Etiket arşivi: hata

Yapmadıkları Bu 8 Hata, Girişimcileri Başarıya Ulaştırıyor!

türkiyeokuyor.com olarak siz değerli okurlarımızda çoğunlukla yapılması gerekenleri, olumlu tavsiyeleri ve önerileri paylaşıyoruz. Aslında yapılması gerekenler listesinden büyük verim almanın bir başka yolu da, yapılmayacaklar listesini iyi belirlemekten geçiyor.

Bu haberimizde farklı olarak başarılı insanları yapmadıkları ve bu konularda kendilerini eğiterek özellikle uzak durdukları hususları paylaşacağız. Her gün bunları yapmayacağınıza dair kendinize söz verirseniz başarıyı yakalamanız mümkün.

İşte karşınızda başarılı kişilerin yapmayarak başarıya ulaştığı 8 şey:


1. Başaracağından emin olana kadar beklemek

Deneyin ve yanılın. Hata yapmaktan korkmayın. Beklemekten vazgeçip harekete geçin. Eğer sizde karşıya geçmek için nehrin durmasını bekleyenlerdenseniz başarının size uzak olduğunu bir kez daha söylemek zorundayız.


2. Toplantı esnasında birden fazla şeyle ilgilenmek

Odadaki en akıllı insan olmanın en kolay yolu, en dikkatli kişi olmaktan geçiyor. Dikkatinizin dağılmasına izin vermeden odaklanarak öğrendiğinizde daha fazla verim aldığınıza şahit olacaksınız. Bir toplantıdan verim almanızı engelleyecek şeyler; toplantı esnasında sürekli telefona bakmak, bişeyler karalamak, uzaklara dalmak hatta ve hatta uyumak gibi davranışlardır. Unutmayın, aslında hayatınızda hiçbir toplantının tekrarı ve telafisi yoktur.


3. Biriyle konuşurken telefona bakmak

İnsanlar sizinle konuşurken kendilerini değerli hissetmek isterler. Herkesin sevdiği o kişi olun ve onlara dünyadaki en önemli insanmış hissini verin. Aksi halde yaptığınız görüşmenin içeriği ve önemi ne olursa olsun inanın bu görüşmeyi siz değersizleştirmiş olursunuz.


4. Hayatlarında fark yaratmayan kişileri düşünmek

Size gerçekten bir şeyler katan kişilerle vakit geçirin. Zamanınızı ve ilginizi hakeden kişilere ayırın. Unutmayın, öncelikle siz kendi zamanınıza ve ilginize değer vereceksiniz verimli kullanacaksınız ki, başkaları da sizin zamanınıza ve ilginize değer versin. Aksi halde başarıya çıkan merdivende, ellerinizden tutup sizi yukarı çeken eller değil aşağıdan paçalarınıza yapışan eller görürsünüz.


5. Bildirimlerin dikkati dağıtmasına izin vermek

Email, fcaebook, tweet ya da mesajlar ile birlikte gelen bildirimlerin yaptığınız işi bölmesine kesinlikle izin vermeyin. Tamamen yaptığınız işe odaklanın. Yoksa koca bir günün bitiminde, aslında 3-4 saatlik bir çalışmayı zar zor yaptığınızı farkedersiniz ki; bu sizin adınıza ve hedeflerinizin adına telafisi imkansız bir kayıp olur.


6. Geçmişi geleceğe taşımak

Hatalar değerlidir, onlardan ders alın ve geride bırakmayı öğrenin. Geçmişini geleceğe taşıyan kişiler korku ve bariyerlerinin mağduru olurlar. Geçmişte yaşadıklarınızı engel değil birer basamak olarak kabullenirseniz önünüze bakabilir, yeni basamaklara hamle yapabilirsiniz. Arkasına baka baka merdivenleri sağ salim çıkabilen birisini gördünüz mü hiç?


7. Başkasının arkasından konuşmak

Zamanınızı üretken konuşmalara ayırın. Başkalarının dedikodunu yaparak enerjinizi tüketmeyin. Yaptığınız dedikodu ve gıybetler sizden enerji, dikkat ve zaman çalarak benliğinizi olumsuzluklara sürükler. Bu da yetmediği gibi anlık değil ilerde de ilginizi ve değerli zamanlarınızı alacak durumlara kapı açar.


8. Hayır diyememek

İş arkadaşları ya da müşterilerden gelen talepleri reddetmek bazen zordur. Fakat her şeyi de yapmamalısınız. Hayır demeyi öğrenin. Başarı, ne yaptığınızdan çok, ne yapmak istemediğinize karar vermektir. Talepler ve istekler karşısında takınacağınızı nezaket dolu açık tutumlar hayatınızda size çok büyük avantajlar sağlayacaktır. Tekrar ediyoruz: hayır demeyi öğrenin.


Gördüğünüz gibi aslında hemen hepsi çoğumuzun hayatında olan huylar, alışkanlıklar. Beli çoğu madde size aşırı detay gibi gelebilir, lakin çağımızda inanın başarı detaylarda gizli. Zaten yeterince bombardıman altında olan benliğimiz bu yapılmayacaklar listesi ile biraz daha rahatlayacak, sizi çalışmalarınıza ve hedeflerinize çok daha fazla odaklandırıp başarıya ulaşmanıza fayda sağlayacaktır.

 

 

FortuneTurkey kaynaklı alıntılayıp detaylandırdığımız derleme haberimizi tüm girşiimci okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Anatasiadis’ten hata üstüne hata

 

 

ata-atun-HocaKıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis ile Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos ve Başbakan Aleksis Çipras Kıbrıslı Rumlara göre dünya Helenizminin en sadık ve güçlü savunucuları. Bu nedenle de gerek Ege sorununda, gerekse de Kıbrıs konusunda başları bir türlü dertten kurtulmuyor.

 

Anastasiadis’in, kendi kendine gelin güvey olduğu ve kağıttan kaplan olduğunu unutup yaptığı hataları görünce aklıma geçmişte seleflerinin Türkiye’yi hiç yokmuş gibi varsayarak yaptıkları geri dönüşü olmayan hatalar geliyor hemen. Sonra da akılsızlıklarına gülümsüyorum, 600 bin kişilik üfürükten bir devletin, yanı başındaki bir taş atımı uzakta olan 82 milyonluk, bir devleti yok sayarak yaptıkları içi boş kahramanlıklara ve bunun sonucunda uğradıkları hüsranlara.

 

Makarios’un muvafakati ile Yunanistan’ın 1964 Mart’ında Kıbrıs adasına gönderdiği 20 bin kişilik tümen sayesinde kendini aslanların aslanı sanan Yorgos Grivas, Küçük Asya Felaketinin, Rumca’da Mikra Anatoliki Katastrophi olarak tanımladıkları 30 Ağustos 1922 tarihinde Yunan ordusunun denize dökülmesinin, öcünü almak mantığı ile Erenköy bölgesinde bir avuç üniversiteli gencimiz tarafından savunulan Erenköy bölgesine saldırma kararı almıştı. Üstüne üstlük saldırı öncesinde Erenköy’de Türkleri denize dökeceği ilanlarını başta Mahi olmak üzere Rum gazetelerinde yayınlamış ve Rum halkını bu tarihi olayı da seyretmeye davet etmişti. Sadece 70 kilometre uzakta olan Türkiye’yi “yok” saymış, müdahale edebileceğine ihtimal vermemiş 5 Ağustos 1964 günü müthiş bir sayı ve silah üstünlüğü ile Erenköy’e saldırmıştı. Sonucu tam bir hezimet oldu Rumlar için. Türkiye’nin gönderdiği 64 savaş uçağı, kendilerini aslanlar zanneden RMMO mensuplarını tavşana dönüştürdü ve nasıl kaçacaklarını şaşırdılar.

 

Bunu hazmedemeyen Grivas, 15 Kasım 1967 günü bu sefer Makarios’un onayını almaya gerek duymadan 2 bin kişilik bir askeri güçle, sayıları 100’ü geçmeyen mücahitlerle savunulan Geçitkale ve Boğaziçi köylerine saldırdı ve mücahit kardeşlerimizin cephanelerinin bitmesi sonrasında da köyleri ele geçirdi. Bazılarının üzerlerine mazot dökülüp yakılarak şehit edilen 24 kaybımız oldu. Akşamüstü iki köyü aynı anda ele geçiren Grivas ellerini ovuştururken, daha sabah olmadan Türkiye’nin Yunanistan’a verdiği son derece ağır “Yazılı Nota”yla köyler boşaltılmış, Grivas sınır dışına gönderilmiş ve 20 bin kişilik Yunan Tümeni adadan ayrılmak zorunda kalmıştı. Rumlar bu akılsızca saldırının olumsuz etkilerini 20 Temmuz 1974 tarihine adaya ayak basan TSK’ın karşısında tutunamayarak ağır bir şekilde ödediler.

 

15 Temmuz 19754 günü, geçmişten ders alınmayıp Türkiye’yi gene yok sayıp, “nasıl olsa adaya müdahale edemez” mantığı ile Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlamak amaçlı yapılan darbenin sonucunda adanın üçte birini bir daha ele geçirememek üzere kaybetmişlerdi.

 

1997 başında başlayan ve 1998 sonuna doğru füzelerin Yunanistan’a konuşlanması ile sonuçlanan dönemin Rum hükümetinin aldığı S300 füzelerinin Kıbrıs’a konuşlandırılması krizi ise bir başka aptallıktı. Türkiye bölgesel ağırlığını Rum hükümetinin üzerinde hissettirince Ruslara ödenen 270 milyon Dolar boşa gitmiş ve S300 füzeleri Girit’e yerleştirilmek zorunda kalınmıştı. Şimdi bu füzeler tamamen NATO’nun kontrolünde olmak üzere Girit dağlarında güneşlenmekte.

 

Doğu Akdeniz’de var olduğu iddia edilen doğalgaz konusunda Mayıs 2012’de Avrupa Komisyonu başkanı Herman Van Rompuy’un, 17 Nisan 2017’de Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un, 5 Mayıs 2017’de ABD Kıbrıs Büyükelçisi Kathleen Doherty’in ve 10 Mayıs 2017’de ABD Dışişleri Bakanlığının yaptığı “Kıbrıslı Türklerle adilane bir şekilde doğalgaz ve petrol paylaşman Kıbrıs sorununa çözümü kolaylaştıracaktır” uyarılarına kulak vermeyen Anastasiadis’in “Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türkleri yok sayıp” dikkate almaması yeni bir hezimetin habercisi gibi.

“Anlayana sivri sinek saz, anlamayan davul zurna az” atasözü büyüklerimiz, atalarımız tarafından boşuna söylenmemiş…

 

Prof. Dr. Ata ATUN