Etiket arşivi: Haldun

Bakan Pekcan; Sadece Batı dillerini değil Arapça, Rusça ve özellikle Çince’yi öğrenmelidirler.”

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcanİbn Haldun Üniversitesi‘nin, lise son sınıf öğrencilerini alanında uzman isimler, akademisyenler ve kanaat önderleriyle bir araya getirmek amacıyla Sheraton Grand İstanbul Ataşehir Hotel’de düzenlediği “Geleceğim Sosyal Bilimler Zirvesi”ne katıldı.

Programda konuşan Bakan Pekcan, Türkiye’de 76 vakıf üniversite olduğunu, sosyal bilimler alanında araştırmacı bir üniversite olmak vizyonu taşıyan İbn Haldun Üniversitesi‘nin mezunlarının yüzde 75’ini lisansüstü ve doktora öğrencilerinin oluşturduğunu, bundan çok etkilendiğini söyledi.

Bakan Pekcan, bu programda bir anne, bir girişimci, İTÜ mezunu bir mühendis ve Ticaret Bakanı olarak karşılarında bulunduğunu kaydederek, sosyal bilimler ve felsefe kapsamında deneyimlerini paylaştı.

“Ormanın içinde ağaca odaklanırsan ormanı göremezsiniz.” diyen Bakan Pekcan, resme bir bütün olarak bakılması gerektiğini söyledi. Ekonominin temelinin insan ve üretim olduğunu, bu konular üzerine yeterince durulmadığını dile getiren Pekcan, insanı bilmenin sosyal bilim olduğunu bildirdi.

Bakan Pekcan“Ekonomi her insanın kendi hayatında yaptığı iş ve bu işle topluma nasıl katkı sağladığıdır. Felsefeyi ve sosyal bilimleri bulunduğumuz noktadan, yani ormanın dışına çıkarak kendimizi, insanı göreme çabası olarak değerlendirebiliriz.” diye konuştu.

“Başarısızlıklarınız Sizi Yıldırmasın” 

Bakan Pekcan“Başarıları, başarısızlıklarımızdan edindiğimiz tecrübeye borçluyuz. Lütfen başarısızlıklarınız sizi yıldırmasın. Her başarısızlıktan sonra ne kadar çabuk ve hızlı toparlanır, ayağa kalkarsanız başarıya bir adım daha yaklaşmış olacaksınız.” ifadelerini kullandı.

İş müracaatlarında hiç tecrübesi olmayan, çok başarılı bir yeni mezun yerine başarısızlıkla sonuçlanmış bir girişim tecrübesi olan birisinin tercih edilebileceğini dile getiren Pekcan, çünkü başarısız girişimin de bir tecrübe olduğunu söyledi.

Bakan PekcanTürkiye olarak İtalya ile Hindistan arasına konumlanmış, serbest piyasa ekonomisine sahip, AB ile Gümrük Birliği anlaşması olan ve dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında bulunan bir ülke olduklarını aktardı.

Türkiye’de önceleri üretmenin önemli olduğunu aktaran Pekcan, mühendislik bölümlerinin o dönemlerde çok revaçta olduğunu, sonrasında ürettiğini en iyi şekilde pazarlayıp satabilme ve yönetim becerilerinin önem kazandığını anlattı.

Bakan Pekcan, sonrasında finansal konularda eğitimli, alternatif finansal yönetimlerinde tecrübeli kişilerin önem kazandığını kaydederek, 2000’li yıllarla birlikte internet başta olmak üzere bilgi ve iletişim teknolojilerindeki devrimin hayatın her alanına girdiğini söyledi.

Bir süre sonra üretim yapılarının, bilgi teknolojilerinin, enerji kaynaklarının değişeceğini, yapay zekanın günün her alanına gireceğini aktaran Pekcan, bunların hepsinin ekonomiyi de değiştireceğini anlattı.

Türkiye Olarak Yeni Teknolojilere ve Tasarıma Yatırım Yapmaya Hazırız

Bakan Pekcan, bu yenilikleri başarıyla yakalayan ülkelerin yükseleceğini belirterek, şunları söyledi: “Bu gerçekler ışığında Türkiye olarak yeni teknolojilere ve tasarıma yatırım yapmaya kararlıyız ve hazırız. Siz gençlere çok iş düşüyor. Bu doğrultuda Türkiye olarak önümüzde Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü olan 2023 ve Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği 2053 hedeflerimiz ve vizyonumuz var. Buna benzer hedefler tüm ülkelerde var. Örnek olarak Çin… 2025 hedefi var ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yılı olan 2049 hedefi var.”

Bakan Pekcan, bugün İstanbul’u 2023 ve 2053 hedefleri kapsamında transcontinental konumu ile küresel değer zincirleri üzerinden konumlandırmaya çalıştıklarını belirterek, İstanbul’un tarihi İpek Yolu üzerinde nasıl konumlanacağının çok önemli olduğunu anlattı.

Bu hat üzerinde doğru konumlanabilmek için hat üzerindeki sosyolojiyi, dinleri ve dilleri çok iyi bilmeleri gerektiğini vurgulayan Pekcan, bunun için de çok iyi mühendis  ve teknoloji elemanları kadar sosyologlara, din ve dil bilginlerine ihtiyaç olduğunu aktardı.

Pekcan, 2002 yılından sonra kişi başına düşen gelirin 3 bin 500 dolardan 11 bin dolar seviyesine çıktığını belirterek, “Bu dönüşüm yeni sosyoloji ve hukuk düzeni talebini beraberinde getirdi. 20 bin doların üzerine çıktığımızda daha farklı Türkiye toplumu olacak. Bu dönüşümleri anlayacak, görecek nitelikli sosyal bilimcilere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.” diye konuştu.

“İyi Sosyal Bilimcileri Olan Ülkeler Daha Güçlü Ülkeler Olacak”

Bakan Pekcan, gerçekleri iyi anlamak ve doğru politikalar üretmek için sosyal bilimlere de ciddi ihtiyaç olduğunu belirterek, yapay zekada buna ciddi ihtiyaç bulunacağını anlattı.

Davranış ve tüketim kalıplarının belli düzeyde makinelere aktarılacağını, geçen yıl iktisat dalında Nobel Ödülü‘nü davranışsal iktisadın öncüsü Richard Thaler‘in aldığını kaydeden Pekcan, “Size burada onurlanarak söyleyebilirim ki bizim bakanlığımızda da davranışsal iktisat ekibi mevcut ve onların vizyonlarından da faydalanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünya nereye giderse gitsin, iyi teknik bilim insanları ile birlikte iyi sosyal bilimcileri olan ülkeler daha güçlü ülkeler olacaktır. Hepimizi ve özellikle siz gençlerin en temel görevi dünyayı çok iyi anlamak, kendinizi yetiştirmek olmalıdır. İleri sosyal bilim formasyonuna sahip olmak isteyen gençler çaba göstermeli. Matematik bilgisini de geliştirerek analitik çözümleme yetisine sahip olmalıdır. Sadece Batı dillerini değil Arapça, Rusça ve özellikle Çince’yi öğrenmelidirler.”

Duayen İşadamı ve Sanayici Refik Baydur Son Yolculuğuna Uğurlandı

 

GEBKİM OSB Başkanı, iş adamı ve duayen sanayici Refik Baydur’u Teşvikiye Camiinde binlerce kişi ebediyete uğurladı.baydur

GEBKİM OSB Başkanı ve aynı zamanda TİSK Onursal Başkanı ve  Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası (KİPLAS) Yönetim Kurulu Başkanı Refik Baydur, akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede 2 gün önce yaşamını yitirdi. 87 yaşında vefat eden Baydur için Teşvikiye Camii’nde cenaze töreni düzenlendi.

 

Cenaze törenine bölge sanayicilerinin yanı sıra İMES OSB Başkanı Süheyl Erboz, Makine OSB Başkanı Sedat Silahtaroğlu, Güzeller OSB Başkanı Adem Ceylan,  DOSB Başkanı Mustafa Türker, Necmettin Bitlis, GTO Başkanı Nail Çiler, Merhum  Baydur’un ailesi ve yakınlarının yanısıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Dilovası Kaymakamı Hulusi Şahin, Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Yaşar Okuyan, İstanbul Sanayi Odası Başkanı (İSO) Erdal Bahçıvan, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, MHP Milletvekili Saffet Sancaklı, başkanlıklarını yaptıkları GEBKİM OSB Bölge Müdürlüğü ile KİPLAS  çalışanları  ile çok sayıda iş adamı katıldı.baydur1

 

Refik Baydur’un eşi Zuhal Baydur, Kızı Nilgün Aksoy, Damadı TİMSAN yönetim Kurulu Başkanı Haldun Aksoy ile torunu  Sezin Aksoy cami bahçesinde taziyeleri kabul etti. Eski Bakan Yaşar Okuyan ve İSO Başkanı Bahçıvan Baydur’un Türk iş dünyasının marka isimlerinden biri olduğunu belirtti.baydur2

Baydur’un cenazesi öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Büyük Beğeni Toplayan O yazıya Muhteşem Yorum

http://kocaeliokuyor.com/surmanset/bir-ibret-hikayesi-kenan-evren-2/

 

Yukarıdaki linkle okunabilen Üstat Mahmut Haldun Sönmezer’in İki bölüm halinde yayımladığımız makalesine öyle bir yorum geldi ki haber yapmadan edemedik.,İşte Hüseyin Dayı adlı okurundan gelen o yorum.

 

evren

 

 

Yorum Sahibi ;Hüseyin Dayı

 

Bu yazının her iki bölümünü de dikkatle okudum. Yazarı Mahmut Haldun Sönmezer‘i, o günleri dikkatle izlemiş olmasından, ayrıca bir makale ölçüsünde yapılabilecek en ileri seviyede sosyolojik ve siyaset bilimsel analizlere tabi tutmasındaki başarısından dolayı tebrik ediyorum. Aslında yazının ilk bölümünde Evren için isabetle belirttiği, “kahvehane kültürü” nitelendirmesi, ihtilali çok önceden kurgulayan çevrelerin de ihtilalden sonra gelen darbeci kadroların da hepsi için geçerlidir. Zira Sönmezer’in de belirttiği gibi Evren, TSK’nın başına hasbelkader gelmiştir. Bu itibarla yıllarca önceden sürdürülegelen oyunun asıl senaristlerinin ve rejisörlerinin planlarına sonradan dahil olduğu ve beş general ile birçok kurmayın hepsinin de kültürel seviyelerinin aynı ölçüde olduğu anlaşılmaktadır. Bugün artık çoklarınca ifade edildiği gibi, 12 Eylül bir senaryonun ürünüydü. Biz o dönemin hem ülkücü hem devrimci gençleri de bilmeden o senaryoya göre hareket ettik. Duyduğuma göre, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, ihtilalden yıllarca sonra kendisine bağlı gençleri olaylardan uzak tutmak için şöyle demiş: “Birçok kararı kendimiz verdiğimizi sanıyorduk; yıllar sonra anladık ki o kararlar bize verdiriliyormuş.” O değerli kardeşimizle ihtilalden sonraki son görüşmemizde, o beni ısrarla siyasette birlikte olmaya çağırmıştı, bense onu ısrarla siyasete değil ilmî çalışmalara yönlendirmek istemiştim. Benim siyasetten vaz geçirmek isteyişimin yegâne sebebi, bizi başarıya ulaştıracak maddî gücümüz olmayışıydı. O ise en etkili hizmetin siyasette verilebileceğini söylüyordu. Her ikimiz de haklıydık. Sonuçta ne benim onu ne de onun beni iknası mümkün olabildi. Bu vesile ile o kıymetli şehidimizi rahmetle anıyorum. Milletimizin de bugünkü siyasetteki millî-manevî değerlere sahip temsilcileri aleyhindeki söylentilere fazla rağbet etmemesini diliyorum. Yorumum çok uzun oldu ama heder olmuş o kadar çok hayata, milletimiz için kaçırılmış o kadar çok fırsata şahit oldum ki, “bir dokun bin ah işit” kabilinden mazur görülmemi istirham ediyor, kıymetli yazar Mahmut Haldun Sönmezer‘e teşekkürlerimi sunuyorum.