Etiket arşivi: Fahri

Bosna Hersek Ankara Büyükelçisi Bakir Sadoviç de Bosna Hersek’i hiçbir zaman unutmadığı için Türkiye’ye teşekkür etti

 

BURSA – Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa soykırımının 24’üncü yıldönümünde Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bosna Hersek Bursa Fahri Konsolosluğu ve Bursa’daki Boşnak Dernekleri tarafından anma töreni düzenlendi.

Srebzanitsa katliamının her yıl dönümünde farklı etkinliklere imza atıp, Avrupa’nın göbeğinde yaşanan insanlık suçunu dünyaya yeniden hatırlatan Bursa Büyükşehir Belediyesi, katliamın 24’üncü yıldönümünde de anma törenine ev sahipliği yaptı. Bosna Hersek Bursa Fahri Konsolosluğu ve Bursa’daki Boşnak Dernekleri’nin de destek verdiği etkinlik kapsamında 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda, Srebzenitsa çiçeği yapım atölyesi kuruldu, 2017 yılındaki Marş Mira yürüyüşünde çekilen fotoğraflardan oluşan sergi açıldı ve vatandaşlara üzerinde şehitlerin isimlerinin bulunduğu karanfiller dağıtıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği anma törenine Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bosna Hersek Ankara Büyükelçisi Bakir Sadoviç ve AK Parti Bursa İl Başkanı Ayhan Salman da katıldı.

Acılara bizzat tanık oldum

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, 1995’in Temmuz ayında Srebrenitsa’da Sırplar tarafından 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan en büyük soykırımın gerçekleştirildiğini söyledi. “Bazı şeyleri konuşmak gerçekten acıdır” diyen Başkan Aktaş, “Ancak gelin biz Srebzenitsa’yı konuşalım. Duygularımızı tazeleyelim. Srebzenitsa’yı ne kadar sahiplenmemiz gerektiğini anlayalım. Sırp kuvvetleri Srebrenitsa’da beş gün içinde 8.372 Boşnak’ı öldürdü, yüzlerce kadına ve küçük yaştaki kız çocuğuna tecavüz etti. Ben Bosna’ya defalarca gittim. Orada bu acıları bizzat yaşamış insanlardan dinleme fırsatı buldum. Bir gün içerisinde 20 binin üzerinde mülteci Srebrenitsa’dan zorla çıkarıldı. Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM tarafından “güvenli bölge” ilan edilen ve 400 Hollandalı barış gücü askeri tarafından korunan Srebrenitsa’ya sığındı. Sığınmacılardan yaklaşık 25 bini, barış gücü askerlerince Srebrenitsa’ya birkaç kilometre mesafedeki Potaçari’de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirildi. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce 11 Temmuz 1995’te Ratko Miladiç, nam-ı diğer ‘Sırp kasabı’, komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi. Askerler 12 yaş üstü tüm erkekleri bir yana, kadınları da diğer yana ayırdılar. Kadınlara tecavüz edildi, erkekler ise kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü. Srebrenitsa’da yaşanan bu katliam Avrupa’da hukuksal olarak belgelenen ilk soykırım olarak tarihe geçti. Bosna’da 3,5 yıl devam eden savaşta 312 bin kişi hayatını kaybetti, 2 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı. 27 bin 734 kişi resmî kayıtlara kayıp olarak geçti. Toplu Mezarları Araştırma Enstitüsü’nün yılardır sürdürdüğü çalışmalarda 20 bin kaybın cesedine ulaşıldı, bunlardan yaklaşık 18 bininin kimliği belirlendi.  1995 yılında yaşanan bu vahşetin yıldönümünde düzenlediğimiz bu etkinlik münasebetiyle, üzüntülerimizi Boşnak kardeşlerimiz ile paylaşıyor, birlikte hatırlıyor, birlikte ağlıyoruz. Onlar, namusları, vatanları, şefleri ve aileleri için can verdiler. Bu vesileyle soykırımda şehadet şerbetini içenleri rahmetle anıyoruz” diye konuştu

Yalnız bırakmadınız

Bosna Hersek Ankara Büyükelçisi Bakir Sadoviç de iki gün önce Bosna Hersek’ten döndüğünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte kimlikleri tespit edilen 33 şehidi uğurlama törenine katıldığını hatırlattı.  Bugün, Türkiye’de ve dünyanın farklı ülkelerinde 11 Temmuz 1995 soykırımının anıldığını dile getiren Sadoviç, “Bu katliama katılanlar, sebep olanlar cezalarını Lahey’de aldılar. Kimileri 700 yıla varan kimileri de ömür boyu hapis cezaları aldılar. Ancak bu cezalar, bu dünyanın adaleti. Onlar öbür dünyada da en büyük cezayı alacaklar. Bu zor günümüzde bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum. Bosna Hersek’i hiçbir zaman unutmadığı için Türkiye’ye teşekkür ediyorum” dedi.

Protokol üyeleri daha sonra üzerinde Boşnak şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu karanfilleri vatandaşlara dağıtıp, fotoğraf sergisini gezdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan HDP Açıklaması

 
erdogan-saglik-bilimleriCumhurbaşkanı Erdoğan, “Dokunulmazlıklar üzerinden Meclise, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hatta hakaret eden bu densizlerin amacı Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dokunulmazlıklar üzerinden meclise, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hatta hakaret eden bu densizlerin amacı, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık, net söylüyorum; benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur.” dedi.

Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesindeki Fahri Doktora Tevdi Töreni‘nde yaptığı konuşmada, üniversite yönetimine, şahsına tevdi ettikleri fahri doktora unvanı için teşekkür etti.

Geçen yıl eğitim öğretim hayatına başlayan üniversitenin, 2016-2017 akademik yılının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bugün aynı zamanda içinde bulundukları tarihi binanın faaliyete geçmesinin 113. yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

Bu mekanın çok farklı bir mekan olduğunu dile getiren Erdoğan, bu mekanı da üniversitenin yönetiminin aslına döndüreceğine inandığını söyledi. Emaneti sahiplenmenin, emaneti aslına döndürmek suretiyle nesillere tevdi etmenin bir görev olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kubbeye baktığımız zaman kubbenin dört bir köşesinde bakıyorum ki şu anda karşım Hasan, Hüseyin… Onları görüyorum. Kubbe zaten malum. Orada da yine aynı şekilde sinyal geliyor. Herhalde 15 Ağustos itibariyle buranın ihalesi var. İhaleyle birlikte restorasyon başlayacak. Restorasyonla birlikte şu tarihi külliyenin, ne kampüs ne yerleşke… külliyenin aslına rücu ettiğini görmek de bizim için büyük bir heyecan doğuracaktır. Bu konuda 15 Kasım önemli bir miladımız olacaktır. Temenni ederim ki güçlü ve bu işe hassasiyet gösterecek bir firma bunu kazanır. Süratle de inşallah külliyemiz aslına avdet eder. Cennet mekan Abdülhamit Han tarafından inşa ettirilen Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane 6 Kasım 1903 tarihinde bizzat Sultan Abdülhamit Han tarafından hizmete açılmıştır. Bu binanın geçtiğimiz yıl kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne tahsisiyle beraber Abdülhamit Han’ın gayesine uygun bir misyona yeniden kavuştuğunu düşünüyorum.”

“O yaşadığım anı unutamıyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yine bugün açılışını yapacakları ve büyük bir kadir şinaslık örneği gösterilerek isminin verildiği Somali Mogadişu Recep Tayyip Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunun da hayırlı olmasını diledi.

Somali’de meslek yüksek okuluna kabul edilen öğrencilerin evvela, Yunus Emre Enstitüsü tarafından verilecek, Türkçe hazırlık eğitimi göreceklerini anlatan Erdoğan, bu öğrencilerin hem Türkçe öğreneceklerini hem de sağlık alanında kaliteli eğitim ve öğretim alacaklarını söyledi.

Erdoğan, bu öğrencilerin hem Somali’de büyük bir ihtiyacı karşılayacaklarını hem de sağlık alanında uzun yıllar sürecek iş birliğinin beşeri kaynaklarını oluşturacaklarını ifade etti. Somali’yi 3 kez ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İlk ziyaretim orada en sıkıntılı anın yaşandığı dönemdi ve o zaman Somali’nin çocuklarıyla, Somali’nin anne-babalarıyla bir araya gelme fırsatını buldum. O yaşadığım anı unutamıyorum. Ondan sonra Somali’de yaptırdığımız hastanenin ve meslek yüksek okulunun açılışını yapmaya gittik. Tabii bu arada orada yol da yoktu. Onların hamdolsun açılışını yaptık. Bir de havaalanını yapmıştık. Havalanının açılışını yaptık. Son gidişimde de dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir büyükelçiliğimizi Somali’de açtık. Bizlere tahsis ettikleri deniz kenarındaki 80 dönüm arazi üzerinde çok farklı bir mimariyle muhteşem bir büyükelçilik külliyesini orada açtık.

Bu da bizim hem Somali’ye nasıl bir önem verdiğimizi göstermesi bakımından çok önemliydi. Bu arada bazı müteşebbislerimiz başta Somali Havalimanını yapıp, işleten, ondan sonra Mogadişu Limanını aynı şekilde alıp işleten müteşebbislerimiz de Somali’ye Türkiye’nin ve Türk müteşebbisinin ne kadar önem verdiğini göstermesi bakımından çok önemliydi. Şimdi içeri girdiğimiz andan itibaren Somalili gençlerimizi görünce, Somalili gençlerimizin geleceğe yönelik arzu ve niyetlerini görünce gururum daha da arttı. İnanıyorum ki burada tahsillerini bitirdikten sonra onlar Somali’ye çok daha farklı dönecekler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somalilli öğrencilere de “Burada kalmayacaksınız. Doğru Somali’ye. Çünkü Somali’yi ayağa siz kaldıracaksınız. O bakımdan sizi Somali bekliyor. Siz orada ayrıca şifa dağıtacaksınız” şeklinde hitap etti.

Mevcut hastanede Somali’nin doktorları görev ifa ederse, ülke halkının çok daha huzurlu ve mutlu olacağını dile getiren Erdoğan, “Bizler de oraya gittiğimiz zaman ‘Türkçe bilen var mı?’ diye sormayacağız. Sizler zaten Türkçeyi bizden daha güzel konuşuyorsunuz.” dedi.

 “Türkiye’nin çıtayı her geçen gün daha yükseğe taşıması gerekir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gülhane Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane binasında ve diğer birimlerde eğitim, öğretim gören öğrencilerin, üniversitenin sahip olduğu tarihi misyonun bilinciyle hareket edeceklerine inandığını da vurguladı.

Sağlık hizmetleri alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin çıtayı her geçen gün daha yükseğe taşıması gerektiğini dile getiren Erdoğan, bunu sağlayacak olanın da bu tarihi okulun hocaları ve öğrencileri olduğunu söyledi.

Üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün, uzun yıllar süren siyasette beraberliğin yanında, sağlık ekibinin yöneticisi olarak yakın çalışma arkadaşlığını yaptığını aktaran Erdoğan, “Üniversitemiz akademi ve siyaset gibi iki önemli alanda çok ciddi birikimi bulunan Cevdet hocamızın liderliğinde, kendi alanında kısa sürede ülkemizin en prestijli eğitim kurumu haline dönüşecektir. Çünkü Cevdet hocamızın bir özelliği var, sabah 9, akşam 5 gibi çalışmaz, mesai sınırsızdır. Benimle beraber öyleydi, ondan sonra da bir değişiklik olmamıştır, inşallah öyle de devam edecektir. Cumhurbaşkanı olarak desteğim, tüm eğitim öğretim kurumlarımıza olduğu gibi Sağlık Bilimleri Üniversitemizin de daima yanında olacaktır.” diye konuştu.

Türkiye’deki yüksek öğretim konusunda hasbihal etmek istediğini dile getiren Erdoğan, “Gündemimde sağlık alanında katettiğimiz mesafe, yine bu alandaki 2023 hedeflerimiz gibi hususlar da var. Ancak uzun zamandır ya bir terör olayı ya da terörle mücadelede yaşanan gelişmeler sebebiyle gündemimizin diğer konularını yeteri kadar konuşma, tartışma imkanı bulamıyoruz. Bu durumdan duyduğum rahatsızlığı da her fırsatta dile getiriyor, arkadaşlarımı kendi gündemlerine, asli işlerine odaklanmaları yönünde ikaz ediyorum.” dedi.

“Hadi otur da parlamentoda işine bak”

Cumhurbaşkanı olarak imkanları elverdiği ölçüde 2023 hedefleri kapsamında çalışmalar başta olmak üzere büyük projeleri, önemli yatırımları yakından izlediğini, katkı vermeye çalıştığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bazı meseleler var ki onlarla ilgili değerlendirmelerimizi, kamuoyuyla paylaşmak da en az diğer konular kadar önemli hale geliyor. Önceki gün başlayan ve hala devam eden terör örgütü PKK’ya destek veren milletvekilleriyle ilgili süreç de işte böyle bir konudur. Terör örgütü PKK’nın boyutu Kandil’de değil, onun parlamentodaki uzantıları var. Biz bu işin önünü açtık. Bunlar varsınlar parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler. Ne yazık ki bunlar, burayla yetinmediler. 7 Haziran’da 80 milletvekili yakaladılar. Tamam işte 80 milletvekili bak. Hadi otur da parlamentoda işine bak. Yok, 80 milletvekilini aldıkları günün ertesinde Diyarbakır’da halkı sokağa davet ettiler ve 50 kişinin ölümüne neden oldular. Ölen Kürt’tü, öldüren Kürt’tü. Bunu onlar yaptı. Esasen yaşanan hadise çok açık ve nettir.”

“Bu densizlerin amacı…”

TBMM’nin geçen mayıs ayında milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu sadece onlara yönelik bir olay değil. Fakat şu anda Batı’nın ağzına bakın. Batı şu anda nasıl değerlendirmeler yapıyor. Bu düzenleme Anayasa Mahkemesine götürüldü biliyorsunuz. Yüksek Mahkeme de yapılan işlemi ne yaptı? Hukuka uygun buldu. Bunun üzerine genel başkanlar dahil olmak üzere, yargı safhasında dosyası olan milletvekilleri ilgili adliyelere gidip ifadelerini vermeye başlamışlardır. Ancak bir siyasi partinin mensupları, en başında beri ısrarla bu konuyu tahrip unsuru haline getirmeye çalışmışlardır. Hatta önceleri meydan okudular; ‘Benim dokunulmazlığımı kaldırın, hemen yargıya gitmeye hazırım’. Tamam o zaman öyle diyordun da daha sonra ne oldu sana. Daha sonra aksini yapmaya ve kaçmaya çalıştılar.

Dokunulmazlıklar üzerinden meclise, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hatta hakaret eden bu densizlerin amacı, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık, net söylüyorum; benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir. Milletim ne diyor? Aslolan budur. Yoksa, ‘Batı ne diyor?’ Batı bizim için hiçbir zaman hayırlı rüya gördü mü? Görmüyor. 53 sene Avrupa Birliği’nin kapısında bekletilen Türkiye için Batı’dan biz ne bekleyeceğiz. Kendimizi aldatmayalım. Biz kendi göbeğimizi, kendimiz keseceğiz.”

“Batı bizim için hiçbir zaman hayırlı rüya gördü mü? Görmedi.”

“Batı bizim için hiçbir zaman hayırlı rüya gördü mü? Görmedi.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “53 sene Avrupa Birliğinin kapısında bekletilen Türkiye için Batı’dan biz ne bekleyeceğiz. Kendimizi aldatmayalım. Biz kendi göbeğimizi, kendimiz keseceğiz. İnanın çalışalım, gayret edelim, ilim olarak değerli hocalarım şu sevgili öğrencilerimizi geleceğe hazırlasınlar, biz bunları sollayıp aşar, geçeriz. Hiç endişeniz olmasın.” diye konuştu.

“Türkiye artık kendisine yeni yol çizmiş bir ülkedir”

Türkiye’nin son 3 yıldır yaşadığı hadiseler sebebiyle artık olaylara bakış açısını değiştirmiş kendisine yeni yol çizmiş bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bundan sonra bizim için ‘Şu ne der, bu ne der?” diye bir ölçü yoktur. Artık bizim ölçümüz, ülkemizin ve milletimizin bekası için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktır. Mesela 2013 yılında gezi olayları sırasında biz bu anlayışla hareket ettik. Aynı yılın sonunda yaşadığımız 17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişiminde de ölçümüz yine buydu.” dedi.

“80 milletvekilini aldıkları günün ertesinde Diyarbakır’da halkı sokağa davet ettiler”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti.

“7 Haziran’da hatırlayın, 80 milletvekili yakaladılar. Tamam işte 80 milletvekili, bak hadi otur da parlamentoda işine bak. Yok… 80 milletvekilini aldıkları günün ertesinde Diyarbakır’da halkı sokağa davet ettiler ve 50 kişinin ölümüne neden oldular. Ölen Kürt’tü, öldüren de Kürt’tü. Bunu onlar yaptı. Esasen yaşanan hadise çok açık ve nettir. Bilindiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi, geçtiğimiz mayıs ayında istisnasız tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını ne yaptı, kaldırdı. Yani bu sadece onlara yönelik bir olay değil. Fakat şu anda batının ağzına bakın, batı şu anda nasıl değerlendirmeler yapıyor. Bu düzenleme Anayasa Mahkemesine götürüldü, biliyorsunuz. Yüksek mahkeme de yapılan işlemi ne yaptı, hukuka uygun buldu. Bunun üzerine genel başkanlar dahil olmak üzere yargı safhasında dosyası olan milletvekilleri ilgili adliyelere gidip ifadelerini vermeye başlamışlardır. Ancak bir siyasi partinin mensupları en başından beri ısrarla bu konuyu tahrik unsuru haline getirmeye çalışmışlardır.”

“Sen nasıl saygı istiyorsan bize de saygı duyacaksın”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En son işte yaşanan olaylarda Avrupalı bakanlar Türkiye’ye hücum ediyorlar, buraya gelip gidiyorlar. Malum partiyi gidiyorlar ziyaret ediyorlar. Ne olacak yani, gelip gidecekseniz. Buradaki kararı mı değiştireceksiniz. Burada hukuk var. Biz bunlara bir şey söylediğimiz zaman diyorlar ki ‘Biz hukuk devletiyiz, dolayısıyla biz hukuka müdahale edemeyiz, hukuk bağımsızdır. tarafsızdır.’ E senin ki tarafsız, bağımsız. Bizdeki hukuk, guguk mu? Bizim ki de tarafsız bağımsız. Sen nasıl saygı istiyorsan bize de saygı duyacaksın. Kusura bakma.” diye konuştu.

“Sayın Şansölye’ye teröristlerle ilgili 4 bin MİT dosyası verdim”

Teröristlerle ilgili, Sayın Şansölye’ye 4 bin MİT dosyası verdiğini ifade eden Cumharbaşkanı Erdoğan, “6 ay kadar önce İstanbul’da yaptığımız görüşmede, ben size 4 bin dosya vermiştim, hatırlıyor musun dedim. Hatırlıyorum dedi. Peki ne oldu o dosyalar dedim. Dedi ki o dosyalar şu anda 4 bin 500 oldu. Peki ne olacak dedim. Geciken adalet, adalet değildir. Bu adaleti geciktiriyorsunuz. Avrupa, birlik olarak PKK’yı terör örgütü ilan etmesine rağmen şu anda teröre yataklık yapmaktadır. Çok açık net.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

“Böyle bir ortamda kendilerini biliyorsunuz, ifade vermek üzere davet eden yargı mensuplarını ve dolayısıyla Türk devletini hiçe sayanlara müsamaha gösterilmesi söz konusu olamaz. Meclisin karar verdiği, Anayasa Mahkemesinin hukuka uygun bulduğu, yargının kendi usulü çerçevesinde harekete geçtiği bir konuda birilerinin çıkıp ‘Biz sizi tanımıyoruz’ demesi aslında ‘Bunun için bize yapılacak her türlü muameleyi de peşinen kabul ediyoruz’ anlamına geliyor. Çünkü hukukun usulü bellidir; ifade vermeye gitmezsen zorla götürülürsün. Önceki gün yapılan işlemlerin adı tam olarak işte budur, yani hukukun işletilmesidir. Bu ülkede hiç kimse layüsel değildir. Hiç kimse kendisini hukukun üstünde, dışında, sağında, solunda göremez.”

“Ey Batı, bunları duy bakalım”

Sadece 20 Temmuz 2015 tarihinden bu yana PKK, 787 güvenlik görevlisini ve 312 sivil vatandaşı şehit ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu eylemlerde 4 binin üzerinde güvenlik görevlimiz, 2 binin üzerinde vatandaşımız da yaralandı. Bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda 5 bin 500 silah, 650 bin mermi, 142 ton patlayıcı malzemesi, 15 bine yakın bomba ele geçirildi. Ey Batı, bunları duy bakalım.” dedi.

“Siz milletvekili gibi değil de terörist gibi davranırsanız elbette terörist muamelesi görürsünüz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz milletvekili gibi değil de terörist gibi davranırsanız elbette terörist muamelesi görürsünüz. Bir fikri, bir siyaseti savunmakla terör örgütünü, teröristi, terör eylemlerini savunmak çok farklıdır. Bizim her türlü fikrin ifadesine, katılmıyor olsak da saygımız vardır. Ancak konu ülkenin bütünlüğü, milletin birliği, vatandaşların can güvenliği olduğunda hiç kimse kusura bakmasın, gözümüz kimseyi görmez. Sıfatı ne olursa olsun, kendi ülkesine, kendi milletine ihanet içinde olanların yargıya hesap vermesini sağlamak, bunun için gereken altyapıyı oluşturmak, bizlerin en başta gelen görevidir.” diye konuştu.

TRT BELGESEL KANALINDA YAYINLANAN ‘İZLER’ PROGRAMLARI BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

Yurtdışındaki   Türk kurululuşları, programların TRT TÜRK’te ve diğer TRT kanallarında yayınlanmasını istiyor

 

trt izler10 ülkeyi kapsayan İZLER programının geniş bir kadro ile yapıldı. Fotoğrafta soldan sağa kameraman Orhan Aybertürk, prodüktör İsmail Elden, işadamı ve Macaristan’ın Kayseri Fahri Konsolosu Osman Şahbaz, danışman ve sunucu İlhan Karaçay, yönetmen Sacit Şahin ve çalışmadan sonra rahmetli olan kameraman Mehmet Türkoğlu görülüyor

 

AMSTERDAM,- Anlatıcı Danışman olarak acizane şahsım, Yönetmen Sacit Şahin, Yapımcı İsmail Elden, Yapım Yönetim Yardımcısı Gaye Tilki, Kurgu Tarkan Kızılhan ve kameramanlar, Ercan İşsever, Orhan Aybertürk, Hayrettin Demir, Murat Balcı ve son çekimlerini bu belgeselde yapan rahmetli Mehmet Türkoğlu’nun iki yıl süren çalışmalarından sonra tamamlanan İZLER adlı programlar, TRT BELGESEL kanalında yayınlanması ile birlikte büyük bir ilgi gördü.

Avrupa’daki Türk izlerinden 20 örneğin 6 bölüm halinde yayınlanmaya başlanması, yurtdışındaki Türk kuruluşlarını harekete geçirdi. İZLER adlı programların tüm dünyada daha geniş kitleler tarafından izlenmesi gerektiğini belirten Türk Sivil Toplum Kuruluşları’nın temsilcileri, yayınların TRT TÜRK’te  ve diğer TRT kanallarında da yayınlanması için TRT yetkililerine istek mektupları gönderiyorlar.

Yayınlanan Büyük Hun (Türk) İmparatoru Atilla’nın Fransa ve Macaristan’daki öyküleri, Türkiye sevdalılarını heyecanlandırdı. Macaristan’da her iki yılda bir düzenlenen, kendilerini Türk hisseden 27 ülkenin katıldığı Turan Kurultayı Şenlikleri, izleyicileri çok duygulandırdı.

Tarihin en büyük meydan savaşı olan ve
‘Roma-Hun İmparatorluğu Savaşı’ olarak bilinen savaşına hazırlanan Attila’nın hazırlık yapmak amacıyla 40 gün kaldığı Fransa’nın Sn. Dizler’deki otağı da büyük bir ilgi gördü. Yurtdışındaki Türk kuruluşları, Atilla’nın Fransa’daki otağını görebilmek için özel geziler hazırlayacaklarını belirttiler.

10 yıl önce Fransız bir grup tarafından yaşama geçirilen ve buranın tanıtımı için büyük çaba harcayan
‘Atilla Vakfı’ ile temasa geçeceklerini belirten Türk kuruluşları, Fransızlar’ın bu otağın bulunduğu yerde açtıkları müzenin gelişmesi için destek vereceklerini de belirttiler.

Yayınlanan ve bundan sonra her hafta cumartesi akşamları Türkiye saati ile 23.10’da (Avrupa saati ile 22.10) programlardaki konular aşağıda:

AMSTERDAM /İZMİR (ÇAYPRESS/AJANS),- TRT BELGESEL KANALI’nın daha önce hazırlayıp yayınladığı ‘Uzaktaki Dostlar’ adlı beş bölümlük serinin ardından, şimdi de 10 ülkeyi kapsayan yeni bir seri daha yapıldı.

Osmanlı-Türk-İslam medeniyetinin küresel izlerini ve etkilerini ortaya seren bu programlar, Macaristan, Avusturya, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İtalya, İspanya’da çekildi.

İZLER programı, Türkiye’nin yeni dönemde küresel etkisi olan bir devlet olma isteğini destekleyen bir içerikle düşünülmüştür. Konular bir araya geldiğinde Osmanlı-Türk ve İslam medeniyetinin küresel izlerini  ve etkilerini ortaya çıkarmaktadır. Mesela Bizde 19. Yüzyılda batı kültürünün etkisinin artmaya başladığı bilinirken, 17 ve 18. Yüzyılda batıda özellikle Fransa’da başlayan güçlü bir Osmanlı kültürü etkisi pek bilinmemektedir. O yıllarda saraylarda bile kadınlar Osmanlı kıyafeti giymeye başlamıştı. Bunun bir çok tabloda açık örnekleri vardır. Bu akıma ‘Turquerie’ demekteydiler. Bunun izleyiciler tarafından bilinmesi yeniden bir Türk modasına geçilebileceğinin de ihtimalini ortaya koyar.

Caddelerde Yenileme Çalışmaları Devam Ediyor

düzenleme

Malatya Büyükşehir Belediyesi; Turgut Özal, Karakavak, Özalper ve Çilesiz Mahallerinin bulunduğu Fahri Kayahan bölgesinde değişim, dönüşüm ve yenileme çalışmaları yapacak.

Büyükşehir Belediyesi tarafından bu bölgede yapılacak çalışmaların toplam uzunluğu 21 kilometreyi bulurken,  18 caddeyi kapsayan çalışmalar kapsamında kaldırım, bisiklet yolu, yürüyüş yolu, aydınlatma ve yeşillendirme çalışmaları yapılacak.

İçme suyu ve kanalizasyon hatlarını yenileyecek olan Büyükşehir Belediyesi elektrik, telefon hatları için de ilgili kurumlarla ortak hareket edecek.

Bölgede 40 kilometrelik bisiklet yolu yapacak olan Büyükşehir Belediyesi, caddelerin daha güvenli bir hale getirilebilmesi için trafik düzenleme levhaları ile renkli asfaltlama da yapacak.

Düzenleme yapılacak caddeler

Düzenlemelerin yapılacağı caddeler ise şöyle; Biga Caddesi, Damlacık Caddesi, Mıhlıdut Caddesi, Güngör Caddesi, Gülay Caddesi, Hayrat Caddesi, Şehit Sami Kıbrız Caddesi, Mazi Caddesi, Ayvalık Caddesi, Bülent Erkuş Caddesi, İpekböceği Caddesi, Hayal Caddesi, Kamelya Caddesi, Söğütlü Caddesi, Mehmet Ejder Caddesi ile Abdurrahman Gazi Caddesi.

Caddeler daha güzel bir görünüme kavuşacak

Yapılacak çalışmalar ile ilgili bir takım bilgiler veren Genel Sekreter Yardımcısı Zeki Sarılar, Fahri Kayahan bölgesinin, Malatya’nın en hızlı gelişen bölgesi olduğunu söyledi.

Malatya merkezdeki değişim, dönüşüm ve yenileme çalışmalarının ardından, Fahri Kayahan bölgesinde de değişim dönüşüm çalışmaların başlayacağını kaydeden Sarılar, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın direktifleriyle bölgede bulunan 18 caddede 21 km’lik bir düzenlemeye gidileceğini belirtti. 40 km’lik bisiklet yolu, yürüyüş yolları, kent mobilyaları, yeşillendirme ve aydınlatma çalışmaları ile tüm caddeleri daha güzel bir görünüme kavuşturmayı amaçladıklarını ifade eden Genel Sekreter Yardımcısı Sarılar, çalışmalara kısa bir süre içerisinde başlayacaklarını bildirdi.düzenleme2