Etiket arşivi: Estonya

3. KAPIKAYAFEST ULUSLARARASI DOĞA SPORLARI VE KÜLTÜR FESTİVALİ BAŞLIYOR !

 

Neşesi, doğallığı ve espri anlayışı ile her yeri renklendiren karadeniz insanı, eşsiz ve benzersiz bir doğa sunan konumu ve yaylaları ile de yerli ve yabancı turistleri çekerek her yıl cazibesini artırmayı başarıyor.


KAPIKAYAFEST ?
Karadeniz’in önemli illerinden Samsun Bafra Kapıkaya’da 24-28 Temmuz 2019 tarihleri arasında 3.sü düzenlenecek olan  “Kapıkayafest Uluslararası Doğa Sporları ve Kültür Festivali” nde  adrenalini yüksek doğa sporlarının ve karadenize  özgü  kültürel faaliyetlerin Türkiye gündemine taşınacağına inanıyoruz.  Karadeniz coğrafyasının eşsiz doğa güzelliği, coğrafyanın kendine özgü karakteristik özelliklerini koruyarak yapılan etkinliklerin zenginliği her yıl bölgeye gelen yerli ve yabancı kişi sayısındaki artışı beraberinde sağlamakta ve bölge turizm gelirlerinden aldığı payı artırmaktadır.

Adını Samsun / Bafra – Kapıkaya tepesinden alan Kapıkayafest; Çeşitli spor dallarını aynı ortamda sunarak ulusal ve uluslararası birçok sporcuyu ve doğa severleri her yıl temmuz ayında bir araya getirmeyi hedefleyen, sağlıklı bireylerle daha çok yaşanabilir bir dünya için sporun ve sporcunun önemini vurgulamak gayesini güden bir festivaldir.

Bafra Belediyesi sahipliğinde ve  Astajans organizasyonu ile yapılacak olan Kapıkayafest’te, gökyüzünde paraşütçüler süzülürken katılımcılar karada bisiklet ve doğa yürüyüşü, baraj gölünde kano gezisine katılabilirler. ‘En güzel fotoğrafı ben çekerim’ diyenler ise fotomaratona katılabilirler. Kamp ve çevresinde çeşitli etkinlikler ile eğlenme ve güzel vakit geçirme olanağı bulabilirler. Akşam ise kamp ateşini yakıp yıldızların altında doğanın sesini dinleyebilir, güzel sohbetler edebilirler. Ayrıca çeşitli kültürel faaliyetler, spor branşlarının aktiviteleri ve eğlenceleri ile unutamayacakları bir festival geçirebilirler.

5 gün 4 gece “Her şeyiyle eğlenceli” bir festivale davetlisiniz.!

DÜNYANIN 55 ÜLKESİ FESTİVAL İÇİN DAVET EDİLDİ !

Kapıkayafest Festivali uluslararası bir festival olması sebebiyle geçen yıl kırka yakın ülkeden sporcu ve katılımcıyı Bafra’ya getirme başarısı elde etmiş durumda. Bu sene 55 ülkeden sporcu ve katılımcılar ile iletişime geçilerek, festival uluslararası arenadaki konumunu yükseltme çabasında. Festivale davet edilen ve katılması planlanan ülkeler ise şöyle;  Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Krallık, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Dubai, Estonya, Fas, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, İran, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Katar, Kazakistan, Kıbrıs, Kırgızıstan, Kosova, Kuveyt, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Mısır, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Tataristan, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan.

DÜNYANIN EN ÖZEL EKSTREM SPOR ALANLARI ARASINDA!

Kapıkayafest; Kızılırmak’ın yanı başında doğanın ve tarihin bir arada olduğu, birçok ekstrem spor ve  sportif faaliyetleri ile dünyanın nadir alanları arasında gösteriliyor. Hava sporları, su sporları, dağcılık, fotoğrafçılık, bisiklet, atv, kamping vb gibi doğa sporlarını ve faaliyetlerini aynı noktada barındırıyor.

Kapıkayafest; yamaç paraşütü için dünyanın en elverişli noktaları arasında yerini alma yolunda ilerliyor. Bir yamaç paraşütçüsünün bir noktadan kalkıp aynı noktaya inebildiği ve Kızılırmak’ın eşsiz doğal güzelliklerini ve manzarasını görebildiği dünyanın en özel konumlarından birisi.

Aynı zamanda turizm turları, fotoğraf – bisiklet ve atv safari, yöresel ve kültürel pazarlar da Kapıkayafest etkinlik alanında olacak. Etkinlik alanı bu branşların ve sportif etkinliklerin tamamını bir arada buluşturabilecek Dünya’nın nadir alanlarından..

İLGİ İLE BERABER BÖLGE EKONOMİSİ DE CANLANDI

Kapıkayafest; ilki 2017 yılında 25 bin, ikincisi 2018 yılında 50.000’in üzerinde ziyaretçi, 5000 civarı kamp ve ticari katılımcısı ile ciddi bir ses getirdi. Bu yıl ise 100 bine yakın katılımcı ve ziyaretçi bekleniyor. Festivale ev sahipliği yapan Samsun / Bafra – Kapıkaya ve Asar mevkileri, ulusal – uluslararası sporcuların ve doğa sporlarına ilgi duyanların odak noktası durumunda. Festivalin yöre ve bölge halkına ciddi bir ekonomik katkı sağladığı, her geçen yılda artarak devam edeceği düşünülüyor.

Kayseri Uluslararası Film Festivali’nde Yarışacak Filmler Belirlendi! 

 

 

8-13 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Kayseri Uluslararası Film Festivali’nde bu yıl ilki gerçekleştirilen Ulusal Uzun Metraj Film yarışmasına 23 film başvuruda bulundu. Festivalin Uluslararası yarışmalarına Pakistan, Tayland, Belçika, Kırgızistan, Estonya, Polonya, İran, Azerbaycan, Hindistan, Kazakistan, Mısır vb. ülkelerden yarışmacılar katıldı. Festivalde Uluslararası Belgesel Film yarışmasına 87, Uluslararası Kısa Film yarışmasına 195 film başvuruda bulunmuştur.

Festivalde Ulusal Uzun Metraj Film, Uluslararası Kısa Film ve Uluslararası Belgesel Film yarışmalarından her kategoriden 10 finalist belirlendi.

Jüri başkanlığını Gazeteci ve Sinema Yazarı Burçak Evren’in yürüttüğü Ulusal Uzun Metraj Film finalistleri; Burak Çevik -Tuzdan Kaide, Durmuş Akbulut -Kiraz Mevsimi, Fikret Reyhan -Sarı Sıcak, Görkem Yeltan -Bağcık, Orhan Oğuz -Eksi Bir, Özgür Sevimli -Murtaza, Selman Kılıçaslan -Bütün Saadetler Mümkündür, Talip Karamahmutoğlu -Mezarcı, Mehmet Güreli -Dört Köşeli Üçgen, Michael Önder -Taksim Hold’em,

Jüri başkanlığında Prof. Dr. Semir Aslanyürek’ in olduğu Uluslararası Kısa Film finalistleri; Askar Nurakun uulu –In Love With Cinema, Cem Özay –Yolcu, Darioush Najafi Gol –Voice, Hossein Asl Abdollahi –Decease At The Begining, Kasım Ördek –Kerata, Nuri Cihan Özdoğan –Sirayet, Onur Yağız –Toprak, Saeed Naghavian –Finish, Vahid Hosseini Nami -Whole To Part, Vlasdislav Muko- A Car Called Victory,

Jüri başkanlığında Yönetmen Elchin Musaoğlu’nun yer aldığı Uluslararası Belgesel Film finalistleri ise Faridur Rahman -Tasmina: The Horse Girl, Hakan Yıldırım-Onur Çoşkuner –Savrun, Iker Elorrieta -I Forgot Myself Somewhere, Musa Gökkaya -Kostüm Oyunu, Onur Kök -Küllerinden Güle Dön, Özcan Gürbüz -Palas’ın Tuzcuları, Özkan Emre -Çobanın Şiiri, Sorayos Prapapan -Death Of The Sound Man, Sam Peeters –Homeland, Samara Sagynbaeva -The Heir olarak belirlenmiştir.

 

The Films That Will Compete in The Kayseri Film Festival Became Clear!

In Kayseri Film Festival ,which will be held between 8th and 13th of May, 23 films applied for the National Feature Film competition that is held for the first time this year. For the International competitions of festival , numbers of competitors applied from various countries such as Pakistan, Thailand, Belgium, Kyrgyzstan, Estonia, Poland, Iran, Azerbaijan, India, Kazakstan, and Egypt. For the International Documentary Film competition 87, for the International Short Film competition 195 films applied.

In Festival from all the competitions which  are National Feature Film, International Short Film, and International Documentary Film, 10 finalist are selected from each categories.

 

The finalists of the National Feature Film of which its jury is headed by Journalist and Screen Writer Burçak Evren are  Burak Çevik -Tuzdan Kaide, Durmuş Akbulut -Kiraz Mevsimi, Fikret Reyhan -Sarı Sıcak, Görkem Yeltan -Bağcık, Orhan Oğuz -Eksi Bir, Özgür Sevimli -Murtaza, Selman Kılıçaslan -Bütün Saadetler Mümkündür, Talip Karamahmutoğlu -Mezarcı, Mehmet Güreli -Dört Köşeli Üçgen, Michael Önder -Taksim Hold’em ,

The finalists of the International Short  Film of which its jury is headed by Prof. Dr. Semir Aslanyürek  are Askar Nurakun uulu –In Love With Cinema, Cem Özay –Yolcu, Darioush Najafi Gol –Voice, Hossein Asl Abdollahi -Decease At The Begining, Kasım Ördek –Kerata, Nuri Cihan Özdoğan –Sirayet, Onur Yağız –Toprak, Saeed Naghavian –Finish, Vahid Hosseini Nami -Whole To Part, A Car Called Victory- Vladislav Muko finally,

The finalists of the International Documentary  Film of which its jury is headed by Director Elchin Musaoğlu are  Faridur Rahman -Tasmina: The Horse Girl, Hakan Yıldırım-Onur Çoşkuner –Savrun, Iker Elorrieta -I Forgot Myself Somewhere, Musa Gökkaya -Kostüm Oyunu, Onur Kök -Küllerinden Güle Dön, Özcan Gürbüz -Palas’ın Tuzcuları, Özkan Emre -Çobanın Şiiri, Sorayos Prapapan -Death Of The Sound Man, Sam Peeters –Homeland, Samara Sagynbaeva –The Heir.

 

 

DOWN SENDROMLU KARDEŞİ İÇİN 80 GÜNDE 25 ÜLKE GEZECEK

dwAdem Çolak, Down sendromlu kardeşi Erdem Çolak için  Pazarkule sınır  kapısından motosikletiyle çıkıp, Norveç’in ve dünyanın en kuzey noktası Nordkapp’a kadar gidecek. Macera dolu bu yolculuğu Down sendromlu kardeşi Erdem’e adayan, Adem Çolak’ın amacı farkındalık sağlamak. “Dünyanın her yerinde, tek bir kromozom dışında farkları olmayan bireyleri tanıyıp, onlardan bahsetmek istiyorum” diyen Çolak’ın en büyük destekçisi Down Sendromu Derneği. Bu yolculuk sırasında 25 ülkeyi, 80 günde motosikletiyle gezecek olan Adem Çolak bu ülkelerde dernekleri ziyaret edip, Down sendromlu kişilerle tanışacak, onların sorunlarını kayıt altına alıp, sosyal medya hesaplarında paylaşacak.

DOWN_LOGO“Down To Earth Road” isimli proje kapsamında gideceği ülkelerdeki Down sendromu dernekleri ile bir araya gelecek olan Çolak, Down sendromlu kişilerle tanışıp sohbet edecek, hayatları, gelecek beklentileri ve yaşadıkları toplum içinde devletten beklentileri hakkında bilgi toplayacak. Bu görüşmeleri fotoğraf ve video ile kayıt altına alacak olan Adem Çolak, Down Sendromu Derneği ile birlikte bu mesajların muhataplarına ulaşmasına aracılık edecek.

Şu anda farklı ülkelerden 16 dernek ile irtibat halinde olan Çolak, Yunanistan, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Almanya, Danimarka, İsveç, Norveç, Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan olmak üzere 25 ülkeyi ziyaret edecek.

Küçük bir Akdeniz kasabasında doğan 31 yaşındaki Adem Çolak ile Down sendromlu kardeşi Erdem arasında dokuz yaş fark var. 22 yaşındaki Erdem’in yaşadığı sorunları ve sıkıntıları çocukluk döneminden itibaren gözlemleyen Adem Çolak, ilk fırsatta bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek Down Sendromu Derneği’nin kapısını çaldı. Derneğe sunduğu proje kabul edilince, 80 günlük turun ilk adımları da atıldı.

Adem Çolak, yola çıkış amacını şöyle anlatıyor, “İmkanları olmayan veya kısıtlı olan ailelerde Down sendromlu bireylerin olması, farkındalık anlamında, bilinçli davranabilme anlamında insanları olumsuz etkiliyor; en basitinden yapılmak istenen sağlık giderleri veya şahsi ihtiyaçlar noktasında bile zorluk yaşanabiliyor. Biz de buna benzer maddi zorluklar yaşadık. Onun dışında sokaktaki arkadaş çevresinin bilinçsiz hoş olmayan davranışları Erdem’i olumsuz etkiledi. Ama rehabilitasyon merkezinde eğitime başlaması ona çok iyi geldi, çok sevdiği ve onun çok seven bir arkadaş çevresi oldu. Çevredeki insanlar da onu daha iyi anlamaya başladıktan sonra işler daha iyiye gitti. Temelde amacımız için farkındalık oluşturmak diyoruz ama, kendimiz neyin ne kadar farkındayız, biraz da bunu görmek istiyorum, kendi adıma, bu yola çıkarken “henüz tanımadığım ben” i tanımayla birlikte, dünyanın her yerinde, tek bir kromozom dışında farkları olmayan bireyleri tanıyıp, onlardan bahsetmek istiyorum. Bunu ülke içinde de farklı şekilde devam ettirmeyi düşünüyorum. Ve şu an hayatta olmayan annem ve babam için bir şeyler yapmış olmak istiyorum.”

Proje boyunca Adem Çolak’ın tüm seyahati, Facebook’da DownToEarthRoad ve demiratliyoruk; Twitter’da DownToEarthRoad, instagramda ise downtoearthroad ve demiratliyoruk sayfalarından yayınlanacak. dw1

Down Sendromu Derneği Dernek sözcüsü Fulya Ekmen ise Adem Çolak’ın projesine neden destek olduklarını şöyle özetliyor, “Biz Adem bey ile 2014 yılında kardeşi ile ilgili attığı bir mail ile tanıştık. Bir sonraki maili 2017 yılında farklı bir konuda geldi kendisinden. Bu sefer sadece kardeşi için değil tüm Down sendromlu kişiler için bir soru sordu bize. Projesini anlattı ve logolarımızı kullanıp kullanamayacağını sordu. Kendisiyle tanışmaya karar verdik. Ağustos ayında Adem bey, Salon Reklam, Doret İletişim Danışmanlığı ve biz bir araya geldik. Gerçekten iyi şeyler yapmak isteyen insanlar bir araya gelince olan şey oldu tabii ki. Bir anda enerji yükseldi, hayaller ve hedefler arttı. Zorlu bir motosiklet rotasından zorlu bir dünya rotasına geldik. Down To Earth Road dedik bu rotaya. Bu rota her bir etabı kendi içinde tamamlanan ama aslında hiç tamamlanmayacak bir yol. Adem beyin ya da rotadaki ismi ile Demiratlı Yörük’ün başlattığı Down Sendromu Derneği’nin büyüterek uluslararası düzeyde bir harekete çevirmek istediği bir yola dönüştü Down To Earth Road.”

 

 

Haber Yayın Dairesi: Yusuf Ünel

“Yenilenebilir Enerji” İçin İzmir’de Buluştular

enerji

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de yer aldığı CİTYFIELD (Geleceğin Yinelenebilir ve Yenilikçi Etkin Bölgeleri ve Kentleri) Projesi kapsamında 9 ülkenin uzmanları İzmir’de bir araya geldi.

 

Avrupa Birliği Projesi olan, Türkiye’den İzmir, Manisa (Soma), İsveç’in Lund ve İspanya’nın Laguna da Duero şehirlerinin bulunduğu CITYFIELD Projesi’nin ikinci toplantısı,  İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşti. Enerjide önemli derecede tasarruf sağlayacak sistemleri öngören ve karbondioksit gazı azaltılmasını hedefleyen proje çerçevesinde, İsveç’in Lund kentinde gerçekleşen ilk buluşmanın ardından İzmir’deki toplantıya Estonya, Polonya, İsveç, İspanya, İtalya, İngiltere, Almanya, Belçika ve Türkiye’den konunun uzmanları katıldı.

 enerji2

Mavişehir’de örnek proje

Toplantının açış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Muzaffer Tunçağ, Büyükşehir Belediyesi olarak yenilenebilir enerji yatırımlarına büyük önem verdiklerini belirterek, toplantının bu anlamda çok önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’de ilk defa bir belediyenin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İnovasyon Müdürlüğü kurduğu hatırlatan Tunçağ, “Proje çerçevesinde, Mavişehir’deki binaların verimli enerji ile iyileştirilmesini sağlayacağız. Bu, Türkiye’de ilk senaryo çalışması olacak. 30 yıl önce inşa edilen büyük bir konut alanı buras.. Böyle bir alanda çalışma yapmak kolay değil. Ama arkadaşlarımız bu konuda çalışacak” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin akıllı trafik yönetimi, solar çamur kurutma tesisi, elektrikli otobüs alımı, tramvay yatırımı, jeotermal kaynakların tarımda, elektrik üretiminde kullanılması gibi çok önemli projeler yürüttüğünün altını çizen Tunçağ, gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak için bu çalışmalara büyük önem verdiklerini söyledi.

 

Soma’daki hava kirliliği önlenecek

Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekter Yardımcısı Yılmaz Gençoğlu, AB kapsamında geleceğin akıllı şehirlerini yaratacak bir projede yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Bu proje kapsamında Soma’da atık enerjiden bölgesel ısıtma sistemi çalışması yürüttüklerini belirten Gençoğlu, “İlk etapta 8 bin 100 konut, ardından 22 bin 100 konut sisteme bağlanacak. Bu sayede kömür havzası olan, konumu itibariyle çukurda bulunan termik santral ve Soma ilçemizin kömürle ısınması nedeniyle oluşan hava kirliliği giderilecek. Aynı zamanda kendi elektrik enerjisini üreten konutlar ile diğer şehirlere de örnek olacak. Tüm bu sebeplerden dolayı Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak biz bu projeyi önemsiyoruz” dedi,

İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın evsahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve bu uygulamaların başka şehirlerde yaygınlaştırılması konuları ele alındı. enerji3

“İslamofobi, Bütün İnsanlığı ve Küresel Arışı İlgilendiren Bir Konudur…”

531Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Estonya Müslümanları Dini İdare Başkanı İldar Muhammedşin ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu ziyaretle her iki müessese arasındaki ilişkilerin daha iyi noktalara taşınacağını kaydetti.

Estonya Dini İdare Başkanlığının Estonya’da gerçekleştirdiği hizmetlerin önemine dikkat çeken Başkan Görmez, “ Estonya’da Müslüman varlığı çok kadim bir tarihe dayanıyor. Bu varlığı en güzel şekilde muhafaza etmek oradaki dini kurumların en önemli vazifesidir” dedi.

Müslüman kimliği muhafaza etmenin sağlıklı bilgi veren din eğitimi kurumlarıyla mümkün olacağını vurgulayan Başkan Görmez, şöyle konuştu;

“Sağlıklı din eğitimi ve din hizmeti olmadığı zaman herhangi bir dünyada Müslüman kimliğini muhafaza etmek mümkün değildir…”

Estonya Dini İdare Başkanlığına yaptığı önemli hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Estonya’da Müslüman varlığı çok kadim bir tarihe dayanıyor. Bu varlığı en güzel şekilde muhafaza etmek oradaki dini kurumların en önemli vazifesidir. Müslüman kimliğini korumak çok güçlü eğitim müesseseleriyle mümkün olabilir. Sağlıklı din eğitimi ve din hizmeti olmadığı zaman herhangi bir dünyada Müslüman kimliğini muhafaza etmek mümkün değildir. Bu her iki alanda da Diyanet İşleri Başkanlığı ile Estonya İslam Birliği Başkanlığı arasında daha önce başlayan ilişkileri, çalışmaları daha ileri aşamalara taşıyabiliriz. Bilhassa bu tür ülkelerde yaşayan Müslümanların hiçbirini dışarıda bırakmadan onlara her türlü hizmeti ulaştırmak hepimizin ortak vazifesidir. Tabi ki Müslümanlarla Müslüman olmayanların birlikte yaşadığı ülkelerde daha farklı bir metot üstünde durmamız da gerekiyor. Bunun için de İslam’ın dünyaya gelişinden itibaren insanlığa öğrettiği birlikte yaşama ahlakı ve hukukunu kendi mensuplarımıza çok iyi öğretmemiz gerekiyor.

“Bugün Müslümanların kendi iç meselelerini bitirip, dünyada, bilhassa Avrupa’da ve Batı’da İslam’ın geleceği ile ilgili kafa yorması gerekiyor…”

İslam dini evrensel bir dindir. İslam, her zaman, her şartta ve her coğrafyada yaşanabilen bir dindir. Dolayısıyla bu birlikte yaşama kültürü ve ahlakını diğer insanlara İslam’dan hareketle öğretme gibi bir yükümlülüğümüz var. Bugün Müslümanların kendi iç meselelerini bitirip, dünyada, bilhassa Avrupa’da ve Batı’da İslam’ın geleceği ile ilgili kafa yorması gerekiyor. Aslında İslam ve Batı, İslam ve Avrupa gibi ikilemler söz konusu değildir. Çünkü İslam evrensel ilahi bir dindir Batı ise farklı inançların, felsefelerin egemen olduğu bir coğrafyadır. Böyle bir ikilem meydana getirilerek bunun üzerinden belli coğrafyalarda islamofobia denilen bir hastalık türetildi.

“İslamofobi, sadece bir dinler ve kültürler arası ilişki konusu değil, bütün insanlığı ve küresel barışı ilgilendiren bir konudur…”

İslamofobi önce psikolojik bir hastalık olarak başladı, sonra düşmanlığa ve ayrımcılığa dönüştü. Avrupa ülkeleri bunu verili bir durum kabul ederek, kendi yasalarını, kanunlarını buna göre tanzim etmeye başladılar. Bir ülkede meydana gelen değişimler başka ülkelere de sirayet ediyor. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki yıllarda dünyanın üzerinde duracağı en önemli konuların başında bu konu geliyor. Bu konu sadece bir dinler ve kültürler arası ilişki konusu değil, bu konu aynı zamanda bütün insanlığı ilgilendiren, küresel barışı ilgilendiren bir konudur. Küçük büyük demeden Dünya’daki bütün dini müesseselerin, kendi bilgilerini, ufuklarını birleştirerek bu konu üzerinde yoğunlaşmaları gerekiyor. Bunu yapabilmeleri için önce kendilerinin güçlü bir müessese olmaları, güçlü din eğitimi veren bilgi üreten müesseselere sahip olmaları gerekiyor.

Estonya Müslümanları Dini İdare Başkanı Muhammedşin ise, kabulden dolayı Başkan Görmez’e teşekkür ederek, Estonya Müslümanlarının selamını iletti. Diyanet İşleri Başkanlığının Estonya’daki Müslümanlara gösterdiği ilgiden dolayı büyük memnuniyet duyduklarını kaydeden Muhammedşin, “Sizin bizleri kabul etmeniz ve bizlere yakın ilgi göstermeniz Estonya Müslümanları için bir gurur ve şereftir. Estonya’daki Müslümanların sizlere selamını getirdim” diye konuştu.

Konuk Başkan Muhammedşin, Başkan Görmez’i Estonya’ya davet etti.