Etiket arşivi: Duygu

Dizi izlerken ne yediğinize dikkat edin!

 

Duygusal problemler, yeme bağımlılığını tetikliyor

Beyinde oluşan kimyasal etki ile meydana gelen bağımlılıkların nedenleri, yalnızca alkol ve madde ile sınırlı değil. Gıdaların da beyinde benzer bir bağımlılığa yol açtığını vurgulayan uzmanlar; şeker, tuz, un ve yağ içeren ürünlerin bağımlılık yapan gıdaların başında olduğuna dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezinden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, yeme bağımlılığı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Bağımlılık yapan faktörler; alkol ve madde ile sınırlı değil!

Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, “Nasıl ki alkol ya da maddenin oluşturduğu kimyasal etki beyinde bir bağımlılık oluşturuyorsa, özgül bazı gıdaların da beyinde benzer bir bağımlılığı oluşturabildiği düşünülmektedir” diyerek,

“Bağımlılık yapan gıdalar sıklıkla şeker, tuz, un ve yağ içeriği yüksek gıdalardır. Cips, kurabiye, pasta, dondurma, çikolata gibi gıdalar en sık görülen örneklerdir” diye konuştu.

Tokluk halinde bile, yeme isteği devam ediyor

“Bu gıdaların tüketimi, beyinde haz alımından sorumlu olan ‘ödül merkezi’ ni uyararak keyif duygusu yaşanmasını sağlar” diyen Yertutanol, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yeme bağımlılığı olan kişiler tok olsalar bile belirli gıdalara karşı bir açlık (aşerme) hissederler, yedikten sonra suçluluk duyarlar ve bu gıdaları yemeyi bırakma çabaları sıklıkla başarısızlıkla sonuçlanır. Kişiler kısa süre sonra tekrar keyif alma isteği ile bu tür gıdaları tüketmekte normal sınırları aşarlar, bu davranışı kontrol etmekte zorlanırlar, kendileri için olumsuz sonuçlar doğuracağını bildikleri halde bu gıdaları aşırı tüketme davranışlarını durduramazlar. Kişiler zamanlarının çoğunda bu gıdaları arama, bulma, tüketme gibi davranışları gösterirler.

TV karşısında tüketilenler, bağımlılığa yol açabilir!

Yeme bağımlılığının başlaması duygusal problemlerin varlığı ile tetiklenebilir. Lezzetli gıdaların keyif verici etkisi duygusal sorunların verdiği rahatsızlıkla baş etmede kullanılır. Bazense kişilerin, kilo verme amacıyla yapılan oldukça kısıtlayıcı diyetler sonrasında gıdalarla olan ilişkisi bozulabilir. Televizyon karşısında farkında olmadan bu tür gıdaların tüketilmesi de bağımlılığın gelişmesini başlatıcı bir etken olabilir.

Yeme bağımlılığı, tedavi edilebilir mi?

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, yeme bağımlılığının tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Tedavide amaç; yeme ataklarının sıklığını azaltmak, kilo kaybı sağlamak ve ilişkili psikolojik sorunların çözülmesini hedeflemektir. Sıklıkla kullanılan yöntemler bilişsel davranışçı terapiler, beslenme danışmanlığı, duruma göre atidepresan ve/veya antikonvülzan ilaçları içeren farmakoterapilerdir. Bilişsel davranışçı terapilerde kişilerin bu bozukluğu tanımaları için psikoeğitim verilir. Sonrasında işlevsel olmayan düşüncelerin fark edilmesi ve değiştirilmesi amaçlanır. Ayrıca davranışsal müdahalelerde bulunulur. İlaç tedavileri ise eşlik eden psikiyatrik hastalığa göre ve muayenede anlaşılan belirtilerin yoğunluğuna göre hekim tarafından planlanır. Beslenme danışmanlığı ile ise kişinin sağlıklı beslenme davranışlarını edinmesi sağlanır.”

Yanlış Anlama 22 Haziran’da Vizyona Giriyor

Yanlış anlaşmalar üzerine kurulu komik bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyan 2017’nin en iddialı komedi filmi Yanlış Anlama’nın vizyon tarihi belli oldu. Türkiye ve Azerbeycan’ın ünlü oyuncularını bir araya getiren ve eğlenceli karakterleriyle  dikkat çeken film 22 HAZİRAN’DA seyirciyle buluşacak. 

Oyuncu kadrosunda Şevket Çoruh ile birlikte İlker Ayrık, Hakan Bilgin, Bahadır Efe, Duygu Karaca, Pelin Sönmez gibi isimler de bulunuyor. Azerbaycan’nın çok ünlü isimleri de kadroya eşlik ediyor. Pervin Abiyeva, Islam Mehreliyev ve Ferda Amin gibi ünlüler filmde rol alan isimler arasında yer alıyor. 

 

Levent Cengizhan’ın yapımcılığında DADA Yapım imzalı filmin yönetmenliğini Ulaş Cihan Şimşek üstlenirken, senaryosunu Ayberk Çınar kaleme alıyor. 

 

Türkiye  ve Azerbaycan arasındaki sıcak ilişkilerin komik bir hikayesiyle perdeye taşınan film 27 EKİM’DE vizyona giriyor. Film, Türkiye sinemalarıyla aynı zamanda  Azerbaycan sinemalarında da gösterime girecek.

 

KİMSE YANLIŞ ANLAMASIN AMA YILIN KOMEDİSİ 22 HAZİRAN’DA VİZYONDA! 

 

Bu eğlenceli komedi filmi Türkiye ve Azerbaycan’da bulunan iki ailenin komik macerasını anlatıyor. Türkiye’den Azerbaycan’dan iki ailenin beraber geçirdikleri 10 günü anlatan filmde iki dilin hem yakınlığı hem farklılığı sonucu oluşan yanlış anlamaların getirdiği maceraları izleyeceğiz. Herkesin bildiği gibi, inen uçağa; uçak düşüyor diyen Azeriler’in hiç birimizin bilmediği daha nice kelime farklılıklarından meydana gelen komikler anlatılıyor.

 

Kahvemin Buharı

Kahvemin Buharı

Denge diye bir takıntım var, beynimde sürekli tekrarlıyorum bu kelimeyi. Belki de kendimi ıslah etmeye çalışıyorum zaman zaman, yükselen cadı huylarımı törpülerken. Tüm hayatım dengeyi aramakla, aradığımı bulmak sanmakla, buldum sandığımı zıvanaya oturtmakla geçiyor, ümitsizce… Tam buldum diye huzura ererken yeni bir duygu fırtınası, kasırga, yine alt üst olan yaşamlar.

Çalışma masamda bile dengeyi arıyorum, dağınık olsa da her şeyin birbirine mesafesi benim belirlediğim gibi ruhumu sıkmayan ölçüde olmalı.  Biyolojik sınırım ve haddini bilme kuralı hayatımın bu noktasında da geçerli. Kalemlerim ve not defterimi elime attığım noktada bulacağım, kahvemin buharı asla ekrana doğru esmeyecek ve hatta kuzey-batı koordinatlarına çevrilmiş olacak gibi psikopatça bir denge arayışı. Evimde özel benim diyebileceğim bir koltuğum yoktur, her yer benimdir, oturduğum yer yeryüzü koltuğumdur misali. İnanılmaz bir ait olma güdüsü. Ama nereye oturursam oturayım aynı konforu aramak gibi bir çelişkim de var. Kendimi yerleştirip huzuru bulana kadar sıkılıp kalkıyorum zaten. Sürekli bir rahatsızlık durumu ve değişme isteği. Bu da bir nevi dengesizlik aslında. Bütün hayatımız bu arayış, bu çabayla yitip gidiyor. İnsanoğlunun anlaşılamayan tutumu…

Dengeyi bulma çabamızda duygu ve mantık istisnasız savaş halinde. Ama bunun yanında duygularımız da kendi arasında mücadele ediyor. Herhangi bir şeye kahkahalarla gülerken beş dakika sonra başka bir şey için hüngür hüngür ağlayabiliyoruz. Hatta aynı şeye bile… Duygularımız sürekli oradan oraya sürükleniyor bütün gün. Gece yatağa girdiğimizdeki karakter ile sabah uyandığımızdaki karakterin aynı kişi olacağının bile garantisi yok. Bu yüzden insanı sabit varlık olarak ele almak büyük hata olur. İnsan, duygusal basıncı sürekli değişen, dengesiz süreçler bütünüdür. Bu yüzden her insan bir çeşit küçük evrendir ve kendi merkezinde salınır. Evrenin işleyişindeki disiplin insanlarda da mevcuttur. Evrende rastgele bir düzensizlik vardır, insanda da. Evrende çoğalan bir kargaşa vardır, hayatın her kademesinde de insanda da sürekli bir keşmekeş var. Evrende madde kararsız ve değişkendir. Misal su; yağmur olur toprağa düşer, gün gelir buhar olur tekrar gökyüzüne çıkar ve bulut halini alır. Değişir değişir değişir… İnsanın kararsızlığı efsanedir. Bütün hayatımız kararsızlıklar içinde yol almaya gayretlidir. Tam bir karar vermişken hemen yeni bir kararsızlık ortaya çıkar. Sonra tekrar ve tekrar… Duygu ve davranışlarımıza yansıyan karmaşa, hayatımızdaki o muhteşem dengesizliğin asıl kaynağıdır. Bizim DENGELİ diye adlandırdığımız kişiler duygularını ve mantığını yönetebilen kişilerdir. Burada da konu yine beyin loblarına gelir dokunur. Beynin sol tarafı matematiksel ve analitik işlerle uğraşırken sağ taraf daha çok yaratıcılık, tasarım, hayal etme gibi artistik işlerle ilgileniyor. Aslında mantık ve duygular arasındaki savaş bir nevi kalp ve beyin arasındaki savaştır. Galip tarafa göre kesin kararımızı alırız.

Dengede dediğimiz insan her iki tarafa da eşit derecede yakın olmalı ve bu durumdan faydalanabilmelidir. Süregelen mantık ve duyguları arasında bir denge olmalıdır. Fakat günümüzde daha çok mantığımızla hareket etmeye doğru toplumsal bir baskı hissediyoruz. Bu yüzden bugün duygularımız hiç olmadığı kadar acı çekiyor. Kendimizi bir türlü ifade edemiyoruz gibi hissediyoruz. Ya da ifade etsek dahi karşımızdaki kişi mantıksal bir umursamazlıkla değersizleştiriyor duygusal akımlarımızı. Duygularımızı bu kadar geri plana atmışken özümüzde var olması gereken duyguların eksikliği çoğalıyor ve duygusal keşmekeş büyüyor, mantıksal dünyamızda. Mantıksal başarı yakalanmışken duygusal boşluklar muazzam artıyor. Her şeye rağmen içeriden bir ses ısrarla bir yerlerde yanlış yaptım, hala eksik hissediyorum ama nerede? diye sorarken, o boşluğun materyal dünyaya değil, ruhsal dünyaya ait olduğunu bir türlü kestiremez. Bu döngü katlana katlana devam eder ve büyür.

Bu olgunlaşma yolculuğumuzda tüm bu dengesizlik içinde dengeyi ararken de aslında o büyük dengenin bir parçası olmaya devam ettiğimizi görürüz. Evreni açıklayan entropi (sistemdeki rastgelelik ) ve kaos (karmaşa) teorisi dengesizlik üzerine kurulu ve böylece evrende muazzam bir denge oluşuyor. Bu tanımdaki karşıtlık bile aslında kendi içinde bir denge halinde. Küçük kainat olan insan da kendi küçük dengeyi bulma çabalarıyla bu dengesizliğe ve kaosa hizmet etmekten başka ne yapıyor ki? O yüzden dengesizim diye üzülmeyin, rahat olun. Dengesizliğin kendisi de dengenin bir parçası bu karmaşık evrende.

Hassas terazili günler,
Dilek ALP

 

YANLIŞ ANLAMA’NIN OYUNCULARINDAN İSLAM MEHRELİYEV’İN EĞLENCELİ KLİBİ SOSYAL MEDYAYI SALLADI!

Yanlış anlaşmalar üzerine kurulu komik bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyan 2017’nin en iddialı komedi filmi Yanlış Anlama eğlencesi ve enerjisi yüksek bir film olarak  dikkat çekiyor. Tüm oyuncuların ayrı ayrı kazandırdığı dinamizm sosyal medyaya da yansıyor. Bu kez de filmin oyuncularından İslam Mehreliyev’in Yandı isimli şarkısı sosyal medyayı sallıyor. Klipte filmden sahneler ve Azeri oyuncunun İstanbul’dan görüntüleri yer alıyor. 2017’nin en çok beklenen filmleri arasında ikinci sırada olan Yanlış Anlama 10 Kasım’da vizyona giriyor.

 

Oyuncu kadrosunda Şevket Çoruh ile birlikte İlker Ayrık, Hakan Bilgin, Bahadır Efe, Duygu Karaca, Pelin Sönmez gibi isimler de bulunuyor. Azerbaycan’nın çok ünlü isimleri de kadroya eşlik ediyor. Pervin Abiyeva, Islam Mehreliyev ve Ferda Amin gibi ünlüler filmde rol alan isimler arasında yer alıyor.

 

Levent Cengizhan’ın yapımcılığında DADA Yapım imzalı filmin yönetmenliğini Ulaş Cihan Şimşek üstlenirken, senaryosunu Ayberk Çınar kaleme alıyor.

 

Türkiye  ve Azerbaycan arasındaki sıcak ilişkilerin komik bir hikayesiyle perdeye taşınan film 10 KASIM’DA vizyona giriyor. Film, Türkiye sinemalarıyla aynı zamanda  Azerbaycan sinemalarında da gösterime girecek.

 

KİMSE YANLIŞ ANLAMASIN AMA YILIN KOMEDİSİ 10 KASIM’DA VİZYONDA!

 

Bu eğlenceli komedi filmi Türkiye ve Azerbaycan’da bulunan iki ailenin komik macerasını anlatıyor. Türkiye’den Azerbaycan’dan iki ailenin beraber geçirdikleri 10 günü anlatan filmde iki dilin hem yakınlığı hem farklılığı sonucu oluşan yanlış anlamaların getirdiği maceraları izleyeceğiz. Herkesin bildiği gibi, inen uçağa; uçak düşüyor diyen Azeriler’in hiç birimizin bilmediği daha nice kelime farklılıklarından meydana gelen komikler anlatılıyor.

 

 

 

 

https://www.youtube.com/watch?v=rwAze3MemCQ

MERAKLA BEKLENEN KOMEDİ FİLMİ 10 KASIM’DA VİZYONA GİRİYOR!

 

Türkiye ve Azerbaycan kültürünün hem yakınlığı hem de farklılığı sonucu yaşanan yanlış anlaşılmaların beyaz perdeye taşındığı filminin, 27 Ekim’de vizyona gireceği açıklanmıştı. Salonlardan gelen talep üzerine yeni vizyon tarihi 10 Kasım olarak açıklandı.unnamed (1)

Türkçenin ve Azericenin daha önce fıkralara konu olan yanlış anlaşılmalarının kaleme alındığı film, Türkiye ile aynı gün Azerbaycan’da da vizyona girecek.unnamed (2)

Merakla beklenen komedi filminin yönetmen koltuğunda Ulaş Cihan Şimşek oturuyor. Senaryosunu Ayberk Çınar’ın kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda ise; Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Hakan Bilgin, Bahadır Efe, Duygu Karaca, Pelin Sönmez, Pervin Abiyeva, Islam Mehreliyev ve Ferda Amin yer alıyor.

 

YILIN BEKLENEN KOMEDİ FİLMİ YANLIŞ ANLAMA 27 EKİM’DE VİZYONA GİRİYOR

Yanlış anlaşmalar üzerine kurulu komik bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyan 2017’nin en iddialı komedi filmi Yanlış Anlama’nın vizyon tarihi belli oldu. Türkiye ve Azerbeycan’ın ünlü oyuncularını bir araya getiren ve eğlenceli karakterleriyle  dikkat çeken film 27 EKİM’DE seyirciyle buluşacak.unnamed (1) 

Oyuncu kadrosunda Şevket Çoruh ile birlikte İlker Ayrık, Hakan Bilgin, Bahadır Efe, Duygu Karaca, Pelin Sönmez gibi isimler de bulunuyor. Azerbaycan’nın çok ünlü isimleri de kadroya eşlik ediyor. Pervin Abiyeva, Islam Mehreliyev ve Ferda Amin gibi ünlüler filmde rol alan isimler arasında yer alıyor. 

Levent Cengizhan’ın yapımcılığında DADA Yapım imzalı filmin yönetmenliğini Ulaş Cihan Şimşek üstlenirken, senaryosunu Ayberk Çınar kaleme alıyor.unnamed (2) 

Türkiye  ve Azerbaycan arasındaki sıcak ilişkilerin komik bir hikayesiyle perdeye taşınan film 27 EKİM’DE vizyona giriyor. Film, Türkiye sinemalarıyla aynı zamanda  Azerbaycan sinemalarında da gösterime girecek.

KİMSE YANLIŞ ANLAMASIN AMA YILIN KOMEDİSİ 27 EKİM’DE VİZYONDA! 

Bu eğlenceli komedi filmi Türkiye ve Azerbaycan’da bulunan iki ailenin komik macerasını anlatıyor. Türkiye’den Azerbaycan’dan iki ailenin beraber geçirdikleri 10 günü anlatan filmde iki dilin hem yakınlığı hem farklılığı sonucu oluşan yanlış anlamaların getirdiği maceraları izleyeceğiz. Herkesin bildiği gibi, inen uçağa; uçak düşüyor diyen Azeriler’in hiç birimizin bilmediği daha nice kelime farklılıklarından meydana gelen komikler anlatılıyor.unnamed

Kaptan Duygu Düzceler yuvada kaldı

 

 

Transfer çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyespor Kadın Voleybol Takımı, kaptan Duygu Düzceler ile sözleşme yeniledi.kaptan yuva

 

Geçtiğimiz günlerde yaptığı transferlerle teknik kadroyu şekillendiren Nilüfer Belediyespor Kadın Voleybol Takımı, bu kez oyuncu transferine yöneldi. Yeni sezon öncesi güçlü bir ekip oluşturmak için çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyespor, geçen sezon takım kaptanlığı görevini de üstlenen pasör Duygu Düzceler ile sözleşme yeniledi. Nilüfer Belediyesi Üçevler Spor Tesisleri’nde düzenlenen imza töreninde konuşan Nilüfer Belediyespor Başkanı Muhammet Aydın, “Duygu kaptanımız geçtiğimiz sezon iyi bir performans gösterdi ve ligde kalma yolunda takıma, hem sporcu olarak hem de kaptan olarak büyük katkı sağladı. Ayrıca profesyonellik anlayışıyla da gençlerimize örnek oldu. Her iki tarafın karşılıklı memnuiyeti ile sözleşmemizi uzattık. Kadromuza yeni isimler kazandıracağız” dedi.kaptan yuva.jpg1

 

TAİDER 4. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi, 21-22 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşti

“Aile Şirketlerinde Yenilikçi Olma, Zorlukları Aşma, İlham Verme” temasıyla TAİDER 4. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi, 21-22 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşti4-ulusal

“Vasatlığın ötesine çok çalışmayla geçebiliriz”

Zirvenin açılış konuşmasında TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Sumer Tömek Bayındır şöyle dedi: “Vasatlığın ötesine çok çalışmayla geçebiliriz. Kendimizden fazla şey beklemek yerine, işe koyulmalıyız. Bu düşünce kanımca biz aile işletmeleri için çok önemli. Gelişen dünya ekonomisi aile işletmelerine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyar hale gelmiştir. Her şeyin bir yeniden düzenleme olduğunu idrak ettiğimizde, bu daha da anlamlanıyor. Bu sebeplerledir ki aile işletmeleri olarak sürdürülebilir bir gelecek inşa etme yolunda yeniliklere açık olmayı, birbirimizin deneyimlerinden yola çıkarak, birbirimizle paylaşarak ve birbirimize destek olarak zorlukları aşmayı, bizden sonraki kuşaklarında aynı hassasiyet, bilinç ve kültürle yola devam edebilmeleri için onlara ilham vermeyi son derece önemsiyoruz.”

“Aile şirketleri için proje bazlı teşvik sürecine başlıyoruz”

Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı Başdanışmanı Adnan Yıldırım’ın da olduğu açılışta Sayın Yıldırım “Kuruluşundan beri TAİDER’in yanında yer aldım. Aile işletmeleri ülkemiz ekonomisi için önemli yer teşkil ediyor. Aile şirketleri için proje bazlı teşvik sürecine başlıyoruz. İhracatınızı ve pazar payınızı arttırmak için her türlü aktiviteleri destekliyoruz.” dedi.  Açılış konuşmasından sonra Sayın Yıldırım’a Marmara Pamuklu Mensucat Yönetim Kurulu Üyesi, TAİDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aydın Öğücü tarafından TAİDER rozeti takdim edildi.

“Doğru liderlik birlikte uçmayı gerektirir”

Adnan Yıldırım’ın ardından zirvenin açılış konuşmasını yapan YGA (Young Guru Academy) kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Yaman doğru liderlik konusunu ele aldı .“Aile kültürü aile işletmeleri için vazgeçilmez ve en önemli faktördür. Aile kültürü iş yapış şekillerine doğrudan etki eder. Bu kültürü yerleştirecek olanlar özgür, özgün ve özgüvenli bireylerdir yani liderlerdir. Çift kanatlı bu liderler birlikte uçmayı da becerebilmiş olanlardır” dedi.

“Aile şirketlerinde ben değil biz olmalıyız”

Açılış sonrası gerçekleşen paralel oturumlarda; konuklar Prof. Dr. Acar Baltaş yönetiminde Ender Alkoçlar ve Neslişah Alkoçlar Düzyatan’dan “Aile Şirketlerinde Başarı” konusunu dinleme fırsatı buldular.

Alkoçlar Turizm Otel Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ender Alkoçlar; “Aile şirketlerinde ben değil biz olmalıyız. Yetkileri devretmek için şirket içinde iyi yetişmiş çalışanları hazırlamak ve aile bireylerinin işi sevdirerek işe başlatmak gerekmektedir”  İfadelerini kullandı. Kendi firmasını kuran Neslişah Alkoçlar Düzyatan “Kendi tecrübelerimi edinmek için şirketimi kurdum. En zorlandığım konulardan bir tanesi ise markalaşma aşamasıydı. Bu süreçte sürekli ailemin tecrübelerinden yararlandım” dedi. Oturum yöneticisi Sayın Baltaş, “Başarısızlık hikayeleri önemlidir. Başarısızlıklara olumsuz bir anlam yüklememeliyiz, onlar önemli tecrübelerdir.” ifadelerini kullandı.

“Güçlü bir aile iletişiminin üç ana unsurunu güven, yetenek ve ortam”

Diğer paralel oturumda Aktaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve TAİDER üyesi olan R. Serkan Aktaş ile Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı Sami Erol Aktaş Holding’in kurumsallaşma hikayesini paylaştılar. Sayın Erol kurumsallaşmada kurum kültürünün önemli olduğunu belirtti ve kurum kültürünün gelişmesi için en önemli unsurun tüm paydaşların, hissedarların, müşterilerin bütünsel olarak dengelenmesi gerektiğini aktardı. R. Serkan Aktaş ise “Güçlü bir aile iletişiminin üç ana unsuru güven, yetenek ve ortamdır. Aile anayasası ile aile üyeleri kendilerini güvende hisseder” dedi.

“Farklı sesler farklı nesiller” panelinde aile şirketi sahipleri ve gelecek nesilleri konuştu.  

Nöronüs Nöron Eğitim Merkezi Kurucusu Mustafa Bayındır yönetiminde “Farklı Nesiller Farklı Sesler” başlığı ile gerçekleşen panelde TAİDER üyeleri olan Shoe City, Volkan İtfaiye Araçları, Kilsan ve Helvacızade şirketlerinin kuruluşlarından bugüne dek nesiller boyu çalışmaları paylaşıldı.

Shoe City Yönetim Kurulu Üyesi Candan Çilingiroğlu, “Kurtuluş savaşı sırasında büyüklerimiz milli mücadele için işe başlamıştır. Ailemiz günümüze kadar işimizi geliştirerek getirmiştir. Aileye gelin olarak geldim ancak aldığım eğitim sayesinde eşimin işinin parçası oldum.” dedi.

Volkan İtfaiye Araçları Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Tecim “İşe başladığımda ilk önce şirket logosunu değiştirmek istedim. Aile şirketimizin lideri olan babam ‘sen burada ol yeter, istediğini değiştir’ dedi. Bu benim için çok önemli bir deneyimdi” ifadelerini kullandı.

Kilsan Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Fuat Ekmekçioğlu “Dedemin babamlara verdiği değerleri hala koruyoruz. Bu değerler memleket için çalışmak ve topluma güven vermek.” diye konuştu.

Helvacızade Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Taha Büyükhelvacıgil “Başarılı olmak için sabırlı olmak gerekmektedir. Çünkü şirketleri sonraki nesillere devretmek için bu özellik zamanla kazanılmaktadır ve işe yaramaktadır.” dedi.

“Aile işletmeleri yeniliklere açıktır ve risk alırlar”

Zirvenin öğleden sonraki paralel oturumlarında Kovvan Ortak İnovasyon Platformu Kurucusu Emre Özbek yönetiminde Şölen İcra Kurulu Başkanı Elif Çoban “İnovasyon ve Aile Şirketlerinde Girişimcilik” konusunda deneyimlerini paylaştı. Markalaşma ve girişimcilik konularında hikayelerini paylaşan Çoban “Herkesin üretmediği ürünleri ürettik ve ihracatta başarılıyız. Aile işletmeleri yeniliklere açıktır ve risk alırlar. Bu aile şirketlerinin avantajlarıdır.” ifadelerini kullandı.

“Aile ofisleri aile bireylerinin hayallerini gerçekleştirmek ve sonraki nesillere güçlü kültürel miras bırakmak amacını da taşıyor”

Eş zamanlı olarak gerçekleşen diğer oturumda V22 Uluslararası Danışmanlık Kurucusu Deniz Mısır yönetiminde İnci Aile Ofisi Yönetim Kurulu Başkanı Şelale Zaim, Menka A.Ş. Yönetici Direktörü Ali Çebi “Aile Ofisinin Ailenin Sürdürülebilirliğindeki Rolü” konu başlığında paylaşımlarda bulundular. Şelale Zaim “Aile ofisinde uzun dönemli yatırımlara ağırlık vermekteyiz ve aile servetini nesiller ötesine taşımayı hedefliyoruz.” dedi. Sayın Çebi, “Aile bireylerini aile ofisinin yararına inandırmak uzun ve zor bir süreçti. Aile ofisimiz aile bireylerinin hayallerini gerçekleştirmek ve sonraki nesillere güçlü kültürel miras bırakmak amacını da taşıyor.” diye konuştu.

“Sağlam hayaller, hayallere bağlı planlar ve planlara bağlı eylemlerimiz olmalı” 

Zirvenin ilk gününün kapanış konuşmasını gerçekleştiren Dr. Şaban Kızıldağ “sağlıklı bir ruh hali için insan çalışmayı sevmeli, yaptığı işi severek yapmalı,  ait olduğunu hissetmeli ve sağlam bir inancı olmalı. Sağlam hayaller, hayallere bağlı planlar ve planlara bağlı eylemlerimiz olmalı” ifadelerini kullanan Kızıldağ, aile şirketleri için ‘kesintisiz çalışma, koşullara ayak uydurma, kurumsal kalite, kurumsal kimlik, kişisel kalite “ formülünün nasıl yakalanacağı konusunda ipuçları verdi.

“Gelecek nesil; konusunun uzmanı olmalı, sahada olmalı ve çok çalışmalıdır”

Zirvenin ikinci günü Arkan & Ergin JPA International Kurumsal Finans ortağı Doğan Taşkent “Yenilikçi Bakış Açısı Geliştirme” konu başlığında tüm nesillere açık olarak gerçekleştirdiği oturumda “Yenilikçiliğin tanımı çokça yapılmaktadır. Ancak ilk ve doğru tanımı; ‘pazarda başarı göstermiş buluş’ açıklamasıdır. Başarıya ulaştığımız gün kendimizi sorgulamaya başlamalıyız. Gelecek nesil; konusunun uzmanı olmalı, sahada olmalı ve çok çalışmalıdır” ifadelerini kullandı. Ardından sadece gelecek nesil üyelerine açık gerçekleşen oturumlara geçildi. “Aile Şirketlerimizde Yenilikçilik ile Gelişim” konusunda konuşma yapan Taşken “Piyasada var olmak için ya yenilikçilik ile avantaj sağlanmalı ya da fiyat üzerinden avantaj sağlanmalı” dedi ve girişimcilik becerilerini; bilgi, yetenek, bağlantılar, finansal varlıklar, itibar, güvenilirlik, tutku ve bağlılık olarak açıkladı.

Öğle yemeğinin ardından zirvenin son oturumunda TAİDER üyesi ve Canpa Holding Yönetim Kurulu üyesi Murat Özcan yönetiminde gerçekleşen “Gelecek Nesillerden Girişimcilik Hikayeleri” konulu panelde TAİDER üyeleri Tila Kompozit Yönetim Kurulu Burak Darcan ve Sekizgen Kurucusu ve Genel Müdürü Onur Eren aile şirketi gelecek nesil üyelerine ilham veren girişimcilik hikayelerini paylaştılar.

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, Türkiye’deki aile işletmelerinin nesiller boyu gelişmesi ve ülkemiz ekonomisinin daha sağlıklı ve istikrarlı büyümesine destek olmak amacıyla, 2012 yılında kurulmuştur. TAİDER, ülkemiz aile işletmelerinin yüksek performanslı, rekabetçi ve uluslararası yönetim ilkelerine sahip, ülkemize değer yaratan, kalıcı ve sürdürülebilir kurumlar haline gelmesine destek vererek, aralarında en iyi uygulamalar ve çözüm gerektiren sorunları paylaşabilecekleri, dünyanın lider şirketleri ile iletişim kurabilecekleri, gelecek nesillerini geliştirebilecekleri, önder kurumdur. TAİDER, 27 ülkede örgütlenmiş İsviçre merkezli Uluslararası Aile İşletmeleri Ağı (FBN-I) Türkiye üyesidir.

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği:www.taider.org.tr

Tel: (232) 265 00 90 ● (533) 0843587 ●info@taider.org.tr

Ece Demirbüker e.demirbuker@taider.org.tr

/TAIDERAileIsletmeleriDernegi

 

TAİDER Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi:www.taider.org.tr/zirveler/1/ulusal-zirveler.aspx

Facebook:/TAIDERzirve

Haber Yayın: Yusuf Ünel

Patricia Scanlan’ın Seni Bana Getiren Mektup İsimli Eseri Çıktı

Maeve Binchy’yi sevdiyseniz bu kitabı da seveceksiniz. Güçlü kurgusu ve sahici karakterleriyle hoşunuza gidecek bir hikâye.”seni bana getiren“Seni Bana Getiren Mektup, duygu dolu ve samimi bir kitap.”Bir mektup her şeyi değiştirir…
Seni bana getirir…

Briony küçük kızıyla birlikte, İspanya’da yaşayan annesi Valerie’yi ziyarete gider. Masmavi Akdeniz sularına karşı oturmuş fotoğraf albümüne bakarken sayfaların arasında kendisine yazılmış bir mektup bulur. Mektup, Briony’nin kendisiyle görüşmek istemediğini düşündüğü büyükannesi Tessa’dandır.Briony bu mektupla sadece büyükannesiyle ilgili gerçeği öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda annesi ve kaybettiği babasıyla ilgili sırları da gün yüzüne çıkarır. Briony, Valerie ve Tessa’nın hesaplaşmalarla, aşkla, pişmanlıkla, her şeyden önemlisi  sevgiyle örülü hikâyesi hem duygulandırıyor hem de tatlı bir tebessüme dönüşüyor.
“Patricia Scanlan, İrlanda popüler romanının en üretken kraliçesi.”

Bağımsız Denetçi Eğitimi’nde Final

final

Geçiş Dönemi “6.Bağımsız Denetçi” Eğitimi Sertifika Programı yapılan sınav ile sona erdi.

Kamu Gözetim Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ﴾KGK﴿ ile Kocaeli Üniversitesi arasında imzalanan protokol kapsamında, Kocaeli Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ﴾KOÜSEM﴿ ve Kocaeli Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası iş birliği ile gerçekleştirilen ve meslekte 15 yılını dolduran fakülte mezunu mali müşavirleri kapsayan Geçiş Dönemi “6.Bağımsız Denetçi” Eğitimi Sertifika Programı Cumartesi günü yapılan sınav ile sona erdi.

Prof. Dr. Sami Karacan gözetiminde Kocaeli SMMM Odasında yapılan sınava 21 kişi katıldı, Oda Yönetim Kurulu üyesi Atilla Güngör’de hazır bulundu.final1