Etiket arşivi: Kanun

Milletvekili Sındır, kanun teklifi verdi, tüm siyasi partileri desteğe çağırdı; “Engelsiz bir yaşam mümkün”

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, engelli vatandaşların istihdama katılımının arttırılması amacıyla ‘Devlet Memurları Kanunu’nda ve ‘İş Kanunu’nda değişiklik öngören bir kanun teklifi verdi.

Uluslararası Engelliler Günü’nde TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinde Sındır, engelli vatandaşların kamuda yüzde üç olarak var olan kontenjan sayısının yüzde 5’e yükseltilmesi ve İş Kanunu’nda da değişiklik yapılarak yüzde dört olan kontenjanının yüzde beşe attırılmasını teklif etti. 

Sındır, “Engelli yurttaşlarımızın hayat kalitelerini yükseltmek, toplumun organik birer parçası olmalarını sağlamak ve hayatı onlar için daha yaşanılabilir kılmak için iş yaşamında önlerini açmalıyız. Parti ayrımı yapmaksızın elimizi taşın altına hep birlikte koyalım” dedi.

 

“ESAS SORUN EŞİT YAŞAM HAKKIMIZIN ELİMİZDEN ALINMASI”

Engellilerin sorunlarına değinen ve gerçek özürün bedende değil zihniyette, düşüncede olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Milletvekili Sındır, “engelli yurttaşlarımızı bizden farklı kılan tek şey onların önüne konan engeller. Engelli yurttaşlarımızın hem zihinsel hem de bedensel anlamda normal insanlardan hiçbir farkı yok. Gerçek özür bedende değil düşüncelerdedir, zihniyettedir. Esas sorun bu toplumda bu dünyada eşit yaşam hakkımızın elimizden alınması ya da bu hakkın bize verilmemesidir. Toplum içerisinde; spor alanlarında, çarşıda, pazarda, alışverişte kısaca yaşamın her alanında engelli yurttaşlarımızın eşit yaşam hakkına erişememesi asla kabul edilemez” dedi.

 

“TÜM SİYASİ PARTİLERİ BU KANUN TEKLİFİNE DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Artan enflasyonla birlikte işsizliğin vurduğu en büyük kesimlerden birisinin de engelli vatandaşlar olduğunu söyleyerek sözlerine devam eden Sındır, “Ulusal Engelli Veri Tabanında kayıtlı ve hayatta olan engelli yurttaşlarımızın sayısı 2 milyon 473 bin 891. Kamuda toplam mevcut memur sayısı 3 milyon 280 bin 563 iken engelli kontenjanı ise yüzde üç olarak uygulandığında kamuda istihdam edilmesi gereken sayı 98 bin 416’dir. Maalesef bu rakam 2019 Kasım ayı itibariyle Devlet Personel Başkanlığı verilerine göre 55 bin 196 kişi. Sosyal Devlet ve İnsan Hakları açısından engelli yurttaşlarımız için kamuda yüzde üç olan kontenjan sayısının yüzde beşe; İş Kanunu’nda yüzde dört olan kontenjanının da yine yüzde beşe yükseltilmesi engelli yurttaşlarımızın istihdam edilmeleri ve ekonomik hayatta daha fazla yer almalarına olanak sağlayacak. Çalışma hayatının dışında kalan, iş bulamayan, çalışma hakkından yararlanamayan, artan enflasyon altında ezilen engelli yurttaşlarımız için bu kanun teklifi rahat bir nefes almalarını sağlayacak. Engelli yurttaşlarımızın insanca bir yaşam koşuluna ulaşmalarını sağlamak için tüm siyasi partileri bu kanun teklifine destek vermeye çağırıyoruz” dedi.

“ENGELSİZ BİR YAŞAM MÜMKÜN”

Engelli bireylerin çalışma hayatına daha aktif katılabilmelerinin önemine değinerek sözlerini sonlandıran Sındır, “Uluslararası Engelliler Günü’nde sunduğumuz kanun teklifini müjdeli bir habere dönüştürmek bizlerin elinde. Engelli yurttaşlarımızın çalışma hayatına katılmaları birey olarak ayakta durabilmelerine ve sosyal yönden güçlenmelerine katkı sağlayacak. Onların hayat kalitelerini yükseltmek, toplumun organik birer parçası olmalarını sağlamak ve hayatı onlar için daha yaşanılabilir kılmak için iş yaşamında önlerini açmalıyız. Parti ayrımı yapmaksızın elimizi taşın altına hep birlikte koyalım. Dezavantajlı yurttaşlarımız için hayatı güzelleştirmek, kolaylaştırmak, yaşanılabilir kılmak hepimizin ortak görevi olduğu bilincinden aldığımız güçle bu kanun teklifinin yasalaşmasını umut ediyorum. Engelsiz bir yaşam mümkün” dedi.

CHP’Lİ BAKAN BİLGİ EDİNME KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK İSTEDİ

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu’nda değişiklik istedi. TBMM Başkanlığı’na sunulan teklifle, 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu’nun yedinci maddesinin ikinci fıkrasının kanundan tamamen çıkarılması önerildi.

Kanunun “Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler” şeklindeki yedinci maddesinin ikinci fıkrasının tamamen kaldırılması gerektiğini belirten CHP’li Bakan, “Milletvekili olarak TBMM Başkanlığı aracılığıyla sorduğumuz sorulara Bakanlar aylar sonra cevap veriyor ya da hiç vermiyor. Acıdır ki, aynı konuda CİMER üzerinden yaptığımız bilgi edinme başvurularına çok hızlı yanıt alıyoruz. ‘Yanıt’ dediysem, ‘sorulara yanıt verildiği’ anlamı çıkmasın. Bilgi edinme başvurularımıza gelen cevaplarda en çok karşımıza çıkan, kanunun yedinci maddesine atıf yapılarak sorularımıza cevap verilmemesi. Kanunun yedinci maddesinin ikinci fıkrası bilgi edinme hakkını sınırlandırıyor ve kanunun amacıyla çelişiyor. Bu nedenle kanunda bir düzenleme istedik” diye konuştu.

SORULARIMIZ KISA VE UKALA ÜSLUPLA YAZILAN CÜMLELERLE GEÇİŞTİRİLİYOR

Bakanların halka ve seçilmiş parlamentoya sorumluluğunun ortadan kalktığında dikkat çeken CHP’li Bakan, “Rejim değişikliğiyle, saraydaki tek kişinin dışarıdan atadığı Bakanların TBMM’ye yani seçilmiş milletvekillerine karşı sorumluluğu ortadan kalktı. Bakanlar, kendilerini atayan saraydaki tek kişi bir şey sorana/söylene kadar hesap vermezliğin ve sorumsuzluğun dayanılmaz rahatlığıyla görevlerine devam ediyor. Bizlerin halk adına sorduğumuz sorulara yanıt vermiyor, verse bile içeriği asla sorulara yanıt olmayan, kısa ve ukala üslupta yazılmış birkaç cümlelik ifadelerle geçiştiriyor. Ya da İçişleri Bakanı gibi hiç cevap vermiyor” değerlendirmesinde bulundu.

MİLLETVEKİLLERİ CİMER’İ YASAMANIN ÖNÜNE KOYMAK ZORUNDA BIRAKILDI!

CHP’li Bakan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Özellikle son 1 yılda önergelerimize yanıt alamıyoruz ama aynı konuda CİMER üzerinden yaptığımız bilgi edinme başvurularına çok hızlı yanıt alıyoruz. Örneğin, Hizbullah tahliyeleriyle ilgili verdiğimiz önergeden aylardır ses çıkmazken, CİMER başvurumuza birer hafta arayla iki kere cevap gönderildi, cevaplar üzerinden yaptığımız bir diğer başvuruya ise her ne kadar sorulara yanıt olmasa da 10 günde cevap verildi. Önergenin amacı sayısal rekor kırmak değildir, milletvekili halk adına denetim görevini yerine getirirken, temel amacı sorduğu sorulara yanıt almak ve sorunlara çözüm sunmaktır. Maalesef seçilmiş milletvekilleri, halka karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmek için CİMER’den yaptıkları bilgi edinme başvurularını TBMM’deki yasama faaliyetlerinin önüne koymak zorunda bırakıldı. Çünkü milletvekili her koşulda halkın sorunlarına çözüm bulmak zorundadır. Sarayın, sesi kısılan meclisi ve seçilmiş milletvekillerini sözden ve denetimden bertaraf etme pratikleri yeni rejimle meşru zemine oturtuldu. Totaliter bir rejime dönüşen AKP iktidarı, var gücüyle muhalefete tüm yolları kapatıyor. Ancak biz, her şeye rağmen bir şekilde kendimize alan yaratmaya, halkın bize verdiği görevi yapmaya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin parlamentosunun millet iradesinin tecelli ettiği en meşru zemin olduğunu anlatmaya devam edeceğiz.”

Vahşi Kapitalizmin Kurbanları

Vahşi Kapitalizmin Kurbanları

 

savas-yildiz

Uygar dünyanın bir parçası olmak, gelişmiş ülkeler düzeyine erişmek hepimizin hayallerini süslemektedir.

Halkın çocukları üniversite mezunu gençler zorlu bir süreç ve yaklaşık 50 bin lira yatırım ve üç yıllık staj ve sınavlar sonrasında serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatı yani yeminsiz mali müşavir olarak mesleğe giriş yapmaktadırlar.

 

Anayasa’nın90.maddesi ; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”hükümlerini amirdir.

 

  • Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması” 4067 sayılı Kanun ile 26.01.1995 tarihinde TBMM kabul edildi. 29.01.1995 tarih 22186 sayılı Resmi Gazete de yayımlandı.
  • 4067 sayılı Kanun eki Ek 1B: “Hizmet Ticareti Genel Anlaşması”02.1995 tarih 22213 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlandı.
  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 13.01.2011 tarihinde TBMM’nde kabul edildi.
  • 11.2011 tarih 28103 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 660 sayılı KHK ile “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu” (bundan sonra kısaca KGK) kuruldu.
  • Bağımsız Denetim Yönetmeliği, 26.12.12 tarih 28509 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.

 

Bu yasal düzenlemeler, 1962 yılında imzalanan Ankara anlaşması ile AB uyum süreci stratejik yol haritasının hayata geçirilmesidir. “Hizmet Ticareti Genel Anlaşması” ülkemizde yüze yakın sektörde meydana gelen değişimin yani küreselleşmenin anahtarıdır.

 

Muhasebe Meslek Yasası :

 

3568 sayılı Muhasebe Meslek Yasa’sında  yeminli mali müşavir yada serbest muhasebeci mali müşavir ruhsatına haiz olan herkes “(…,) denetim yapmak” hak ve yetkilerine sahiptir.

 

Azınlığın çoğunluğa tahakkümü, Muhasebe Meslek Yasası’nda kamuda yürütülen görevler nedeniyle yeminli mali müşavirlik hakkı elde edilebilmektedir. Yeminli mali müşavirler meslek mensuplarının yaklaşık yarısı faal olarak mesleği ifa ederken diğer yarısı halen bürokraside görev yapmaktadır. Bugünün bürokratlarının yarınlarda emeklilik sonrası yeminli mali müşavirlik mesleğinden para kazanacakları şüphesizdir.

Kosgeb,

Eşitlik, Adalet, Hukuk, Anayasa vb.. tüm yasal düzenlemeleri Çöpe Attı :

 

Bimer dilekçeme Kosgeb tarafından gönderilen son yazıda ;  “Sn. SAVAŞ YILDIZ; Daha önce yapılmış olan başvurularınız çerçevesinde de belirtildiği üzere; (…,) Genel Destek Programı kapsamında verilmekte olan Bağımsız Denetim Desteği; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun (KGK) yetkilendirdiği bağımsız denetim kuruluşları ve yine KGK’ nın yetkilendirdiği bağımsız denetim yapan Yeminli Mali Müşavirlerden alınacak hizmetler karşılığı verilmekte iken ilgili destekte bir değişiklik gerekli görülmüş ve bu husus KOSGEB İcra Komitesi tarafından onaylanmıştır.

 

Yapılan değişiklik yayınlanacaktır.”denildi.

 

Bakanlık ve Kosgeb yapılan yasal yolsuzluk uygulamasını biliyor ve kabul ediyor. Hukuk ahlak ve vicdanı olmayan ayrımcılık düzenlemesi yaklaşık yedi ay önce kaldırılmasına rağmen halen yayınlanmadı.

 

Zalim TBMM Zulüm Görenler Halkın Çocukları Yeminsiz Mali Müşavirler :

 

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa “Esnaf Ahilik Sandığı” adlı “Ek Madde 6” eklendi. TBMM’inde kabul edilen Esnaf Ahilik Yardım Sandıkları Yasası gelir ve giderleri üçer aylık dönemler hâlinde 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensubu yeminli malî müşavirlere denetlettirilerek denetim raporlarının sonuçları ilân edilir.”hükümlerini amirdir.

 

Görüleceği üzere kamu kaynakları 01.01.2018 tarihinden itibaren “Esnaf Ahilik Sandığı”  yasası ile iktidar muhalefet ayırımı olmaksızın meslekleri yeminli mali müşavirlik olan milletvekilleri tam bir uyum içerisinde esnafın ve devletin kasasından  toplanan paraların bir kısmını negatif ayrımcılık yaparak muhasebe meslek yasası ile yaratılan tekelleşmenin kişisel servetlerine aktaracaklardır.

 

Yapılanlara ve yapılmayanlara  bakarak ; “Hata Yok Hainlik Var” diyorum.

Gençlerimizin geleceğinin tehdit altında olduğu aleni ve kesindir. Halkın (işçi, köylü,esnaf vb.) çocukları olan yaklaşık 105 bin serbest muhasebeci mali müşavir fakirliğe mahkum edilmekte dolayısıyla vahşi kapitalizme kurban edilmektedir.

Bağımsız Denetçi&Mali Müşavir

Savaş Yıldız

 

Tekzip : Mali Müşavir İşveren Sen Kocaeli – İzmit şube başkanı sıfatıyla 15.10.2017 tarihinde tarafımdan yazılı olarak basın açıklaması yapıldı. Sendikamız basın açıklaması, bir gazetede “Kocaeli Muhasebeciler Odasında Neler Oluyor” ifadeleri ile manşet haber yapıldı. Görüleceği üzere “Hata Yok Hainlik Var” başlıklı basın açıklamasının Kocaeli SMMM Odası ile hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır.

 

MHP’li Koçdemir’den Bütünşehir Kaosunu Bitirecek kanun teklifi

 

MHP Bursa milletvekili, eski vali Kadir Koçdemir, 30 Mart 2014 seçimleriyle tüzel kişiliklerini kaybeden belde ve köylerin tekrar kurulmasını öngören bir kanun teklifini TBMM başkanlığına sundu. Bütünşehir statüsündeki 30 ilde tekrar il özel idarelerinin kurulmasını da öngören teklife göre mevcut büyükşehirler de statülerini koruyacak.

mhp bursa mvİstanbul-Kocaeli dışındakilerin sınırları değişecek

Teklifin yasalaşması halinde, mevcut büyükşehirlerin statüsü korunacak. Ancak, İstanbul ve Kocaeli dışında il sınırlarının büyükşehir belediyesi sınırı olması durumuna son verilecek. Aralarında Bursa’nın da bulunduğu, 2014’den önce büyükşehir olan yerlerde eski sınırlara geri dönülecek. 2014 seçimleriyle ilk defa büyükşehir olan yerlerde ise 30 kilometrelik bir yarıçap içinde kalan alan belediye sınırı olacak. Bu şekilde belirlenen büyükşehir belediye sınırları dışında kalan belde ve köyler tekrar tüzel kişiliğine kavuşacak.

559 Belediye tekrar kurulacak

Teklif ayrıca büyükşehir olan iller dışında, nüfusu 2.000’nin altına düştüğü için kapatılan 559 belediyenin de tekrar kurulmasını öngörüyor.  Tüzel kişiliği sona erdiği için başka birimlere devredilen taşınır ve taşınmaz mallar da eski sahiplerine iade edilecek. Bunun için bir iade komisyonu kurulacak. Bu mallar üzerindeki tasarruf içişleri bakanının onayına tabi olacak.

Büyük zikzaklar ve ciddi tezatlarla dolu

Teklifin yasalaşması halinde, Türkiye ve dünyada mahalli hizmetler teşkilatlanması alanındaki birikime aykırı durumun sona ereceğini söyleyen eski vali Dr.Kadir Koçdemir: “Demokrasi, kararlardan etkilenenlerin kararlarda etkili olması durumudur. Onun için bir hizmet, kural olarak, vatandaşın en yakınındaki birim tarafından yerine getirilmelidir. Bu birim, o hizmeti  hiç yapamıyorsa ya da etkin bir biçimde yapamıyorsa, ancak o zaman bir sonraki birim devreye girmelidir. Çünkü ancak bu durumda, mahalli ihtiyaç, talep ve kanaatler devreye girebilir.” dedi.

Köyler, beldeler yeniden nefes alacak

Dr.Kadir Koçdemir, Mart 2014’den uygulanmaya başlanan düzenlemelerin büyük zikzaklar ve ciddi tezatlarla dolu, tutarlılıktan ve bütüncül bakış açısından mahrum olduğunu bazı örneklerle ortaya koydu.  Tüzel kişilikleri kaldırıldığı için yöre halkının hizmetlere daha pahalı ve yavaş ulaştığının altını çizen MHP’li vekil, ancak gerekli düzenlemeler yapılmadığı için vergi gelirlerinden mahalli hizmetler için ayrılan kamu kaynaklarının ise toplumsal huzuru bozacak şekilde başka amaçlar için kullanıldığı söyledi.

Koçdemir, ayrıca sosyolojik manada birlikte yaşamanın ve mensubiyet duygusunun mekanı olan köy ve beldelerin uzaktan yönetimle buralarda yaşayanların müşterek hususlarda dava bile açamayacak duruma getirilmesinin hem milli hem de evrensel müktesebata aykırı olduğuna dikkat çekti.

Araştırma Komisyonu

Sağduyunun üstün gelerek teklifin yasalaşacağına inandığını belirten Koçdemir’in yine ilk imza sahibi olduğu araştırma komisyonu kurulması önergesinin kabulü halinde 21. yüzyıla uygun bir kamu yönetimi yapılanması için gerekli önlemlerin ortaya çıkarılabileceği belirtiliyor.