Etiket arşivi: Ekinci

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği Hepimizi İlgilendiren Konuya Dikkat Çekti

Reklamcı-yazar Ateş İlyas Başsoy, sosyal medya ve akıllı telefonların adeta bir casus olduğunu ileri sürerek, “Bunlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz.” dedi.

 

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği’nin (BUİGDER) konuğu olan Ateş İlyas Başsoy, internet ve sosyal medya konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

Nilüfer Belediyesi Karaman Dernekler Yerleşkesi’ndeki “İnterBulanık, İnfoBezite” başlıklı söyleşinin açış konuşmasını yapan BUİGDER Başkanı Canan Ekinci Yılmaz, gazeteciliğin değişen dünyada teknolojik olarak evrilen mesleklerinden biri olduğunu belirterek, internet gazeteciliğinin hızla konvansiyonel medyanın önüne geçtiğini ifade etti.

 

Canan Ekinci Yılmaz’ın ardından sözü alan Ateş İlyas Başsoy, günümzde hiçbir şeyin yeterince net olmadığını, şu aralar medyayı şişiren kirli bir veri akışı olduğunu dile getirdi.

Haber ve bilgi arasında önemli fark olduğuna dikkat çeken Başsoy, haberlerin bilgiden ziyade yalan ve çarpıtmaya dayalı olduğunu bunun da toplumda algı yarattığını söyledi.

Sosyal medyayı inşa edilerek bırakılmış boş bir apartmana benzeten Başsoy, “Herkes kendi odasını dekore ediyor, güzel olan odaya geliyorlar” diye konuştu. Sosyal medyanın bir algoritması olduğunu, buradaki paylaşım, beğeni ve yorumların sosyal medya kullanıcılarının profilleri için veri sunduğunu hatırlatan Başsoy, “Bizi bizden daha iyi tanıyorlar. Özel bilgilerimizin açık olarak paylaşılması sosyal medya üzerinden toplumsal algı oluşturanların işine yarıyor. Sosyal medya ve akıllı telefonlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz. Ona göre…” dedi.

 

Sosyal medya ve akıllı telefonların insani ilişkileri zayıflattığını, herkesin kendi dünyasında yaşadığını, evde yan yana oturan aile bireylerinin kafalarını telefondan kaldırıp birbirine bakmadığını söyleyen Başsoy, bunun bir bağımlılık halini aldığına dikkat çekti. Başsoy, “Sistem; aynı konuyu, bir videoyu herkesin görüşüne, profiline göre farklı farklı şekillerde sunuyor. Sosyal medya bizleri dev bir sahte organik bir tavuk çiftliği olarak görüyor.  Twitter’da darı ambarında gibisiniz. Hepimiz kodlanmış vaziyetteyiz. Bundan nasıl kurtuluruz bilmiyorum. Ben tüm bunlara interbulanık diyorum, infobezite diyorum. Çünkü müthiş bir algı bombardıman var. Hiçbir şey yeterince net değil. Sosyal medyada büyük bir veri kirliliği var.” diye konuştu.

 

Twitter’da müthiş troll orduları olduğunu ve algıların yönetilerek, manipüle edildiğini, belirten Başsoy, “Sahte hesaplar, sosyal medyaya güveni kaybettirdi. Algıların yönetildiği bir ortamda neye güveneceğiz. Her konuda sivriliyoruz, akıl almaz bir kumpas içindeyiz sosyal medyada. Eskiden herkes çalıştıkları ofiste bir köşede laflar, sohbet ederdi. Şimdi herkes sosyal medyada yankı odasından yankı bekliyor. Bu durum nereye kadar gidecek bilmiyorum.” dedi.

 

Sosyal medya bağımlılığından kurtulunması gerektiğini, kendisinin Twitter’da artık olmadığını, Facebook’tan da çıkacağını ifade eden Başsoy, şöyle devam etti:

 

“Ben Twitter’da kötü bir kullanıcıydım. Yazdığım bir şeye Türkiye’nin bir ucundan bir ergenin verdiği seviyesiz bir yanıtla moralim bozuluyor, bir köşeye çekilip ona ne yanıt yazacağımı düşünüyordum. Güzel bir güne uyanıyorum fakat uyandıktan sonra sosyal medyaya bir bakıyorum, sanki dünya yıkılmış, kâbus gibi şeyler altüst ediyordu psikolojimi. O yüzden bu bağımlılıktan kurtulun. Mesela günde bir paket sigara içmek yerine, bir iki keyif sigarası içmek gibi düşünün ve sosyal medyayı da böyle kullanın. Ya da hiç kullanmayın.

 

İnternet sürekli bir değişim içinde. Bir zamanlar ICQ, Messenger gibi mecralar vardı. Onlar zaman içinde yok oldu. Şimdi Facebook, Twitter gibi mecralar var. Zaman içinde bunların yerini de daha farklı platformlar alacaktır. Buradan kaçış yok. Ya dengeli kullanacağız ya da sosyal medya kullanımını bırakacağız.

 

Çocukların odalarında bilgisayar başında neler yaptığı konusunda ailelerin dikkatli olması gerektiğini ifade eden Başsoy, “Çocuklar bilgisayar kullanacağı zaman internetin çevrimdışı olması sağlanmalı. Çocuklar sizin kontrollerinizden bilgisayarlarındaki ‘geçmiş’i silerek kurtulabiliyorlar.” dedi.

 

Ülkeler arasındaki dijital savaşa da değinen Ateş İlyas Başsoy, Rusya’nın bu konuda önemli bir noktada olduğunu söyledi. Başsoy, “Rusya soğuk savaşı devam ettiriyor. Güçlü hackerlar’ı var. ABD’deki muhafazakârları ve liberalleri öfkelendirecek şeyler yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

 

Yaklaşık iki saat süren söyleşinin ardından BUİGDER Yönetim Kurulu adına Canan Ekinci Yılmaz, Ateş İlyas Başsoy’a plaket takdim etti.

 

BUİGDER olarak söyleşilere devam edeceklerini belirten Yılmaz, tüm katılımcılara teşekkür etti.

 

 

Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana…

canan yılmaz– Osmanlı mısın?
– Evet.
– Neresinden?
– Urumeli’nden. Biraz da Kafkas ellerinden. Sayılır mı?
– Elbette sayılır.
– Ama Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı bitti gitti, sen hala Osmanlı mısın?
– Geçmişim henüz iki kuşak ardımda iken Osmanlılığım su götürmez.
Lakin parçalanmış bir imparatorluktan bir Türk devleti yaratan (burasını bir kez daha okuyun isterim: parçalayan değil, yaratan) Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımı da sorgulamıyorum. Burada doğdum, burada büyüdüm, burada yaşadım ve burada yaşlanacağım.
Eskiye bir özlemim yok. 600 yıl boyunca yaşanmış ve bitmiş bir destanı diriltmek için emek harcamaktansa yeni bir destan yazmayı daha akıllıca bulurum.
Eskiden yeni olmaz malum.
Etrafta onca diri varken ölüyü diriltmek için mezar kazmaya gerek yok.
Geriye değil ileriye bakmayı yeğlerim…
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, böyle de kalacağım…
****
Nerden çıktı şimdi bu Osmanlı muhabbeti diyeceksiniz.
Ben de bu Osmanlı Ocakları muhabbeti nereden çıktı anlamadım da;
Şöyle bir kendimle konuşayım dedim o yüzden.
Fikrim nedir, gelmişim, geçmişim ve dahi geleceğim nedir? Yeniden eskiye dönmek ister miyim, yeniden Osmanlı döneminde yaşamak ister miyim? deyip sorguladım kendimi.

Osmanlı yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri birileri tarafından Osmanlı’yı yeniden diriltme ve bazı menfaatler karşılığı başına kumanda edilebilir birilerini geçirme isteği hep var malum.
Sürgüne gönderilen sultanlara bu yüzden pek çok vaat ile pek çok teklif götürüldüğü bilinir.
Onlar bu tekliflere sıcak bakmaz iken bizim yeni yetmeler neyin hevesine kapıldılar ve böyle bir ocağa balıklama daldılar anlamadım.

Bizans Ocakları’ndan mı özendiler yoksa? Yoksa Roma Ocakları’ndan mı? Belki de Moğol Ocakları’ndan…
Latife ettim. Elbette biliyorum ki yok böyle ocaklar.

Herkes geçmişine vakıf, lakin kimse geçmişini siyasi anlamda bugüne taşımıyor, işine bakıyor.

“Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana…” der bir atasözü.

Durup oturup ataları ile övünenenlere sormak gerekir:
“Peki ya sen ne yaptın? Sen ardında ne bıraktın?”
“Senin torunların seni nasıl anlatacak?”
“Benim atalarım atalarına öykünmekten başka bir icraatta bulunmamışlar ve öykünmekten çalışmaya zaman bulamadıklarından da yerlerinde saymışlar” diyecekler belki de.

Bunların yaşanacağını gören Atatürk:
“Cumhuriyeti bizler kurduk, yaşatacak olan sizlersiniz” demiş.
“Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” demiş.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” demiş.

Böyle ileri bir anlayışa sahip insanların yarattığı genç bir ülke nasıl oldu da gerinin de gerisine gitmeye meyletti bunu iyi bir sorgulamak lazım.
Ne olduğunu anlamadığımız oluşumlara kapağı atanların aslında bir kimlik arayışına mı düştüklerini irdelemek lazım.
Amaçları nedir, meseleleri nedir, adlarını aldıkları Osmanlı hakkında bilgileri nedir öğrenmek lazım.

Osmanlılığın hakkaniyetini içlerine sindirmiş kişiler zaten herhangi bir isme hacet duymadan bu zeminin üzerine inşaa etmişlerdir yeni kimliklerini.
Osmanlılıktan anladıkları sadece “Saray” ve “Saray hayatı” olup Osmanlılığı bilmeyenler ise paye peşindeler yanmayan ocaklarda…

 

Yazar: CANAN  EKİNCİ  YILMAZ

Kaynak: www.gazetemen.com

SERHAT İLLERİ KADİR GECESİNİ BEKLİYOR

serhat illeri iftar Kocaeli’nin sivil toplum kuruluşları arasında adını yaptıkları hayırlı işler ile sıkça söz ettirmeye başlayan , Kars , Ardahan ve Iğdırlı iş adamları , Kocaeli Türk Ocağı Başkanı Yücel Alpay Demir ve Kocaeli Kantinciler dernek başkanı Alican Yazgan , KOTO yöneticisi Fatih Ekinci ve birçok STK başkanlarının bir araya gelerek oluşturduğu serhat illeri platformu kadir gecesini bekliyor.

Kadir gecesinde körfez yeni yalı merkez caminde düzenlenecek mevlit programına katılacaklarını belirten platformun başkanı Alper Alyılmaz katılan herkese sütlaç ikram edeceğiz , kadir gecesinde edecekleri dualara talip olacağız , inşallah içinde bulunduğumuz bu mübarek ramazan ayı ve kadir gecesi hürmetine yüce mevlam Türk ve İslam coğrafyasında yaşayan tüm mazlumların huzura kavuşmalarını nasip eder diyerek , herkesi düzenlenecek mevlit programına davet etti.

Bayramda inşallah iftar davetimizi kabul ederek bizleri onurlandıran Kocaeli huzur evinde ikamet eden büyüklerimiz ile kassel çocuk köyünde ikamet eden çocuklarımıza iadeyi ziyaret yaparak Serhat İlleri Platformu olarak bayramlarını kutlayacağız .

Başkan Şen KOMATDER İftarında Müjdeyi verdi

matbaacıla iftarKocaeli  Matbaacılar Derneği (KOMATDER) ‘nin Geleneksel İftar yemeği Seka Park Otel’de yapıldı.İftara Kocaeli Esnaf ve Sanatkarları Odası Başkanı Kadir Durmuş,Fotoğraf,Matbaa,Kırtasiye,Reklamcılar Odası Başkanı İbrahim Şahin,Kocaeli Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi Yusuf Koçak,KOTO 15.Komite Başkanı Fatih Ekinci,Gebze Matbaacılar Derneği Başkanı Ozan Kurtuluş İlyasoğlu ve Başkan Yardımcısı Devrim Serkan Kaya ile Kocaeli genelinde çok sayıda Matbaa sektöründe faaliyet gösteren firma sahipleri ve çalışanlar katılım gösterdiler.

İftarda KOMATDER Başkanı Mehmet Akif Şen,İstanbul da 3 tane Ankara’da 2 tane ,İzmir,Kayseri,Konya,Urfa,Trabzon’ da Matbaa ve Matbaa tedarikçilerinin bir arada bulunduğu  Sanayi sitelerinin bulunduğunu belirterek hedeflerinin Matbaacılık Sitesi yapımı olduğunu söyledi.matbaacıla iftar.jpg1

Kocaeli’de Serhat İlleri Birliği Harekete Geçti

SERHATKoceli’de ki sosyal boşluğu doldurmak amacıyla faaliyetlerine başlayan Serhat İlleri Birliği, ihtiyaç sahibi insanlara yardım ederek hayır dualarını alacak Kocaeli’de Serhat İlleri Birliği olarak faaliyete geçtiklerini , Türk Ocakları Kocaeli Şube binasında düzenledikleri basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdular. Kars, Ardahan ve Iğdır illerini kapsayan Serhat İlleri Birliği, ilimizde de ihtiyaç sahibi insanlara yardım ederek şehrimizin ihtiyaç duyduğu sosyal boşluğu doldurmayı hedefliyor. Oluşum ayrıca, Ramazan ayının ilk haftasında siyasilere kapalı , protokolü sadece çocuk esirgeme kurumundan ve kimsesiz yaşlılar ve ihtiyaç sahibi öğrencilerden oluşacak 300 kişilik bir grup için iftar programı düzenleyecek. STK başkanları, akademisyen, doktor , işçi memur ve esnaf gibi toplumun pek çok kesiminden Kars , Ardahan ve Iğdır kökenli vatandaşın destek verdiği siyaset ve dernek üstü birliğe aslen kendiside Karslı olan Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Yücel Alpay Demir ev sahipliği yaptı , oluşumun sorumlusu Alper Alyılmaz, Yard. Doç. Dr. Tekin Yelten, birliğin Genel Sekreteri Zafer Kurt, KOTO Meclis Üyesi Fatih Ekinci, Av. Sinan Barış Kaya, Kocaeli Kantinciler Derneği Başkanı Alican Kazgan, Negra Cafe İşletmecisi Murat Gündüzalp, Murat Kavuret ve oluşumun mensuplarından Taner Çetinkaya, Adem Yakupoğlu, Yahya Kemal Yakupoğlu , Mustafa Uzan ile birlikte ilimizde toplam 26 kişi destek veriyor. Oluşumun sorumlusu ve yürütücüsü Alper Alyılmaz, Bu şehirde 30 yılı tamamladıklarını belirterek, “Artık yaşadığımız şehre katkı sırası bize geldi. Bundan önce her hemşehrimiz şehrimize münferit katkılar çok yaptılar Allah onlardan razı olsun ama bunu gerektiği bibi yansıtamadık bundan sonra amacımız tüm hayırlı işlerimizi birlikte ve daha güçlü bir şekilde yapmak diyerek bundan sonra her hayırlı işte Serhat İlleri Birliği’nin imzasını göreceksiniz , yoksul çocukları sünnet ettireceğiz , darda kalana kol kanat gereceğiz kısaca bu şehirde kazandıklarımızı bu şehrin kazanımları olsun diye hayırlı işlerde sarf edeceğiz ” diye konuştu. Oluşumun Sekreteryasını yürüten Zafer Kurt ise, sesimizi duyurabildiğimiz tüm hemşehrilerimizi birlikte hayırlı işler yapabilmek için yanımıza davet ediyoruz ifadelerini kullandı.

İLKÇEV’de Yeni Başkan Belli Oldu

 

9 Yıldan beri Gebzede,  Özellikle İlmi , Kültürel ve Çevre konularında faaliyet gösteren, son zamanlarda çocuklar ve gençlere yönelik İzcilik faaliyetleriyle ön plana çıkan,  İLKÇEV,  28.03.2015 Salı  günü  yaptığı  Genel Kurul  sonunda Dr. İlhan KADIOĞLU yeni Başkan olarak göreve başladı Eski başkan Cebrail Kuru’dan görevi devraldıktan sonra eski Yönetime Teşekkür  ederek konuşmasına  başlayan Kadıoğlu,  İLKÇEV ‘in  Gebze bölgesinde kültürel  ve sosyal alanda çok önemli hizmetler yaptığını, bundan sonrada bu faaliyetlerin artarak devam edeceğini, Gençlerin, Üniversite öğrencilerinin, entellektüel birikimi olan insanların bir araya gelip bilgi birikimlerinin  paylaşıldığı, izcilik başta olmak üzere sportif ve kültürel faaliyetlerle çocuklar ve gençler için faydalı ve güzel ortamlar oluşturmak istediklerini belirtti.  Gebze bölgesinde bu alanda büyük boşluklar olduğunu,  bu boşluğu doldurmak için daha çok gayret  sarfedeceklerini, faaliyetlerinin basın ve diğer iletişim yollarıyla  duyurularak bütün Gebzelileri İLKÇEV’in yapacağı programlara  ve  faaliyetlere  davet ettiğini belirterek  sözlerini  tamamladı.ilkçev

Yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: Dr.İlhan KADIOĞLU (Başkan) Tuncay Başoğlu, Dincer Ekinci, Mustafa Çelikbilek,Orhan Yavuzyiğit ve Safa Tonyalı