Etiket arşivi: İyi

AKP’nin üye sayısı 4 ayda ne kadar azaldı

Eylül-Kasım ayları arası 57 bin kişinin ayrıldığı AKP’nin üye sayısı, son 4 ayda 114 binlik bir düşüş gösterdi. CHP ve İYİ Parti ise 4 ayda 30 binden fazla yeni üye kazandı.

  


REKLAM ALANI
REKLAM ALANI

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın partiden istifası sonrası AKP’nin üye kaybı devam ediyor. Eylül-Kasım ayları arası 57 bin kişinin ayrıldığı AKP’nin üye sayısı, son 4 ayda 114 binlik bir düşüş gösterdi. CHP ve İYİ Parti ise 4 ayda 30 binden fazla yeni üye kazandı.

EN ÇOK ÜYE KAYBETTİĞİ AYLAR

Euronews’ten Gizem Sade’nin haberine göre; Davutoğlu kurduğu “Gelecek Partisi”nin programını kamuoyuyla paylaşırken Babacan’ın partisi için geri sayım başladı. Türkiye siyasetinin AKP’den kopuşlarla 2 yeni siyasi partiye hazırlandığı aylar, AKP’nin en çok üye kaybettiği dönem olarak kayıtlara geçti.

Açık ara en çok üyesi bulunan AKP’nin üye kaybı gelen istifalarla istikrarlı şekilde sürdü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verilerine göre, 1 Temmuz-6 Eylül arası 56 bin 260 üyenin istifa ettiği AKP’den 6 Eylül-22 Kasım arası 57 bin 856 üye ayrıldı.

Meclis partileri arasında üye sayısı azalan yalnızca AKP olmadı. Halkların Demokratik Partisi de 782 üye kaybetti.

CHP’YE 4 AYDA 41 BİN ÜYE

Öte yandan üye sayısını en çok artıran, CHP oldu. 4 ayda partiye 41 bin 866 üye katıldı. İYİ Parti’de de artış devam etti. İYİ Parti, 1 Temmuz – 22 Kasım arası toplam 36 bin 139 üye kazandı.

Cumhur İttifakı’nda Milliyetçi Harekat Partisi (MHP) ittifak ortağı AKP ile aynı kaderi yaşamadı. MHP Temmuz sonrası yaşadığı 2 bin üyelik kaybını Kasım ayına kadar telafi etti.

İYİ Partide İstifa Depremi

İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hasan Seymen, görevinden istifa etti. Seymen, istifasını İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e sundu.

Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun yaptığı açıklama ile Seymen’e istifa çağrısında bulunmuştu. Seymen’in istifasında başkanlık divanından bir ismin böyle bir çağrıda bulunmasının etkili olduğu belirtilirken, bugün ise İYİ Parti Balıkesir milletvekili İsmail Ok, Twitter’dan yaptığı açıklamada Seymen için “Bizleri temsil makamında olması” kabul edilemez” demişti.

İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hasan Seymen’in çözüm süreci sırasında, Cumhuriyet’in Çerkezlere asimilasyon uyguladığını söylediği ortaya çıkmış ve bu sözleri İYİ Parti tabanından büyük tepki toplamıştı.

Bahçeli’nin çağrısı sonrası İyi Parti’de istifa! MHP’ye geçtiler

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partilerinden İyi Parti’ye geçen eski MHP’lileri tekrar partilerine davet etti. 

Bahçeli’nin çağrısı sonrası İyi Parti’de istifa! MHP’ye geçtiler

Bahçeli’nin daveti üzerine Kocaeli’de İYİ Parti kurucular kurulu üyesi olan Mehmet Duran Yılmaz ve İYİ Parti Gebze İlçe Başkan Yardımcısı Muhammet Ateş, MHP’ye geçti.

MHP Kocaeli İl Başkanı Aydın Ünlü, parti binasında Mehmet Duran Yılmaz ve Muhammet Ateş’e rozetlerini takarak, ‘hayırlı olsun’ dileğinde bulundu.

MHP Lideri Bahçeli İYİ Partililere seslendi: Kucaklaşma zamanı geldi

 

 

 

MHP Genel Başkanı Bahçeli, hafta sonu gerçekleştirilecek olan İYİ Parti kurultayı öncesi İYİ Partililere seslenerek “Kucaklaşma zamanı gelmiştir” dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftasonu Ankara’da gerçekleştirilecek olan İYİ Parti’nin 4.Olağanüstü Kurultayı öncesi İYİ Partililere seslendi. “Kucaklaşma zamanı gelmiştir” açıklamasında bulunan Bahçeli, “Fiziken orada, fikren aramızda bulunan dava arkadaşlarımın MHP’ye dönüşün tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi beklentimdir.” dedi.

Bahçeli’nin yaptığı açıklaması şu şekilde:

“Milliyetçi Hareket Partisi yarım asırlık varlığıyla, ahlaki tutarlılığıyla, anıtlaşan ilke ve ülküleriyle Türkiye’nin en köklü siyasi müesseselerinden birisidir. Aynı zamanda Türk milletine mensubiyet şuurunu müstesna bir onurla özümsemiş büyük bir davanın bayraklaşmış halidir. Tarih boyunca üç hilal kardeşliğin adı, kaynaşmanın adresi, kucaklaşmanın adaleti olmuştur. Nitekim üç hilal varsa huzur vardır, umut vardır, birlik ve dayanışma ruhu vakarını mahfuz tutmuştur. Bu gerçekler şerefli mazimizin iftihar vesikasıdır.

Özellikle siyasi müesseselerin gelişmesi bazen onlarca, bazen de nesiller boyunca sürmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi bu gelişmeyi pek çok badireyi atlatarak, pek çok sorun ve sıkıntıyı aşarak başarmıştır. Yarım asrın her sayfası buna müşahit, hatta bunun mübeşşiridir. Zaman olmuş kırgınlıklar, kızgınlıklar ve küslükler vasat bulmuştur. Zaman olmuş kopuşlar, kırılışlar ve kayışlar yaşanmıştır. Ana gövde sağlam olduğundan, fazilet ve fikriyat derinlere tutunduğundan dönem dönem şiddeti artan fırtınalar hamd olsun tesirsiz kalmıştır. Elbette dalından kopan yaprağın akıbetini her zaman rüzgâr tayin etmiştir. Bu durum şaşmaz bir hayat ve siyaset gerçeğidir. Milliyetçi Hareket Partisi düştüğü her yerden kalkmasını başarmış, adeta küllerinden yeniden doğmasını bilmiştir.

“YAŞANANLAR ÜZÜCÜDÜR”

Çünkü davamız hak davasıdır, hakikat davasıdır, Allah davasıdır. Millete adanmış ömürlerin, mahkûmiyet ve mağduriyetlere direnmiş asalet ve ahlakın tarihi haklarından vazgeçmesi, tertemiz davasından taviz vermesi akla ve hayale bile getirilemeyecektir. 1 Kasım 2015’ten sonra ağır ve sancılı parti içi meselelerle biteviye meşgul edildiğimiz inkar edilemeyecek bir vakıadır. Bu vahim sürecin travmalarına ve makus sonuçlarına her dava arkadaşımız farklı dozajda muhatap kalmıştır. Yaşananlar üzücüdür, hüzünlüdür, ibret vericidir.

MHP’den kopan dava arkadaşlarımız 25 Ekim 2017’de İYİ Parti’yi kurmuşlardır. Ancak geçmişte birlikte yürüyüp, beraberce mücadele ettiğimiz arkadaşlarımızın önemli bir kısmı aradıklarını bulamamışlar veya kenara itilmişlerdir. Yola çıkılanlar yolda bulunanlara değişilmiştir.

“HER NE YAŞANDIYSA GERİDE KALDI”

CHP ve HDP ile ittifak hiçbir vicdan sahibi ülküdaşımın kabullenemeyeceği bir gaflet olarak hafızalara kazınmıştır. Bir inat ve öfke uğruna aklı çelinen, makam ve mevki vaatleriyle davasından koparılan kardeşlerimin hüsranları şahsımı her zaman kaygılandırmış ve düşündürmüştür. Her ne yaşandıysa geride kalmış, herkes için ders niteliğinde olmuştur. Hadiseleri film şeridi gibi gözümüzün önüne getirdiğimizde bundan hiçbir şahsiyet ve karakter sahibi dava arkadaşımın memnuniyet duymayacağı açıktır, bu kapsamdaki kanaatim de çok güçlüdür.

“KUCAKLAŞMA ZAMANI GELMİŞTİR”

3-4 Ağustos 2019 tarihinde İYİ Parti’nin 4.Olağanüstü Kurultayı yapılacaktır.Çağrım şudur: Fiziken orada,fikren aramızda bulunan dava arkadaşlarımın müştereken karar alıp Milliyetçi Hareket Partisi’ne dönüşün tarihi sorumluluğunu yerine getirmeleri halisane ve samimi beklentimdir. Buluşma yerimiz zillet değil millettir. Kucaklaşma zamanı gelmiştir. İYİ Parti’nin Olağanüstü Kurultay’ında MHP’yle bütünleşme ve birleşme hamlesi Türkiye’nin gücüne güç katacak, yarım asırlık davamızı birlik ve dirlik içinde geleceğe taşıyacaktır.

Çağrım birliğe, beraberliğe, barışmaya ve heyecanla tokalaşmayadır.”

Muharrem İnce’den yeni parti yorumu: Asıl bölücü Erdoğan’dır

Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni parti yorumunu eleştirerek “Ne zamandan beri siyasal aidiyet ümmetin bir parçası oldu?” dedi.

24 Haziran 2018 genel seçimlerinde CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olan Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni parti yorumu eleştirdi. Twitter’dan video paylaşan İnce, “Ne zamandan beri siyasal aidiyet ümmetin bir parçası oldu?” ifadelerini kullandı.

Muharrem İnce, sosyal medyadan bir video yayınlayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi. İnce, Twitter’dan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“BÖYLE BİR MANTIK OLABİLİR Mİ?”

“Kötü yönetimin başı, kendi partisinden ayrılmak isteyenlere “Ümmeti bölüyorlar” suçlamasında bulunmuş. Ne zamandan beri siyasal aidiyet ümmetin bir parçası oldu? Yani AK Parti’de olan ümmetin bir parçası, ayrılmak isteyenler değil. Böyle bir mantık olabilir mi? CHP’liler, İYİ Partililer, Saadet Partililer Müslüman değil mi?”

“ASIL BÖLÜCÜLÜK BUDUR”

“Bunları sana öğretmediler mi? Ümmet; bütün Müslüman toplumuna verilen bir ad. Milleti bölme telaşı içindesiniz. Asıl bölücü olan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Müslüman ümmetini, AK Parti ümmeti haline getirmek isteyerek, ayrılmak isteyenleri ümmeti bölmekle suçlamak. Asıl bölücük budur. Buradan Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarıyorum. Üniversite diploman tartışmalı ama galiba imam hatip diploman da tartışmalı.”

 

 

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni parti kuracağı iddia edilen Ali Babacan ile görüşmüştü. Görüşmeye dair ayrıntıları paylaşan Erdoğan “Ben Ali Bey’in kendisine de söyledim; Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz” demişti.

 

 

YSK yoruma açık kapıları kapatmadı, belirsizlik devam ediyor

YSK yoruma açık kapıları kapatmadı, belirsizlik devam ediyor

İyi Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Av. Osman Erusta, Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun, seçim hukukundaki yoruma açık kapıları kapatmadığını, bu yüzden 23 Haziran seçimlerinde de 31 Mart seçimlerinde karşılaşılan benzer sıkıntıların yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Av. Osman Erusta, seçimin sonradan iptal edilmesine neden olabilecek ihtimaller hakkında şu bilgileri verdi:

YSK’YA GÜVENMENİN NE KADAR BEYHUDE OLDUĞUNU…

“Bu süreç, seçim güvenliğini ve güvenilirliğini sağlamak bakımından YSK’ya güvenmenin ne kadar beyhude olduğunu da bize göstermiştir. Yani biz, memleketin hangi partiden olursa olsun ahlaklı insanları, seçimin sonradan iptal edilmesine neden olabilecek her türlü ihtimali önceden öngörmek ve buna göre tedbirlerini almak zorundayız.

Daha açık ifadeyle bir daha sandıkta kazanıp masada kaybetmemek için YSK’nın eline mazeret vermemiz gerekiyor.

Bu noktada iki önceliğimiz var: Bunlardan ilki sandık kurullarının kamu görevlilerinden oluşmasını temin etmek. İkincisi ise, seçmen listelerinin hukuka ve gerçeğe uygun oluşturulması önceliğimiz olmak durumunda.

BELEDİYE ÇALIŞANLARI KAMU GÖREVLİSİ DEĞİLDİR

Kaymakamlıklar, ilçelerde görev yapan tüm kamu görevlilerinin listesini ilçe seçim kurullarına gönderiyor, peki bunların içinde kimler var? Devlet memurları, sözleşmeli personeller, 4B çalışanları vs. Bu listedekiler gerçekten kamu görevlisi tanımına giriyor mu?

Anayasanın 128. maddesinden hareketle kamu görevlilerinde iki ölçüt var. Bunlardan birincisi: Fonksiyon sınırlaması: Kamu görevlisi kamu adına nüfuz kullanma yetkisine, daha açık ifadeyle kamu gücü kullanma yetkisine sahip olmalıdır. Örneğin okuldaki not veren öğretmen, tapudaki devir işlemini yapan tapu memuru, bunlar kamu gücünü kullanmaktadır. Ama belediyeler bünyesinde çalışan işçiler, kamu gücü kullanmamaktadır. İkinci koşul ise kamu gücü kullanan kişinin kamu idaresi bünyesinde çalışması zorunluluğudur. Bu kapsamda belediye iştiraklerinde çalışan kişiler, fonksiyonları ne olursa olsun kamu görevlisi değildirler.

ÖĞRETİM ÜYELERİ, HAKİM SAVCILAR, MUVAZZAF ASKERLER

Hiç şüphesiz 657 sayılı kanun kapsamında devlet memuru sayılanlar kamu görevlisidir. Ayrıca kendi özel kanunları olmasına rağmen kamu idareleri bünyesinde kamu gücü kullanan üniversite öğretim üyeleri, hakimler, savcılar, muvazzaf askerler kamu görevlisidir ve kendi mevzuatlarında bir yasak olmaması koşuluyla sandık kurulunda kamu görevlisi sıfatıyla görev alabilirler.

Gelinen nokta itibariyle ne yazık ki, kimlerin kamu görevlisi olup olmadığı hususunda bir tasnif yapılması şarttır.

Anayasa ve yasalarda belirtilen kamu görevlileri tanımlarından yola çıkarak bu hususu YSK’nın netleştirmesi gerekmektedir.

Kamuda çalışmanın süreli ve zorunlu iş olması gerekiyor. İşçi kamu görevlisi olmaz. Aksi takdirde denetleme olmaz. Sandık kurulu başkan ve üyelerinin belirlenme sürecinde kaymakamlıklardan ilçe seçim kurullarına gönderilen kamu görevlisi listelerinde, listede yer alan ismin karşısında görevi/hangi işi yaptığı, bağlı olduğu kamu kurumunun adının belirtilmesi zorunlu bir unsur olmak zorundadır. Zira siyasi partilerin ve tüm seçmenlerin bu durumu denetlemesi ancak bu durumda mümkün olabilecektir.

SADİ GÜVEN HALKA AÇIKLAMA YAPMALI

Bu husus ancak YSK’nın kamu görevlisi tanımını net ve belirgin kılıp arkasından yaptığı tanımlama ve aldığı kararlara sadık kalmasıyla mümkün olur. YSK Başkanı Sn. Sadi Güven, halkın karşısına çıkacak ve bağımsız yargı adına konuştuğunu belirtip, kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldıracak… ‘Biz kararda yazdık, ilan ettik, bildirdik’ demeyle bu işin düzelmeyeceği kanaatindeyim. Çıksınlar ve halka açıklasınlar. Demokrasinin gereği budur. Seçim hukukunda yoruma açık kapı bırakılmamalıdır. Aksi takdirde yoruma açık kapı bırakırsanız, birilerini kural ihlaline sevk edersiniz. Yoruma açık bir durum yaratırsanız, ülke kaderini etkileyen musibetlere sebebiyet verirsiniz. Bu iş bu kadar zor olmasa gerek. Çıkın ve kimdir bu kamu görevlileri, kimler olabilir, kimler olamaz net ayrımınızı yapın ve olayı bitirin.

657 DIŞINDA HİÇKİMSE SANDIK KURULU BAŞKANI OLAMAZ

Kamu görevlisi tanımı, YSK tarafından netleştirilmediği sürece; sandık kurulu başkanları 657 sayılı devlet memurları dışından hiç kimse olamaz/olmamalıdır. İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin, 4219 sayılı kararın gerekçesinde belirtildiği şekliyle; İstanbul ili genelinde 31 bin 186 sandık olduğu, bunlara yetecek düzeyde; 657 sayılı kamu görevlisi olduğu, bunların sayısının 220 bin olduğu, İstanbul’da sandık kurulu başkanlığı için gerekli sayının 7 katı, 657 sayılı yasa kapsamında kamu görevlisi olduğu (devlet memuru) olduğu, bu nedenle, 298 sayılı yasanın 22. maddesine aykırı davranıldığından seçimlerin iptal edildiği belirtilmiştir. Artık bu aşamadan sonra, 657 sayılı yasaya tabi olan kamu görevlileri dışında hiç kimse sandık kurulu başkanı olamaz. Bu aşamadan sonra, hiçbir siyasi parti de bu riski alamaz, almamalıdır. Sandık kurulu başkan ve seçim kurulu başkanlarının hakkındaki suç duyuruları da bu işin cabası….

Aksi takdirde aynı yapılmaya devam edilirse, seçimi kaybeden taraf her defasında bu hususu ileri sürerek, sandık kurulu başkan ve üyeleri seçim takvimine göre kesinleşmiş olsa dahi; YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal ettiğine ilişkin kararı/gerekçeyi dayanak gösterir ki bu durumda; bitmeyen itirazlar, uzayan seçim süreçlerini ülkece yaşamaya devam ederiz.

SEÇMEN LİSTELERİ NEDEN ASKIYA ÇIKMIYOR?

Seçim takvimine göre 18 Haziran’da baskıya geçecekler bu tarihe kadar güncelleştirme devam edecek demektir. Şayet 31 Mart listesiyle seçime girilseydi o zaman kimseyi listeden düşemez ve listeye ilave yapılamazdı. Ölü zaten seçime girmeyeceğine göre sorun yok. Kısıtlıları neye göre düşeceksin? Ölüleri neye göre düşeceksin? 18 yaşını dolduranları nasıl listeye ilave edeceksin? Nüfus kayıt sistemi, otomatik kendini güncelliyor. İlave ve çıkarımları yapıyor. Şimdi nasıl aynı listeyle giriyoruz? Birde bunun sağlamasını kim nasıl yapacak ve denetleyecek?

Peki seçmen listelerinin güncellenmesiyle ilgili kafalarda oluşan soru işaretlerini gidermek gerekmiyor mu? Ortalarda bunca şayia dolaşıyorken, devlet kurumları yüksek yargının dahi zan altında bırakıldığı bir dönemde bu soruların cevap bulması gerekiyor. İşlemler şeffaf mı yapılıyor? O kadar çok şey konuşuldu ki sistemin şeffaflığı tartışılır.

18 YAŞ LİSTELERİ AÇIKLANMALI

31 Mart seçmen listeleriyle seçime girecekse bu durumda, ölü, kısıtlı seçmen ve 18 yaşını ikmal eden oy kullanma hakkına sahip olanların listelerini açıklayacaksın. Devamında 31 Mart seçmen listeleriyle bu verileri karşılaştırması için siyasi partilere fırsat vereceksin. Böylece tüm siyasi partiler kıyaslama yapma imkanı bulacak ve herkes gönül rahatlığıyla şaibesiz şayiasız şeffaf bir seçime girecek. Kimse seçmen listesinden de sandık kurullarındaki memurlardan da şüphe etmeyecek, her şey şeffaf ve adil olacak, aksi takdirde arka planda çevrilenler yüzünden ne seçmen listeleri de ne de sandık kurul başkanı ve üye memurların gerçekten kamu görevlisi olduğuna kimse inanmaz.

Onun için siyaset günü kurtarır. Ama politika üretirseniz geleceği kurtarırsınız. Günlük çözümler yerine ülkemizin geleceğini kurtaran çalışmalar yapmak zorundayız. Bunları yaparken de tüm şeffaflığa, makam ve mevki olarak yönettiğiniz kurumu kendi şirketiniz gibi şahsi menfaat ve kar elde etme dürtüsüyle değil, makam ve mevkiinin koltuğun geçici olduğunun bilincinde çalışmak zorundayız. Ancak o zaman Türkiye bu çıkmazlardan kurtularak yeni bir eşik atlar aksi takdirde, puslu havalardan kurtulamayız. Ülkemizin aydınlık yarınları adına, şüpheye ve belirsizliğe mahal vermeksizin her şeyi açık net halkın önüne serip, ülke menfaatleri doğrultusunda geleceği planlayan politikalar üretmek zorundayız. Yargının elindeki vesayet elini kaldırana kadar, yargının yapması gerekeni de biz yapmak zorundayız.

Zira yargı millet adına karar verir. Biz milletin mensupları, eğer yetki verdiğimiz yargı organları, işlerini bizim adımıza, bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirmiyorsa, milletin mensupları yargıyı denetlemek ve hatadan ber’i bir karar mekanizması kurmak zorundadır.”

TRABZON’UN STK’LARI AK PARTİ’DEN KORKTUĞU İÇİN Mİ SESSİZ?

İstanbul’un Esenler ilçesinin Ak Partili Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun Trabzonlularla ilgili açıklamasına bir tepki de İyi Parti’den geldi.

İyi Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve Ortak Değer Trabzon Platformu Başkanı Av. Osman Erusta, Trabzonlulara Yunan yakıştırması yapılmasının nefret suçu olduğunu söyledi.

Av. Osman Erusta, yaptığı açıklamada tepkisini şöyle dile getirdi:

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA ALENEN TAHRİK

“Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun Ekrem İmamoğlu ve Trabzon özelinde Trabzonlulara Yunan/Rum yakıştırması büyük bir talihsizliktir. Siyasi nezaketsizliktir, ırkçılıktır. Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahriktir. Ak Partili başkan açıkça nefret suçu işliyor.

Toplumsal uzlaşı ve barışa en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde, toplumu ayrıştırmaktan geri durmayan bu zihniyete asla prim verilemez. Türkiye’de bölücülük söylemleri yetmedi. Şimdide bölgesel etnik bölücülükte çığır mı açacaksın?

HİÇ KİMSE TRABZONLULARIN TÜRKİYE SEVGİSİNİ SORGULAYAMAZ

“Bize Her Yer Trabzon” diyerek vatanın her karışını kendisiyle bağdaştıran, kutsayan, milliyetçi maneviyatçı bir şehrin evlatlarına sen nasıl oluyor da bu yakıştırmayı yapıyorsun. Hiç kimse Trabzonluların Türkiye sevgisini sorgulayamaz.

Bu şekilde davranarak, ırkçılık yapmanın anlamı nedir? Sen bu sözü söyleyerek sadece Trabzonlulara hakaret etmekle kalmıyorsun. Bu şekilde ırkçılık yaparak TC vatandaşı olan Rum, Ermeni ya da başka kökene sahip vatandaşlarımızı ayrıştırıp ırkçılık yapıyorsun.

“Keşke Yunan kazansaydı” diyen şahsın cenazesinde nerede saf tutacağını şaşıran sizler şimdi Trabzonluların vatan sevgisini mi sorguluyorsunuz?

En küçüğünün canını vatanı için feda ettiği Eren Bülbül’lerin memleketini sen nasıl oluyor da bu şekilde itham edersin. Bu hadsizlik değil de nedir sorarım size?

SİYASET Mİ YAPIYORUZ HASIMLIK MI YAPIYORUZ?

Toplumun hiçbir kesim ve zümresi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü bozmaya yeltenmesin. Hele hele bunu Trabzon özelinde yapmaya kalkmasın. M. Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde unutulmasın ki Trabzon halkının yegane düsturu “Atatürk Milliyetçiliği’dir.” Trabzon’un tüm maddi, manevi, yapısal, kültürel ve tarihi değerlerinin üzerinde hakim olan ruh: Ülke değerlerine milli ve manevi değerlere sonuna kadar bağlı kalmaktır. Onun için hiç kimse Trabzon özelinde hadsizlik yapamaz. Herkes haddini bilecek. Kem söz sahibine aittir. Bu sözleri sarf eden sözüm ona siyasetçi olan kişiyi esefle kınıyorum.

Siyaset mi yapıyoruz hasımlık mı yapıyoruz? Bu nedir Allah Aşkına Bu nasıl bir söylemdir.

TRABZON’UN STK’LARI AK PARTİ’DEN KORKTUĞU İÇİN Mİ SESSİZ?

Trabzon STK’larının Trabzon’un duyarlı insanlarının artık bu kokuşmuş seviyesiz söylemlere karşı kendisine yakışan entelektüel duruşunun sergilemesinin vakti ve zamanı gelmiştir.

Trabzonspor’da yöneticilik yapmış Ekrem İmamoğlu’nu, Trabzonspor yönetimi kulüp başkanı seçim sürecinde ve seçimi kazandıktan sonra neden tebrik edememiştir. Trabzon Dernekleri STK’lar Ekrem İmamoğlu’na gereken desteği verememiştir.

Bu korku neden?

Çünkü iktidardan korkuyorlar. Rantlarından korkuyorlar. İktidarı karşılarına almak istemiyorlar.

Ekrem İmamoğlu’nun artıları var. Bunu dile getiremiyorlar.

Sempatikliği, sıcakkanlılığı, tüm kesimleri kucaklayan, insanları ayrıştırmayan ötekileştirmeyen yaklaşımıyla halka kendini sevdirdi. Arkasında Tüm Türkiye var. Herkes yapılan haksızlıklar karşısında gönülden İmamoğlu’nun kazanmasını istiyor.

Ben de bir Trabzonluyum Ekrem İmamoğlu’yla aynı ilçedenim. Ortak Değer Trabzon Platformu Başkanıyım. Bu olanlara baktığımda üzülüyorum. Ortak değerimizin, değerlerimizin altını oymaya çalışıyorlar. Buna asla müsaade edemeyiz. Ne pahasına olursa olsun, bizim düstur ve ilkemiz; iyi insanlar yetiştirip ülkemizde söz sahibi olmak üzerine kuruludur. Ortada iyi, yetişmiş bir değerimiz var. Ona da diğer değerlerimiz gibi sahip çıkıp, sonuna kadar destek olmak zorundayız.

Temel, “Trabzonlu olmasaydım çok mahcup olurdum…” demiş. Temelin bu sözünden hareketle, Tevfik Göksu’da, Ekrem İmamoğlu’nun başarısı karşısında şimdi Trabzonlu olamamanın mahcubiyetini yaşıyordur.”

BURHANETTİN KOCAMAZ’DAN 5 İLÇEYE ÇIKARMA

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı ve İYİ Parti Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhanettin Kocamaz, ‘Çeyrek Asırlık Hizmet Aşkıyla Sizlerle Birlikte Mersin Daha İyi Olacak’ sloganı ile Tarsus’ta başlattığı seçim çalışmalarına Çamlıyayla, Anamur, Bozyazı, Aydıncık, Gülnar ve Mut İlçeleri ile devam etti. İlçelerde vatandaşlara seslenen Burhanettin Kocamaz “Gerek hizmetlerimizle gerekse seçim çalışmalarımızla yürümeye değil koşmaya geliyoruz” dedi.

Mersin’in ilçelerine adeta çıkarma yaparak startını verdiği seçim çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren Kocamaz, aynı gün 5 ilçe gezerek vatandaşlarla ve ilçe teşkilatı yönetimi ile bir araya geldi. Her gittiği ilçede davul ve zurna ile karşılanan Başkan Kocamaz’ı Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe ve Bozyazı Belediye Başkanı Mehmet Ballı’da yalnız bırakmadı.

Genel Başkan Meral Akşener tarafından İYİ Parti’nin Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterilen ve iki günde 7 ilçe gezen Burhanettin Kocamaz, 31 Mart yerel seçimlerine kadar İYİ parti il ve ilçe teşkilatları ile canla başla çalışarak Mersin’e hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti.

Anamur’la başlayan ilçe gezisinde konvoy eşliğinde Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe ve beraberindekilerle İYİ Parti ilçe teşkilatına geçen Kocamaz, kendisi için kurban edilecek olan koçu, Anamur Hayvanseverler Derneği Başkanı Füsun Bayraktaroğlu’nun ricasını üzerine azat etti.

Anamur ilçe programlarının ardından Bozyazı’ya geçen Burhanettin Kocamaz, ilçe teşkilatı, partililer ve kendisini bekleyen yüzlerce vatandaşla bir araya geldi. Bozyazı’nın ardından Aydıncık, Gülnar ve Mut’u ziyaret eden Başkan Kocamaz’ı İYİ Parti Mersin İl Başkanı Servet Koca, Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe, Bozyazı Belediye Başkanı Mehmet Ballı, İYİ Parti İlçe Başkanları, İYİ Parti il ve ilçe yönetimi yalnız bırakmadı.

Burhanettin Kocamaz, “Eğilmedik, bükülmedik, dimdik ayakta durduk”

56 aylık belediye başkanlığı döneminde çok yoğun bir dönem geçirdiklerini ifade ederek vatandaşlara seslenen İYİ Parti Mersin Büyükşehir Adayı Burhanettin Kocamaz, “Görev sürem boyunca Türkiye genelinde 3 genel seçim, bir tane referandum, bir cumhurbaşkanlığı seçimi yaşandı. 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi bu ülkeye kast eden alçakların milletimize yaşattığı kâbuslu gece ve şimdi de ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya olan bir ülkede 56 aydır hizmet yapmaya çalışıyoruz. Allah’a çok şükür ki verdiğimiz her sözün hemen hemen tamamını her türlü olumsuzluğu rağmen hayata geçirdik. Kumpaslarla karşılaştık. Eğilmedik, bükülmedik. Dimdik ayakta durduk. İlk gün ne söylediysek bugünde aynısını söylüyoruz ve geldiğimiz noktada herkesin bizi anladığı, sahip çıktığı dönemde kendi siyasi partimizle yol ayrımına geldik. Ama Allah’a çok şükür ki yine aynı yolda yürüyen, yıllarca birlikte mücadele ettiğimiz Türk milliyetçilerinin yeni bir kapısı vardı. Bizde sizlerle beraber orada buluştuk. Şunu herkes bilmelidir ki 18 yaşındaki Burhanettin Kocamaz ne kadar davasına sadık, ne kadar inançlı, Türkiye ve Türk Milleti için nasıl bir sevda taşıyorsa bugün de aynı sevdayı taşıyor” dedi.

 

“Türk milliyetçileri birilerinin siyasi tahakkümü altına giremez”

Özellikle son bir haftadır birçok güruhun kendilerine sosyal medya üzerinden sözlü saldırı da bulunduğunu ifade eden Kocamaz,  “Şunu herkes bilmelidir ki kötü söz sahibine aittir. Bize söylenen bütün hakaretleri, küfürleri misliyle iade ediyoruz ve diyoruz ki Türk milliyetçileri her zaman bu ülkeye sahip çıkmak, doğruları söylemek, eğilmemek, bükülmemek, birilerinin siyasi tahakkümü altına girmemek mecburiyetinde. Biz yıllardır bunu söylüyoruz ve savunuyoruz. Elbette bizim söylemlerimiz birilerine ters geliyor olabilir. Ama bundan sonra sesimiz daha da gür çıkacak. Bildiğimiz doğruları daha çok dillendireceğiz. Bugünden tezi yok kolları sıvıyoruz ve çalışmaya başlıyoruz. Cenab-ı Allah ben çalışana veririm diyor. Bunca yıllık hizmet dönemimizde hep hedefe odaklandık. Çok çalıştık ve Cenab-ı Allah’ta bizi sizlerin desteği ile hiçbir yerde, hiçbir zaman mahcup etmedi. İnşallah 31 Mart’ta da bu çalışmaların semeresini hep birlikte göreceğiz” şeklinde konuştu.

 

“Yürümeye değil koşmaya geliyoruz”

İl ve ilçe teşkilatı ile güçlü bir şekilde çalışacaklarını ve yollarına emin adımlarla devam edeceklerini ifade eden Kocamaz, “56 aylık süre içerisinde tüm ilçelerimize dokunduk ve verdiğimiz sözler doğrultusunda yolsuz ve susuz yerleşim birimi bırakmamaya gayret ettik. Bütün ilçelerimiz Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa kendilerine sahip çıkan bir yönetici ile birlikte hizmet almaya başladılar. Bundan sonra kalan eksiklerimizi de 31 Mart’tan sonra sizlerin destekleri ve dualarıyla, Cenab-ı Allah’ın da yardımı ile tamamlayacağız. Gerek hizmetlerle gerekse seçim çalışmaları ile yürümeye değil koşmaya geliyoruz” ifadelerine yer verdi.

 

“Bize nokta koydurmak isteyenler cevabını alacak”

Kendilerinin önünü kesmek isteyenlere en güzel cevabı vatandaşların 31 Mart yerel seçimlerinde vereceğini sözlerine ekleyen Kocamaz, “İnşallah Cenab-ı Allah bizi mahcup etmeyecek, başımızı yere eğdirmeyecek. Gazamız mübarek olsun. Çıktığımız bu yolda Cenab-ı Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Cenab-ı Allah bizi parçalamak isteyenlere fırsat vermesin. Birlik ve beraberliğimizi daim eylesin. Verdiğimiz mücadelelerde bizi muvaffak eylesin. Çıktığımız bu yolda bize nokta koydurmak isteyenler, sizlerin desteği ile en büyük cevabı alacaklar. Hedefimiz sadece büyükşehir değil. Bütün ilçelerle birlikte Büyükşehir’i aldığımız taktirde mecliste daha güçlü oluruz. Projelerimizi meclisten daha kolay geçiririz. Elimiz, kolumuz daha sağlam olur” diye belirtti.

 

İl Başkanı Servet Koca: “Genel seçim başarımızı yerel seçimlerde sürdürmek istiyoruz”

İYİ Parti Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhanettin Kocamaz ile birlikte Büyükşehir Belediyesini ve diğer ilçeleri kazanmak amacıyla var güçleriyle çalışacaklarını dile getiren İYİ Parti Mersin İl Başkanı Servet Koca, “Mersinlilerin gönülden arzu ettikleri, Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in ısrarlı daveti üzerine ailemize katılarak partimizle devam etmeye karar veren Burhanettin Kocamaz’a teşekkür ediyoruz. Hedeflediğimiz her noktaya sizlerle birlikte kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalar koyduğumuz hedeflere inançla gittiğimizin göstergesi. Genel seçimlerde elde ettiğimiz başarıyı yerel seçimlerde devam ettirmek için adımlar atıyoruz. İşe Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığından başladık. Burhanettin Kocamaz, bir marka ve değer olan, kişiliği, yaşantısı, azmi, çalışması, inancı ve hizmet aşkıyla örnek olan bir Belediye Başkanıdır”  dedi.

 

“Aslanlar gibi çalışarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne İYİ Parti bayrağını dikeceğiz”

Burhanettin Kocamaz beyle birlikte 2019 seçimlerine emin adımlarla ilerleyeceklerini sözlerine ekleyen Koca, “Bundan sonra ki hedefimiz önümüzdeki hafta teşkilatlarımızla toplantı yapıp, belediye ve teşkilat birlikteliğini sağlayıp, tüm ilçelerimizde bütünleşip aile olduğumuzu ispat ederek, 31 Mart seçimlerine kadar herkesin elinden geleceğini yapacağına inanıyorum. Aslanlar gibi çalışarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne İYİ Parti bayrağını dikeceğiz. Aynı bayrağımızı 13 ilçenin belediye binasına da dikeceğiz” şeklinde konuştu.

PTT’ye “Altın Pul” Ödülü

“En İyi Avrupa Pulu” yarışmasına katılan PTT A.Ş., üzerinde Uzunköprü görselinin yer aldığı pulla birinciliği elde etti.

Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT A.Ş.), filateli alanındaki uluslararası başarılarına bir yenisini ekleyerek ülkemize büyük gurur yaşattı. Avrupa Kamu Posta İşletmecileri Birliği (PostEurop) tarafından bu yıl “Köprüler” temasıyla düzenlenen “En İyi Avrupa Pulu” yarışmasına katılan Şirket, üzerinde Uzunköprü görselinin yer aldığı pulla birinciliği elde etti. PTT A.Ş., yarışmanın “İnternet Oylaması” kategorisinde en fazla oyu alarak “Avrupa’nın En İyi Altın Pulu” ödülünün sahibi oldu. Bu kategoride ikinciliği Polonya, üçüncülüğü ise Gürcistan’ı temsil eden pullar kazandı.

Yarışmaya 52 posta işletmecisi katıldı

Avrupa’nın en iyi anma pulunu tespit etmek amacıyla PostEurop tarafından 2002’den bu yana düzenlenen “En İyi Avrupa Pulu” yarışmasına bu yıl çeşitli ülkelerden 52 posta işletmecisi katıldı. “Jüri” ve “İnternet Oylaması” olmak üzere iki kategoride gerçekleştirilen yarışmanın sonuçları Gürcistan’da düzenlenen PostEurop Genel Kurulu’nda açıklandı. “Avrupa’nın En İyi Altın Pulu” ödülünü PTT A.Ş. adına Genel Müdür Yardımcısı Adil Zembat aldı.

“En İyi Avrupa Pulu” yarışmasında Türkiye’yi temsil eden pulda görseline yer verilen Uzunköprü, dünyanın günümüze ulaşan en uzun taş köprüsü olma özelliği taşıyor. Edirne’nin Uzunköprü ilçesindeki Ergene Nehri üzerinde yer alan ve Sultan II. Murad döneminde 1392 metre uzunluğunda inşa edilen tarihî köprü, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde bulunuyor.

Ödüller birbirini izliyor

PTT A.Ş., “En İyi Avrupa Pulu” yarışmasında bugüne kadar pek çok başarı elde etti. Geçen yıl “Kaleler” temasıyla düzenlenen yarışmaya Kars Kalesi görselli pulla katılan Şirket, “İnternet Oylaması” kategorisinde en fazla oyu alarak “Avrupa’nın En İyi Altın Pulu” ödülünün sahibi oldu. PTT A.Ş. daha önceki yıllarda da yarışmada önemli dereceler elde etti. 2011 yılında “Ormanlar”, 2013 yılında “Posta Arabaları”, 2015 yılında “Eski Oyuncaklar” temalı pullarla “Avrupa’nın En İyi Altın Pulu” ödülünü kazanan PTT A.Ş., 2012 yılında “Türkiye’yi Ziyaret Edin”, 2014 yılında ise “Ulusal Müzik Enstrümanları” temalı pullarla “Avrupa’nın En İyi Gümüş Pulu” ödülünü aldı.

En İyi Ürün Tasarım Ödülü Ideal Standard’ın Oldu

Ideal Standard, dünyanın en köklü ve prestijli tasarım ödülü olan Red Dot ile ödüllendirildi. Yüzlerce inovatif tasarımın yer aldığı “Uluslararası Red Dot“ ödüllerinde “En İyi Ürün Tasarımı Ödülü’’ne Ideal Standard’ın yeni 3 fonksiyonel özelliğe sahip Evo Jet Diamond el duşu layık görüldü.

1955 yılından beri düzenlenen dünyanın en prestijli ve en büyük çaplı tasarım yarışmalarından biri olarak kabul edilen, ürünlerin tasarım alanındaki performanslarını değerlendiren Red Dot Design 2018 Ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl 59 ülkeden tasarımın yer aldığı ve 40’a yakın jüri üyesinin değerlendirme yaptığı yarışmada “En İyi Ürün Tasarım Ödülü” Ideal Standard’ın oldu. Ödüle layık görülen Evo Jet Diamond el duşu serisi yenilikçi ve sofistike duş teknolojisi ile dikkat çekiyor.

Idealrain serisinden yeni Evo Jet Diamond el duşu

Tasarım stüdyosu Artefakt tarafından tasarlanan Evo Jet Diamond el duşu, karakteristik elmas şeklindeki tasarımının yanı sıra yuvarlak formda da göz alıcı bir fark yaratıyor. Aynı zamanda düğme değiştirme NAVIGO özelliği ile rahat yağmur duşları ve canlandırıcı masaj efektleri arasında rahat bir sprey tipi değişimi sağlıyor.

Maliyetleri azaltan uzun ömürlü zarafet

Evo Jet Diamond el duşu, kullanıcılara çiziklere ve kireçlere karşı oldukça dayanıklı bir tasarım konforu sağlıyor. Cool Body teknolojisi ile su sıcaklığını iletmiyor ve elde tutulan jet, yanıklara karşı koruma sağlıyor. Evo Jet el duşları düşük su ve enerji tüketimiyle çevreyi de koruyor. Çıkarılabilen bir akış kısıtlayıcısı ile normal basınç koşullarında herhangi bir konfor kaybı olmaksızın su tüketimini 18,5 litreden 8 litreye düşürerek büyük ölçüde tasarruf sağlıyor.