Etiket arşivi: Hikayesi

AĞRININ HİKÂYESİ Duadan Ağrıkesicilere

Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından yayımlanan Ağrının Hikayesi: Duadan Ağrıkesicilere adlı kitap raflardaki yerini aldı. Tıp ve Tıp Tarihi kategorilerinde yayınlanan kitap, Londra Üniversitesi Birkbeck Tarih Profesörü Joanna Bourke tarafından kaleme alındı, Ebru Kılıç tarafından Türkçe’ye kazandırıldı.

Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından yayımlanan Ağrının Hikayesi: Duadan Ağrıkesicilereadlı kitap raflardaki yerini aldı. Tıp ve Tıp Tarihi kategorilerinde yayınlanan kitap, Londra Üniversitesi Birkbeck Tarih Profesörü Joanna Bourke tarafından kaleme alındı, Ebru Kılıç tarafından Türkçe’ye kazandırıldı.

Ağrıyı hastalık ve hastalık grupları üzerinden değil, ağrı çeken bedenin takdir edilmesi yoluyla daha iyi anlayabileceğimize inanan Joanna Bourke, içimizdeki en yakarıcı tonları açığa çıkaran sesin ağrı çeken insanın sesi olduğunu vurguluyor. Istırabın paylaşılan, insan olmanın anlamını bir ağ gibi yoğun bir şekilde sarmalandığını ifade ettiği Ağrının Hikayesi: Duadan Ağrıkesicilere, bir ağrı olayının her zaman bireyin yaşamına ait, onun yaşam öyküsünün bir parçası olduğunu belirtiyor.

Kitap, ağrı çeken insanların kullandığı dilleri analiz ederken, ağrıyla ilgili derin bir kavrayışa sahip olmak isteyen, ağrı klinikleriyle, palyatif bakımla, ağrı araştırmalarıyla ilgisi olan, hastaları ve kendileri için ağrının anlamını bilmek isteyenler okuyucuları hedefliyor. Kitap, ıstırabın hastalar, doktorlar ve hemşireler arasındaki klinik karşılaşmalarda nasıl bir rol oynadığı, ağrı çeken bir insanın kıvranan bedeni ve söze dökülmeyen inlemelerine tanık olduklarında, bazı tanıkların neden buna sırtını döndüğü ve metaforik ağrı dilleri incelendiğinde, ağrının algılanmasındaki tarihsel değişiklikler hakkında nasıl spekülasyonlarda bulunabileceğimizi sorguluyor.

Joanna Bourke, üç yüzyıllık Batı literatüründen yararlanarak, ağrı pratiğinin, dil, kültür ve beden arasındaki dinamik iç bağlantılar sürecinde inşa edilme ve yeniden kurulma biçimlerini tarihsel olarak inceliyor.

Künye Bilgisi:

Yazar: Joanna Bourke

Çeviren: Ebru Kılıç

Fiyat (KDV Dâhil): 38 TL

ISBN: 978-605-2116-81-4

Barkod: 9786052116814

Ürün Sırası: 187

Ana Kategori: Tıp, Tıp Tarihi

Ebat: 16,5 x 24 cm

Sayfa Sayısı: 375

Kapak Türü: Karton Kapak

Koç Üniversitesi Yayınları Sertifika no: 18318

Koç Üniversitesi, Rumelifeneri Yolu 34450 Sarıyer-İstanbul +902123381000

kup@ku.edu.tr • www.kocuniversitypress.com • www.kocuniversitesiyayinlari.com

Koç Üniversitesi Yayınları Hakkında

Koç Üniversitesi’nin “mükemmellik merkezi” olma hedefinin barındırdığı öncülük arzusunu benimseyen Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY), yayımladığı kitapları, kendi alanlarının en ileri bilgisini sunacak başlıklar arasından seçiyor.

Burasının Bilgisi dizisinde, bu coğrafya hakkında ve/veya bu coğrafyadan (geniş anlamıyla Ortadoğu) araştırmacılar tarafından yazılmış kitaplar yer alıyor. Literatüre ciddi katkı sağlayan, paradigmaları sorgulayan ya da değiştiren, daha önce kullanılmamış bulguları ya da uygulanmamış analiz yönetimlerini benimseyen önemli çalışmalar bunlar. Tarih, sanat tarihi, siyaset, sosyoloji, arkeoloji, cinsiyet çalışmaları, kültürel çalışmalar alanlarında yapılmış araştırmalar öne çıkıyor.

Uçbeyleri dizisi genel okuru hedefleyen, her alt dizide o alanda bildiklerimizin sınırını ortaya koyan (“state-of-the-art”) ya da o sınırı ileri taşıyan, iyi yazılmış, ilginç ve ufuk açıcı kitaplardan oluşuyor. Pozitif bilimler, beşeri bilimler, sosyal bilimler, edebiyat kuramı, sanat, hukuk, tıp, etik gibi alanlar bu dizinin kapsamına giriyor.

Maddiyat dizisi Uçbeyleri’nin yaklaşımını finans, ekonomi, işletme, inovasyon, girişimcilik alanlarına uyguluyor.

Tuhaf Etki dizisiyse adının da çağrıştırabileceği gibi Türkçenin, okunduğunda “tuhaf bir etki” bırakan ayrıksı metinlerini bir araya getirmeyi amaçlıyor. Dizide daha önce yayımlanmış ama değeri bilinmemiş ya da unutulmuş kitapların yanı sıra, ilk kez yayımlanacak çalışmalar da yer alıyor.

KÜY kitapları; radikal demokrasi yaklaşımını, çağdaş sanat dünyasının sorunlarını, mülkiyetsiz yapıp yapamayacağımızı, hayvanlarla insanların ortaklaşa yaşadığı bir toplumun temel ilkelerini, uygarlık dediğimiz şey yıkılırsa sıfırdan nasıl başlayabileceğimizi, küresel ısınmanın arz dengesini, toplumsal adaletin nasıl kurulması gerektiğini, genç olma takıntımızın sonuçlarını, acının tarihini, insanlığı nasıl bir genetik geleceğin beklediğini sorguluyor. Her yıl artan başlık sayısıyla KÜY, hem akademik yayıncılığın, hem de entelektüel dünyamızın boşluklarını en etkili şekilde doldurmaya çalışıyor.

KÜY kitaplarının satışlarından elde edilen gelir, Koç Üniversitesi öğrencilerine burs vermekte kullanılıyor.

 

 

Haber Yayın: Yusuf Ünel

DELİ DUMRUL DEVLETİ

DELİ   DUMRUL  DEVLETİ

 

süleyman pekinİçimizde bazılarının Devlet kurmaya pek bi merakı var. Fakat devlet kurmak turşu kurmaya benzemez. Ki turşu kurmanın bile bir bilgi – birikim altyapısı var. Oysa bunlar beş kişi bir araya gelip yardım derneği kurmaya benzetiyorlar herhalde bir devlet kurgusunu. Zaten o yardım derneğinde de sermaye sıfırdır; sizden – bizden para toplarlar, toplama sırasındaki masraf ve mesailerini keserler, sonra da bir dinî merasimi andıran uygulamalarla teslimat organizasyonları yapıp kayıt altına alırlar. Tabii yazılı değil görsel kayıt.. Ve sanki mal, para yardımından çok din, iman yardımı üzerine bir strateji..

Millet egemenliğine dayalı parlamenter sistemde 97 yılı deviren Cumhuriyet, nöronları farklı işleyen bir kafaya göre besmelesiz kurulduğu için yıkılıp yeniden kurulması sorun teşkil ediyordu. Hadi TBMM Cuma günü dualarla, tekbirlerle açıldı diyelim; o zaman Cumhuriyet bir pazartesi günü aniden ve mebusların tamamının oyunu almadan geçti’ye geçecekler. Sanki 1920’den beri farklı bir rejim tasavvuru varmış gibi.. Bir bakın son 15 yılda Meclisten ne acayip yasalar geçmiş, bir gece ansızın neler değişmiş?

Bu hafta onları değil bakmadığınız tarafları konu edindim. Ve bence Hükümetin en başarılı olduğu alan; vergi toplama. Rahmetli Kemal Unakıtan’dan Ali Babacan’a, Mehmet Şimşek’ten Naci Ağbal’a; yeni vergi kalemlerinde, vergi oranlarının artırımında, yılbaşıyla birlikte katlanır zam miktarlarında ve akla – hayale gelmeyecek yöntemlerle tekeden süt sağımında hepsi on numara, beş yıldız.

Mesela elektrik faturama 0.214069 birim fiyatı üzerinden 67.86 Tüketim Bedeli yazmışlar; üşenmemiş 0.11776025 birim fiyatı üzerinden de Dağıtım Bedeli yazmışlar. Yani tükettiğim elektriğin bana girişi oldukça çarpıcı şekilde çifte kavrulmuş leblebi gibiymiş, haberim yok. Bitti mi; bitmedi: 0.68 lira Enerji Fonu, 1.36 TRT Payı, 3.39 da Belediye Tüketim Vergisi.. Çaktırmadan Başiskele Belediyesi’yle beraber ortak tüketiyoruz, TRT – Fon da gramafon..

Mesela su faturama 1.Tarife Su Tutarı 20.60 ayrı, 2.Tarife Su Tutarı 26.32 ayrı olmak üzere 46.92 yazmışlar; yetinmemişler 23.46 liralık da Atıksu Tutarı çiziktirmişler. Ya ben o suları içip içip atmadıysam helalliği benden musallada mı alacaksınız? Yetti mi; yetmedi: Biri % 8 biri % 18’lik iki ayrı KDV, bir adet ÇTV, 3.09 liralık da Bakım Ücreti faturaya çok sanatsal bir biçimde yansıtılmış. İSU’cum senede bir uğramasa bile her ay bana uzaktan bakacak kadar bakımlıdır.

Mesela ev internet ve cep telefonu faturama önce bi güzel % 18 KDV, yanında bi de % 5 ÖİV konduruyorlar ya sevildiğimi anlıyorum. Mesela arabama 1 litre benzin alacaksam hiç üşenmiyorum 2 litre kadarlık da devletime benzin deposundan vergi dolduruyorum. Tapu Harcı, Damga Vergisi, KKDF (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu), BSMV (Banka Sigorta Muameleleri Vergisi) vs. vs. toplamda 670 çeşit vergiyle aramızda nasıl bir seviyeli ilişki olduğunu hesap edemesen de tahmin et ey halkım.

Mevzu uzamasın; âdetimiz üzere bir sorun – sıkıntı beyan ediyorsak muhakkak bir de çözüm önerisi sunarız. Örneğin Osmangazi Köprüsü’nü çok beğendim. Hele hele İzmit Körfezi’nde oturan biri olarak düğünde takılan ilk bilezik kıvamında.. Ama asıl ödeme usulüne hayran oldum. Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilen Köprüden günlük 40 bin araç geçiş garantisi verilmiş. Daha 10 bin geçen aracı yeni bulduğu için her gün 30 bin geçmeyen aracın vergisi bizde. Başlangıçta 130 lira civarındaki geçiş bedeli araç geçişini teşvik önce 90’a, sonra da 65’e indirilmiş. Bu arada Topçular – Eskihisar arasında arabalı vapurla araç taşıyan İDO’nun İngiliz Ortağı bize de garanti verildi diyerekten soluğu mahkemede almış. İşin güzeli ne köprüden ne de arabalı vapurla geçmediğim halde ikisinden de geçmeme ücretimi faturalarla tıkır tıkır ödüyorum. Tam Deli Dumrul’un Köprüsü misali.. Hani kuru deredeki tahta köprüden geçenden 1 akçe, geçmeyenden sopayla 2 akçe alıyordu ya kötekleri kafamda hissediyorum.

Yeni devlet teranelerinde yeni isim düşünenlerin aklına Dede Korkut Hikâyeleri’nden isim düşüreyim; hem tarih hem Türklük kokuyor: Deli Dumrul Devleti.

Hatice Ergen Çakır Çanakkaleli Okurlarıyla Çanakkale Kitap Fuarı’nda bir araya geliyor

 

ıslak mektuplar11 Nisan Cumartesi günü Çanakkale Kitap Fuarı’nda düzenlenecek olan imza gününde, Hatice Ergen Çakır Islak Mektupların Hikayesi 1 ve Islak Mektupların Hikayesi 2 adlı kitaplarını okurları ve kitapseverler için imzalarken,  onlarla karşılıklı sohbet etme fırsatı da bulacak.

Aşka dair şiir, deneme ve mektupları ile okurlarının büyük beğenisini kazanan ve edebiyat dünyasında kendine yer bulan Hatice Ergen Çakır ‘ın, ana teması aşk olan kitapları şiir, deneme ve mektuplardan oluşuyor. Hatice Ergen Çakır bunu yaparak ilklere imza atmış durumda…

Çok kısa zamanda Okurları tarafından kabul gören Yazarımızı biraz tanıyalım.Hatice Ergen Çakır kimdir?

1976’da İstanbul Bakırköy’ de doğdu. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimini İstanbul’ da tamamladı. Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi Kamu Yönetimi mezunu olan şair ve yazar, ayrıca Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünden başarıyla mezun oldu. Bir çok sosyal ve kültürel faaliyetlerde etkin rol aldı. Çeşitli kurslarda eğitimler aldı. İş hayatına babasının yanında başladı ve 4 yıl özel şirketlerde yönetici muhasebecilik yaptı. Stajyer anlamda gazetecilik deneyiminin yanı sıra gönüllü eğitmenlik ve rehberlik yapan şair , Özel Başkent İletişim Bilimleri Akademisinde; Diksiyon, Spikerlik ve Sunuculuk eğitimleri aldı. 1994 ten itibaren yüzlerce şiir ve denemeleri bir çok radyoda okundu ve takdir topladı.  Çeşitli antolojilerde ve gazetelerde şiir ve yazıları yayınlandı.  İlk kitabı Islak Mektupların Hikâyesi 1 ile edebiyat eleştirmenlerinin de dikkatini çeken yazar ve şair, birinci kitabının devamı olan Islak Mektupların Hikâyesi 2 ile tekrar okurların karşısında…

ıslak mektuplar.jpg2Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde gerçekleştirilen ve girişin ücretsiz olduğu Çanakkale Kitap Fuarı, 4 Nisan-12 Nisan tarihleri arasında ziyaret edilebilir.ıslak mektuplar.jpg3