Etiket arşivi: Hendek

Menbiç Ve Kandil İçin Gidişat Analizi

 

 

            Dış politika iç politikadan öce gelir. Ve asıl itibar saray – şatafat değil ordaki başarıdır.

 

Cumhuriyet’i kuran kadro Osmanlı’nın yükseliş devrinden bu yana en başarılısıdır. Bilhassa 1938’e kadarki Atatürk öncüllüğü, çamura saplandıkça ilkelerinin kıymetini idrâke başladığımız bir özgünlüktedir.

2002’ye kadarki sağ’lısol’lu ve bazen koalisyonlu Hükümetler, kurucu iradenin ilkeselliğinde idare-i maslahatla yılları desteleyip durdular; ne ileri, ne geri.

Yıl olarak M.Kemal Atatürk’ten daha fazla ülkeyi yönetme imkanı bulan Adalet – Kalkınma yada R.Tayyip Erdoğan Hükümetleri “Tezkere” ve “Çuval”la başladığı Küresel Güçlerin idaresine maslahat eden dış politikayı ancak bir düzine yıldan sonra terk edebilmiştir.

7 Haziran Seçimleri’nin siyasî sonuçları, Devlet aygıtını elinde bulunduranları kendi başlattıkları “Çözüm Süreci”ni yine kendilerinin açılmalarına göz yumdukları “Hendek”lere gömerek sonlandırmaya itti.

Son 2-3 yılda evvelki idare-i maslahat parametrelerine dönmeyi başarı mı, tazminat mı, restorasyon mu saymalıyız; bilmem. Zira Suriye Sınırımızda başarıyla tesis edilen ilk Güvenli Bölge, ‘sıfır’dan kurularak bütün Kuzey Suriye hattını kanton kanton yönetimine terk ettiğimiz PYD / Salih Müslim Kürdistanı’na neden sonra takoz teşkil etti.

ABD’nin II.Irak Operasyonu’ndan beri projeden fiiliyata dökülen KDP / Barzanî Kürdistanı’na verdiğimiz siyasî ve ekonomik desteği ise Kak Mesut’a babası Mele Mustafa bile vermemiştir. Fakat Bağımsızlık ilânı sonrası tavrımız da Kuzey Irak’taki denge değişikliklerine ket vurmuştur. Şimdilik..

AfrinZeytin Dalı’ ile Güvenli Bölge’nin 3,5 – 4 bin km2’ye dek geliştirilmesi doğru bir iştir. Aynı süpürme operasyonunun öncelikle Tel Rıfat ve Menbiç’e, arkadan da “Fırat’ın Doğusu”na yapılmasını umma noktasındaydık. Hatta Karakozak civarı terörden temizlenirse büyük bir basiretsizlikle Urfa sınırımıza bitişik Eşme Köyü’ne kaçırdığımız atamız Süleyman Şah’ın Türbesi ve Saygı Karakolu’nun yerine iadesi sözkonusu olur diye umutlanıyorduk.

Bu saatten sonra ABD’yle Menbiç konusunda anlaşma ordaki YPG / PKK unsurları tamamen etkisizleştirme üzerine olabilirdi, oysa Menbiç’in Yerel Güçler’e devri ve Türk ve Amerikan askerlerinin ortak devriyesiyle de gözetim altında tutulmasıyla neticelendi. Yani Menbiç’i isim değiştirmeleri şartıyla (Menbiç Askerî Konseyi) PYD / YPG unsurlarına teslime imza attık. Ne onlar Afrin’deki binlerce kayıp, ne de biz onlarca şehidimiz üzerinden kan davası gütmemek kaydıyla..

Türkiye’nin bu saatten sonra Suriye Merkezî Ordusu ve Esad’la anlaşarak Kuzey Suriye’deki “Terör Koridoru”nu tamamen yok ederek ve bir an önce Suriye’deki İç Savaşı bitirerek hem 4 milyonluk (Nüfusumuzun % 5’i) bir yekûna ulaşan Suriyeli Mülteci Meselesi’nin kısmen halli hem de 40 milyar dolara yanaşan ekonomik faturanın – dövizin ve faizin patlamaya hazır bomba gibi hazır beklediği bir iktisadî süreçte – kapatılması aklın yoluydu; bizse Kuzey Irak’takine benzer şekilde ikinci şıkkı, macerayı tercih ettik. Allah sonumuzu hayreylesin!

Yine bu saatten sonra Kandil’e icra edilecek operasyon da iki noktada sembolikleşir: Bir; PKK merkezini çoktan Sincar’a (Şengal) taşıdı ve aslında yapılması gereken tıpkı Fırat Kalkanı gibi Dicle Kalkanı Operasyonu’yla Sincar – Telafer hattının temizlenmesi ve Ovacık – Telafer çizgisinde dikey bir Güvenli Bölge oluşturulmasıdır. İki; Kandil temizlendikten sonra ABD ve İsrail’in İran’ı vurması için İncirlik Üssü haline getirilmemelidir.

Türk Bayrağı’nın Kandil’de dalgalanması güzeldir ama tam İran’ın hatta İran Kürdistanı’nın sınırındaki bir dağlık üs bölgesinde Amerika ve İsrail bayraklarının da dalgalanması dış politikada “Dön baba, dönelim” vaziyeti olur ki kaldıramayız.

24 Haziran / 8 Temmuz Seçimleri sonrası için erken uyarı bâbındadır.

RUSYA MI, ÇİN Mİ; İŞTE ABD’NİN BÜTÜN MESELESİ BU!

RUSYA MI, ÇİN Mİ; İŞTE ABD’NİN BÜTÜN MESELESİ BU!

 

 

süleyman pekinTakımların antrenman, taktik, hazırlık maçı ve müsabaka gibi evrelerine ordular, spor kulüplerinden daha çok ihtiyaç duyarlar. Futbol bir güç ve gösteri oyunuysa silahlı kuvvetler de ülkenin kaderi için güç ve gösteri müsabakalarında aktif rol alırlar.

Nitekim PKK, – 10/15 sene önce yazdığımız gibi – Türk Ordusu’nun kum torbasıdır. Cizre, Sur gibi ilçelerde tanklar eşliğinde PKK’lıları kazdıkları hendeklere gömme operasyonu yapıldığında da “Bu muhtemelen tanklarla yapılacak sınır dışı bir harekât hazırlığıdır” demişiz.

Neticede 5 aylık Fırat Kalkanı Harekâtı’yla Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan Güvenli Bölge, strateji ve taktik olarak Devleti rahatlattı. Bu kez de o sıra beyanen kaydettiğimiz ikinci bir harekâtın Dicle Kalkanı adıyla Silopi Sınırından Telafer’e ulaşan dikey bir hatla Musul ve Sincar arasını tutacak şekilde yapılmasının elzem olduğuydu. Ve halen de öyle.. Bekliyoruz!

Bu için dışa bakan tarafı.. Bir de dışın dışa ve dışın içe bakan tarafları var. Misal: Trump. Kim seçti kim seçmedi, kalıcı mı yoksa gidici mi, Rusya’yla mı takışacak yoksa Çin’le mi kapışacak; belli değil.

Bu tip belirsizliklere kuantum mekaniği de diyebilirsiniz. Amerikan devlet aklının Hilary’e yatırım yapan kanadı Trump’u dost olmayı umduğu Rusya’yla savaşa zorluyor. O da diğer kanatla beraber Çin’in façasını çizmek için Kuzey Kore üzerinden atar yapıyor. Fakat her iki ihtimal de masada..

Geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden servis olunan Bulgaristan – Romanya hattındaki Amerikan askerî hareketliliği ile kuzeydoğu sınırımızın az ötesindeki ABD + Gürcistan bayraklı zırhlı konvoy geçişleri Karadeniz’de Rusya’ya karşı bir gövde gösterisine dönüşecek büyük bir tatbikatın habercisi olabilir.

Dahası Kırım’ı yutan ve halen Donetsk ile Luhansk’ı Ukrayna’dan koparmaya çalışan Rusya’ya ekonomik yaptırım haricinde cevap verilemediğinden Moldova’nın Transdinyester Bölegesi’ndeki Rus ayrılıkçıların Putin’e yeni bir zafer kazandırmaması adına o bölgenin yarısıyla soydaş ve aynı zamanda da NATO üyesi olan Romanya ile bölgeye yapılabilecek bir operasyon bile az da olsa ihtimal dahilindedir.

Yani Amerika’ya Başkan olabilirsiniz ama size istemediğiniz şeyleri de yaptırabiliriz, diyorlar. Oysa 3 kuşaktır (45 yıl) bekletilen sıfır kum torbası var: Kuzey Kore. Ortadoğu’dan bile beter diktatoryal yapıyla idaresine izin verilen ve yarın – öbür gün savaş gerekçesi olması için silahlanması görmezden gelinen bir yer.

Trump, adaylığından beri taahhüdü olan Çin’in yeni Süper Güç olmasının önünü kesme ve Rusya’yla kendi ekibinin planlamadığı bir savaşa girmemek için kolay hedefe yönelebilir. K. Kore’nin yanlışlıkla Japon egemenliğindeki bir bölgeye füze düşürüşü sonrası ABD + Japonya ve Güney Kore uçaklarının Kuzey Kore sahasında hakimiyet uçuşu yaptıklarını hatta havada yakıt ikmali gibi piknikvari hareketleri rahatlıkla gerçekleştirdiklerini unutmayalım.

Zaten Çin de, Kim Jong Un’un ABD hakimiyetindeki Guam’ı vurması sonrası Amerika’ya misilleme hakkı doğduğunu kabul etti. Doğrudan Amerikalıların Kim Jong rejimini yıkmaya yönelik askerî darbeye ise sessiz kalmayacağını ilan etti. Bu şu demek:

1- Kendi kendine silahlanan veya müsaade gören Kim denilen zat, sebepsiz yere Amerikan toprağını vurursa ya embesildir ya ABD ajanıdır ya da Saddam’ın Kuveyt’e sokulması gibi etrafındaki ajanların çoğu onu Amerikan köteği yemesi için gazlamaktadır.

Ve 2: ABD, Kim’i bahane ederek Çin’in yeğeni pozisyonundaki K. Kore’yi hem de Çin Mahallesinde evire çevire döverse Çin’in itibarı kalmaz. Şu anki muazzam büyüme hızlarıyla (% 7) zaten 2023-25’te Dünyanın en büyük Ekonomik Gücü olma yolundalar. Bunun Ortadoğu’da Müslümanlara yapılan ve BOP adıyla yutturulan çökme / çökertme gibi hinterlandında yapılmasına izin vermeyecektir Çin.

Atletizm, futbol derken boks maçına hazır olun.

Sakarya Ve Kocaelili Arıcılara Müjde

SAKARYA VE KOCAELİ’NDE KURULAN BAL ORMANLARI ARICILARIN HİZMETİNDE…

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tabiatın mucizevi besinlerinden olan balın üretiminin artması için bütün yurtta uygulamaya koyduğu “Bal Ormanları Eylem Planı” kapsamında çalışmalarına devam ediyor.

Bakanlığa bağlı Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından yürütülen çalışmalarla Sakarya ve Kocaeli’nde kurulan toplam 12 bin 300 kovan kapasiteli 13 bal ormanı bölgedeki arıcılığın gelişimine destek sağlıyor.bal

12 Bin 300 Kovan Kapasiteli, 13 Adet Bal Ormanı Kuruldu

OGM tarafından 10’u Sakarya’da 3’ü Kocaeli’nde olmak üzere tesis edilen toplam 13 adet bal ormanı 29 bin 123 dekar alanı kapsıyor. Bal ormanları ile biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesine katkı sağlanırken, bal üretiminin artırılmasına da destek olunuyor.

Adapazarı, Akyazı, Hendek, Geyve, Karasu ‘da 18 bin 863 dekarda 8 bin 550 kovan kapasiteli, İzmit ve Gölcük’te 10 bin 260 dekarda 3 bin 750 kovan kapasiteli olarak kurulan 13 bal ormanının yanı sıra bu yıl içerisinde toplam bin dekarlık 750 kovan kapasiteli 2 adet bal ormanı daha tesis edilecek.

 “Vatandaşımız da Devletimiz de Kazanacak”bal1

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bal üretiminde marka oluşturmayı hedeflediklerini ifade ederek “Bal Ormanları Projesi ile her ilimizde bal ormanları kuruyoruz. Bu çalışmalarımızın karşılığında ülkemiz, bal üretiminde Dünya ikinciliğine yükseldi. Orman teşkilatımızın özverili çalışmalarıyla bal üretimimizi daha da artıracağız. Böylece vatandaşımız da devletimiz de kazanacak” değerlendirmesinde bulundu.

 

 

 

Muhtarlar Hizmet Ortaklarımızdır

toçoğlu

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Serdivan, Adapazarı, Pamukova, Akyazı, Kaynarca, Hendek ve Geyve ilçelerinden gelen muhtarları Büyükşehir’de ağırladı. Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Poyraz, SASKİ Genel Müdür Yardımcısı Atilla Toprak, Fen İşleri Dairesi Başkanı Ali Oktar ve Ulaşım Dairesi Başkanı Fatih Pistil’in de hazır bulunduğu toplantıda konuşan Başkan Toçoğlu, muhtarların yerel yönetimler ile vatandaşlar arasında köprü görevi üstlendiğine dikkat çekti.

Çözüm Odaklılık

Başkan Zeki Toçoğlu, “Hayata geçirdiğimiz hizmetlerde muhtarlarımız ile ortak akılla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Büyükşehir Yasası ile hizmet sınırlarımıza dahil olan ilçelerimize kısa süre içerisinde önemli projeler kazandırdık. Biz sorunların üzerine beraberce gidiyoruz. Çözüm odaklılığı temel ilkemiz olarak belirliyor; Büyükşehir sınırlarındaki tüm muhtarlarımızla hizmet ortağı olarak çalışıyoruz. SEMOS bu anlayışımızın en açık ifadesidir. SEMOS’la muhtarlarımızın talep ve önerilerine dönük yapıcı adımlar atmayı sürdürüyoruz” diye konuştu.

Geleceğin Sakarya’sı

Elektronik Muhtarlık Otomasyon Sistemi (SEMOS) ile şehrin her köşesine daha kolay ulaştıklarını da açıklamalarına ekleyen Başkan Toçoğlu, şehrin tüm aktörleri ile geleceğin Sakarya’sını inşa ettiklerinin altını çizdi. Toçoğlu, “Muhtarlarımızın yerel yönetimler ile vatandaşlar arasında köprü görevi üstlendiğini biliyoruz. İnşallah birlikte çalışmaya devam edecek; şehrimizin standartlarını yükselten hizmetleri bir bir hayata geçireceğiz” dedi. Başkan Zeki Toçoğlu açıklamalarının ardından muhtarlardan gelen talepleri dinledi.

muhtar2

Huzurevi Sakinlerine Vefa

huzur

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Gelişim Merkezi yönetici ve eğitmenleri Yaşlılar Haftası programı kapsamında Hendek Melek Nişancı Huzurevi sakinleri ile bir araya geldi. Orman Park’ta gerçekleştirilen programda Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Mutlu Işıksu, Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Davut Yüce ile Aile ve Çocuk Hizmetleri Şube Müdürü Betül Karapınar da yer aldı.

Çok Şey Borçluyuz

Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Yüce, “Yaşlılarımız ömürlerinin çoğunu ülkemizin gelişmesi için harcamışlardır. Dün ile bugün arasında köprü olan örf, adet ve göreneklerimizi günümüze taşıyan değerli büyüklerimize çok şey borçluyuz. Allah tüm büyüklerimize hayırlı ömürler versin” dedi. Programın sonunda Işıksu ve Yüce huzurevi sakinlerinin Yaşlılar Haftası’nı tebrik ederek, günün anısına karanfil takdim etti.huzur2