Etiket arşivi: Kimlik

Vatandaşa kimlik ve pasaport uyarısı

Kimlik yenileme için belirlenen son tarih, vatandaşların gündeminde yer almaya devam ediyor.

mask

Yeni kimlik çıkartmak için ödenmesi gereken ücret çeşitli durumlarda farklılık gösteriyor. TC kimlik belgesi, eski düzende nüfus cüzdanı olarak adlandırılan belgeyi kaybedenler yeni kimlik çıkarmak için ödemeleri gereken ücret; 22,50 TL. Çipli kimlik kartlarının kaybedilmesi halinde ise 45 TL ödeme yapılması gerekiyor. TC kimlik belgesi 2023 yılına kadar değiştirebiliyor.

Sinop Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğünden konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Son zamanlarda bazı basın yayın organları ile sosyal medyada 2020 yılında TC kimlik kartı, pasaport ve sürücü belgesi değerli kâğıt ve harç bedellerinde yüksek artışlar olacağı, nüfus cüzdanı ve eski sürücü belgelerinin 2020 yılından itibaren geçerli olmayacağı, sürücü belgelerinin yenilenmesi için sağlık kurulu raporu isteneceği ve bu nedenle belgelerin değiştirilmesi gerektiği şeklinde asılsız haberler çıktığı anlaşılmıştır.

TC kimlik kartı, pasaport ve sürücü belgesi değerli kâğıt ve harç bedellerinin her yıl olduğu gibi 2020 yılı içerisinde de yeniden değerleme oranında artış yapılarak güncelleneceği, halen kullanılmakta olan nüfus cüzdanlarının TC kimlik kartı alıncaya kadar geçerli olduğu, sürücü belgeleri için mevcut uygulamada herhangi bir değişiklik yapılmadan yenileme işlemlerine devam edileceği, vatandaşlarımızın asılsız haberlere itibar etmemeleri gerekmektedir” denildi.

KİMLİK DEZENFORMASYONU VE TOPLUMUN YENİDEN YAPILANMASI – I

 

 

süleyman pekinTürkiye’de kimlik sosyolojik değil psikosomatik algıdır. En çok da siyasi partiler, spor kulüpleri, şehir ve semt aidiyetleri ile sülâle birlikleri üzerinden gider. Millet, ümmet ve insanlık gibi geniş plakalar ise ancak diş dolgusu kadar iş görürler. Fakat geniş kesimler için kamuflajı en çok da bu alandan tedarik edilir.

Kendini kıymetsiz bilen bir kısım, terapi vaziyetinde toplanarak din gibi mühim bir değer üzerinden kıymetlenme yoluna gittiler. Aynen halı sahalarda formanın üstüne giyilen yeşil yelekler gibiydi, giyen başka bir dünyaya ışınlanıyordu.

Zamanla yelekle tanımlamanın yüksek getirisi alttaki kıyafetten karaktere kadar birçok şeyi unutturdu. Yeşili bir kimlik yapıp hem ticarete hem siyasete soktular; her iki alanda kârlar maksimum düzeyde idi. Ve dinin değeri altı üstü bir renkten ibaret zannedildi.

Başka bir halı sahada başka bir yelek modeli üzerinden başka bir takım oluşmadaydı. Milliyet, sarı olsun. Onu giymekle saygınlık kazandığını düşünen sıradan insanların gurup terapisi o kadar etkiliydi ki yelekten önceki zamanları zihinlerde adeta sıfırlamıştı.

Bir başka yerde, bir başka yelek: pembe. Sosyallik ve toplumsallık kavramları artık bir halı saha takımının maskotuydu, renk ayrımıydı. Klasik bir tribün sloganı ve ‘çak’ yapmaktan öte bir anlamı yoktu. Veya ötekilerin berisinde olmaktan başka bir tanımlaması.

Necisin? İslamcıyım, Müslümanım. Barışın ve esenliğin temsilcisi misin? Hayır! Doğru ve güvenilir misin? Nein! Elinden – dilinden çevrendekiler zarar görür mü? He! Zulme ve haksızlığa karşı duruşun ne? Hiç! Çıkarına düşkünlüğün ve menfaatperestliğin nasıl? Âlâ! Bir yeleğe gizlenip defolarını deri gibi dökmektesin hâlâ.

Necisin? Milliyetçiyim, ülkücüyüm. Milletinin ihtiyaç sahipleriyle aran nasıl? Yok! Türk insanıyla problem yaşadın mı? Çok! Ülkün ne? Yükselmek. Nereye? Tepeye! Hangi tepeye? Everest! Milletinin diğer fertlerine ne dersin? Rest! Bir türkü daha? Ha a!

Necisin? Sosyalim, demokratım. Ne zaman? Seçim zamanı. Ne kadar? İncir çekirdeği. Bak; garibanlar, ezilenler? Güneş gözlüğümden gözükmüyor. Cehalete karşı savaş? Ben söverim arkadaş! Rahatladın mı? Hııı! Ebenin hoşafı!

Necisin? Liberal. Özgürlükle aran nasıl? Tanışmıyoruz. Toplumsal akıl? Konuşmuyoruz. Para-pul? Allah, Allah, Allah…

Necisin? Atatürkçü. Atatürk milleti nasıl harekete geçirdi? Rozet takarak. Kurtuluş Savaşını nasıl kazandı? Mum yakarak. Ya sonrası? Estarabim, estarabim; sağdan – soldan estarabim!.

Çözümçözümleme: İdeoljiler kılıf, partiler geçimlik, vaziyetler de kimlik olmuş. Değerler, kavramlar araç; erimler, varımlar amaç kılınmış. Teşkilatlar, organizasyonlar atış mevzisi; makamlar, rütbeler savaş mermisi.

Milletin için ürettiğin kadar milletseversin. Müslümanlık demeden Müslümanlık yapmak.. Ahlakın kadar Müslümansın, faydalı işlerin kadar mü’min. Solculuk oynamadan sosyalistlik yapmak.. Sosyal adalet için varsan yok değilsin.

Senden etrafa özgürlük esintileri yayılıyorsa liberal, Atatürkvari bir azim ve kararlılık içindeysen Atatürkçü, insanlık için yaşıyor ve yaşatabiliyorsan hümanist, paylaşabiliyorsan zengin, kendinle hesaplaşabiliyorsan cesur, alttan alabiliyorsan yüksek, yaratılanlarla barışıksan meşhur, dost biriktirmişsen kazançlı sayılırsın.

İdeolojiler hakikatte vardı fakat belki de Türkiye’de hiç olmadı. Referandum dahil son yaşadıklarımız aslında tam bir turnusol kâğıdı. Bu saatten sonra kafalarımızı resetleyerek ilke demekten, etik demekten, hukukun üstünlüğü demekten, demokratik kazanımlar demekten, hak ve özgürlükler demekten, gelir dağılımda eşitlik demeden, herkes için onurlu bir hayat standardı demekten ve farklılıklarımızı zenginlik bilip farklı fikirlerle sinerji üretmekten başka bir çıkışımız gözükmüyor.