Etiket arşivi: İtalyan

Egeli mobilyacılar, İtalyan mobilya markalarının üreticisi olmak istiyor

Egeli mobilya ihracatçıları, mobilya tasarımında dünyanın bir numarası olan ancak üretimini işçilik maliyetlerindeki yükseklik nedeniyle Çin, Polonya, Romanya, Slovenya gibi ülkelerde yaptıran İtalyan markaları ile üretim ortaklığı yapmak istiyor.

İtalyan mobilya devlerinin üretimine talip olan Egeli mobilya ihracatçıları Kasım ayında İtalya’dan asgari 10 ithalatçının katılımıyla “Alım Heyeti Organizasyonu” planlıyor. Egeli mobilyacılar, bu alım heyetine katılacak firmalarla uzun soluklu ortaklıklar kurmayı hedefliyorlar.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Doğan Yağcı, İtalyan firmalarına tedarikçi olabilecek standartta üretim yapan İzmirli firmaların boş kapasitelerini İtalyan markalarına kanalize etmek istediklerini kaydetti.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Mobilya Çalışma Komitesinin Müjdat Kemer’in moderatörlüğünde, Ege Bölgesi’nde mobilya üretiminde ve ihracatında belli standartlara ulaşmış firmalarla yapılan toplantıda projeyi anlattıklarını ifade eden Yağcı, İzmirli mobilya ihracatçılarının duyduğu heyecanın kendilerini daha da motive ettiğini dile getirdi.

Mobilya sektöründe 10 Türk – İtalyan ortaklığı hedefliyoruz

İtalya’nın işçilik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle mobilya üretiminin büyük bölümünü Çin, Polonya, Slovenya, Romanya gibi ülkelerde yaptırdığı bilgisini veren Yağcı, “İtalya, mobilyada tasarımda dünyada bir numara. Mobilya ihracatında da önde gelen ülkelerden birisi. Kendi tasarımlarını işçilik maliyetlerinin düşük olduğu ülkelerde ürettirerek gerek İtalya’da, gerekse dünyanın dört bir tarafında pazarlıyorlar. İtalya, yıllık 4 milyar dolar mobilya ithal ederken, 14,5 milyar dolarlık mobilya ihraç ediyor. İtalya’nın mobilya ithalatında Türkiye’nin payı sadece 77 milyon dolar. Amacımız bu rakamı yukarı taşımak. İzmir’de mobilya üretiminde ve ihracatında İtalyan firmalarının kalite standartlarında üretim yapabilen firmalarımızla İtalyan firmalarının iş birliği yapmasını amaçlıyoruz. Bu alanda en az 10 Türk – İtalyan ortaklığı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

“Alım Heyeti Organizasyonu”nun hedefine ulaşması için İtalya mobilya pazarını bilen bir danışmanlık firması ile çalışacaklarını dile getiren Yağcı sözlerini şöyle sürdürdü; “Egeli mobilya ihracatçılarımızdan modern makine parkı olan, üretim ve ihracatta belli standartlara ulaşmış, ortaklık kurmak isteyen üyelerimizin bilgilerini danışmanlık firması ile paylaşacağız. Danışmanlık firmamız İtalyan firmalar ile bu bilgileri kendileri Türkiye’ye gelmeden önce paylaşacak. Profesyonel bir anlayışla hareket edip sonuca ulaşmak istiyoruz. Bu iş birliği Türk firmalarımızın kendilerini geliştirmelerini de sağlayacak.”

İtalyan mobilya ithalatçısı firmaların güvenini kazanıp, istikrarlı ve standart üretim yapabileceklerinin mesajını vermek istediklerini anlatan Yağcı, “İtalyanların istediği standartları yakalayıp üretim ortaklığında başarılı olduğumuz takdirde, aynı modeli başka ülkelerle de hayata geçirmek istiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Türkiye’nin 7 aylık mobilya ihracatı 2 milyar dolara yaklaştı

Türkiye, 2018 yılının Ocak – Temmuz döneminde 1 milyar 817 milyon dolarlık mobilya ürünleri ihraç etmişken, 2019 yılının aynı dönemindeki mobilya ihracatı yüzde 7’lik artışla 1 milyar 945 milyon dolara ulaştı. Aynı dönemde Ege Bölgesi’nden yapılan mobilya ihracatı ise; yüzde 10’luk artışla 84 milyon dolardan, 92 milyon dolara çıktı. Türkiye’nin mobilya ihracatında ilk üç ülke Irak, Almanya ve Suudi Arabistan olurken, İtalya 41 milyon dolarlık Türk mobilyası tercih etti ve listede 13. sırada yer buldu.

Pirelli’nin ünlü takvimi 2020 yılında İtalyan fotoğrafçı Paolo Roversi’ye emanet

Her yıl büyük bir ilgi yaratan Pirelli Takvimi’nin 2020 edisyonu fotoğraflarını İtalyan fotoğrafçı Paolo Roversi’nin çekeceği açıklandı. Takvimin önümüzdeki seneki teması, 20 sayısının tekrarlanarak yazıldığı 2020 yılına atfen eski ve yeni dünya arasındaki hikayeler olacak.

Eserlerinde zamanı askıya almış hissi veren ünlü fotoğrafçı Paolo Roversi, Pirelli 2020 Takvimi için de bu temanın peşinde deklanşörün ardına geçecek. Fotoğrafçı ile öznesi arasında bir diyaloga izin veren uzun pozlamalarıyla tanınan sanatçı, bu sayede yoğunluk, mistisizm, bağlılık, derin düşünce ve coşku gibi soyut ama tanınabilen duyguları kucaklayan bir eser yaratmanın peşinden koşacak.

Yakaladığı karelerle duyguları uyaran ve doğum yeri Ravenna’daki mozaikleri çağrıştıran bir ışıkla düşsel duygulanımlar yaratan Roversi’nin eserleri kadın figürünün zarafetini ve kırılganlığını öne çıkarıyor. Sanatçı, “Fotoğrafçılık benim için gerçeğin basitçe çoğaltılması değil aslında bir açığa çıkarma anlamına geliyor çünkü bir fotoğraf çekerken başka bir hayata ve başka bir dünyaya dokunduğumu hissediyorum” diyor. Yetmişli yıllarda Paris’te eğitim alan Paolo Roversi, özellikle kişisel ve anında tanınan stiliyle en yetenekli çağdaş fotoğraf sanatçılarından biri kabul ediliyor.

CAN GÜVENLİĞİNİZ VE EMNİYETİNİZ İÇİN KIŞ LASTİĞİ KULLANIN

“CAN GÜVENLİĞİNİZ VE EMNİYETİNİZ İÇİN KIŞ LASTİĞİ KULLANIN”

Soğuk havaların kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde, hava sıcaklıklarında ani düşüşler meydana gelmeye başladı. Hava sıcaklıkları 7 derecenin altına düştüğünde güvenli bir sürüş için yumuşaklığını ve tutunma özelliğini koruyan kış lastiklerinin kullanılması can güvenliğiniz için büyük önem taşıyor.

İtalyan lastik devi Pirelli, kış mevsiminin başladığı şu günlerde sürücülere güvenli bir sürüş için yaz lastiklerinden kış lastiklerine geçiş yapmaları için hatırlatmalarda bulunuyor. Lastiklerin aracın yol ile temas eden tek noktası olduğu düşünüldüğünde, kış aylarında 7 derecenin altındaki soğuk hava koşullarında esnekliğini kaybeden yaz lastikleri yerine kış lastiği kullanımı güvenliğin başlıca unsurlarından biridir. 1 Aralık’ta başlayacak zorunlu kış lastiği uygulaması, Türkiye’de şu an sadece ticari araçları kapsasa da güvenli sürüş ve kış koşullarında can güvenliği için binek araç sürücülerinin de kış lastiği kullanımı konusunda hassasiyet göstermeleri büyük önem arz ediyor.

Kış lastikleri, sahip olduğu özel desen yapısıyla 7 derecenin altında güvenli sürüş sağlıyor. Kış lastikleri sahip olduğu yüksek silika içeriği ve yapısı, özel lamelli deseni sayesinde karı üzerinde toplayarak karlı zeminde çekiş sağlar buzlu zeminlerde tutunma (grip) performansını artıracağı gibibu özel desen tasarımısayesinde yağışlı havalarda yol üzerindeki suyu yararak, aracın zemine tam tutunmasına yardımcı oluyor.Otomobilin buzlu ve karlı zeminlerde kaymasının en önemli faktörü olan lastiklerin, kış lastiklerinde özel olarak geliştirilen kauçuk yapısı sayesinde fren mesafesini yaz lastiklerine göre 20%’ ye varan oranlarda kısaltıyor. Öte yandan kış lastiklerini yapısal farklılıklarına ek olarak, yanaklarında kış kullanımını ifade eden işaretler ile de yaz lastiklerinden ayrıştırmak mümkün. Araç lastiklerinin yanaklarında (M+S) işareti ile birlikte kar tanesi (snowflake) işareti veya sadece kar tanesi (snowflake) işareti varsa global regülasyonlara göre “Kış Lastiği” olarak kabul ediliyor.

Pirelli bayileri, aracınıza en uygun kış lastiğini seçmeniz için düzenli olarak bilgilendiriliyor

+7 derecenin altında tüm zorlu hava koşullarında tutarlı ve yüksek kaliteli bir sürüş deneyimi sunmak için tasarlanan Pirelli Kış Lastikleri, binekten 4×4’e sürücülerin arazi dahil her şartta ihtiyaçlarını karşılıyor. Pirelli, patlasa dahi yol alabilen Run Flat lastiklerimumsu tabaksıyla kendini tamir edebilen Sealinside özellikli lastikleri ve Gürültü Engelleme Sistemi – PNCS özelliğine sahip ürün gamıyla en ileri teknolojileri sunuyor. Pirelli bayileri, satış ve eğitim ekipleri tarafından, kış dönemi için oluşturulan geniş ürün yelpazesi ve yenilikler hakkında düzenli olarak bilgilendiriliyor. Pirelli’de spor otomobillerden, lüks sedanlara, şehir içi araçlardan, ağır kış koşulları ve motor sporlarında kullanılan lastiklere varan geniş bir ürün gamı sunuluyor. Pirelli ayrıca, SUV-4×4’ler için tasarlanmış kış lastikleri ve hafif ticari araç kış lastiklerini de müşterilerine sunmaya devam ediyor.

PIRELLI KIŞ LASTİKLERİ: MAKSİMUM GÜVENLİK, PERFORMANS VE TEKNOLOJİ

WINTER SOTTOZERO 3: Prestijli markaların orta ve yüksek motora gücüne sahip otomobilleri için geliştirilen Pirelli Winter Sottozero 3, her türlü zorlu kış koşulunda üstün yol tutuşu ve güvenliği garanti etmesinin yanı sıra uzun lastik ömrü ile de dikkat çekiyor. Taban desenindeki üç boyutlu kanallar daha fazla karın tutulmasına olanak sağlıyor. Bunun sonucu olarak karlı zeminde yol tutuşunu arttırıyor. Aynı zamanda lastiğin yere temas alanının da genişletilmesi sayesinde de yol tutuş hissedilir biçimde üstünlük sağlıyor.Lastiğin mekanik, termal ve dinamik özelliklerini geliştiren özel polimerlerin kullanılması sayesinde Winter Sottozero 3, ıslak ve buzlu yüzeylerde yol tutuşunu arttıran yenilikçi bir bileşen sunuyor. Bu özellik otomobilin sürüş özelliğini de iyileştirirken, lastik omuzları ise daha fazla su tahliyesi sağlaması için daha oval hale getirilmiş bulunuyor.

WINTER SOTTOZERO Serie 2: Seçkin spor ve lüks otomobiller için ideal çözümü sunan SOTTOZERO Serie 2, performans, güvenlik ve çevreye saygı gibi unsurları da bir arada barındırıyor. RUN FLAT (patlasa dahi yol alabilen) özelliğe sahip ölçüleri de bulunan Sottozero Serie II, yağışlı havalarda aracınızdan en iyi performansı elde etmenizi sağlıyor. Islak ve kuru yol koşullarında üstün yol tutuş ve sürüş hâkimiyeti sağlayan Pirelli Sottozero Serie II, açılı kanalları sayesinde artırılmış yanal tutunma ve düşük gürültüyü garanti ediyor. Çevresel kanalları sayesinde ise düşük suda kızaklanma riskine sahip ve çift blok sırasıyla desen kararlılığı sunuyor.

WINTER SNOWCONTROL Serie 3: Özellikle şehir içi kullanımına yönelik A ve B segmentiaraçlar için geliştirilmiş olan Snowcontrol 3 serisi, aracınıza hem şehir içinde hem de şehir dışında optimum performansı sağlıyor. Karlı yollarda mükemmel çekiş ve fren performansı sağlayan Snowcontrol 3 serisi stabil yanal tutuşa da sahip. Yeni kış lastikleri jenerasyonu, yepyeni bileşenleriyle ve yönlü taban deseni özelliğiyle dikkat çekiyor. Spesifik kanal geometrisiyle bloklar dikey ve bağımsız şekilde hareket edebiliyor. Snowcontrol 3, ayrıca BMW’de orijinal ekipman (OEM) olarak kullanılmaya devam ediyor.

PIRELLI HAFİF TİCARİ ARAÇ KIŞ LASTİKLERİ

CARRIER WINTER: Pirelli’nin hafif ticari araçlar için geliştirdiği Carrier winter, uzun kilometre performansı, ıslak ve karlı zeminde güvenlik ve düzenli aşınma özellikleriyle segmentinde iddialı bir pozisyona sahip. Hafif ticari araç kullanıcılarının gereksinimleri için özel olarak tasarlanan Carrier winter, 3 geniş çevresel kanala ve açık omuz yapısına sahip yepyeni taban deseni ıslak zeminde üstün güvenlik sağlıyor.

PIRELLI’DEN SUV-4X4’LER İÇİN ÖZEL KIŞ LASTİKLERİ

Testlerin şampiyonu ve otomotiv üreticilerinin favorisi: SCORPION™ WINTER

Pirelli’nin özellikle lüks segmente odaklanarak geliştirdiği kış lastiği SCORPION™ WINTER, modern SUV ve Crossover’lara takılmak üzere tasarlandı. Karlı, ıslak ve kuru koşullarda maksimum kararlılığı garanti ederek güvenliğe katkı sağlarken, daha düşük gürültü ve dönme direncine sahip bulunuyor.

Pirelli’nin Scorpion Winter kış lastikleri, Alman off-road dergisi Auto Bild Allrad’in gerçekleştirdiği karşılaştırmalı testlerin şampiyonu olurken “ıslak zeminde tutuş”, “kuru frenleme” ve “yuvarlanma direnci” kategorilerinde ‘en iyi performansı’ sergileyen lastik oldu. İlk kez 2012 yılında lanse edilen Pirelli Scorpion Winter, önde gelen Alman test kuruluşu TÜV-SÜD tarafından ilk test edildiğinde en iyi puanları almış, karlı zeminde frenleme, çekiş ve kontrol dahil her türlü performans açısından “sınıfın en iyisi” olarak adlandırılmıştı. Lanse edilmesinden sonra geçen altı kışın ardından Scorpion Winter hala kategori lideri olmayı sürdürüyor.

Haber Yayın: Yusuf Ünel

Türkiye’de Yahudi Ve Ermeni Düşmanlığı – II

 

“Türk odur ki; Müslüman bir anne babadan doğan, kulağına ezanla / kametle bir Müslüman ismi verilen, her türlü haltı yese de domuz eti yemeyen, mübarek gün ve gecelerde içmeyen, Cuma hassasiyeti olup arada bir kaçırsa da Cuma’ya giden, vatan – millet – din – devlet tehlikeye düştüğünde de kazma–kürek, balta–nacak alıp saldırana Türk derler. Bu tanım içerisinde ‘Hayır, ben Türk değilim’ diyecek bir Allah’ın kulu yoktur. Bu tanım içerisinde Hrank Dink Türk’tür, Orhan Pamuk Ermeni’dir; söylediğim cümleye göre.”

Türk tâbirinin kavmî bir tarif olmadığını bilen Yavuz Ağıralioğlu’nun ilginç tarifnâmesinde bile çaprazlamadaki olumsuz örnek Ermenilik kokar. Fakat asıl ihale Türkiye’de Yahudiliğedir. Zihniyeti, çıfıtlığı ve lânetliliği üzerinden oluşturulan olumsuz kanı bir asırdır yükselen bir grafikle genel kabul görmektedir. O kadar ki dünyanın bütün olumsuzluklarının arka planında onların varlığı dinî terminolojiyle desteklenerek seslendirilir.

Necip Fazıl demişmiş ya; “Yahudiler mi dediniz? Onlar, yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir” diye, bizim milliyetçi – muhafazakâr tayfa da yumurtası çatlasa veyahut ayağına taş çarpsa Yahudilerden bilir. Hem onların lânetlendiğini Kuran’dan duymuşmuş gibi aktarır hem de nerdeyse insanlığın kaderini Tanrımisal belirledikleri mitini yayarak üstün ırk nazariyesine bilmeden kovayla su taşır. Hâlbuki ikisi de Kur’anî değildir.

Ya nedir? Dünyada 15 milyon, Türkiye’de de 15-16 bin nüfusu olan din esaslı bu topluluğa Musevî denir. Kuran’da Beni İsrail olarak geçen İsrailoğulları yani Yahudiler ise bu din üzerinden milletleşen bir guruptur. Gerek Dünyadaki ve gerekse İsrail’deki toplam Musevî nüfus içerisindeki oranları 3’te 1 oranında olsa da kalan 3’te 2’yi de dinî milliyetçilik üzerinden Yahudi etnolojisine sokuşturmaya çalışıyorlar; biz de cehaletimizle destek oluyoruz.

2014’te Kocaeli Tarih Sempozyumu’nda Dr. Gerşom Qıbrısçı “Karaim in Nicomedia” başlıklı tebliğini sunarken Musevî bir Türk olduğunu söylediğinde onun hemşehrisi sayılabilecek bir tarih doçentimiz onun Yahudi olduğunu ve Türk olamayacağını beyan etti. İsrail nüfusu içindeki Etiyopya / Falaşa Musevîlerinin, Peru / İnka Musevîlerinin, Hindistan / Koçin Musevîlerinin, İtalyan / Romanyot Musevîlerinin, bizim Hazar / Karayit Musevîlerinin ve hatta Doğu / Mizrahî Musevîlerinin (Arap, Fars, Dağlı, Kürt, Tat, Gürcü..) dil ve kültürlerini yok sayarak yalnızca inanç tercihleri üzerinden tek tipleştirmek ne menem bir düşüncedir.

Yakın zamana kadar Türk Musevî Cemaati olarak bilinen Türkiye Hahambaşılığı’nın 3 yıl önce Türk Yahudi Toplumu adını alması da bu minvaldedir. Oysa kültürel kökeni hakkında Müslüman Türk’ün ne kadar konuşma hakkı varsa Ortodoks yada Musevî Türk’ün de o kadar konuşma hakkı vardır. İnsanlara kimliklerini ürün etiketi gibi başkaları barkodlayamaz. Bu, Sabataycı diye bilinen Avdetîler için de geçerlidir. İçlerinde iyisi de olur, kötüsü de; Kurtuluş Savaşı’nda ihanet edeni de olmuştur, Millî Mücadele için canını koyanı da.. Tıpkı Türkmenler, Lazlar, Yörükler, Çerkezler, Tatarlar, Kürtler gibi.. Milletine mensubiyet duyan koştu geldi, karakterinde defo olan Yunan’la bile anlaştı.

Neymiş; Türkçülüğün kitabını Moiz Kohen (Tekin Alp) yazmış; ‘Türk Ruhu’. Neymiş Mustafa Celâleddin Paşa (Konstantin Borzecki)  150 yıl önce ‘Eski ve Yeni Türkler’in tarihini yazmış. Bu adamların Hz. Musa’ya inanmaları niye milliyet şuurlarına ve bu meyanda beyanlarına engel teşkil etsin?! Biz Müslümanlar olarak Türklüğümüzle övünüyoruz da onlar 5 bin yıllık bir nehir olarak akmakta olan Türklükle ilgili niye kelâm edemesinler?!

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde baştacı ettiğimiz bu insanlar Siyasal İslam’ın ‘bi camide, bi kahvede’ anlattıklarıyla Şeytan’ın asker arkadaşları algısına aktarılmış.  Oysa Şeytan bu ilahî senaryoda kötü karakteri simgelemektedir; kökeni değil. Dahası yaratılış malzemesine bakarak azan / sapan Şeytan’sa ve “Herkes kendi karakterine göre hareket eder” âyeti varsa bu milliyet, soy-sop işlerinde dikkatli olmak lâzım gelir. Yoksa ensar’üş-şeytan; şampiyon!

 

TURGUT TORUNOĞULLARI, AVRUPA’DA YILIN İŞADAMI SEÇİLDİ

Ekovitrin’e gelen  463.150 oy ile saptanan ‘Yılın Starları’ arasında Başbakan Binali Yıldırım, Bakan Ahmet Arslan ve Devlet Bahçeli de var

İlhan KARAÇAY’ın haberi:

Bu yıl 16’ıncısı gerçekleştirilen, ekonomi dünyasının Oscar’ı sayılan, Ekovitrin’in geleneksel ‘Yılın Starları Anketi’ne, ABD’den Çin’e kadar dünyanın dört bir yanından gönderilen oylar ile  katılan 463.150 kişi, Yılın Starları’nı seçtiler.
Ödüller, WOW İstanbul Hotel’de düzenlenen muhteşem bir törenle sahiplerini buldu.

Siyaset Onur ödülleri Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye verilen ödül töreninde, yurtiçinde başarılı olmuş işadamlarının yanında, yurtdışında başarılı olan bir işadamına da ödül verildi. Yurtdışında kazandıklarını Türkiye’de yatırıma dönüştüren Edestaal  Simtronic  ve Orka Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları’na, ‘Avrupa’da Yılın İşadamı’  ödülü verildi.

Hollanda merkezli Edelstaal Simtronic ve Orka Oteller Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları ve ailesinin  sahibi olduğu şirket, Türk, İtalyan, İngiliz ve İsviçreli ortaklardan oluşuyor. Grubun, turizm, inşaat, besicilik, tencere üretimi ve emlak sektörlerinde önemli yatırımları bulunuyor.
Torunoğulları Grup şirketlerinden Orka World, ile İngiliz ortaklı Tema Parkı Projesini gerçekleştiriyor. Fethiye Ölüdeniz’de yapılan dev projenin tamamlandığında Türk turizmine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Ayrıca Hollanda’nın en büyük şirketlerinden VDL Grup ile enerji, ulaşım, çöp toplama ve geri dönüşüm sistemleri konusunda ortak olan Turgut Torunoğulları, 3500 kişiye istihdam sağlıyor. Başarılı iş adamı, birçok sivil toplum örgütünde başkanlık ve yönetim kurulu üyesi olarak da görev yapıyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Avrupa Bölge Komitesi Başkan Yardımcılığının yanısıra, 2009-20012 yılları arasında Hollanda Türk İş Adamları Derneği (HOTİAD) Başkanlık görevini sürdüren Turgut Torunoğulları, öte yandan Türk-Hollanda ve Türk-Belçika İş Konseyi Yürütme Kurulu Üyeliğiyle de tanınıyor. Türkiye ve Hollanda’da başarılarıyla öne çıkan tecrübeli iş adamı, sosyal sorumluluk alanında imza attığı projeleriyle de dikkat çekiyor. Turizm sektöründe Orka markasıyla Fethiye, Marmaris ve İstanbul’da altısı tamamlanmış dördü inşaatı devam eden toplam on tesisi bulunuyor.

Turgut Torunoğulları ödülünü alırken yaptığı konuşmada, “Kıymetli misafirler, bugün burada herkes Türkiye’dekileri anlattı. Ama ben size biraz da Avrupa’daki büyük Türk ailesin anlatacağım. Avrupa’daki 5 milyon 600 binlik nüfusuyla ve 140 bin girişimcisiyle, 100 milyar’a yakın cirosuyla, yaşadıkları ülkelerin ve Türkiye’nin kalkınmasına büyük katkıları ile mütevazı bir yaşam süren Türkler arasında olmaktan gurur duyuyorum.

Biz Avrupa’da, günümüzde yönetilen değil, artık yöneten durumuna geldik. Avrupa’da birçok ülkeden büyük bir katma değerle işte buradayız. Bu ödülü işte bu anlayışla, Avrupa Türk ailesi adına alıyorum. Başta ailem olmak üzere, 40 yıla aşkın bir süredir EdelStaal Grubu’nda beraber çalıştığım ortaklarım ve yöneticilerim başta olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” dedi

Turgut Torunoğulları’nı tanıyalım

EdelStaal International Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, 1958 yılında Kars’ın Susuz ilçesinde doğdu. 1980 yılında Erdegül Hanım ile evlendikten sonra Kars’tan Hollanda’ya çalışmak için gitti. Hollanda’da ilk olarak pazarlama elemanı olarak çalıştığı EdelStaal Grubu üstün beceri ve yönetme kabiliyeti sonucunda fazla zaman geçmeden satın alarak patronluk koltuğuna oturdu. Satın aldığında ekonomik sıkıntılar içinde olan EdelStaal Grubu kısa sürede şaha kaldırarak bugün Avrupa’da 16 ülkede ve Türkiye’de yatırımları olan ve sektöründe önde gelen bir şirketler topluluğu haline getirdi. Bugün EdelStaal Grubun, 4.000 üzerinde çalışan personeliyle başta çelik tencere üretimi olmak üzere, turizm-otelcilik, gayrimenkul ve inşaat sektöründe birçok önemli yatırımları bulunmaktadır. EdelStaal Grubun Hollandalı, Belçikalı, Alman, İngiliz, İtalyan, Rus, Özbek, Kazak, Lübnanlı ve Azeri firmaları ile uluslararası yatırımlarda ortaklıkları vardır.

Turgut Torunoğulları, İtalya’da fabrikasında ürettiği Simtronic, SWS, Simensports marka çelik tencereleri Avrupa’da tanınmış bir marka haline getirmiştir ve tencerede kazandığı başarıyı diğer alanlara da taşımıştır. 1990’larda Orka Hotels markasını kurarak Türk turizmine büyük kapasiteli beş yıldızlı tatil-köyleri ve oteller kazandırmıştır. Geçtiğimiz sezon açılan ve Marmaris-İçmeler’in en güzel koyunda konumlanmış Sentido Orka Lotus Beach ile Orka Hotels markasını büyütmüş ve bugün binlerce turisti İstanbul’da, Fethiye’de, Marmaris’te ve birçok bölgede tesislerinde ağırlamaktadır.

Torunoğulları’nın Marmaris’teki muhteşem otelleri Sentido Orka Lotus Beach Hotel’i görüntülemek için yaptığıöız tekne turu

 

Orka Homes İnşaat firmasi ile ise Ege ve Akdeniz’de konut inşaatında önde gelen firmalardan biri olmuştur. Aynı zamanda grubun Marmara bölgesinde binlerce konuttan oluşan projeleri bulunmaktadır. Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerinden yatırımcıları ülkemize çekmekte, yabancıları Türkiye’de ev sahibi yaparak ülkeye ciddi bir döviz girdisi sağlamaktadır.

EdelStaal Group aynı zamanda EdelStaal Vastgoed BV firması ile Hollanda da büyük gayrimenkul yatırımları bulunmaktadır. 2005 yılında Hollanda’da Den Bosch kentinde Van Berckel caddesini komple satın alarak hem Türk hemde Hollanda basınında ‘Hollanda’da cadde satın alan Türk’ haberini yaptığım zaman sadece Hollanda’da değil Türkiye’de de tanınmaya başlanmıştı.Hollanda’nın en büyük teknoloji firması VDL Group ile  beraber Türkiye’de “geri dönüşüm” alanında yatırımlara girerek, İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’nin ve Avrupa’nın değişik şehirlerinde çöp konteynır üretim ve pazarlamasına başlamıştır.

Turgut Torunoğulları, Marmaristeki Sentido Orka Lotus Beach Hotel’i gösterebilmek için bizi özel araçları ile gezdirdi

 

Turgut Torunoğulları meslek kuruluşlarında da oldukça aktiftir. Yaklaşık 8 yıl Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Avrupa Komite Başkanlığı,  Hollanda Türk İş-Adamları Derneği’nin (HOTİAD) başkanlığını yapmıştır.  T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akrabalıklar Topluluğu Başkanlığı (YTB) Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Onur Üyesi ve Hollanda-Türkiye İş Konseyi (NETUBA) Yöneticisi’dir.

Turgut Torunoğulları, Avrupalı Türkleri kendi ailesi olarak görmekte ve bu geniş ailenin sorunları ile yakından ilgilenmektedir. Sürekli olarak hazırladığı raporları Türkiye Cumhuriyeti ilgili Bakanları’na ve Avrupa’daki muhataplara sunmakta ve bunun meyvelerini de almaktadır. Belirli konularda gereken yasal değişiklikler bunun sonucunda yapılabilmiştir. Turgut Torunoğulları, ülkesine sadece ekonomik olarak katkı sağlamakla kalmamakta, başta Hollanda olmak üzere diğer Avrupa ülkeleriyle Türkiye arasında köprü vazifesi görmektedir. Örneğin 2017 Mart’ta Türkiye-Hollanda arasında yaşanan krizde sonra çok pozitif katkı yaparak iki ülke arasındaki buzların erimesinde önemli rol oynamıştır.

Sosyal sorumluluğu iliklerine kadar his eden Turgut Torunoğulları, sosyal faaliyetler kapsamında Hollanda da CHC/ORKA adında bir Futbol Kulübü kurmuş, memleketi Kars’a ise iki okul yaptırmış ve kuruluşundan itibaren Hollanda Türk Kadınları Derneği’ni (HTKD) her açıdan desteklemektedir.

Turgut Torunoğulları’nın Kars’tan Hollanda’ya işçilikten patronluğa uzanan bu sıradışı başarı hikayesi Avrupa’da yaşayan tüm Türkler tarafından yakından bilinmekte ve takdir görmektedir. “Narin Kalesinden Kaçış” ile bu destansı başarı hikayesini kitaba aktarmış, romanlaştırmıştır.

Türk turizminin son yıllarda yaşadığı sorunlara rağmen 4 adet yeni otel (Orka Residence The Cove Butik Hotel, Orka Sealife Hotel 5 yıldızlı, Orka Palace Hotel 5 yıldızlı, Orka Marine Hotel ve Orka World Theme Park) ile diğer inşaat yatırımlarını artırarak devam ettirmektedir.

Turgut Torunoğulları’nın bu başarısının arkasında başta eşi, kardeşleri ve çocukları olmak üzere aile arasındaki muazzam birlik ruhu yer almaktadır. Büyük oğlu Ercan Torunoğulları, Orka Hotels ve Orka İnşaat’ta görev yapıyor, büyük kızı Özlem Avrupa’da şirket merkezinde finansın, da görev küçük kızı Zeynep Hanım şirketlerin hukuk işlerinin ve küçük oğlu Caner Torunoğulları ise Marmaris’teki otellerin de görev yapıyor. EdelStaal Grup Şirketleri bünyesinde 16 adet şirket bulunmaktadır.

*****