Etiket arşivi: Gazi

FAKİRLİĞE MAHKUM EDİLMEK

 

 

savas-yildizÖncelikle belirtmeliyim ki, Siyasetçi, Bürokrat ve Emekli Bürokrat

Üçgeninde Takdir Hakkı başlıklı yazıma cevap veren CHP milletvekili M.Akif Hamza Çebi verdiği cevapta CHP ve kendisinin masum olduğunu söylemek yerine TBMM de sorunların tespiti ve çözüm üretilmesi konusunda araştırma önergesi vereceklerini söylemesi ve yapması sanırım beklentilerimize cevap olurdu.

Sayın vekilim, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun TBMM web sitesindeki taslak halinde “bağımsız denetim kuruluşları” yazmaktadır. Plan Bütçe Komisyonu’nda Ak Parti ve CHP milletvekillerinin oylarıyla yeminli mali müşavir olarak değiştirildiğini konuyu yakından takip edenler olarak biliyoruz. Ayrıca, 29 madde kabul edildikten sonra konuşmanızın anlamı nedir? Anlamak mümkün değildir.

 

Bu yazım, demokratik bir hukuk devletinde insanca yaşamak isteyen

Anneler, Babalar, Gençler, Öğrenciler, Çalışanlar, Emekliler, Amcalar, Dayılar, Teyzeler vs…, toplumun tüm kesimlerine,  hitap etmek maksadıyla yazıyorum. 

 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 2012 yılında Vergi Denetim

Kurulu Başkanlığı’nın yeni hizmet binasının açılışında ; “Bir kast sistemi maliyenin içinde çalışıyordu. (…,) Bunu aşana kadar 6 yıl mücadele verdim. Kendi arkadaşlarım dahi zaman zaman bu işte önüme çıktılar. ‘Yok şöyledir, olmaz, sıkıntı doğurur, şu olur, bu olur’, dışarıdan birçok mektuplar, telefonlar vesaire, tabii hiçbirine inanmıyordum. ….,”

“Dünyada en büyük katliam bürokratik oligarşidir. Bu bürokratik oligarşi’yi sizler çözeceksiniz. Statükoya asla mahkum olmayacaksınız. Statüko otokratik bir yapıdır ekonominin içinde. Bunu yıkmamız lazım. Milletimiz için bunu yıkmamız lazım. Ve bu oligarşi bi felakettir. Milletlerin felaketidir” diye konuştu.

 

Bitmedi, cumhurun başı Cumhurbaşkanım maalesef bitmedi.

 

80’li yıllar, ilk özel TV kanalı’nda  Brezilya’da birisinin çırılçıplak sokakta koştuğunu gösterdiler, anlayamadım.  Bizim yakın tarihimizde, bir vatandaşımız yazar kasasını dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’e fırlattı, anlayamadım.

 

Esasen, AB uyum süreci, inovasyon, yenilikçilik denilen vahşi kapitalizmin gerçek yüzünü görmüştük .

 

Bu ülkenin fakir halkı, yıllarca emek verip büyüttükleri çocuklarını

okutabilmek için çalışıp didinip yatırım yapacaklar, gençler yıllarca didinip çalışacak fakülteyi bitirecekler. On, onbeş yıl sonra para, emek ve zaman harcayarak bağımsız denetçi belgelerini alacaklar ama sömürü düzeninde işçi olmaktan başka çareleri kalmayacağını söylemek gerçekçi bir yaklaşım olur.

 

Ben, girişimciyim, ticaret yapmak istiyorum, dediğinizi kabul edelim. Devlet teşviklerinden de yararlandınız. Sıra ticaret yaparak ekmek paranızı kazanmaya geldiğinde, oligarşik diktatör devlet anlayışının yasak dediğini göreceksiniz.  

 

15 Temmuz 2016 gecesi tankların altına yatan, teröristlerin toplarına

tüfeklerine göğsünü siper eden fakir fukara halkın ta kendisidir. Şehitler verdik. Gazilerimiz var. Maksadımız, vatan topraklarımızı ve demokrasimizi korumaktı.

 

BİMER’e yapmış olduğum başvuruma 30.09.2016 tarihinde ; “Başbakanlık

İletişim Merkezine yapılmış olan başvurunuzun incelenmesi neticesinde; daha önce de aynı talebi içeren başvurunuzun olduğu ve ilgili makamlarca tarafınıza konu ile ilgili cevap verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle yeni başvurunuz hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır. Bilgilerinizi rica ederiz.,” cevabı verildi.

 

Bu cevap, gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Kosgeb icra kurulunun kararını 31.08.2016 akşamı öğrendiğim, saat 23:45’te bimer dilekçemi gönderdiğim dolayısıyla daha önce böyle bir dilekçemiin olmadığı belgeleriyle sabittir.

 

Kosgeb İcra Kurulu’nun, 20.05.2016 tarih 6759 sayılı kararı ile

kendilerini üstünler sınıfı olarak tanımlayan siyasetçi, bürokrat ve emekli bürokratlardan oluşan bürokratik oligarşinin girişimleriyle adına “TAKDİR HAKKI” dedikleri ve üstünlerin  hukuku olarak tanımladıkları yazılı olmayan hukuk kitabının uygulandığı aleni ve kesindir.

 

Sizler halksınız, halkın çocuklarısınız. Siyasetçi, bürokrat yada emekli

bürokrat değilseniz, kendi vatanınızda ekmek paranızı kazanamazsınız.

 

15 Temmuz gecesi sahip çıktığınız oligarşik diktatörlükle yönetilen

kendi vatanınızda fakir yaşamaya mahkum edilen halkın ta kendisinin kaderi olmaktadır. 

 

Sahi, biz şehitlerimizi üstünlerin hukukunu korumak için mi verdik ?

 

 

                       

Ruhi Karaalp, Osman Gazi Köprüsünü’nün açılışına saatler kala TRT’ye açıklamalarda bulundu

 

Akmis Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Karaalp, TRT’ye verdiği özel röportajda Körfez Köprüsü’nün avantajlarını anlattı.

RUHİ KARAALP TRT RÖPTRT muhabiri Halit Yılmaz’ın Körfez Köprüsü ile ilgili sorularını yanıtlayan Ruhi Karaalp, Körfez Köprüsü’nün uzun vadede zaman ve ekonomik avantaj sunacağını söyleyerek, “Özellikle trafiğin yoğun olduğu dönemlerde, Eskihisar feribot iskelesinin yetersizliği aşikârdı. Bu nedenle bu projenin büyük bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Günümüzde insanlar için en önemli faktörün zaman olduğunu düşünüyorum. Kısa vadede tepki çeken bir fiyatlandırma söz konusu idi. Ben bunun aksine uzun vadede köprünün ekonomik olarak avantaj sağlayacağını düşünüyorum” ifadelerinde bulundu. Gerçekleşen röportaj hem TRT’de yayınlanacak hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı açılış töreninde yayınlanacak.

İzmit Körfez Osman Gazi Köprüsü`nün son tabliyesi yerleştirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü`nün son tabliyesini yerleştirdi.kö

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsünün sadece Marmara’nın değil, Türkiye’nin iki yakasını bir araya getirdiğini söyledi.

İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü son tabliye yerleştirme ve İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Altınova-Gemlik Otoyol Kesimi açılış töreninde konuşan Yıldırım, bugün tarihi bir gün yaşadıklarını belirterek, “Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden birini tamamlamanın milletçe gururunu yaşıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Bugün sadece Marmara’nın iki yakasını değil Türkiye’nin iki yakasını bir araya getiren, 50 yıldır Türkiye’nin gündeminde olan dünyanın 4’üncü büyük köprüsünü tamamlamanın haklı gururunu milletçe yaşıyoruz.” dedi.

Yıldırım, projeyle sadece Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa ve İzmir’i değil Türkiye’nin nüfusunun 3’te birini kapsayan, toplam milli gelirinin yarısını bulan 7 vilayeti, Marmara ile Ege bölgelerini birbirine komşu yaptıklarını dile getirerek, projenin, milletin hizmetine sunulan büyük bir eser olduğunu söyledi.

“Maliyeti 50 ülkenin milli gelirinden fazla”

Bakan Yıldırım, köprünün maliyetinin dünyada küçük ölçekli 50 ülkenin milli gelirinden tek tek kıyaslandığında daha fazla olduğunu ifade ederek, projenin Türkiye’nin gücünü gösterdiğini aktardı.

Projenin maliyetinin Türkiye’nin 1950’deki toplam gayrisafi milli hasılasından fazla olduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:kö1

“10-20 yıl önce ‘Bu projeleri Türkler mi yapıyor?’ diye sorsaydınız ‘Hadi canım Türkler bunu nasıl yapacak’ derlerdi. Bu projelerde o zaman yabancılar müteahhit, Türkler taşerondu. Şimdi Türkler ana yüklenici yabancılar alt yüklenici oldu. Türkiye’nin iktidarımızda nereden nereye geldiğini bu proje tek başına gösterir. Bazıları kıskansa da, bazılarının hoşuna gitmese de Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık. Dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. Dünyanın 4’üncü büyük köprüsünü de tamamlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bugün sadece köprünün son cıvatasını sıkmadık. Aynı zamanda iki yakayı birleştirerek milletimizi kucakladık.”

“40 kilometrelik otoyolu da açıyoruz”

Binali Yıldırım, “Buradan ayrıca Altınova’dan Gemlik’e kadar 40 kilometrelik otoyolun da açılışını gerçekleştiriyoruz.” diye konuştu.

Dört yıl gibi kısa bir sürede bu eseri bu hale getirmiş olmanın haklı gururunu yaşadıklarını dile getiren Yıldırım, bu nedenle ilk gününden bu yana projeye destek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti.

Başbakan Davutoğlu ile köprünün ve otoyolun yapımı için ‘Ben de varım diyen’ bankalara ve finans kuruluşlarına da teşekkür eden Yıldırım, “Çünkü banka ve finans kuruluşları dünyanın derin ekonomik kriz yaşadığı sırada bu millete ve bayrağa güvendi, ‘Bu projede varız’ dedi” ifadesini kullandı.

 

Cumhuriyet İlkokulu, Şehit Ailelerini ve Gazileri Unutmadı

Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde, Eğitim-Öğretim faaliyetlerini sürdüren Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğretmen ve öğrencileri, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği irtibat bürosunu ziyaret ederek, Şehit Aileleri ve Gazilere onlarca renklerden oluşan çok sayıda çiçek takdiminde bulundular.harp.jpg2

 

Saat 14.30’da gerçekleşen ziyarette, Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğretmen ve öğrencilerini, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Turgutlu İrtibat büro sorumlusu Gazi Üsteğmen Turgut Gürkaş, Şehit Aileleri ve Gaziler karşıladı.harp

 

Cumhuriyet İlköğretim Okulunun; 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle, “ Vatan sevgisini pekiştirme, Şehit ve Gazi kavramlarını öğrenme” ile “Şehit yakınları ve Gazilerimizin duygularını öğrenelim” temalı ziyaretlerinde,  Gazi Üsteğmen Gürkaş, öğrencilere Şehitler, Gaziler ve Dernek hakkında bilgilendirmelerde bulunarak yaptığı açıklamasında; “ Cumhuriyetimizin yılmaz bekçileri, geleceğimizin güvencesi Cumhuriyet İlkokulu öğrencileri, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Turgutlu İrtibat büromuzu 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeni ile ziyaret ettiler. Bizleri çok mutlu ettiler. Sağolun varolun sevgili çocuklar. Ayrıca kıymetli öğretmelerimize de çok teşekkür ederim.”Dedi.harp.jpg1

Müslüman Türk’ün Balkanlar’daki Tapusu

alptekin cevherliBu hafta sonu Kosova’da evlâd-ı fatihanı ziyarete ve onları yerinde görmeye gittik. Gittiğimizde de adetten olarak yörenin en ulu kişisini ziyaret etmemiz kaçınılmazdı. Bu amaçla da Sultan 1’inci Murat Hûdavedigâr’ın kabrini de ziyaret ettik.
 * * *
Orhan Gazi’nin vefatından sonra Sultan Murat Hûdavendigâr döneminde de Osmanlı Devleti Balkanlarda hızla büyümeye ve ilerlemeye devam eder…
Osmanlı Devleti’ni Balkanlardan uzaklaştırmak isteyen bölge devletleri de Sırp Kralı Lazar komutasında büyük bir Haçlı ordusu oluştururlar. Sultan 1’inci Murat, iki oğlu ile birlikte 20 Haziran 1389 tarihinde Kosova’da Haçlı ordusunu karşılar. Sekiz saat süren uzun bir savaşın sonunda Haçlı ordusu, kumandanları Sırp Kralı Lazar da dâhil imha edilir. Balkanlardaki Müslüman Türk hâkimiyeti bir kez daha çok net bir şekilde ilan edilmiştir…
Savaş meydanını gezen Sultan 1’inci Murat yaralılara su vermekte her iki tarafın ordusundan da askerlerin tedavisiyle bizzat ilgilenmektedir. Ancak yaralı bir Sırp askeri (Miloş Obiliç) kendisine yardım etmek için eğilen Sultan’ı sakladığı hançeri ile şehit eder. Suikasta uğradığı yerden derhal Otağ’a getirilen Sultan Murat Hûdavendigâr son nefesini burada vermiştir. Miloş Obiliç derhal idam edilir.
Sultan’ın naaşı Bursa’ya getirilmek üzere mumyalama (tahnit) işlemine tabi tutulur, iç organları Kosova Ovası’na defnedilir. Yeni Sultan, Yıldırım Beyazıt buraya babası için derhal bir türbe yaptırır. Bugün o türbe Meşhed-i Hûdavendigâr adıyla Başkent Priştine’ye yaklaşık 25 dakikalık mesafede Mazgit köyündedir.
Önemli bir ayrıntı olarak ayrıca Türk bayrağının, şehit kanları (Söylenceye göre Sultan Murat’ın kanının) üzerinde gece doğan hilâl ve yıldızın yansımasının düşmesi ile bu savaşta ortaya çıktığı iddia edilmektedir.
Bu arada Sırplar, Yugoslavya döneminde Miloş Obiliç’in adına Gazi Mestan Bey’in türbesinin hemen yanına dev bir anıt dikerler. Bu anıt aynı zamanda Sultan Murat’ın türbesinde de 2 – 3 km. kadar mesafededir.
 * * *
Kosova’da türbeye gidince, yaklaşık 170 yıldır Sultan Murat’ın kabrinin türbedarlığını yapan Buharalı Hacı Ali Bey’in ailesinden torunu Saniye Ablamızla da konuşma imkânımız oldu.
Saniye Hanım bize dedesinin rüyasında gördüğü bir işaret üzerine Buhara’daki (Özbekistan) Medrese Hocalığı görevini bırakarak o devirler henüz Osmanlı toprağı olan Kosova’ya Sultan Murat’ın türbesini korumak üzere geldiğini o gün bugündür aile fertlerinin bu türbeyi koruyup bakımını yaptığını anlattı. Düşünsenize Balkan Savaşı, 1’inci Dünya Savaşı, 2’nci Dünya Savaşı, Komünist dönem, Kosova’nın Bağımsızlık Savaşı ve daha pek çok olaya rağmen türbe, bu aile ile birlikte varlığını devam ettirebilmiş.
Sultan Murat Türbesi’ndeki Buharalı bu aile, 1854 yılında devrin Padişahı Sultan 1’inci Abdülmecit tarafından ayrıca görevlendirilmiştir. İlk türbedar böylece Buharalı Hacı Ali Bey olmuştur. Dolayısıyla da aile, kesin olarak 162 yıldır; yaklaşık olarak da 170 yıldır Sultan Murat Hüdavendigâr’ın türbedarıdır.
Saniye Abla, orada pek çok hikmetli söz söyledi bizlere, ama en önemlisi bence şuydu: “Bu türbe, Müslüman Türklerin Balkanlardaki tapusudur. Sizler gelip malınıza sahip çıkıyorsunuz!”
Biz oradayken NATO görev kuvvetinde vazifeli iki Müslüman Hırvat askeri de gelip türbede dua etti ki, bu bizleri daha da memnun etti.
Türkiye bütün varlığı ile bölgede kendini hissettiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, TİKA ve Yunus Emre Enstitüleri canla başla çalışıyorlar.  TİKA yüzlerce eserimizi restore edip yeniden hayat vermiş.
Diyanet İşleri Başkanlığı gönderdiği imam ve hatiplerle Katolik kilisesinin misyonerlik çalışmalarına set çekerek hem dini eğitimi sağlıyor, hem de Türkçe’nin yaşamasına vesile oluyor. Çünkü Vatikan, özellikle Arnavutları Hıristiyanlaştırmak için Rahibe Teresa üzerinden yoğun bir propaganda sürdürüyor.
Yunus Emre Enstitüsü de açtığı Türkçe kurslarıyla yeni neslin Türkçe’yi öğrenmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca Türk şirketleri de önemli başarılara imza atmışlar.
Ancak ne yazık ki şu iki hususa da değinmeden geçemeyeceğim:
Kosova’da Türkçe ciddi bir baskı altında. Hatta dediklerine göre eskiye göre çok daha fazla baskı görüyorlar. Türkler, kendi aralarında bile Türkçe konuşmaya korkar durumdalar. Yasal olarak değil belki ama moda tabiriyle söyleyelim “mahalle baskısı” yüzünden kendi aralarında dahi Arnavutça konuşmak zorunda kalıyorlar. Meselâ dükkânda Türkçe konuşarak alışveriş ediyorsunuz, o sırada içeriye yabancı biri giriyor diyelim, o az önce bülbül gibi Türkçe konuşan esnaf, bir anda Türkçe’yi unutuveriyor ve sizinle Arnavutça konuşmaya başlıyor. Bu nedenle devletimizin Kosova hükümetini acil olarak bu konuda uyarması gerekiyor. Din kardeşliğimiz mevzuu ne yazık ki hep Arnavutların lehine çalışıyor.
İkinci husus da Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın onca çalışmasına rağmen Suudi Arabistan ve İran’ın bölgede ciddi bir mezhep taassubu hareketi gözleniyor. Kosova Hükümeti de bunun farkında ve önlem olarak da camileri namaz vakitleri dışında kapatmakta çareyi bulmuş. Ancak sanırım farkında değiller ama bu daha fazla tepki çekip, mütedeyyin insanları da uç fraksiyonlara yönlendiriyor. Laiklik yapalım derken insanları daha da katı hale getiriyorlar. Bu nedenle Kosova Hükümeti acil olarak Türkiye ile iş birliği içerisinde bu yabancı etkileri ortadan kaldırarak gerçek İslâm’ın bölgede varlığını devam ettirmesini sağlaması lazım. Yoksa sıkıntı yaşamaları uzak değil.
Şimdilik Kosova’dan bu kadar, devamı gelecek yazımızda…alptekin cevherli kosava

Baha’dan Konservatuara Övgü Dolu Sözler

baha

Büyükşehir Belediye Konservatuarı’nın çok iyi imkanlara sahip olduğunu söyleyen Kayserili ünlü sanatçı Baha, burada eğitim görenlerin çok şanslı olduğunu kaydetti.

Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Oktay Durukan ile birlikte konservatuarı gezen ünlü sanatçı Baha, her yerde böyle imkanlar olmadığına dikkat çekerek, “Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü eğitimi mezunuyum. Bir konservatuvarlı değilim ama en azından konservatuarla eş değer eğitim aldık. Bizim o zamanki imkanlarımız çok iyiyiydi ve Gazi Eğitim, Türkiye’nin en iyi fakültelerinden biriydi. Biz şanslıydık ama o dönemdeki eğitim fakülteleri bizim kadar şanslı değildi. Aradan yıllar geçmiş ve şunu görüyorumki Kayseri gerçekten başka bir şehir olurken Kayserimizin konservatuvarı da başka bir konservatuvar olmuş. Ben de bir Kayserili olarak söylüyorum böyle bir kuruma sahip olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız. Özellikle hocalarımız, eğitimcilerimiz, yöneticilerimiz ve imkanlarımız gurur duyulacak seviyede. Bunları görünce çok mutlu oldum” dedi.baha2

KAYSERİ, KÜLTÜREL OLARAK ÇOK GELİŞTİ

Kayseri’nin kültürel anlamda da çok geliştiğine vurgu yapan sanatçı Baha, her konsere geldiğinde bunu daha iyi farkettiğini belirterek, “Bizim insanımız herşeyin en iyisine layık. Kayserimiz, şehir olarak gelişti, eğitim olarak gelişti ve kültürel olarak da gelişti. Her konsere geldiğimde bunu daha iyi farkediyorum. İnşallah Kayseri’ye daha sık konsere geleceğim. Bizim insanımız bir başka, onların yürekleri bir başka. Bir de beni kendi çocukları gibi sevdikleri için bununla da ayrı bir gurur duyuyorum. Ben de buna layık olmaya çalışıyorum” diye konuştu.baha3

 

Çocuk Meclisi Üyeleri Gazi Üniversite’nde

çocukAnkara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclis üyeleri, Gazi Üniversitesi Bilişim Garaj Akademisi’nde gerçekleştirilen eğitim ile tasarımların üç boyutlu nesnelere dönüşüm süreçlerini öğrendiler.

Gazi Üniversitesi Bilişim Garaj Akademisi’ni ziyaret eden çocuklar, bilgisayar programı sayesinde hayallerindeki tasarımları çizip hazırladılar, kendi tasarımların üç boyutlu bir şekilde heyecanını yaşadılar.

Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Özdemir’in kurucusu olduğu, Bilişim Garaj Akademisi’nde programlama, robot tasarım, web tasarımı gibi konularda bilgi alan çocuklar, ilk kez Tinkercad üç boyutlu tasarım yazılımı kullandılar.

Çocuklara üretim odaklı bilişim becerileri kazandırmayı amaçlayan akademide, Gazi Üniversitesi öğretim görevlilerinden Araş.Gör. Ekmel Çetin, Araş.Gör. Akça Okan Yüksel ve Uzm. Ahmet Çelik’in verdiği dersler renkli ve eğlence dolu anlara sahne oldu.

 çocuk2

OKULLARDA DA UYGULANMALI 

Üç boyutlu (3D) tasarımlara giriş yapan çocuklar, problemlere çözüm geliştirme becerileri kazanmakla ilgili temel bilgilerle tanıştılar. Meclis üyeleri, okullardaki bilişim teknolojileri derslerinin de uygulamalı ve daha renkli biçimde işlenmesinin çok yararlı olacağını söyledi.

İlk kez gördükleri üç boyutlu yazıcı ile ileride çok daha farklı malzemeler tasarlanabileceğini belirten Meclis üyeleri, 3D yazıcı ile oyuncaklar, telefon kapakları ve sevdikleri her türlü eşyayı tasarlayabileceklerini ifade ettiler.

Akademideki sunumda 3D yazıcıları ile ön ayakları olmayan bir köpeğe bir protez ayak yapılışını da izleyen çocuklar, heyecanlarını ve şaşkınlıklarını gizleyemediler. Çocuklar, kağıt üzerinde duran bir çizimin, tüm yüzeyleriyle üç boyutlu bir cisme dönüşmesini izlemenin çok değişik bir tecrübe olduğunu belirttiler.

 çocuk3

Atatürkçü Gençlerden Ziyaret

 

makedonAtatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Başkanı Ahmet Yürük, Makedonya Atatürkçüler Derneği Başkanı Halil Abdullah ve Makedonya’dan gelen 46 kişilik öğrenci grubu, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’a teşekkür ziyaretinde bulundular.

Ziyarette söz alan ADD Edirne Şubesi Başkanı Ahmet Yürük “Makedonya’dan gelen misafirlerimizle Çanakkale Savaşı’nın 100.yılı anısına 2 otobüs ile Çanakkale Şehitliğini ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yedi düvelden gelen düşmanları geldiğine geleceğine pişman ettiği tarihi mekânları ziyaret ettik.makedon2

Bize 3 gün boyunca maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen başta Edirne Belediye Başkanımız Sayın Recep Gürkan olmak üzere tüm belediye personeline Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu adına şükranlarımızı sunarız “ dedi.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, kendilerinin ziyaretinden memnuniyet duyduğunu belirterek,  Makedonya’dan gelen öğrenci grubuna tek tek hediyeler verdi ve her zaman yanlarında olduğunu belirti.     makedon3

“Gazi Albay’ın Kızı” Olarak Gitti

gazi
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu, ÇanakkaleDeniz Zaferi’nin 100. yıl coşkusuna ortak oldu. Çanakkale’yi ziyaret eden Dr. Kocaoğlu, bu kez “Başkan eşi” değil, “İstiklal Madalyası sahibi Gazi Emekli Albay Arif Hikmet Süalp’in kızı” olarak oradaydı. Ziyareti sırasında Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve eşi Hale Gökhan’ın sıcak konukseverliğiyle karşılanan Dr. Kocaoğlu, Çanakkale Belediyesi tarafından askeri hastaneden dönüştürülen Seramik Müzesi’ni gezmeyi de ihmal etmedi.
Çanakkale Savaşı’nın canlı tanığı, İstiklal Madalyası sahibi merhum Gazi Albay Hikmet Sualp’in kızı olarak gittiği Çanakkale’de yine çok duygulu anlar yaşadığını dile getiren Türkegül Kocaoğlu, “Çocukluğum Çanakkale’de, babamın anlattıklarını dinleyerek geçti. Tıp fakültesinde okumaya başladıktan sonra ona iğne yapmam gerekiyordu. Ama kalçasında saçma tanesine denk geldiği için iğne ileri gitmedi. İşte o an babamın neden ağladığını, köy ve kentlerde kalan İstiklal gazilerini bulmak ve onlara yardım etmek için neden canla başla çalıştığını, Atatürk’ü niye çılgınca sevdiğini daha iyi anladım. Şehitlerimizin canı pahasına sahip olduğu güzel vatan için çalışmak artık benim için ibadetti” diye konuştu.
Barışın kenti Çanakkale’nin belediye başkanı olarak inatla ama umutla barışın hakim olduğu bir dünya hayalini sürdüreceklerini söyleyen Ülgür Gökhan ise “Anafartalar K
ahramanı Mustafa Kemal’e, onun ilkelerine layık olabilmek var gücümüzle çalışacağız. Şehitlerimiz gibi candan olacağız, yardan olacağız ama özgürlüğümüzden asla vazgeçmeyeceğiz. Son nefesimizi tüketeceğiz ama onurlu mirasınızı asla” dedi.gazi2

Bilgi Evleri Gazileri Ağırladı

 

 gazi1

Denizli Büyükşehir Belediyesi  Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nün 100. yıldönümü dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. Çanakkale’de savaşan askerlerin ve o dönemde yaşanan zorlukların hatırlanıp, hissedilmesi amacıyla bünyesinde bulunan 10 Bilgi Evi ve Kurs Merkezi’nde eğitim gören 2500 öğrenciye “Çanakkale menüsü” olarak bilinen, buğday çorbası, hoşaf ve ekmekten oluşan öğle yemeği dağıtan Denizli Büyükşehir Belediyesi, öğrencilerle gazileri buluşturdu. Bu kapsamda Denizli Muharip Gaziler Derneği Başkanı Hamdi Helvacılar ve beraberindekiler, Denizli Büyükşehir Belediyesi Bilgi Evi ve Kurs Merkezlerini ziyaret etti. Karaman Bilgi Evi ve Kurs Merkezi’nde düzenlenen program, öğrencilerden Perinur Akkurt’un, sazıyla Çanakkele Türküsü’nü söylemesiyle başladı. Daha sonra Denizli Büyükşehir Belediyesi Bilgi Evi ve Kurs Merkezleri öğrencileri arasında yapılan en iyi İstiklal Marşı okuma yarışmasında birinci olan Ceren Karabaş İstiklal Marşı’nı okudu.

Gaziler çocuklara anılarını anlattı

Öğrencilerle bir araya gelen gaziler, vatan ve bayrak sevgisinin yanında anılarını çocuklarla paylaştı. Gazilerin anılarını ilgiyle dinleyip sorular soran çocukların etkinlikten büyük keyif aldığı görüldü.  Gazi ve çocuklara Çanakkale Zaferi ile ilgili orotoryo sergilenirken, tüm Denizli Büyükşehir Belediyesi Bilgi Evi ve Kurs Merkezleri’nde Çanakkale Sergisi düzenlendiği kaydedildi.gaziler