Etiket arşivi: Hilton

KALINOĞLU’NUN KİTABI ÇORLU HİLTON’DA TANITILDI

Çorlu İş İnsanları ve Sanayiciler Derneği ( ÇİSAD ) kurucularından Ergin Kalınoğlu’nun Ceren Yayınları tarafından yayınlanan kitabı, “Suya yazdım, tutmaz dediler. Ya, BUZ TUTARSA” Çorlu Hilton Otel’de tanıtıldı.kalınoğlu tanıtım

ÇİSAD tarafından organize edilen kitabın tanıtım toplantısına Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, Çorlu Kaymakamı Levent Kılıç, Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Kemalettin Avcı, Bulgaristan Kırcaali Ticaret Odası Başkanı Alyosha Sinabov, ÇİSAD Başkanı Müjdat Ayan, ÇİSAD üyeleri e iş adamları katıldı.

Kitabın tanıtım toplantısında Başkan Ünal Baysan ve Kaymakam Levent Kılıç konuştu. Ergin Kalınoğlu’na Kaymakam Kılıç tarafından plaket takdim edildi. Kalınoğlu konuklara kitabını imzalayarak verdi.kalınoğlu tanıtım.pnga

Trakya 2000 ve Trakya Bölge gazeteleri ile çeşitli internet sitelerinde yazdığı yüzlerce köşe yazısında derlediği yazılardan oluşan “Suya yazdım, tutmaz dediler. Ya: BUZ TUTARSA” kitabının yazarı Kalınoğlu, “ Hedef asla başarı ya da başarısızlık değildi. Hedef iz bırakmaktı, imkansız olsa bile suya buz tutturmak için inatla direnmekti” diyor.

11. CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL: “ORTA GELİR TUZAĞINDAN ÇIKMAK İÇİN YENİ NORMLAR LAZIM.”

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından bu yıl 25.’si gerçekleştirilen Kalite Kongresi, iş, bilim, akademi, sanat dünyasının önde gelen temsilcilerinin katılımıyla bugün Hilton İstanbul Bosphorus Convention Center’da başladı.

kalderAçılış konuşmasını KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı ile TÜSİAD Başkan Yardımcısı S. Şükrü Ünlütürk’ün yaptığı kongrenin özel konuğu ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu. 2 sürecek organizasyonda; yenilikçi, sürdürülebilir, esnek, ezber bozan strateji, yaklaşım, yeni iş yapma biçimleri ve pazarlama yöntemleri geliştiren markaların ‘YENİ NORMAL’leri tartışılacak.

BUKET EMİNOĞLU PİLAVCI: İŞ YAPMA BİÇİMİMİZ DEĞİŞECEK

Herkesin öğrenci olduğu bir dünyaya hızla ilerlediğimizi ifade eden KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, geleceğin cahillerinin okuma yazma bilmeyenlerden değil, yeniden öğrenmeyenlerden oluşacağını söyledi. Yeni Dünya ekonomisinin verimlilik ve tasarruf talep ettiğini, dijitalleşme ve nesnelerin interneti ile üretimin insansızlaştığını dile getiren Buket Eminoğlu Pilavcı, şöyle konuştu:

“Bu noktada yeni dünyanın rakamsal verilerinden bahsetmek lazım. 1999’da kurulan WhatsApp’ın ise sadece 55 çalışanı var ve 19 milyar dolar ediyor. 1933’de kurulan THY’nin 23 bin 160 çalışanı var ve 4.3 milyar dolar ediyor.  Da Vinci Enstitüsü’nün fütüristi Thomas Frey  2030’da doktora gitmemizi gerektiren durumların yüzde 80’inin yapay zekâ ile çözüleceğini ve restoranların da yüzde 90’ının yemeklerini yaparken 3 boyutlu yazıcı kullanacağını öngörüyor. Ama bütün bunlar insan faktörünü önemsizleştirmiyor elbette. Kreatif düşünce, büyük resmi görme, ekolojik ve egolojik denge, bilgelik, holizm ve komplekslik yani hayata organizasyonlara sistemlere bütüncül bakma, kozmopolit esneklik, küresel düşünme becerileri ve kültürel farkındalık gibi yetenekler gelecekte peşinde koşulan değerler olacak. Üzerinde yaşadığımız canlıyla uyumlanma çabası, kaynaklarımızı daha etkin kullanma bilinci ve biyoçeşitliliği koruyan yaşam şekli seçimleri gelecek 10 yılın yeni ve önemli konularından olacak. Hepimizin iş yapma biçimi değişecek.”

Yoğun siyasi ve ekonomik gündeme rağmen kongreye gösterilen ilgiden mutlu olduklarını ifade eden KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu olağanüstü koşullarda birçok kongrenin iptali ve ertelenmesi söz konusu iken tam da bu zamanda bu kongreyi, bu etkililikte yapmanın KalDer’in misyonunun ve gücünün önemli bir göstergesi olduğuna inanıyorum.”

sukruS.ŞÜKRÜ ÜNLÜTÜRK: DİJİTALLEŞMEYLE YÜZLEŞMEMİZ LAZIM 

‘Yeni Normal’in son dönemde küresel düzeyde karşı karşıya kalınan değişimleri akla getirdiğini ifade eden TÜSİAD Başkan Yardımcısı S. Şükrü Ünlütürk ise tüm dünyada siyasi, iktisadi, iklim bazında büyük bir değişimin yaşandığını savundu. Bu durumun beraberinde üretim metotlarını ve iş yapış biçimlerini de değiştirdiğini kaydeden S. Şükrü Ünlütürk,  şöyle konuştu: “Dijitalleşme ve internet ile sağlıktan finansa, enerjiden gıdaya tüm sektörlerin üretim metotları ve iş yapış biçimleri değişiyor. Teknoloji, önce insanları, ardından makineleri ve nesneleri birbirine bağladı. Yakın gelecekte ise yüz milyarlarca makinanın birbirleriyle iletişimde olup, veri ürettiği bir dünyaya tanıklık edeceğiz. Yaşamın her noktasında her anında bu bilgilerin, insanların ve kurumların iş yapma biçimlerini, yaşam beklentilerini nasıl değiştirdiğini gözlemleyeceğiz. Hayallerimizin de ötesinde akıllı endüstriler, akıllı şehirler ve sonunda daha akıllı bir yeryüzü ile tanışacağız. Tüm bu gelişmeler sanayiyi de yeni bir evreye taşıyor. Gelecekte Sanayi 4.0’a uyum kabiliyeti ve dijitalleşmenin tüm kurumlarda en üst seviyede sahiplenilmesi, rekabetin en temel belirleyicileri olacak. Er ya da geç tüm şirketler iş modellerinde, üretim süreçlerinde dijitalleşmeyle yüzleşmek durumunda kalacak. Dijitalleşmenin baş döndürücü seyri yenidünyanın para biriminin hız olduğunu açıkça ortaya koyuyor.”

abdullah-gulABDULLAH GÜL: ORTA GELİR TUZAĞINDAN KURTULMALIYIZ 

KalDer’in çalışmalarını yakından takip ettiğini ve iş dünyasının öncü, prestijli kurumlarından biri olarak gördüğünü ifade eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de yaptığı konuşmada 25. Kalite Kongresi’nde bulunmaktan dolayı memnuniyetini dile getirdi. Türkiye’nin 800 milyar dolarlık milli gelir ile orta gelir tuzağına düştüğünü, bu tuzaktan çıkmak için de yeni normlar gerektiğini dile getiren Abdullah Gül, şunları söyledi:

“Yeni normlar eğer tatmin edici değil ise rıza göstermemek, her zaman daha güzele, mükemmele, kaliteliye ulaşmak için zorlamak gerek. Ülkemizin nüfusu 80 milyonu aştı. Bu nüfusun yüzde 40’ı 25, yüzde 25’ i ise 15 yaşın altında. Artan nüfusun iş bulabilmesi için Türkiye’nin her yıl en az yüzde 5 büyümesi gerekli. Bu iklim vakit kaybedilmeden oluşturulmalı. Ülkemizin tekrar ekonomik ve demokratik reformları yaptığı döneme dönmesi gerekli. Genç dinamik nüfusumuzu demokratik standartlarla, hukukla birleştirdiğimizde ancak üretken olabiliriz. Malum ülkemizin çok zengin tabii kaynakları yok. O nedenle tüm enerjimizi genç nüfusla hukuku, özgürlüğü birleştirmeye vermeliyiz. Bunları birleştirdiğimizde Türkiye’nin çok büyük bir enerjisi ortaya çıkacaktır. Beşeri sermaye olarak gördüğüm bu nüfusun nitelikli hale gelmesi gerçek anlamda sermayeye dönüşecektir.”

Defileden Önce Osmanlı Konseri

osmanlı manken.jpg1Başbakanlık Tanıtma Fonu Temsilciliğinin katkılarıyla Medyadoktoru Yapım firması tarafından, Osmanlı döneminde günlük yaşamda kullanılan kıyafetlerin, günümüze uyarlanacağı “Şehr-i Medeniyet İstanbul (Osmanlı Kültür Defilesi) 27 Mayıs’ta Gülnur Güneş tasarımlarıyla, Asil Çağıl koreografı, dizi ve sinema oyuncusu Elif Tayhan ve Kerem Baydar’ın sunumuyla Sütlücede bulunan Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn da gerçekleşecek. Projede birçok önemli model dışında Özge Ulusoy baş model olarak önemli tasarımları tanıtacak.. Geceye birçok protokol ve sanatçının da katılması bekleniyor.

UĞURLU: ‘DEFİLEDEN ÖNCE OSMANLI KONSERİ’’

Neden Osmanlı hep kaldığı yerden anlatılıyor sorusuna ise Yapımcı Savaş Uğurlu, ’27 Mayıs’ta gerçekleştireceğimiz defilemizde Türkiye’nin en önemli topluluklarından olan Yılmaz Özfırat önderliğindeki Ottoman Korosu da 35 kişilik ekibi ile izleyenlere Osmanlı döneminin eserlerini söyleyecek. Şehr-i Medeniyet İstanbul (Osmanlı Kültür Defilesi) Projesinde geçmişe dönük, hasret kaldığımız ve Osmanlı dönemine ait kültürümüzü günümüz dönemine uyarlayıp, modernize ederek, bugünün gençliğine hatırlatarak, ortaya bir sanat eseri çıkaracağız. Ülkemizin uluslararası platformlarda tanıtımına büyük katkı sağlayacak Şehr-i Medeniyet İstanbul (Osmanlı Defilesi) Uluslararası platformlarda anlaşılabilir olmalı ve görülebilmeli. Türkiye’yi dünyada kültürleri ile tanıtmak istiyorsak, bu tür projeler daha sık yapılmalı. Defilede 2015 kaftanı olacak. Büyük büyük kıyafetler değil, modernize edilmiş şeklini göreceğiz. Çok abartılı olmayacak. İsmi Osmanlı Defilesi fakat proje günümüze uyarlanmış olacak. ‘Yeni bir moda akımı’ diyebiliriz buna. Hiç görülmemiş kıyafetler göreceğiz. Tarzı çok farklı olacak. “dedi

GÜLNUR GÜNEŞ: ”4 MEVSİM OSMANLI”

osmanlı manken.jpg bayanBaşbakanlık Tanıtma Fonu Temsilciliği dışında özel kumaşları tahsis eden Kaptan İnternational Textile, Malatya Pazarı, Eyüp Belediyesi, Zeyn Dekarasyon, İnter Press katkıları ile gerçekleşecek projede, hazırlanacak 20 parça özel kıyafet için ekibiyle gece gündüz çalıştığını belirten Gülnur Güneş, şu bilgileri verdi: “Bazı motifler vardır, daha ilk görüldüğü anda geçmişin izlerini yaşatır, bir bağ kurarsınız aranızda. Şehr-i Medeniyet İstanbul (Osmanlı) Kültür Defilesinde 4 mevsim Osmanlıyı yaşayacağız. Milletlerin yaşadığı dönemi, kültürünü anlatan bir sır gibidir. Bu sırla beraber Türk motiflerinin estetik yapısını ve zenginliğini taşıyabilecek ‘’ Şemse ‘’ koleksiyonu günümüz kadınının modern duruşuyla, geçmişin tasarım geleneğini stilize ederek buluşturmak amacıyla tasarlanmıştır. Kimi zaman su yüzeyindeki renklerin ahenkli dansıyla, kimi zaman geometrideki evrenin sonsuzluğu ifadesiyle, koleksiyonun detaylarına rastladığımız bir şölen haline dönüşmüştür. Koleksiyonu’muzda gelinliğimize ilham veren Arapça kökenli olan şemsenin(güneş) parlaklığını ve ışıltısını alan tasarımlarımız olacak. Küçük detaylar, bazen form, bazen aksesuar bazen de desen ve motiflerde Osmanlı’yı günümüz gözüyle tasarlayacağız. Osmanlı tasarımı denildiği zaman hemen kaftana benzeyen şeyler yapılması taraftarı değilim. Biraz daha modernize edilip, günümüze uyarlanmalı ki, bugünün gençliği de o süreci algılayabilsin ve onlarda merak uyandırsın. Bu yüzden bazen biçimde çok modern bir kıyafet göreceğiz ama orada kullandığımız kumaş Osmanlı olacak. Bazen kıyafetin formu Osmanlı’yı hatırlatırken, kullandığımız kumaş çok modern olacak. Biraz daha iki dünyayı birleştirmenin derdindeyiz. Ellerimizde daha farklı görseller var. Bunlar hem doğru hem de günümüze çok çıkmamış gravürler ve minyatürler. Akademisyenler biliyor ama işin kültürel olarak çok bilinmeyen görseller. Bunları kullanarak yeni yorumlar yapmaya çalışıyoruz. Osmanlı’nın günlük kullandığı kıyafetler, günümüz gözüyle, bu döneme yakın kostüm tarzında kıyafetler olacak. Bu kıyafetleri 20 parçaya eşit dağıtacağız. Günümüze uyarlanmasındaki en önemli sebep ise uzun vadede düşünüldüğü için, günlük kıyafetler de olsun ki insanlar en azından alınabilir, giyilebilir bir Osmanlı da olabileceğini anlayabilsin. Ulaşılmaz, fanus içinde bir Osmanlı olmasın” değerlendirmesinde bulundu.

“Yeni bir moda akımı olmasını umuyoruz” osmanlı manken

Gülnur Güneş, projenin yeni bir moda akımı oluşturmasını istediklerini ifade ederek, çalışmaları devam eden projenin Mayısta düzenleneceğini belirterek, ”Şehr-i Medeniyet İstanbul (Osmanlı Kültür Defilesi) projesine bir bütün olarak bakılmalı. Nostaljiyi doğru algılamak ve yorumlamak gerek. Projemizde nostalji kısmını biraz daha kültürel formasyonla birleştirip, hem Osmanlı kültürümüzü eksik bilenlerin hem de modayla ilgilenenlerin ilgisini çekecek ortak bir dil bulmaya çalışıyoruz. Bu kıyafetlerin hepsinin bir hikayesi var. Osmanlı her kadının giydiği kıyafetlerin hikayesi var. Evde, sokakta neden onu giyiyor, neden o rengi tercih etmiş, neden o oyayı kullanmış? Bu topraklarda buna benzer milyonlarca hikaye var. Bu hikayelere dikkati çekmeye çalışıyoruz. Tarihi modayla anlatmaya çalışıyoruz. Şu anda modayı lider götüren ülkeler Fransa ve İngiltere geçmişlerini çok iyi kullanıyor. Bunu filmlerinde ve defilelerde kullanıyorlar. Bizim eksiğimiz yok, fazlamız var fakat çok basit klişelere sıkışıp kalmış vaziyetteyiz. Bu topraklarda çok daha fazlası var hatta pek çok noktada, onların ‘modamız’ dediği şey bizim topraklarımızdan gitti. Niyetimiz biraz geçmişe de sahip çıkmak.” dedi

Projedeki Tasarımlarla alakalı bazı detaylar;

ÇİNTEMÂNİ

 

Orta Asya kaynaklı olan bu motif Yavuz Sultan Selim’ in Tebriz’ i alıp burada ki sanatkarların İstanbul’ a getirmesinden sonraya rastlamaktadır. Sanatımıza Tebriz’ li Türk sanatkarlarının armağanı olduğu düşünülmektedir. Osmanlı sanatkarları bu motifi güç, kuvvet ve saltanat sembolü olarak kabul etmişlerdir. Padişah kaftanlarında bu dönemde sıkça kullanılmıştır.

 

 

MÜNHANÎ

 

Selçuklu döneminde başlayıp, Fatih dönemine kadar devam eden bir motiftir. Kökleri aynı yerden çıkıyormuş gibi çizilir. Türk süslemesinde soyut motifler grubu içerisinde yer almaktadır. Münhanî süsleme sanatlarımızda “ eğri çizilmiş ” anlamına gelmektedir. Selçuklu mimarisinde bu motif sıkça karşımıza çıkmaktadır.

 

EBRU

 

Kitreli su üzerinde, özel hazırlanmış boyalar ile desenlerin kağıt üzerine geçirilmesiyle meydana gelen bir sanattır.

Kaynaklarda Türkistan’ da ki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılara geçmiştir. Batı’ da ebruya “ Türk Kağıdı “ ya da “ Mermer Kağıt “ olarak isim verilmiştir.

 

İskep’ten Odak Grup Toplantısı

iskep

Dezavantajı bireylerin istihdamının önündeki engelleri kaldırarak işgücü piyasasına erişimlerini artırmak amacıyla yürütülen İstihdam İçin Koordinasyon ve Eğitim Projesi (İSKEP) kapsamında işveren odak grup toplantısı yapıldı.

Hilton Otel’de gerçekleştirilen toplantıda İstihdam Uzmanı Nurgül Öğüt ile Uzman Ferda Kaya tarafından bilgiler sunuldu.

Büyükşehir Belediyesi’nin hedef grupları olan ‘Engelli Bireyler’, ‘Yoksullar’ ve ‘Çalışan Çocukların Aileleri’ için üç ayrı oturumun düzenlendiği toplantıda işverenlerle dezavantajlı grupların karşılaştıkları sorunlar ve çözüm yolları masaya yatırıldı.

Programda işgücü piyasasında en çok hangi mesleklere ve becerilere ihtiyaç duyulduğu ve bu meslek ve beceriler için hangi eğitimlerin yapılması gerektiği incelenirken hangi sektör ve mesleklerde istihdam artışı yaşandığı ve hangi alanlarda yeni yatırımlar planlandığı da ele alındı.

iskep2