Etiket arşivi: Kıng

BÜYÜK ÖDÜL TÜRK MÜHENDİSLERİN GELİŞTİRDİĞİ YERLİ KAMYONA VERİLDİ

Koç Holding ve Ford Otosan Onursal Başkanı Rahmi M. Koç ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç’un katılımıyla Ford Trucks, yeni çekicisi F-MAX, 2018 Hannover Uluslararası Ticari Araç Fuarı’nda (IAA) dünyaya tanıtıldı.

Eskişehir’de 5 yıldır Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve Türkiye’de yüzde 90’ı yerli olacak ilk çekici F-MAX, daha yollara çıkmadan fuarın büyük ödülü “2019 Uluslararası Yılın Kamyonu Ödülü”ne de layık görüldü. Ödülü araca Rahmi Koç taktı.

Ford Trucks, yeni çekicisi F-MAX’i, 2018 Hannover Uluslararası Ticari Araç Fuarı’nda (IAA) dünyaya tanıttı. F-MAX, her yıl fuarda sonucu merakla beklenen büyük ödülü “Uluslararası Yılın Kamyonu Ödülü”ne de layık görüldü. Töreninin ardından gazetecilerle buluşan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç, “Ford Trucks, Ford Otosan’ın geleceği için bizleri heyecanlandırıyor. 2010 yılında aldığımız stratejik kararla kamyon büyütmek için büyük bir atılım başlattık. 2015 yılından bu yana ise Ford Trucks için 400 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdik. Yılın Kamyonu seçilen yeni çekicimizin uluslararası pazara yeni bir oyuncu olarak girmesi için hazırız. F-MAX ile uluslararası büyümemizi daha da sağlamlaştırırken, ihracatta yeni yollar açarak ülkemizin ekonomisine daha fazla katkı sağlayacağız” dedi.

Ford Trucks, Hannover’de başlayan Uluslararası Ticari Araç ve Yan Sanayii Fuarı’nda (IAA), yeni çekicisi F-MAX’i dünyaya tanıttı. F-MAX’in dünya prömiyeri büyük bir habere de sahne oldu. Her yıl sonucu merakla beklenen Uluslararası Yılın Kamyonu Ödülü”ne bu yıl F-MAX’in layık görüldüğü açıklandı. F-MAX’in dünya prömiyerine ve ödül vesilesiyle fuarda düzenlenen törene Koç Holding ve Ford Otosan Onursal Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Holding Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Cenk Çimen, Ford Otosan Yönetim Kurulu üyeleri Ali İhsan İlkbahar, Turgay Durak, Füsun Akkal Bozok, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Ford Otosan Genel Müdür Başyardımıcısı Lisa K. King ve Ford Otosan üst yönetimi katıldı. Ford Trucks’ın, Ekim ayında piyasaya süreceği yeni çekicisi F-MAX fuarın da ilgi odağı oldu. Fuar, 20-27 Eylül 2018 tarihlerinde ziyarete açık olacak

Ali Y. Koç: “Bir aracı motoru dâhil geliştirip üretebilecek yeteneğe sahip ilk Türk şirketi olmanın gururunu yaşıyoruz.”

F-MAX’in dünya prömiyeri sonrasında açıklamalarda bulunan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç, Ford Otosan’ın kamyon işine 1959 yılında başladığını hatırlatırken, “1982’de kurulan İnönü fabrikası ile kamyon işindeki iddiamızı mühendislik gücümüzle birleştirerek yeni bir aşamaya taşımıştık. Bugün geldiğimiz noktada ise bir aracı, motoru dâhil, geliştirip üretebilecek yeteneğe sahip ilk Türk şirketi olmanın gururunu yaşıyoruz. Bugün dünya prömiyerini gerçekleştirdiğimiz F-MAX ile Türkiye’nin sıfırdan geliştirilen ve üretilen ilk çekicisini dünyaya sunuyoruz. Uluslararası Yılın Kamyonu (International Truck of the year) ödülü üretim gücümüzün ve mühendislik kabiliyetlerimizin ulaştığı noktayı ortaya koyuyor. Emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarımı kutluyorum. Çekicimizin uluslararası pazara yeni bir oyuncu olarak girmesi için hazırız.” dedi.

Ali Y. Koç: “Ford Trucks’a yaptığımız yatırımın en önemli noktasındayız.”

Ford Otosan’ın 2010 yılında kamyon işine odaklanarak yeniden yapılanmaya gittiğini ve bu kapsamda yürüttüğü stratejinin ardında uluslararası bir marka olma hedeflerinin bulunduğunun altını çizen Koç, “Ford Trucks, Ford Otosan’ın geleceği için bizleri heyecanlandıran çok önemli bir girişim. 2010 yılında aldığımız stratejik kararla Ford Trucks’ın büyümesi yolunda büyük adımlar attık. Türkiye’de tamamen ağır ticari araçlara özel ve son derece modern bayi yapılanmamızı 30 plaza ile tamamladık. Uluslararası pazarlarda büyümemizi ise Orta Doğu, Afrika, Rusya ve Türkî Cumhuriyetlerin ardından, Orta ve Doğu Avrupa’da gerçekleştirdiğimiz bayi açılışlarıyla sürdürdük. Bugün itibarıyla 33 ülkede faaliyet gösteriyoruz. 2018 sonu itibarıyla 41, 2020 sonu itibarıyla da 51 ülkede var olmayı hedefliyoruz. 2015 yılından bu yana Ford Trucks için 400 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdik. 2017’de uluslararası pazarlardaki satışlarımızı yüzde 50 artırdık. Bugün geldiğimiz noktada, Ford Trucks işine yaptığımız yatırımın en önemli noktasındayız. F-MAX, uluslararası pazarlardaki büyümemize ivme kazandıracak. Alt yapımız ve global yapılanmamız, F-MAX’in uluslararası pazarlara yeni bir oyuncu olarak girmesi için hazır. Ford Trucks’ın hedefi ürettiğimiz her 3 araçtan birini ihraç etmek ve ihracatımızın yüzde 50’sini Avrupa pazarlarına yönelik gerçekleştirmek. Hep vurguladığımız gibi, Koç Topluluğu olarak ülkemize duyduğumuz inanç ile rekabet gücümüzü artıracak, ülkemize katkı sağlayacak, fark yaratacak yatırımlarımızı, planlı ve uzun vadeli bir bakış açısıyla sürdürüyoruz. Geçmişten bugüne, her zaman kısa vadeli dalgalanmalar yerine uzun dönemli hedeflere odaklanmaya özen gösterdik. Memleketimizin potansiyeline kavuşmasında ve ülkemizin uzun vadeli hedef ve hayallerinde bizim de bir katkımızın olması Topluluğumuz için en önemli motivasyon kaynağı.”

Haydar Yenigün: “Bugün aldığımız ödül araç üretme ve geliştirme kabiliyetimizin geldiği noktayı çok iyi anlatıyor.”

Hem Ford Otosan adına hem de Türkiye adına çok gururlu bir an yaşadıklarını ifade eden Haydar Yenigün şunları söyledi: “Ford Otosan olarak araç üretme ve geliştirme kabiliyetimizin geldiği noktayı, bugün layık görüldüğümüz “Yılın Kamyonu” ödülü çok iyi anlatıyor. 23 Avrupa ülkesinden 23 ayrı jüri üyesinin değerlendirmeleriyle elde ettiğimiz bu ödül, bizim geleceğimiz için de çok önemli bir adım. Ford Otosan olarak ortaklarımız Ford Motor Company ve Koç Holding’in bize verdiği destek ve güven ile yolculuğumuza devam edeceğiz.”

F-MAX HAKKINDA EK BİLGİ

Uluslararası arenada güçlü bir oyuncu olacak

  • Ağır ticari segmentinin öncü oyuncularından biri olmaya hazırlanan F-MAX, uluslararası pazarlarda Ford Trucks müşterilerinin ve filo sahiplerinin beklenti ve taleplerini karşılayacak şekilde tasarlanarak üretildi.
  • F-MAX’in geliştirilmesi sürecinde 5 ülkede yürütülen saha çalışmaları sırasında 900 şoför, 44 filo yöneticisine ulaşıldı ve beklentileri doğrultusunda tasarım aşamasına geçildi.
  • Ford Otosan Ar-Ge Merkezi ve İnönü fabrikasında süren 5 yıllık tasarım, geliştirme ve üretim sürecinde 1.200 Ford Otosan mühendisi görev alırken birçok yerli imalatçı da üretim sürecine katkı yaptı.
  • Konfor, teknoloji ve verimliliğin bir arada olduğu F-MAX, 2,50 m. kabin genişliği, tünelsiz orta bölgesi ve uçak tipi saklama alanlarıyla uzun yol şoförlerine kabin içi rahatlık sunuyor.
  • 500 PS gücü ile Yeni Ford Trucks F-MAX, yakıt ekonomisi, düşük bakım ve işletim giderleriyle de kullanım maliyetlerini düşürüyor.
  • Zorlu şartlarda kullanıcıların ihtiyaç duyduğu güç ve performansı sağlaması amacıyla geliştirilen F-MAX, 4 kıtada 11 ülkede toplamda 5 milyon kilometre teste tabî tutuldu. Farklı pazar koşullarına uygun olarak geliştirilen Ford Trucks F-MAX, çok zorlu iklim ve arazi şartlarındaki testleri başarı ile tamamladı.
  • Geleceğin teknolojilerine odaklanan Ford Trucks F-MAX, ConnecTruck kapsamında bilginin her an ulaşılabilir olmasını; kullanıcıların araçlarına, işlerine ve tüm dış dünyaya entegre olmasına kolaylık sunuyor. Ford’un bağlantılı ilk ağır ticari aracı olan F-MAX, harita destekli hız kontrolü, multi medya sistemi gibi teknolojileriyle sürücülerin ve filo yöneticilerinin hayatını kolaylaştırıyor.

İSLÂM COĞRAFYASININ 20 YIL SONRAKİ KURBAN BAYRAMI MANZARALARI

 

 

 

süleyman pekin2036 yılı Şubat ayı başlarına denk gelen Kurban Bayramı, sonradan muhabir olacak bir çocuğumuzun bildirdiğine göre Türkiye’de geçmiş yıllara oranla daha farklı kutlanmış yani idrak edilmiş.

Türk insanının şehirlerde yaşayan kısmının yarıya yakını Anadolu’daki birleştirilmiş köylere sunulan eğitim, sağlık, güvenlik ve üretim endeksli iş imkânlarından ötürü kırsal olarak kabul edilen yerleşim yerlerinde yaşamaya başlamış. Her büyük veya birleşik köyde yerel bankalar, organik fabrikalar, gezici teknoparklar, alış-veriş kooperatifleri, kültür ve sanat merkezleri ile bin kişilik demokratik meclisler öncelikle göze çarpan hususlar. Köy bayramlaşmaları ilk gün kendi içinde, sonraki günlerdeyse civar köylerle ortak şölenlerle gerçekleşmekteymiş.

Kesilecek kurbanlar nüfusun ihtiyacıyla sınırlandığı için ülkenin dört bir yanında eksiklik duyan diyarlara, 4 yıldır da eksiklik duyan bir yer kalmadığı için daha çok yurtdışına ve özellikle savaşların bir türlü bitmek bilmediği Sırbistan, İsviçre, İtalya ve Fransa gibi yakın yerlere gönderilmekteymiş.

12 yıldır iç savaşla boğuşan ABD’nin Kızılay vasıtasıyla girilebilen eyaletlerine ve sık sık terör saldırılarına hedef olarak büyük kayıplar veren İspanya, Hollanda, Almanya ve İngiltere başkentlerine de her bayram – sınırlı da olsa – yardım ulaştırılmaya devam edilmekteymiş. Bu konuda Türkiye’yi Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan, Libya gibi zengin ve duyarlı ülkeler de yalnız bırakmamaktalarmış.

Irak son 19 yıldır hem sağladığı iç barışıyla hem demokrasi anlayışıyla Ortadoğu’nun Suriye’yle birlikte örnek ülkesi pozisyonundaymış. Nüfusu 63 milyona, eğitim kalitesi yüzde 99’lara ve GSYİH’sı 1 trilyon liraya (2 trilyon dolar) varan Irak’ı büyük bir istikrarla takip eden Suriye ise 16 yıldır Türkiye ile gümrük birliğine girerek ekonomisini 10 Büyük Ekonomi’nin en yakın takipçisi olmayı başarmış.

Yakın zamanda Japonya’yı geçmeyi başaran teknoloji devi Pakistan, 260 milyonluk nüfusunun yaşam standartlarını her geçen yıl biraz daha yukarıya taşıyarak 2035 yılsonu istatistiklerine göre kişi başına millî gelirde 10 bin lirayı (20 bin dolar) aşmış. Benelüks ülkelerinden daha modern yöntemlerle tarım ve hayvancılık konusunda dünya için numune teşkil eden Afganistan’da Kurban Bayramı içten dışa bir yardımseverlik bayramı olarak kutlanmaktaymış.

13 yıl önceki anlaşmayla birleşen 3 ayrı devletçikten tekrar Libya’yı oluşturan halkın petrol zenginliğini özellikle Orta Afrika’nın yoksul ülkeleriyle karşılıksız paylaşması Libya’yı Afrika’da ‘gönüllerdeki ülke’ haline getirmiş ve her yıl adlığı düzenli göçlerle nüfusunu 33 milyona taşımış. Aynı zamanda üniversal eğitim alanında tüm kıtanın en önemli bilim merkezi konumundaymış.

Mısır, Yemen, Filistin, Ürdün, Cezayir, Sudan ve Nijerya’da da Kurban Bayramı büyük olgunluk ve toplumsal birliktelikle geçmiş. Abartılı sahneler görülmemiş ve ülkedeki diğer din mensuplarına yapılan ikramlar kucaklaşma meydanlarında göz yaşartıcı sahneler oluşturmuş.

Hac Organizasyonu’nu İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde kurulan İslam Ortak Paydası kuruluşunca yapan Müslümanlar, son 3 senedir yaralanmalar nedeniyle gerçekleşen hac iptalini bu yıl yaşamamış. Bunda da iklim nedeniyle burnu kanayan hacıların haccın iptal olmaması için yoğun helâllik gösterilerinin etkili olduğu sanılıyormuş. İslam Dünyası, insan ölümlü kazalardan veya ciddi yaralanmalardan ötürü 360 kişilik İslam Bilim İnsanları Akademisi’nin (İBİA) verdiği kararlarla amacını yitiren Hacc’ın iptali uygulamalarına alışmış durumda.

Bu arada Türkiye’de 4 günlük bayram tatili boyunca hiçbir trafik kazası olmadığı ve İstanbul’da çok eski senelerde yaşanan Bayram öncesi trafik sıkışıklığın resmen tarihe karıştığı aktarılmış. Şehir içindeki kucaklaşma alanlarında, park ve mesirelerde Bayram dayanışmasını idrak eden İstanbullular diğer şehirlerdeki gibi insanî ve İslamî sorumlulukla yoksul, yetim, garip, göçmen, yolcu, borçlu ve asgarî ücretliler için kurulan paylaşım sandıklarını doldurarak Bayram süresince yerine ulaşması için büyük gayret sarfetmiş. Çocukların da bilhassa bu muhteşem dayanışmada yer almaları sağlanmış.

Cumhurbaşkanı, Bayramı önce memleketinde sonra da ülkenin 3 ayrı bölgesindeki örneklem kırsal beldelerde ailece 3 gün – 3 gece geçirerek yaşamış. Başbakan ve Bakanlar Kurulu da aynı şekilde.. Muhalefet partilerinin hayır ve yardımlaşma adına donattığı yüzlerce tır ise siyasîlerin kılavuzluğunda il il, köy köy gezerek gönüllerde yer tutmaya çalışmış.

This is my dream, too Mr. King / Bu da benim rüyam Bay King.

Nice Hayırlı bayramlara!

KÜRESEL KÖLELİĞİN GÖNÜLLÜ HALKALARI

 

 

 

süleyman pekinKölelik, İslam öncesi Türk tarihinde yoktur. Zira konar-göçer Türk sosyo-ekonomik yaşantısına uygun değildi. “İnsanlar arasında eşitliğe çağrı” olan İslâmiyet de hitap ettiği toplumlardaki köleliği tedricen kaldırma yoluna gitmiştir. Ne var ki adı Müslüman kendi kavmiyetçi devletler (Emevî, Abbasî) eski alışkanlıklarını kolay bırakamadılar.

Maalesef fıkıh ve ilmihal kitaplarımızda, Selçuklu ve Osmanlı geleneğimizde bile “köle, gulâm, kenîz (cariye)” gibi kavramlarla az da olsa varlıklarını sürdürdüler. Oysa ‘köle azad etmek’ diye çok sevaplı bir Peygamber sünneti vardı ve başta Hz. Ebubekir gibi, Hz. Ömer gibi dev sahabeler bu işe öncülük ediyorlardı.

Birde kronik köleciler ve sınıf ayrımcıları var; sıfatıyla müsemma ‘Vahşi Batı’. Onlar Kabilimsi bir medeniyetin torunları olarak hayatı sınıf çatışmalarıyla bir algıladılar ve köleliği kendi ruhlarından taşırarak tüm insanlığa yaymaya çalıştılar.

Siz 1776 Amerikan Bağımsızlık Kongresi’nde veya 1789 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde kölelik karşıtı, eşitlikçi ve doğuştan özgürlükçü yaklaşımlar deklare edildi diye sonraki yüzyıllarda ona uyulacağını mı zannetmiştiniz?

1950’lere kadar siyahlar beyazlarla aynı otobüse bile binemiyordu. Sonradan önde oturmamak ve beyazlara yer vermek karşılığında binebildiler. Roma Olimpiyatları’nda boksta altın madalya kazanan Muhammed Ali’nin beyazların lokantasına girememesi üzerine madalyayı nehre fırlattığında takvimler 1960’ı gösteriyordu.

1990’lara kadar her siyahî futbolcu İngiltere’nin meşhur Wembley’inde ıslıklanmıyor muydu? Hâlâ daha maymun taklidi yapılmıyor mu? Samuel Eto, Barcelona formasına rağmen İspanya’da gördüğü ırkçı tepkiler üzerine sahayı terk ettiğinde takvimler 2006’yı göstermiyor muydu? Sembolik olarak Başkan seçilen Barack Obama, dönemini nerdeyse tamamlamış olmasına karşın renk olarak henüz sindirilebilmiş değil.

Bilincinize yediremediğiniz / içinize sindiremediğiniz kuralları kâğıda yazdınız diye secde edecek değiliz. Yada tam tersinden; bizde zaten var olan değerleri Tanzimat’la (1839) ilân ettik diye “Günaydın abisi” denilecek pozisyonlara da düşmek istemeyiz. Aynı filmi değişik sarımlarla her yüzyılda izlemek durumunda hiç değiliz.

Kavramların karşılıkları dünyanın dört bir tarafında aynı mı acaba? Oyunu kuranlar resmen kavramlardan kaos üreterek sonuç almaya çalışıyor. Meselâ; demokrasi = işgal, özgürlük = kölelik, barış = şiddet, adalet = dayatma, eşitlik = seçkincilik, teknoloji = put.

Daha da mühimi şu ki kavramlar bize ait değil ve bizler de balık hafızalıyız. Bir; tarih ve kaynaklar gerimizde, uygulamalar önümüzde duruyor. İki; Müslümanlığın yüz karası IŞİD hâlâ köle pazarları kuruyor.

Kamuoyu organizatörlerinin oluşturduğu gündemlerin peşinde gitmede bire biriz. Edilgenlik ve pasifizasyon, sürekli seyir ve izleyicilik hâli sürüleştiğimizin de bir göstergesi. Ne de olsa çoban / kovboy gütmeyi sever.

Televizyon gibi bir hipnozitan, telefon gibi çok amaçlı bir oyuncak ve tüm beğenilerini başkaları inşa ettiği halde ‘zevkler ve renkler tartışılmaz’ repliğiyle özgür olduğunu sanan milyonlarca küresel köle.

Bir elektro-şok, bir sosyolojik kırılma yada olağanüstü gelişmeler bekliyoruz. Zira Martin Luther King gibi bir ‘Hayâlimiz var’.

İTEF 2015 Yazarlarından Jonathan King Londralı Okuyucularıyla Buluşuyor!

23 Ekim 2015
Saat: 19:00
Yer: Yunus Emre Enstitüsü Türk Kültür Merkezi Londra
10 Maple Street Dowing House W1T 5HA Londra/İNGİLTEREgelibolu günlükleri

100 Yıllık Barış Çanakkale: Edebiyat Köprüleri projesi  kapsamında Çanakkale Savaşı’ nın 100.yılında 3 yazar 6 gün boyunca 3 farklı şehirde dört etkinlik gerçekleştirdi.
Etkinlik görüntüleri için : https://www.youtube.com/watch?v=Sjt7xjzp38U
“Gelibolu Günlükleri”  kitabının yazarı  akademisyen Dr. Jonathan King 23 Ekim Cuma günü 19:00’da Yunus Emre Enstitüsü’nün Londra’daki Türk Kültür Merkezi’ne konuk oluyor.
Yapılacak  etkinlikte, akademisyen ve yazar kimliğinin yanı sıra film yapımcısı da olan King’in “Gallipoli : Last Anzacs Tell All” belgeseli gösterilecek. Ardından Jonathan King, çok satan “Gelibolu Günlükleri’ kitabında da  anlattığı gibi Gelibolu’nun bilinmeyenlerini izleyicilerle paylaşacak ve kitaplarını imzalayacak.
Yazar hakkında detaylı bilgi için : http://itef.kalemkultur.com/?page_id=3464&lang=tr

*Katılım ücretsizdir. itef logo

Merakla Beklenen O,Park Mustafa Ceceli ile Açılıyor

 

 

Kocaeli’nin yıldızı parlayan bir ilçesi olan Darıca’nın ilk alış veriş merkezi Darıca Park, 30 Mayıs’ta açılıyor. Ünlü sanatçı Mustafa Ceceli, Darıca Park’ın açılışında konser vermek için 31 Mayıs’ta Darıca’ya geliyor.

mustafa ceceli

SMA Metrostar Grup tarafından Darıca’ya kazandırılan ilçenin ilk ve tek alış veriş merkezi Darıca Park 30 Mayıs Cumartesi günü kapılarını halka açıyor. Darıca İstasyon Caddesi üzerinde bulunan Darıca Park, Darıca’nın ilk, Gebze bölgesinin ise ikinci AVM olma özelliğini taşıyor. Ulusal ve uluslar arası bir çok markada Darıca Park’ı tercih etti. SMA Grup yöneticileri Darıca Park’ın açılışını da şölen havasında yapacak. Beste ve şarkılarıyla milyonlarca hayranı bulunan ünlü sanatçı Mustafa Ceceli, Darıca Park’ın açılışından bir gün sonra, 31 Mayıs Pazar günü Darıcalı hayranlarıyla buluşacak. Ceceli’nin konseri Darıca Park’ta saat 20.00’da başlayacak.

DARICA PARK’IN AÇILIŞINDA ALTIN YAĞMURU VAR

Darıca Park, açılışa özel sürprizler hazırlıyor. Bu sürprizlerden biri de altın hediyesi. Darıca Park, bir ilke imza atarak açılış günü 199 kişiye çekilişsiz kurasız altın dağıtacak. Açılışla birlikte 30 Mayıs’ta Darıca Park’a gelip, AVM içinde bulunan mağazalardan 199 TL ve üzeri alış veriş yapan ilk 199 kişiye 199 çeyrek altın hediye olarak verilecek.

ÜNLÜ MARKALAR DARICA PARK’TA BULUŞTU

Ünlü markalar Darıca Park’ta buluştu. 10 bin metre kare kapalı alan üzerine kurulu bulunan Darıca Park’a bir birinden ünlü markalar şube açtı.  Burger Kıng, Watsons, Tedi, Atasun Optik, Englısh Home, DS Damat, Collezione, Flo, Penti, Bebeto, Hacıoğlu, Bereket Döner, Simit Sarayı, Kahve Diyarı, Sultanahmet Köftecisi, Masal Bebe, Tshırt Hane, Kiwi, Mi’em, Bun Desıgn, Wodafone, Mersin Tantuni, Çiğköftem, Altın Patates, Asoti, Çörek Otu, Chocenfes, Demlik ve birçok marka Darıca Park’ta açılışla birlikte hizmet vermeye başlayacak. Darıca Park’ta çocuklarda unutulmadı. Eğlence ve macera dolu Dal Lunapark oyun salonu da Darıcalı miniklerin hizmetine sunuldu. Çocuklar bu oyun alanında gönüllerince vakit geçirecek. Darıca Park bünyesinde 38 mağaza bulunuyor.

DARICA’YA RENK KATACAK PROJEdarıca1

Darıca Park’ı bölgeye kazandıran SMA Metrostar A.Ş’nin genel müdürü başarılı iş adamı Abdullah Örs, önemli bir yatırımı Darıca’ya inşa ettikleri için mutlu olduklarını söyledi. Son yıllarda yıldızı parlayan, yerel ve merkezi yönetimlerin yaptığı yatırımlar ile modern bir gelişme çizgisi gösteren Darıca’nın büyümesine katkı sunacak bir projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Örs, “Darıca benim için çok önemli bir kent. Sevdiğim dostlarım burada. Bu kentin her alanında olmak ve Darıca’ya katkı sunmak istiyoruz. Darıcalılar hem şahsen bizi hem de SMA Metrostar ailesini yakından tanıyor. Darıca Park,

ilçemize sunduğumuz güzel bir hizmet. Burası Darıca’da yüzlerce kişiye istihdam sağlayan bir iş kapısı oldu aynı zamanda. Darıca Park’ın bölge ekonomisine önemli ölçüde katkı sunacağını tahmin ediyoruz” dedi. Darıca Park’ın yüzde 100 dolu bir şekilde kapılarını açtığını ifade eden Örs, , tüm vatandaşları 30 Mayıs Cumartesi günü açılışa ve altın dağıtımına, 31 Mayıs saat 20.00’daki Mustafa Ceceli konserine davet etti.

 

 

Abdullah Örs: darıcaDarıca Park’ı Darıca’ya kazandıran SMA Metrostar Grup genel müdürü Abdullah Örs, Darıca Park’ın Darıcalılar için istihdam kapısı olacağını söyledi.

 

Darıca Park: 10 bin metre kare kapalı alan üzerine kurulu bulunan Darıca Park, 3 bin metre karelik açık otoparka sahip. Darıca Park dünya ve Türkiye markalarını Darıcalılarla buluşturacak.

 

Mustafa Ceceli: Ünlü sanatçı Mustafa Ceceli, 31 Mayıs Pazar günü saat 20.00’da Darıca Park’ta konser verecek.

 

Haber Yayın:Yusuf Ünel