Etiket arşivi: KDV

Yeni Sistemle Esnaf da Rahatlayacak

 

ANKARA TBMM’ye sevk edilen yeni KDV Kanunu Tasarısının, KDV mükellefi olan esnaf ve sanatkâra bu verginin beyanı ve ödemesi ile ilgili büyük kolaylıklar getirdiğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken,Öncelikle Maliye Bakanımız Sayın Naci Ağbal’a, ve şahsında tüm Maliye bürokrasisine esnafın vergi ile ilgili işlemlerini basitleştirme yönündeki çalışmalarından dolayı teşekkür ederiz. Hasılat üzerinden yapılacak hesaplama, esnafa büyük bir kolaylık getirecek. Ancak vergi oranının düşük olması da oldukça önemli. Oran yüksek olursa hasılat esaslı vergilemeden beklenen verim alınmaz” dedi.

“ESNAF RAHATLAR DEVLETİN GELİRLERİ ARTAR”

Hasılat esaslı vergilemenin vergi ile ilgili işlemleri pratikleştirdiği kadar Maliyenin vergi gelirini de artıracağına inandığının altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken,Her sektörün kâr oranları farklıdır. Ancak ortalama bir hesapla hasılat üzerinden alınan yüzde 3 oranındaki verginin, kâr üzerinden alınan yüzde 20 oranında bir vergiye denk geldiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle, hasılat üzerinden alınacak KDV oranının da yüzde 2’yi geçmemesi gerekir. Örneğin yüzde 8 KDV oranı uygulanan gıda sektöründe vergi oranı yüzde 1’i geçerse esnaf bu sistemden zararlı çıkıyor. Yeni sistem ihtiyari olacağı için sektörüne göre yüzde 1 veya yüzde 2 oranındaki bir vergiye esnafın gönüllü uyumu yüksek olacaktır. Bu yöntemle devletin vergi gelirleri de artacaktırifadelerine yer verdi.

“FARKLI ORANLARDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR KALKMALI”

KDV ödemelerinin aylık olarak yapılması yerine iki ayda bir yapılmasının esnafı bir nebze de olsa rahatlatacağını belirten Palandöken,Bugünkü yapıya göre kıyasladığımız zaman, yeni sistemde devletimiz esnafa 1 aylık ödeyeceği KDV tutarı kadar sıfır faizli kredi vermiş gibi oluyor. Bu ödeme kolaylığı esnafı son derece memnun edecek. Bununla beraber, KDV konusunda esnafın en büyük problemlerinden biri yüksek KDV oranları ile benzer mal ve hizmetlerde farklı uygulanan KDV oranları. Örneğin leblebiyi toptan alırsanız KDV oranı yüzde 1, perakende satarsanız yüzde 8. Leblebiyi soyayla kaplayınca oran yüzde 18’e çıkıyor. Bu gibi sorunları düzeltmek için kanun değişikliğine ihtiyaç bulunmuyor. Umuyorum ki KDV ile ilgili sorunların giderilebilmesi için hazırlanan bu paket yasalaştıktan sonra Bakanlar Kurulu Kararı ile farklı vergi oranı uygulamalarından kaynaklanan sorunlar da düzeltilir. Özellikle şehir içi ulaşım sektöründe, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi KDV tamamen kaldırılır veya düşük oranlı bir vergi uygulanırsa ulaştırma sektörünün önemli bir sorunu daha çözülmüş olurşeklinde konuştu.

YILBAŞINDAN İTİBAREN FARKLI SEKTÖRLERDE DE VERGİ İNDİRİMİ YAPILMALI

Beyaz eşya, mobilya ve inşaat sektöründe yapılan vergi indirimlerinin süresinin bu ayın sonunda biteceğini hatırlatan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Vergi indirimlerinin ekonomik canlanmaya etkisi büyük oldu. Bu indirimlerin süresi yılsonuna kadar uzatılmalı” dedi.

DSC_6576

“VERGİ İNDİRİMLERİ İLE SATIŞLAR VE VERGİ GELİRLERİ ARTTI”

 

Vergi indirimi yapılan sektörlerde indirimin etkisinin çok büyük olduğunu gözlemlediklerini ifade eden Palandöken, “Vergi indirimi sonrasında yurt içi satışlar beyaz eşyada yüzde 25, mobilyada yüzde 35, konutta yüzde 8,2 arttı. Satışlardaki bu artışın büyüme oranının yükselmesine etkisi ise oldukça fazla. Dolayısıyla vergi indirimlerinin yıl sonuna kadar uzatılması halinde bu olumlu etkinin de bir süre daha devam edeceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu.

 

-“DEĞİŞİK SEKTÖRLERDE DE VERGİ İNDİRİM YAPILMALI”

 

Son aylardaki ekonomik büyüme hızının sürdürülebilir olabilmesi için farklı sektörlerde de vergi indirimlerinin değerlendirilmesi gerektiğine inandığını belirten Palandöken, “Beyaz eşya, mobilya ve inşaattaki vergi indirimlerinin süresi dolduktan sonra diğer sektörlerde de vergi indirimlerinin etkisi değerlendirilmeli. Otomotiv ve elektronik eşya gibi sektörlerde geçici süreli vergi indirimleri yapılmalı. Özellikle hurda teşviki yürürlükteyken otomotivde yapılacak vergi indiriminin satışlara ve dolayısıyla da ekonomik büyümeye etkisinin çok büyük olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

 

“VERGİ İNİDİRMLERİ VERGİYİ AZALTMAZ”

 

Sektörel bazda yapılan geçici süreli vergi indirimlerinin vergi gelirlerini azaltmayacağını da ifade eden Palandöken, “Ekonominin durgunlukta olduğu dönemlerde vergi indirimleri vergi gelirlerini azaltmaz. Nitekim satılmayan ürünün vergisi de olmaz. Dolayısıyla ÖTV’de indirim yaparak satışların artması sağlandığında, KDV, gelir ve kurumlar vergisi gibi diğer vergiler artıyor. Ayrıca, indirim yapılan sektörlerde istihdam oranı da arttığı için çalışanların vergisi, sigorta primleri artıyor, kayıt dışılık azalıyor. Dolayısıyla ekonomik canlanma sağlandığında bunun vergi gelirlerine etkisi de çok daha fazla oluyor. Bu nedenle iç talebi artıracak şekilde geçici süreli yapılan vergi indirimleri ekonomiye son derece olumlu yansıyor. Bu etkileri, 2010 yılındaki kriz nedeniyle yapılan indirimlerde açıkça gördük. Küresel krizin Türkiye ekonomisini teğet geçmesinde en büyük etki vergi indirimleri olmuştu” dedi.

 

 

DELİ DUMRUL DEVLETİ

DELİ   DUMRUL  DEVLETİ

 

süleyman pekinİçimizde bazılarının Devlet kurmaya pek bi merakı var. Fakat devlet kurmak turşu kurmaya benzemez. Ki turşu kurmanın bile bir bilgi – birikim altyapısı var. Oysa bunlar beş kişi bir araya gelip yardım derneği kurmaya benzetiyorlar herhalde bir devlet kurgusunu. Zaten o yardım derneğinde de sermaye sıfırdır; sizden – bizden para toplarlar, toplama sırasındaki masraf ve mesailerini keserler, sonra da bir dinî merasimi andıran uygulamalarla teslimat organizasyonları yapıp kayıt altına alırlar. Tabii yazılı değil görsel kayıt.. Ve sanki mal, para yardımından çok din, iman yardımı üzerine bir strateji..

Millet egemenliğine dayalı parlamenter sistemde 97 yılı deviren Cumhuriyet, nöronları farklı işleyen bir kafaya göre besmelesiz kurulduğu için yıkılıp yeniden kurulması sorun teşkil ediyordu. Hadi TBMM Cuma günü dualarla, tekbirlerle açıldı diyelim; o zaman Cumhuriyet bir pazartesi günü aniden ve mebusların tamamının oyunu almadan geçti’ye geçecekler. Sanki 1920’den beri farklı bir rejim tasavvuru varmış gibi.. Bir bakın son 15 yılda Meclisten ne acayip yasalar geçmiş, bir gece ansızın neler değişmiş?

Bu hafta onları değil bakmadığınız tarafları konu edindim. Ve bence Hükümetin en başarılı olduğu alan; vergi toplama. Rahmetli Kemal Unakıtan’dan Ali Babacan’a, Mehmet Şimşek’ten Naci Ağbal’a; yeni vergi kalemlerinde, vergi oranlarının artırımında, yılbaşıyla birlikte katlanır zam miktarlarında ve akla – hayale gelmeyecek yöntemlerle tekeden süt sağımında hepsi on numara, beş yıldız.

Mesela elektrik faturama 0.214069 birim fiyatı üzerinden 67.86 Tüketim Bedeli yazmışlar; üşenmemiş 0.11776025 birim fiyatı üzerinden de Dağıtım Bedeli yazmışlar. Yani tükettiğim elektriğin bana girişi oldukça çarpıcı şekilde çifte kavrulmuş leblebi gibiymiş, haberim yok. Bitti mi; bitmedi: 0.68 lira Enerji Fonu, 1.36 TRT Payı, 3.39 da Belediye Tüketim Vergisi.. Çaktırmadan Başiskele Belediyesi’yle beraber ortak tüketiyoruz, TRT – Fon da gramafon..

Mesela su faturama 1.Tarife Su Tutarı 20.60 ayrı, 2.Tarife Su Tutarı 26.32 ayrı olmak üzere 46.92 yazmışlar; yetinmemişler 23.46 liralık da Atıksu Tutarı çiziktirmişler. Ya ben o suları içip içip atmadıysam helalliği benden musallada mı alacaksınız? Yetti mi; yetmedi: Biri % 8 biri % 18’lik iki ayrı KDV, bir adet ÇTV, 3.09 liralık da Bakım Ücreti faturaya çok sanatsal bir biçimde yansıtılmış. İSU’cum senede bir uğramasa bile her ay bana uzaktan bakacak kadar bakımlıdır.

Mesela ev internet ve cep telefonu faturama önce bi güzel % 18 KDV, yanında bi de % 5 ÖİV konduruyorlar ya sevildiğimi anlıyorum. Mesela arabama 1 litre benzin alacaksam hiç üşenmiyorum 2 litre kadarlık da devletime benzin deposundan vergi dolduruyorum. Tapu Harcı, Damga Vergisi, KKDF (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu), BSMV (Banka Sigorta Muameleleri Vergisi) vs. vs. toplamda 670 çeşit vergiyle aramızda nasıl bir seviyeli ilişki olduğunu hesap edemesen de tahmin et ey halkım.

Mevzu uzamasın; âdetimiz üzere bir sorun – sıkıntı beyan ediyorsak muhakkak bir de çözüm önerisi sunarız. Örneğin Osmangazi Köprüsü’nü çok beğendim. Hele hele İzmit Körfezi’nde oturan biri olarak düğünde takılan ilk bilezik kıvamında.. Ama asıl ödeme usulüne hayran oldum. Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilen Köprüden günlük 40 bin araç geçiş garantisi verilmiş. Daha 10 bin geçen aracı yeni bulduğu için her gün 30 bin geçmeyen aracın vergisi bizde. Başlangıçta 130 lira civarındaki geçiş bedeli araç geçişini teşvik önce 90’a, sonra da 65’e indirilmiş. Bu arada Topçular – Eskihisar arasında arabalı vapurla araç taşıyan İDO’nun İngiliz Ortağı bize de garanti verildi diyerekten soluğu mahkemede almış. İşin güzeli ne köprüden ne de arabalı vapurla geçmediğim halde ikisinden de geçmeme ücretimi faturalarla tıkır tıkır ödüyorum. Tam Deli Dumrul’un Köprüsü misali.. Hani kuru deredeki tahta köprüden geçenden 1 akçe, geçmeyenden sopayla 2 akçe alıyordu ya kötekleri kafamda hissediyorum.

Yeni devlet teranelerinde yeni isim düşünenlerin aklına Dede Korkut Hikâyeleri’nden isim düşüreyim; hem tarih hem Türklük kokuyor: Deli Dumrul Devleti.

YÜZDE 8 OLAN KDV ORANLARI GIDADA YÜZDE 1’E ÇEKİLMELİ

Gıda ürünlerinin toptan ve perakende satışında farklı KDV oranları uygulanmasının çok sayıda soruna neden olduğunu belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Aynı üründe birden fazla KDV oranı olmamalı. Bu uygulama çok sayıda soruna neden oluyor ve esnafı mağdur ediyor” dedi.kdv

-“ESNAFIN MAĞDURİYETİ MUTLAKA GİDERİLMELİ”

Gıda ürünlerini toptan alındığında yüzde 1 olan KDV oranının perakende satışta yüzde 8’e çıktığını ifade eden Palandöken, “Meyveyi, sebzeyi, eti toptan alırsanız yüzde 1, perakende alırsanız yüzde 8 KDV oranı var. Özellikle lokantacılar bu uygulamada mağdur oluyor. Rekabet yüksek ve piyasa durgun olunca KDV fiyatlara yansıtılamıyor ve yüzde 7’lik kısım esnafın üzerinde kalıyor. Bu durum kayıt dışılığa da neden oluyor” diye konuştu.

-“GIDA DA FARKLI ORANDA KDV UYGULAMASINA SON VERİLMELİ”

Gıdada farklı oran uygulamasının bir tek bizim ülkemizde uygulandığını belirten Palandöken, “Kuruyemişi toptan satınca yüzde1, perakende satınca yüzde8, üzerini soya veya şekerle kaplayınca yüzde 18 KDV oranı var. Unu yüzde 1’le alıp ekmek yaparsanız yüzde1, simit yaparsanız yüzde 8 KDV uygulanıyor. Yufkanın KDV oranı yüzde1, aynı yufkayı şerit şerit kesip erişte diye satarsanız KDV oranı yüzde 8 oluyor. Bu karışıklığın önüne geçmek için tüm gıda ürünlerinde KDV oranı yüzde 1 olmalı. Böyle olunca KDV iadesi ile ilgili sorunlar da kendiliğinde bitmiş oluyor” şeklinde konuştu.

-“ULAŞTIRMA HİZMETİ LÜKS DEĞİL, ZARURİ”

Ulaştırma hizmetlerinin de Türkiye’de lüks bir ihtiyaç gibi görüldüğünü söyleyen Palandöken, “Ulaştırma hizmetleri lüks bir tüketim değil, tersine temel ihtiyaçtır. Gelişmiş ülkelerin büyük bir kısmında ulaştırma hizmetlerinden KDV alınmıyor veya çok düşük oranlı KDV alınıyor. Ülkemizde de bu hizmetler temel ihtiyaç olarak kabul edilmeli ve KDV oranı yüzde 1’e indirilmeli” dedi.