlayarak, bayramların; birlik ve beraberliğimizin pekiştiği, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin hatırlandığı, uygulanıp sergilendiği, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği ve kuvvetlendiği günler olduğunu belirtti.
Mesajında, Ramazan ayı boyunca yaşanan birlik, beraberlik, kardeşlik ve yardımlaşma duygularının yaşamın her anında ve her alanında sürdürülmesini temenni eden Başkan Mengene; “Gelenek ve göreneklerimizin kuşaktan kuşağa aktarılmasına vesile olan bu özel günlerin sevincini ve coşkusunu, hayatımızın her anına taşıyabilmek için daha çok çaba göstermeli, toplumsal yapımızı güçlendiren bayramların getirdiği barış, huzur, kardeşlik ortamının değerini iyi bilmeliyiz. İslam dünyasında zulme uğrayan kardeşlerimizin de en kısa zamanda huzur ve refaha kavuşması için bu bayram dolayısıyla dua edelim. Suriye, Irak, Filistin, Cezayir, Mısır, Libya, Bosna Hersek, Kosova, Arakan, Kırım, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Karabağ, Keşmir, Filipinler, Afganistan, Somali, Nijerya ve Orta Afrika gibi mazlum ve mağdur coğrafyaları ve Müslüman kardeşlerimizi unutmayalım.

şener mengene

Bu duygu ve düşüncelerle, milletimizin ve İslam Âleminin Ramazan Bayramını en kalbi duygularımla kutluyor, hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi.

Türkiye Kırım Tatar Sürgününün Yol Açtığı Acıları Unutmayacaktır

3333Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Kırım Tatar sürgününün yol açtığı acıları unutmayacağını ve hep Kırım Tatarlarının yanında olacağını kaydetti.

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Tatarlarının vatanlarından sürgün edilişinin 71. Yıldönümü vesilesiyle Ankara Tandoğan Meydanında 17 Mayıs tarihinde düzenlenen mitingte yaptığı konuşma sırasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Sürgünün 71. Yıldönümüne ilişkin mesajını okudu.

 

Mesajında, bu acı günü Kırım Tatar halkıyla birlikte büyük bir hüzün ve üzüntüyle andıklarını belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bütün bir halkın yurdundan koparılıp, ayrımcı bir yaklaşımla gayrı-insani koşullarda binlerce kilometre uzaklara zorla gönderilmesi tarihin kaydettiği en büyük dramlardan birine yol açmıştır.  Sürgüne gönderilenlerin yarısından fazlası, yüzbini aşkın insan yok olmuştur. Bu trajedi sonucunda hayatını kaybeden tüm Tatar soydaşlarımıza Allah’tan bir kez daha rahmet diliyoruz. Türkiye Kırım Tatar sürgününün yol açtığı acıları unutmayacaktır” dedi.

 

Yaşadıkları bu travmayla daha çok kenetlenerek, kayıplarının acılarını içlerine gömen Kırım Tatarlarının tarihi yüzyıllarca öncesine dayanan onurlu ve cesur duruşlarını hiç kaybetmediğini belirten Davutoğlu, engellere rağmen,  azim ve kararlılıklarıyla 1990’lı yıllardan itibaren sürgünden dönmeyi ve Kırım’da yeniden bir hayat kurmayı da başardıklarını ancak, 2014’teki yasadışı ilhakla birlikte eski günleri andıran sıkıntılı bir döneme girdiklerini ifade etti.

 

Mesajda, “Kırım Tatarlarının bir kez daha karşı karşıya oldukları varoluş mücadelelerinde gösterdikleri metanet ve ilkeli duruş her türlü takdire şayandır. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi Kırım Tatarı soydaşlarımızın yanlarında olmaya devam edecektir” ifadelerine yer verildi.

QHA

Kırım’ın Sesi Soluğu Kesildi !!!

Nisan 2015 itibarı ile Rusya’nın Kırım’ı ilhakının birinci yılı doldu. Yarımadada yaşayan Kırım Tatarları yeni rejimin çeşitli manipülasyonlarından hala kurtulamıyor.

Kırım Tatarca, Rusça ve Ukraynaca yayın yapan ATR televizyonu, çocuk kanalı Lale ve Maydan radyosu ile 15 minut (dakika) adlı haber ajansı, yeni egemen Rus yönetiminden akreditasyon alamadıkları için yayınlarına son vermek zorunda kaldılar.

Olay Türkiye’de birkaç basın organında ancak kısa bir haber olarak çıktı. ATR, akreditasyon almak için geçen yıldan beri dört defa başvurmuş, ilk üçüne ret gelmiş. Sonucu başvuruya cevap vermeye bile gerek görmemişler. Oranın yerli halkı olan Tatarları bu derecede aşağılamaktan utanmamışlar.

Bundan önce de en büyük haber ajansı olan Kırım Haber Ajansı iki defa müracaat edip reddedilince, mücadelesinden vazgeçmek zorunda kalmıştı. Bunun dışında “Avdet” gazetesi ve “Yıldız” dergisi de akreditasyon alamadılar. “Yıldız”ın sürgündeki Özbekistan’a dayanan en az 40 yıldan fazla bir geçmişi vardı. Bunun dışında “Armançıh” çocuk dergisinin başına da aynı şeyler geldi.

Anlaşılan Ruslar bu yayın organlarını tehlikeli addettiler. Neticede Tatarların tek bir yayın organı kalmadı. Sürgün döneminde dahi Özbekistan’da çıkan “Lenin Bayragı” adında bir gazeteleri, “Yıldız” adlı dergileri ve basılan yüzlerce kitapları vardı.

Ruslar burada Kırım Tatarlarını tam bir düşman olarak görüyorlar ve tam bir işgalci gibi davranıyorlar. Zaten Mayıs 1944’te onları Kırım’dan süren de aynı Rus hâkim zihniyetinin Komünist versiyonu idi.

2006 yılında yayına başlayan ATR ve yukarıda saydıklarımız “dostumuz” Rusya tarafından kapatıldı. Biz Türklerin, Kırım Tatarları ile olan manevi bağlarımızı hiçe saydılar.

Kırım Cumhuriyetinin başkanı Aksyanov kamuoyunu bu uygulamanın siyasi bir karar olmadığına inandırmak istiyor. Fakat Kırım Tatarlarının Rus planları içinde “şüpheli azınlık” konumları var. Kırım’ın işgalinden bu yana bir gazeteci yeni yönetimi devirmek suçlaması ile tutuklandı. Beş yıl hapis cezası alması bekleniyor. Bir hayli gazeteci sorguya çekildi ve evleri arandı. Bir kısım ise takibattan korkarak Kırım’ı terk etti. İki tanınmış Kırım Tatar lideri Reşat Çubarov ile Mustafa Cemilev Kiev’de sürgünde bulunuyorlar. Kırım’a girmeleri yasaklandı. Ruslar Tatarları ikinci defa topyekûn sürmeyi planlıyorlar.

kırım sesi kesildiİşgalin hemen sonrasında Moskova, Tataristan Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, siyasi ve tanınmış resmi şahıslarını Kırım Tatarlarını ikna etmeleri için Bahçesaray ve başkent Akmescit’e (Simferopol) yolladı. Onlar bir takım vaatlerde bulundular. Hatta yeni yönetim ile işbirliği antlaşması imzalandı. Yönetime bir Kazan Tatarı getirildi. Kazan Bahçesaray’a yardımla görevlendirildi. Şu anda kapatılan “ATR TV” ile Kazan’da yayın yapan “Yanğa Gasır/Novıy Vek (Yeni Asır) TV” işbirliği protokolleri imzaladı. Tataristan’dan bir takım sanatkârlar geldi, konserler verdiler. Sanki Tataristan, kardeş Kırım Tatarlarını kolları arasına almış gibi bir hava yaratıldı.

Şimdi bakıyoruz ki bütün bunların hepsi cidden “hava” olmuş. Şu anda cumhurbaşkanlığı makamına vekâleten bakan Minnihanov bu konuda basına sözlü bildiri yap(a)madı. Tek Prag’dan yayın yapan “Azatlık” radyosunun sorusuna kaçamak yazılı bir cevap vermekle yetindi: “Sorunlu konuları hukuk çerçevesinde çözmek gerekir” denilmekte bu yazıda.

Moskova’daki Rusya Müslümanları Müftüler Şurası ve Rusya Federasyonu Müslüman Ruhani Yönetimi Başkanı şeyh Ravil Gaynutdin, Kırım’ın işgalci yönetimi başkanı Sergey Aksyanov ile Rusya İletişim Bakanı Nikolay Nikiforov’a açık mektup yazdı. En azından Minnihanov’dan daha cesur davranabildi. Mektupta “ATR”nin kapatılmasının Kırım Tatar halkına büyük şok olduğunu ve büyük kültürel bir kayıp olduğunu, böylece Kırım Tatarlarının Rus siyasi, kültürel ve tarihi alanına entegre edilmesi prosesinde ciddi riskler yaratacağını” yazdı. Böylece bunun Putin’in politikasına da zarar vereceğini belirtti. Daha fazlasını zaten yazamazdı ama bir reaksiyon vermesi Rusya’daki 15 milyon Müslümanın dikkatini çekmiştir.

Moskova’nın Kırım Tatarlarını dışlama politikası geçen yılın 14-25 Ekim tarihlerinde apar topar yapılan nüfus sayımı sonuçlarında da görülmekte. 2001 yılında Kırım’da Ruslar % 58,5 oranına sahipken 13 yıl sonra % 67,9 oranına yükselmişler. Kırım Tatarları ise % 12,1’den % 10.57’ye (232.340) düşmüşler. Bu rakamlara bakarak bu nüfus sayımının adil yapıldığını nasıl iddia edebiliriz? Ancak hâkimiyet onların elinde olduğu için “ister al, ister alma!” durumunda kalıyoruz. Anlaşılan Moskova, Kırım Tatar nüfusunu gelecek nüfus sayımına kadar sıfırlamayı emrediyor. Bu ancak böyle yorumlanabilir.

Kırım’daki bu gelişmeleri ABD ve AB tenkit etti. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ise şöyle dedi: “Bizim Kırım konusunda görüşümüz belirgindir. Kırım’ın kanunsuz şekilde Rusya’ya katılmasını tanımadık ve tanımayacağız. Bizim hem Ukrayna hem de Rusya ile iyi münasebetlerimiz var. Rusya bizim önemli ticaret ortağımız, ama bunlar bizim oradaki gelişmeler konusunda doğruyu söylememize engel teşkil edemez”. Ne dersiniz? Bir diplomata yakışır ustalıklı bir dil kullanmış değil mi? Biraz argo kaçacak ama “Ne şiş yansın ne kebap” diyebilirdi.

Bu sözleri de bence yaklaşmakta olan seçimlerde Kırım kökenlilerin oyunu almak için demiş olması da muhtemeldir. Malum, siyasetçinin bir görevi de ortalığı yatıştırmaktır. Zaten bu durum Türklerin hatta Türkiye’ye tam anlamda entegre olmuş Kırım kökenlilerin pek de umurunda değildir. Ne demişler “ateş düştüğü yeri yakar”.

Baskılara, tehditlere, haksızlıklara maruz kalan oradaki bir avuç Kırım Tatarıdır. Ayrıca onların ataları ve kendileri sürgüne uğramıştır. Biz sürgün olayını ancak eski Sovyet lideri Hruşçov faş edince öğrenmiştik. Kısacası buradakilerin bu korkuları anlamaları veya hissetmeleri mümkün değildir. Bizler zaten mağdur olan bazı halklar gibi bu konuları çocuklarımıza aktarmadık veya aktarmaya gerek görmedik…

kırım ve türk bayrağıMoskova, Abhazya ve Güney Osetya’yı da benzer şekilde Gürcistan’dan koparmış idi. O zaman dünya ülkeleri pek bir reaksiyon göstermemişlerdi. Aslında Bağımsız Devletler Topluluğu antlaşmasında sınırların dokunulmazlığı maddesi vardı. Rusya Gürcistan’a karşı da, Ukrayna’ya karşı da bu maddeyi ihlâl etti. Böylece tek bu anlaşmayı değil, AGİT gibi bir sürü uluslararası antlaşmayı ihlâl etmiş oldu. AB ve ABD bunun üzerine sınırlı ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı. Ancak Putin’e bu yaptırımlar geri adım attırmadı, tersine daha da saldırganlaştırdı. Moskova, ekonomik ambargo dolayısıyla halkın sıkıntıya düşmesine aldırmıyor. Çünkü katı otoriter bir sisteme alışık Rus halkı çeneyi tutmasını biliyor. Bir kısım Rus ise büyüklük kompleksine kapıldı.

“Yeni Rusya” adını verdikleri Doğu Ukrayna’yı da Rusya Federasyonuna resmen katacaklar. Bu kadarla da kalmayacak. Sırada başka ülkeler var. Yoksa Rusya bu kadar hızlı silahlanmaz idi.

Murat Ülker: Kırım benim için çok bir şey ifade etmiyor

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Ülker Grubu’nun patronu Murat Ülker, Kırım’ın kendisi için çok bir şey ifade etmediğini söyledi.

Murat Ülker, Hürriyet gaztesi köşe yazarı Ayşe Arman’a verdiği demeçte, Arman’ın “Aileniz Kırım Türklerinden… Ne ifade ediyor sizin için Kırım?” sorusuna cevaben şunları söyledi:  “Çok bir şey ifade etmiyor. Babam Kırım’da doğdu. Biz tabii Kırım’ı bilmiyoruz. Ben sonradan gittim. Babama, amcama, “Sizi de götüreyim” dedim. Dediler ki, “Bizim orada pek güzel hatıramız yok. Gitmek istemiyoruz!” Çok çekmişler. Ama çok güzel bir memleket.”

murat ülker

2014 yılında Murat Ülker’in Kırım’ın en güzel yerlerinden biri olan Aluşta bölgesi Körbekül köyünde yaptırdığı Körbek Camii’nin açılışı gerçekleştirildi. Kırım’ın en güzel camileri sırasında yerini alan Körbek Camii’nin yerinde daha önce bulunan camide 1933 yılında kadar Murat Ülker’in dedesi imam Devlet Hacı İslam görev yapmış, ancak Stalin’in baskı politikaları döneminde Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış.

 

Çağdaş doğu tarzında inşa edilen cami iki kattan oluşuyor ve 500 kişilik kapasiteye sahip. Ayrıca binada ders odaları, yemekhane ve diğer odaların olduğu 15 öğrenci için medrese mevcut. İnşaat malzemelerinin tamamı Türkiye’den getirildi, inşaatı da Türk müteahhiti ve ustaları tarafından yapıldı.QHA

 

6 bin Kur’an-ı Kerim Nihayet Türkiye’den Kırım’a Ulaştı

Kırım Müslümanları Dini İdaresi, Türkiye’den gönderilen 6 bin Kur’an-ı Kerim’i teslim aldı.

İlgili kutsal kitaplar, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Seydişehir Şubesi tarafından Konya ve Seydişehir’de yaşayan hayırseverlerin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla toplandı.

14 Şubat 2015 tarihinde Kırım’a gönderilen 6000 adet Kur’an-ı Kerim, ilk olarak Kırım’ın Rus idarecileri tarafından Kırım’a alınmadı.

kuranKırım Derneği Seydişehir Şube Başkanı ve Kırım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Sarıkamış tarafından yapılan açıklamada; “Hayırseverlerden topladığımız 6000 adet Kur’an-ı Kerim’i 14 Şubat günü Kırım’daki Müslümanlara dağıtılmak üzere Kırım’a gönderdik. Kur’anlarımız Kırım Müftülüğü tarafından 6000 Müslüman Kırım Tatar aileye ücretsiz dağıtılacaktı. Kutsal kitaplarımız Kerç liman gümrüğüne ulaştı. Ancak, Kırım’daki sözde Rus yönetimi Kur’an-ı Kerimlerin girişini yasakladılar ve liman idaresine Kur’anlarımızın denize dökülmesi ya da Türkiye’ye geri gönderilmesi yönünde talimat verdiler. Sözde Rus idaresi ve Moskova’daki Putin iktidarı tarafından görevlendirilen işbirlikçi Kırım Tatar liderlerinin de bu talimat karşısında hiçbir şey yapmadıkları, hatta talimatın uygulanması için çabaladıkları yönünde duyumlar aldık” dedi.

Ancak Kırım Müslümanların Dini İdaresi’nin Rusya mevzuatına göre tescil işlemlerini yapmasından ve gümrük sorunu çözüldükten sonra, söz konusu Kur’an-ı Kerim’lerin Kırım’a girişine izin verildi.

Kur’an-ı Kerim’lerin, çocukların okutulması için medreselere ve Kuran kurslarının yapıldığı Kırım’ın camilerine dağıtılacağı bildirildi.

Kırım Müslümanların Dini İdaresi ve şahsen Kırım Müftüsü Hacı Emirali Ablayev, Kırım Derneği Seydişehir Şubesi ve Başkanı Mustafa Sarıkamış başta olmak üzere Türkiye’deki tüm yardımseverlere teşekkürlerini bildirdi.

Kırım Müslümanların Dini İdaresi ayrıca, gümrük sorunlarını çözmeye yardımcı olan herkese teşekkür etti.

QHA

 

Cafer Seydahmet Kırımer’i Saygıyla Anıyoruz.!

dağcı

Dağcı ve doğa sporcusu Rıdvan Şükür,   Kırım Türklerinin özgürlük mücadelesinde çok önemli bir yeri olan fikir ve devlet adamı Cafer Seydahmet Kırımer’i ölümünün 55. Yıl dönümünde saygı ve rahmetle andıklarını söyledi.

 3. Nisan 1960 tarihinde vefat eden fikir adamının eserlerinin kendilerine yol gösterdiğini söyleyen, İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünde de öğrenci olan Şükür, Gebze’de yaptığı açıklamada Kırımdan İstanbul’a gelerek öldüğü güne kadar Kırım’ın özgürlüğü yolunda çalışmalarını sürdüren büyük insanı 55. Ölüm yıldönümünde saygı ve rahmetle andıklarını söyledi. İlk eserini 1911 tarihinde yayınlayan ve eserleri ile günümüze ışık tutan fikir adamının “Rus yayılmacılığının tarihi Kökenleri” isimli kitabının günümüzde yaşanan olayları daha iyi anlamamızı sağladığını söyledi.

Rıdvan Şükür; Kırım Türkleri Göçe Zorlanıyor!

Dağcı ve doğa sporcusu Rıdvan Şükür,   Rusya’nın “Kırım Özerk Cumhuriyeti”ni işgal etmesi ile gelişen durum sonrası, günümüzde Kırım Türkleri üzerindeki siyasi baskıların arttığını, göçe zorlandıklarını söyledi.

rıdvan şükürAilesi Kırım Türkü olan dağcı Şükür, Gebze’de yaptığı açıklamada, günümüzde Kırım Türklerinin yaşadıkları olayların ve karşı karşıya kaldıkları baskıların sonucunda göçe zorlandıklarını söyledi. Geçmişte de büyük bir sürgün yaşayan Kırım Türklerinin lideri Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu’nun her platformda yeni bir sürgünle karşı karşıya kalabileceklerini söylediğini ifade ettiğini söyleyen ve hala

Kırım’da baskı amacıyla göstericiler gözaltına alınıyorBüyük bir yalnızlık yaşadıklarını söyleyen Rıdvan Şükür, siyasi ve kültürel baskılara dayanamayan, işsizlik ve ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalan çok sayıda Kırım Türkünün yaşadıkları yerleri terk ettiğini söyledi.

 Çok sayıda Kırım Türkünün Kırıma girişinin yasaklanmasının ise insan haklarına aykırı bir durum olduğunu ve uluslararası hukukun çiğnendiğini ifade etti.

“Ukrayna’nın Doğusunda Yaşanan Krize Kalıcı Çözüm, Ancak Barışçıl Yöntemlerle Sağlanabilir”

94Türkiye-Ukrayna Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin (YDSK) dördüncü toplantısı vesilesiyle Ukrayna’ya resmî bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kiev’e hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, “Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğimizi, Kırım’ın yasadışı ilhakını da tanımayacağımızı ilan ettik. Bu sıkıntılı dönemlerinde, komşumuz Ukrayna’nın ve halkının yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.

Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyareti sırasında ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirerek, Ukrayna ile 2011 yılında tesis edilen Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi’in dördüncü toplantısına, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile başkanlık edeceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu toplantında ikili ilişkileri tüm yönlerini ele alarak, ekonomik ve ticari iş birliği ile firmaların mevcut yatırımları ve yapmak istedikleri projeler üzerinde duracaklarını aktardı.

“Biz ilk defa başbakanlık görevini üstlendiğimizde sadece 1,3 milyar dolar olan ticaret hacmimiz,  aradan geçen sürede 5 kat artış kaydetti ve 6 milyar dolara ulaştı. Şüphesiz bunda özverili gayretlerimizin, firmalarımızın çabalarının, karşılıklı olarak ortaya konan iradenin çok büyük etkisi vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuların yanında görüşmelerde Ukrayna’da yaşanan olaylar dâhil, bölgedeki son gelişmeleri de ele alacaklarını kaydetti.

“UKRAYNA’DA MEYDANA GELEN HADİSELER, ÜLKEDEKİ TÜM KESİMLERİ YAKINDAN ETKİLİYOR”

Ziyareti kapsamında Parlamento Başkanı Groysman ile Başbakan Yatsenyuk’u da kabul ederek, gündemdeki konuları görüşeceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’da meydana gelen hadiselerin, ülkedeki tüm kesimleri yakından etkilediğine işaret ederek, şunları söyledi: “Bizim orada yaşayan Kırım Tatarı ve Ahıska Türk’ü kardeşlerimiz var. Geçmişte büyük acılara, trajik kitlesel sürgünlere maruz kalmış bu kardeşlerimiz, uzun yıllar sonra vatan hasretlerini bitirip, ülkelerine dönebildiler. Maalesef onlar da yaşanan gerilimlerden, çatışmaların sebep olduğu sıkıntılardan çok ciddi bir şekilde etkileniyorlar. Türkiye olarak ilgili kurumlarımız aracılığıyla, bu kardeşlerimizin durumunu yakinen takip ediyoruz. Kırım’ın yasadışı ilhakından sonra buradaki Tatar kardeşlerimizin, bilhassa yerel makamlar tarafından baskı altına alınmasını tasvip etmemiz mümkün değil. Bu endişemizi, bu konudaki hassasiyetlerimizi konunun tüm muhataplarıyla ele alıyor, beklentilerimizi, atılması gereken adımları dile getiriyoruz.”

Temasları çerçevesinde, Kırım Tatarları ve Ahıska Türkleri’nin temsilcileriyle de bir araya geleceğini ve onların sıkıntılarını dinleme imkânı bulacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukraynalı muhataplarımla yapacağım görüşmelerde, bu kardeşlerimizin meselelerini gündeme getirip, bunların çözümü noktasında ortak neler yapabileceğimize dair görüş alışverişinde bulunacağız” dedi.

“ÜLKEMİZİN İÇİNDE BULUNDUĞU GENİŞ COĞRAFYA SANCILI BİR SÜREÇTEN GEÇİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizin içinde bulunduğu geniş coğrafyanın sancılı bir süreçten, zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekerek, “Güneyimizde Suriye, Güneydoğumuzda Irak, daha aşağıda Yemen, Kuzey’de Ukrayna çatışmaların yaşandığı, istikrar ortamının ciddi zarar gördüğü bölgeler. Biz bu süreçte komşuluk hukukumuzun gereği, kardeşlik hukukumuzun gereği neyse onu yapmanın mücadelesi içerisindeyiz” dedi.

Stratejik ortağımız ve dostumuz olan Ukrayna’da yaşanan gelişmelerin “an be an” takip edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’nın karşı karşıya olduğu zorlukları aşması için bölgesel ve uluslararası tüm aktörler ile yakın diyalog halinde bulunduklarını söyledi. Ülkemizin başından beri Ukrayna konusunda ilkeli bir tutum benimsediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğimizi, Kırım’ın yasadışı ilhakını da tanımayacağımızı ilan ettik. Bu sıkıntılı dönemlerinde, komşumuz Ukrayna’nın ve dost halkının yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.

UKRAYNA’DA ÇÖZÜM ARAYIŞI

Ukrayna’nın doğusunda yaşanan krize kalıcı çözümün, ancak barışçıl yöntemlerle bulunabileceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Bu süreçte, diplomasinin tüm imkânlarından istifade edilmeli, kalıcı istikrarı temin edecek en ufak bir fırsat, sonuna kadar kullanılmalıdır. Bunun bir yansıması olarak gördüğümüz 12 Şubat tarihli Minsk Önlemler Paketi’ni bu noktada çok önemsiyoruz. Varılan mutabakat neticesinde hayata geçen ateşkesten de büyük memnuniyet duyuyoruz. Temennimiz, bu ateşkesin muhafaza edilmesi ve bu ateşkes neticesinde sağlanan sükûnetin kalıcı bir çözüm için değerlendirilmesidir. Biz bu süreçte elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, ziyaretinin hem Ukrayna ile ikili ilişkiler hem de Ukrayna ve Kırım’da yaşayan kardeşlerimiz açısından hayırlara vesile olmasını dileğini ifade ederek tamamladı.