Etiket arşivi: Endenozya

BARZANİ’NİN REFERANDUMUNUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

 

 

seyfettin karamızrakKuzey Irak’ta Barzani maşa olarak kullanılarak, kirli bir oyunun ilk perdesi açılmıştır. 

Yıllarca Türkiye, dost ve güvenilir bir devlet olarak Barzani’nin yanında olmuş, abilik yaparak tecrübelerini, imkânlarını ve gücünü Barzani için kullanmıştır.

Fakat geçmişte Arap ülkelerinin, İngiliz altınlarına ve vaat ettikleri yalanlara kanarak arkadan Osmanlıyı hançerlediği gibi, Barzani’de Türkiye’ye nankörlük yaparak batıya satılmıştır.

Osmanlıya ihanet eden Arap ülkelerinin liderleri, yıllar sonra batı tarafından nasıl aldatıldıklarını ve harcandıklarını ağlayarak anlatmış, Türklerden özür dilemişlerdir.

Fakat olan olmuş, Osmanlı devletinden onlarca uydu devlet türetilerek, batı tarafından yıllarca sömürülmüşlerdir.

Şimdiki Arabistan Irak, Suriye, Katar, Halep, Mısır, Lübnan, Filistin, Libya vb. ülkeleri bu örnek için sayabiliriz. Bu ülkeler yaptıkları hatalarının bedelini kendi canları ile ödemişlerdir. Bu arada akılsızlıklarının cezasını da, halkları ıstırap ve gözyaşı ile çekmiştir.

Barzani, Türkiye’nin ısrarla; “referandum yapmayınız” uyarılarına kulak asmayarak, oylamayı gerçekleştirmiştir.

Bu cesaretinin altında, elbette ki onu destekleyen devletler vardır. Bunların başında İsrail gelmektedir. ABD gözüküşte referanduma karşı gibi olsa da, gizliden desteklemektedir. Çünkü başından beri ABD ve İsrail Kuzey Irak’ta 2. ve 3. İsrail’i kurma peşindedir.

 Barzani, halkına karşı güven kaybına uğrayarak yıpranmış, seçimlere girdiğinde bir daha seçilemeyeceğini anlamıştır. Bu olumsuzluğu kendi lehine çevirmek için “referanduma giderek”, halkına “size bağımsız devlet kurma kapılarını açıyorum” mesajı vermek istemektedir.

Fakat baş olma kibri yüzünden, satıldığının ve aldatıldığının farkında değildir. Bu acı gerçeği, batı ve İsrail tarafından harcandığında anlayacaktır. Umarız bu akılsızlığının cezasını da masum halkı çekmemiş olsun.

 

Geçmişte emperyalist güçler orduları ile bir ülkeyi işgal ederlerdi. Şimdi taktikler değişti. Ülkeler artık taşeron kullanmakta.

Ele geçirecekleri ülkenin demografik yapısını hile ve desiselerle bozup, nüfusunu göçe mecbur ediyor, ya da katliam yaparak imha ediyorlar. 

Sonra maşa olarak kullanacakları etnik grupları önce özerklik sonra bağımsızlık vaatleri ile bölgeye topluyorlar. Hiç bir zaman da sözlerinde durmuyorlar. Böylece o ülkeyi vesayetleri altına alıyorlar.

Geçmişte Erivan ve Ermenistan Türk yurdu idi. Katliam ve sürgünlerle Ermenistan oldu. Bengaldeş’i Pakistan’dan Doğu Timor’u Endonezya’dan bu şekilde ayırdılar. Benzer örnekleri çoğaltabiliriz.

Türkiye- Irak- İran Barzani’nin “referandum” ahmaklığına karşı işbirliği içinde olsa da, İran şimdiden Barzani ile bir takım antlaşmalara girmiştir. Tutumu güven vermemektedir.

Bu arada Barzani’nin Yahudi kökenli olduğunu, şöhret ve makam hırsından öte Nil’den Fırat’a Büyük İsrail için çaba sarf ettiğini söyleyenler de var.

Öyle veya böyle, Barzani’nin niyeti ne olursa olsun, neticede kaybedecektir. Kazanan yine ABD ve İsrail olacaktır. Barzani taşerondur ve kullanılmaktadır. Emperyalist güçler tarafından “son kullanma tarihi” dolunca elbette çöpe atılacaktır.

Kuzey Irak’ta yapılan referandumun esas amacı; ikinci İsrail’in kurulmasını sağlamak, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında ,dost olmayan  tampon bir devlet oluşturmak, ABD ile İran arasındaki ihtimal bir savaşta, Barzani vasıtasıyla alan açmaktır.

 

Önümüzdeki günler sürprizlerle dolu. Umarız akılsız başın acısını masumlar çekmez.

 

Sevgiyle kalın…

 

BATI NIN TÜRKİYE TELAŞI

BATI NIN TÜRKİYE TELAŞI

 

seyfettin karamızrakGeçen yazımızda, Almanya’nın Türkiye düşmanlığının nedenleri üzerinde durmuştuk.

Almanya hükumetinin ve Alman sivil toplum kuruşlarının Türkiye’ye gitmemeleri hususunda; “Alman vatandaşlarını uyarmalarına rağmen”, Almanların bu uyarılara itibar etmediğini, tatil için Türkiye’yi seçtiklerini, Alman şirketlerinin yeni yatırımlar için Türkiye’de sıraya girdiklerini gözlemliyoruz.

Almanya, Türkiye’nin büyümesini ve çevresinde etkili olmasını kıskanmakta ve aynı zamanda endişe duymaktadır. Bu yüzden, olmadık çıkışlarıyla da gülünç durumlara düşmektedir. FETÖ’ cü mahkûmlara giydirilecek tek tip elbiselere getirdiği eleştiri,  bunlardan biridir.

1980’li yıllarda Alman ekonomisi Türk ekonomisinden 13,5 misli büyükken, 2016 yılında 4 misline düşmüştür.

E-7 nin en hızlı gelişen ülkeleri; Çin, Hindistan, Türkiye, Brezilya, Rusya, Endonezya ve Meksika’dır. Dünya ekonomisinin ağırlığı, Batı’dan Doğu’ya kaymaktadır. Batı’nın Türkiye telaşı bundandır.

Bu yüzden Müslümanı, Müslümana katlettirmek için ABD liderliğinde, İslam dünyasına, dolaylı olarak da Türkiye’ye savaş açılmıştır.

Sözde İslam geçinen birçok ülke, ABD liderliğindeki Haçlı ordusunun emrinde ve hizmetindedir. ABD yanlısı bu ülkelere, halkları bu yüzden öfkeli ve kızgındır.

Türkiye’ye destek verdiği için Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, İngiltere’nin kirli ve ahlaksız oyunu ile “Pakistan FETÖ’sünün yargıdaki piyonları tarafından” görevinden alınmıştır.

Türkiye’nin güçlenmesini önlemek için, PKK, DEAŞ, FETÖ vb. örgütler kurularak, içeride karışıklıklar çıkartılarak yükselmesinin önü kesilmek istenmektedir.

ABD bu maksatla PYD-YPG’ ye 900 tırdan fazla silah vermiştir. Bu yardım ve silahlar, DEAŞ’ la savaşsın diye değil, Türkiye’ye karşı kullanması içindir.

Almanya, Türkiye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü tehdit eden ne kadar örgüt varsa; PKK, FETO, DHKP-C vb. ülkesinde barındırmaktadır. Kandil tetikçisi ve Die Welt muhabiri Deniz Yücel tutuklanınca, Merkel Türkiye’yi telaşla ziyaret edip, serbest bırakılmasını istemiştir.

Büyükada’daki gizli toplantıda; Alman Peter Steudtner ve İsveçli Ali Garavi ile 4 Türk tutklanmıştır. Aynı otelde, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden önce de 13 CIA ajanı kalmıştı. Bu CIA ajanlarından birisi, FETÖ imamı Bekir Boz ile devamlı irtibat hâlinde olan Papaz Andrew Craig Brunson dur. Bu papazın serbest bırakılmasını, Trump’ın üç kez istemesi anlamlıdır.

ABD’li milyarder Soros Vakfının paralı terörist, provokatörleri, Türkiye’yi karıştırmak için işbaşındadır. Soros ile kaos ayrılmaz bir bütündür. Almanya halkını Türkiye düşmanlığı için kışkırtmaktadır.

Soros’un Türkiye temsilcisi: “Kendiliğinden bir direnişin patlak vermesini bekleyemeyiz. Türkiye’deki hükümeti devirmek için sokakları acilen harekete geçirmeliyiz.” Açıklamasında bulunmuştur.

Tutuklanan yabancılar, suçlu ve gerilla uzmanıdır. Almanya’nın, bu gerçeği bile bile tutuklananların serbest bırakılmasını istemesi, Türkiye’yi sömürge ve küçük gördüğünün göstergesidir.

ABD, Almanya ve batının şımarık ukala bazı devletleri, geçmişte her istediklerine “evet” diyen bir Türkiye istemektedirler.  Oysa köprülerin altından çok sular geçmiştir. Artık Türkiye, kendi menfaatlerini ön planda tutan ve dış güçlere gerektiğinde “hayır” diyebilen güçte ve kararlılıktadır.

 

Türkiye, silkinerek kendine gelmiştir. Dünyanın her yerinde ve özellikle de Orta Doğu’da “ben de varım” deyince; ABD, Almanya, bazı batı ve Arap ülkelerinin uykuları kaçmıştır. Bu zalimlerin zulme, mazlumların gözyaşına ve sömürüye dayalı kirli oyunları bozulmuştur.

 

İçeride ve dışarıda, Türkiye’ye karşı gösterilen düşmanlıkların sebebi budur.

 

Sevgiyle kalın…