Etiket arşivi: Hakkına

Doğa’nın Hakkına Saygı

 

handan kaya”Yaratılanı severiz yaratandan ötürü ”sözü ne güzel bir düsturdur. Bu dünyada yalnız yaşamadığımızı kuşuyla, böceğiyle, sürüngeni, ağacı, mantarı, denizi, nehri ve toprağıyla bir bütün olduğumuzu gösteren bir düsturdur. Sevmekten öte her canlıya saygıyı anlatan bir öğreti. Ekosistemi oluşturan her şeye saygı.

Bu sevgiyi saygıyı içselleştirmek gerekli. Yere attığımız her çöp sadece çevreyi kirletmez, o alanda yaşayan her canlının hayatını, yaşam kalitesini tehdit eder. Çevreyi kirleterek sadece kul hakkına değil canlı hakkına da girmiş oluyoruz. Boynuzsuz hayvanın boynuzlu hayvandan hak iddia edeceği bir inancımız var bizim. Buna rağmen yakıp yıkmak da kirletmek de bir sakınca görmüyoruz. Attığımız ambalaj atıkları 500 yılda plastik atıklar 1000 ila 4000 yıl arasında doğada yok olurken biz sadece görüntü kirliliği yaptığımızı nasıl söyleriz?
Attığımız çöpün yanında bulunan karınca, kırkayak, çiyan bu pislikten etkilenmeyecek mi? Onların yaşam alanını kendi yaşam alanımızdan daha çok kirletiyoruz. Kendi yaşam alanlarımızı evlerimizi temizlerken doğayı mahvediyoruz. Öğretmenliğimin ilk yıllarında öğrencilerime sorduğum soruya aldığım yanıtta bunu daha iyi anlamıştım .’Odanızdaki çöpleri toplayınca nereye atıyorsunuz?’diye sorduğumda ‘Pencereden atıyoruz.’ demişti birinci sınıf öğrencim en saf haliyle. Kendi yaşam alanımızı temizlerken başka canlıların yaşam alanına saygı gösterelim.
Hiç bir canlı çevreyi kirletmez insan dışında. İnsan çok korkunç bir varlık. Siz hiç çevreyi kirleten karga gördünüz mü? Kedi köpek ya da. Akılsız diye adlandırdığımız o canlı tuvaletini yapar yapmaz üstünü kumlama kapatır. Ama biz çok akıllı olduğunu iddia eden insanlar, yediğimiz çikolata paketini içtiğimiz sigara izmaritini yere atıp gitmekte bir sakınca görmüyoruz. Üstünü kapatmak gibi bir derdimiz yok her nedense.
Doğada israf yoktur.Biz yediğimiz patatesin kabuğuyla çevreyi kirletirken o kabuklarla diğer canlılar besleniyor,. En son geriye kalanı da çürükçül bakteriler ve sinekler tarafından toprağa karıştırılıyor ve hiç bir madde kaybolmamış israf olmamış oluyor.
Bu canlıları biraz inceleyip ders alsak. Ders alsak da bize emanet edilen dünyayı yarınlarımıza çocuklarımıza teslim edebilsek.
Dinlesek doğayı. Eski mimarlar ne güzel dinlerlermiş doğayı. Mesela her caminin yanına iki çınar ağacı dikerlermiş yıldırım çeken paratoner görevi görsün diye.
Dinleyelim doğayı yoksa doğa bizden intikamını fena alır.
Yeryüzü sevecen bir anne gökyüzü şefkatli bir babadır. İkisi de doğurduklarını besler…