Etiket arşivi: Kadar

Yerli otomobilin CEO’suna ‘Fiyatı ne kadar olacak?’ sorusu yöneltildi

CNN TÜRK’te Hakan Çelik’in konuğu olan yerli otomobil üretim ekibinin başı TOGG CEO’su Mehmet Gürcan Kararkaş’a ‘Fiyatı ne kadar olacak?’ sorusu yöneltildi.

Yerli otomobilin CEO'suna 'Fiyatı ne kadar olacak?' sorusu yöneltildimask

Türkiye’nin merakla beklediği yerli otomobil dün ilk kez tanıtıldı. Yerli otomobilin CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, CNN TÜRK’te Hakan Çelik’in konuğu oldu.

Yerli otomobile ilişkin açıklamalarda bulunan Karakaş’a yerli otomobilin fiyatının ne kadar olacağı da soruldu. CNN Türk haber sitesinin aktardığına göre Karakaş, “Fiyat vermek ticari anlamda doğru değil. İki sene sonrası için mümkün de değil. Bir rekabetçi otomobil olmak zorunda” dedi.

CEO Mehmet Gürcan Karakaş konuya dair şunları söyledi:

Fiyat vermek ticari anlamda doğru değil. İki sene sonrası için mümkün de değil. Bir rekabetçi otomobil olmak zorunda. Böyle bir otomobil pazar payı almak isteseydi kimden pay alırdı deyip ona göre bir konumlandırma yapardık. İhraç pazarları bizden böyle bir otomobil beklemiyordu. Bu sürpriz bir otomobil oldu. Çin’den eski çalışma arkadaşlarımdan mesaj geldi: Ne yapıyorsunuz oralarda?

Asgari ücret için 2 bin 526 lira geçici bir rakam

Karamollaoğlu, Türk-İş’in 2020 yılı asgari ücret için 2 bin 526 lira teklifi için “Bu rakamların yeterli olmadığını asgari ücretin açlık sınırında konuşulmaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

mask
REKLAM ALANI

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 2020 yılı için 2 Aralık’ta başlayacak olan asgari ücret görüşmeleri için Türk-İş’in sunduğu 2 bin 526 TL’lik teklifi değerlendirdi. Karamollaoğlu, “Geçici olarak bu rakamların yeterli olmadığını düşünüyorum. Asgari ücretinin açlık sınırında konuşulmaması gerekiyor” dedi.

“Asgari ücrette hedef yoksulluk sınırının üstünde olması gerekiyor” açıklamasında bulunan Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

“Asgari ücretinin açlık sınırında konuşulmaması gerekiyor. Yoksulluk sınırının altında maaş alan herkes ihtiyaçlarını karşılamıyor demektir. Asgari ücrette hedef yoksulluk sınırının üstünde olması gerekiyor. Çalışanlar açlık sınırına tahakküm ediliyorsa orada gelir dağılımında adalet yok demektir.”

BİLİNÇ OLMADIKÇA,ROMANTİK SEVGİ BİR YERE KADAR

alptekin cevherliGeçen gün Ege bölgemizin güzel bir ilçesine gittim. Gittiğimiz yer Türkiye’mizin cennet köşelerinden…
Bir eve misafir olarak uğradım. Duvarda oldukça eski görünümlü koç başı motifli bir el dokuması Türkmen kilimi vardı. İlgimizi çekti tabii…
Ev sahibesine sorduk, bunlar hâlâ buralarda dokunuyor mu? Cevap verdi:
–        Yok, bunları eskiden nenelerimiz dokurmuş. Şimdi kimse dokuyamıyor.
–        Ooo, epey kıymetlidir o zaman, dedik.
–        Tabii çok kıymetli, bu bizim bayrağımız.
–        Nasıl yani?
–        Bize geçen yıl oğlanın tarih öğretmeni velilerle tanışmak için geldi.
–        Eee?
–        Aynen sizin gibi, kilim onun da dikkatini çekti. Dedi ki, ‘Bu sizin kilim çok önemli. Bunun aynısı Doğu Anadolu’da xxx şehrinde de var’ dedi. Sonra da, xxx aşiretinin tarihini anlattı. Bizim atalarımız oradan buraya kaçmış. Atalarımız kürtmüş. Orada devlet baskı yapınca buraya gelmişler. Şimdi onlar da bu kilimleri duvarlarına asıyorlarmış ki, birbirimizi tanıyalım diye…
Onun için biz de o aşiretle aynı soydan olduğumuzu belli etmek için bunları bayrak olarak evlerimizin duvarlarına asıyoruz. Hatta yeni evlenenlere de bunlardan getirtiyoruz ki, onlar da atalarını unutmasınlar.
–        ???
 * * *
Evet biz de; ‘Kürtler ve alt boyları aslında Türk asıllıdır. Bölgede son 300 yıldır devam eden Batının bilinçli asimilasyon politikaları sonucu yeni bir halk oluşturulmuş ve uluslaşma sürecine girmiştir. Bunun da ispatı Batı Anadolu’da yaşayan ve akrabaları bundan bin yıl önce Anadolu’ya geldiklerinde ilk konakladıkları yerde kalan, Türkmen aşiretlerinin Doğu Anadolu’da zamanla asimile olarak bugün tek kelime Türkçe bilemez hale gelmeleridir’ diyorduk. Bilecik’teki Karakeçilileri, Bayat’ları, Savurları vb. doğudaki aynı adlı akrabalarıyla karşılaştırıp örnekler veriyorduk.
Ama gel gör ki;
Her aileden ‘terörle mücadelede’ en az bir şehit vermiş olan ve neredeyse bütün kasaba askerliğini jandarma komando olarak yapan bir Türkmen kasabası bile Batı Anadolu’da ‘yıkıcı bir öğretmen’ tarafından kandırılarak Ege bölgesi gibi bir yerde üstelik; kürtleştirilmeye başlanmış.
Varın ihanetin boyutunu ve vahametini siz düşünün…
Cehaletin ve eğitim sistemindeki gayri millî programların ve dahi vurdumduymazlığın çetin sonucunu görün!
Devletin gönderdiği öğretmen bu şekilde kendi devletine karşı el altından psikolojik harp yürütürse, milletin direnç cephesi daha kalır mı?
Bugün ülkede en vatansever, en milliyetçiyim diyen dahi kandırılıyorsa, bu ülkenin tapusu kime emanettir?
Anlaşılan bizim vatan sevgimiz romantizmden öte geçmemiş!
Bilinçli, şuurlu ve tarihi süreci bilen, dostu – düşmanı tanıyan; nerelerden oyuna geldiğimizi bilen nesillere çok ama çok acil ihtiyacımız var.
–        Hayır Arkadaşım. Doğru biz xxx vilayetinden buraya geldik. O bahsettiğin kişiler de bizim akrabamız. Ama bu, bizim kürt olduğumuzu değil, o xxx şehrinde yaşayan kardeşlerimizin de Türk olduğunu gösterir, diyebilecek kadar en azından millî konulara hâkim olunması, Türk – kürt denilen kişilerin aslında kardeş olduğunun vurgulanması elzem değil midir?
Yoksa daha çok şehit verir, birbirimizi öldürür; düşmanlarımızı da memnun ederiz.
Ne bu olaylar biter, ne de o; dünyanın ihtiyacı olan öncü ve örneklik yerine ulaşabiliriz.
O öğretmen mi?
Artık onu da biz düşünmeyelim değil mi? Devletin bunca birimi varken ayıp olur…

Edirne Belediyesi Bir İlke İmza Attı Bizde Kutluyoruz

 

gittiğin kadar

Edirne Belediyesi Meclisi’nin şubat ayında aldığı karar doğrultusunda Edirne Toplu Ulaşım Sistemi’nde (ETUS) vatandaşın lehine olan değişikliklere gidildi. Edirne’de Toplu Ulaşım Sistemini kullanan vatandaşlar, 15 Haziran Pazartesi gününden itibaren, ödedikleri ücreti, gittiği mesafe kadar geri alma şansına sahip olacak.

Edirne Belediye Meclisi Şubat ayı toplantısında aldığı kararlar doğrultusunda ETUS’ta vatandaşın lehine olan bir takım değişikliklere gidildi. 15 Haziran Pazartesi gününden itibaren uygulamaya koyulacak olan bu değişliklerle, Edirne Belediyesi, toplu taşımada Türkiye’de bir ilki gerçekleştirecek.

Alınan Belediye Meclisi kararları doğrultusunda 15 Haziran Pazartesi günü toplu taşımada yeni bir dönemin başlayacağını ifade eden Edirne Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürü Erdal Uygun, “Mesafeye göre ücretlendirme, aktarma indirimi, temassız kredi kartının toplu taşımada kullanılması gibi bir takım değişiklikler pazartesi gününden itibaren uygulamaya girecek” dedi.

TÜRKİYE’DE BİR İLK GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Edirne Belediyesi’nin daha önce hiç denenmemiş ‘mesafeye göre ücretlendirme sistemini’ toplu taşımaya kazandırdığını ifade eden Uygun, “Kazandırdığımız bu sistemle Türkiye’ye örnek olmayı hedefliyoruz. Vatandaşlarımız bundan sonra toplu taşımada gittiği mesafe kadar ücret ödeyecek” diye konuştu.

18 DURAK PİLOT OLARAK SEÇİLDİ

Mesafeye göre ücretlendirme sisteminde 18 durağın pilot olarak seçildiğini ve seçilen bu duraklara kart okuma sisteminin yerleştirildiğini ifade eden Uygun, “Düzenlemeye göre Bankalar- Üçşerefeli-Orduevi-Sosyal Bilimler Lisesi-SGK Şube-Ayşekadın Camii- Ayşekadın Karakol-Eski Terminal- Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesi- Carfour- Trakya Birlik yanı üniversite durakları arasında yapılan yolculuklarda elektronik biniş sisteminin kullanılması halinde mesafeye göre ücretlendirmeye geçilecektir” dedi.

GERİ İADE 30 DAKİKA İÇİNDE

Elektronik Biniş Sistemi’ni kullanan vatandaşın kartından ilk binişte tam ücretin alınılacağını anlatan Uygun, “ Vatandaş, ilk binişten itibaren en fazla 30 dakika içinde pilot bölge olarak seçilen duraklara konulan cihazlara kartlarını tekrar okutmaları gerekmekte. Bu iade işlemi yapılmadan ikinci binişin yapılması halinde ücret iadesi işlemi gerçekleşmeyecektir”  şeklinde konuştu.

ÖĞRENCİLER  15 KURUŞ İLE 1 LİRA 10 KURUŞ, SİVİLLER 75 KURUŞ İLE 1 LİRA 10 KURUŞA KADAR İNDİRİMDEN YARARLANACAK

Bankalar- Üçşerefeli-Orduevi-Sosyal Bilimler Lisesi-SGK Şube-Ayşekadın Camii- Ayşekadın Karakol-Eski Terminal- Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesi- Carfour- Trakya Birlik yanı üniversite durakları arasında öğrencilerin 65 kuruş ile 1 lira 10 kuruş sivillerin ise, 75 kuruş ile 1 lira 10 kuruş arasında değişen ücretlerle yolculuk yapabileceklerini ifade eden Uygun, “Öğrenciler 15 kuruş ile 1 lira 10 kuruş, siviller 75 kuruş ile 1 lira 10 kuruşa kadar indirimden yararlanabilecek” dedi.

İKİNCİ BİNİŞLERDE YÜZDE 50 İNDİRİMgittiğin kadar.jpg1

Alınan Belediye Meclis Kararı doğrultusunda toplu ulaşım sisteminde vatandaşın lehine olan bir başka değişikliğe daha gidildiğini ifade eden Uygun, “Vatandaşlar elektronik biniş sistemini kullanmaları halinde, geriye dönüş amaçlı olmayan ikinci binişlerde yüzde 50 indirimden yararlanabilecek. Elektronik kartı teşvik etmek için nakit ödemeli binişlerde  2 lira 50 kuruş olarak düzenlendi. Uzun hatlarda ise herhangi  bir değişikliğe gidilmedi. Normal hatlar ise,  öğrenciler 1 lira 25 kuruş, siviller ise 1 lira 80 kuruş olarak tekrar düzenlendi. Yenilikleri gelişmeleri, takip ediyoruz. Belediye Başkanı Sayın Recep Gürkan’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarımız, kesintisiz devam edecektir” diye konuştu.

UYGUN, HAKAN GİYİK İLE BİRLİKTE UYGULAMALI OLARAK ANLATTI

Edirne Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürü Erdal Uygun, ETUS Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Giyik ile birlikte 18 pilot durakta gerçekleştirilecek olan bu sistemi uygulamalı olarak anlattı. Bu sistemin halkın lehine olduğunu ifade eden Hakan Giyik ise, “15 Haziran Pazartesi günü başlayacak olan bu uygulama vatandaşı oldukça mutlu edecek” dedi.

 

Bu Kadar Cehalet, Ancak Eğitimle Mümkün

alptekin cevherliGazetemizin birinci sayısında siz değerli okurlarımızla farklı bir konuda ve çok daha eğlenceli bir mevzuda buluşmak isterdik. Lâkin saniye saniye değişen gündemi diğer yazar arkadaşlara bırakarak, sizlerle asırlık bir davamızı paylaşmak istiyorum…
Sanmayın ki sıkıcı, entel dantel bir konuyu sizlerle hasbihal edeceğim.
Yaklaşık 500 yıldır yaşadığımız sıkıntıların, ihanetlerin ve vurdumduymazlıkların hesabını bugün bizler veriyoruz. Böyle giderse çocuklarımız ve torunlarımız da dedelerimizin hatalarının bedellerini ödemeye devam edecek. Çünkü millet ömründe 100 yıl bir gün gibidir…
Şöyle ki; Türk dilinin en ünlü şairlerinden olan Fuzulî’nin günümüze kadar intikal edebilmiş eserlerinin yaklaşık 40 bin farklı kelime kullanılarak yazıldığını araştırmacılar tespit etmiş. Büyük üstadın günümüze ulaşamayan ve eserlerinde yer vermediği kendi dağarcığında bulunan kelimeleri de hesaplarsak yaklaşık 100 bin kelimenin üzerinde bir Türkçe hazinesi olduğunu tahmin edebiliyoruz.
Bugün üniversite mezunu, yıllarca edebiyat dersi almış ortalama bir gencimizin 400 kelime ile konuştuğunu varsayarsak, yaklaşık 450 yılda millet olarak nereden nereye geldiğimizi varın siz hesap edin…
Leylâ ile Mecnun’u kaleme almasına rağmen, “Âşık-ı sadık menem, Mecnun’un sade adı var” diyecek kadar tasavvufa düşkün olan Fuzulî ile günümüz Türkçesinin en popüler şairini kıyaslamak bile imkânsızdır değil mi?
Ya da bundan 100 yıl kadar önce (22 Nisan 1883), yine Rus işgalindeki Kırım’da günlük olarak yayınladığı ve kullandığı dil sayesinde Balkanlar’dan Sibirya’ya, Anadolu’dan Türkistan’a kadar bütün Türk dünyasında okunan Tercümân-ı Ahvâl-i Zaman gazetesini çıkaran Gaspıralı İsmail Bey, “Dilde, fikirde, işte birlik” derken; dilde birliğin İstanbul Türkçesi’nde gerçekleşmesini salık veriyordu. Son nefesini verdiğinde (1914) gazetesi Türkçe olarak neredeyse bütün dünyada okunurken; bugün İstanbul’da herhangi bir gencin 400 kelime kapasitesine sahip olduğunu bilse idi acaba ne derdi?
Sevgili dostlarım, yaramız büyük, yaramız derin…
Bugün Türkçe, toplam 1 milyon kelime sayısı ile dünyanın hâlâ en zengin 3’üncü dilidir. Balkanlardan Sibirya’ya kadar olan 20 milyon kilometrekarelik alanda ana dil olarak konuşulan Türkçelerin bütün kelimeleri toplandığında ortaya 1 milyon farklı kelime gibi müthiş bir ifade gücü çıkıyor.
Ancak bizler, bu zengin mirasın müflis mirasyedileri olarak üzerinde oturduğumuz variyetin farkında bile değiliz, çoğumuz…
Sovyetler Birliği dağılarak Türk Dünyası üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan Rus hegemonyası kırıldıktan sonra dahi aradan 25 yıl geçmesine rağmen, günümüz Türk aydını hâlâ İstanbul’da basılan bir gazeteyi Tuva’da okuyamıyor. Ya da Kaşgar’da binbir güçlükle basılan bir matbu eseri Üsküp’te göremiyor bile…
Bundan yaklaşık 100 yıl önce Gaspıralı İsmail Bey’in Rus işgali altındaki Kırım’da başardığını, bugün 8 bağımsız Türk Devleti’nin bulunduğu günümüz dünyasında gerçekleştiremiyoruz.
Gaspıralı’nın bastığı gazeteler Rus işgalindeki Türk yurtlarının yanı sıra Osmanlı Devleti’ne, henüz Ruslarca işgal edilemeyen Batı Türkistan’a ve Çin’le mücadele içindeki Doğu Türkistan’a kadar ve hatta Güney Türkistan’a (Hindistan ve Afganistan’a) uzanıyordu.
Bu ayıp, kendini ‘aydın’ olarak tanımlayan bütün Türk dünyasının şu an yaşayan münevverlerine ve kendini medya patronu veya basın devi olarak tanımlayan zat-ı muhteremlere yeter…
Bu arada Rahmetli Özal zamanında başlayan ve günümüze kadar çeşitli isimlerle devam eden TRT Avaz’ı istisna tutuyorum. 25 yıldır bu uğurda mücadele eden ve bu yayına emeği geçen herkesi can-ı gönülden tebrik ediyorum.
Ancak 25 yılda hâlâ bir alfabe birliğini gerçekleştiremedik. Türkiye’de ayrı, Türkmenistan’da ayrı, Azerbaycan’da ayrı, Özbekistan’da ayrı Latin alfabeleri kullanılırken; diğer yandan Kırgızistan’da ayrı, Kazakistan’da ayrı ve Tacikistan’da ayrı Kiril alfabeleri kullanılıyor. Dünyanın neresinde ve tarihin hangi safhasında görülmüştür ki, bir millet kendi ‘bağımsız’ devletlerinde aynı anda 2 temel kökten 7 farklı alfabe kullansın?
Kısacası şu anda Türk milleti olarak yine tarih yazıyoruz (?)
Bu arada Arap, İbranî, Yunan, Fars, Çin veya Ermeni alfabelerini kullanan küçük grupları saymıyorum bile…
Evet, millet olarak çok sorunlarımız var. İç politikada, dış politikada savunma ve güvenlik konularında her cenahtan taarruzlar var. Olacaktır da…
Çünkü tarih boyu böyle oluşmuştur.
Bugün dünyada resmi dili İngilizce (İngiltere hariç tamamı İngiliz eski sömürgesi olan ‘bağımsız’) 48 ülke varken bunların 7 ayrı alfabe kullandığını düşünsenize… Ne komik olurdu değil mi?
Ya da Fransızca veya Arapça konuşan ülkelerde farklı alfabeler kullanıldığını?
Aklınız bile almıyor değil mi?
Ama biz bunu 25 yıldır millet olarak yaşıyoruz…
Bir milleti bir arada tutan ve millî bilinç oluşmasını sağlayan en önemli unsur dilidir, aynı alfabe ile okuyup yazabilmesidir. Dil birliğini kaybederseniz, gerisi zaten çorap söküğü gibi gelir.
Onun için diyoruz, aydınlarımızın bu cehaleti ancak tahsille mümkündür diye…

Çanakkale’den Kurtuluşa

 

edirneEdirne Belediye Başkanlığınca, Çanakkale Zaferi’nin 100.yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde ‘Çanakkale’den Kurutuluşa’ etkinliklerinin ilki, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda, ‘Kurtuluşa Kadar Dönmeyi Düşünmediler’ adlı tiyatro oyunu ile başladı. ETSO’daki tiyatro oyununa Edirne’de eğitim veren okullardan yaklaşık 1000(bin) öğrenci izledi.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. yıldönümü nedeni ile, İzmir Kukla Sanat ve Tiyatro Atölyesi’nin sahnelediği  ‘Kurtuluşa Kadar Dönmeyi Düşünmediler’ isimli oyun, öğrenciler ve öğretmenleri tarafından ayakta alkışlanırken, bazı öğrencilerin ve öğretmenlerin göz yaşlarını tutamadı.

Ayrıca, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası salonunda, Çanakkale Destanını konu alan projeksiyon gösterisi ve mini bir savaş alanı görüntüsü de sergilendi. edirne2

HALKEĞİTİM DOLDU TAŞTI

Edirne Belediye Başkanlığınca, Çanakkale Zaferi’nin 100.yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde ‘Çanakkale’den Kurutuluşa’ etkinliklerinin ikincisi Halk Eğitim Merkezi’nde, ‘Kurtuluşa Kadar Dönmeyi Düşünmediler’ isimli oyununun 2.gösterimi ile devam etti. Ücretsiz olan tiyatroya Edirne Halkı yoğun ilgi gösterirken, oyun sonunda Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Selçuk Çakır, İzmir Kukla Sanat ve Tiyatro Atölyesi oyuncularına teşekkür etti.edirne3