Etiket arşivi: Gülen

Ünlü hocadan Gülen öldü iddiası

FETÖ lideri Fethullah Gülen’in öldüğünü, cesedinin ise Yahudi mezarlığına gömüldüğünü belirten İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, “Yoksa bizim polislerimiz onu Türkiye’ye getirecekti” ifadesini kullandı.

 

İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, Fethullah Gülen ile ilgili gündeme bomba gibi düşen bir iddia ortaya attı. Verdiği bir röportajda FETÖ lideri Fethullah Gülen’in öldüğünü, cesedinin ise Yahudi mezarlığına gömüldüğünü belirten Akşit, “Gizli şeyleri söyletiyorsun bana. FETÖ öldürüldü, sağ değil. Yaşamıyor şu anda. Mezarı da Yahudi mezarlığında” dedi.

maxresdefault-hqfd-cover-fjtu_cover.jpg

“ÖLMESEYDİ BİZİM POLİSİMİZ GETİRECEKTİ”

Emniyet kaynaklarının Fethullah Gülen’in öldüğünü bildiğini belirten Akşit, “Yoksa bizim polis onu getirecekti Türkiye’ye… Şimdi onun öldüğünü biliyor bizim polislerimiz. Burada papaz var ya bir tane ‘onu vermezseniz biz de bunu vermeyeceğiz’ diyorlar. Öldürdüler onu, çoktan öldü. Öldüğü yeri de biliyorum ben; New Jersey’de… Yahudi mezarlığına gömüldü. İstihbaratta adamın var mı, özel konuşabileceğin adam varsa sorabilirsin. Yok oldu, gitti.” ifadelerini kullandı.

AKŞİT, FETÖ TARAFINDAN TEHDİT EDİLİYORDU http://türkiyeokuyor.com

Fethullah Gülen ile yaptığı mücadeleler ile tanınan bir isim olan Akşit geçtiğimiz günlerde, FETÖ tarafından öldürülmek istendiğini açıklamıştı.

KANSER OLDUĞU İDDİA EDİLMİŞTİ

Bir süre önce örgüte yakın kaynaklar tarafından Fethullah Gülen’in kanser olduğu yönünde iddialar ortaya atılmıştı.

Kaynak: Ünlü hocadan Gülen öldü iddiası 

YENİ ABANT; KARTEPE ZİRVESİ Mİ?

YENİ ABANT; KARTEPE ZİRVESİ Mİ?

 

süleyman pekinKüçükken “Topu Keltepe’ye dikmek” diye bir tabir vardı ve genelde sınıfta kalanlar için kullanılırdı. Sonradan Keltepe Kartepe oldu, yetmedi 10 yıl kadar önce 10 belde birleşti ve Kartepe İlçesi oluştu.

Geçtiğimiz günlerde Kartepe’nin turizmle anılan tesislerinde “Uluslararası 15 Temmuz ve Darbeler Sempozyumu” düzenlendi ve bazı Hükümet temsilcileri de yer aldı. Kocaeli’nin Tarih Sempozyumu ve Kitap Fuarı’ndan sonra üçüncü büyük kültürel etkinliği olarak kayda geçti.

Hem Kartepe temalı markalaşma hem darbe ve demokrasi üzerinden bir düşünce havuzu oluşturma gayretleri makul olsa da seçilen bazı isimlerdeki özensizlik bu önemli organizasyona gölge düşürmüştür.

Lokantalardaki fiks mönüye benzer bazı isimler Abant Platformu olur; ordadırlar, Ermenilerden Özür Dileme Kampanyası düzenlenir; imzadadırlar, Çözüm (!) Süreci olur; Âkil Adamlar gurubundadırlar. Şimdi de buradalar..

Kim bunlar? Mesela; Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Fuat Keyman. Cemaat’in Abant Toplantılarının müdavimi ve o toplantılarda Devletin kuruluş ayarlarının değiştirilmesini savunanlardan biri. Yurdum insanından ‘Kürt Sorunu’ diye sorun üreten ve Âkil İnsanlar Komisyonu’nun Ege Bölgesi kısmında parayla nasihat dağıtan bir kişi.

Şimdilerde Etki Ajanlığı suçlamasıyla tutuklu bulunan Osman Kavala ile birlikte OSF senin TESEV benim gayri millî ve gayri yerli her organizasyonun başat aktörü. Meşhur Bilderberg Toplantılarına Türkiye’den çağırılan 3-5 kişiden birisi. Kartepe Zirvesi’nin “Siyasal Açıdan Türkiye’de Darbeler” oturumunda konuştu. Eğer Darbe Kalkışması başarılı olsaydı ve İktidar’ın yanlışlarıyla ilgili toplantı yapılsaydı yine o konuşacaktı.

Kim mesela; aynı oturumun bir diğer konuşmacısı Prof. Atilla Yayla. Hesapta Türkiye’nin ‘en liberal’i.. Hakikatte Aykut Edibali’lerin Yeniden Millî Mücadele’sinden Liberal Düşünce Derneği Başkanlığına, 12 Eylül’de Kenan Evren destekçiliğinden Sivil Toplum ve Serbest Piyasa çalışmalarıyla Anthony Fisher Ödülü’ne kadar geniş bir yelpazeye sahip.

Atatürk’e hakaretin pek bi moda olduğu 10 yıl öncesinde Kemalizm’e ve Atatürk’e o kadar çok saydırdı ki neredeyse kendisini tutuklatıyordu; Allah’tan Hükümet’in desteği ve 208 akademisyenin bildirisiyle sıyırdı. Uzun zaman Zaman’da yazdı, 17-25 Aralık 2013’ten sonra bile “Gülen Cemaati parti kurarsa meşruiyete destek adına ilk seçimde bu partiye oy vereceğim” deme cesaretini gösterdi. Kartepe Zirvesi’nde herhalde bunları anlatmamıştır.

Başka kimler; mesela Prof. Nilüfer Narlı, mesela Prof. Bekir Berat Özipek. Abant Platformu’nun gözde ve güzide isimleri.. Ve mesela Prof. Davut Dursun; hem Abant’çı hem RTÜK Başkanlığı döneminde kurumu FETÖ üssü haline getiren İletişimci.

Tarihten ders almak bir delikten iki kere ısırılmamaktır.  Darbeleri anlamak için Türkiye’nin NATO’ya üyelik sürecini iyi anlamak lazım. Hep dediğimiz gibi; 1952’de sadece Türkiye NATO’ya girmedi, NATO da Türkiye’nin bütün kurumlarına girdi. Amerika yalnızca bazı dinî teşekküllerin üzerinden Türkiye’de muktedir olmaya oynamıyor; birçok sivil toplum unsurları ve akademisyenler de işin fazlasıyla içinde..

‘Bizi şu da kandırmış, bu da kandırmış’ serisinin uzamaması devlet ve millet yararına olduğu için yukarıdaki örneklem şahsiyetler analiz edilmiştir. Bunlar ihbar mahiyetinde sayılmamalı ve fakat Devlet’in de bir Kara Kaplı Defteri olmalıydı vesselam.

ABD’deki Ermeni Diasporası ve FETÖ, Trump’ın Zaferi ile Hüsrana Uğradı

ABD’deki Ermeni Diasporası Donald Trump’ın zaferle çıktığı seçimlerde hüsrana uğradı.

aglamaErmeni Diasporası’nın desteklediği ve “Sözde Ermeni Soykırımı” iddialarını destekleyen Hillary Clinton başkanlık seçimlerini kaybederken başta Bob Dold, Mark Kirk olmak üzere Ermeni Diasporasına yakın Kongre Üyeleri seçimlerde başarısızlığa uğradı.

aglama-jpg1
Seçim sonuçları gerek ABD Başkanlık koltuğuna gerekse Kongre üyeliğine seçilen isimler dolayısı ile Ermeni Diasporası açısından büyük bir yenilgi olarak görülmekte.

Hillary Clinton, “Sözde Ermeni Soykırımı” konusunda ermeni iddialarını desteklemesine ilaveten seçim mitinglerinde yaptığı Terör örgütü PKK’nın suriye uzantısının silahlandırılması çağrıları ve FETÖ terör örgütü üyelerinden aldığı yüklü miktardaki bağışlar ile ABD’deki Türk seçmenin büyük çoğunluğunun desteğini kaybetmişti.

Donald Trump’ın Zaferi Türkiye – Amerika İlişkileri İçin de Bir Zafer

Donald Trump, Müslümanlara karşı yaptığı açıklamalar dolayısı ile her ne kadar ABD’deki Türk toplumunu hayal kırıklığına uğratmış olsada dış politika vaadleri ve Türkiye hakkındaki açıklamaları ile Türk Amerikan ilişkileri açısından başkanlık için en uygun isim olarak öne çıkmaktaydı. Donald Trump seçim mitingleri boyunca yaptığı açıklamalarda Türkiye’den övgü ile bahsetmiş ve   “Türkiye, IŞİD’e karşı birçok şey yapabilir. Eğer onlarla müzakere eden ben olsaydım IŞİD konusunda çok daha fazlasını yapacaklarını düşünüyorum” demişti.

Ayrıca 15 Temmuz darbe girişimi hakkında Türkiye’deki darbe girişimiyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı övmüş, “Yaşanan darbe değildi, başarılı olmadı, girişim olarak kaldı ve bu durumu tersine çevireceğine dair Erdoğan’a epey güvendim” demişti.

aglama-jpg2
Trump’ın Türkiye’ye Karşı Olumlu Yaklaşımı Seçim Sonrası Daha da İvme Kazandı

Trump’ın Türkiye’ye karşı olumlu yaklaşımı seçim zaferi sonrasında da artarak devam etmekte. Trump’ın Başkan Yardımcısı Mike Pence, seçim gecesi yaptığı açıklamada ‘Türkiye ile ilişkileri geliştireceklerini’ söyledi.

Trump’a yakın diğer bir isim olan Donald Trump’ın güvenlik ve istihbarat başdanışmanı emekli korgeneral Michael Flynn, FETÖ lideri Fetullah Gülen Hakkında bir yazı kaleme alarak “Arka bahçemiz Pensilvanya’ya rahatça yerleşmiş olan bu maskeli terör ve istikrarsızlık kaynağı tarafından Washington’ın gözü boyanırken NATO müttefikimiz Türkiye’ye engel olmak mantıksızdır. Türkiye’nin bakış açısıyla Washington, Türkiye’nin Usame bin Ladin’ine sığınak oluyor. 11 Eylül’den sonra Usame bin Ladin’in Türkiye’de güzel bir köyde yaşadığını ve aynı anda da Türk vergi mükelleflerinin vergileriyle fonlanan 160 okulu işlettiğini öğrenseydik ne yapardık?” dedi.aglama-jpg3

Donald Trump kazandığı zafer ile birlikte uslübünü değiştirerek  “Tüm Amerikanın Başkanı Olacağız. Bütün Uluslarla İyi Geçineceğiz” açıklamaları yaptı ve bugün itibari ile Müslümanlarla ilgili yaptığı olumsuz açıklamaları internet  sitesinden kaldırdı.aglama-jpg4

İstihbarat Doğruysa; FETÖ, ABD’de 128 Yeni Okul Açmak İçin Dilekçe Verdi

fetulah-gulenAkşam gazetesinin, İstihbarat kaynaklarına dayandırdığı bir bilgiye göre FETÖ terör örgütü lideri Fethullah Gülen, ABD’de yeni bir eğitim hamlesi başlatıyor.

FETÖ’nün ABD’de tutunmak için dünyanın dört bir yanındaki üyelerini harekete geçirdiği ileri sürülen bilgilerde, 128 yeni okulun açılması için talimat verildiği iddia edildi.

Akşam gazetesinin istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Gülen’in ‘ABD’de yeni bir eğitim hamlesi başlasın’ talimatı verdi. Bu çağrının üzerine dünyanın dört bir yanında aralarında yabancıların da bulunduğu FETÖ’cülerin, ABD’de 128 yeni okulun açmak için dilekçe verdiği öne sürüldü.


ÖKSÜZ’ÜN DE DİLEKÇESİ OLDUĞU İDDİA EDİLDİ

Darbenin sivil ayağının bir numarası olduğu belirtilen ve ‘TSK imamı’ olarak anılan Adil Öksüz’ün de, 15 Temmuz’dan kısa süre önce ABD’de okul açmak için dilekçe verdiği iddia edildi.adil-oksuz

Teröristbaşı Gülen O Ülkeden Sığınma Talep Etti

15 Temmuz darbe girişiminin 1 numaralı ismi teröristbaşı Fetullah Gülen, Türkiye’ye iade edilmemek için ABD’den kaçmaya hazırlanıyor.teroristbasi-gulen-o-ulkeden-siginma-talep-etti

Türkiye’nin ‘acil tutuklayın’ talebine rağmen ABD’nin dokunmadığı FETÖ elebaşı, başka bir ülkeye kaçmak için hazırlıklarını tamamladı. 15 Temmuz darbe girişiminin baş aktörü terörist Fetullah Gülen, 1999 yılından beri ikamet ettiği Pensilvanya’dan ayrılmak üzere harekete geçti. İstihbarat birimleri, ‘kainat imamı’nın yerleşmesi için örgütün 3 ayrı ülkede hazırlık yaptığını belirledi. Yapılan tespitlere göre teröristbaşının kaçmayı planladığı ülkelerin başındaBelçika geliyor. Diğer 2 ülke ise Brezilya ve Kanada.

BOZDAĞ DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Türkiye, Gülen’in kaçabileceği ükelere ilişkin istihbarat bilgilerini ABD ile paylaştı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da önceki gün ABD’de yaptığı açıklamada, “Bizim geçici tutuklama talebimiz var, iade üzerine… Acil tutuklama talep etmiştik. Bunları orada da çok açık şekilde ifade ettik. Gülen’in bir kaçış arayışı içinde olduğuna dair istihbari bilgiler elimize ulaşmıştır. Bazı ülkelerde FETÖ mensupları uygun yer arayışı içindeler. Buna dair bilgiler alıyoruz. Biz bunları ABD’li yetkili makamlara da ilettik. Onun için de tutuklanmasını talep ettik” demişti.

ABD’nin Gülen’i İade Etmemesine Türk Halkı Tepki Gösteriyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 40 yıldır asker, yargı, polis gibi devlet kurumlarının yanı sıra Dışişleri Bakanlığına da sızdığını ve örgütle bağlantılı bakanlık çalışanı sayısının son 5-6 yıldır 500’den fazla olduğunu belirterek, “Başka devlet kurumlarına sızanların sayısının ne kadar olduğunu aslında siz tahmin edebilirsiniz. Türk ulusunun bir daha böyle bir durumla karşı karşıya gelmemesi konusunda emin olmak zorundayız.” dedi.

cavusoglu-iade
Çavuşoğlu, CNN International’da Christiane Amanpour’un sorularını yanıtladı.

Türkiye ile ABD’nin bazı “anlaşılabilir görüş ayrılıkları” olsa da ABD Başkanı Barack Obama’nın da belirttiği gibi iki ülkenin müttefik ve model ortağı olduğunu anlatan Çavuşoğlu, ancak 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ABD tarafından iade edilmemesine Türk halkının tepki gösterdiğini ifade etti.

Kendilerinin Gülen’in Türkiye’ye iadesini beklediklerinin altını çizen Çavuşoğlu, Obama’nın yanı sıra ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Gülen’i iade etmek istediklerini söylediklerini anımsattı.

“Bunun için kanıt istediler ve biz de onlara kanıtları ilettik.” diyen Çavuşoğlu, şimdi de darbe girişimine ilişkin yeni bir dosyanın hazırlığı içerisinde olduklarını ve çalışmalar biter bitmez bu dosyayı da ABD’ye ulaştıracaklarını belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, “İşbirliği var ancak sonuç almamız gerek ve en iyi sonuç da ABD’nin Gülen’i iade etmesi. Açıkçası bu konuda hayal kırıklığı yaşıyoruz.” diye konuştu.

– “Rejimin hedefi ılımlı muhalefet”

Türkiye ile ABD’nin ortak hareket etmesi gereken diğer bir alanın da DAEŞ ve diğer terörist gruplar olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bu konuda ortak hedefler ve sınamalarla karşı karşıya bulunduklarını ifade etti.

Suriye’de ateşkes sağlanmasına ilişkin ABD ile Rusya’nın anlaşmasına yönelik bir soru üzerine Çavuşoğlu, bunun ateşkes konusundaki ilk anlaşma olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Maalesef her zaman ateşkes rejim ve destekçileri tarafından sona erdirildi. Hatta Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptığı insani yardımı da engellediler. Bu kez de farklı değil. Rejim sadece Halep değil, aynı zamanda Suriye’nin birçok farklı yerini bombalıyor. Onların hedefi El Nusra ya da DAEŞ değil, ılımlı muhalefet.”

Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu’nu desteklediğini belirten Çavuşoğlu, “Bu bizim her görüşmede altını çizdiğimiz şey: Kara operasyonu olmadan bu kanlı terör örgütünü (DAEŞ) yenilgiye uğratamazsınız.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, “Yeni askeri stratejik planınız nedir?” sorusuna ise “Münbiç Cebi denilen bölgeyi DAEŞ’ten temizleyerek güvenli bölge haline getirmek. Ardından da El Bab yeni hedef olmalı.” yanıtını verdi.

Rakka ve Musul’un bir bakıma “DAEŞ’in başkentleri” sayılabileceğini ifade eden Çavuşoğlu, örgütün bu iki bölgeden de temizlenmesi gerektiğini söyledi.

Bazı Avrupa liderleri ve ülkelerinin bu adımı desteklediğini, ABD’nin de konu üzerinde düşündüğünü dile getiren Çavuşoğlu, bazı ülkelerin özel kuvvetlerini bölgeye göndermek istemediğini ve bunu sadece Türkiye’nin yapmasını beklediklerini hatırlattı.

“Biz de onlara ‘Neden sadece Türkiye olsun ki? Bu bizim ortak düşmanımız ve bununla ortak mücadele etmeliyiz.’ dedik. Cerablus operasyonundan sonra herkes DAEŞ’in kolayca yenileceğine kanaat getirdi.” diyen Çavuşoğlu, DAEŞ karşıtı koalisyonda 65 ülkenin bulunmasına karşılık 30 bin DAEŞ militanı olduğunu hatırlattı.

– “Mülteciler koyun seçer gibi seçilemez”

Mülteci krizine yönelik değerlendirmede de bulunan Çavuşoğlu, Türkiye’nin mültecilerin yeniden yerleştirilmesine değil, yetenekli, eğitimli gibi kategorilerle seçilmesine karşı olduğunu belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, ülkelere alınacak mültecilerin “koyun, keçi seçer gibi” seçilemeyeceğini ifade ederek, bu yaklaşımın insani olmadığına vurgu yaptı.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gerçekleşen operasyonlara yönelik eleştiriler hakkında ise Çavuşoğlu, “FETÖ 40 yıldır asker, yargı, polis gibi devlet kurumlarının yanı sıra bakanlığıma da sızdı. Bakanlığımda 5-6 yıldır 500’den fazla. Başka devlet kurumlarına sızanların sayısının ne kadar olduğunu aslında siz tahmin edebilirsiniz. Türk ulusunun bir daha böyle bir durumla karşı karşıya gelmemesi konusunda emin olmak zorundayız.” diye konuştu.

– “Bazı hatalar yapıldı”

Darbe girişimine aktif olarak katılan kişilerin tutuklandığını, bu yapıyı destekleyen ve üyesi olan kişilerin de devlet kurumlarından uzaklaştırıldığını anımsatan Çavuşoğlu, “Yanlış yapabilir misiniz? Evet. Biliyorum ki örneğin benim memleketimde bazı hatalar yapıldı. Bazı akademisyenler tutuklandı. Bu bir hataydı. Ancak daha sonra serbest bırakıldılar. Bizim sorumluluğumuz, masum insanların bundan etkilenmemesi ve ceza almaması için gerekli tedbirleri almak.” dedi.

Çavuşoğlu; “FETÖ Elebaşı İade Edilmezse İlişkilerimiz Etkilenir”

mevlüt çavuşoğluDışişleri Bakanı Çavuşoğlu: “FETÖ elebaşı Gülen’in iade talebine, ikamet ettiği ABD’den yanıt gelmezse bu durumun iki ülke ilişkilerine etkisi kaçınılmaz olacaktır” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade talebine ilişkin, “FETÖ elebaşı Gülen’in iade talebine, ikamet ettiği ABD’den yanıt gelmezse, bu durumun iki ülke ilişkilerine etkisi kaçınılmaz olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, Japon Kyodo Haber Ajansı’na, 15 Temmuz‘daki darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler hakkında mülakat verdi.

Çavuşoğlu, “FETÖ elebaşı Gülen’in iade talebine ikamet ettiği ABD’den yanıt gelmezse, bu durumun iki ülke ilişkilerine etkisi kaçınılmaz olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Japonya’da eğitim, kültür ve ticari sektörlerde faaliyet gösteren FETÖ ile bağlantılı 15 kuruluşun olduğunu ve bunların faaliyetlerinin durdurulmasının beklendiğini anımsatan Çavuşoğlu, FETÖ’nün Japonya’nın istikrar ve güvenliği için de tehdit olduğunu kaydetti.

FETÖ soruşturması kapsamında Japonya’ya kaçan, Türkiye‘nin Kazan Başkonsolosluğundaki görevli hakkında ise Çavuşoğlu, bu kişinin FETÖ’yle bağlantılı olduğunu belirterek, iadesine ilişkin “İki ülke arasındaki işbirliği çerçevesinde gerekli adımlar atılacak, bu konuda herhangi bir tereddüdümüz yok.” dedi.

“Halkın talebi tamamen görmezden gelinemez”

Darbe girişiminin ardından FETÖ ile bağlantılı kişilere yönelik operasyonlar hakkında Batılı ülkelerin Türkiye’ye yönelik eleştirileri konusunda ise Çavuşoğlu, soruşturmaların anayasa ve kanunlar çerçevesinde yürütüldüğünü söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin yavaşlamasının AB’den kaynaklandığını ifade etti.

İdam cezası tartışmaları hakkında ise Çavuşoğlu “Halkın talebi tamamen görmezden gelinemez. Bu konunun sakin ve sağduyulu bir şekilde değerlendirilmesinde fayda var.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyareti hakkında da Çavuşoğlu, uçak düşürme hadisesinden sonra Rusya ile bozulan ilişkilerin düzeltildiğini kaydederek, bunun bölgedeki sorunların çözümüne de yardımcı olacağını belirtti.

Çavuşoğlu, ancak Türkiye’nin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’le ilgili tutumunda bir değişiklik olmayacağını tekrarladı.

Darbe girişiminin Türk ekonomisine etkisi konusunda ise Çavuşoğlu, Türkiye’nin gerekli tedbirleri aldığına işaret ederek “Japon şirketlerinin tereddüt etmesine gerek yok.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Japon firmalarına Türkiye’de yatırım yapmaları çağrısında bulundu.fettullah gülen

Fethullah Gülen’den 14. Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’ne mesaj

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 14. Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’ne gönderdiği mesaj

Bin bir fenalığın kol gezdiği şu fevkalâde kirlenmiş dünyada, her zaman temiz kalabilmiş ve hiç renk atmadan güzelliğini koruyabilmiş bir şey varsa o da sevgidir. Dünyada hiçbir millet ve hiçbir toplumda ondan daha gerçek ve daha kalıcı bir değer yoktur.m.fettullah gülen

Bir de bu sevginin hisleri dupduru, yüzleri pırıl pırıl, kalblerinin saffeti çehrelerine vurmuş çocuklar ve gençler tarafından tabiata maledilip sahnelenmesi vardır ki o hal dilinin sergilendiği yerlerde bütün sesler soluklar kesilir, bütün enstrümanlar susar ve en tatlı nağmeleriyle sevginin sesi duyulur.

Kanaatimce, dünyanın dört bir yanında sevgi çiçekleri olarak açan bu öğrenciler şu güzel halleriyle bütün insanlığa bir mesaj veriyorlar. İnsanlık sevgisinin kanatları altında bir arada huzurla yaşanabileceğini, dahası farklılıkların bir zenginlik kaynağı sayılabileceğini ve değişik kültürlerde neşet etmiş kimseler arasındaki alış verişin onları çok daha donanımlı kılabileceğini gösteriyorlar.

Dil ve Kültür Festivali gibi faydalı faaliyetlerle kendilerini geliştirdikleri gibi, beyan gücüyle, şiirin sihriyle, güftenin büyüsüyle ve müziğin evrensel diliyle dünya barışına da hizmet ediyorlar.

Ne mutlu gelecek nesilleri sevgi iksiriyle büyütenlere!..

Müjdeler olsun sevgiyi kendine rehber yapıp yürüyenlere!..

Ve binlerce teşekkür geleceğin dünyasını kuracak dünya çiçeklerine bağrını açanlara!..

M. Fethullah Gülen

Fethullah Gülen Hocaefendi,Vefaya vefa Gerekir!

Cemaat’e yakınlığıyla bilinen gazeteci Erkam Tufan Aytav, Fethullah Gülen’in Ramazan ayında Cem Karaca ve Barış Manço için özel hatim okuyup dua ettiğini söyledi.

Cemaat’e yakın bugün TV’de yaptığı programlarla bilinen Erkam Tufan Aytav Rotahaber’den Eşref Aydoğmuş’a konuştu.

Fethullah Gülen’in Ramazan ayı içerisinde birkaç kişi için “özel hatim” okuyup dua ettiğini söyleyen Aytav, Cem Karaca ve Barış Manço’nun da bu isimler arasında olduğunu belirtti.

Erkam Tufan Aytav şunları aktardı: “Hocaefendi’nin Cem Karaca ve Barış Manço için hatim okuduğunu söylemesi üzerine kamptaki misafirler şaşkınlıklarını gizleyemedi. Bunun üzerine Gülen: ‘Vefaya vefa gerekir, onlar zor dönemde okullara sahip çıkmışlardı’ dedi.”

fettullah gülen dua ederken

 

 

 

 

 

 

 

Odatv.com

‘Gandi’ Barış Ödülü Bu Yıl Fethullah Gülen’e Verildi

Türkiye’de Fethullah Gülen hakkındaki terör örgütü iddianamesinin kabul edildiği gün Gülen dünyanın en önemli barış ödüllerinden birini aldı. “Gandi-King-Ikeda Barış Ödülü” bu sene Fethullah Gülen’e verildi.

Dünyanın en önemli barış ödülleri arasında gösterilen “Gandi-King-Ikeda Barış Ödülü” bu yıl Fethullah Gülen’e verildi. Geleneksel barış ödülü töreni, yüzlerce akademisyen, aktivist ve seçkin davetlinin katılımıyla Morehouse Üniversitesi Martin Luther King Merkezi’nde gerçekleşti. Daha önce Mihail Gorbaçov, Nelson Mandela ve Desmond Tutu gibi isimlerin aldığı ödül, bu yıl ilk kez bir Müslüman’a verildi. ABD’nin Atlanta şehrindeki ödül merasiminde konuşan Martin Luther King Merkezi Dekanı Prof. Lawrence E. Carter, ilk defa bir Müslüman din adamına yılın barış mimarı ödülünü verdiklerini söyledi. ‘‘Bugün bu ödülü geleneksel İslami öğretisini dünya genelinde yayan ve 11 Eylül 2001’de New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne terör saldırısını Washington Post’a verdiği ilan ile kınayarak küresel barışa katkı yapan Fethullah Gülen’e vermekten onur duyuyoruz’’ dedi.

ONUR DUYUYORUZ, ÇÜNKÜ… ONUR DUYUYORUZ, ÇÜNKÜ…

Carter şöyle devam etti: “Bu ödülü vermekten onur duyuyoruz; çünkü canlı bomba intiharlarına karşı sesini yükseltip masum insanları öldürerek cihad yapılamayacağını söylediği için… Onur duyuyoruz; çünkü insani değer ve ahlakın her insanın ortak değeri olduğunu dile getirdiği için… Onur duyuyoruz; çünkü ırkçılık, etnik köken, cinsiyet, millet farklılıklarını insanlar arasında ayrımcılık ekerek bölünmesine değil bu doğal durumu manevi yönden bir arada tutan farklılık olarak insanlara sunmanızdan…. Onur duyuyoruz; çünkü inancınız ve şahsınız nazarında farklılıklar arasında dayanışmayı küresel düzeyde sürdürmenizdeki eylemden… Onur duyuyoruz; çünkü insanlara verilebilecek en yüksek eğitimin sadece bilgi değil, tüm yaratılmışlarla birlikte uyumlu bir hayatı öğütlediğinizden… İslam inancınızı insanlığa sosyal değerlerle ortak bir yol bulma çabanızdaki sürekli yenilenme dirayetinizden… Ben; Gandi, Kral (Martin Luther King) ve Ikeda ile aranızdaki bağın varlığını görmekten çok memnun oluyorum. Sizi en içten dileklerimle kutluyorum.’’

GÜLEN: ÖDÜLÜ ŞAHSIM ADINA DEĞİL, HİZMETE ADANMIŞ CAMİA FERTLERİ ADINA KABUL

EDİYORUM Dekanın konuşmasının ardından ödülü Gülen adına alan Dr. Alp Y. Aslandoğan, Fethullah Gülen’in ödül vesilesi ile kaleme aldığı yazılı mesajını okudu. Mesajında Gülen şunları dile getirdi: ‘‘Morehouse Üniversitesinin Martin Luther King Uluslararası Merkezi yöneticileri tarafından liyakatim olmamasına rağmen 2015 Gandi King Ikeda Barış ödülüne layık görüldüğümü öğrendim. Bu ödülü şahsım adına değil, ancak kendilerini karşılık beklemeden insanlığa hizmete adamış camia fertleri adına kabul ediyorum. Bu ödülü gerçekten hak edenler, kuzey kutup dairesi yakınlarında eksi 50 dereceye varan soğuklarda vatanından binlerce kilometre uzakta vazife yapan, Kuzey Irak’ta IŞİD’in işgal tehdidine rağmen okullarını açık tutan, Nijerya’da ve Afganistan’da kız öğrencilere eğitim imkânları sunan eğitimciler, Somali ve Sudan’da en zor şartlar altında hizmet veren doktorlar, hemşireler, insani yardım görevlileri ve kendileri mali güçlük yaşasa da hayırlı projelere himmette yarışan iş adamlarıdır. Sembolik olarak şahsıma takdim edilen bu ödül, aslında değişik milli, dini ve etnik köklerden gelen bu muhabbet fedailerinin gayretlerini takdire matuftur.’’

ONLAR Kİ KENDİ MUTLULUKLARINI BAŞKALARININ MUTLULUĞUNDA ARAR

‘‘Onlar ki kendi mutluluklarını başkalarının mutluluğunda arayan talihlilerdir. Onları Asya’da Afrika’da ve Dr. Martin Luther King gibi Amerika Birleşik Devletleri’nde, dünyanın dört bir tarafında insan hakları mücadelesi verenlerle bir araya getiren değer, her insanın izzetle yaşamasına kendilerini adamalarıdır. Her insanı insan olarak aziz tutmak, onların yaratıcısına saygının ifadesidir. Her zaman Cenab-ı Hakk’a beni de bu talihliler zümresi içinde kabul etmesi için yalvardım. Kendimi hiçbir zaman hiç birinin önünde görmedim. Sizler nezaketinizle onların gayretlerini ve fedakârlıklarını takdir ettiniz. Sağlığım bu anlamlı buluşmada sizlerle bir arada olmama mani. Ancak mekan ve zaman farklılığı yüksek insani değerler etrafında bir araya gelmiş ruhların sohbetine mani değildir. Bu ödülle gayretleri takdir edilen camianın bir ferdi olma ümidiyle organizasyon komitesine teşekkürlerimi arz ederim.’’ Fethullah Gülen’in mesajından sonra törene katılanlar arasında alkış tufanı koptu.

SCOTT ALEXANDER: ‘GÜLEN GÜNÜMÜZÜN MEVLANASI’

Ödül töreninde konuşma yapan Prof. Dr. Scott Alexander, Gülen’in günümüz dünyasının Mevlana’sı olduğunu söyledi. Gülen’in, hak arayışında ve küresel düzeyde eğitim hizmetlerinde hep barışı, hoşgörüyü telkin ettiğini hatırlatan Alexander, “Hizmet hareketinin temel prensiplerinden birisi de peygamber ahlakı olan ‘affetme’ öğretisidir. Kin duygusunun kalbin zehri olduğunu söyleyen Gülen, İslam’ın hoş bakmadığı bu duygudan cemaat mensuplarını uzak tutmaya çalışmıştır. “ dedi.

KÜRESEL BARIŞ LİDERLERİNE VERİLİYOR

Bu yıl onbeşincisine Fethullah Gülen’in layık görüldüğü Gandi King Ikeda Barış Ödülü, daha önce SSCB eski Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Güney Afrika lideri Nelson Mandela, Desmond Tutu, Dr. Michael Nobel ile Nobel ödülü sahipleri Betty Williams ve John Hume gibi isimlere verilmişti. Gandi King Ikeda Barış Ödülü, her yıl barış ve pozitif sosyal değişimin önemini anlatmak amacıyla farklılıkları kucaklamada sıra dışı çabalarıyla küresel liderlik sergileyen isimlere veriliyor. Ödül, ismini, dünya barışına yaptıkları katkı sebebiyle Mahatma Gandi, Martin Luther King ve Japon aktivist Daisaku Ikeda’dan alıyor. Tören sonrası, üniversite tarafından yaptırılan Gülen’in yağlıboya tablosu kürsüye getirilerek ödülü daha önce alanların resimlerinin bulunduğu bölüme asıldı.

KAYNAK : CİHAN