Etiket arşivi: Google

Yahudilerin şikayeti sonuç verdi

İspanya’da bir grup Yahudi’nin Google aleyhinde açtığı davanın sonucu olarak, Google İspanya sitesindeki arama sonuçlarından Nazi ideolojisi içeriği çıkartıldı.

İspanya’da bir grup Yahudi’nin Google aleyhinde açtığı davanın sonucu olarak, Google İspanya sitesindeki arama sonuçlarından Nazi ideolojisi içeriği çıkartıldı.

Yahudi grubun desteklediği Lawfare Projesi kapsamında İspanya makamlarına şikayette bulunuldu ve Nazi içeriklerinin, özellikle İspanya’da Yahudiler aleyhinde ırkçı propaganda yapmak, yalan konuşmak ve Holokost’u inkar etmek için kullanıldığına dikkat çekildi.

Lawfare Project dünyada birçok hukuk adamının gönüllü katılımından oluşuyor, misyonu ise; İsrail’ destekçisi ve Yahudi grupların temel hak ve hürriyetlerini korumak.

Şalom’un aktardığına göre, Lawfare Projesi kurucusu ve Başkanı olan Brooke Goldstein basına yaptığı açıklamada, günümüzde nefretin online kanallarla yayıldığını radikal kişilerin bu yollarla yetiştirildiğini belirtti. Lawfare İspanya temsilcisi Ignacio Wenley Palacios da açıklamasında Google İspanya’nın şikayetlerine olumlu cevap verdiğini tam bir işbirliği içinde olduklarını belirtti.

Odatv.com

HEYHAT, DÜNYA 5’TEN KÜÇÜK

HEYHAT,  DÜNYA 5’TEN KÜÇÜK

 

süleyman pekinBir cep telefonunda; bir adet televizyon, bir adet video, bir adet kamera, bir adet fotoğraf makinası ve bir albüm, bir adet tarayıcı, üçü birarada ev + iş + araç telefonu, bir adet radyo ve bir teyp, bir adet walkman ve kayıt cihazı, bir adet klavye, bir adet dizüstü bilgisayar, bir adet uzaktan kumanda, bir adet saat ve kronometre, bir adet taşınır banka şubesi, minik bir oyun salonu, küçük bir fotoshop ve kolaj atölyesi, bir adet meteoroloji baloncuğu, bir adet yazı tahtası ve kısmî projeksiyon, bir adet haritalık, bir adet takvim, bir adet el feneri, bir adet hesap makinası, sınırsız cilt ansiklopedi ve sözlükler, her dile çeviri bürosu, sağlık takip çipi, seyyar koordinatlandırma merkezi, duyuru panosu, yayıncılık bürosu, müzik kutusu, gazetelik-dergilik, cemiyet-davetiye, kahvehane-kumar; ne ararsan var.

Cep telefonunu biz geliştirmedik, içindekileri de..

Facebook gibi 2 milyar insanın levh-i mahfuz özentili ameller kütübünü biz çıkarmadık, Amerikalılar çıkardı. Türkiye nüfusunun yarısı orada ama..

1 milyar küsur insanın haberleşme ağı Whatsapp’ı biz çıkarmadık, Facebook’u çıkaranlar çıkardı. 750 milyon kişinin kullandığı Instagram uygulamasını da biz çıkarmadık, kezâ Facebook’u çıkaranlar çıkardı.

Dünyanın en büyük arama motoru Google’u biz kurmadık, adamlar kurdu. Yan kuruluşlarından sadece YouTube’nin 1,5 milyara yakın kullanıcısı var. Gmail, Alexa ve Blogger’ı saymıyoruz bile..

Daha 400 milyon kişiyi bulmamasına rağmen sosyal ve siyasal sistemler üzerindeki etkisiyle elit sanal güç Twitter’i de biz bulmadık, onlar buldu. Periscope gibi anbean canlı yayın da onların..

Ya Bill Gates’i 90 milyar dolarlık şahsi servetle Dünyanın en zengini yapan Microsoft’a ne dersiniz? Windows, MSN, Pinterest, Office, Linkedİn, Bing, Skype gibi yan ürün isimlendirmelerine bakarsak herhalde tahmin edersiniz?..

Dünyanın en çok kazanan (saniyede 5500 dolar) şirketi Apple bizim değil Amerika’nın. Piyasa değeri 800 milyar dolara yakın. Yani 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin yıllık gayrisâfi yurtiçi hâsılasına eş..

Sürücüsüz araba’yı biz değil Google geliştiriyor. Yapay zekâ robot teknolojisinde Facebook sınır tanımıyor. Tesla Motors’un CEO’su Elon Musk’u tek şarjla 800 km yol alabilen elektrikli kamyon ve saatte 400 km hız yapabilen elektrikli otomobil üretirken bize, bizim – belki de paralı – davetimiz üzere, bir türlü yapamadığımız yerli oto’yu yapma adına fikir vermeye geliyor.

Bizse Erdoğan-Kılıçdaroğlu, Fener-Cimbom-Beşiktaş, Reza-Kudüs, Dizi-Yarışma-Evlilik programı düzlem ve ikilemlerinde hayvanlara işkenceden, sürekli birbirine saçma sapan şiddet gösterileriyle şerha şerha yarılan bir toplum hüviyetindeyiz.

Ki bazen gaza gelip “Dünya 5’ten büyüktür”, “Katil İsrail; Ortadoğu’dan defol!” desek te hiç de öyle değil. Gerçekte hem Dünya 5’ten küçük hem ABD, Çin, İngiltere, Fransa, Rusya’nın yerini Facebook İmparatorluğu, Google Devleti, Microsoft Federasyonu, Twitter Cumhuriyeti, Apple Meşrutî Krallığı gibi yeni beş’ler (neo-five) alıyor.

Kahrolsun’lu cümlelerimizle kimse kahrolmuyor ama günlük yapıp etmelerimizle birbirimizi kahretmeyi iyi beceriyoruz. Ve bundan rahatsız da değiliz heyhat!

Hokus Pokus Ajansları mı Tercih Etmeli? Butik Ajansları mı ?

Bir çok marka bir çok dijital ajans ile çalışıyor. Marka çalışanları ajanslardan haftalık ve aylık analiz raporları alıyor. Bu kulaklar neler duydu. Bu gözler neler gördü. Raporlarda gerçeği yansıtmayan rakamların değiştirilmesi, Google Adwords raporlarının photoshop ile değiştirilmesi, hatta ve hatta reklam bile verilmeden markanın verdiği parayı cebe atıp, sahte raporların bile gönderildiğini sektörde ajans çalışanları da duymuştur.  Satışının takibini disiplinli bir şekilde yapamayan markaların, ajansları büyüttüğü gerçeği ile yüz yüzeyiz.

Ajans ile çalışmak kimi zaman bilgi tecrübe konusunda artı değer sağlasa bile, her zaman bu işlere bakacak kişilerin marka içerisinde olması gerekiyor. Veya dijitale hakim olup ajansı sorgulamak gerekiyor. Aksi halde bir üst pozisyona sunacağınız rakamlar ile ajansın gücü ve raporları bir anda altınızdan kayıp gidebilir. Veya gerçekten bu konularda henüz büyümemiş butik ajansları tercih etmelisiniz. Hizmet sektöründe en büyük ajansları tercih etmeniz sizi güçlü ve korunaklı hissettirebilir. Büyük ajanslar sihirbazdır. Butik ajanslar sihirbazlık yapmak için cüsseleri yetmez. Sadece disiplinsiz olabilirler. Onu da kuracağınız baskı ile çok güzel disipline sokabilirsiniz. Butik ajanslar oyun hamuru gibidir. Nasıl şekil verirseniz öyle yoğurulur. Büyük ajanslar ise sizi yoğurur. Sunumları özenlidir. Hokus pokusları sizi etkiler. Alkışlarsınız. Ama unutmayın işinizde tek başınasınız ve şovda değilsiniz. Kendinize güçlü ve dürüst bir ajans seçin. Aksi halde hokus pokuslara maruz kalacaksınızdır. Sizde hokus pokus yapacak beceri olmayabilir, zaten bunu da istemeyebilirsiniz. Yaşasın butik ajanslar.

Nedir Bu Internet of Things (IoT) ? Hayatımıza Nasıl Girdi?

İlk kez 1999 yılında Kevin Ashton tarafından bir şirket için hazırladığı sunumda kullanılan bu kavram gelişen teknoloji ile birlikte, ortaya çıktığı günkü halinden daha geniş bir vizyona erişti ve öyle büyüyen bir pazar olacağı öngörülüyor ki, Gartner’ınyaptığı araştırmaya göre 2020 yılında yaklaşık 26 milyar ürünün bir şekilde internete bağlanılacağı tahmin ediliyor.

“Nesnelerin İnterneti”?

Nesnelerin interneti “benzersiz bir şekilde adreslenebilir nesnelerin kendi aralarında oluşturduğu, dünya çapında yaygın bir ağ ve bu ağdaki nesnelerin belirli bir protokol ile birbirleriyle iletişim içinde olmaları” olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca bu kavramı kabaca; çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirleri ile haberleşen ve birbirine bağlanarak, bilgi paylaşarak akıllı bir ağ oluşturmuş cihazlar sistemi olarak da tanımlamak mümkün.

1991 yılında Cambridge Üniversitesi’ndeki yaklaşık 15 akademisyenin kahve makinasını görebilmek için kurduğu kameralı sistem o günün koşullarında değerlendirildiğinde ufuk açıcı bir uygulamaydı.2001 yılına kadar kullanılan sistem, kahve makinesinin görüntüsünü dakikada üç kez bilgisayar ekranlarına gönderiyordu. Çevrimiçi ve gerçek zamanlı olması sebebiyle “nesnelerin interneti” kavramının ilk örneği olarak tarihte yerini aldı.

Nesnelerin İnterneti adı altında geliştirilen ürünlere bir göz atalım…

Akıllı bileklikler, akıllı saatler, akıllı gözlükler, akıllı tshirtler, akıllı raketler, ev otomasyon sistemleri, akıllı arabalar ve giyilebilir teknoloji. Ayrıca giyilebilir teknoloji hakkında detaylı bilgi almak isteyenler yazdığım haberime göz atabilir.
Nesneler üzerine yapılan yatırımlarla, hepsi yakın bir zamanda Wi-Fi ve Bluetooth teknolojisi ile internete bağlanıyor olacak. Bağlanılamayan bölgelerde ise Mark Zuckerberg’in Internet.org projesi altında hayatımıza dahil etmeyi planladığı dronelar devreye girecek. Akıllı ürünler de internete yakınlarında bulunan ve modemler dışında dronelar sayesinde de girebilecek ve kullanıcılara bildirileri aktarabilicek.

Başlıca ürünler:

Nest: Google tarafından 2014 Ocak ayında 3.2 milyar dolara satın alınan Nest ile evinizin / ofisinin sıcaklığını dışarıdan kontrol edebiliyorsunuz. Ayrıca Nest’te duman detektörü de bulunuyor ve herhangi bir acil durumda sizi uygulama üzerinden haberdar ediyor.

Hapifork: Bir akıllı çatal olan Hapifork, hızlı yediğinizde ya da gün içerisinde fazla yemek tükettiğinizde sizi uyarıyor ve düzenli beslenmenize destek oluyor.

Micoach Akıllı Top: Adidas markası altında çıkan bu akıllı top ile; attığınız kaç penaltının gol olduğunu, kaç kilometre hız ile vurduğunuzu ve hangi ayakla kaç gol attığınız gibi bilgileri uygulama sayesinde takip edebiliyorsunuz. Ayrıca arkadaşlarınızla karşılaştırma da yapabiliyorsunuz.

Smart Things: Akıllı evler için şu anda en fazla tercih edilen ürünlerden biri Smart Things. Ürünü akıllı telefonunuz üzerinden desteklenen cihazlarla entegre ederek, sabah uyandığınızda kahveniz yapılmaya başlanabilir ya da eve geldiğinizde ışıklar veya müzik sistemi otomatikman açılabilir.

Babolat: Akıllı raket olan Babolat; tenisçilerin topa vuruş hızlarını, vuruş açılarını ve hangi elle/stille vurduklarını takip ediyor. Ardından da uygulama üzerinden istatistikleri anlık olarak kullanıcı ile buluşturabiliyor.

 

 

Edyn: Bahçeler için geliştirilmiş bir akıllı ürün olan Edyn, toprağa ne ekmeniz, nasıl ekmeniz ve toprağı hangi aralıklarla sulamanız gerektiği konusunda önerilerde bulunuyor.

 

Dropcam: Nest’in bu yıl içerisinde 555 milyon dolara satın aldığı Dropcam, evinizi kurulan kameralarla akıllı telefon ya da PC üzerinden izleme imkanı sunuyor. Kameraların içerisinde ayrıca zoom yapabilme özelliği de mevcut ve çekilen görüntüler buluta kaydediliyor.

Tüm bu faydalarının yanında Nesnelerin İnterneti bazı sorunlara da yol açacaktır.Birbirlerine bağlı cihazlar sayesinde sosyal hayatımızı internet üzerinden kayıt altına sunuyor olmamız, ortaya çıkacak veri miktarını inanılmaz derecede arttıracak ve bu büyük verilerin çözümlenerek işlenmesi zor ve karmaşık bir iş haline gelecektir.Bunun yanında ortaya çıkan bu verilerin gizliliği ve güvenliği de önemli bir konu olarak karşımıza çıkacaktır.

Pernod Ricard IoT kullanarak kendi sektöründe fark yaratmaya mı çalıştı?

Alkollü içecekler şirketi olan Pernod Ricard, nesnelerin internetini (IoT) kullanarak kendi sektöründe fark yaratmaya ve kullanıcı deneyimini en iyi hale getirmeye çalışan şirketlerden biri.
Pernod Ricard’ın küresel ivme direktörü Antonia McCahon, SharpEnd ajansını işe aldıktan sonra Pernod Ricard’ın insanların bağlı yaşam biçimlerinin avantajlarından nasıl yararlanabilceğini tam anlamıyla anlamaya yönelik inovasyonlara imza attı. McCahon, akıllı asistanlar ve bağlantılı ev aletleri vasıtasıyla insanların evlerine girmeden önce bar ve kulüplerde limitli olan içkilerin bahsedilmesini sağladı.Markanın odak noktası satışları
zorlamak yerine bilinirliği üzerine IoT ile farklı bir kullanıcı deneyimi ortaya çıkarmaktı.Örneğin, Çin’de QR kodları ile etiketlenmiş “bağlı” şişeleri test ederek başarı elde etti ve insanlar arkadaşlarıyla nereye gideceklerine dair öneri almak için telefonlarını kullanarak tarayabiliyorlardı. WeChat kullanıcıları için oluşturduğu “Ask Jerry” adlı bir chatbot için de test ile sanal barmen. Pernod Ricard markalarının yanı sıra rakip markaların barları ve kokteyl tariflerini de önererek tüketiciler arasında bir etkileşim alanı oluşturdu.Pernod Ricard markası IoT kavramına sanılanın aksine 3 yıl önce Çin’de ilk bağlantılı şişeyi piyasaya sürdüğünde başlatmıştı.Bu sayede müşteriler mağazadaki bir şişenin orjinalliğini kontrol etmek isterse, markette genel bilgi edinmenin yanı sıra içki fabrikasından rafa giden yolculuğu da izleyebilir hale geldi.Şirket 6 ay içinde (McCahon ayrıntı vermese de) başarıya ulaşmaya başladı ve önümüzdeki aylarda markalarıyla bağlantılı şişeleri QR kodlarıyla bireysel olarak yayınlamayı planlıyor.

Önümüzdeki yıllarda etkileşimin ve internetin hemen her nesnenin içine gireceği ve farklı nesnelerin ortak amaçlar için hareket edeceği bir döneme gireceğiz.Bu arada insanların fizyolojik ve psikolojik olarak bu değişime ne tepki vereceğini hep beraber göreceğiz. 🙂

 

Kaynak: Pazarlama Türkiye

Haber Yayın: Yusuf Ünel