Etiket arşivi: Kafkas

İNAR GİTSBA TÜRKİYE’DEN AYRILDI

 

inarAbhazya’nın Tam Yetkili Türkiye Temsilcisi İnar Gitsba Türkiye’den ayrıldı. Türkiye Diasporasında yaşayan Abhaz Adiğe ve Tüm Kuzey Kafkasyalı kardeşlerine hitaben yaptığı basın açıklamasında ” Geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki oturum iznimin iptal etmesi sonucu, Türkiye’deki Abhaz ve Kuzey Kafkasya diasporasında büyük infialin yaşandığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Bilmenizi isterim ki sorunun çözümüne yönelik tüm girişimler federasyonlarımızın yöneticileri ve dostlarımız tarafından yerine getirilmektedir Dolayısıyla tüm soydaşlarım dan ricam; her zaman olduğu gibi sakin bir şekilde durumu takip etmeniz ve herhangi bir olumsuzluğa meydan vermemenizdir.”

TÜRKİYE DİASPORASINDA YAŞAYAN ABHAZ, ADİGE VE TÜM KUZEY KAFKASYALI KAMUOYUNA

Saygıdeğer Soydaşlarım,

Türkiye’de bulunduğum süre içerisinde, Sizlerle çok çeşitli vesileler ile bir araya gelmiş olmaktan, Sizleri tanımaktan memnuniyet ve onur duyduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum.

Başta saygıdeğer büyüklerim olmak üzere, her yaş kuşağından insanlarımızın, bizleri memnun eden yaşadıkları ülke Türkiye’ye bağlılıkları kadar atavatanları Abhazya ve Kafkasya’ya olan bağlılıkları her zaman takdir ettiğim önemli bir erdemlilik göstergesi olmuştur. Bu anlamda Abhazya’yı veya Kuzey Kafkasya’yı ilgilendiren konularda ABHAZFED, KAFFED gibi örgütlenme farklılıklarını gözetmeksizin kenetlenen siz değerli soydaşlarıma teşekkür ederim.

Değerli Soydaşlarım,

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki oturum iznimi iptal etmesi sonucu, Türkiye’deki Abhaz ve Kuzey Kafkasya diasporasında büyük infialin yaşandığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Bilmenizi isterim ki sorunun çözümüne yönelik tüm girişimler federasyonlarımızın yöneticileri ve dostlarımız tarfından yerine getirilmektedir Dolayısıyla tüm soydaşlarımdan ricam; her zaman olduğu gibi sakin bir şekilde durumu takip etmeniz ve herhangi bir olumsuzluğa meydan vermemenizdir.

Erhan Altıparmak muhteşem bir çalışmaya imza attı

Gazeteci Erhan Altıparmak,Zonguldak ili ile ilgili bir çalşmaya imza attı.
1848 yılında Zonguldak ta başlayan kömür çalışmalarında Çerkes kökenli bir isim var. Adı, 
Dilaver Paşa.

Altıparmak'ın derleme çalışmasında; Osmanlı Rus savaşında Kafkas köylerinden kafkasyalı-
ları toplayarak savaşa katıyor. Çalışmalarını tamamlayan Altıparmak'ın çalışması 
büyük beğeni uyandıracağa benziyor. Çalışmanın detayları ile sizleri baş başa bırakıyoruz. 

Anadolu’nun kömür madenlerinin 1848 yılında başladığı ilk anda Çerkes asıllı Dilaver Paşa’nın ismi var. Osmanlı – Rus savaşında da Kafkas köylerinden Kafkasyalıları toplayıp Tuna boylarında Ruslara karşı savaşan Dilaver Paşa’nın ismi Zonguldak Dilaver

 

pasaBahriye Koramirallerinden İstanbul limanı reisi Dilaver Paşa aslen Kafkasya kabilelerinden Şaps kabilesinin Kezrak sülalesine mensuptur. Küçük yaşında Tunus Valisi Ahmet Paşa tarafından himaye altına alınmış terbiye ve tahsil ettirilmiştir. Arapça ve Türkçeyi Tunus’da öğrenen küçük Dilaver İtalya’ya bahriye (denizcilik) ilmini öğrenmeye gönderildi. Orada tahsilini tamamlayan Dilaver Bey Tunus’a dönüp denizcilik mesleğine elde ettiği ilimlerle emek vermeye başladı. 1854 Osmanlı-Rusya arasında ve İngiliz ile Fransa’nın bize müttefik olduğu Kırım Savaşında Tunus Donanmasıyla, İstanbul’a gelen Dilaver Bey savaşta büyük başarılar sergiledi. Kaptan-ı Derya Damat Mehmet Ali Paşa kendisine Osmanlı donanması emrine girmesinin teklifinde bulununca donanmaya katıldı.*Mirliva rütbesine yükseldi. (*Mirliva: Günümüz rütbelerinden Tuğgeneral ile Tümgeneral rütbeleri arasında bir askeri rütbedir. ) Üç kez Karadağ Muharebelerine katılıp fedakarca savaştı. Daha sonraki dönemde Sultan Abdülaziz’in 1863 yılında Mısıra yaptığı seyahat sırasında Saik-i Şadi vapuru süvariliğini üstlendi.  Dilaver Paşa isminin Ereğli kömür havzasında önemi büyüktür. Hatta bugün Zonguldak’ta bir mahalle ve spor kulübünde Dilaver adı yaşatılmaktadır.

KÖMÜR HAVZASI İLE ÖZDEŞLEŞEN İSİM:EREĞLİ MAADİN NAZIRI DİLAVER PAŞA…

Paşa tarafından, “Havza Maden Müdürlüğü” yerine yeni kurulan Ereğli Maadin Nazırlığına ( Ereğli Madenleri Müdürlüğüne), aynı zamanda Ereğli Kaymakamı Bahriye Kaymakamı unvanıyla birlikte Kaymakam Dilaver’ın atandığı belirtilir.  Zonguldak kömür havzasında kömür üretiminin başladığı tarih olarak kabul edilen 1848 yılından 1865 yılına değin, işçi ve işveren ilişkileri örf ve adetlerle idare edilmiştir. Asıl amacı üretimin artırılması olsa da, ilk olarak Havza’da işçi ve işveren ilişkisini düzenleme ihtiyacını Dilaver Paşa duymuştur.  Bahriye Nezareti’nce oluşturulan komisyon tarafından, 4 Muharrem 1284 ( 8 Mayıs 1867) tarihinde Maden katibi İsmail Hakkı, Kolağası (Yüzbaşı) Hasan Tahsin, Miralay memuru mahsusu (Alaya bağlı memur) Mehmet Sait, Maden Komisyonu Başkanı Hüseyin ve Maden Müdürü ve Kaymakam Dilaver imzasıyla 100 maddelik “Ereğli Maden-i Hümayun İdaresinin Nizamnamesi” hazırlanır. Bu nizamname ile Dilaver Paşa, kömür havzası ile ilgili olarak hukuki, idari ve teknik konular yanında işçi ve işveren ilişkilerinin düzenlenme yoluna gitmiştir. Dilaver Paşa Nizamnamesi işçiyi korumaktan çok üretimi artırma amacına yönelik olup zorunlu çalışma esasını benimsemiştir.  Dilaver Paşa Nizamnamesi gerçekte gerekli onaydan geçmediği için nizamname yani tüzük niteliğini almamıştır. Ancak Ereğli Kömür Madenlerinin yönetim sorumluluğunu yüklenmiş olan Dilaver Paşa tarafından hazırlanmış bir tüzük tasarısı olarak bölgede fiilen uygulanmıştır.

ZORUNLU ÇALIŞTIRMAYI KALDIRDI

Dilaver Paşa Nizamnamesi ile üretim artışı sağlanmış, ancak alınan sosyal tedbirlerin uygulanması mümkün olmamıştır. Bu durumun sebepleri ise Hükümetlerin sürekli olarak ocakları işleten yabancı sermayeye muhtaç olmaları, Nizamnameyi uygulamakla görevli memurların nitelik itibarı ile yetersiz kalmaları ve bazı menfaatler karşılığında şirketlerin yaptıkları haksızlıklara göz yummalarıdır. Ayrıca işçilerin kendilerine verilen hakların farkında olmayışları ve mesleki dayanışma örgütüne sahip olmamaları da etkenler arasındadır. Dilaver Pasa Nizamnamesi ile Ereğli köylülerine getirilen zorunlu çalışma mükellefiyeti,1869 tarihinde çıkarılan Maden Nizamnamesi ile kaldırılmıştır. Bu Nizamname çalışma düzeni ile ilgili birçok yeni düzenleme yanında, ocak sahiplerinin madenlerde eczane açmak ve doktor bulundurmak zorunluluğunu da getirmiştir.

KAFKASLARI TOPLAYIP RUSLARA KARŞI SAVAŞTI

Dilaver Paşanın Ereğli’de ki görevi 21 Mayıs 1866-23 Mart 1868 tarihleri arasında  2 yıl kadar sürmüştür. Ereğli sonrası Dilaver Paşa 1868 yılında Tuna Nehri İdaresi Başkanlığına getirildi. Bu görevi 1 yıl sürdü.1872 yılında Rodos Kaymakamlığı görevine getirilen Dilaver Paşa tekrar rütbesinin iadesi ile Tuna Nehri İdaresi Başkanlığına ikinci kez getirilmiştir.   Dilaver Paşa’yı 1877‐78 Osmanlı‐Rus savaşında Tuna filosu komutanı olarak görüyoruz. 1877–78 Osmanlı –Rus savaşlarında Kafkas göçmen köylerinden çok sayıda asker ve gönüllü toplandı. Mirliva Dilaver Paşa Tuna elden çıkınca ata binerek “Çerkes Gönüllü Süvarileri’ne komuta etmiştir.

KÖMÜR HAVZASI İLE ÖZDEŞLEŞEN İSİM:EREĞLİ MAADİN NAZIRI DİLAVER PAŞA

Savaştaki üstün gayretleri sebebiyle Müşir Süleyman Paşanın tavsiyesi ile rütbesi *Ferikliğe terfi etti. (*Ferik: Günümüz rütbelerinden Tümgeneral ile Korgeneral rütbeleri arasında bir askeri rütbe.) Dilaver Paşa’ya ait bilgilere savaş dönemi raporlarında da ulaşıyoruz.: “Bugün saat üç sıralarında Çerkes Dilaver ( Karzeg ) Paşa komutasında Rusçuk’dan üç saat mesafede Kadıköyü’ne sevk olunan Çerkes yardımcı askerleri düşmanla savaşa tutuşmuş, iki saat süren savaşta düşman direnemeyerek firar etmiş, düşman kırktan fazla ölü ve birçok yaralı vermiş, Çerkes askerlerinde bir şehit ve iki yaralıdan başka kayıp olmadığı anlaşılmıştır.” (Rumeli’nde Rusçuk Kalesi Komutanı Kayserili Ahmet Paşa’dan Padişah’a) (27 Ağustos 1877) “Rusçuk komutanlığından alınan telgrafta, Mirliva Dilaver Paşa iki yüz kadar Çerkes süvarisiyle Pirgos tarafına keşfe gönderilip, Maçka denilen derede düşmanın tesadüf edilen dört bölük piyade ve iki bölük süvarisiyle vuku bulan savaşta düşman iki yüzden fazla ölü ve iki Rusyalı ile iki Bulgar esir ve seksen sığır ve otuz adet büyük kazan alındığını bildirmekle arz olunur.” (Mehmet Ali Paşa’dan Padişah’a) ( 17 Eylül 1877) Dilaver Paşa Osmanlı-Rus savaşı sonrasında 1882 yılında İstanbul liman Başkanlığı görevine getirildi. 1896 yılında emekliye ayrıldı. Bir yıl sonra 1897 de vefat etti. Tüm yaşamı boyunca devlete güzel hizmetlerde bulundu. Sadrazamlığa yükselecek bir evlat olarak Salih Hulusi Paşa’yı yetiştirdi. Ocak 1943 tarihli Doğu (Büyük Ülkü Gazetesi) adlı derginin 4. sayısında:“Dilaver Paşa’nın oğlu Salih Hulusi (Kezrak) Paşa ölümünden önce Zonguldak’a gelip babasının çok emeği geçtiği havzanın bu günkü durumunu gördüğü” bilgisi verilmektedir.

Derleyen: Erhan ALTIPARMAK

 

KAYNAKLAR:

1-OSMANLI DEVRİ SON SADRAZAMLAR 14.Cüz İkinci Basılış 1965 Sayfa:2118    MAHMUD KEMAL İNAL

2- Amele Birliğinin Yeniden Yapılanması Yd. Doç. Mustafa YÜCE

3- ATATÜRK DÖNEMİNDE SOSYAL POLİTİKA

– Zonguldaklı Gazeteci Ekrem Murat Zaman

 

MERSİN’DE YAŞAYAN ÇERKESLER ABHAZYA ZAFERİNİ UNUTMADI

abhaz

Mersin’de yaşayan Abaza ve Çerkes vatandaşlar, ‘30 Eylül Abhazya Zafer Bayramı’ ve ‘20 Eylül Dünya Çerkes Günü’ nedeniyle Mersin Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından organize edilen kutlama programında bir araya geldi.abhaz2

Kafkas Dernekleri Federasyonu(KAFFED)  Genel Başkanı Yaşar Aslankaya’nın yanı sıra Adana’nın Yüreğir ilçesi Kaymakamı Fatih Genel, Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Akkaya, Adana Çerkes Derneği Başkanı İsmail Güneş ve İskenderun Kafkas Kültür Derneği Başkanı Sabiha Tokmak’ın da katıldığı program Türkiye ve Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı uğruna yitirilen şehitler çin saygı duruşunda bulunulması ile başladı.abhaz3

‘ABHAZYA TOPYEKÜN BİR BİRLİKTELİĞİN SONUCUDUR’

Burada bir konuşma yapan Mersin Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Şevket Şamil Koç, Abhazya’nin bağımsızlık savaşı sırasında oluşan seferberliğe  dikkat çekerek ”Savaş sırasında diasporadan ve bilhassa Türkiye’den bir çok çerkes soydaşımız ırk farkı gözetmeksizin Abhazya’nın özgürlüğüne kavuşması için mücadele ettiler, şehit düştüler. Ruhları şad olsun.İşte Abhazya’nın bağımsızlığı iste bu topyekün birlikteliğin sonucudur.Bizler bu günleri olduğu gibi Dünya Çerkes günü olan 20 Eylül’ü oldukça önemsiyor ve bu anlayışımızın önümüzdeki nesillere aktarımı için de çaba gösteriyoruz” dedi. abhaz4

“VATAN SAHİP ÇIKTIĞIN KORUDUĞUN UĞRUNA BEDEN ÖDEDİĞİN YERDİR”

15 Temmuz Darbe girişimi konuusnda da değerlendirmelerde bulunan Koç ”15 Temmuz tarihinde sizler ülkemizde yaşayan insanların birçoğu gibi memleketinize toprağınıza sahip çıktınız. Sokağa indiniz ve çok ciddi tehlikelere göğüs gerdiniz,dimdik durdunuz.Bu sayede sahip olduğunuz değerleri yeniden koruma imkanı elde ettiniz. Birşey sizin sahip çıktığınız kadar sizindir.Önemsemeseydiniz bugün ülke olarak çok daha farklı bir yerdeydik. Sizden toplumunuza, kültürünüze ve varlığınıza sahip çıkmanızı rica ediyorum. Vatan, sahip çıktığın koruduğun uğruda beden ödediğini yerdir. Kafkasya’dakiler bunun için canlarını feda ettiler. Lütfen toplumunuza kültürünüze sahip çıkın. Çünkü o kültür ve toplum sizin sahip çıktığınız kadar yaşayacaklar. Bıraktığınız zaman emin olun gidecekleri çok yer var,biz biizm bu taraf gelmelerini istiyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.Koç, Mersin’de yaşayan Çerkes ailelerden  Mersin Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği bünyesinde başlatılacak olan Abazaca ve Çerkesce dil kursları yazdırmalarını istedi.abhaz5

“GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ TÜM ETKİNLİKLER GEÇMİŞTE YAŞADIĞIMIZ TRAJEDİ ÜZERİNE İNŞA EDİLMİŞTİR”

Çerkeslerin dünyanın en köklü kültürüne sahip topluluğu olduğunu belirten Kafkas Dernekleri Federasyonu(KAFFED) Genel Başkanı Yaşar Aslankaya ise “Çerkesler  yaşadıkları her dönemde emperyalist saldırılara maruz kalmışdır.300 yıl boyunca kendini savunan bir halk düşünün sonra aralıksız 101 yıl Çalık Rusya ile giriştiği savaşta yine emperyal güçlerin11 hesapları ile savaşı kaybetmiş olan bir milletin 1,5 milyon insanını tamamını sürgüne gönderdiler.153 yıllık diaspora hayatımıza baktığımızda yaptığımız tüm etkinlikleri o geçmişte yaşadığımız trajedi ve olumsuzkllar üzerinde inşa ettiğimizi farkedersiniz. Yas günleri o günde yaşanan acıları, günde kaybettiğimiz insanlara ilişkin bir takım organizasyonlar üzerine kurulmuştur” dedi.abhaz6

TÜM DÜNYA’NIN GIPTA İLE BAKTIĞI BİR KÜLTÜRE SAHİBİZ”

2011 yılında bir toplatı nedeniyle Çerkslerin ana vatanı olan Kafkasya’da bulunan Nalçik kentine gitiklerinde karşılaştıkları manzaray ktaran Aslankaya”Oradaki insanların Balkarların sürgünden döndüğü güne ilişkin bir kutlama etkinliği yaptıklarına şahit olduk. Ellerinde bayraklarla bütün gün NalçiK sokaklarında eğlendiler, kendilerince vatanlarına geri dönüşü kutluyorlardı. Biz Çerkesler olarak hakikaten yaşam biçimi, insani ilişkileri, mutfağı, yeteneği cesareti insanlığıyla tüm dünyanın gıpta ettiği bir kültüre sahibiz. Ama kurumlarımızda ve etkinliklerimizde hep yas formatlı etkinlikler yapıyoruz. Neden bu güzel özelliklerimizden bahsettiğimiz bir günümüz olmasın diye Türk delegasyonunun önerisi ile 20 Eylül ‘Dünya Çerkes Günü’ ilan edildi.20 Eylül Çerkeslerin hasat zamanı ürettikleri ürünleri sergiledikleri ortaya koydukları ürünlerle ilgili gururlandıkları ve eğlendikleri bir gündü eskiden beri gelen o güne denk getirerek ‘Dünya Çerkes Günü’ ilan ettiler.33 kişilik bir heyet ile o etkinliklere davet edildik. Ben buradan Ben Çerkesim Ben Ben Abazayım ben Çeçenim diyen tüm soydaşlarıma tavsiye ederim.O kadar güzel bir program o kadar güzel bir etkinlik organize ettiler ki bir çerkesin doğumundan ölümüne kadar yaşaması gereken her şeyi o temayı işleyerek seramonilerle programlarla bize doğumdan ölüme çerkes kültürünü yeniden yaşattılar. Çok  gururlandık, onurlandık, duygularımızı sinerjimizi yükselttiler” ifadelerini kullandı.abhaz7

 

“YAŞASIN BAĞIMSIZ ABHAZYA”

Abhazya’nın bağımsızlığının yıldönümüne de değinen Aslankaya ”Abyazya bizim göz bebeğimiz. Bütün cumhuriyetlerin içinde ve kardeş halklarımızın içinde son derece stratejik önemi olan çok önemli bir bağımsız bir ülkemiz. Yine emperyalist güçlerin çeşitli amaçları doğrultusunda 1992  yılnda saldırıya uğramış, tüm diğer kardeş halkların seferberliğiyle 1,5 yıl gibi bir zaman içerisinde saldırıp püskürtülmüş ve bağımsızlığını ilan etmiş. Birçok ülke tarafından da tanınan bağımsız bir ülke ve diğer cumhuriyetlerimizin ve diasporamızın son derece hayati önemde görmesi gereken bağımsız bir ülkemiz orası. Dolayısıyla bu savaşın kazanıldığı ‘30 Eylül Zafer Bayramı’ şuanda Abhazya’da diğer cumhuriyetlerde Türkiye diasporasında Ürdün’de Avrupa’da dünyanın her tarafında yaşayan soydaşlarımız tarafından kutlanıyor. Haklarıdır. Çünkü 7 bin şehit vererek bağımsızlığını kazanan bir ülkeye sahibiz ve son derece önemli olan hiç unutmamamız gereken o günlerde kaybettiğimiz insanların anısına onların hatırasını ayakta tutmamız sahip çıkmamız gereken bir ülkemiz orası. Yaşasın Bağımsız Abhazya diyorum ve hepinize çok teşekkür ediyorum.”dedi.abhaz8

“HEPİMİZ AYNI KÖKTEN GELİYORUZ VE HEPİMİZ KARDEŞİZ”

Ülke olarak birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacın olduğu bir süreçten geçtiğizi anlatan KAFFED Genel Başkanı Yaşar Aslankaya ”Görgümüz gibi etrafımız ateş çemberi dünyada tüm halklar bir ekonomik,siyasi veya başka nedenlerle bir araya gelmeye çalışıyorlar.Biz ufak tefek bazı kişisel şeylerle birbirimizi itmeye kakmaya çalışıyoruz. Ne olur bu tuzağa düşmeyelim.Hepimiz bir kökten geliyoruz ve hepimiz kardeşiz. Bir ailede 3-5 tane kardeş olduğunu düşünün bir birlikte bir ev kurabilirler ama o aileyi terk etmezler ve o aileyi temsil ederler. Adigeler,Abazalar çok eskilerden beri milattan önceki yıllardan beri var olduğu tespit edilmiş aynı kökten aynı soydan gelen iki kardeş halktır..Birlikte hareket etmek için tüm koşulları zorlayalım, birbirimize destek olalım. Böyle olursa sorunlarımız daha kolay aşar daha güçlü oluruz. Biz de sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu bir merkeziz. Tüm çerkes halkının sosyal,kültürel siyasi her türlü problemi ile elimizden geldiğince ilgilenmeye çalışıyoruz, ana vatan ile olan ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Diaspora ‘da yaşayan insanların sorunların ile ilgilenmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.abhaz9

Konuşmaların ardından halat çekme yarışması ile devam eden etkinlik çerkes halk dansları eşliğindeki mahalli düğün ile sona erdi.

Azerbaycan toprağını vatan bilen Mehmetçiğin “Tenha mezar” ı

pervane memedli1918 yılının Mart ayında Ermeni baskınına maruz kalmış, Azerbaycan’ı kurtarmak için Türkiye’den ünlü komutan Nuri Paşa’nın komutasında Kafkas İslam Ordusu gönderilmişti.Türk ordusunun bir subayı sucaetle savaşmış, Şamahı civarında Ermeni güllesine tuş gelmiştir. 0, kendi, arzusu ile yaralandığı yerde de defn olunmuştur. Sovyet döneminde Bakü’den bölgelere arabayla periyodik sefer edenler Qobustan yolunda tenha mezarlıkla rastlanırdılar.Yaşlı neslin temsilcileri orda Uyuyanın kimliğini biliyordu. O yıllarda bu konuda ilk kez duyduğumda çok teeccüblenmişdim, o yüzden ki bu konuda hiçbir yerde yazılmamışdı.Amma artık bu tenha kabir bizden gizlenmiş tarihimizden, teklennmiş Azerbaycan’ı kurtarmaya gelen kahraman Türk ordusunun mertliğinden, onun 18 yaşındaki şehit mehmetciyinden bir simgedir..Bu Abide- komleks onlarca Türk askerinin o yıllarda torpağımız uğruna canından geçmiş kahraman Türk askerlerinin anısına inşa edildi. Azerbaycan’ın her köşesinde yerel sakinler bile gizli Türkiyeli şehit askerlerinin mezarını uzun zaman gizli koruyup saxlayıblar.Azerbaycan’ı kurtarmak için gelen Kafkas İslam Ordusu sıralarında şehit düşen Mehmetciklere olan sevgi basit insanların kalbinde her zaman yaşadı. Şamahı yakınlarındaki tenha asker mezarını da Rus işgali yıllarında köy nüfusu koruyarak kaybolmaya qoymayib. Bu anıtın üzerine Bahtiyar Vahapzade “Tenha mezar” şiiri kazınmış edildi.sa2

TENHA MEZAR

Yolun kenarında tenha bir mezar
Üstünde ne adı, ne soyadı var.
Ey yolçu, masını eyle bu yerde
Soruş kimdir yatan tenha qebirde?

O, bir türk zabiti, qehreman, metin!
Doğma qardaşına yardıma geldi.
Qırğına tutulan milletimizin
Haqlı savaşına yardıma geldi.

Uzaqdan hay verib senin sesine,
Geldi, qayıtmadı öz ölkesine.
Düşmen seflerini o, soldan sağa
Biçib destesiyle cebheni yardı.
Torpağın yolunda düşüb torpağa
Senin torpağını sene qaytardı.

Özü qoruduğu, hem can verdiyi
Yolun kenarında defn edildi o.
Uğrunda canını qurban verdiyi
Torpağı özüne veten bildi o.

Yolçu, masınını bu yerde eyle
O mezar önünde sen tezim eyle.
Secde qıl, dua ver onun ruhuna
Ayaq basdığın yer borcludur ona.

07.1998.

sa3Bu mezar Kafkas İslam Ordusu askerlerinden birine aittir . O , burada şehit oldu ve burada defnedilmesini istedi . Kafkas İslam Ordusu askerleri ve generalleri buraya toprakları işgal edilen ve katledilen Azerbaycanlı qardaşlarımza yardım etmek için gelmişti . Subaylardan biri qetle yetirilidi , bu toprakta da defnedildi . Mezarın Sovyet döneminde 70 yıl boyunca korunarak saklanması da , bizim kardeşliğimizin göstergesidir . Bu toprakları vatan bildik . Azerbaycan topraklarının her yerinde Türk askerlerinin mezarı var diye söylemişti , Türkiye’nin Azerbaycan dakı keçmiş Büyükelçisi – Hulusi Kılıç Şamahı yakınlarında savaşlarda şehit olan bu Türk subayının sorağı dillere destan olmuştu: “Türk subayı İzzet Bey, Aşot adlı Ermeni’nin güllesine tuş gelir. Ağır yara alan binbaşının yardımına çevrede yaşayan insanlar gelirler … Orada Gülbahar adlı bir kadın mendili çıkarıp askerin yarasını sarmak ister. İzzet bey kadına: – Bacım kolumu sağlam tut, füzeyi ordan çıxardım.O, füzeyi çıkarıyor, mendile büküyor ve der: – Şimdi her şey yolunda, yaramı bağlamaya gerek yok, Kanım bu toprağa axsın.Izzeti yaralayan Aşot oracıkta güllelenir. Ölümcül durumda olan İzzet Nuri Paşa’yı karşısında görünce heyecanlanır. Nuri Paşa askerin başını dizlerine koyur. Artık İzzet Bey son anlarını yaşamaktadır. O, yüzünü Nuri Paşa’ya tutup diyor:- Paşam, Türk paşasının dizlerinde can vermek benim için büyük bir onurdur.Böylece, İzzet Bey vurulduğu yerde gözlerini sonsuza dek kapadır “. (Elfayım Aziz “Özgürlük uğruna” adlı kitabından)Yerel sakinler İzzet Bey’i Şamahı’ya götürmek istiyor. Ancak askerin kendi vasiyetine göre şehit olduğu yerde – Şamahı’nın yakınlarındaki Acıderede gömüldü. O günden de kabrin adı “Türk mezarı” gibi dillere düşmüştür.Bu mezar defalarca çeşitli takiplere maruz kalsa da, halk mezarı tamir edip korumuştur. Bu mezara ilk kez anıt koyan şahsı sonraları bolşevikler güllelemişdi. Yıllar geçtikten sonra “Tenha mezar” abidesi olarak bilinen bu arazi akın akın insanların ziyaret yerine dönüşmüştür.sa4

 

 

ATTEİT Temsilcisi Karaalp Kocaeli’de ki dernekler ile görüştü

Abhazya – Türkiye Ticaret ve Ekonomik İlişkiler Temsilcisi Ruhi Karaalp, Kocaeli Kafkas Kültür Derneği ve Kocaeli Abhaz Derneği’nin yöneticileriyle bir araya geldi.t1

Abhazya – Türkiye Ticaret ve Ekonomik İlişkiler Temsilcisi Ruhi Karaalp, Kocaeli Kafkas Kültür Derneği ve Kocaeli Abhaz Derneği’nin yöneticilerine yaptığı davet üzerine, Ramada Plaza’da toplantı gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen toplantıda Ruhi Karaalp’in yanı sıra Abhazya – Türkiye Ticaret ve Ekonomik İlişkiler Temsilci Yardımcısı Olgun Aksoy, Kocaeli Abhaz Derneği Başkanı Hasan Konca, Kocaeli Kafkas Kültür Derneği Başkanı Erdal Çatan, Kocaeli Abhaz Derneği Yöneticileri Sedat Şanbay, Orhan Okuyucu, Selma Bayrak, Uğur Aksoylu Kocaeli Kafkas Kültür Derneği Yöneticileri Hayri Tolga Asalkan, Cengiz Hurma, İskender Öztekin, Ömer Özer, İbrahim Uygun yer aldı.

TEMASLAR HER ZAMANKİ GİBİ SÜRECEKt2

Abhazya – Türkiye Ticaret ve Ekonomik İlişkiler Temsilcisi Ruhi Karaalp, toplantıda yaptığı konuşmada, Kocaeli’de kuzey Kafkas halklarını temsil eden 2 derneğin olduğuna dikkat çekerek, biz Kafkasyalılar olarak Kocaeli’de çok güçlüyüz. Hayatın ve iş hayatının tam ortasında kuzey Kafkas halkları var. Bu iki dernek ile birlikte, Kocaeli’de ulaşılmadık kuzey Kafkas halkı kalmayacak” dedi.t3

KOCAELİ’NİN ÖNEMİ BÜYÜK

Kafkas halklarının, Kafkas – Rus savaşlarında Osmanlı topraklarına göçe zorlandığını, göçte karaya çıkan bir grubunda Kandıra Kefken’den çıktığını hatırlatan Karaalp, “Kocaeli’nin Kuzey Kafkas halkları için önemi çok büyük. Dedelerimizin karaya çıktığı noktalardan birisi de burası. Kocaeli’de biz sürgünden beri vardık, bundan sonra da var olmaya çalışacağız. Biz kuzey Kafkas halkları olarak, iş hayatından siyasete kadar, spordan sanata kadar her alanda var olduk bundan sonra da daha güçlü bir şekilde olacağız” ifadelerinde bulundu.

BAŞKANLARDAN TEŞEKKÜR

Yapılan toplantıda Kocaeli Kafkas Kültür Derneği Başkanı Erdal Çatan Ruhi Kraalp’in davetine teşekkür ederek, “bu güzel akşamdan dolayı ben sayın Ruhi Karaalp’e, Kocaeli Abhaz Derneği Başkanı Hasan Konca ve yöneticilere ve Kocaeli Kafkas Kültür Derneği yöneticilerine çok teşekkür ederim” dedi. Kocaeli Abhaz Derneği Başkanı Hasan Konca’da Karaalp’e teşekkür ederek, “bu güzel akşamda bu toplantıyı organize eden sayın temsilcimiz Ruhi Karaalp’e teşekkür ediyoruz. Değerli dostum Erdal Çatan ve yöneticilerine de teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.t4

1944 Sürgünü Unutulmadı!

Joseph Stalin liderliğindeki Sovyet yönetimi tarafından 1944 yılından tüm Çeçen – İnguş halkının topyekün Sibirya, Orta Asya ve Kazakistan’a sürgün edilişinin 72. yıldönümü dünyanın farklı ülkelerindeki çeşitli anma programları ve protesto gösterileri ile anıldı.

1944 sürgün23 Şubat 1944 sürgünü ile ilgili olarak gerçekleştirilen etkinlikler:

23 Şubat 2016 Salı, İstanbul :

Saat: 13:00, Fatih Camii avlusunda biraraya gelen Çeçenler, bu trajik günle ilgili konuşmalar yaptı.
Saat: 20:00, İstanbul Kafkas Kültür Derneği (Bağlarbaşı)’de konsolosluğumuz tarafından alt yazıları hazırlanılan “Unutmanız Emredildi” adlı filmin gösterimi yapıldı.

23 Şubat 2016 Salı, Ankara:

Saat: 18:00, Ankara Çerkes Derneği’nde konsolosluğumuz tarafından alt yazıları hazırlanılan “Unutmanız Emredildi” adlı filmin gösterimi yapıldı.

26 Şubat 2016 Cuma, Eskişehir:

Saat: 19:00, Eskişekir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği’nde konsolosluğumuz tarafından alt yazıları hazırlanılan “Unutmanız Emredildi” adlı filmin gösterimi yapıldı.

23 Şubat 2016 Salı, Almanya, Berlin:

Saat: 12:00, Pariser Meydanı’nda toplanan Çeçenler bir protesto gösterisi düzenlendi.

23 Şubat 2016 Salı, Avusturya, Viyana:

Saat: 12:00, Viyana meydanında bir protesto gösterisi düzenlendi.

27 Şubat 2016 Cumartesi, Avusturya, Viyana:

Saat: 20:00, Hotel Lenas Donau’da bir anma gecesi düzenlendi, konuşmalar yapıldı, şiirler okundu.

23 Şubat 2016 Salı, Fransa, Paris:

Saat: 17:00, Republique Meydanı’nda toplanan Çeçenler düzenledikleri protesto gösterisi sırasında bu trajik gün ile ilgili konuşmalar yaptı, meydanda bilgilendirici dökümanlar dağıttı.

23 Şubat 2016 Salı, Gürcistan, Tiflis:

Saat: 14:00, anma programı düzenlendi.

23 Şubat 2016 Salı, Finlandiya, Helsinki:

Saat: 12:00, Rusya Federasyonu Konsolosluğu binası önünde protesto gösterisi düzenlendi.

23 Şubat 2016 Salı, Ürdün, Amman:

Saat: 15:00, Rusya Federasyonu Konsolosluğu binası önünde protesto gösterisi düzenlendi.

 

Artık herkes Akordeon öğrenecek

 

Geçtiğimiz yıl ilk kez Kocaeli’nde Kocaeli Kafkas Kültür Derneği bünyesinde başlatılan Akordeon kursları bu yılda başlatıldı. Bu yılda talep oldukça yoğun oldu.

Her yıl dil kurslarından sanat kurslarına kadar birçok eğitim faaliyetlerinde bulunan Kocaeli Kafkas Kültür Derneği, geçtiğimiz yıl Kocaeli’nde bir ilk olarak akordeon kursu başlatmıştı. Yaklaşık 30 kişi geçtiğimiz yıl Kocaeli Kafkas Kültür Derneği yöneticisi İskender Öztekin’den aldığı eğitimle akordeon öğrenmişti. Dernek tarafından eğitim sezonuna yeniden başlanırken, akordeon kurslarına olan ilgi yoğun olduğu için bu yılda akordeon kursu açıldı. Bu yıl çocuk gruplara da eğitimler verilecek. Akordeon kursları yetişkinler için Perşembe akşamları 19:30 ve 21:30 arasında gerçekleşecek. Çocuk gruplara ise Akordeon kurs saatleri Cuma akşamları 18:00 ile 19:30 aralarında belirlendi. Akordeon kursları için tanışma dersi önceki akşam gerçekleşti. Akordeon öğrenmek isteyen herkes Kocaeli Kafkas Kültür Derneği, Seka Evleri, Kafkas Evi’ne müracaatta bulunabilecek.akerdion.jpg1

DİL KURSLARI DA BAŞLIYOR

Kocaeli Kafkas Kültür Derneği’nin en önemli eğitim alanlarından biri olan il kursları içinde müracaatlar başlatıldı. Sayısız öğrenciye şimdiye kadar Rusça, Abazaca ve Adigece dil eğitimleri verilen Kocaeli Kafkas Kültür Derneği’nde, bu yılda bu diller için eğitimler açıldı. Müracaatlar yine Kafkas Evi’ne yapılacak. Ayrıca genç ve yetişkinler için folklor kursu da başladı. Bu eğitimler içinde müracaatlar devam ediyor. Kocaeli Kafkas Kültür Derneği Başkanı Erdal Çatan, “kurslarımıza kayıtlarımızı almaya devam ediyoruz. Kurslarımız her yıl olduğu gibi ücretsiz. Biz sadece Kafkas kökenli yurttaşları değil, tüm herkesi kurslarımıza davet ediyoruz” dedi.akerdion2

Kocaeli Abhaz Derneği Resmen Kuruldu

 

kocaeli abhaz başkanıKocaeli’de uzun zamandır kuruluş çalışmaları yapılan Kocaeli Abhaz Derneği’nin kuruluşu resmiyet kazandı. Oluşturulan yönetime göre Kocaeli Abhaz Derneği’nin Kurucu Başkanı Hasan Konca oldu.

 

Uzun zamandır kuruluşu için çalışmalar yapılan Kocaeli Abhaz Derneği’nin kuruluşunda sona gelindi. Resmiyet kazanan Kocaeli Abhaz Derneği’nin yönetimi oluşturuldu. Hasan Konca Kocaeli Abhaz Derneği’nin başkanı olurken yönetimde Ümit Karaalp, Sedat Şanbay, Mustafa Tırpan, Aykut Özbay, Mars Aydın, Orhan Okuyucu ve Uğur Aksoylu yer aldı. Yakın zamanda ise çalışmalar tamamlanarak Kocaeli Abhaz Derneği’nin resmi açılış töreni gerçekleşecek.

 

“BİR GÜN DEĞİL HER GÜN YAŞAYACAĞIZ”

 

Kocaeli Abhaz Derneği’nin Başkanı Hasan Konca konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bilindiği gibi atalarımız anavatan Abhazya dan sürgüne uğramış Osmanlı topraklarına yerleşmek zorunda kalmışlardır. Bu toprakları vatan kabul etmişlerdir. Kefken ilçemizin Babalı sahili tarihin trajedisine şahit olmuş mekanlardan biridir. Kardeşlerimiz ile olan dostluk ve akrabalık ilişkileri özellikle son zamanlarda üst düzeylere taşınmış karşılıklı ziyaretler oldukça sıklaşmıştır.

Biz Abhazlar yıllarca kendimizi Kuzey Kafkasyalı kardeşlerimizle birlikte Kafkas Kültür Derneği’nde güvenle şerefle ifade imkanı bulduk. Ancak yaklaşık bir yıldır Abhaz Gönüllüleri insiyatifi adı altında gerçekleştirdiğimiz etkinlikler sonrası, dilimizin, kültürümüzün, kimliğimizin ve varlığımızın korunması, gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması tanıtılması ve kendimizi ifade edebilmemizin ancak kendi demokratik sivil toplum örgütlenmemiz altında gerçekleşebileceği gerçeğini ortaya koymuştur” dedi.

 

“DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLACAĞIZ”

Sözlerine şöyle devam eden Konca; “İlkemiz ve amacımız Abhaz kültürünü sadece bir gün değil her gün yaşatmaktır.  Bundan sonrada başta Kuzey Kafkas kökenli kardeşlerimizin ve diğer dostlarımızın kültürel yapılarıyla hem Kocaeli’mizin hem Türkiye’mizin hem de Abhazyamızın tanıtımına büyük katkılar sağlayacağına inancımız tamdır. Amacımız içinde yaşadığımız bu güzel ülkede herkesin özgür haklara sahip birbirleriyle dayanışma ve mutluluk içinde yaşanmasıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

 

5 Bin Yıllık Gelenek Yaşatılıyor

 görenek

 

Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 5’incisi gerçekleştirilen Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı, Türkiye’nin çeşitli illerinden ve Türk dünyasından Denizli’ye gelen aşıkların katılımıyla başladı. Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda düzenlenen etkinliğe, Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Ali Değirmenci, Merkezefendi Kaymakamı Şükrü Görücü, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yurt içinden 22, Türk dünyasından 5 olmak üzere geceye katılan halk ozanları atışma, koçaklama, doğmaca şiir, doğmaca türkü, sözlü ve sazlı güzelleme ve taşlama dallarından örnekler sundu. Salonu dolduranlar birçok vatandaş 5 bin yıllık bir geleneği yaşatan aşıkların sunduğu unutulmaz bir geceye tanıklık etti. Aşıkların lebdeğmez adı verilen b, f, p, m, v harflerini kullanmadan ağızlarına koydukları kürdanla atışma yapmaları ise büyük beğeni aldı.

saz2Aşıklığın temelinde sevgi var

Programda konuşan Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Ali Değirmenci, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın gayret ve destekleriyle başlatılan Ege Aşıklar Bayramı’nın 2 yıl önce de uluslararası hale getirildiğini kaydetti. Değirmenci ,”Aşıklık, temelinde, hamurunda sevgi, kardeşlik, dostluk, vatan ve bayrak sevgisi olan bir geleneğimiz. Bugün aramızda olan kardeşlerimize de baktığımızda Doğu Türkistan’dan Orta Asya’ya, Orta Asya’dan Kafkaslara Anadolu’nun dört bir tarafından bugün misafirlerimiz var. Zaten bu saydığımız coğrafyalar da kardeşliğin, dostluğun hamurunun yoğrulduğu yerler” dedi.

Aşıklık geleneği yaşatılacak

Değirmenci, konuşmasını şöyle tamamladı: “Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak istiyoruz ki tarihimizden gelen bu güzel coğrafyanın bizlere armağanı olan, zenginliğimiz olan aşıklık geleneğini, aşıklık bayrağını, hem şimdiki nesillerle buluşturalım hem de yeni nesillerle de bu güzel değerimizi paylaşalım.”saz

 

 

 

Kafkas Sürgününün Tarihi Açığa Çıkıyor

SÜRGÜN.jpg2

21 Mayıs 1864’te Kafkas – Rus savaşları sonucunda Anadolu topraklarına sürülen Kafkasyalıların ilk çıktığı kara alanlarından biri olan Kocaeli Kandıra Babalı Köyü’nde arkeoloji çalışmaları başlatılıyor.

 

SÜRGÜNBir süredir çalışmaları sürdürülün Kafkas Sürgün anması için Kandıra’da temaslarda bulunuldu. 1864 yılında Kuzey Kafkasya’dan Rus savaşı sonucunda Anadolu topraklarına sürülen Kafkas halklarının ilk çıktıkları noktalardan biride Kandıra Kefken Babalı Köyü olarak uzmanlar tarafından tespit edilmişti. Çarlık Rusyası tarafından Anadolu topraklarına sürgün edilen Kafkasyalılar büyük trajediler yaşamıştı. En somut delil ise yakın zamanda yapılan araştırmayla ortaya çıktı. Sürgünde 2 adet gemi, Kafkasya’dan yola çıktı. Karadeniz üzerinden Kandıra Babalı Köyü’ne ulaşan gemilerden biri Babalı Köyü yakınlarında battı. Birçok Kafkasyalı boğularak öldü. Bir gemi ve batan gemiden çıkan bazı Kafkasyalılar kurtulmayı başardı.

 

 

MAĞARADA ARKEOLOJİ ÇALIŞMALARI YAPILACAK

Birkaç yıldır Kafkasyalılar atalarını bölgede yapılan anma etkinlikleriyle anıyordu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, KAFFED, ABHAZFED ve Kafkasyalı işadamları tarafından bölgede geçtiğimiz aylarda çalışma başlatıldı. Babalı ve Karaağaç Köyü’ne giden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Nermin Tol, Kocaeli Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Kandıra Şube Müdürü Faruk Taşer ve Demet Gül, Kocaeli Kafkas Kültür Derneği yöneticisi İbrahim Uygun, Sakarya Abhaz Derneği Yöneticileri Ahmet Zeki Aslan ve Hakan Metin Mercan, Akmis Seyahat Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Karaalp, Akmis Seyahat Genel Müdürü Olgun Aksoy ve Kafkasyalı İşadamı Hasan Konca burada incelemelerde bulundu.

 

 

ÇALIŞMALAR HIZLANDI

Yapılan incelemeler neticesinde Mayıs ayında yapılacak olan anmadan önce bölgede genel temizlik ve  on binlerce kişiyi misafir edebilecek şekilde çalışmalar yapılacak. Kocaeli Müze Müdürlüğü mağarada arkeoloji ve inceleme çalışmaları yapacak. Gün yüzüne çıkacak tüm bilgi ve nesneler muhafaza edilecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi KAFFED ve ABHAZFED’in 16 ve 21 Mayıs’ta gerçekleştirecekleri anma törenleri öncesinde çalışmalarını hızlandırdı.SÜRGÜN.jpg1