Etiket arşivi: İnternet

2020 TEKNOLOJİ EVRİMİNE HAZIR MISINIZ?

2020 TEKNOLOJİ EVRİMİNE DOĞRU

1950-1970 arasında başlayan Dijital Devrim’le birlikte mekanik ve analogdan dijital dönüşüme doğru yol almaya başlayan dünyamızının iletişim dili de değişerek bilgi çağı başladı. 1960’larda sadece hükümetlerin ve askeri güçlerin kullandığı bilgisayarlar 1970’lerde kişisel kullanıma da sunulurken, o yıllarda işletmeler de dijital dünyada yerini almaya başladı. 1980’lerde filmlere, bankalara ve bir çok endüstriye giren bilgisayarlar, ülkemizde de 1980’lerde aktif olarak kullanılmaya başlandı. Buna, 1990’larda cep telefonları eklendi ve 21.’inci yüzyılla birlikte bilgi artık dijitale entegre olarak hızla gelişmeye devam etti. Akıllı telefonlar ve internet ağının yaygınlaşması beraberinde bugün yapay zeka ve robotik teknolojileri konuşuyoruz.

Öte yandan, Almanya’nın öncülüğünde başlayan Dördüncü Sanayi Devrimi ve Endüstri 4.0’la birlikte akıllı fabrikalarda kullanılmak üzere siber fiziksel sistemler geliştirilmeye başlandı. Makine öğrenimi ve Yapay Zeka’yla iş yapış şekillerimiz değişti. Bazı işler arşivlerde anılmaya başlarken, dijitalin içine doğan yeni işler göz alıcı gelişimine devam ediyor. Kimilerimiz endişe duyarak, büyük çoğunluğumuz da heyecanla yeni dünyanın iş yapış şekline uyum sağlamaya çalışıyoruz.

Markam Sen Marka ve Pazarlama Yönetim Danışmanlığı şirketinin kurucusu, Marka ve Pazarlama Yönetim Danışmanı Nagihan Ünüvar 2020 Teknoloji Evrimi’ne doğru bizi nelerin beklediğini anlattı. Ünüvar son çeyreğine girdiğimiz 2019 yılıyla birlikte dünyanın 2020 teknoloji evrimini heyecanla beklediğini belirterek sözlerine şöyle devam etti. “Dördüncü nesil teknolojinin yaklaşık 10 katı veri iletim hızı sağlayacak olan 5.’inci nesil telekominikasyon hizmeti olarak adlandırılan, yeni nesil kablosuz telefon teknolojisi 5G’nin 2020’ye kadar tamamlanacağı öngörülüyor. 5G ile sürücüsüz araçlar, sanal gerçeklik, uzaktan ameliyat ve nesnelerin interneti hayatımıza daha fazla dahil olacak. Sabit ve hareketli sistemleri birbirine bağlama imkanı verecek olan bu teknolojiyle daha konforlu yaşama imkanı sunan akıllı şehirler inşa edilecek. Dünyada 12 trilyon dolarlık bir değer yaratacak olan 5G teknolojisi, 20 yıl içerisinde 22 milyon yeni istihdam yaratacak. Teknoloji, sadece bir kesimin değil herkesin dahil olması gereken bir eğitim şekli haline gelecek. 2020 Teknoloji Evrimi yakın zaman içerisinde Ekonomik Evrime yol açacak.”

Tüm bu gelişimle birlikte, dünyanın ve ülkemizin 2020’ye hazırlanırken, gerek dijitalin içine doğan işlerde çalışanlar, gerekse geleneksel kanallarda hayatına devam edenlerin dijital teknolojilere uyum sağlamak için fazla zamanının kalmadığını belirten Ünüvar “Eğitimi ne olursa olsun herkesin yeni dünyayı anlamaya çalışmasında fayda görüyorum. Artık bilgi sadece bir tık uzağınızda ve sizin keşfetmenizi bekliyor. 2000’li yıllarda doğan yeni nesil Z kuşağı zaten dijitalin içine doğdu ve onların bu dünyayı anlama kabiliyetinin oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Dünyanın gerisinde kalmamak ve hatta işsiz kalmamak için herkesin okumasını, araştırmasını, öğrenmesini tavsiye ediyorum. Eğitim artık süresiz ve sınırsız, sadece diploma yeterli değil. Sürekli eğitim artık bir yaşam biçimi haline geldi. Sürekli eğitimi benimseyerek ve dünyayı anlamaya çalışarak geride kalmaz ve geleceğe doğru güvenle, algılarımız açık bir şekilde yol alabiliriz.” dedi.

ASUS Wolfteam Türkiye Kupası 2018 Diyarbakır’da

Türkiye’nin en çok oynanan FPS oyunu Wolfteam’in ASUS Wolfteam Türkiye Kupası 2018 kapsamında düzenlenen Wolfcity turnuvaları bu hafta Diyarbakır’a konuk oluyor. ASUS Wolfteam Türkiye Kupası Kırmızı Sezon’un 4’üncü Wolfcity karşılaşması 25 Kasım 2018 Pazar günü düzenlenecek.

Netmarble Türkiye, Türkiye’nin en popüler bilgisayar oyunlarından biri olan Wolfteam için, Türkiye’nin 8 farklı ilinde düzenlediği ASUS Wolfteam Türkiye Kupası 2018 kapsamındaki Kırmızı Sezon Wolfcity Turnuvasının 4’üncü ayağını 25 Kasım 2018, Pazar günü Diyarbakır’da gerçekleştirecek. Real İnternet Cafe’de düzenlenecek olan turnuvaya Diyarbakır ve çevre illerden Wolfteam hayranlarının katılması bekleniyor.

Turnuvalar 8 şehirde düzenleniyor

Türkiye’de 8 yıldan fazla bir süredir oyun severler tarafından büyük bir tutkuyla oynanan Wolfteam oyuncularının sayısı her geçen gün daha da artıyor. Bu ilgiyi karşılamak amacıyla Netmarble Türkiye, İzmir, Gaziantep, Ankara, Adana, Trabzon, Diyarbakır, Bursa ve Ankara olmak üzere 8 şehirde ASUS Wolfteam Türkiye Kupası 2018 kapsamında Wolfcity Turnuvalarını düzenliyor.

Büyük Final’in yolu Wolfcity Turnuvasından geçiyor

Diyarbakır’da düzenlenecek turnuvada başarılı olacak oyuncu ve takımlar, Aralık ayında İstanbul’da düzenlenecek ASUS Wolfteam Türkiye Kupası 2018 finallerinde mücadele etme imkanı kazanacak.

Wolfteam oyuncuları kozlarını paylaşacak

Netmarble olarak amaçlarının Türkiye’de gençlere esporu daha fazla sevdirmek ve turnuvalarda tecrübe kazanmalarını sağlamak olduğunu belirten Netmarble EMEA Genel Müdür Yardımcısı Aras Şenyüz, “Ülkemizde en çok ilgi gören espor turnuvaları arasında Wolfteam’in sağlam bir yeri var. Diyarbakır’la birlikte 8 ilimizi dolaşan Wolfcity Turnuvalarında oyuncularımızla buluşuyoruz. Diyarbakır turnuvasında da esporcuların tüm yeteneklerini sergileyerek, sportmenlikten ödün vermeden kozlarını paylaşacaklarına inanıyorum. Bütün takım ve oyunculara başarılar diliyorum” dedi.

Wolfteam Turnuvası’nda yer almak veya Wolfteam Espor hakkında en güncel haberlere ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Netmarble Corporation Hakkında

Netmarble Corporation muhteşem bir mobil oyun tecrübesi sunarak dünya çapında her yaştan kitleleri eğlendirmeyi amaçlar. 2000 yılında Kore’de kurulan Netmarble, dünya çapında en hızlı büyüyen mobil oyun şirketidir ve sürekli olarak küresel düzeyde en üst geliştirici ve yayıncılardan biri olarak listelenmektedir. 4000’in üzerinde çalışanıyla Netmarble, Lineage 2: Revolution, MARVEL Future Fight, Seven Knights ve Paramanya’nın aralarında bulunduğu en başarılı mobil oyunlardan bazılarını üretip sunmaktadır. Önde gelen gündelik (casual) oyun geliştiricisi Jam City’nin en büyük ortağı ve ücretsiz MMO oyunların dünya çapında zirvedeki geliştiricilerinden biri olan Kabam’ın ana şirketi olan Netmarble’ın aynı zamanda Asya’nın en büyük eğlence şirketi CJ E&M Corporation, Asya’nın en büyük Internet şirketi Tencent Holding ve lider MMO şirketlerinden NCsoft ile stratejik bir işbirliği vardır. Daha fazla bilgi için http://company.netmarble.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Netmarble’ın İstanbul merkezli ofisi Netmarble Turkey; Paramanya, Wolfteam, MARVEL Future Fight ve Seven Knights gibi başarılı oyunlar için pazarlama, yerelleştirme, halkla ilişkiler, QA ve IT hizmetleri sunar. Daha fazla bilgi için http://www.netmarbleturkey.comadresini ziyaret edebilirsiniz.

Aşırı internet kullanımı boşanma nedeni!

Çağımızın en önemli sorunlarının başında yer alan internet bağımlılığının çocuklar ve gençleri tehdit ettiğini belirten psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, zaman ve dikkat yönetiminin önemine işaret ediyor. İnternet bağımlılarının çoğunlukla yalnız kişiler arasından çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, çocuk ve gençlere sosyal yaşam ve hayat becerisi kazandırılmasını tavsiye ediyor. Tarhan, aşırı internet kullanımının ABD’de boşanma nedenleri arasında gösterdiğini de belirtiyor.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, internet bağımlılığıyla ilgili hem bireysel hem de toplumsal olarak farkındalığın düşük olduğunu, bu nedenle riskli ve hatalı kullanım konusunda pek çok hata yapılabildiğini söyledi.

Farkına varılsa düzeltilir!

Hatalı ve riskli kullanımın ortadan kaldırılması için önce farkındalığın sağlanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Tehlikeli kullanım nedir? Örneğin araba kullanırken internet kullanıyorsunuz. Zararlı kullanım nedir? Kişi zararlı olduğunu bile bile ders çalışması gerekirken amacı dışında interneti kullanmaya devam ediyor. Bütün bunlar farkına varılırsa düzeltilebilir” dedi.

İnternet kullanımı, bilgisayar kullanımından fazla

Bağımlılığa ilişkin araştırmaların toplumda bilgisayar kullanımı ile internet kullanımı arasındaki farkı ortaya çıkardığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Türkiye’de yapılan bir çalışma var. Kadınlar ve erkekler arasında internet kullanımı 2018’de erkeklerde %80 oranında. Kadınlarda bu oran %70-65 civarında. Bilgisayar kullanımı ise daha az. Bilgisayar kullanımı erkeklerde %60 civarındayken kadınlarda bilgisayar kullanma oranı %50 civarında. Çalışma internet kullanımının bilgisayar kullanımından daha fazla olduğunu gösteriyor” dedi.

Lise öğrencilerinde bağımlılık oranı %12

Lise öğrencileri arasındaki internet bağımlılığının da yapılan araştırmalarda ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:

“İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yaptığı güzel bir çalışma var. Bu araştırma internet bağımlılığı kriterlerine uygun şekilde yapılmış. İnternet bağımlılık oranı lise öğrencileri arasında %12 oranında çıkıyor. Oldukça önemli bir rakam. Diyelim ki bu 15-20 gençten birisi internet bağımlısı. İnternet bağımlısı olan kişi ne yapar? Uyku düzeni bozulur, yeme düzeni bozulur, günlük yaşam aktiviteleri bozulur. İnternet bu kişilerin hayatında merkezi konuma geçer. Bir insanın hayatındaki tek ilgi alanı internet ise o insana dikkat edin. Farkındalığın en önemli noktası bu. Kişinin, çocuğunun ve eşinin tek ilgi alanı internet mi? Buna baksınlar.”

Boşanma sebepleri arasında yer alıyor

ABD’de yapılan çalışmaların boşanma nedenleri arasında üç nedenden birinin internetin aşırı kullanımı olduğunu gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mahkemelerdeki boşanma dilekçelerinde yazılan bilgi olarak bu geçiyor. Demek ki internet bağımlılığı, internetin yanlış kullanımı göz ardı edilebilecek bir durum değil” uyarısında bulundu.

Sosyal medyanın en büyük rakibi; uyku

Gençlerin internet kullanımında en çok sosyal medyayı tercih ettiklerini belirten Prof. Dr. Tarhan, “İnternet kullanıma baktığımız zaman başta gençler olmak üzere yetişkinler, genellikle internette Youtube, Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya ile ilgili alanları aşırı şekilde kullanıyorlar. Sosyal medya portalları, ‘En büyük rakibimiz uykudur’ diyor. Ne demektir bu? Uykudan başka bizi engelleyen bir şey yok” diye konuştu.

Zamanı yönetemeyen bağımlı olmaya aday!

Kişinin eğer zamanını yönetemiyorsa internet konusunda bağımlı olmaya aday olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yapacağımız en önemli şey zaman yönetimini ve dikkat yönetimini yapmak. Bir insan zamanını yönetebiliyorsa, dikkatini yönetebiliyorsa yani tek ilgi alanı bilgisayar değilse, bilgisayar onun hayatında amaç değil bir araçsa böyle durumlarda bu kişi zaman önem ve önceliklerine göre zaman yönetimi yapabilir. Bir kişinin zaman yönetimi yapıp yapmadığını nasıl anlarız? Bir önem hiyerarşisi var mı? Öncelik hiyerarşisi var mı? ‘Bu benim için çok önemli buna daha çok zaman ayıracağım. Bu daha az önemli buna daha az zaman ayıracağım’ diyorsa. ‘Bu konu benim önceliğim değil’ diyerek hayır diyebiliyorsa, hayır diyebilme becerileri varsa zaman ve dikkat yönetimi vardır. İnternet böyle durumlarda o kişinin bir atı gibidir. At, bizi istediğimiz yere götürür” diye konuştu.

Araç olarak kullanılan internet fırsattır

İnternetin bir amaç değil, araç olduğu durumda bireyin işine yaradığını ve hayatını kolaylaştırdığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “İnternet bu nedenle bir tehlike değil fırsattır. Doğru şekilde kullanabilmek önemli” dedi.

İnternet ortamında oynanan kimi oyunların ölçülü oynandığı zaman bazı pratikler sağlayabileceğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Stres altında soğukkanlı olabilme becerisi kazandırıyor. Ama onu sınırlı bir şekilde kullanmayı amaca yönelik kullanmayı gençlere öğretebilmek gerekiyor” uyarısında bulundu.

Çocuk ve gençlerle en çok zaman geçiren anne, baba ve öğretmenlere gözlem yapmaları gerektiği uyarısında bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuğun ya da gencin internet bağımlısı olup olmadığı nasıl anlaşılır? Burada önemli konu, bu kişinin tek ilgi alanı bilgisayar, internet değilse başka ilgi alanları varsa o kimse bağımlı olmuyor. İnterneti daha bilinçli kullanmayı ve internetle ilgili okur-yazar olmayı öğrenmiş oluyor” dedi.

Bağımlılar, yalnız kişiler arasından çıkıyor!

Özellikle gençler arasında haberleşmenin genelde sosyal medya üzerinden yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Buna kısıtlama, yasaklama getirmek yerine zamanı planlama becerisini kazandırmamız lazım. Gence günü planlamayı öğretebiliyorsak, gelecek planlamayı öğretebiliyorsak kolay kolay internet bağımlısı olmuyor. Bir de yapılan bazı çalışmalar var; İnternet bağımlılarına yalnızlık ölçeği uygulanıyor. İnternet bağımlıları büyük oranda yalnız kişiler arasından çıkıyor. Yalnızlık puanı yüksek kişiler çıkıyorlar. Yalnızlık puanı yüksek çıkan kişilerin internet bağımlısı olma ihtimali yüksek” uyarısında bulundu.

Gençlere yaşam becerisi kazandırılmalı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ebeveynlere ve öğretmenlere şu tavsiyelerde bulundu:

“O halde buradan şu sonuç çıkıyor; biz gençlere insanlara yalnız olmama konusunda sosyal beceriler, hayat becerileri, yaşam becerileri öğretirsek internetin tuzağına düşmezler. Bu nedenle sosyalleşmeyi teşvik edelim gençlere. Bir genç sosyalleşmemişse birisiyle otururken bile sadece internet ile ilgileniyorsa bu durum onun tek ilgi alanı ve ilgi odağının internet olduğunu gösterir. Bu bir alarmdır. Çocuğun ya da gencin sosyalleşmesi için çaba gösterelim. Çocuğumuzu karşımıza alıp bir saat konferans vermek yerine onun için sağlıklı bir sosyalleşme ve arkadaş ortamı oluşturmaya, onunla birlikte daha çok zaman geçirmeye odaklanmak gerekiyor.”

VATANDAŞIN DA ESNAFIN DA BU İNDİRİME İHTİYACI VAR

ANKARA- Ankara’daki su indirimini tüm belediyelerin örnek alması gerektiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnafın su ve elektrik faturalarında indirim sağlanması konusunda taleplerimizi her zaman dile getiriyoruz. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tüm konut ve işyerlerinde su faturalarında indirime gitmesi diğer belediyelere de örnek olmalı. Vatandaşın da esnafın da buna ihtiyacı var” dedi.
“ANKARA GİBİ DİĞER BELEDİYELER DE FATURALARDA İNDİRİME GİTMELİ”

Tüm belediyelerin faturalarda indirime gitmesinin çok olumlu olacağını dile getiren Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Dr Mustafa Tuna 17 Eylül’den itibaren geçerli olacak tüm iş yeri ve konutlar için yüzde 17 oranında su indirimi yapılacağını açıklamıştı. Bu karar ülkemiz çapında tüm belediyelere örnek olmalı. Çünkü son dönemlerdeki ekonomik dalgalanmalar, stokçular yüzünden fiyat artışına giden marketler, enflasyon ve bunun gibi nedenlerle vatandaşın alım gücü düştü. Bu olumsuz durumda bir nebze fayda sağlamak için faturalarda indirime gitmek büyük katkı sağlayacaktır. Yalnızca suda değil elektrikte ve kış ayları yaklaşırken doğalgazda da bir indirim hem vatandaşı hem esnafı rahatlatacaktır” diye konuştu.

“ESNAFA FATURALARDA ÖZEL BİR İNDİRİM DE SAĞLANMALI”

Esnafın birçok kalemde zorluk çektiğine değinen Palandöken, “Vatandaşın biraz bile alım gücünün düşmesi, esnafı direkt olarak etkiliyor. Dolayısıyla fatura indiriminin tüm ülkeye yayılmasını istiyoruz ve ek olarak esnafa özel bir indirim de sağlanmalı. Çünkü esnaf zaten birçok kalemde birçok sorunla baş etmeye çalışıyor. Bunu kiralar, stopaj gibi birçok vergi, çevresindeki büyük marketler, AVM’ler, iç ticaretteki en ufak bir dengesizlik ve benzeri konular oluşturuyor. Bu sebeple esnafın dükkanında elektrik, su, doğalgaz, internet gibi devamlı giderlerde özel bir indirim sağlanmalı” şeklinde söyledi.

Bankacılık zararlı yazılımı Dark Tequila internete bağlı değilken de hareket edebiliyor

Dark Tequila kod adlı gelişmiş bir siber operasyon, son beş yıldır Meksika başta olmak üzere Latin Amerika’da kullanıcıları hedef alıyor. Banka kimlik bilgilerini, kişisel ve kurumsal verileri çalan yazılım, kurbanın bilgisayarı internete bağlı değilken bile hareket edebiliyor. Kaspersky Lab araştırmacılarına göre zararlı kod, bulaştığı USB cihazları ve hedef odaklı kimlik avı saldırılarıyla yayılıyor ve tespit edilmekten kaçınabiliyor. Dark Tequila’nın ardındaki tehdit grubunun İspanyolca konuşan ve Latin Amerika kökenli kişilerden oluştuğuna inanılıyor.

Dark Tequila zararlı yazılımı ve onu destekleyen altyapı, finansal dolandırıcılık faaliyetlerinde görülmeye alışık olmadığı derecede gelişmiş. Tehdit temel olarak finansal bilgileri çalmaya odaklanıyor. Ancak, bir bilgisayara girdikten sonra popüler websiteleri de dahil diğer sitelere giriş bilgilerini alıyor, iş ve kişisel e-posta adreslerini, alan adı kayıtlarını, dosya depolama hesaplarını ve daha fazlasını da satmak veya gelecekteki faaliyetlerinde kullanmak için topluyor. Zimbra e-posta müşterileri ve Bitbucket, Amazon, GoDaddy, Network Solutions, Dropbox, RackSpace gibi websiteleri bunlara örnek verilebilir.

Çok katmanlı bir yapıya sahip olan zararlı yazılım, bulaştığı USB cihazları ve hedef odaklı kimlik avı saldırıları üzerinden kullanıcılara dağıtılıyor. Zararlı yazılım bilgisayara girdikten sonra, talimat almak için kendi komut sunucusuyla bağlantı kuruyor. Yazılımın taşıdığı yük ancak belirli teknik ağ koşulları sağlandığında kurbana ulaşıyor. Zararlı yazılım; kurulu bir güvenlik çözümü, ağ izleme faaliyeti veya sanal elek gibi bir analiz ortamında çalıştığına dair işaret tespit ettiğinde bulaşma sürecini durdurup kendini sistemden siliyor.

Bunların hiçbirinin olmadığı durumda ise zararlı yazılım yerel bulaşma sürecini etkinleştiriyor ve otomatik çalışmak için, çıkarılabilir bir sürücünün içine çalıştırılabilir bir dosya kopyalıyor. Böylece zararlı yazılım, kurbanın ağında ağ bağlantısı olmadan da hareket edebiliyor. Hedef odaklı kimlik avı saldırısı yoluyla yalnızca tek bir makine de etkilense bu durum geçerli oluyor. Zararlı yazılımın bulaştığı bilgisayara bir USB takıldığında, o cihaz da otomatik olarak etkileniyor ve zararlı yazılımı başka bir hedefe bulaştırmaya hazır hale geliyor.

Zararlı parçada, giriş bilgileri ve diğer kişisel verileri toplamak için basılan tuşları kaydetme ve pencere izleme gibi gerekli tüm modüller bulunuyor. Komut sunucusundan talimat gönderildiğinde diğer modüller de çözülüp aktif hale geliyor. Çalınan tüm veriler sunucuya şifreli bir şekilde yükleniyor.

Dark Tequila en az 2013’ten bu yana Meksika’da ve bu ülkeyle bağlı yerlerde faaliyet gösteriyor. Kaspersky Lab’in analizlerine göre kodda bulunan İspanyolca kelimeler ve yerel bilgiler, operasyonun arkasındaki tehdit grubunun Latin Amerika’dan olduğunu gösteriyor.

Kaspersky Lab Latin Amerika Global Araştırma ve Analiz Ekibi Lideri Dmitry Bestuzhev, “Dark Tequila ilk bakışta, finansal getiri için kimlik bilgileri toplayan diğer herhangi bir bankacılık Truva Atına benziyor. Ancak daha detaylı analiz yapıldığında, finansal tehditlerde pek sık görmediğimiz düzeyde karmaşık olan bir zararlı yazılım ortaya çıkıyor. Kodun modüler yapısı, gizlenme ve tespit mekanizmaları keşfedilmekten kaçınmasına ve zararlı yükünü yalnızca güvenli olduğunu düşündüğü zaman boşaltmasına yardımcı oluyor. Bu saldırı yıllardır etkin ve yeni örnekler bulmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar yalnızca Meksika’daki kullanıcılar hedef alındı fakat yazılımın teknik kapasitesi dünyanın herhangi bir yerine saldırı düzenlemeye uygun.” dedi.

Kaspersky Lab ürünleri, Dark Tequila ile ilişkili zararlı yazılımları başarılı bir şekilde tespit edip engelliyor.

Kaspersky Lab, kullanıcılara kendilerini hedef odaklı kimlik avı saldırılarına ve USB’ler gibi çıkarılabilir medyalar üzerinden yayılan saldırılara korumaları için şu önlemleri almalarını tavsiye ediyor.

Herkes için geçerli olan önlemler:

  • Tüm e-posta eklerini, açmadan önce anti-virüs güvenliği ile kontrol edin.
  • USB cihazların otomatik çalışma özelliğini devre dışı bırakın.
  • USB sürücüleri açmadan önce anti-virüs güvenliği ile kontrol edin.
  • Bilmediğiniz cihazları ve USB bellekleri bilgisayarınıza takmayın.
  • Finansal tehditlere karşı sağlam ek önlemlere sahip bir güvenlik çözümü kullanın.

Şirketlere ayrıca şunlar öneriliyor:

  • İş için gerekli değilse kullanıcı cihazlarındaki USB girişlerini kapatın.
  • USB cihaz kullanımını yönetin. Hangi USB cihazlarının, kimler tarafından, ne için kullanılacağını belirleyin.
  • Özellikle ev ve iş bilgisayarı arasında taşınan cihazlar varsa USB kullanımı hakkında çalışanlarınıza eğitim verin.
  • USB’leri etrafta görünür şekilde bırakmayın.

Sızma Belirtileri de dahil olmak üzere Dark Tequila hakkında daha fazla bilgi için Securelistadresindeki blog yazısını okuyabilirsiniz.

Kaspersky Lab Hakkında

Kaspersky Lab, 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren küresel bir siber güvenlik şirketidir. Kaspersky Lab’in derin tehdit zekâsı ve güvenlik uzmanlığı dünyanın dört bir yanındaki işletmelerin, kritik altyapıların, hükümetlerin ve tüketicilerin korunması için sürekli yeni nesil güvenlik çözümlerine ve hizmetlerine dönüşmektedir. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyüne, lider uç nokta koruması ve gelişen karmaşık dijital tehditlerle mücadele eden bir dizi özelleştirilmiş güvenlik çözümleri de dâhildir. 400 milyonu aşkın kullanıcı Kaspersky Lab teknolojileri ile korunmaktadır ve 270 bin kurumsal müşterinin kendileri için en önemli şeyleri korumalarına yardımcı olmaktayız. Daha fazla bilgi için: www.kaspersky.com/tr

1940: Gelecekte Uçan Arabalar Olacak 2017: Yetersiz İnternet Erişimi

Dünya çapında internet ve sosyal medya kullanımı her sene artıyor ancak bu artış tüm dünya ülkelerinde eşit ve dengeli değil. Ya da internet erişimi sağlanan her ülke yeterli hıza sahip değil. Bizler de Pazarlama Türkiye olarak, We Are Social ve Hootsuite’ın iş birliğinde hazırlanan 2017 Dijital raporunu infografikler üzerinden dünyadaki internet ve sosyal medya kullanımını incelemek istedik.

Şu an dünya nüfusunun yarısından fazlası internet kullanıyor. 2012’deki ilk araştırma verileri göz önünde bulundurulduğunda kullanım oranı geçen beş senede % 80’in üzerinde artmış durumda.
İnternet kullanıcılarının bu yılki toplam sayısı 354 milyon seviyelerinde seyrediyor ve kullanıcıların % 90’dan fazlasının mobil bir cihaz aracılığı ile internet kullandığı görülüyor.

Dünya nüfusunun yarısından fazlası internete erişebilse de internetin dünyaya dağılımının halen dengesizliği görülüyor. Dünyanın en kalabalık bölgesi olan Güney Asya’daki %33’lük internet nüfuzu ve Afrika’daki üç kişinin birinden bile daha aza denk gelen internet erişim oranı büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor.

İnternetin hala bloke olduğu Kuzey Kore hariç internet kullanımının en düşük olduğu ülkelerin tümü Afrika’da yer almakta.

Diğer yandan internet nüfusunun oranları bir dizi ülkede % 100’e yaklaşıyor. Birleşmiş Arap Emirlikleri %99’luk kullanım oranıyla birinci sırada yer alırken sıralamayı İzlanda ve Norveç takip ediyor.

Dünya erişim hızında halen yavaşlıktan tam manasıyla kurtulamadı. Akamai’nin internetteki son durum raporunda, birçok ülkede (özellikle Hindistan’da) internet kullanıcılarının hem sabit hem de mobil hizmetler yoluyla yavaş bağlantılardan muzdarip oldukları görülüyor.

Yine de pek çok gelişmekte olan ekonomide mobil internet bağlantılarının önemli ölçüde iyileşmesi gözlemleniyor. Özellikle Filipinler’in ortalama mobil bağlantı hızlarında belirgin bir sıçrama söz konusu.

Filipinli bir internet kullanıcısı her gün yaklaşık 9 saat çevrimiçi kalıyor ve bu sürenin üç buçuk saatini mobil erişimle sağlıyor. Diğer ülkelerdeki kullanıcılar günde ortalama sekiz saatten fazla internette zaman harcıyor. Bu ülkelerin internette vakit geçirmede zirveye oynarken ekonomik sıralamada altlarda yer alması da elbette tesadüf değil.

Daha hızlı mobil bağlantıların varoluşu ve akıllı telefonların gelişmiş erişimi, bu yılın önemli bulgularından birini daha ortaya koyuyor: Artık web sayfalarının yarısından çoğuna cep telefonlarıyla erişim sağlanıyor.

Mobilin web trafiğindeki payı bir önceki yıla göre % 30 artış gösteriyor, bu artışın büyük bir kısmı da dünyanın gelişmekte olan ekonomilerinden gelmekte.

Slayttaki rakamlar bilgisayar ve tablet erişiminin düştüğünü düşündürebilir ancak aksine geçtiğimiz yıla oranla cep telefonlarıyla webe erişen insan sayısı belirgin bir şekilde artmış ve sonuç olarak, hizmet verilen toplam web sayfalarının diğer cihazlardaki payı düşmüştür.

Web trafiğindeki mobilin payı da ülkeler arasında önemli farklılıklar gösteriyor.

Gelelim dünya genelinde sosyal medya kullanımına.

2016’dan beri sosyal medya kullanımı % 20 arttı. Facebook, özellikle son on yılda dünyanın en popüler sosyal platformu olarak etkileyici artışlar kaydetti.

Verilere göre dünyadaki yaklaşık 2,8 milyar kişi ayda en az bir kere sosyal medya kullanıyor ve erişimlerin % 91’inden fazlası mobil cihazlarla gerçekleştiriliyor.

Sosyal medya kullanımında dünya genelinde 2016’ dan bu yana neredeyse yarım milyar (482 milyon) yeni kullanıcı eklendi, bu sayı % 21’lik bir büyümeye eş değer. Büyümenin yarısından fazlasını sadece beş ülke oluşturmakta:Çin, Hindistan,Endonezya, Amerika ve Brezilya. Son 12 ay içinde Çin 134 milyon, Hindistan 55 milyon, Endonezya 27 milyon, Amerika 22 milyon ve Brezilya 19 milyon yeni sosyal medya kullanıcısı ortaya çıkardı.

Asya ülkeleri, sosyal medya yayılım sıralamasında ilk beşten dördünü dolduruyor. Ancak sosyal medya nüfuz düzeylerinin bir bütün olarak bölgede hızlıca değiştiğini belirtmek gerek.

Afrika ile birlikte Orta Asya ve Güney Asya, dünyadaki en düşük sosyal medya nüfuz oranını kaydetse de son trendler, büyümenin nihayet Güney Asya’da da gerçekleşmeye başladığını gösteriyor.

Bölgesel kullanımda Kuzey Amerikalıların neredeyse üçte ikisinin her ay sosyal medya kullandığı görülüyor. Güney Amerika’daki sosyal medya nüfuzu da hızla % 60’a yaklaşıyor.

Mevcut eğilimler, Güneydoğu Asya’nın bu yıl % 50’lik sosyal nüfuz sınırını geçeceğini gösteriyor ancak Orta Doğu’nun sınırı geçmesi biraz daha uzun sürebilir.

Sekiz ülkede sosyal medya nüfuz seviyeleri %80’in üzerinde seyrediyor.

Bu yılki en büyük sosyal medya kullanıcı büyümesi % 368 oranıyla Küba’ya ait. Bu Küba’daki insanların internet ve sosyal medya erişimini sevmeye başladığının bir göstergesi.

Kuzey Kore’de de % 135 göreceli bir artış var bu oran 9200 yeni sosyal medya kullanıcısını ifade ediyor ancak yüksek ihtimalle çoğunluk ülkeyi ziyaret eden yabancı yardım görevlilerinden oluşuyor.

Sosyal medyada dünyanın geçirdiği süre giderek artıyor. Bir kullanıcı günde ortalama 2 saat 19 dakika’sını sosyal medyada geçiriyor.

Artan talep sosyal medya şirketlerini de olumlu etkiliyor. Sosyal medya kullanıcı sayısı bakımından aslan payını Facebook alıyor. Facebook 2016 yılında 363 milyon aylık aktif kullanıcı sayısını bu sene % 24 oranında artırdı.
Bugün 1 milyardan fazla kişi Facebook’u her gün kullanmakta.

Şirketin diğer platformları WhatsApp, Facebook Messenger ve Instagram da yıl boyunca güçlü bir büyüme kaydetti. Facebook Inc’in şu an toplam 4.37 milyardan fazla kullanıcısı olduğu belirtiliyor.

Tencent, Çin’in sosyal medya devi, bu sene 196 milyon yeni kullanıcı edinmiş durumda.

Vkontakte da Rusya’daki en iyi sosyal ağ olmayı sürdürüyor.
% 70’i Rusya’dan olmak üzere aylık aktif kullanıcı sayısı 90 milyon. Uygulama ayrıca Belarus, Ukrayna ve Kazakistan’da da popüler.

LINE, Japonya’da 2016’dan beri nüfusun %50’sinden fazlasının kullandığı bir numaralı sosyal medya platformu olmayı sürdürüyor.

Kakaotalk da Güney Kore’de liderliğini sürdürüyor. Platform ülkede yaklaşık 42 milyon aylık aktif kullanıcıya sahip. Toplam küresel kitlenin ise % 85’ini oluşturuyor.

Son olarak İran’da 17 milyon aktif kullanıcısıyla Telegram en üst sırada yer alıyor, Instagram 15 milyon aktif kullanıcısıyla ikinci sırada bulunuyor.

Gelişmeler için Pazarlama Türkiye’yi takipte kalın.

Nedir Bu Internet of Things (IoT) ? Hayatımıza Nasıl Girdi?

İlk kez 1999 yılında Kevin Ashton tarafından bir şirket için hazırladığı sunumda kullanılan bu kavram gelişen teknoloji ile birlikte, ortaya çıktığı günkü halinden daha geniş bir vizyona erişti ve öyle büyüyen bir pazar olacağı öngörülüyor ki, Gartner’ınyaptığı araştırmaya göre 2020 yılında yaklaşık 26 milyar ürünün bir şekilde internete bağlanılacağı tahmin ediliyor.

“Nesnelerin İnterneti”?

Nesnelerin interneti “benzersiz bir şekilde adreslenebilir nesnelerin kendi aralarında oluşturduğu, dünya çapında yaygın bir ağ ve bu ağdaki nesnelerin belirli bir protokol ile birbirleriyle iletişim içinde olmaları” olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca bu kavramı kabaca; çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirleri ile haberleşen ve birbirine bağlanarak, bilgi paylaşarak akıllı bir ağ oluşturmuş cihazlar sistemi olarak da tanımlamak mümkün.

1991 yılında Cambridge Üniversitesi’ndeki yaklaşık 15 akademisyenin kahve makinasını görebilmek için kurduğu kameralı sistem o günün koşullarında değerlendirildiğinde ufuk açıcı bir uygulamaydı.2001 yılına kadar kullanılan sistem, kahve makinesinin görüntüsünü dakikada üç kez bilgisayar ekranlarına gönderiyordu. Çevrimiçi ve gerçek zamanlı olması sebebiyle “nesnelerin interneti” kavramının ilk örneği olarak tarihte yerini aldı.

Nesnelerin İnterneti adı altında geliştirilen ürünlere bir göz atalım…

Akıllı bileklikler, akıllı saatler, akıllı gözlükler, akıllı tshirtler, akıllı raketler, ev otomasyon sistemleri, akıllı arabalar ve giyilebilir teknoloji. Ayrıca giyilebilir teknoloji hakkında detaylı bilgi almak isteyenler yazdığım haberime göz atabilir.
Nesneler üzerine yapılan yatırımlarla, hepsi yakın bir zamanda Wi-Fi ve Bluetooth teknolojisi ile internete bağlanıyor olacak. Bağlanılamayan bölgelerde ise Mark Zuckerberg’in Internet.org projesi altında hayatımıza dahil etmeyi planladığı dronelar devreye girecek. Akıllı ürünler de internete yakınlarında bulunan ve modemler dışında dronelar sayesinde de girebilecek ve kullanıcılara bildirileri aktarabilicek.

Başlıca ürünler:

Nest: Google tarafından 2014 Ocak ayında 3.2 milyar dolara satın alınan Nest ile evinizin / ofisinin sıcaklığını dışarıdan kontrol edebiliyorsunuz. Ayrıca Nest’te duman detektörü de bulunuyor ve herhangi bir acil durumda sizi uygulama üzerinden haberdar ediyor.

Hapifork: Bir akıllı çatal olan Hapifork, hızlı yediğinizde ya da gün içerisinde fazla yemek tükettiğinizde sizi uyarıyor ve düzenli beslenmenize destek oluyor.

Micoach Akıllı Top: Adidas markası altında çıkan bu akıllı top ile; attığınız kaç penaltının gol olduğunu, kaç kilometre hız ile vurduğunuzu ve hangi ayakla kaç gol attığınız gibi bilgileri uygulama sayesinde takip edebiliyorsunuz. Ayrıca arkadaşlarınızla karşılaştırma da yapabiliyorsunuz.

Smart Things: Akıllı evler için şu anda en fazla tercih edilen ürünlerden biri Smart Things. Ürünü akıllı telefonunuz üzerinden desteklenen cihazlarla entegre ederek, sabah uyandığınızda kahveniz yapılmaya başlanabilir ya da eve geldiğinizde ışıklar veya müzik sistemi otomatikman açılabilir.

Babolat: Akıllı raket olan Babolat; tenisçilerin topa vuruş hızlarını, vuruş açılarını ve hangi elle/stille vurduklarını takip ediyor. Ardından da uygulama üzerinden istatistikleri anlık olarak kullanıcı ile buluşturabiliyor.

 

 

Edyn: Bahçeler için geliştirilmiş bir akıllı ürün olan Edyn, toprağa ne ekmeniz, nasıl ekmeniz ve toprağı hangi aralıklarla sulamanız gerektiği konusunda önerilerde bulunuyor.

 

Dropcam: Nest’in bu yıl içerisinde 555 milyon dolara satın aldığı Dropcam, evinizi kurulan kameralarla akıllı telefon ya da PC üzerinden izleme imkanı sunuyor. Kameraların içerisinde ayrıca zoom yapabilme özelliği de mevcut ve çekilen görüntüler buluta kaydediliyor.

Tüm bu faydalarının yanında Nesnelerin İnterneti bazı sorunlara da yol açacaktır.Birbirlerine bağlı cihazlar sayesinde sosyal hayatımızı internet üzerinden kayıt altına sunuyor olmamız, ortaya çıkacak veri miktarını inanılmaz derecede arttıracak ve bu büyük verilerin çözümlenerek işlenmesi zor ve karmaşık bir iş haline gelecektir.Bunun yanında ortaya çıkan bu verilerin gizliliği ve güvenliği de önemli bir konu olarak karşımıza çıkacaktır.

Pernod Ricard IoT kullanarak kendi sektöründe fark yaratmaya mı çalıştı?

Alkollü içecekler şirketi olan Pernod Ricard, nesnelerin internetini (IoT) kullanarak kendi sektöründe fark yaratmaya ve kullanıcı deneyimini en iyi hale getirmeye çalışan şirketlerden biri.
Pernod Ricard’ın küresel ivme direktörü Antonia McCahon, SharpEnd ajansını işe aldıktan sonra Pernod Ricard’ın insanların bağlı yaşam biçimlerinin avantajlarından nasıl yararlanabilceğini tam anlamıyla anlamaya yönelik inovasyonlara imza attı. McCahon, akıllı asistanlar ve bağlantılı ev aletleri vasıtasıyla insanların evlerine girmeden önce bar ve kulüplerde limitli olan içkilerin bahsedilmesini sağladı.Markanın odak noktası satışları
zorlamak yerine bilinirliği üzerine IoT ile farklı bir kullanıcı deneyimi ortaya çıkarmaktı.Örneğin, Çin’de QR kodları ile etiketlenmiş “bağlı” şişeleri test ederek başarı elde etti ve insanlar arkadaşlarıyla nereye gideceklerine dair öneri almak için telefonlarını kullanarak tarayabiliyorlardı. WeChat kullanıcıları için oluşturduğu “Ask Jerry” adlı bir chatbot için de test ile sanal barmen. Pernod Ricard markalarının yanı sıra rakip markaların barları ve kokteyl tariflerini de önererek tüketiciler arasında bir etkileşim alanı oluşturdu.Pernod Ricard markası IoT kavramına sanılanın aksine 3 yıl önce Çin’de ilk bağlantılı şişeyi piyasaya sürdüğünde başlatmıştı.Bu sayede müşteriler mağazadaki bir şişenin orjinalliğini kontrol etmek isterse, markette genel bilgi edinmenin yanı sıra içki fabrikasından rafa giden yolculuğu da izleyebilir hale geldi.Şirket 6 ay içinde (McCahon ayrıntı vermese de) başarıya ulaşmaya başladı ve önümüzdeki aylarda markalarıyla bağlantılı şişeleri QR kodlarıyla bireysel olarak yayınlamayı planlıyor.

Önümüzdeki yıllarda etkileşimin ve internetin hemen her nesnenin içine gireceği ve farklı nesnelerin ortak amaçlar için hareket edeceği bir döneme gireceğiz.Bu arada insanların fizyolojik ve psikolojik olarak bu değişime ne tepki vereceğini hep beraber göreceğiz. 🙂

 

Kaynak: Pazarlama Türkiye

Haber Yayın: Yusuf Ünel

İnternet Milleti

 

 

“Bıçak, ekmek de keser adam da…”

süleyman pekinTeknoloji milletlerarası bir yarıştır. Ruhlar koşusu değil..

‘Ne kaa teknoloji o kaa mutluluk’ masaldan ibarettir. Telefonsuz, televizyonsuz köy kalmayınca boyumuz mu uzadı, yoksa ahlâksızlık katsayımız mı?

Okullarda bilgisayar sınıfları ve akıllı tahtalar, derslerde internet kaynaklı ödevler şeâirden oldu. Osmanlı’da yeniliklere karşı çıkan halkımız kendi kendinden intikam alıyor.

‘Yeni’ ne varsa bakmak, tutmak, satın almak, kapitalizm dininin alışveriş adını verdikleri ibadetin abdesti gibidir. Sanki teknoloji geliştikçe insan türü de gelişecekmiş gibi..

Orwell‘ın 1959’da yazdığı ‘1984’ romanı hâlâ hükümfermâ.. Tek bilemediği, Big Brother‘ın Amerika‘dan sonra ikinci ülke olarak Türkiye‘ye giriş yapacağı gerçeği olsa gerek.

Sorunlar karşısında söylenen, olaylar karşısında susan ama delikli demirle saatlerce konuşan ve konuştukları fındık kabuğunu doldurmayan bir güruh olduk.

Araba ve cep telefonu markalarını bilen, hangi ülkede hangi yeni gâvurluk pardon yenilik yapıldığından haberdar ve kitle iletişim araçlarının nakaratlarını tekrarlaya tekrarlaya dem sürenler âlim / bilgin; diğerleri ise cahil olarak kodlanıyorlar.

“i-pod / i-pad kullanmadın mı? Eyvah, gitti ömrünün yarısı!” Tek gram okumadan “kes, yapıştır” modeliyle internet ödevciliğinin eğitime katkısı nedir? Her evde tablet, bilgisayar olsa ne yazar, oyuncaktan başka?

Kelle başına çift telefon düşüyormuş.. Enformatik cehalete göre beyindeki hücre sayısıyla doğru orantılı vatandaşın bilinç nabzı da düşecektir.

İnternet kullanıcı sayısı yüzde bilmem kaçlara varmış.. Eee, sonrasında halkımızın buluş veya patent sayısı mı artmış, yoksa elde kitap okumayanlar sanal okuma seanslarına mı girmişler?

Oyun ve arkadaşlık siteleri, çocuklar ve gençlerden sonra, yaşça büyüyen, zihince küçülen büyükleri de sarmış durumda. Nasıl sarmasın ki! Nefisler 180. Şeytan sağlam tuzak kurmuş: İnandığı gibi yaşamak, yemiyor; yaşadığı gibi inanıyor ama herkesi inanırmış gibi yemliyor.

İnternette sen herkesi görürsün de kimesneler seni göremez. Kendini; kadınsan erkek, erkeksen kadın, çocuksan adam, yaşlıysan genç kız diye tanıtabilirsin. İçinde birikmiş ne kadar bilinçaltı saplantı varsa tatmin edersin. Bazı bazı haber spotlarına göre kaçamak yorumlar yaparsın. Bazen bir adım öne çıkar, klavye şövalyeliğiyle Don Kişot’luk mesleğine bile dalarsın.

Dedikodu, gıybet, tecessüs, haram nazar, hakaret, iftira… Rezilliğin bini bir para.. Sonra git camilerde, cumalarda mümin ara.

Müslüman doğru sözlüdür. Müslüman mutedildir. Aşırılıkları benimsemez, orta yolun yolcusudur. Müslüman yalan söylemez, yalan yere şahitlik etmez. Müslüman, kınayıcının kınamasından korkmaz. Müslüman, zalime zulmünü haykırır, dilsiz şeytan kesilmez. Müslüman, kardeşinin yüzüne söyleyemeyeceği şeyi arkasından veya internet yorumlarıyla gizli-saklı söylemez. Müslüman merttir.

Facebook‘da, Twitter‘da, YouTube’da, Linked-in’de, Skype’de, FourSquare’de, Flickr’da, Watsapp’ta ne kadar manevî paylaşım yaparsan yap; mail, mesaj, ileti gönderirsen gönder; ruhunu Kâinatın Kullanma Kılavuzuna döndermedikçe boş. Hoş, ilerde bu kayıtlar lehine delil olarak kullanılır diyorsan o başka. Aleyhe de dönebilir.

Ya okuyan, düşünen, tefekkür eden, kafa yoran, ilimle iştigal eden insanlar olun ey internet kavmi, ya da bunları seven, dileyen ve bunlar için çabalayan.. Üçüncüsü, yani ‘hayra fren, şerre motor‘ olmayın; yoksa helâk olursunuz.

İkra! Enter!

 

O imzacılara Vatan Hainliği Suçlaması

0642ABD’de Beyaz Saray’ın resmi internet sitesindeki dilekçeler bölümünde, İranlı liderlere açık mektup gönderen 47 Cumhuriyetçi senatörün vatan hainliğiyle yargılanması talebiyle imza kampanyası başlatıldı.

Beyaz Saray’ın resmi internet sitesinde, mektup yazan 47 Cumhuriyetçi senatörün vatan hainliğiyle yargılanması talebiyle imza kampanyası başlatıldı.

Beyaz Saray’ın resmi internet sitesinde yayımlanan dilekçelere, imzacılarının sayısı 30 günde 100 bini geçmesi halinde Beyaz Saray tarafından yanıt verilebilirken, senatörlerle ilgili dilekçeyi imzalayanların sayısı 2 günde 190 bine ulaştı.

Sputnik Haber Ajansı’nın haberine göre, dilekçede, “9 Mart 2015’te 47 ABD senatörü, yetkisi olmayan vatandaşların yabancı hükümetlerle müzakere etmesini yasaklayan 1799 tarihli Logan Yasası’nı ihlal ederek, vatan hainliği suçu işledi. Logan Yasası’nın ihlali ağır bir suçtur, federal yasalar altında 3 yıla kadar hapis cezasını gerektirir”ifadesi yer aldı.

ABD hükümetinin, İran hükümetiyle olası bir nükleer anlaşmaya ulaşma girişimini sürdürdüğü bir sırada 47 senatörün böyle bir mektup yazmasının“federal yasaların açıkça ihlali” olduğu savunulan dilekçede, “Bu 47 senatör, ülkemizin altını kazma girişimiyle vatana ihanet etti”yorumu yapıldı.

ABD’de 47 Cumhuriyetçi senatör, İranlı liderlere hitaben bir açık mektup yazarak, Kongre onaylamadığı sürece Amerikan yönetimiyle varılacak muhtemel bir nükleer anlaşmanın ömrünün, Başkan Barack Obama’nın iktidarıyla sınırlı kalabileceği uyarısında bulunmuştu.

Senatörler mektupta, Obama’nın 2017 yılının Ocak ayında görev süresinin sona ereceğine ancak senatörlerin görev süresinin sınırsız olduğuna ve bazı senatörlerin de on yıllarca görev yapabildiğine dikkati çekerek, “Bir sonraki başkan, bu türden bir anlaşmayı tek kalemde yürürlükten kaldırabilir ve gelecekteki yasama yıllarında da Kongre dilediği zaman anlaşmanın şartlarını değiştirebilir” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Mektup, Obama yönetimi ve Kongre’deki Demokratlar’dan çok sert tepki almıştı. Hatta mektubu imzalamayı reddeden Cumhuriyetçi senatörlerden bazıları da 47 senatörün bu hareketini eleştirmişti. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de mektubun, “ABD’nin güvenilir olmadığını gösterdiğini” savunmuştu.

Odatv.com

Türkiye’nin En İyi Belediye Başkanı Ödülü

ÖDÜLTürkiye Gençlik Ödülleri oylamasında, altı milyondan fazla oy kullanılarak, gençlerin , ‘Türkiye’nin En İyi Belediye Başkanı’ seçtiği Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e ödülü, MCD Gençlik Kulübü Başkanı Maksut Coşkun Dokunulmaz tarafından verildi.

Ödülü gençlere değer veren ve onlar tarafından çok sevilen Büyükerşen’e vermekten ayrı bir mutluluk duyduğunu belirten Dokunulmaz, “ Kendisi gerçekten gençlerin hayran olduğu bir insan, görüşmemizde kendisinden büyük destek aldık. Birlikte gençlere ve engellilere yönelik etkinlikler yapmayı düşünüyoruz” dedi.

İnternet üzerinden, Türkiye’nin en çok oy kullanılan ve en iyilerin belirlendiği Türkiye Gençlik Ödülleri törenine katılamayan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ödülünü aldı.

Altı milyondan fazla oyun kullanıldığı Türkiye Gençlik Ödüllerinde Yılmaz Büyükerşen, en yakın rakibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a iki katından fazla fark atarak, yüzde 45 oyla birinci oldu. İstanbul’daki ödül törenine katılamayan Büyükerşen’in ödülünü, MCD Gençlik Kulübü Başkanı Maksut Coşkun Dokunulmaz Eskişehir’e getirerek verdi.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen’i makamında ziyaret eden Dokunulmaz, “ Türkiye’de gençliğe yönelik projeleriyle öne çıktığı için Yılmaz Büyükerşen, gençler tarafından çok seviliyor. Bizim projelerimizde gençlerin geleceklerine yönelik olduğu için, Sayın Büyükerşen ile bizzat tanışmak ve fikirlerini almak istedim.  Projelerimize ve fikirlerimize destek verdi. Birlikte engellilere ve gençlere yönelik etkinlikler yapmayı düşünüyoruz” dedi.

        ÖDÜL1   Türkiye’nin En İyi Belediye Başkanı ödülünü gençlerin oylarıyla almaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirten Büyükerşen, “ Türkiye’nin geleceğini gençler oluşturacaktır. Türkiye’nin geleceği için gençlerimizden umutluyum. Ülkeyi bu karanlık kavgacı ortamdan gençler çıkartacaktır. Ödül töreninde onlarla birlikte olamadığım için çok üzgünüm. İnşallah gelecek yıllarda, bu değerli organizasyonda gençlerin yanında olacağım. Onların enerjisine benim ve Türkiye’nin çok ihtiyacı var” dedi.

MCD Gençlik Kulübü Başkanı Maksut Coşkun Dokunulmaz Büyükerşen’e gençlere yönelik yaptıkları projeler hakkında bilgi verdi. MCD Gençlik Kulübünün görme ve işitme engelliler için özel olarak hazırlanan hikaye kitap DVD’lerini çok beğendi.