Etiket arşivi: Fahrettin

Coronavirüs ve Gölgedekiler

 

Türk milleti olarak, tüm hastalıklara  ve sorunlara karşı önce tedbirli, ardından da sakin ve rahat olmalıyız. Hele bencilliğin bir ifadesi olan alışverişe yüklenmek, stok yapmak imanla hiç bağdaşmaz. Dünyamızın gündemindeki Coronavirüs mikrobunun hedefi  ciğerlerdir. Biz  Türk milletinin yapısı, bünyesi, “ciğerleri özellikle” sarı ırk olan Çinlilere göre daha dayanıklıdır. Bu bizim için büyük bir avantajdır. Tabi ki sigara içenler hariç. Bir de Çinliler gibi fare ve benzeri “Virüs taşıma riski çok yüksek” her hayvanı yemememiz de çok önemli bir avantaj. Ayrıca havaların ısınması da “mikropları zayıflattığından” bizlere güzel bir haber. Ancak, elleri sık sık ve sıcak su ile iyice yıkamanız, bir süre tokalaşmama, tuzlu su ile ağzımızı sabah-akşam “gargara” yapmak, paça çorbası, doğal sebze öncelikli gıdalar ve limon ve kemik sulu çorba ağırlıklı beslenme çok yararlı. Tabii ki şişmanların her geçen gün arttığı 21. yüzyılda,  hareketlilik, yediğimizi yakmak herkes için şart. Yiyip oturmak, yatmak yok. Bunlar, ABD’de çalışan ve bilgili bir Türk dokdor Vedat Obuz tavsiyeleridir. Amerika’da NJ eyaleti Delran şehrinde küçük bir hastanesi olan bu dokdorla geçen ay görüşmüş ve güven verici bulmuş ve her derdimizde aile doktorumuz gibiydi.

Hükümetimizi de özellikle Sağlık Bakanımızı ve tüm sağlık çalışanlarını bu sıkıntılı dönemde başarılı bir sağlık yönetimi gösterdiği için tebrik ediyorum. Umarım böyle devam ederiz.  Şimdi de olaylara farklı açıdan ve biraz da siyasi bakalım. Gelişmiş grip virüsü Coronanın tüm dünya devletlerini hizaya getirmesini ve petrolü tarihi olarak ucuzlatmasını dikkate değer görüyorum. Acaba biyolojik savaşın bir denemesi midir bu virüs? Çin’in gittikçe büyüdüğü bir dönemde, bu hastalıkla ekonomik olarak durdurulması da ilginçtir! Şimdi de  yaşadığımız 2020 yılının ilk iki ayında dünyada ölenlere bir bakalım; Kanserden 1 milyon 100 bin, Sigaradan 700 bin, Alkolden 360 bin,  Trafik kazalarından 200 bin ve korkunç Coronavirüsten 3 bin kişinin öldüğünü bildireyim. Bu rapor, 2020 yılı Ocak ve Şubat ayı Hamburg Ünv. Raporu. İnsanlığı tehdit eden sıralamada görülüyorki Coronavirüs sonlarda. Hergün açlık ve susuzluktan ölen binlerce Afrikalı insan, Amerika’da bir milyon evsiz ve Avrupa yolunda milyonlarca mülteci… Ama yatıp kalkıp Corona diyoruz. Dünya devletleri yüzlerce tedbir alıyor. Kimin ve neyin peşinde insanoğlu, çok tuhaf değil mi? Büyük bir siyonist oyunun bir parçası mı yoksa tüm bunlar? Sonuç olarak, milli birlik beraberliğimize ve milli üretime önem vermeliyiz. Kapitalizm virüsü ve sömürü aracı faiz acilen ülkemizi ve hatta dünyayı terk etmelidir. Yazımı bitirirken, imanın yarısı temizlik ise, yaşanır bir Türkiye için herdaim şahsi ve çevre temizliğine devam edeceğiz. Selam ve saygılarımla..

FEVZİ YURTOĞLU

Fatmanur Altun’dan ‘4 maaş’ savunması!

Fatmanur Altun’dan ‘4 maaş’ savunması: Devlet adamlarının yediklerini içtiklerini sorgulatmaya çalışanlar halkı düşünenler değildir

Fatmanur Altun

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel‘in “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un evine dört maaş giriyor” iddialarıyla ilgili “Vatandaşla alay etmeyin” başlıklı bir yazı yazan Fatmanur Altun“Devlet adamlarının toplumsal tabakalaşmadaki yerlerini, yediklerini, içtiklerini, giydiklerini çoğu zaman yalan yanlış haberlerle sorgulatmaya çalışanlar halkı düşünenler değildir” ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve eşinin çift maaş aldığını belirterek “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un durumuna bakalım. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olarak dolgun bir maaş alıyor mu, alıyor, ikinci bir maaş ne alıyor, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyesi, çift dikiş mi? Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Ömer Çelik, AK Parti için çok konuşanlar. Peki evde yalnız yaşamıyor bir de hanımefendi var, Fatma Nur Hanım, değerli eşleri, Fatma Nur Altun hem akademisyen maaşı alıyor mu, alıyor, hem de Türk Hava Yolları Yönetim Kuruluna önerilmişti, bugün baktık ki resmi siteye geçmiş, görevlendirilmiş. Fahrettin Altun’un evine dört maaş giriyor. Dört dikiş oluyor da EYT’li neden maaş almadan emeklilik yaşını bekliyor, vicdan mı? Hodri meydan… Reis çıkıp söylese ya herkes tek maaşa dönecek, çift dikiş yok diye. Sadece ve sadece Ulaştırma Bakanlığı’nın üst düzey bürokrasisindeki 9 bürokrat çift maaş olduğu daha bugün çıktı. Bütün bakanlıklar böyle” demişti.

Fikriyat.com internet sitesinde “Vatandaşla alay etmeyin” başlıklı bir yazı yazan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi Fatmanur Altun, çifte maaş eleştirilerine yanıt verdi. Devlette aldıkları maaşın özel sektöre göre daha düşük olduğunu belirten Fatmanur Altun, “Devlette “dolgun ücret” karşılığı çalıştığı iddia edilen kabiliyetli bireylerin, burjuvazinin yönettiği ulus ötesi şirketler gibi yapılarda aynı hizmetin karşılığında onlarca kat fazla gelir temin edebilecekken devlet hizmetine talip olarak büyük fedakarlık gösterdikleri kasıtlı olarak halkın gözünden kaçırılmaktadır” dedi.

Fatmanur Altun’un yazısının ilgili bölümü şöyle:

Bugün Türkiye gibi ülkelerin yaşadığı siyasal çalkantıların kökeninde bu sistemi değiştirmek isteyenlerle, burjuva tipi devlet örgütlenmesinin devamı için çabalayanların kavgası yer almaktadır. Bağımlılık düzeni olarak adlandırılan bu yapı içinde eleştirilecek olanlar her zaman devlet görevlileri, milletvekilleri, onların maaşları vb. konular olmuş ve halkın gözünden kasıtlı olarak pek çok şey gizlenmiştir. Devlette “dolgun ücret” karşılığı çalıştığı iddia edilen kabiliyetli bireylerin, burjuvazinin yönettiği ulus ötesi şirketler gibi yapılarda aynı hizmetin karşılığında onlarca kat fazla gelir temin edebilecekken devlet hizmetine talip olarak büyük fedakarlık gösterdikleri kasıtlı olarak halkın gözünden kaçırılmaktadır. Yine eleştirilerle yıpratılmaya çalışılanların verdikleri kararlarla burjuvazinin çıkarlarına ölümcül zararlar verdikleri, milyarlarca dolara varan karlardan onları mahrum ederek halkın artı ürününün bu şirketlere peşkeş çekilmesini önledikleri hiçbir zaman konu edilmeyecektir. Buna karşılık geçtiğimiz yıl açıklanan Oxfam raporuna göre “dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin servetinin geri kalan yüzde 99’luk kesiminin servetine denk olduğu”, burjuvazinin devletleri dizayn ederek ve devletlerin içine yerleştirdiği işbirlikçileri yardımıyla hepimizin cebinden artı ürünümüzü ve emeğimizi çaldığı gibi küçük! ve önemsiz! bilgileri saklamasına göz yummamız beklenecektir.

Faiz kırbacı ile hepimizi korkunç çalışma şartlarına mahkum eden, emeklerimizi çalan, lobiler ve satın aldıkları işbirlikçiler vasıtasıyla aldırdıkları kararlarla, çalışmadan servetimize el koyan kesimleri konuşmak yerine risk altında, haftanın yedi günü ve yirmi dört saat esasına göre, aile, eğlence bilmeden çalışan, tatil yapmayı kendilerine yakıştıramayan devlet adamlarının toplumsal tabakalaşmadaki yerlerini, yediklerini, içtiklerini, giydiklerini çoğu zaman yalan yanlış haberlerle sorgulatmaya çalışanlar halkı düşünenler değildir. Kimsenin ismini bile duymadığı markaları kullanan, hayal bile edemeyeceği standartlarda yaşayan ağababaları için, daha önce defalarca yaptıkları gibi ellerini kirletmeden ülke, toprak ve zenginlik toplamaya çalışan işbirlikçilerdir.

Kaynak: T24

TCDD binasının Sağlık Bakanı’nın üniversitesine verildiği iddia edildi

1928 yılında yapılan tarihi Ankara Garı Yerleşkesi içerisinde bulunan TCDD misafirhanesinin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kurucusu olduğu Ankara Medipol Üniversitesine verildiği iddia edildi.

mask
Bu Alana Reklam Verebilirsiniz!

 

Ankara Tren Garı kampüsü içerisinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı ile TOKİ’ye devredilen TCDD Misafirhanesi olarak kullanılan tarihi binanın Ankara Medipol Üniversitesine verildiği iddia edildi.

Devlet Demir Yolları ikinci İşletme Baş Müdürlüğü olarak kullanılan ve ardından misafirhaneye dönüştürülen tarihi bina 1928 yılında yapıldı. BirGün gazetesinden İsmail Arı’nın haberine göre; bina, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kurucusu olduğu bilinen 2018 yılında kurulan Ankara Medipol Üniversitesine verildi.

TARİHİ YAPILAR DEVREDİLDİ

İçerisinde tescilli kültür varlığı olan müzenin de bulunduğu TCDD ikinci bölge binası, kreş, lojmanlar, Sanat Galerisi ve Ankara Misafirhanesi ile birlikte devredildi. 78 bin metrekarelik alanın Hazine’ye devredilmesine ilişkin protokol, Maliye Bakanlığı, TOKİ ve TCDD İşletmesi arasında 13 Mart 2018’de imzalandı. Devredilen alanın ve binaların Gazi Üniversitesinden bölünerek kurulan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesine verileceği iddia edilmişti. Ancak daha sonra Medipol Üniversitesine devri yapıldı.

 

 

“TCDD YÖNETİMİNİ BU YANLIŞ KARARINDAN DÖNMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Basın Yayın Sekreteri Ahmet Eroğlu yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Böylesi bir planın hayata geçirilmesi Ankara Gar yerleşkesini parçalamaktır. Hangi açıdan bakarsak bakalım bu alanın devri ve sonrasında hayata geçirilecek plan ve sonuçları ne kamusal ne de toplumsal bir fayda sağlamayacaktır. Ulaşım hizmeti veren bir kurum tarafından on yıllardır kullanılan bu alanlar bundan sonra da yine aynı amaçla kullanılmalıdır. Vakit çok geç olmadan, TCDD yönetimini bu yanlış karardan dönmeye çağırıyoruz. Bizler işimize, iş yerlerimize sahip çıkmaya sonuna kadar devam edeceğiz. İş yerlerimizin peşkeş çekilmesine sessiz kalmayacağız.”

“DEMİR YOLUNA VURULMUŞ BÜYÜK DARBE”

Gar binası, Genel Müdürlük binası, CTC Kumanda Merkezi, Kreş, Misafirhane ve diğer binalarıyla bir bütün olan bu alanın Cumhuriyet’in tanığı ve TCDD’nin önemli bir değeri olduğunun altını çizen Eroğlu, “Toplumsal hafızanın önemli bir parçasıdır. Bu yerin devri demiryolunun geleceğine vurulmuş büyük darbe olacaktır” dedi.

CHP’Lİ BAKAN SORDU: TÜRKİYE’DE TEDAVİ EDİLEN ÖSO’CULAR NEREDE?

Suriye’de görev yapan ve tedavi ettikleri hastaları; müdahale edilmezse yaşamını yitirecekleri ‘kırmızı alan’, yatarak tedavi edilmesi gerekenleri ‘sarı alan’ ve poliklinik hastası olanları ‘yeşil alan’ olarak kategorilendirip ona göre kayıt tutan sağlık personelleri, ‘kırmızı alan’ hastalarını tedavi için Türkiye’ye sevk ediyordu.

Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında El Bab operasyonu devam ederken, sınıra yakın illerdeki hastanelerde -özellikle Kilis Devlet Hastanesi’nde- çekilen yaralı ÖSO mensuplarının görüntüleri basına yansımış ve kamuoyunda tepkilere neden olmuştu.

Eylül 2018 tarihine kadar ‘kırmızı alan’ kategorisine giren yaralı ÖSO mensupları ile Suriye vatandaşları kaydı tutulmak suretiyle Türkiye’ye sevk edilerek hastanelerde tedavi edildi. Fakat Sağlık Bakanlığı tarafından Suriye’de yapılan hastanelerin hizmete başlamasıyla sevk işlemleri durduruldu.

Konuyla ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi veren CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, yaralı olduğu gerekçesiyle Türkiye’ye kaç ÖSO mensubunun ve Suriye vatandaşının sevk edildiğini, sevk edilen ÖSO mensupları ile Suriye vatandaşlarının Suriye’ye geri dönüp dönmediklerini sordu.

CHP’Lİ BAKAN SAĞLIK BAKANI KOCA’YA SORDU:

  • Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında Eylül 2016’dan bu yana (2018 Eylül ayı dahil) aylar bazında sayı vermek suretiyle kaç ÖSO mensubu yaralı olduğu gerekçesiyle Türkiye’ye sevk edilmiştir? Sevk edilen ÖSO mensuplarının kaçı Suriye’ye geri dönmüştür? Kaçı dönmemiştir? Söz konusu sevk işlemlerinin takibi kimler tarafından yapılmıştır?

 

  • Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında Eylül 2016’dan bu yana (2018 Eylül ayı dahil) aylar bazında sayı vermek suretiyle kaç Suriye vatandaşı yaralı olduğu gerekçesiyle Türkiye’ye sevk edilmiştir? Sevk edilen Suriye vatandaşlarının kaçı Suriye’ye geri dönmüştür? Kaçı dönmemiştir? Söz konusu sevk işlemlerinin takibi kimler tarafından yapılmıştır?

SAĞLIK BAKANLIĞI SURİYE’YE 3 HASTANE KURDU

Sağlık Bakanlığı, Suriye’de Bab ve Mare ilçeleri ile Çobanbey beldesine tam donanımlı hastane kurdu. Bab ve Çobanbey hastaneleri 200, Mare Hastanesi ise 75 yatak kapasitesine sahip olup; Bab’daki hastane 30 bin, Çobanbey’deki 20 bin ve Mare’deki hastane ise 10 bin metrekarelik alana kuruldu. Bab’daki hastanenin hizmete başladığı, Mare ve Çobanbey hastanelerinin ise hizmete açılması için hazırlıklarının tamamlanmak üzere olduğu biliniyor.

Büyük usta Cüneyt Arkın’dan Kötü Haber

Usta oyuncu Cüneyt Arkın, solunum yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

Yeşilçam’ın usta oyuncusu, Türkiye’nin kalbine taht kuran Cüneyt Arkın, yaşadığı solunum sıkıntısı nedeniyle kaldırıldığı hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı.

Yeşilçam’ın usta oyuncusu Cüneyt Arkın, Silivri’deki yazlığında yaşadığı solunum sıkıntısı yaşamaya başladı. Yakınlarının araması üzerine 81 yaşındaki usta oyuncu, ambulansla özel bir hastaneye kaldırıldı.

Burada ilk tetkikleri yapılan Arkın, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Genel durumu takibe alınan Arkın’ın durumunun iyiye gitmesi halinde yarın yoğun bakımdan çıkarılması bekleniyordu.

VEFAT ETTİĞİ HABERİ GELDİ

Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatur ve mesleği de doktorluk olan büyük usta sanatçı Cüneyt Arkın’ın tedaviye cevap vermeyerek hayatını kaybettiği iddia edilirken, hastane yetkililerince ve yakınlarınca herhangi bir açıklama yapılmadı.

CÜNEYT ARKIN KİMDİR?

Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır olan Türk Sineması’nın ünlü jönü,1937 yılında Eskişehir’de doğdu. Çocukluğu çiftlikte geçti. Daha sonra Eskişehir Necatibey İlkokulu’na gitti. Çocukluğunda en sevdiği hikayeler menkıbelerdi. Battal Gazi, Köroğlu hikayeleri ile büyüdü.Eskişehir Lisesi’ne devam ettiği dönemde hikayeler yazıyor ve bunları dergilere gönderiyordu. İstanbul’a giderek tıp fakültesi sınavlarına girdi ve kazandı. Tıp eğitimine devam ederken İstanbul’daki arkadaşlarıyla “Erek” adlı bir dergi çıkarttı. Dergide şiirleri ve hikayeleri yer alıyordu. 1957 yılında Cemal Süreyya ile tanıştı ve öykülerini değerlendirerek onu “Pazar Postası”na gönderdi.

1963 yılında “Artist” dergisinin düzenlediği sinema artisti yarışmasına girdi ve birinci oldu. Ertesi yıl filmlerde küçük roller almaya başlamıştı. Tıp fakültesini bitirmesinin ardından Eskişehir’e döndü.

1963 yazında Halit Refiğ ile “Şafak Bekçileri” adlı filmin çekimleri sırasında tanıştı. 1. Hava Üssü’nde jet savaş pilotlarının yaşamı ile ilgili bir film çeken Halit Refiğ, o sırada Hava Kuvvetleri’nde doktor olarak yedek subaylığını yapan Cüneyt Arkın’a filmdeki rollerden birini teklif etti. Ancak yönetmelikler yüzünden bu filmde rol alamadı. Aynı yılın sonbaharında Halit Refiğ “Gurbet Kuşları” adlı filmin çekimlerine hazırlanırken askerliğini bitiren Cünety Arkın filmde rol aldı. Gazeteci Vecdi Benderli, Cüneyt Gökçer’den Cüneyt; Ramazan Arkın’dan Arkın isimlerini alıp birleştirerek “Cüneyt Arkın” ismini yarattı.

Başta romantik roller oynayan genç oyuncunun daha sonra hareketli sahnelere yatkınlığı dikkat çekti. İstanbul’a gelen sirklerde çalışanlardan akrobatik hareketler öğrendi. Burada kazandığı becerilerini Malkoçoğlu tarzı, kılıçlı ve atlı sahnelerde kullandı.

70li yıllara gelindiğinde Türkiye’nin en tanınan oyuncularından biri olmuştu. İtalya’da da ilgi gördü. “John Arkin” adıyla tanındı. Ancak dil sorunu yüzünden fazla tanınamadı. Ünlü yönetmen Halit Refiğ’e göre John Wayne, Burt Lancaster seviyesinde bir oyuncuydu. Yurt dışına açılabilseydi dünyaca tanınacak bir oyuncu olabilirdi.

Sosyal içerikli filmlerde de rol aldı ancak en çok tanınması Malkoçoğlu serisiyle oldu. 1982 yılında çektiği “Dünyayı Kurtaran Adam” adlı filmiyle dünya sinema tarihindeki en kötü 100 film arasına girmeyi başardı. 1992 yılında televizyonun yükselişiyle dizi oyunculuğu yapmaya başladı.

Cüneyt Arkın, Güler Mocan ile 1964 yılında evlendi. 1968 yılında boşandı. Filiz (d.1966) adında kızı oldu.

Betül Işıl Cüreklibatur ile yaptığı ikinci evliliğinden Kaan ve Murat adlarında iki oğlu var.

“Polis”(1992), “Zirvedekiler”(1993), “Merhamet”(1993), “Bizim Ev”(1995) gibi dizilerin ardından 1998 yılında “Gülün Bittiği Yer” adlı filmde oynadı. Ardından2000 yılında yönetmenliğini yaptığı “Oğulcan”ı çekti. “Köpek”(2005) ve “Serseri”(2003) adlı dizilerde çalıştıktan sonra 2006 yılında “Dünyayı Kurtaran Adam”ın devamı olan “Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu” adlı filmde rol aldı.

2014 yılında Orçun Benli’nin senaryosunu yazıp yönettiği “Gulyabani” filminde Deniz Uğur, Ceyda Ateş, Melike Öcalan, Didem Balçın, Mustafa Üstündağ,Hasan Küçükçetin, Kenan Ece, Cüneyt Arkın, Perihan Savaş, Merve Oflazgibi oyuncular rol almıştır.

Kaynak: Türkiye yasta: Büyük usta Cüneyt Arkın’ı kaybettik

İşte Merakla Beklenen Yeni Kabine

Rejim değişikliği ile girilen yeni sitemin ilk çalışma kadrosu açıklandı. Erdoğan’ın yemin etmesi ile birlikte, halkın merakla beklediği kabinede yer alan isimle şöyle sıralandı. Milletimize ve Devletimize hayırlı olması dileğiyle:

Adalet Bakanı: Abdülhamit Gül

Dışişleri Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu

İçişleri Bakanı: Süleyman Soylu

Milli Savunma Bakanı: Hulusi Akar

Milli Eğitim Bakanı: Ziya Selçuk

Sağlık Bakanı: Fahrettin Koca

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Fatih Dönmez

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı: Mehmet Cahit Turan

Çevre ve Şehircilik Bakanı: Murat Kurum

Tarım ve Orman Bakanı: Bekir Pakdemirli

Kültür ve Turizm Bakanı: Mehmet Ersoy

Gençlik ve Spor Bakanı: Mehmet Kasapoğlu

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı: Zehra Zümrüt Selçuk

Hazine ve Maliye Bakanı: Berat Albayrak

Ticaret Bakanı: Ruhsar Pekcan

Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Mustafa Varank

“Medine Kahramanı Fahrettin Paşa” Anılacak

 

 

Elazığ Belediyesi ile Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği tarafından ortaklaşa “Medine Kahramanı Fahrettin Paşa” adlı bir konferans gerçekleştirilecek.

 

Konferansta  “Medine Kahramanı Fahrettin Paşa” değişik yönleri ile tanıtılacak.  11 Şubat Pazar günü saat 19’da Belediye Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek konferansı, Irak Diyala Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Maher Mubdır Abdulkareem’ sunacak. Programda, İngilizlerle anlaşan Mekke Şerifi Hüseyin’in 3 Haziran 1916’da Medine çevresindeki demiryolunu ve telgraf hatlarını tahrip ederek isyanı başlatmasına karşı direnen, askeri elbisesini çıkarıp kefenini giyen, son kurşununa kadar Medine’yi savunan Fahrettin Paşa tüm yönleriyle ele alınacak. Pazar günü saat 19’da gerçekleştirilecek konferansa tüm halkımız davetlidir.

 

 

MHP Milletvekili aday adayı Av. Hilal Elmas, Kocaeli Kandıralılar Derneğinde…

43MHP Milletvekili Aday Adayı Av. Hilal Elmas, Kocaeli Kandıralılar Derneğini ziyaret etti.

 

Genç ve hanım bir adayı ağırlamaktan mutluyuz diyen Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanı Erdoğan Görgün, Av. Hilal Elmas’ı tebrik ederek, başarılar diledi. Babası Av. Resul Elmas ile birlikte gelen Av. Hilal Elmas, iş, sosyal hayatı ve İç Güvenlik Paketi’nin yasalaşması halinde ülkemizde neler yaşanacağı konusunda bilgi verdi.

 

Otel Asya’da gerçekleşen toplantıda konuşan Av. Hilal Elmas, “Yanınızda birkaç kişi de varsa, günün herhangi bir anında gözaltına alınıp 48 saate kadar tutulabileceksiniz. Sebep gösterilmeksizin bir gece gözaltına alınabileceksiniz. Bunların takdiri polise ve valiye ait olacak. Yani özgürlükleriniz AKP il ve ilçe başkanlarının iki dudağı arasında olacak. Veya iktidardakilerin.” dedi.

 

Ziyaret, Başkan Erdoğan Görgün ile ekonomist Cihat Kaymas’ın birlikte MHP Milletvekili Aday Adayı Av. Hilal Elmas’a Derneğin hediyesini takdim etmesi ile sona erdi.80

 

 

 

Atletizm Takımı Üçüncü Oldu

üç

 

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Atletizm Takımı, İstanbul’da düzenlenen Belediyeler Arası Salon Atletizm Şampiyonası’nda üçüncü olarak önemli bir başarıya imza attı.

Atletizm Federasyonu tarafından ilk defa organize edilen ve 7 Mart 2015 tarihinde İstanbul Aslı Çakır Atletizm Salonu’nda düzenlenen şampiyonaya 16 Büyükşehir Belediyesinin atletizm takımı katıldı.

60 metrede Sinem Özpınar, uzun atlamada Havva Aktaş, yüksek atlamada Merve Kurtulmuş, gülle atmada Simge Altıok, 400 metrede Hatice Taşçı ve 1500 metrede Sinem Nur Eraslan’dan oluşan Kayseri Büyükşehir Belediyesi atletizm takımı iddialı sporcuların arasından sıyrılarak üçüncülük kürsüne çıkmayı başardı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün birinci Bursa Osman Gazi Belediye Spor Kulübü’nün ikinci olduğu şampiyonada üçüncü olan Kayseri Büyükşehir Belediyesi takımının kupasını Atletizm Federasyonu Genel Sekreteri Fahrettin Yıldız verdi.üç2