Etiket arşivi: Hakaret

Erdoğan’a hakaretten soruşturulan nüfusla Avrupa’da bir ülke kurulur

Partili Cumhurbaşkanlığı “Cumhurbaşkanlığına hakaret” davalarını patlattı. Yeni sistemin ikinci yılında açılan davaların sayısı iki katı arttı. Parti başkanlığı ile cumhurbaşkanlığını birlikte yürüten Erdoğan’a “hakaret”ten 36 bin kişi soruşturuldu, 12 bin kişi yargılandı, 3 bin 831 kişi ceza aldı. Yargılananlardan 308’i çocuktu.

  

messenger sharing button
linkedin sharing button
sharethis sharing button

Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılananların sayısı her geçen yıl artıyor. Sosyal medyada paylaşım yapanlardan ana muhalefet partisi liderine, çocuklardan yabancı uyruklulara kadar binlerce kişi AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği suçlamasıyla kovuşturmaya uğradı, yargılandı, ceza aldı. Son bir yılda 36 bin 66 kişi hakkında soruşturma açıldı. 2018 yılında 5 bin 233 kişi bu suçlama ile yargılanırken 2019 yılında sayı iki katından fazla artışla 12 bin 298’e çıktı, 3 bin 831 kişi de cezalandırıldı.

Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılı Adalet İstatistiklerine göre, TCK’nın bir yıldan dört yıla kadar hapisle cezalandırılmayı bunun alenen işlenmesi durumunda da altıda bir oranında arttırılmasını öngören 299’uncu maddesinden bir yılda 36 bin 66 kişi kovuşturmaya uğradı, bunlardan 12 bin 298’i de açılan davalarda yargılandı.

30 BİN KİŞİ YARGILANDI

Verilere göre, Erdoğan döneminde kendisinden önceki “resmen” hiçbir siyasi parti ile bağı olmayan cumhurbaşkanlarına göre “hakaret” suçlamasıyla yargılanan ve ceza alanların sayısı binlerle ifade edilecek oranda artış gösterdi.

Birgün’de Nurcan Gökdemir’in haberine göre, Erdoğan’ın 2014 yılında başlayan ilk Cumhurbaşkanlığı döneminde TCK’nin 299’uncu maddesi gereğince yargılanan yurttaş sayısında önceki yıllara oranla büyük bir patlama yaşandı. 2018 yılının sonunda sanık sayısı 17 bin 406’ya fırladı. 2018 yılında 5 bin 233 kişi yargılanırken 2019 yılında bu sayı iki katından daha fazla artışla 12 bin 298 oldu. Böylelikle Cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan’ a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılananların sayısı 29 bin 704’e çıktı.

9 BİN 500 SANIĞA CEZA

Bu suçlamayla yargılananların ortalama üçte biri de mahkûmiyetle cezalandırıldı. Erdoğan’ın ilk seçildiği yıl olan 2014’de 40, 2015’te 238, 2016’da 884, 2017’de 2 bin 99, 2018’de 2 bin 462 sanık mahkûm edilirken 2019’da rakam 3 bin 831 oldu. Böylelikle Erdoğan döneminde 9 bin 554 kişi hakaret suçlamasıyla cezalandırıldı. Geçmiş yıllarda Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle bir yılda en fazla ceza alan yurttaş sayısı 44 iken Erdoğan’la birlikte bu rakamlar binlerle ifade edilmeye başlandı.

2 BİN 663 KİŞİYE HAPİS CEZASI

Yargılananlardan hapisle cezalandırılanların sayısı da önceki yıllarla kıyaslanamayacak ölçüde yüksek oldu. 2019 yılı rakamlarıyla Erdoğan döneminde hapis cezasıyla cezalandırılanların sayısı 2 bin 663 oldu.

EVREN’İ ÖZAL’I BİLE KATLADI

2019 “hakaret” verileri:

-36 bin 66 kişi soruşturuldu

-12 bin 298 kişi yargılandı

-3 bin 831 kişi ceza aldı

Seleflerine göre kovuşturmalar:

-Kenan Evren döneminde 340

-Turgut Özal döneminde 207

-Süleyman Demirel döneminde 158

-Ahmet Necdet Sezer döneminde 163

-Abdullah Gül döneminde 848

Çocukları da yargıladılar:

-318 çocuk (105’si 12-14, 213’ü 15-18 yaş arasında)

-3 tüzel kişilik

-120 yabancı uyruklu

-10 bin 730 erkek

-Bin 56 kadın

-30 çocuk ceza aldı (7’si 12-14, 23’ü 15-17 yaş arasında)

-4 çocuk cezaevine konuldu

kaynak: Odatv.com

Sındır, “Trump’un hakaret dolu mektubu kamuoyundan gizlenecek miydi?”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Dışişleri Bakanlığı’nın 2020 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Trump tarafından Cumhurbaşkanı’na yazılan hakaret dolu mektubun Türk kamuoyundan gizlenmek istendiğini söyleyerek, AKP iktidarını sert sözlerle eleştirdi.
 
Sındır, “Trump’ın mektubunun Temsilciler Meclisi’nde dağıtılması sonucu Fox News muhabiri twiterda bu mektubu paylaşmasaydı; bu hakaret dolu mektup Türk kamuoyundan gizlenecek miydi? Bir hafta boyunca bu mektup neredeydi? Neden bir hafta boyunca tepki gösterilmedi?” sorularını Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na sordu. Sındır, iktidarın devletlerarası mütekabiliyet yeteneğinden yoksun olduğunu ifade etti.
 
“DIŞ POLİTİKA, DEVLET POLİTİKASI OLMALIDIR”
Sözlerine dış politikanın devlet politikası olması gerektiğini ifade ederek başlayan Sındır, “dış politika milli olmalıdır, bir devlet politikası olmalıdır. Dış politika kişisel hırs, ihtiras ve duygulardan uzak tutulmalıdır; tutarlı olmalıdır ve süreklilik arz etmelidir. Dış politika; iç politikanın da aleti olmamalıdır; barışçıl, tarafsız, adil ve akılcı olmalıdır. Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu diye bir kurul var. Bu Kurulun görev, yetki ve sorumlulukları var. Cumhurbaşkanına öneriler getirmek, geliştirmek; izlemek, denetlemek gibi fonksiyonları da var. 2019-2023 stratejik plan hazırlığında bu Güvenlik ve Dış Politikalar Kuruluyla pek istişare olunmadığını, bununla herhangi bir çalışma yapılmadığını görüyoruz. Bu Kurul ne iş yapar? Bu Kurul, Dışişleri Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğuyla çakışan, çelişen bir kurul mudur? Bunları görmek, duymak, bilmek istiyoruz” dedi.
 
“KAMUOYU NEDEN BİR HAFTA SONRA HABERDAR OLDU?”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na seslenerek sözlerine devam eden Sındır, “9 Ekim’de Trump tarafından Cumhurbaşkanı’na yazılan hakaret dolu mektuptan Türk kamuoyu neden bir hafta sonra haberdar oldu? Trump’ın mektubunun Temsilciler Meclisi’nde dağıtılması sonucu Fox News muhabiri twiterda bu mektubu paylaşmasaydı; bu hakaret dolu mektup Türk kamuoyundan gizlenecek miydi? 16 Ekime kadar bu mektuptan kimsenin haberi yok, herkes bihaber. Bir hafta boyunca bu mektup neredeydi? Sayın Cumhurbaşkanı, Dışişlerimiz bu mektupla ilgili kamuoyuna neden bir açıklama yapmadı, neden bu bir hafta tepki gösterilmedi? Bu bir hafta neredeydiniz? Devletimizin başı olan, Anayasa’mızda bu Cumhuriyetin başkomutanı sıfatı olan bir kişiye yazılmış böylesi hakaret dolu bir mektuba verilmiş yanıt; gizlenmiş ve bir haftadan sonra verilmiş geçici bir yanıttır. Anlaşılan, eğer mektup açığa çıkmasaydı, bu aciz ve utanç verici durum da sumen altı edilecekti” dedi.
 
“AMERİKA’DAKİ LOBİ ÇALIŞMALARINDA SONUÇ SIFIR”
NATO Parlamenterler Asamblesi Üyesi olan ve NATOPA toplantısı için Washington’da bulunduğu esnada aynı gün Temsilciler Meclisinde karara bağlanan sözde Ermeni soykırımı tasarısına karşı önemli çalışmaları ve ziyaretleri olduğunu ifade eden Sındır, “Washington Büyükelçiliğimizin yaptığı bir program çerçevesinde geçmiş dönemlerde Bakanlık yapmış üç arkadaşımız ile birlikte Temsilciler Meclisi’ne ve Senatoya giderek bazı parlamenterlerle ve senatörler ile temaslarımız oldu. Devletimizin ve partimizin görüşlerini bizzat ilettik. Ermeni soykırımı iddiası meselesinin tarihçilere bırakılması gerektiğini söyledik. Bu ziyaretler esnasında Amerika’da lıbi faaliyetlerimizde çok eksiğimiz olduğuna üzülerek bizzat şahit oldum. Toplam 435 üyesi olan Temsilciler Meclisi’nde 11’e karşı 405 oy ile aleyhimizde karar alınmış olması tesadüf değildir. NATO Parlamenterler Asamblesi toplantılarında bizi müttefik değil de, düşmanmışız gibi ifade eden söylemlere tanıklık ettim. Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘müttefiklerimiz’ diyerek o bölgedeki, o örgütlerle olan ilişkilerinin alkış aldığına da üzülerek şahit oldum. Türkiye 2017 ve 2018’de Trump yönetimine yakın firmaların da ağırlıkta olduğu lobi firmalarına yaklaşık 13 milyon ABD doları ödemiştir. Ne acıdır ki bu kadar para ödeniyor ancak karşılığında sonuç sıfır. Öyle görülüyor ki lobi faaliyeti yapılsa da yapılmasa da sonuç hiç değişmiyor” dedi.

Atatürk Düşmanlarını Kınıyoruz

 

MİLLÎ MERKEZ BASIN AÇIKLAMASI

11 Mayıs 2017 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.  Atatürk Düşmanlarını şiddetle kınıyoruz başlığı ile verilen yazılı mesaj da şu ifadeler kullanıldı:

milli merkez logoATATÜRK DÜŞMANLARINI ŞİDDETLE KINIYORUZ

 

İnsanlıktan nasibini almamış, vefa ve şükran duygularıyla tanışmamış 2-3 kişi, son günlerde Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığında sınır tanımaz hale gelmişlerdir.

Bildikleri tek dil olan nefret dili, aslında kendilerine dönük bir nefret yaratmaktadır.

Atatürk gibi bir dağın eteklerinde çırpınan bu sürüngenler, hiçbir şekilde amaçlarına ulaşamayacaklardır. Bu milletin kalbindeki Ulu Önder Atatürk sevgisini ve o derin minnet duygusunu asla silemeyeceklerdir.

Kendilerine tarihçi diyen, ancak tarih yapan ve yazanlara karsı ihanet içinde olan bu yaratıklarla ilgili yargının kararını dikkatle izlediğimizi kamuoyuna saygı ile bildiririz.

CHP’li Cankurtaran’dan Çarpıcı Soru: Erdoğan ve AK Parti, Atatürk’e İftiraya Neden Sessiz Kalıyor?

 

 

TVNET kanalında yayınlanan “Derin Tarih” adlı programda Atatürk’e yönelik atılan iftiraya sert tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, “Her gün konuşan ve her konuda fikri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti, Atatürk’e iftiraya neden sessiz kalıyorlar?  Türkiye’nin kurucusu olan bir Cumhurbaşkanı’na yönelik hakarete karşı çıkmak herşeyden önce şu an görevde olan Cumhurbaşkanı’nın görevi değil midir?” diye sordu.

CUMHURIYET HALK PARTISI GENEL BASKAN YARDIMCISI YASEMIN ONEY CANKURTARAN                      FOTOGRAF: ZIYA KOSEOGLU/CHP GENEL MERKEZI
CUMHURIYET HALK PARTISI GENEL BASKAN YARDIMCISI YASEMIN ONEY CANKURTARAN FOTOGRAF: ZIYA KOSEOGLU/CHP GENEL MERKEZI

 

TVNET kanalında yayınlanan “Derin Tarih” adlı programda Atatürk ve manevi kızı Afet İnan hakkında ağır iftiralarda bulunulmuş, aralarında sanki bir ilişki varmış gibi yansıtılmaya çalışılmıştı. Söz konusu programdaki bu ağır iftiralar kamuoyunda büyük tepki çekmiş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) konuyla ilgili yasal girişimde bulunurken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’da programdaki ifadelerle ilgili olarak “Atatürk’e Hakaret” iddiasıyla soruşturma başlatmıştı.

 

“SÖYLEYENE DEĞİL, CESARETLENDİRENLERE BAKMAK GEREKİYOR!”

 

Yaptığı yazılı basın açıklaması ile söz konusu iftiraya sert tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, “Güzel bir söz vardır. ‘Söyleyene değil, söyletene bak’ derler. Bu sözü bugüne uyarlarsak artık söyleyene değil, bu iftiraları bir televizyon kanalında söyleyebilecek kadar cesaretlendirenlere bakmak gerekiyor. Bu iş artık ideolojik karşıtlık olmanın da ötesinde alçakça bir iftiradır. Bu iftirayı dile getirenlerin derdi sadece Atatürk’le değil onun kurucusu olduğu Cumhuriyetimiz ve değerlerimizledir” diye konuştu. Cankurtaran’ın eleştirilerinin hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti de vardı. Cankurtaran, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“BU İFTİRALARDAN RAHATSIZ OLMADIKLARINDAN MI SESSİZLER?”

 

“Atatürk aleyhtarlığıyla bilinen bir sözde tarihçi tarafından sunulan programda Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e yönelik hakaretten de öte, iğrenç bir iftira atılıyor. Buna karşın referandum sürecinde Atatürk’ün ismini ağızlarından düşürmeyerek ‘Biz tıpkı Atatürk dönemi gibi partili cumhurbaşkanlığı getireceğiz’ diyerek oy toplamaya çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetten bu iftiralara dair bir tepkiyi şu ana kadar duymadık. Her gün konuşan ve her konuda fikri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti, Atatürk’e iftiraya neden sessiz kalıyorlar?  Türkiye’nin kurucusu olan bir Cumhurbaşkanı’na yönelik hakarete karşı çıkmak herşeyden önce şu an görevde olan Cumhurbaşkanı’nın görevi değil midir?

Bu konudaki sözleri sarfeden tarihçiye ve TV kanalına yönelik bir tepkisi olmayacak mı? Yoksa bu iftiralardan rahatsız olmadıklarından mı sessizler? Erdoğan ve hükümet bir an önce bu konuda bir açıklama yapmalıdır.”