Etiket arşivi: Harbi

Çok Konuşulacak Bir Eser ”BaldıranZehiri” Okuyucularıyla Buluştu

 

Araştırmacı-Yazar Şahin Duman’ın çok konuşulacak ‘Baldıran Zehri’ isimli romanı raflarda yerini aldı. Duman’ın daha önce okuyucularıyla buluşan ‘İstiklal Harbinde Türk’ün Kürt’ü’, ‘Belgelerle İzoli, İzollular ve İzoli Aşireti’ adlı eserlerinin ardından Türkiye’nin yakın tarihine yepyeni bir pencereden ışık tutarak, okudukça tüm bildiklerinizi yeniden gözden geçireceğiniz ‘Baldıran Zehri’ adlı eseri de okuyucunun beğenisine sunuldu.

Okudukça yüreğinizin kabararak duygu fırtınası yaşayacağınız ve yıllarca etkisinden sıyrılamayacağınız, ülkemizin son kırık yılına damga vuran olayların kurgulandığı eser, yaşadığımız coğrafyanın önemi ve bu coğrafyada yaşamanın ödettiği ağır bedeli yepyeni bir pencereden okuyucuya aktarıyor.

Eserde;

Türkiye ve Ortadoğu’yu kendi tarihsel emelleri doğrultusunda şekillendirmek isteyen küresel güçlerin, emellerine ulaşmak için bu coğrafyada on yıllarca ilmek ilmek işleyerek uygulamaya çalıştıkları projelerini, halkların hakları adı altında nasıl gizleyip uygulamaya koyduklarını tarihsel olaylardan esinlenerek kurgulamıştır.

Bin yıllık aynı tarihe mensup, savaşta, barışta, yoklukta ve zorlukta her daim tek vücut olmuş, aynı kültür ve medeniyeti paylaşmış, aynı kıbleye dönmüş, birbirine kardeş, ekmeğini, sevgisini paylaşmış, kız alıp kız vermiş ve aynı vatanın aynı evlatları olan halkların arasına sokulmaya çalışılan nifak, fitne ve fesatlıklara karşı;

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milletiyle birlikte kadim medeniyetinin sorumluluğunda nasıl büyük adımlar attığını, etnik nitelikli körükleyici zihniyet parametrelerini, kucaklayıcı kardeşlik hukuku potasında nasıl eritmeye başladığını ve ülkede yaşayan tüm unsurları ‘Millet’ sistemi içerisinde farklılıklarıyla kabullenme akılcılığında, kültürel özgüvene dayalı vatana sahiplik bilinciyle tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet öz değerlerinde nasıl birleştirdiğini heyecan dolu bir kurguyla okuyucuya aktarıyor.

Prof.Arslan: Soykırım tasarısı dostlarımızın gerçek yüzünü gösterdi

sivas cumhuriyet hocası aslanSivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, Almanya Parlamentosu’nda kabul edilen sözde Ermeni soykırımı tasarısının kabul edilmesini değerlendirerek, “Tasarı dostlarımızın gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi’’ dedi.

Türk siyasi hayatında özellikle son yüzyılda Almanya’nın diğer ülkelere göre farklı bir yeri olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, I. Cihan harbinde ittifak halinde olmamızın da psikolojik etkisiyle Türk Milleti’nin Almanlara ve Almanya’ya bakışının Fransa, İngiltere, İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerinden farklı olduğuna dikkat çekti.

1950’lerden sonra Almanya’nın ikinci dünya savaşı yaralarını sarmasında ve imarında Türkiye’nin ve Türkiye’den Almanya’ya çalışmaya gidenlerin etkisinin çok büyük olduğunu belirten Prof.Dr. Arslan, “Almanya hem geçmişi hem de günümüzdeki rolü ile Avrupa’nın özellikle de Avrupa birliğinin lokomotif ülkesi konumundadır. Fransa ile birlikte AB içinde aslı unsurdur. Ortak çıkarlar olduğunda dost olduğumuzu her zaman hatırlayan batı bin yıldan daha fazla tarihi ve siyasi mirasıyla ceddimiz Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’yle dostluk kavramının tersine davranışlara girmekten çekinmemektedir. Türkiye aleyhine uluslararası bir konu olduğunda maalesef aynı cephede, aynı safta, aynı ittifak içinde bulunduğumuz taraflar hiç çekinmeden dostluklarına uymayan davranış içine girebilmektedirler. Stratejik ortak, stratejik müttefik kavramlarının uluslararası arenada anlamsızlaştığına bir kez daha şahit olduk’’ dedi.

 

                                                                 YENİ POZİSYON ALINMALI 

Uluslararası arenada aslı unsurun menfaat olduğunu, dostluk ve hamasi yaklaşımların geçer akçe olmadığını hatırlatan Arslan, çıkarların belirlediği bir alanda haklı haksız, doğru yanlış gibi değer yüklü yaklaşımların bir anlam taşımadığını ifade etti. Bu nedenle her konuda ve her olayda a, b, c gibi planlar yapılıp durumsallık yaklaşımı içinde hareket edilmesi gerektiğini belirterek, “Özellikle Ermeni tasarısı konusunda Almanya’nın bu tavrı Türk-Alman ilişkilerine yeni bir pozisyon almamızı zorunlu kılacaktır. 1915 olayları konusunda özellikle dünya kamuoyunda Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze çok etkin bir çaba gösterdiğimiz söylenemez. Şu an dünyada Uruguay’dan Belçika’ya, Kanada’dan Amerika’ya, Vatikan’dan Lübnan’a, Rusya Federasyonu’ndan Arjantin’e, Yunanistan’dan İsveç’e, İtalya’dan İsviçre’ye, Hollanda’dan Venezuella’ya, Litvanya’dan Şili’ye, Polonya’dan Bolivya’ya, Avusturya’dan Brezilya’ya, Suriye’den Almanya’ya 25 ülke soykırım tasarısına imza atmış bulunmaktadır. İşin ilginç yanı bütün dünya kamuoyu önünde ve pervasız bir şekilde bu kararlar alınmaktadır’’ İfadelerini kullandı.

                                             ERMENİSTAN ÜZERİNDEN KÜRESEL BASKI

Bir zamanlar millet-i sadıka olarak tanımlanan Ermeni halkı ile ne Osmanlı’nın ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sorunu olmadığına dikkat çeken Arslan, sayısı yüzbinleri bulan Ermeni kökenli Türk vatandaşlarının bulunduğunu, 1915 olaylarının bir yönüyle Ermenilerin meselesi olmaktan öteye geçirilip, Türkiye üzerinde etkili olmak isteyen ülkelerin bir oyuncağı haline dönüştürüldüğünü iddia etti. Dünya ölçeğinde hemen hemen hiçbir etkinliği bulunmayan Ermenistan’ın 25 ülkede bu tasarıları kabul ettirmesinin imkansız olduğuna vurgu yapan Prof.Dr. Arslan, “Türkiye Ermenilerin uluslararası arenada kullanılmasını engellemelidir. Bir zamanlar Yunanistan üzerinden yapılan bu küresel baskılar günümüzde yeniden ısıtılıp Ermenistan üzerinden yapılmaktadır. Bu ülkelerin gerçek yüzlerinin bu olduğu bizler için yeni bir durum değildir. Tarihte tekerrür eden yüzlerce olay bize batının ikiyüzlülüğünü göstermiştir. Bu durumda bizlere düşen ise büyük devlet haşmetine yakışır şekilde ‘Yolunuz açık olsun’ demektir’’ görüşlerine yer verdi.

HA KARABAĞ, HA KARAMAN

    

 

 

            süleyman pekinHer ikisi de Oğuz / Türkmen diyarıdır. Malazgirt Savaşı sonrası her iki diyarının Türkleştiği vakittir. 11’nci yüzyılın III.çeyreğinden 21’nci yüzyılın ilk çeyreğine kadarki 9,5 asırlık zaman..

Dede Korkut Hikâyelerinden Oğuzname’ye, Selçuklu tarihi başlangıcından Osmanlı tarihi bitişine kadar Karabağ & Karaman coğrafyalarının bölünmez kültürel bütünlüğü söz konusudur.

19 ve 20’nci yüzyıllardır Rusların Ermenileri Karabağ, Revan ve Nahcivan’a göçürterek Türkiye ile Azerbaycan arasında tampon bir Ermenistan kurma faaliyetleri.

Revan, IV.Murat’ın ikinci meşhur seferine çıktığı Revan.. Revan, Kaçar Türklerinin hanlık kurduğu Revan.. Revan; Farsların İrevan, Ermenilerin Erivan adını taktıkları Revan..

Karabağ’ın da Erivan olmamasıdır mücadele, geçen yüzyıldaki oldu-bittilerin ve acıların tekrar yaşanmamasıdır. Anadolu’nun ortasındaki Karaman ili büyüklüğünde bir diyarın Kafkasya’nın ortasında ve dünyanın gözü önünde hapır hupur yutulmamasıdır bütün iş.

Biz ki I.Dünya Savaşı sonrasında çifte cumhuriyet kurmuşuz. Mondros Mütarekesi sonrası bir İzmir’imizin Yunanlılarca işgali için miting yapmışız, bir de Azerbaycan’ınımızın tanınması için.

Atatürk’ün ‘Fikirlerimin Babası’ dediği Ziya Gökalp’in “ Türkleşmek – İslamlaşmak – Muasırlaşmak (Çağdaşlaşmak) ” üçlemesiyle kurduğumuz iki devlet vardır; biri biziz, diğeri can Azerbaycan. Azerbaycan Bayrağındaki üç renk; mavi-kırmızı-yeşil işbu üç kavramı simgelemektedir.

90’ların başlarında canlı şahidi olduğumuz Rus destekli Ermeni zulmünün faturasıdır 1 milyon kaçgın (mülteci) ve Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarının 5’te birinin Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen işgal altında kalması.

Hankendi, Laçin, Kelbecer, Şuşa, Hocalı, Fuzuli, Ağdam, Cebrail, Hocavend, Tartar, Kubadlı, Askeran, Zengilan, Mardakert; ha Karabağın’ın ilçeleri ha Karaman’ın.. Yunan’ı, İtalyan’ı, Fransız’ı, İngiliz’i Anadolu’dan çıkardık attık da Ermeni’yi mi Karabağ’dan sökemeyeceğiz?!

Kaybettiğimiz Birinci Cihan Harbi’nin sonunda Kafkas İslam Ordusu’yla Ermenileri ve dış destekçilerini Azerbaycan’dan atmayı bildiğimiz gibi Karabağ’ın Azatlığını da yakında göreceğiz inşallah.

Nuri Paşa başta olmak üzere 1 asırdır emeği geçenlerden ve başta Bakü Muharebeleri’nde şehit olan 1130 Mehmetçiğimiz olmak üzere 1 asırdır Türk vatanlarının bütünlüğü, Türk Milleti’nin dirliği için şehadet şerbeti içenlerden Allah razı olsun.

Son 2 gündeki şehitlerimiz olan 15 Azerbaycan Türkü ile 13 Türkiye Türkü’ne ve öncekilere minnet duygularıyla Mevlâ’dan rahmet diliyorum. Talış Köyü, Seysulan ve Lala Tepe’deki azatlığın tüm Karabağ’ı sarıp sarmalaması niyazıyla..

 

“Karabağ’da talan var
Beni derde salan var
Çek bayraktar bayrağın
Gözü yolda kalan var”