Etiket arşivi: Fikir

Türkiye’nin ilk “İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarı” Üsküdar Üniversitesinde açıldı

 

Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarı ve Eğitim Sahası, Üsküdar Üniversitesinde açıldı. Türkiye’nin ilk İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarının açılış töreni, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un katılımları ile gerçekleşti.

Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyan, “Prof. Dr. Hilmi Sabuncu İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarı ve Eğitim Sahası”, 19 Nisan 2019 Cuma günü, Üsküdar Üniversitesi Çarşı Yerleşkesinde açıldı.

Açılışı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk yaptı

Bu yıl 6.’sı düzenlenen Bilim ve Fikir Festivali Ödül Töreni’ne katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, program sonunda Türkiye’nin ilk İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarının açılışını da gerçekleştirdi. Laboratuvarı gezen Selçuk, yetkililerden laboratuvarla ilgili de bilgi aldı. Bakan Selçuk, burada baretli İSG öğrencileriyle fotoğraf da çektirdi.

“Uzaktan eğitim ile bu alanda insan yetiştirmek mümkün değil”

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, şunları kaydetti:

“Bugün Sayın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Zehra Zümrüt Selçuk’un katılımı ile Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümüne bağlı ‘Prof. Dr. Hilmi Sabuncu İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarı ve Eğitim Sahası’nın açılışı yapıldı. Türkiye’de bu konuya yönelik ilk laboratuvar ve eğitim sahası olarak uygulamalı eğitim imkânı sunulacaktır.”

“İSG’de uygulamalı eğitim çok önemli”

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da yer aldığı törende Tarhan ise; “İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimi insan sağlığıyla doğrudan bağlantılı olduğu için uzaktan verilen eğitim, muhakkak dokunarak, uygulamalı olan eğitimle desteklenmelidir. İdeal olan eğitim uygulamalı olarak verilmesidir. Açılışını gerçekleştirdiğimiz bu laboratuvar bu anlamda büyük önem taşımaktadır. ‘Prof. Dr. Hilmi Sabuncu İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarı ve Eğitim Sahası’nın oluşmasına katkı sağlayan herkese teşekkür ediyoruz” İfadelerini kullandı.

İşsiz kalmanın garantili yolları

 

Parasal Zekâ ve Eğitim Oyunları isimli kitapların yazarı, yönetim danışmanı ve eğitimci Hakan Turgut, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’nin üniversite gençlerine yönelik düzenlediği Fikir Yumağı Atölyeleri’nde işsiz kalmanın garantili yollarını anlattı

ÜNİVERSİTE BİTİRMEK YETERLİ Mİ?

Sadece üniversiteye kaydolup, üniversite okumayın. Üniversite boyunca herhangi bir işte çalışın. Bu süreçte sivil toplum kuruluşlarında da aktif görevler alın. Üniversite diploması sizin bir işi yapabildiğinizi göstermez. Diploma sizin sorumluluk sahibi olduğunuzu, sorumluluk alıp o sorumluluğu yerine getirdiğinizi gösterir. Onu da zamanında getirip getirmediğinizi bilmiyoruz, yani garanti etmiyor.

İNTERNETTEN İŞ BAŞVURULARI YAPIN

İşsiz kalmanın en garantili yoludur bu. Online ortamda milyonlarca özgeçmiş vardır. İnsanlar ‘ben iş başvurusu yaptım cevap bekliyorum’ derler. Sonra sağda solda gezerler. Yani böyle bir iş bulma yöntemi yok.

TORPİL BULMAYA ÇALIŞIN

Torpile kim ihtiyaç duyar, kim torpil arar? Ben torpil arayan kişinin hastalıklı bir zihniyete sahip olduğunu düşünüyorum. Sebebi var bu torpil aramasının. Bir; ehil değildir, yetkin değildir alanında. Özgüveni yoktur, o yüzden torpil arıyordur. İki, o kişinin hakkından hukukundan yapacağı işten şüphe ederim ben. Birilerinin rızkına da engel oluyor aynı zamanda. Dolayısıyla torpil bulmak yanlış. Velev ki torpille işe girdiniz, torpille işe giren bir sürü insan var, bunlara diğer insanların saygısı olmuyor. Çünkü herkes onun oraya nasıl geldiğini biliyor. Dolayısıyla torpille iş bularak ciddi bir batağa saplanırsınız. Bir de torpille alındığınız bilineceği için ilerleme gibi bir durumunuz da söz konusu olmaz. Bulunduğunuz yerde kalırsınız.

Referans ile torpil arasındaki ince çizgiyi de söyleyeyim: Referansta bir sakınca yoktur, tam tersine referans sürekli kullanılır. Torpilde eleştirdiğimiz nokta ehil olmayan birinin o işi alıp başkasını hakkını gasp etmesidir. Referansta sizin ehliyet sahibi olduğunuzu başka biri söylüyor. Burada esas olan şey liyakattir, ehliyettir.

KOPYALA YAPIŞTIR ÖZGEÇMİŞLER HAZIRLAYIN

Özgeçmiş sizi diğerlerinden ayrıştırmak için ve mülakata kabul edilmeniz için yazılır. Yani özgeçmiş işe girmek için yazılmaz. Öyleyse ben diğerlerinden farklı olan yönlerimi ön plana çıkarmalıyım. Yani kopyala yapıştır özgeçmişle ben mülakata davet edilmem. Kurumlarla ya da kişilerle yüz yüze görüşmeyin, telefonla ya da internetten iletişim kurun bu da harika bir yöntem! Ben şuna inanırım; hep tokalaşma arkadaşlar. İnsanlarla yüz yüze görüşmeniz gerek.

Arayacaksınız eski patronunuzu, “Ben askerden geldim, önümde geniş yelpazede kariyer seçenekleri var, hangi yolu izlemem gerektiği konusunda size danışmak istiyorum, bana yardımcı olur musunuz?” diyeceksiniz. Ya da daha afilli hale getirmek istiyorsanız, kendi başarı öykünüzden yola çıkarak “Bana ne tür önerileriniz olur? Bir çayınızı içsem ne zaman uygun olursunuz?” diye sorarsınız. Sonra gidersiniz, tokalaşırsınız, çayını kahvesini içersiniz. Ama asla kullanılmaması gereken kelime ‘işsizlik.’ İşsizim, iş arıyorum denmez arkadaşlar. Bu sizin değerinizi düşürür.

SOSYAL MEDYAYI KULLANMAYIN

Bu da işsiz kalmanın garantili yollarından biri. Burada özellikle hanım arkadaşlar için söyleyeyim; iş bulmak için kullanılacak platform Instagram değildir. Erkekler için ise Facebook değildir iş bulmak için kullanılacak platform. Linkedin doğru platform. Özgeçmiş Türkçe ve İngilizce olmalı. Yani Linkedin doğrudan iş görüşmesine erişmek için yine özgeçmişi pas geçmek için doğru bir platform.

HERKESİN YAPTIĞINI TAKLİT EDİN

Bu da işsiz kalmanın garantili yollarından biri. Peki işverenler nasıl işe personel alıyorlar.

Birincisi; meseleyi kendi içinde hallediyorlar. Mesela kendi içinde bir insan kaynağı varsa onu belli bir pozisyona getirmeyi tercih ediyor.

İkincisi; kanıtlar üzerinden yani kişinin yaptığı işe bakıyor. İşi düzgünse onu işe almayı tercih ediyor o yüzden hangi platformda hangi işi yaptığınız hiç önemli değil. En iyisini yapın. Bir kere siz “yaptığı her işi iyi yapar” yaftasını yediğiniz zaman iyi yapmadığınız işler hakkında bile sizlerle ilgili olumlu konuşacaktır insanlar. Bunu garanti ediyorum.

Üçüncüsü, en yakın arkadaşını veya iş arkadaşını devreye sokmak.

Dördüncüsü güvenilir bir ajansı devreye sokmak.

Beşinci yöntem ilan vermek. Yani aslında siz ilandan iş başvurusu yaptığınızda doğrudan en zor seçeneklerden birini tercih etmiş oluyorsunuz. O yüzden referansla gitmek veya gönüllü olarak bir işe girişmek daha mantıklı derim size.

Sonuncusu bir özgeçmiş kullanmak.

Yani aslında işe girmenin en zor yolu şu ikisi. İnsanlar en çok kullandıkları yollar hangisi? Son ikisi. Bu işveren perspektifi. Madalyonun diğer yüzünü de görün diye söylüyorum.

ASKERLİK Mİ YÜKSEK LİSANS MI?

Kariyer mi yapalım yetkinlik sahibi mi olalım? Yerli mi yoksa çok uluslu bir şirkette mi çalışayım? Akademik bir kariyer mi yapalım profesyonel mi olalım? Tecrübe mi yetkinlik mi önemli? Uzmanlaşma mı her konunda azar azar bilmek mi? Mesela eskiden uzmanlaşma denirdi. Şu an her konudan azar azar bilmek daha trend. Orta vadeli bir kariyer mi, uzun vadeli bir kariyer mi yapalım? MBA’yı şimdi mi yapalım sonra mı? MBA’yı çalışırken yapmanızı öneriyorum. Yani lisansı bitireyim de sonra MBA’yı yapayım da sonra işe girerim değil. Çalışırken yapın daha faydalı oluyor. Sevdiğin iş mi, para kazandıran iş mi? Çocuk mu, kariyer mi? Askerlik mi, yüksek lisans mı? Çocuk mu kariyer mi konusunda bir şey diyemeyeceğim size ama askerlik mi yüksek lisans mı konusunda askerlik derim. Türkiye’de askerlik yüksek lisanstan büyüktür. Çünkü yüksek lisans yaptığınızda askerliği tecil ettirmek için yaptığınızı düşünüyor muhatabınız. Askerlik yapmadan yüksek lisans, doktora ne yaparsanız yapın, sizi kritik konumlara getirmezler Türkiye’de. Ama askerliğinizi bitirdiyseniz yükseğiniz olmasa bile sizi terfi ettirirler. Yani erkekler için durum böyle.

KAMU MU ÖZEL SEKTÖR MÜ?

Şu an Türkiye’de en çok tercih edilen yol kamu. KPSS + mülakat. Ben olsam kesinlikle bunun dışında bir yol seçerim. Şu anki deneyimimden yola çıkarak bunu söylüyorum. Çünkü bu yol her zaman açık ama diğer tarafta sizi nelerin beklediğini bilmiyorsunuz. Akademisyenlikte belli. Ama özel sektör ve girişimcilikte sürprizler var. Yol sizin yolunuz ama ben sadece bir mesaj vermek istedim.

İŞ GÖRÜŞMESİNDE BUNLARI YAPIN

Gitmeden önce mutlaka prova yapın.Çoğu insana ben şunu söylüyorum: Çek sandalyeyi, al karşına bir arkadaş, o sorsun sen cevapla, yap provayı.

Uygun kıyafet giyin.Şu bana daha iyi, şu çekici ya da bana daha çok yakışıyor gibi şeyler işlemez. İş görüşmesine giderken iş kıyafeti giyilir arkadaşlar. Siyah, lacivert, gümüş gri ya da füme renkleri tercih edilir. Kadın ve erkekte fark etmez. Gömlek ya da bluzda mavi ya da beyaz tercih edilir. Mavi güvenin rengidir, beyaz da saflığın temizliğin rengidir.

Sosyal ve duygusal zekanızı kullanın.Burada kastettiğimiz şey şu; onların sizden ne isteyebileceğini önceden düşünün, onları görüşmede onlara verin. Deneyimlerinizi kanıtlayın. Biraz önceki özgeçmiş mesela. Rakamlarla ve istatistiklerle konuşun. Sor şirkete, yöneticiye ben bunları yapmış mıyım, yapmamış mıyım? Yani ortada üzerine tartışılacak şey bırakmayın.

Cevaplarınızı kısa tutun.İki dakika ya da az. Herhangi bir sorunun cevabı iki dakikadan uzunsa ya muhatap cevabı bilmiyordur ya da yalan söylüyordur.

İstek ve heyecanınızı belirtin. Aman Allah’ım çok heyecanlıyım, ilk iş görüşmem v.b. gibi değil. Eğer bu işe kabul edilirsem benden beklentileriniz nelerdir? Daha önce bu işten ayrılan arkadaş neden ayrıldı? Ben eğer sizinle çalışırsan kimlere karşı rapor vereceğim ve benden neler beklenecek? Eğer bir şeyleri değiştirmemi isteseydiniz bunlar neler olurdu? gibi sorular sorarsanız sizin ne kadar istekli ve heyecanlı olduğunuzu anlarlar. Ben şansa inanmam. Daha fazla çalışırsan daha şanslı olursun.

Maaş ve çalışma şartlarını işe kabul edildikten sonra konuşun.‘Ne kadar vereceksiniz’ diye sorulmaz. Onlar ‘ne kadar istiyorsunuz’ diye sorarlar. İki yol var: Ya dersin ki sizin ücret skalanızı kabul ediyorum ya da dürüst olup daha önce çalıştığınız iş yerindeki rakamı söylersiniz. Neden rakam söylemeyip ücret skalasına tabi olun diyorum? Adam üç verecektir, sen iki alıyorsundur seni değersiz görür. Adam üç verecektir sen dört alıyorsundur söylersin ‘bize yüksek gelir’ der. Oysa bu müzakere edilebilen bir şey.

Mülakatta güç dengesi.Her zaman verici olun arkadaşlar. Ben bu şirkete neler verebilirim? Ben sizin için neler yapabilirim? Bana ne vereceksin? Yemek verecek misin? Yol verecek misin? diye sorulmaz.

Mülakatlarda otururken rahat oturalım. Taban göstererek oturulmaz bu daha çok yeni nesilde var. Ayak ayak üstüne atacaksan normal at. İkincisi kaykılma olayı. Televizyon programına çıkmış adam şöyle oturuyor. Böyle oturma şekli mi olur? Orada sen kurbanlık koyun değilsin. Efendi duruşu diyorum ben; ayaklarımız omuz genişliğinde açık, elleri kolçağa koyun arkadaşlar, dik bir oturuş pozisyonu alın. Bu kadar basit. Burada kritik olan şey sizin ben çok özgüven patlaması yaşıyorum diyerek karşı tarafa baskı uygulamanız. Bu şımarıklık olarak addedilecektir. Diğer tarafta da süklüm püklüm durmanız. Rahat durun arkadaşlar.

MÜLAKATLARDA SIK SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Şu an da ne yapıyorsunuz?‘Söyledim ya işsizim’ denmez. Bu soru sorulduğunda mutlaka bir dernek, bir kulüp v.s. üyeliği ya da sosyal aktivite denir.

Bu işi neden istiyorsun?Bunu gerekçeli olarak anlatmanız lazım. Mesela kendi kariyer öykümde benim bir hayalim vardı; New York’ta çalışmak, yaşamak istiyordum ve ben New York’ta yaşayıp New York’ta çalışmak için bir kriter seti hazırlamıştım başvurduğum İK firmalarına. “Bu kriterlere uygun firmalarda çalışırım diye yazı vermiştim. Demişim ki: Merkezi New York olacak, çok uluslu olacak v.s. hatta bir tanesi beni görüşmeye çağırdı, “Biz aradığımız özellikleri yazıyorduk ilk defa karşımıza böyle bir şey çıktı” dedi. Allah nasip etti. Pfizer’da çalıştım, merkezi New York. Colgate’de çalıştım, merkezi New York.

Uygulamada yapmayı düşündüğünüz değişiklikler var mı? Tuzak bir sorudur. Tuzağa düşmeyin. Deyin ki; ‘görev eğer bana verilirse arkadaşlarla konuşup istişare ile neler yapacağımıza karar veririz.’ Sen daha işe alınmadın, neleri değiştireceğini söyleme.

Kendinizi tanıtır mısınız? Bu sorunun cevabı benim için neler yapabileceğindir. Zaten diğer bilgiler özgeçmişte yazıyor.

Hayattaki en büyük başarınız ya da başarısızlığınız nedir? Çok kolay gibi görünür ama çok zor bir sorudur. Hayattaki en büyük başarınız üniversiteyi kazanmak, bitti, uğraşmayın, zorlamayın. Üniversiteyi kazandığım için şu an buradayım, üniversiteyi kazandığım için saygın bir işle ilişki alanı içine girdim, üniversite benim hayatımı değiştirdi falan diyebilirsiniz. Hayattaki en büyük başarısızlığınız? Hayattaki en büyük başarısızlık söylenirken öyle bir şey söylenmeli ki bu aynı zamanda başarı olmalı. Henüz doktora yapmamış olmak, üçüncü yabancı dili öğrenemedim v.s.

Güçlü ve zayıf yanlarınız neler? Güçlü yanları söylemek kolay. Envanter falan yaptıysanız envanterde çıkan sonuçları çatır çatır okuyun. Yanınızda envanterinizin sonuçları bulunsun. Mesela sertifika yazıyorsunuz ya sertifikayı görüşmeye giderken götürün yanınızda. O kanıtı ona çat diye sunun, masaya koyun. Karşısında rastgele birini değil dersini çalışarak gelmiş birini görsün. Güçlü yanlar kolay zayıf yanlarınız neler bunu nasıl söyleyeceksiniz? “O kadar hırslıyım ki verilen işleri bitirme konusunda zaman zaman arkadaşlarıma kırıcı davranabiliyorum. O kadar azimliyim ki benim uzun saatler çalışıp mesaiye kalıyor olmam ekip arkadaşlarımı yıpratabiliyor.” Öyle bir zayıflık söylemelisiniz ki sen Allah tarafından gönderilmiş bir hediyesin demeliler. Ama bunun doğru ve tutarlı olması lazım. O yüzden o envanteri mutlaka yazın diyorum.

Önceki işinizden neden ayrıldınız?Patron üçkağıtçının tekiydi ya da yöneticimin bana söylediği bir laf yüzünden ayrıldım. Ne söyledi? Kovuldun. Bunlar olmaz arkadaşlar. Bu sorunun cevabı asla önceki işinizi kötülemeden verilmelidir. Patronu, eski yöneticileri kötülemek yok. Cevabı verirken dürüst olun ama onları kötülemeden. Yöneticimle anlaşamıyordum gibi. Bu doğal.

FİKİR YUMAĞI ATÖLYELERİ YENİDEN BAŞLIYOR

ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından geçtiğimiz dönem düzenlenen Fikir Yumağı Atölyeleri 12 Mayıs 2018 tarihinde sona erdi. Atölyelerde altı başlık altında 56 ders gerçekleştirildi. Okullardaki eğitime sivil toplum desteği olarak icra edilen Fikir Yumağı Atölyeleri, 20 Ekim’de yeniden başlıyor. 12 hafta sürecek etkinliğe 400 genç katılacak.

Bozbey: Ülkemizin proje üreten gençlere ihtiyacı var

 

 

Nilüfer İnovasyon Merkezi’nin düzenlediği  “Fikir Buluş Patent” başlıklı eğitime katılan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin, icat yapan, hayal kuran, yenilikçi düşünen ve proje üreten gençlere ihtiyacı olduğunu söyledi.mütevazi başkan bozbey

 

 

Nilüfer İnovasyon Merkezi’nin düzenlediği  “Fikir Buluş Patent” başlıklı eğitim,  Uluslararası Patent Birliği ve Nilüfer Gençlik Ofisi iş birliğiyle gerçekleştirildi. Nilüfer İnovasyon Merkezi’ndeki eğitime Nilüfer Gençlik Ofisi üyesi öğrenci toplulukları ve derneklerden gençler katıldı. Moderatörlüğünü Uluslararası Patent Birliği Başkanı Avrupa Patent Vekili Erdem Kaya’nın yaptığı eğitimde gençlerde buluş, patent, marka ve fikri mülkiyet farkındalığı oluşturuldu.mütevazi başkan bozbey.jpg1

Eğitime katılarak gençlerle bir araya gelen Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, günümüzde her sektörde olduğu gibi kamu sektöründe de inovasyon, yaratıcı fikirler ve yenilikçi hizmetlerin ön plana çıktığını söyledi. Bozbey, “Bizler de örnek ve lider kent olan Nilüfer’de İnovasyon Merkezimiz aracılığıyla sosyal inovasyon odaklı çalışmalarımıza hız kazandırdık. Bu etkinliğimiz sizlerle yaptığımız ve daha nicelerini yapacağımız çalışmalarımızın bir parçası. Gerçekleştirilecek eğitim ile birlikte buluş, patent, marka ve fikri mülkiyet konuları hakkında bilgiler edineceksiniz. Gelişmiş ülkeler ar-ge çalışmalarına gereken önemi vererek, patent çalışmalarını artırarak, keşif, buluş, icat yaparak ve bunları üretime dönüştürerek kalkınma sağlıyorlar. Ülkemizin de icat yapan, hayal kuran, yenilikçi düşünen ve proje üreten gençlere ihtiyacı var” dedi.mütevazi başkan bozbey.jpg2

“TÜRKİYE’NİN DAHA FAZLA BULUŞA İHTİYACI VAR”

Uluslararası Patent Birliği Başkanı Erdem Kaya da herkesin çalıştığı alanda yenilikler ve tasarımlar yapması gerektiğinin altını çizerek, “Türkiye’nin daha fazla sayıda buluşa ve bu buluşlardan elde edeceği katma değere ihtiyacı var. Yeni yasa ile birlikte bu alanda, emek yoğun ekonomiden, değer yoğun ekonomiye geçiş için önemli aşamalar kaydedileceğine inanıyorum. Dünya,  Endüstri 4.0’ı konuşurken bizler de düşünmek, tasarlamak, üretmek ve bu ürettiklerimizi maddi kazanca dönüştürmek zorundayız” dedi.

Eğitime katılan gençler, fikri haklar, marka-endüstriyel tasarım, buluş ve patent kavramları, patent-faydalı model tescil süreçleri, patent verileri ve hukuki kavramlar konularında bilgi sahibi oldular. Eğitim sonunda katılımcılara, katılım sertifikası verildi.

CEMİL MERİÇ’TEN DÜCANE CÜNDİOĞLU’NA MÜNZEVİ VE MÜTECESSİS FİKİR İŞÇİLİĞİ

 

 

 

süleyman pekinDücane Cündioğlu ilginç bir yaşam öyküsüne sahip olmaktan öte hayatın anlamı hakkında ilginç şeyler söyleyen bir adam, bir filozof. 28 Şubatlı yılların Yeni Şafak’ında bir yazar olarak tanıdığım birinin şimdilerde derinlikli bir düşünür olarak görmek bende farklı duygular bıraktı. Hasbelkader fark etmekten dolayı şaşkınlık, duyduğu derûni cümlelerden dolayı aşkınlık gibi..

Adam olmanın sermayesi hüzündür.”

Dert varolmanın kendisidir.”

Leyla’ya kavuşmak hangi Mecnun’un haddine!”

Kibir, rastlantısal olanla övünme hatasıdır.”

Uygarlığın temeli ‘iyi yaşam’dır.”

Ne mutlu insanım diyene!”

İki sıkıntı vardır: Biri geçim sıkıntısı, diğeri can sıkıntısı.”

Sağcılık büyük bir anksiyetedir.”

İdeolojiler dava adamlığıdır. Ve ‘-cı’ eki düştüğünde cüceye dönüşürler.”

Tanrının bilgisini ölümsüz kılan yararsız olmasıdır. Güzellik yarardan azâde olmak demektir.”

Hayatta yararlı olmaya ama değerli olan neyin var?”

Dindarlar Kaybedenler Kulübünde olanlardır.”

Patikalarda limuzinle dolaşılmaz, yani rahat döşekte Allah aranmaz.”

Söz medeniyetinden Göz medeniyetine..”

Hakikat hep mahcuptur.”

III.Meşrutiyet evresindeyiz.”

Kişi sevdiğinden ne zaman ayrılır? Onu sevme nedenini ondan daha çok sevdiği zaman.”

Umudun varsa teselli bekle, yoksa teselli.”

Ben yaşamdan çok ölümü tercih ettim.”

Sahipleneni az diye hakikate hürmet emekten vaz mı geçeceğiz?”

Adalet mi, Kalkınma mı? Aklı inanca / Vahye tâbi kılmak..”

Ters düşme hakkını kullanmaktan çekinme: İktidara karşı, halka karşı, kendine karşı.”

Merhum Cemil Meriç’in kendisini tanımlarken kurduğu “Hayatını Türk irfanına adayan münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi” cümlesi Büyükada’da inzivaya çekilerek tecessüs yani kimseyi ilgilendirmeyen şeyleri öğrenme merakına kapılan Dücane Cündioğlu için geçerli.

Kendisini tek kelimeyle “Sahilsizim” diye tarif eden, “Kendilik Analizi” üzerine kafa yoran ve “Eşikte Uykuya Dalmak”tan dem vuran Dücane Cündioğlu’nun aforizmaları zihin açıcı tabletler hükmünde.

Son “Motto”sundan mı alır okursun, “Simurg Grubu”ndan mı arar bulursun yoksa twitter takibine mi koyulursun; kimbilir. Al sana Sıradışı Bir Entelektüel!

Aktepe Ve Emrez’de Yarışma Zamanı

emrez 
Gaziemir’deki 122 hektarlık alan için 500 bin TL ödüllü “Kentsel Tasarım ve Mimari Fikir Projesi Yarışması” düzenleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentsel dönüşümde yeni bir virajı daha almaya hazırlanıyor.
Kentin farklı bölgelerinde kent dönüşümü için çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi,Gaziemir’in Aktepe ve Emrez bölgelerinde 122 hektarlık alanda kentsel dönüşüm gerçekleştirmek için “Kentsel Tasarım ve Mimari Fikir Projesi Yarışması” ilanına çıktı.
Kent dönüşümünde “uzlaşma ve yerinde dönüşüm” prensipleriyle hareket eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu yarışmayla da insan haklarına saygılı ve yaşam kalitesi yüksek bir kentsel çevre üretilmesi için uğraşacak. Yarışma serbest ve ulusal olarak gerçekleştirilecek.
İki aşamalı yarışma
24 Mart 2015 günü ilana çıkan yarışmada proje teslim tarihi 26 Mayıs 2015 saat 17.00 olarak belirlendi. Jüri üyeleri 3 Haziran 2015’te değerlendirme yapacak ve birinci aşama sonuçları 10 Haziran tarihinde açıklanacak. Bu bölümde değerlendirme sonucu seçilecek 10 eşdeğer projenin her biri için 10 bin TL ödül verilecek. İkinci aşama teslim tarihi 18 Ağustos 2015. 22 Ağustos’ta yapılacak değerlendirmenin ardından 31 Ağustos 2015’te ikinci aşama sonuçlar açıklanacak. Bu aşamada da 5 adet eş değer ödül ve 5 adet mansiyon ödülü verilecek. Eş değer olanların her birine 60 bin TL, mansiyon alanların her birine de 20 bin TL ödül verilecek. Böylece Büyükşehir Belediyesi’nin dağıttığı toplam ödül miktarı 500 bin TL’yi bulacak.
Katılımcılar konu ile ilgili sorularını, 7 Nisan 2015 akşamına kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eline geçecek şekilde “Gaziemir Aktepe ve Emrez Mahalleleri Kentsel Tasarım ve Mimari Fikir Projesi Yarışması Raportörlüğü, Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı” yazışma adresine veya “gaziemiryarisma@gmail.com” e-posta adresine gönderebilecekler. Cevaplar 13 Nisan 2015 tarihinden itibaren “www.izmir.bel.tr” web adresinde yayınlanacak ve şartname alan yarışmacılara e-posta yoluyla gönderilecek.
 
İşin getirisi orada yaşayan halkın olacak
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Aktepe ve Emrez bölgeleri için gerçekleştirilecek “Kentsel Tasarım ve Mimari Fikir Projesi Yarışması”nda üretilecek projelerde özellikle şu kriterlerin yer almasını istiyor:
•Yerinde dönüşüm alternatifine öncelik verilerek ortaya çıkacak kentsel getirinin bölgede yaşayanlar arasında paylaşılmasının sağlanması,
• Mevcut ticaret hayatının çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi,
• Kent içinde fiziksel ve kültürel olarak çeşitlilik sunan bölgeler oluşturulması,
• Kültürel ve sosyal zenginliklerin kente değer kazandıracağı dönüşüm faaliyetlerinin sağlanması,
• Dönüştürülecek alanlardaki sorunların ve önceliklerin iyi saptanarak kent bütünlüğüne ve günün koşullarına uygun çözümlerin üretilmesi,
• Önerilen çözümlerin insan öncelikli, sosyal adalet anlayışına sahip ve toplumsal barışa katkı yapacak nitelikte olması,
 emrez2
Jüride seçkin isimler var
Jüri Danışman Üyeleri: İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı B. Fügen Selvitopu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanı A. Suphi Şahin, Gaziemir Belediyesi Başkan Yardımcısı Mitat Kale, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Tevfik Tozkoparan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Koray Velibeyoğlu, İnşaat Yüksek Mühendisi Muzaffer Tunçağ, Yüksek Mühendis Mimar Ersin Pöğün
Jüri Asil Üyeleri: Şehir Plancısı – Prof. Dr. Sezai Göksu (Jüri Başkanı), Y. Mimar -Dr. Deniz Aslan, Mimar – Tamer Başbuğ, Şehir Plancısı – Yrd. Doç. Dr. Tolga Çilingir, Y. Mimar – Dr. Devrim Çimen, Mimar – Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Peyzaj Mimarı – Prof. Dr. Adnan Kaplan

 

Cafer Seydahmet Kırımer’i Saygıyla Anıyoruz.!

dağcı

Dağcı ve doğa sporcusu Rıdvan Şükür,   Kırım Türklerinin özgürlük mücadelesinde çok önemli bir yeri olan fikir ve devlet adamı Cafer Seydahmet Kırımer’i ölümünün 55. Yıl dönümünde saygı ve rahmetle andıklarını söyledi.

 3. Nisan 1960 tarihinde vefat eden fikir adamının eserlerinin kendilerine yol gösterdiğini söyleyen, İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünde de öğrenci olan Şükür, Gebze’de yaptığı açıklamada Kırımdan İstanbul’a gelerek öldüğü güne kadar Kırım’ın özgürlüğü yolunda çalışmalarını sürdüren büyük insanı 55. Ölüm yıldönümünde saygı ve rahmetle andıklarını söyledi. İlk eserini 1911 tarihinde yayınlayan ve eserleri ile günümüze ışık tutan fikir adamının “Rus yayılmacılığının tarihi Kökenleri” isimli kitabının günümüzde yaşanan olayları daha iyi anlamamızı sağladığını söyledi.