Etiket arşivi: Hatalar

EĞİTİMDE YAPILAN HATALAR

EĞİTİMDE YAPILAN HATALAR

 

Hata elbette iyi değildir. Doğruları yaralar tahrip eder. Yeni sorunlar getirir.  Fakat eğitimde yapılan hatalar daha vahimdir. Telafisi yıllar ister ve çok güçtür. Bazen de telafisi mümkün değildir.

Türk Milli Eğitim Sistemi’ nde de, yıllar itibarı ile çok güzel icraatlar yapılmasına rağmen, zaman zaman da vahim hatalar yapılmıştır.

1-Son yıllarda yapılan en büyük hatalardan birisi; “sekiz yıllık ilköğretim” uygulaması olmuştur. Altyapı ve öğretmen istihdamı gözetilmeden zorlamalarla hayata geçirilmeye çalışılmıştır.

Uzun yıllar branş öğretmeni eksiği ve derslik açığı kapatılamamıştır. Sistem büyük yara almıştır. Minimini anasınıfı ve birinci sınıf öğrencileri, kendilerinin iki katı büyüklüğündeki öğrencilerin arasında(6,7,8.sınıflar) itilip kakılmaya, ötelenmeye, ezilmeye terk edilmiştir.

Branş öğretmenleri, sınıf öğretmenleri ile bir araya getirilerek, denetime tabi tutulmuşlardır. Müfettiş teftişine alınan branş öğretmenleri bu sistemi uzun yıllar hazmedememişlerdir. Zaman zaman teftişlerde branş öğretmeni-müfettiş sürtüşmesi yaşanmıştır.

2-Daha sonra uygulanan; 4+4 uygulaması da eğitim sistemimize uygun değildir. Oysa burada yapılması gereken eski uygulama olan 5+3 e geri dönülmesi olmalıydı. Bu uygulamayı, öğretmenler uzun süre özümseyememişlerdir.

Bu uygulama ile 5.sınıflar, sınıf öğretmenlerinin koruma kollama ve şefkat kucağından alınarak, alışık olmadıkları branş öğretmenlerinin profesyonel uygulamalarına tabi tutulmuştur. Oysa bu öğrencilerin yaşları gereği sınıf öğretmenleri tarafından okutulması pedagoji bilimi bakımından daha uygundu.

4+4 uygulaması ile sınıf öğretmeni fazlası üretilmiş, bu fazlalığın eritilmesi için de bir çok sınıf öğretmeni, hiç de uygun olmayan branşlara yönlendirilerek; “bir çok kaliteli sınıf öğretmeni kalitesiz branş öğretmeni” yapılmıştır.

3-Yapılan yanlışlardan birisi de birinci sınıflara “el yazısı” dayatmasıdır. Daha çizgi çizme becerisi gelişmemiş minicik yürekler, büyük beceri ve belli bir yaş isteyen el yazısının acımasızlığı altında işkenceye tabi tutulmuştur. Bu vahim durum daha geç olmadan düzeltilerek öğrenciler bu sıkıntıdan kurtulmuştur.

4-Eğitim sisteminden “teftişin” soyutlanması da çok vahimdir. Her kurum denetime tabi tutulurken eğitimin bu denetimden arındırılması birçok sorunu da beraberinde getirmiştir:

Sicil yönetmeliğinin iptali ile öğretmenlerden sicilin ve teftişin kaldırılması sonucunda, değerlendirmeler somut teftiş raporları yerine, sübjektif yöntemlerle yapılmaya başlamıştır. Bu şekilde yapılan yönetici değerlendirmeleri sonucunda, haksızlıklar ve huzursuzluklar artmıştır.

Okul müdürlerinin değerlendirilmesi, onları yakinen izleyen, denetleyen müfettişlerden alınarak, yüzlerini dahi görmeyen ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürlerine bırakılmıştır. Diğer yandan da öğrenci ve veli puanları, müdürler için kimi kez tehdit olarak kullanılmıştır.

İnceleme ve soruşturma işlemleri de müfettişlerin asli görevi iken, okul müdürleri ve şube müdürlerine yönlendirilmiştir. Okul müdürleri, görevlerinin çok yoğun olması ve işin uzmanı olmamaları nedeni ile bu durumdan hayli rahatsızdırlar.

5-Daha önce okullarda Talim Terbiye Kurulu tarafından Tebliğler Dergisinde tavsiye edilen kaynak kitaplar bulunduruluyordu. Müfettişler bu uygulamayı okullarda ve dersliklerde teftiş ederek izliyorlardı.

Kitap tavsiyesi ve müfettiş denetimi sona erdirilerek kitap ve materyal seçimi öğretmenlere bırakıldı. Bunun üzerine içeriği yeterince incelenemediği için birçok sakıncalı kitap derslik kitaplıklarında ve öğrencilerin ellerinde gezmeye başlamıştır.

Bu durumdan aileler hayli rahatsızdır. Çünkü büyüklerin bile okumasının mahsurlu olduğu; “şiddet, cinsellik, değerlere aykırı ifadeler içeren” kitapları minik çocuklar bilmeden okumakta ve olumsuz etkilenmekteler.

6-1983 yılında altı yaş uygulaması yapılmıştı. O yıllarda okul müdürü idim. Okula kaydettiğim 63 altı yaş grubundan sadece bir öğrenci okuma yazmaya geçmişti. O da öğretmen çocuğuydu.

Bu vahim ve sağlıksız uygulama bilindiği halde birinci sınıfa kayıt yaşının 66 aylık olarak belirlenmesi de yanlıştı. Şimdi görüyoruz ki 69 aya çıkarılmakta. İsabetli bir düzeltmedir. Keşke 72 ay olsaydı daha isabetli olurdu. Bu benim düşüncem değil, eğitim ve çocuk psikolojisi otoritelerinin değerlendirmesidir.

 

Geldiği günden itibaren sevinçle ve olumlu karşılanan Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk Beyefendi, Türk Eğitim Sistemi, öğrenci ve öğretmenler için büyük bir şanstır. En isabetli ve kaliteli bir isimdir. Umarım eğitimde şimdiye kadar biriken sorunları çözecek, bundan sonra da hatalar yapılmasına fırsat vermeyecektir.

Sayın Ziya Selçuk Beyefendi, eğitim sisteminde şimdiki unvanı ile, İl Maarif Müfettişlerinin işlevini ve önemini çok iyi bilen bir otoritedir. Umarım bu camianın eski işlevine dönmesine vesile olur. Okulları öğrencilerin sevdiği, koştuğu ilgi ve sevgi merkezlerine dönüştürür. Öğrenme ilgi duymakla ve sevgi ortamında gerçekleşir. Zorlama ve sınama yanılma ile eğitim zaman kaybeder.

“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek. On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik. Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.” Diyor bir Çin Atasözü.

Geleceğin Türkiye’sine insan yetiştireceksek bilimin ışığında eğitimdeki doğrular vakit geçirilmeden uygulanmalı, çocuklarımız sağlıklı şekilde iyi yetiştirilmelidir.

 

Sevgiyle kalın…

ÇOCUK EĞİTİMİNDE HATALAR

 

Çocuğun karakterini temelini aile atar, okul devam eder, arkadaşlar yardımcı olur, yaşananlar ise son şekli verir. Çocuğun kişilik karakterinin oturması 7 yaşına kadar tamamlanır. Çocuk bazen hırçınlaşır, bazen bağırır, duygularını kontrol edemez bunlar geçiş dönemidir. Kendi üstüne yakışanı ile karar verip yoluna devam eder.Bengül Dedeoğlu

 

Çocuk eğitimin de anne babaların eğitimsiz olması veya tecrübesiz olmasından kaynaklanan hatalar vardır. Çocuklarını güzel bir şekilde eğitmeyi tüm anne babalar istiyor. Herkesin niyeti çok iyi. Ancak iyi niyetler doğru davranışlarla birleşmeyince doğru sonuçlar çıkmıyor. Genelde anne babalarımızdan gördüğümüz yöntemleri sorgulamadan çocuklarımızı uygulamamız olumsuz etkileyebiliyor.

 

Yapılan hatalar:

 

SÖZ VERDİĞİMİZ ZAMAN TUTMAMAK!

Eğer çocuğunuza verdiğiniz basit bir söz örneğin; yemeğini yersen seninle parka gideceğiz.

Yemeği bittiğinde onu parka götürmezseniz, çocukta oluşan intiba demek ki bir şeyi yapacağım desem bile aslında yapmayabilirim.

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJLAR: 12-13 yaşlarına gelmiş olan çocuğunuzdan bir iş söylediğinizde sürekli sizi erteleyecek yapacağım dediği halde yapmayacaktır.

 

ÇOCUĞA YALAN SÖYLEMEK!

Çocuklar saf ve temiz olan dünyaları nedeniyle,  yalanı ve ikiyüzlülüğü bilmezler. Bunları; yaşadıkça çevresindeki büyüklerden öğrenirler. Yalan öğrenilen bir davranıştır. Yalan sadece baskı karşısında gurur ve izzetini korumak için başvurulan bir davranış değildir. Çünkü yalan aynı zamanda öğrenilen bir davranıştır. Çocuk, yolunda gitmeyen bir şeyin nasıl çözüleceğini anne babasından görerek öğrenir. Anne babanın söylemiş olduğu bir yalanın sonucunu da düşünmeli…

 

Çocukları yalana iten, çoğunlukla yetişkinlerin gerçek karşısında takındıkları çelişkili tutumlardır. Örneğin; Telefona cevap vermeye giden çocuğuna “beni sorarsa evde yok dersin” diyen bir anne vb. örnekler dolaylı yoldan çocuğa yalan söylemeyi öğretmektedir.

 

Çocuklar; 3-5 yaş arası dönemde gerçek dışı simgelerle gerçek simgeleri, birbirinden ayıracak zihinsel olgunluğa ulaşamadıklarından, anlattıkları gerçek dışı şeyler yalan olarak değerlendirilmez. Hayal güçlerine ilişkin rüyalarını ve hayallerini de gerçekmiş gibi anlatabilirler. Dikkat çekmek için uydurdukları hikâyeler de yalandan uzaktır.

 

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJ: Yalan, çocuk açısından çok acı verici olduğu gibi, yıllar sonra yetiştirdiği çocuğun halini seyretmesi açısından da anne babalar için ıstırap verici bir durumdur.

 

ÇOCUĞUN SALDIRGAN DAVRANIŞLARINA ŞİDDET İLE KARŞILIK VERMEK!

 

Çocuk istediklerini ağlayarak veya şiddete yönelik yaptırıyorsa sizde aman ağlamasın diye yaparsanız bunu size devamlı kullanacaktır. Duygularını dinlemesini, tanımasını öğretin

 

Ona, duyguların zenginliğini anlatın. Öfke, kıskançlık, yetersizlik, hayal kırıklığı, özlem gibi duygular; heyecan, sevinç, sevgi, aşk, gurur gibi duygular yaşanabileceğini anlatın. Başkalarının duygularına değer vermesini öğretin. Hayattan ne istediğini bilen bir birey olması konusunda öğretin. Gerektiğinde ağlasın ve çıkış yolunu o bulsun. Bu aşamada yanında olduğunuzu hissettirin. Saldırgan davranışlarına karşılık sizde bağırırsanız şiddet uygulanırsa çocuk bunu doğru yapıyorum şeklinde anlayacaktır.

 

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJ: Eğer çocuğunuzun saldırganca davranışlarına bu şekilde karşılık verirseniz ileride bu tip davranışlarda vurarak çözüm aramasına sebep olur.

 

ÇOCUĞUNUZUN OLUMSUZ DAVRANIŞLARINI BAŞKASININ YANINDA ANLATMAK

 

Çocuklar oyuncaklarıyla oynasalar da antenleri açıktır…

Kendi haklarında konuşmaları özellikle dinlerler…

 

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJ: Olumsuz davranışlarını dile getirip anlattığınız da ilgi çektiği için çocuk bunu devamlı yapacaktır.

 

ÇOCUĞUNUZU TEKNOLOJİYE BAĞIMLI KILMAK!

Teknolojinin ilerlemesi ile birçok evde artık televizyon en basit alet olarak kalıyor ve çocuklarınız bu aletlerle iç içe büyüyor. Siz ev işini rahat yapmak için çocuğunuzu TV başında saatlerce çizgi film izlemeye bırakmanız hem çocuğunuzun fiziksel gelişimine hem de zihinsel gelişimine zarar verir. Çocuğunuzu iş yaparken TV başına dikmek yerine size yardımcı olmasını sağlayabilirsiniz.

 

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJ:Tembel olmalarını sağlar ve agresifliklerini artar.

 

SORUMLULUK VERİLMEZ

Yaşına uygun görevler verin onların sorumlulukları olsun. Örneğin, 10 yaşındaki bir çocuk ödevlerini zamanında yapabilmeli, yatağını toplayabilmeli, sofranın toplanmasına yardım edebilmelidir. Diş fırçalamak, el yıkamak, çantasını hazırlamak ve son kontrollerini yapmak onun görevleridir.

ÇOCUĞUNUZU DİNLEMEMEK!

Çocuğunuz size bir şey anlattığı zaman onu ilgi ve merakla dinleyin. Çocuk varlığı da, yokluğu da anlatmalı her dediğinin her zaman olmayacağı anlatılmalı. Zamanını doğru kullanması öğrenmesi için fırsat eğitimi yapılarak çocuklara mutlaka zaman ayırılmalı

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJ YÜZÜNDEN: Unutmayın ki siz çocuğunuz önündeki bir rol modelsiniz ve oda sizi dinlemeyebilir.

KURALLAR KOYMAMAK!

Kuralsız olan bir ailede sorumluluk bilinci gelişmez. Kural aile üyelerince belirlenip basit ve anlaşılır bir dille koyulmalı ve uygulanmalıdır

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJ  YÜZÜNDEN:Kural tanımaz birsi olarak çevresine zarar verebilir.

ÇOCUĞUNUZU KENDİNİZE BAĞIMLI YETİŞTİRMEK!

Eğer çocuğunuz bir yerini incitmesin diye ona karşı her zaman koruyucu tavır geliştiriyor, onun ödevlerini yapıp çantasını hazırlıyorsanız, bir yere giderek sürekli elinden tutuyor ve onun elinizi bırakmasına kendi başına yürümesine izin vermiyorsanız, iyilik değil kötülük yapıyorsunuz.

ÇOCUĞA VERİLEN YANLIŞ MESAJ :Beceriksizliği öğretiyorsunuz demektir.

 

ÖĞRENDİKLERİMİZİ SORGULAYALIM.

EZBERCİLİĞE SON…

HAZIRCILIĞA SON…

SÖZ KÜLTÜRÜNE SON…

DÜŞÜNMEYE EVEEETTT

SORGULAMAYA EEVVEETTT