Etiket arşivi: Hac

Hac kayıtları başladı… 2020 haç kuraları ne zaman çekilecek?

 

Hacı adaylarının her sene beklediği hac kayıt tarihleri açıklandı. Kutsal görevini yerine getirmek isteyen hacı adayları 11 Kasım 13 Aralık tarihleri arasında www.hac.gov.tr adresinden ön başvurularını yapabilecekler. Elçi tur Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Başarır, Hacca gitmek isteyen vatandaşların dikkat etmesi gereken maddelere dikkat çekerek “bu ulvi görev için başvuru yapacak vatandaşlarımızın konaklama tercihlerine çok dikkat etmesi gerekiyor. Ön kayıt sisteminden sonra bu tercihleri değiştiremiyorlar. Ayrıca kayıt olduktan sonra uzun ve bir kadar da önemli evrak listesi var, bu listeyi de eksiksiz toplamaları gerekiyor.” Açıklamalarında bulundu. İşte hacı adaylarının başvuru yaparken dikkat etmesi gerekenler.

Kutsal topraklara giderek dini vecibeleri yerine getirmek isteyen vatandaşlar, heyecanla diyanetten gelecek tarihi bekliyordu. Diyanetin açıkladığı tarihlere göre hacı adayları 11 Kasım 13 Aralık tarihleri arasında www.hac.gov.tr adresineden ön kayıtlarını yapabilecekler. Kura ise 9 Ocak 2020 tarihinde çekilecek. Ancak hem ön kayıt hem de ön kayıttan sonra hacı adaylarının dikkat etmesi gereken önemli hususlar bulunuyor. Elçi Tur Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Başarır, hacı adaylarının dikkat etmesi gereken maddeleri sıraladı. İşte o maddeler;

Rezervasyonlara dikkat!

Öncelikle 2020 yılında ilk defa hacca gidecek vatandaşların 25 TL harç ücretini ilgili bankalara yatırmaları gerekiyor. Ardından ön başvuru fromunu doldurabilirler. Özellikle hac fiyat aralıklarını göz önünde bulundurarak oda tercihi ve ya otel tercihi yapacaklar. Ancak bu tercih bağlayıcı olacağı için daha sonra konaklama tercihlerinde değişikliğe izin verilmeyecektir. Hacı daylarının dikkat etmesi gereken bir diğer husus ise kendisiyle birlikte kuraya katılmak isteyen kişi/ kişileri mutlaka belirtmeleri gerekiyor.

İletişim bilgilerine dikkat!

Hacı adayları başvuru yaparken iletişim bilgilerini mutlaka girmeli ve bu işlemi doğru bir şekilde yapmalıdır. Bunun sebebi ise kura çekimi sonra hacca gitmeye hak kazanan vatandaşlara “kesin kayıt yaptırabilir” belgesi SMS şifresi olarak gelecek. Aynı zamanda cep telefonu değişikliği yaptırmak isteyen vatandaşların  diyanetin vereceği tarihte il/ilçe müftülüklerine gidip müracaat etmeleri gerekiyor.  Detaylı bilgi almak isteyen hacı adayları www.elcitur.com.tr adresinden ulaşabilirler.

AYTUNÇ ALTINDAL : “KGB Moskova’da şube açmamı teklif etti, ben de açtım!

Türkiye’nin en ünlü komplo teorisyenlerinden biri o. KGB’nin teklifiyle
Moskova’da bir kültür merkezi açtığını söyleyen Aytunç Altındal, “gizli
ilişkiler” sözkonusu olduğunda başvurulan ilk “kaynak.” Papa Jean Paul 1’in
ölümünde vatikan parmağı olduğunu söyleyen Altındal “Tekzip gelmediğine
göre, doğru” diyor. Seon bombası ise marc’la ilgili. Altındal’a göre Marx,
Dan Brown’ın da “Da Vinci Şifresi”nde bahsettiği İlluminati örgütünün
“İslami kanadına” mensuptu!

Çok tartışılan bir yazar Altındal. KGB ajanlığından dinci olduğuna kadar
hakkında pekçok şey söylendi. Bir kesime göre komplo teorileri uzmanı.
Kimilerine göre de sayılı terör uzmanlarından biri. Ekranlardaki tartışma
programlarının gözdesi. Marks’ın gizli örgüt üyesi olmasından tutun da,
İhsan Sabri Çağlayangil’in Dan Brown’ın “Da Vinci Şifresi” kitabıyla gündeme
getirdiği Gül ve Haç cemiyeti örgütünün üyesi olduğuna kadar pek çok akıl
almaz iddiayı belgelediğini söylüyor. Peki Aytunç Altındal kim aslında?

* Aytunç Altındal 1973 yılında 7.5 yıl hapse mahkum oldu ve yurtdışına
kaçtı. Bir şiir kitabı neden oldu bu mahkumiyete değil mi?
Evet. Partizan adlı kitabım. Sadece şiirlerim vardı.

* Komünizm propagandası ve orduya hakaretten mahkum oldun. Ne biçim
şiirlerdi?..
O günlerde öyleydi. 10 yıl sürdü o dava. Bir gece, ertesi sabahki duruşmada
tutuklanacağımı öğrendim. Aynı gece yurtdışına kaçmaya karar verdim. O akşam
kız arkadaşımla buluştum. “Önce benim sana bir haberim var” dedi. “Eyvah
hamilesin, bebek bekliyorsun ama ben bu akşam gidiyorum, bebek kız olacak
adını Emine koy” dedim ve gittim. Emine doğduktan sonra her ikisini de
Paris’e çağırdım, orada gördüm.

* O kızla evlendin mi?
Dokuz sene sonra.

* Cezan ne oldu?
O maddeler kalktı. 141-142-163 ve 312’den yargılanmıştım.

* Bunların toplamı mı 312 ediyor?
Dalga geçme. “Vatanı için savaşmayan generallerin omzundaki yıldızlar
Amerikan dolarıdır” gibi bir şey yazmıştım. Orduya hakaret saydılar.
“Yoldaş” kelimesi de komünizm propagandası oldu. Sulhi Dönmezer
bilirkişiydi. Onun raporuyla mahkum oldum.

* Sulhi Dönmezer rahmetli oldu.
Toprağı bol olsun. Ama bu gerçeği değiştirmiyor…

Çakal Carlos’la bağlantı!
Aytunç Altındal’ın Teşvikiye’deki bürosunda bunları konuşurken kapı
çalınıyor ve bir kurye, bir paket getiriyor. Paketi açarken aramızdaki
diyalog şöyle gelişiyor:

* Ne bunlar? Gizli belgeler mi?
Yok canım kitap. Bak şu kitaba. Adı ne?

* “Devrimci İslam.” Yazarı da Ramirez Sanchez Carlos. Yani Çakal Carlos mu?
Tabii. Bak bu adam yüzünden başıma ne geldi. “Marksist Yaklaşımla Türkiye’de
Kadın” diye bir kitabım vardı. 1975 yılında İsviçre’deyim. Kitabın
Almanca’sını bir Alman yayınevi basacak. Adı da “Rote Stern Verlag” yani
“Kızıl Bayrak Yayınları.”

* Yayınevini bulmuşsun…
Tam o hafta Stern dergisinde bir kapak. “Komünistlerin Almanya’daki gizli
hücresi ortaya çıkarıldı” diye. O hücre, kitabı çıkaracağım yayıneviymiş.
Perde arkasındaki sahibi de kimmiş? İşte bu meşhur Carlos.

* O zaman sen de kaçaksın, Carlos da…
Sana başka bir macera anlatayım. 1989’da İsviçre’de Mordüs Vivendi isimli
bir kültür merkezi ve yayınevi kurmuştum. KGB bunun bir şubesini Moskova’da
açmamı teklif etti.

* Neden KGB?
Glasnost dönemi. Dışarı açılıyorlar. Beni Rusya’nın kültür danışmanı
yaptılar.

* İşin içinde yine gizli örgütler filan var mı?
Aklını oraya taktın. Modüs Vivendi’yi aynı konseptle Moskova’da kurdular.
Amerika’nın ünlü 24 ressamının sergisini açacağım. Zürih havaalanında
Amerikalılar’la buluştuk, Moskova’ya uçacağız. Amerikalılar yanıma hiç
tanımadığım bir kadın verdiler. Sylvia Marten diye bir hanım. Daha önce
Richard Gere’la berabermiş.

* Güzel bir şey olması lazım.
Hoş bir hanım. Getirdiler, tanıştım. Belli ki bir misyon taşıyor.

* KGB bunu bilmiyor mu?
Herkes biliyor. KGB ve CIA zaten kardeş kuruluş. Bir parantez açayım. Ağca
için “KGB ajanıdır” dediler. CIA, “değildir” açıklaması yaptı. Ağca, CIA’nın
üstüne kalınca bu defa KGB onları akladı. Aralarında paslaşıyorlar.

* Sana göre Ağca kimin adamıydı?
Vatikan’ın içinden bir grup tarafından kiralanmıştı.

* Yani Papa’yı Vatikan mı öldürtmek istedi?
Önceki Papa Jean Paul 1’i de Vatikan’ın öldürdüğü belli.

* Sen bunları nereden biliyorsun?
Biz biliriz. Boşver nereden bildiğimizi.

* Nerede bunun belgeleri?
Ben bunları hep yazdım. Tekzip gelmedi.

* Koskoca Vatikan, Papa’yı biz öldürmedik diye Aytunç’a tezkip mi
gönderecek?
Herkese cevap veriyor, bana da verseydi. Boş ver, eğlenceli kısmına gelelim.
Bu Sylvia, Moskova’daki açılış gecesinde votkaları arka arkaya içince 500
davetlinin önünde sarhoş olup striptiz yapmaya başladı. Bizim Büyükelçi
Vural İnan’da orada.

* Striptiz yapan CIA ajanı. Neden yapmış?
Ben de bunu Amerikalılar’a sordum. “Onun misyonu oydu” dediler. Rezalet
çıkaracakmış.

* Pek akla yakın gelmiyor.
Bunların hepsi şov. Şimdi asıl konuya gelelim. Benim iddiam şu: Dünyada
toplumlar için üst tasarımları yapan bazı gruplar ve bu tasarımları
uygulayan hükümetler var. Bu üst tasarımcıların, istekleri çerçevesinde
hayat yönlendiriliyor.

“Newton da büyücüydü”
* Ben anladığımı söyleyeyim, mesela bazı güçlü örgütler var, Tapınak
Şövalyeleri, Gül ve Haç Kardeşliği, İlluminati gibi ve bunlar yüzyıllardır
yaşamlarımızı yönlediriyorlar…
Aynen öyle.

* Bunu Dan Brown da söylüyor.
Ben yıllardır söylüyorum.

* Ama o senden daha zengin oldu…
Biz Türk’üz oğlum. Bizi kolay dinlemezler. Ben Isaac Newton’un hiç
bilinmeyen…

* Bir keşfini bulduğunu söylemeyeceksin herhalde.
Hayır, okült çalışmalarını yayınladım. “Meğer Newton büyücüymüş” diye
Amerikalı Newton uzmanları bile şaştı kaldı.

AYTUNÇ ALTINDAL : “KGB Moskova’da şube açmamı teklif etti, ben de açtım! (2)

29 Ağustos 2004

Türkiye’nin en ünlü komplo teorisyenlerinden biri o. KGB’nin teklifiyle
Moskova’da bir kültür merkezi açtığını söyleyen Aytunç Altındal, “gizli
ilişkiler” sözkonusu olduğunda başvurulan ilk “kaynak.” Papa Jean Paul 1’in
ölümünde vatikan parmağı olduğunu söyleyen Altındal “Tekzip gelmediğine
göre, doğru” diyor. Seon bombası ise marc’la ilgili. Altındal’a göre Marx,
Dan Brown’ın da “Da Vinci Şifresi”nde bahsettiği İlluminati örgütünün
“İslami kanadına” mensuptu!

* Senin bunları kafandan yazıp uydurmadığını nasıl anlayacağım? Newton’un el
yazılarını bulmadın herhalde?
Hayır, ölümünden 10 yıl sonra 50 adet basılmasını istediği el yazmaları var.
O kitaplardan birinin tıpkı basımını yaptım.

* Ve o 50 kitaptan bir tanesini bile kimse bulamamış…
Newton, Mason localarının başındaki insan. Sadece bu locaların liderlerine
verilmesi için hazırlamış bunu. Biri elime geçti. Anlatmak istediğim şu:
Demokrasi, insan hakları gibi kavramlar bile birer üst tasarım.

* Mesela Yeşiller de mi Gül ve Haç kardeşliğinin tasarımından doğmuş?
Hayır ama Yeşiller’in kurucusu dünyanın en büyük faşistlerinden biri.
Hitler’in örnek aldığı adam. Guido von List.

* Sosyalizm de mi bir üst tasarım şimdi?
Marx’ın kendisi komünist parti üyesi değil ama bir gizli örgüte üye olmuş.
Hadi bakalım yaz bunu Türkiye’de olay olsun. Sana bir de belge göstereceğim.

* Tabii göstereceksin çünkü Marx’a sormamız mümkün değil. Hangi örgütmüş bu?
“League Of The Just” Hakk Ligası, Hak Birliği diye Türkçeleştirebiliriz. Bu
da İlluminati’nin İslami kanadının bir örgütü.

* Yani dolayısıyla Karl Marx da İlluminati’nin tasarımcılarından biri?
İlluminati çizgisinin getirdiği Hakk Ligası örgütünün.

* Sonunda Marx’ı da İlluminati uzantısının elemanı yaptık? İlluminati,
Güller ve Haç Kardeşliği, Türkiye’ye kadar uzanıyor diyorsun…
Tabii. Mesela 1963 yılında Cemal Birik diye bir kişi Türkiye’de Gül ve Haç
şövalyeliğine getirildi. Onu önerenler de Profesör Hazım Atıf Kuyucak ve
eski Dışişleri Bakara İhsan Sabri Çağlayangil.

* Onlar da Gül ve Haç üyesi demek.
Evet. Ve Masonlar aslında.

Zengin mi değil mi?
* Merak ettiğim bir şey var. Sen Türkiye’den kaçıp Paris’e gittin yıllar
önce. Sonra nasıl zengin oldun?
Zengin olduğumu kim söyledi?

* İsviçre’de o yayınevini, kültür merkezini kurmak az iş mi?
Ailemden kalan araziler satıldı.

* Orası tamam da sonra ne oldu? İsviçreli eşinin ailesinin bir bankası vardı
değil mi?
Avrupa’nın en eski bankasıdır. Onun da yardımı oldu. Çok köklü bir ailedir.
Ailenin bir kolu da ünlü Dupond’lar.

* Peki Sovyetler’le bu ilişkilerin kökeni ne?
60’lı yıllardan beri vardı.

* CIA ajanı olup olmadığın konusunda da şüpheler var mı?
Doğu Perinçek’in Aydınlık gazetesine göre KGB’nin Türkiye temsilcisiydim.
Sonra Sovyet sistemi çökünce CIA ajanı olduk mecburen. Bu arada Fethullah
Gülen de beni MOSSAD ajanı ilan etti.

* Peki MİT’çi dediler mi?
Yok ama bir sivil paşa dediler. Aslında ben VİS üyesiyim.

* VİS nedir?
Venezüella istihbarat servisi. Onun Türkiye’deki adamıyım. Çünkü en güzel
kadınlar orada. Çad ve Somali de boşta. İstersen seni onlardan birine
aldırayım.

* Kalsın. Neden korumayla geziyorsun?
Korumaları ben istemedim. Devlet verdi.

* Neden?
Necip Habletimoğlu öldürülünce Doğu Perinçek savcılığa gitmiş, sırada Aytunç
Altındal var demiş. Yugoslavya’dan ve Rusya’dan böyle bilgiler almış.

Vatikan da onu izliyor!
* Senin Vatikan-Mafya bağlantıları konusunda iddiaların var.
Vatikan’ın Mafya ve Naziler’le ilişkileri ayrı bir derya. II. Dünya Savaşı
sırasında Vatikan Yahudiler için kılını bile kıpırdatmadı. Çünkü 1929
yılında Mussolini ile bir anlaşma yaptılar ve Vatikan devletini kurdular.
Sonra Hitler’le anlaştılar ve bütün Katolikler’e kilise vergisi koydurdular.
Karşılığında da Yahudi soykırımına ses çıkarmadılar. Bugün dünyada bir
milyar Katolik her yıl kiliseye vergi ödüyor. Vatikan devleti ise sadece
1011 kişi.

* Bu kadar büyük rant olunca işin içinde mafya da oluyor tabii…
Mayfa direkt işin içinde. Bunun en somut örneği İtalya’da P2 Mason Locası
skandalında ortaya çıktı. Mafya ve Vatikan’ın bankaları bu paraları
aklıyordu. Bank Ambrossino’nun müdürü Roberto Calvi, İngiltere’de bir
köprünün altına asılmış olarak bulundu. Yarım saat önce de sekreteri
bankanın bulunduğu binanın onuncu katından aşağıya atılarak öldürüldü.

* Vatikan seni de öldürmesin Aytunç.
Bir hafta önce İtalyan Republica gazetesinde benimle ilgili bir yazı vardı.
“Vatikan bu adamın ne yaptığını ilgiyle izliyor” diye yazılmıştı.

‘Döndüğüm filan yok’
* Yıllar sonra dinci olduğun yolunda suçlamalar oldu. “Solcu Aytunç döndü”
dediler.
Öyle dönme mönme yok. Benim 1962’den bugüne kadar söylediğim şu: Bu
memleketin bir dini, gelenekleri var. “Senin problemin dine küfretmek değil,
önce emekçinin haklarını ön plana çıkar” dedim diye 1965’ten bu yana kötü
adam sayıldım. İslam dinine saygı gösterilirse, Türkiye’de sosyalist
hareketin başarıya ulaşacağına inanıyorum.

* Ama çıktığın televizyon programlarında tutucu bir insan imajı çiziyorsun.
Örneğin misyonerliğe karşısın. Türk-Ermeni tartışmalarında Ermeni düşmanı
gibi görünüyorsun.
Ben Ermeni düşmanı değilim. Dışnak ve Hınçak partilerinin düşmanıyım. Bu iki
partinin tüzüklerinin ikinci maddesinde “Amacımıza ulaşmak için şiddet ve
terör uygulayacağız” diyor. Türkiye’nin Ermeni sorunu yok. Bir Ermeni terörü
sorunu var. 20 sene önce sana bir Pontus meselesi çıkacak demiştim.
Hatırladın mı?

* Diyelim ki hatırladım.
Bak bugün bir Pontus meselesi var Türkiye’nin. Bunu sana 83’te anlattım.
Çünkü oralarda yaşadığım zaman ben bu olayların içindeydim. Kimlerin nasıl
planlar yaptıklarını gördüğün zaman aklın duruyor. Belçika’da, Bizans’ın
yeniden kurulması için iki yılda bir sempozyum düzenlenir. Bizans
toplantıları, 40 yıldır yapılıyor. Kimsenin haberi yok. Ben onlara katıldım.

* Sen hangi kılıkta karıştın aralarına?
Kılıksız karıştım canım.

* Ajanlık filan durumları var mıydı?
Sen istiyorsan öyle olsun.

[status draft]

[nogallery]

[geotag on]

[publicize off|twitter|facebook]

[category araştırma]

[tags RÖPORTAJ, AYTUNÇ ALTINDAL, KGB, Moskova, şube, teklif]

KURBAN GELENEĞİMİZ NE KADAR KUR’ANÎ?

 

 

Bayramları seviyoruz ama kendimize uydurduktan sonra. Kelimeleri ezberliyoruz ama onları asıl mânâlarından kopardıktan sonra..

Kurban Arapça ‘kurb’dan geliyor; kökeni ‘karabet’ = yakınlık. Akraba da yakınlar, yakınındakiler demek.. Cuma’ları okunan Nahl 90’daki “Ve îtâi zî’l-kurbâ” emrini hısımlar yerine yakındakiler diye anlarsan mahalleli önceliğe girer.

Osmanlı geleneğinde Ramazan Bayramı’na Îd-i Fıtr yani Fitre / Fıtra Bayramı ve Kurban Bayramı’na da Îd-i Adhâ yani Kurbanlar Bayramı denirdi. Dolayısıyla Kurban yerine Dahiye yada Udhiye, Kurban Kesmek yerine de Tadhiye kullanılırdı.

Kuran’da kurbanla ilgili olduğu kabul edilen âyetlerde ise Kurban yada Adhâ geçmez:

  • Kevser 2 – “Fesallî liRabbike ve’nhar / O halde Rabb’in için destekleş ve diren!”
  • Hac 28 – “Li yeşhedû menâfia lehüm ve yezkürû’smellâhi fî eyyâmin ma‘lûmâtin alâ

mâ rezekahüm min behîmeti’l-en‘âmi fekülû minhâ ve at‘ımû’l-bâise’l-fakîr / Şahit olsunlar kendileri için faydalara ve Allah’ın adını ansınlar belirli günlerde, onların rızıklandığı dört ayaklı hayvan türü şeylerde. O halde yiyin ondan ve muhtaca – yoksula verin.”

  • Hac 32 – “Zâlike ve men yuazzım şeâire’llâhi feinnehâ min takvâ’l-kulûb / Böyledir ve kim

Allah’ın kurallarını yüceltirse muhakkak o kalplerin sorumluluğundadır.”

  • Hac 33 – “Leküm fîhâ menâfiu‘ ilâ ecelin müsemmen sümme mahılluhâ ilâ’l-Beyti’l-Atîk /

Size orda faydalar; belirlenmiş ölüme dek, sonra onun yeri Kadim Mekân’a kadar.”

  • Hac 34 – “Ve likülli ümmetin cealnâ menseken liyezkürû’smellâhi alâ mâ razakahüm min

behîmeti’l-en‘âmi feilâhuküm ilâhun vâhıdün felehû eslimû ve beşşiri’l-muhbitîn / Ve ümmetin tümüne eylem belirledik; Allah’ın adını ansınlar, onların rızıklandığı dört ayaklı hayvan türü şeylerde. Gayri sizin ilahınız tek bir ilah; o halde O’na teslimleşin. Ve alçak gönüllüleri müjdele!”

  • Hac 36 – “Ve’l-budne cealnâhâ leküm min şeâiri’llâhi leküm fîhâ hayrun, fezkürû’smellâhi

aleyhâ savâffe feizâ vecebet cunûbuhâ fekülû minhâ ve at‘ımû’l-kania‘ ve’lmu‘terra kezâlike sahharnâhâleküm lealleküm teşkürûn / Büyükbaş hayvanlar size Allah’ın prensiplerinden kılındı; sizin için onda hayır var. Allah’ın adını anın, saf hâli üzere. Gayri yanları üzere düştüğünde artık ondan yiyin ve kanaatkâra da, dilenene de verin. Böylece onu size âmâde kıldık; umulur ki şükredersiniz.”

  • Hac 37 – “Len yenâle’llâhe luhûmühâ velâ dimâuhâ velâkin yenâlühü’t-takvâ minküm

kezâlike sahharahâleküm litukebbirû’llâhe alâ mâ hedâküm ve beşşiri’l-muhsinîn / Asla Allah’a ulaşmaz, onların etleri ve kanları, fakat sizin sorumluluk bilinciniz ulaşır. Böylece onu size âmâde kıldı; sizi aydınlatması üzere Allah’ı büyükleyesiniz. Ve ihsanseverleri müjdele!”

  • Bakara 196 – “Ve etimmû’l-hacce ve’l-umrete lillâhi fein uhsırtüm femâ’steysera mine’l-hedyi

velâ tahliku‘ ruûseküm hattâ yeblüga’l-hedyu mahillehü femen kâne minküm marîdan ev bihî ezen min re‘sihî fefidyetün min sıyâmin ev sadakatin ev nüsukin feizâ emintüm femen temettea bi’l-umreti ilâ’l-hacci femâ’steysere mine’l-hedyi femen lem yecid fesıyâmu selâseti eyyâmin fî’l-hacci ve seb‘atin izâ reca‘tüm tilke aşeretün kâmiletün zâlike limen lem yekün ehlühü hâdırı’l-mescidi’l-harâmi ve’t-tekullâhe ve‘lemû ennellâhe şedîdü’l-ikab / Ve hac ile umreyi Allah için tamamlayın. Eğer mahsursanız o vakit kolayınıza gelen bir hediyelik; ve başlarınızı kazımayın hediye bedeli yerine ulaşıncaya kadar. Gayrı biriniz hasta yada başında bir eziyet bulunduğunda oruçtan fidye vakti veya sadakadan veya âdetten.. Güvende olduğunuzda gayrı umreden hacca dek yararlanırsınız, hediyenin kolayınıza geleninden; kim bulamazsa artık oruç, üç günü hacda ve yedi gün döndüğünüzde; iş tamam on gün. İşte bu ailesi olmayan, Mescid-i Haram’da hazır ve Allah’tan sakınanlara. Ve bilin ki Allah’ın cezalandırması şiddetlidir.”

Türk Milleti’nin kurbana bu kadar önem vermesinin altında demek ki başka şeyler var.