Etiket arşivi: Eğitime

Nilüfer Belediyesi’nden eğitime tam destek

 

 

Nilüfer Belediye Meclisi Eğitim Komisyonu Üyeleri kentteki  okulları ziyaret ederek eksikleri yerinde görüyor. Komisyon son olarak Gölyazı Ünallar İlk ve Ortaokulu’na giderek ihtiyaçları yerinde gördü.eğitime tam destek

Eğitime verdiği destek ve yatırımlarla Türkiye’de örnek belediye olan Nilüfer Belediyesi, okullara yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. eğitime tam destek.jpgC
Nilüfer Belediye Meclisi Eğitim Komisyonu Üyeleri Aysel Okumuş ve Kemal İvgen son olarak Gölyazı Ünallar İlk ve Ortaokulu’nu ziyaret ederek talepleri dinledi. Okul Müdürü Mehmet Pektaş ile görüşen Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri Aysel Okumuş ve Kemal İvgen, okulu gezdi. Nilüfer Belediyesi tarafından okullara destek olmak amacıyla sürdürülen yardımcı personel uygulamasını  da yerinde inceleyen Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri , talepleri de dinledi. eğitime tam destek.jpgB
Eğitime yapılan yatırımları Nilüfer Belediyesi olarak önemsediklerini vurgulayan Nilüfer Belediye Meclisi  Üyesi Aysel Okumuş, “Eğitim bizim önceliklerimizdendir. Biz eğitim için okullarımıza her türlü destek veriyoruz. Okullara destek olmak amacıyla Nilüfer Belediyesi olarak istihdam ettiğimiz yardımcı personel ile hem onlara  iş olanağı sunduk, hem de okullarımızın daha temiz kalmasını sağladık. Böylece çocuklarımızı daha çok gülümsetiyoruz. Okulları gezerken uygulamadan herkesin memnun olduğunu görüyoruz. Kurum olarak eğitim için önemli bir bütçe ayırıyoruz ve bunu sürdüreceğiz” dedi.eğitime tam destek.jpgA

İNSAN EĞİTİME MUHTAÇTIR

 

SEYFETTİN KARAMIZRAKİnsan, varlıklar arasında eğitime ve öğretime en çok muhtaç olanıdır.

Hayvanlar, içgüdüleriyle doğduklarından, bu özellikleri nedeniyle, hemen çevreye uyum sağlarlar, eğitime ihtiyaçları yoktur.

Bir kuş yavrusu doğduktan kısa süre sonra gezip uçabilmekte, yaşamı boyunca bakıma muhtaç olmadan, hayatını sürdürebilmektedir.

Fakat yeni doğan çocuk, aciz, bakıma ve korunmaya muhtaçtır. Kendi başına hayata tutunması, çevreye intibak etmesi imkânsızdır. Hayat boyu bakıma, yardıma ve eğitilmeye muhtaçtır. Aynı zamanda, şaşılacak kadar da öğrenme yeteneğine sahiptir.

İnsanın bu muhtaçlığı ve eğitilmeye temayüllü olması, bilgi, beceri ve tutumlarla donanmasını zorunlu kılmaktadır.

Modern çağın gerektirdiği bilimsel yaklaşımlar, eğitime yeni boyut ve sorumluluklar yüklemiştir. “Daha çok demokrasi” gerekçesi ile “otoriter” yönetimlerden kaçış, eğitime  “temel hak ve özgürlükler” kavramını taşımıştır.

Otoriter eğitimin yerini, sevgi,  saygı, hoşgörü, özdenetim, katılımcılık, ekip ruhu gibi kavramlar almıştır. Günümüzün çağdaş eğitim anlayışı da budur.

Bu eksende eğitim; “bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla, kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir.

Eğitim, “bireyleri bir yandan topluma rahat ve mutlu şekilde uyacak davranışlar kazandırmaya, bir yandan da yarınların toplumuna hazır esneklikte düşünme gücü ve becerisine sahip davranışlar kazandırmaya yarayan planlı ve kasıtlı öğretim faaliyetlerinin tümünü içeren bir süreçtir”.

Bireyin, insan onuruna yakışır davranışlar kazanması, kendisini değerli, güçlü ve sevilen biri olarak görmesi, bilgi ve sevgi ortamlarda mümkündür.

Bunu sağlayacak ilk ve en önemli eğitim ortamı aile, sonra da eğitim kurumlarıdır. Mutlu ve olumlu ortamlarda yetişen bireylerin daha başarılı ve sağlıklı oldukları bir gerçektir. Öğrenmeyi sağlayan insan beyni, olumlu duyguların etkisinde daha iyi çalışmakta, öğrenilenler kalıcı olmaktadır.

Bu anlamda eğitimci Fatma Varış; “Eğitim; bireyin tüm yaşamı boyunca süren ve okul dışında ve içinde yaşam boyu edindiği deneyimlerin bütünüdür.” Demektedir.

 

Çağımızın ihtiyaçları, “ezber bilgi” nin yersizliğine vurgu yapmaktadır. “Öğrenmeyi öğrenmek” le bilgiye erişim yollarını kazanan birey, sorunlarını daha kolay ve akılcı çözebilmektedir.

Gereksiz bir yığın bilgi yerine, beyni çalıştıracak kadar yeterli bilgi ve eleştirel düşünme becerisi önemsenmektedir. Bilgiyi sevmeyi, paylaşmayı ve bilgiye ulaşma yollarını öğretebilirsek, bireyin kendi kendine öğrenebileceğini unutmamalıyız.

Eski eğitim anlayışındaki ön kabullere göre; “insan doğuştan kötüydü. Kaytarma, istismar etme, zarar verme eğilimi güçlüydü. Bireyleri sıkı denetlemek, hatalarını cezalandırmak, haşin davranmak gerekiyordu.” Evde ve okulda, aşırı baskıcı ve sert tutum bu yanlış anlayışın ürünüydü.

Çalışanlara değer verildiğinde, güvenildiğinde ve temel hakları gözetildiğinde; güdülendikleri,  mutlu oldukları, iş veriminin yükseldiği bir gerçektir.

Çağdaş eğitim, “çocukların benlik algılarını sağlıklı kılmayı ve kendileriyle barışık olmalarını, zihinsel, bedensel, sosyal ve duygusal yönden bir bütün olarak gelişmelerini hedefleyen “eğitimde bütünlük” ilkesini benimsemektedir.

Çocukların doğuştan getirdikleri “saflık”, “temizlik” duyguları korunmaya çalışılmakta, cezanın yerine, uygun geribildirimler ve sonuçlarına katlanma iradesi önemsenmektedir.

Eğitimin en üst amacı, bireyin “kendini gerçekleştirmesi” dir. Böyle olan birey, yeteneklerini ve gizilgüçlerini, içinde yaşadığı ortama göre sonuna kadar kullanabilen kimsedir.

Yanlış ana-baba ve öğretmen tutumları, çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve ruh sağlığını tehdit etmektedir.

Yeni eğitim yaklaşımları, çocukların öğrenmekten ve okula gitmekten nefret etmelerine yol açan klasik okulun yanlışlarını düzeltmek üzere harekete geçmiştir.

Dünyaya biyolojik anlamda insan olarak gelmekle insan olunmuyor. Bebeklerin, anne karnında teşekkül etmesinden itibaren beden ve ruh sağlığının korunması,  sağlıklı aile ortamında yetiştirilmesi, gelişiminin bütün alanlarında, kapasitesi ölçüsünde ve doğrultusunda çağdaş eğitimden yararlanması, başarılı ve mutlu olması için elzemdir.

Böyle olduğu takdirde; saldırgan eğilimlerden, olumsuz duygu düşünce ve davranışlardan kurtularak “insanlaşması” mümkündür.

Çocuklarımızın sevgi ortamlarında, bilimsel bilgi ile donanmaları, kendilerini gerçekleştirmenin anahtarı, insanlaşmalarının ön koşuludur.

Bunu sağlayacak yetişkinlerin de, bu anlayışta kendilerini yenilemeleri ve yetiştirmeleri bir zorunluluktur.

“ Bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır.”  Lao-Tzu

“Sadece bir iyi vardır, bilgi; ve sadece bir kötü vardır, cehalet.”
Sokrates

 

Sevgiyle kalın…