Etiket arşivi: heyeti

Tarım ürünleri ihracatında 2023 hedefi 40 milyar dolar

AGROEXPO Fuarı’na Alım Heyeti Dopingi

Tarım ürünleri ihracatında 2023 yılında 40 milyar dolar ihracat hedefleyen Türk ihracatçıları her uluslararası organizasyonu Türk ihracatını arttırmak için kullanıyor.

Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan AgroExpo 2019 Fuarı kapsamında düzenlenen Alım Heyeti Organizasyonu dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçılarda Türk ihracatçıların büyük buluşmasına sahne oldu.

Ticaret Bakanlığı desteğiyle, Ege İhracatçı Birlikleri tarafından Fuar İzmir C Holü’nde düzenlenen “Alım Heyeti Organizasyonu”na Rusya, Ürdün, Yunanistan ve Moldova’dan 10 firma katılırken, farklı sektörlerde üretim ve ihracat yapan yerli firmalar ile onlarca ikili iş görüşmesi gerçekleştirdi.

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından 7 Şubat’ta açılışı gerçekleştirilen AgroExpo 2019 Fuarı’nın ikinci günü görkemli bir “Alım Heyeti Organizasyonu”na sahne oldu.

Tarım ürünleri ihracatında 2023 hedefi 40 milyar dolar

Türkiye’nin yıllık 22,6 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracat rakamına ulaştığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, AgroExpo Fuarı Alım Heyeti Organizasyonu ile amaçlarının Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatını 2023 yılında 40 milyar dolara çıkarmak olduğunu kaydetti.

Ege Bölgesi’nden yapılan tarım ürünleri ihracatının 2018 yılı sonunda ilk kez 5 milyar dolar barajını aştığı bilgisini veren Celep, “Ege Bölgesi’nin tarım ürünleri ihracatında ihracat hedefimiz 10 milyar dolar. Bu organizasyonlar bizi bu hedefe götürecek” şeklinde konuştu.

Türk Sağı’nın Amerikan Seviciliği

TÜRK SAĞI’NIN AMERİKAN SEVİCİLİĞİ

 

Yada TÜRK HALKI’NIN BATI SEVİCİLİĞİ başlığı mı daha uygun düşerdi? Osmanlı’dan bugüne milliyetçi ve muhafazakâr özellikleriyle maruf halkımızın Tanzimat sonrasındaki 180 yıllık zaman zarfında İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika gibi ülkelerle münasebetlerine bakın; ya vassal & senyör ilişkisidir, ya da metres hayatıdır. Ve fakat milliyetçiliğimizden, muhafazakârlığımızdan da kıl kadar eksilme olmamıştır nedense.

1838 Baltalimanı Antlaşması ile 1948 Marshall Yardımı Anlaşması arasında metbuiyet ilişkisi bakımından bir fark yoktur. Veya 2008 AB Müktesebâtı..

Osmanlı saraylarında görev yapan cariyeler arasında has odalık, peyk ve gözde olanların ‘ikbal’ yani Padişahla karı-koca hayatı yaşayan ama genelde çocuk sahibi olmayan ünvana erişmek için yarış vardı. 4 ilâ 6 arasındaki bu maaşlı ikballerin bir tanesi de ‘baş ikbal’ pozisyonuna yükseltilirdi. Şimdilerde diyeceğim ama değil, Atatürk sonrasındaki 70 yılın özeti; Batı’nın padişah olduğu ve bizim de göze girmek için birçok şeyi yaptığımız, roller bakımından da tarihî gerçeklikle ters orantılı bir hâli andırmaktadır.

Ben de dahil olmak üzere milliyetçi-ülkücü camia ile muhafazakâr-İslamcı camia evvelâ ülke içinde Komünizme karşı geliştirdikleri Cihad anlayışını 1979-1989 arası Rusya’nın Afganistan’ı işgaline karşı, 1992-1995 arası Sırbistan’ın Bosna-Hersek’i işgaline karşı, 1994-1996 arası yine Rusya’nın Çeçenistan’ı işgaline karşı hep zinde tuttular; gerek kültürel etkinliklerle ve gerekse sahada çarpışarak.

Hatta dıştan ‘sağ’ olarak adlandırılan bu yapılanmaların ilk kanadı ikincisi olmaksızın 1991-1994 arası Ermenistan’ın Karabağ’ı işgalinde ve 1997, 2001, 2002, 2009, 2013 gibi yıllarda tansiyonu daha da yükselen Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne karşı cihadımsı faaliyetler yürüttü.

Yalnız Şair’in “Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihad” dediği gibi bu cihad bir tek Batı’ya sökmedi. Ne Amerika’nın 1991’de Irak’ı ilk işgalinde, ne 2003 ile 2011 arasındaki ikinci işgalinde; ne de 2011’de ABD ve müttefiklerinin hem Libya’da hem de Suriye’de bombardıman ardı iç savaş çıkarmalarında cihad’ın ‘c’si söz konusu olmadı. Hatta her birinde ya yancılık veyahut figüranlık, illâ bir rol kapmaya da çalıştık.

Bu durumu 2013’te Âkil Heyeti’ne cihadın hep Batı ötesi devletlere yönlendirilmesi meyanında “Türk Milletinin imanını Amerika mı kontrol ediyor?” diye sormuş ve 2014’te de “Âlem-i İslâmın imanını İngiltere mi kontrol ediyor?” diye genişleterek yazıya dökmüştük. Ve hatta o yıllardaki bir başka yazıda “Ne güzel iş, yürüyüş kararı gibi Amerika’dan sipariş: “Cihad yapılacak; yap!” demiş idik.

Netice-yi kelâm, Miraç Gecesi Ortadoğu’da Müslümanlar dua ve niyazdayken Amerika, İngiltere, Fransa Suriye’yi bombaladı. Yok kimyasal silahlarmış, yok kıyamet füzeleriymiş, yok diktatörlükmüş; biz bu filmi çok gördük. Hastalığı teşhis eden biri olarak cihad falan beklediğimiz yok da bari bir kınama olsaydı. Afrin Operasyonu’nu başarıyla ama Putin’in aleni, Esad’ın da örtülü desteğiyle tamamlayan bir ülkenin en azından kendi pişmiş aşına su döktürmeyecek sözler söylemesi gerekirdi.

Ne dedik: Destekliyoruz. Nasıl dedik: “Atılan füzeler içimizi serinletmedi; çok az vuruş yapıldı.” Ne demedik: Hukuksuz saldırı, içişlerine müdahale, barışı bozma ve savaşı derinleştirme. Niye demedik: Batı seviciliğimizden, Amerika’yla metres pardon stratejik ortak olmak isteyişimizden.

Bazılarının zihninde Amerika maalesef Allah’tan daha büyük bir yer kaplıyor.

Cerattepe heyeti Sakarya’da

Artvin Hizmet Vakfı başkanı Mustafa Melek başkanlığındaki heyet Sakarya Artvin Turizm ve Folklor Derneği’nde Artvin’de yaşananlar hakkında bilgi vermek ve Sakarya’dan aldıkları destek için teşekkür ziyaretinde bulundu.

Doç. Dr. Mustafa Melek; Duyarlı Sakarya halkına ve sivil toplum kuruluşlarına Artvin halkı adına teşekkür ediyoruz.

Heyette bulunan Yeşil Artvin Derneği Yöneticisi Hasan Yüksel,  Cerrattepe’de konusunda mahkemelerden olumlu bir karar çıkmaması durumunda konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını söyledi.

Çevre illerin Artvin Dernek Başkanları Sakarya Artvin Turizm ve Folklor Derneği’nde bir araya geldi. Toplantıda konuşan Artvinliler Hizmet Vakfı Başkan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Melek Sakarya’da olmaktan memnuniyet duyduklarını söyledi. Ve, Artvin çevre platformları olarak Türkiye genelinde düzenlediğimiz imza kampanyasına, duyarlı Sakarya halkının ve sivil toplum kuruluşlarına,  Artvin’in doğasının korunmasına,  Artvin Cerattepe konusunda Sakarya’da yapılan çalışmaları takdir ettiklerini belirten Melek, Sakarya kamuoyuna Artvin Halkı adına teşekkür etti..

Halk var olma mücadelesiyle karşı karşıya

Mustafa Melek, “Artvin’de olup biteni gözden geçirdiğimiz zaman insanın aklına farklı şeyler geliyor. ‘Bu şehri boşaltmak mı istiyorlar‘ diye. Çünkü bu politikalar Artvin ilinin yok olmasına kadar varabilecek doğrultuda planlı, programlı politikalar olduğunu herkes görebiliyor. Şehri turizmle kalkındırabileceğimizi iddia ediyoruz.
Ama yapılanlara bakın. Bütün vadilerde HES yapılmaya çalışılıyor. Artvin halkı bir var olma mücadelesiyle karşı karşıya” dedi.

Hasan Yüksel ; Biz şovenlik yapmıyoruz

Yeşil Artvin Derneği Yöneticisi Hasan Yüksel ise yaptığı konuşmada sadece Cerrattepe için değil şehirdeki tüm taş ocaklarına karşı mücadele ettiklerini söyledi. Yüksel, bu doğrultuda Mart ayında yürüyüş ve panel programları tertip edeceklerini açıkladı. Yüksel, “Artvin’imizde 323’ü aşkın maden ruhsatı var.
Küçücük Artvin’deki HES’lerin sayısını bilmiyoruz.
Şu anda haksız yargılamalar, sorgulamalar Cerrattepe’de devam ediyor.
Mahkemelere ulaşım hakkı bile engelleniyor.
Biz mahkemeden olumlu bir şey bekliyor muyuz, hayır. Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımak üzereyiz” dedi.

 
Kimliğimizde Artvin yazmasından çok mutluyuz” diyen Hasan Yüksel, “Çok büyük hukuksuzluklar yaşanıyor. Bunları herkese aktarmamız, anlatmamız lazım. Crerattepe’de HES ve maden işletmecileri Artvin şartlarına göre çok yüksek ücretler veriyor. Güvenlikçiye 1,700, çalışana 2 bin 900, kamyon sürücülerine 2 bin 300 TL para veriliyor. Büyük paralar dağıttılar içerdeki iç dinamiği kırmak için çok para verdiler. Herkese köy muhtarlarına iş verdiler.
Bunlar sırf iç dinamiği kırmak için yapılan şeylerdi. Lütfen Artvinliler gelsin ve topraklarına sahip çıksın” diye konuştu. Sakarya Artvin Turizm ve Folklor Derneği’ndeki toplantı yapılan istişarelerle son buldu.
Şerif Sarı / Sakarya