Etiket arşivi: Düşünce

BİR ATTİLA İLHAN TİLMİZİ OLARAK BANU AVAR

BİR  ATTİLA  İLHAN  TİLMİZİ  OLARAK  BANU  AVAR

 

süleyman pekinGeçen hafta Banu Avar’ı konuk ettik Selçuklu Düşünce Kulübü olarak. Konu başlığı da ‘Dünya Düzeni’ olunca belgesel tadında bir dünya turu yapmış olduk.

Bu ülkede halk temsilcileri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşu yada siyasî parti mensubiyeti taşıyanlar veya aydın pozisyonundakiler için en büyük eksiklik resmin bütününü görememek ve hayatı görebildiği / gösterilen belli renklerden ibaret bilmek.

Bu konuda kendisini iyi yetiştirmiş ve küresel resmin tamamını okuyan, okumakla kalmayıp çare / çıkış arayan bir sunuşa şahit olduk. Çay ve sair sohbetlerdeki samimî iletişimi, her insana değer hissettirişi, yatay teşkilatlanmadaki mütevazı başarısı ile tam bir “yerli” ve “millî” aydın / münevver tanıdık.

Bakalım anlattıkları arasında dikkatimizi çeken hususlar dikkatinizi çekecek mi?

  • Hem Batı’ya entegre hem de millî olmazsınız.
  • Dayatılan formata karşı savaşmak devrimciliktir.
  • Yontulmuş dinlerle insanlığı ele geçirmek istiyorlar.
  • Türkiye laboratuvar ülkedir, Batılı kalıpta itaatkâr kuşak yetiştirmek için.
  • Dünyadaki doğal kaynakların 4/3’ü Türkiye ile Çin arasındadır.
  • Batı’yla uyuşma kaçınılmaz olarak Türkiye’nin köleleştirilmesidir.
  • 1939’un baharında Üçlü Anlaşmayla (İngiltere, Fransa) Gazi’nin yolundan saptık.
  • NATO’nun verdiği görev bir Ortadoğu – İslam Federasyonu kurmamızdır (1951).
  • İmam-Hatip Okulları ABD isteğiyle açılıyor.
  • Ulus Devletten çıkışımız İkiz Yasalar iledir.
  • 2003 Tezkeresi’nden biz işgal edilecektik.
  • Çırpınan bir millet var, Karadeniz yerine.
  • Tek Dünya Devleti için İnternet Vatandaşı..
  • Mahşerin 4 atlısı: Facebook, Google, Twitter, YouTube.
  • CIA’nın açık istasyon çalışmasıdır tüm dünyanın Duygu Haritasını çıkarmak.
  • Balon Teknolojisi; ülke liderlerinin gazlanıp şişirilmesi ve sonra patlatılmasıdır.
  • Korkmazsan korkarlar.
  • Aşırı derecede zekiyiz ve garip bir genetik hafızamız var.
  • Kadın, spor ve folklor dernekleri üzerinden örgütlenmeliyiz.
  • Atatürk’ün dediği üzre “Bir elektrik şebekesi gibi çalışan bir organizma” kurmalıyız.

Daralan dış politikamız için bizce Banu Avar gibilerin fikirlerine ihtiyaç var. En azından

Onun  ‘uyandırma servisi’ hükmündeki Televizyon Programlarına kanal açılmalıdır.

Bu meyanda son yıllarda coğrafyamızın çeperlerinde olanı biteni anlamak isteyenlere Banu Hanım’ın son çıkan kitabı ZEMBEREK’i öneririz. Önümüzdeki yıllarda olup bitebilecek hadiseleri öngörme adına da aynı önerimiz geçerlidir.

Ne diyorduk; Er yada Geç Atatürk’e Varmaktayız, kardeşlerim.

SELÇUKLU’DA BAŞKANLIK SİSTEMİ KONUŞULDU

 

 

Selçuklu Düşünce Kulübü son hafta toplantısında Başkanlık Sistemini ele aldı. “Başkanlık Sistemi (Bile Bile Lades)” kitabın Abullah Alagöz’le birlikte iki müellifinden biri olan Eğitimci-Yazar Halil KONUŞKAN konuk edildi. İzmit Türk Ocağı Başkanı Yücel Alpay Demir, Akçakoca Kültür Platformu Başkanı Hasan Uzunhasanoğlu, Türk Eğitim Sen Başkan Vekili Feyzullah Divli, Kocaeli Aydınlar Ocağı eski Başkanı Ahsen Okyar ile SDK ve TES üyelerinin katıldığı toplantı Selçuklu Düşünce Kulübü Başkanı Süleyman Pekin’in takdimiyle başladı.dava adamı süleyman pekin

Toplantıya yeni çıkan ve 236 sayfalık kitabını tanıtarak başlayan Yazar Halil Konuşkan sonrasında küreselleşme, algı, zihin kontrolü gibi kavramlar hakkında bilgi verdi. Pragmatizm ve Başkanlık Sisteminin Anglo-Sakson zihninin bir ürünü olduğunu öne süren Konuşkan, İngilizlerin kendi imparatorluklarından ayrılan ülkelerin çoğunluğuna emirlik ve krallık gibi tek adamlık yönetimleri miras bıraktığını ifade etti. Bir kişiyi idare etmenin alttakileri de idare etmek anlamına geldiğini söyleyen Konuşkan, petrolle ilgili olmayan ve çok dilli – çok kültürlü Hindistan gibi yerlere ise İngilizlerin Parlamenter Sistemi uygun gördüklerini belirtti.

Dünya üzerinde 52 ülkede Başkanlıkla yönetildiğini aktaran Yazar; Güney Amerika ülkelerinden Bolivya, Kolombiya, Panama, Venezuella, Ekvador, Paraguay, Şili, Meksika, El Salvador, Honduras, Guatemala’daki Başkanlığı anlatırken bu ülkelerde sayısız darbenin yaşandığını da ekledi. Toplum katmanlarının kendini ifade edemediği durumlarda sosyal patlamaların ve beraberinde darbenin yaşandığını dile getiren Konuşkan, temsil kabiliyeti dumura uğradığında otomatikman çatlamaların yaşandığını beyan etti.

Afrika’daki Başkanlıkla yönetilen Kenya, Uganda gibi ülkelerin ise azınlık kabileler tarafından yönetildiğini aktaran Yazar; bu sistemde yüzde 7-8’lik bir adayın bile ikinci turda seçilebilme ihtimalinden dolayı azınlık iktidarına her zaman yatkın olduğunu anlattı. Amerika’ın azatlı kölelerince kurulan Liberya’da çavuşların – onbaşıların bile darbe yapabildiğini ilave eden Halil Konuşkan, konferansının sonunda önerilerini de sıraladı.

İstikrar için ilk olarak 2 aşamalı Parlamenter Seçim Sistemini öneren Yazar, temsil adaleti adına 100 Türkiye Milletvekili konmasını ve 2 turlu seçimle iki partinin 500 milletvekilliğin paylaşmasını özetledi. İlla bir Anayasa Değişikliği yapılacaksa da 1- Hukukun bağımsızlığının garanti altına alındığı, 2- Yasama bağımsızlığının garanti altına alındığı, 3- Medya bağımsızlığının garanti altına alındığı, 4- Seçim Sisteminin ve Partiler Kanununu değiştiren bir Anayasa değişikliğine ‘evet’ denilebileceğini bahse konu etti.

TES Konferans Salonu’nda soru – cevap ve katkılarla devam eden toplantı, Yazar Halil Konuşkan’ın kendi kitaplarını konuklara imzalamasıyla sona erdi.

 

DÜŞÜNCE DÜŞÜNCE, UFACIK BİR KAR TANESİ OLSAM

 

 

   elif-kocaMerhaba sevgili okurlarım. Şu sıralar hayatımın bir bölümü hatta yoğun bir kısmı seyahat etmekle geçiyor. Eskilerin de dediği gibi seyahat et şifa bulasın sözünü de hatırlatmak istedim. Okurlarım bilirler kitapsız bir seyahat asla düşünemiyorum. Yine bu seyahatlerin birinde okumak yerine bir düşünce aldı beni, camdan dışarıyı seyre dalmama sebep olan belkide bir kar tanesiydi. İşte o kar tanesi beni öyle düşüncelere sardı ki, kendimi derin bir düş’ün için de düşünürken buldum. Yolculuk bittiğinde ve düşümden döndüğümde şuan sizinle paylaştıklarmı yaşadım: Ufacık bir kar tanesi olsam, karışsam karışsam … Şükre amade olsam, şükrüm ile kadem eylesem. Hışımdan noksan olsam, olsam da hasmımı bulsam. Yağan mübarek kar ile erisem, erisem…  Kavurucu sıcaklık son bulsa. Yokluğun en derinine şahit iken, kademimle Rabbe bir kez daha, bir kez daha hayran olsam. Ben yokum, bir hiçim, evvelim Allah, ahirim, amenna, Allah … Keşke varlığımın aslına erişsem, keşkem bir mana taşısa, heybemin bir sevinci olsa… Ah gözlerim, ellerim, ayaklarım; dilim lal olunduğunda, kilit vurulduğunda lisanıma, bir keşke çekmesem, ne olur, içimin ızdırabında… Eğilmese başım, diyeceklerim bir umut olsa. Düşmese gözlerim, ayaklarımın altında ezilmese. Bir taş olmak istemesem, istemesem. Rabbe teslim olsam, gözlerim ardımda kalmasa. Ahir zamanın gafletinde boğulmasam, boğulup da var olanımı rezil rüsfa eylemesem. Bir garibin duasına karışsam, karışsam. Saflığa, temizliğe, ruhumun şadına erişsem. Kaybolacaksam, şehidin duasında kaybolsam, yüreği yananın duasında olsam. Uykunun lezzeti şehidin damağındadır illaki, o uykunun komşusu olsam. Olsam da makamının ihtişamıyla uyansam. Kamaşacaksa gözlerim ihtişamıyla kamaşsa …  Açan her bir tohumun gökyüzüne selam vermesi gibi, kabuğumdan her geçen gün bir daha, bir daha, Rabbe tekrar şükrüm ile selam dursam. Yetti belki gıyabımdaki arayış ama bu gıyapta meftun olan, ben olsam. Bir çok serpilsem, serpilsem, şadım ile ihtiyacı olana. Geçen, geçici olanın içinde sayılmasam, sayılıp da kaybolanlardan olmasam. Zihnim bu kadar ahir zamanın gıyabında savaşırken, hançerim körelmese, atılan bir yoklukla savrulup gitmesem. Ben yoruldum demek azmime hakaretse eğer, bu hakarete meydan okuyan bir azmi daha bulsam. Bu kadar çok ahir zamanken, gözlerim sadece ümide, bir nebze de olsa umuda açılsa…        

 

   Tekrar, tekrar yağsam, bir kar tanesi gibi erisem, erisem ve tekrar yağsam, bir son da helak olup da ziyan olmasam, kavrulan sahraya, bir umut da ben olsam. Asılmasa gözlerim, öylece sabit kadem dursa Nur-u Hüda’da, kapanmasa gözlerim, engel olmasa hasretliğime… Bitmese, bitmese içimdeki bu sonsuz olan. Ben sonumu, sonsuzuma ağlasam, ağlasam, ağlasam… Gözlerim, bayram seherine ulaşsa. Yaşımın bir manası olsa, yaşlandırdıkça tekrar tekrar yaş eylese… Satırlarımın başı hiç olmasa, olmasa, olup da son bulmasa …

 Güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileklerimle, kalın sağlıcakla…

 

Erdoğan’ın Dolar Hamlesi Küresel Sistemi Değiştirebilir

1208-1tlusdStratfor düşünce kuruluşu,Türkiye’nin yerel parayla ticaret hamlesinin başka ülkelerin de katılımıyla oluşturacağı bir dalga oluşturması halinde, yeni bir küresel sistem değişikliği yaşanacağını öngördüklerini söyledi.

Amerika’yı, Türkiye’de yaşanan milli paraya sahip çıkma hareketinin diğer ülkeleri de etkileyerek bir domino etkisi meydana getirebileceği endişesi sardı.

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Dolar’ın yükselişine karşı milli paraya dönüştürme çağrısı üzerine sivil halkın ve birçok tüzel kuruluşun ellerindeki dolarları Türk Lirasına çevirmesinin Türk Lirasını destek olacağı ancak ticari anlamalarda çok büyük etkisi olmayacağını iddia eden ABD’li istihbarat örgütü Stratfor, diğer ülkelerde de aynı yaklaşımın gerçekleşmesi halinde, dünyanın yeni bir sistem değişikliğine gidebileceğini yazdı.

BAŞKA ÜLKELER DE AYNI YOLU İZLERSE…

Türkiye’deki bu gelişmeyi diğer ülkelerin de yakından izlediği belirtilen Stratfor yazısında, Dolar’ın yükselişiyle başedebilmek için onların da aynı yolu izleyebilecekleri öne sürüldü. Erdoğan, 3 Aralık tarihinde yaptığı konuşmada, Rusya, Çin ve İran’a da ticaretlerinde kendi paralarını kullanmayı önermişti.

“HİÇBİR ÜLKE BU YARIŞA GİREMEDİ”

Diğer bazı ülkeler benzer bir konumda buluyorlar, fakat belki de hiçbiri, özel sektörü yabancı parayla aynı hizaya getiren veya zayıflatan para birimini, kendi para birimini güçlendirmek için harcamayı isteyecak kadar kutsanmış değildir.

“ERDOĞAN EKONOMİSİNİ DOLAR BAĞIMLILIĞINDAN KURTARIYOR”

Erdoğan’ın öneri alanlarından bir diğeri, özellikle Türkiye’nin olası rolünü göz önünde bulundurarak, küresel ilgi çekti. 3 Aralıkta Erdoğan, Türkiye’nin Rusya, Çin ve İran ile para birimlerinde ticaret yapması gerektiğini söyledi. Bu, Türkiye’nin ekonomisini dolara bağımlılığını bırakmak için bir girişim gibi görünüyor

KÜRESEL RESMİ DEĞİŞTİRME RİSKİ VAR

Bu düşünce deneyi yine de: Türkiye’nin para birimi stratejisinin sadece kendi başına anlamlı bir meyve vermenin değil, aynı zamanda küresel resmi değiştirmeye yetecek sayıda başka ülkenin benimseyerek ilerlemesi riskini gösteriyor.


DOLARIN YERİNE ADAYLAR…

Dolar’a alternatif küresel para birimi belirsizliği yaşanırken şu an Dolar’ın yerini alabilecek bir kaç aday bulunuyor. Çin’in Yuan’ı zayıflarken 2001 yılında favori olan Avro ise en zayıf adaylardan. İngiliz Pound’u ve Japon Yen’i ise güçlü adaylar. Ancak, en muhtemel çözüm, küresel döviz, dolar yerine Uluslararası Para Fonu’nun SDR (Özel Çekme Hakkı) uygulaması olabilir

Özel Çekme Hakları (Special Drawing Rights – SDR), Uluslararası Para fonu (IMF) tarafından 1969 yılında meydana getirilmiş uluslararası bir rezerv birimi. SDR başlangıçta 0.888671 gram saf altına eşitken yani 1 SDR = 1 ABD Doları iken, 5 yıl sonra Bretton Woods Sistemi çöküp önemli para birimleri dalgalı kur uygulamasına geçince, 1974 yılı Temmuz ayında SDR değeri “para sepeti” yöntemine göre belirlenmeye başlamıştı.

1 Ocak 1981’den itibaren SDR değerinin belirlenmesine konu oluşturan ulusal para sayısı beşe indirilerek (Amerikan Doları, Alman Markı, Fransız Frangı, Japon Yeni ve İngiliz Sterlini) dünya ticaretinde en büyük paya sahip olan ülkelerin ekonomik gücünü yansıtacak biçimde düzenlenmişti. Ancak son yıllarda Avrupa Birliği ülkelerinin para birimi olarak Euro’ya geçmesi dolayısıyla Alman Markı ve Fransız Frangı yerini Euro’ya bırakmıştır. Halen SDR değerinin belirlenmesinde dört para birimi geçerli.

SELÇUKLU’DA  TÜRK  DÜNYASI  TARTIŞILDI

Kocaeli’nin önemli fikir kuruluşlarından Selçuklu Düşünce Kulübü, Güz dönemi toplantılarının ilkinde Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Doçenti Köksal ŞAHİN’i konuk etti. Açılış konuşmasını Selçuklu Düşünce Kulübü Başkanı Süleyman Pekin’in yaptığı “Küreselleşme, Değişen Jeopolitik ve Türk Dünyası” başlıklı konferans Kocaeli Türk Eğitim Sen Konferans Salonu’nda adeta bir Dünya Turu şeklinde geçti ve ilginç tespitlere sahne oldu.selcuklu1

Kocaeli Millî Kuruluşlar Birliği Dönem Başkanı ve İzmit Türk Ocağı Başkanı Yücel Alpay Demir, Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu Şube Başkanı Yaşar Şanlı, Türk Kültür Sanat Sen Marmara Şube Başkanı Ayhan Zeren, Yesevî Ocağı Eğitim-Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Engin Sönmez, Kent Konseyi eski Başkanı Dr. İbrahim Kahraman, Karamürsel Yesevi Düşünce ve Sosyal Araştırmalar Derneği Başkanı Emre Ateş, Türk Emekli Sen Derince Temsilcisi Mahmut Akgün, Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Başkan Vekili İdris Türkten, Selçuklu Düşünce Kulübü eski Başkanı Feyzullah Divli, Kocaeli Alperen Ocakları eski Başkanı İrfan Memiş, Türk Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu Şube Yöneticileri, Düşünce Kulübü üyeleri ile akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı toplantı önce 40 dakikalık sunum + 40 dakika soru-cevap ve katkı şeklinde gerçekleşti.

Doğu Bloku’nun çökmesi karşısında Türkiye’nin hazırlıksız yakalandığını ifade eden Doç. Şahin, açığa çıkan Türk Dünyası olgusuna yönelik işlerin yapıldığını fakat bunun bir kurumsallık arzetmediğini söyledi. Son dönemde ise Türk Dünyasının ağırlıkta bulunduğu Kuzey Jeopolitiği yerine Arap Dünyası’nın ağırlıkta olduğu Güney Jeopolitiği’nin tercih edilmesinin de temel bir dış politika hatası olduğunun altını çizdi.selcuklu3

Türk Dünyasıyla Türkiye’nin meşruiyet yani parasal olmayan ilişki bağı olduğunu belirten Doç. Şahin, Orta Asya ülkelerinde Rus bürokratik geleneğinin devam ettiğini ve seküler yaşamın hüküm sürdüğü buralara Türkiye’nin dinî teşekküllerle gelmesinin bölgede hoş karşılanmadığını beyan etti. TİKA gibi, TÜRKSOY gibi, Türk Keneşi gibi, Yurtdışı Türkler Başkanlığı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların önemli işler deruhte ettiklerini ama Türkiye’nin asıl Beyaz Saray’a bigi üreten 10 bin kişilik uzman kadrosuyla Rand Corporation gibi kuruluşlara ihtiyacı olduğunu saptayan Doç. Şahin üniversitelere de bu alanda büyük görevler düştüğünü ifadelendirdi.

Türkiye’den Sakarya, Uludağ ve Gazi Üniversitelerinin ortak bir ağ geliştirdiğini anlatan Do. Şahin; Kazakistan, Kırgızistan ve Tataristan üniversiteleriyle ortak çalışmalar içinde olduklarını da aktardı. Dugin ve Nazarbayev özelinde Rus ve Kazak Avrasyacılığının ayrı ayrı ele alınması gerektiğinin altını çizen Köksal Şahin, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı ile Makedonya Vizyon Üniversitesi’nin tarihsek çalışmaları hakkında da bilgi verdi.

Son olarak Doç. Şahin, Sakarya Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak yakın zamanda 15. Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi’nin de yapılacağını müjdesini paylaştı.selcuklu2

Program sonunda Konuk Akademisyen Doç Dr. Köksal Şahin’e KMKB Dönem Başkanı ve Türk Ocağı Başkanı Yücel Alpay Demir ile Kocaeli Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Başkanı Yaşar Şanlı tarafından çiftbaşlı Selçuklu kartalı amblemiyle içinde “Düşünüyoruz, o halde ümitvarız” yazılı bir tabak şeklindeki plaket takdim edildi. Toplantı sonrası ise sendika terasında ikram ve sohbet vardı.

 

 

 

    

Doç. Dr. Meryem Gürbüz; “Ortaçağ’da siyasetin dili şiddettir” Moğol zulmünün Batı’ya olan Türkmen göçünün hızlandırarak Anadolu’nun Türk vatanı olmasında büyük rol oynadı

   

 

Kocaeli’nin önemli düşünce kuruluşlarından Selçuklu Düşünce Kulübü’nün mart ayı toplantısında korku ve şiddet siyaseti tartışıldı. Kocaeli Üniversitesi öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Meryem Gürbüz’ün “Moğollar ve Cengiz Han Örneğinde Siyasal Şiddet” konulu konferansı büyük ilgi gördü.s1

Türk Eğitim Sen Konferans Salonundaki toplantıya Kocaeli Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Başkanı Yaşar Şanlı, Aydınlar Ocağı Başkanı Av. Ruhittin Sönmez, Tuhafiyeciler ve Konfeksiyocular Odası Başkanı İsmail Çevikel, Yesevî Ocağı Eğitim, Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Engin Sönmez, Selçuklu Düşünce Kulübü eski Başkanı ve Kocaeli Barış Gazetesi yazarı Feyzullah Divli, Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Kocaeli Şube Başkanı Suat Yüksel, Ülkücü İşçiler Derneği Başkanı Selçuk Pınar, Uluslararası Avrasya Eğitimciler Derneği İl Temsilcisi Recep Sarısakal, Türk Eğitim Gelişim Akademisi İl Temsilcisi Murat Pala, Türk Diyanet Vakıf Sen Fahri Başkanı Yrd. Doç. Ali Vasfi Kurt, Kocaeli Gazetesi yazarı Nihal Özgirgin, Selçuklu Düşünce Kulübü ve Türk Eğitim Sen yöneticileri ile KOÜ Tarih Bölümü öğrencileri katıldı.

Selçuklu Düşünce Kulübü Başkanı yazar-şair, tarihçi Süleyman Pekin açılış konuşmasında hem terör saldırılarında kaybettiğimiz insanlarımız için başsağlığı dilediklerini hem de gitgide şiddet ve korku sarmalına yönelen toplumumuz için durumu açıklayıcı bir konferans konusu belirlediklerini ifade etti. Ardından konuşan Doç. Meryem Gürbüz, Moğollar döneminde bölgedeki tüm toplumlarda devlet şiddetinin yasal sayıldığından bahsederek biraz da bunun bozkırın zor yaşam şartlarından kaynaklandığını aktardı.s2

Arap İslam tarihçilerinin “Deccal, Kâfir” olarak nitelediği Cengiz Han’ın Batılı kaynaklarca da benzer şekilde “Barbar, Kâfir” olarak anıldığını beyan eden Gürbüz, Moğolların o dönem itibariyle korkuyu siyasal hükümranlık aracı olarak ustaca kullandıklarına dikkat çekti. “Ortaçağ’da siyasetin dili şiddettir” diyen Meryem Gürbüz, Moğol zulmünün Batı’ya olan Türkmen göçünün hızlandırarak Anadolu’nun Türk vatanı olmasındaki dolaylı rolüne de temas etti.

Günümüzde başta IŞİD ve PKK gibi terör örgütlerinin de şiddet ve korkuyu toplumları etkileme ve belli bir algıya yönlendirme hususunda kullanılıp kullanılmadığının tartışıldığı soru – cevap kısmında ise gündemdeki terör faaliyetleri hakkında sosyolojik analizler yapıldı. 21’nci asırda 13’ncü yüzyıl taktikleriyle iş görüldüğü üzerinde duruldu. Selçuklu Düşünce Kulübü üyelerinin soru ve analizlerle katkı sunduğu program Doç. Meryem Gürbüz’ün yetkinliğini konuşturduğu güzel bir söyleşi oldu. Konferans, Selçuklu Düşünce Kulübü Başkanı Süleyman Pekin’in Doç. Dr. Meryem Gürbüz’e plaket ve kendi kitaplarından oluşan kitap seti takdimiyle sona erdi.s3

Verimli toplantı ikram faslı sonrası sendika terasındaki sohbetle uzun süre devam etti.

İstanbul’daki Erdemlili Öğrenciler, ERKDER’le İstanbul’un Tarihi Yerlerini Gezdiler

İstanbul’da yaşayan Erdemliler’in ve Mersinliler’in zaman zaman bir araya gelmesini sağlayan Erdemli Kültür Düşünce ve Gelişim Derneği (ERKDER), yine önemli bir etkinliğe imza attı. Dernek, üniversite öğrencilerine İstanbul’un tarihi yerlerini gezdirdi.p

Kısa adı ERKDER olan Erdemli Kültür Düşünce ve Gelişim Derneği yaptığı faaliyetlere bir yenisini ekleyerek İstanbul’da farklı üniversite ve farklı bölümlerde eğitim gören üniversite öğrencileri ile İstanbul’un tarihi ve kültürel mekânlarını gezerek öğrencilerin memleket sıcaklığında güzel bir gün geçirmelerini sağladılar.p1

Gezi de öğrencilere kısa bir konuşma yapan ERKDER Başkanı D.Ali Tüzel, öğrencilere öğrencilik dönemlerinin kıymetini bilmeleri gerektiğini hatırlatarak ERKDER olarak hemen her fırsatta öğrencilere sahip çıkılacaklarını ve destek olacaklarını söyleyerek öğrencilerin dernek ile bağlarını koparmamalarını ve irtibat halinde olmalarını gerektiğini söyledi.p3

Geziye katılan öğrenciler de memnuniyetlerini ifade ederek ERKDER yöneticilerine teşekkür ettiler.

Panaroma 1453 Tarih Müzesi, Yerebatan Sarnıcı ve Miniatürk’ün gezilmesi sonrasında Miniatürk’de yenilen öğlen yemeği ile gezi son buldu.p4

Samimi ve eğlenceli bir ortamda gerçekleşen gezi programına yaklaşık 45 kişilik öğrenci grubu ile ERKDER yöneticileri ve kurucu üyeleri katıldı. p5

Hedef YÜZ BİN İMZA

kamu sen yeni başkanTürk Ocağı Kocaeli Şube Başkanı Yücel Alpay Demir Kamu Sen İl Temsilcisi seçilen Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Yaşar Şanlı’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Kamusen İl Temsilcilerinin Türk Ocağı Üyelerimizden seçilmesinden ayrıca onur duyuyoruz dedi. Şanlı’ya yeni görevinde başarılar dileyen Demir, Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü anlatmak için ilimize davet ettiği Rabia Kadir’e vize verilmesi için genel merkez tarafından ülke genelinde başlatılan imza kampanyası çerçevesinde ilk imzayı da Yaşar Şanlı’dan aldı. kamu sen yeni başkan.jpg1

KOCAELİ’DEN YÜZ BİN İMZA

Ziyarette konuşan Türk Ocağı Kocaeli Şube Başkanı Yücel Alpay Demir, Bugün bizim tek gündemimiz Doğu Türkistan davasıdır. Kardeşlerimizin önderi Rabia Kadir’i konferans vermesi için Kocaeli’ye davet ettik. Vize sorunu olduğu için gelemeyeceğini söyledi. Türk Ocağı Genel merkezi öncülüğünde Türkiye genelinde imza kampanyası başlattık. Ülke genelinde 1 milyon imza toplamayı hedefliyoruz. Bu imzaların 100 binini Kocaeli’den toplayacağız. İlk imzayı Kamu Sen İl Temsilcisi Yaşar Şanlı’dan almak istedik. Yaşar Bey’e yeni görevinde başarılar diliyoruz” dedi.

 

BÜYÜK BİR AYIPTIR

Kamu Sen İl Temsilcis ve Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Yaşar Şanlı ise ziyaretlerinden dolayı Türk Ocağı Kocaeli Şubesi yönetimine teşekkür ederek, “İmza kampanyasının en yüsek seviyeye ulaşmasını istiyoruz. Rabia Kadir’in ülkemize giremiyor olması büyük bir ayıptır. Bu ayıbı da kınıyorum” dedi. ziyarete Selçuklu Düşünce gurubu başkanı Feyzullah Divli , Türk Ocağı Yöneticileri Mahmut Ekmen ve Emre Denizbilgin eşlik etti.

Atatürkçü Gençlerden Ziyaret

 

makedonAtatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Başkanı Ahmet Yürük, Makedonya Atatürkçüler Derneği Başkanı Halil Abdullah ve Makedonya’dan gelen 46 kişilik öğrenci grubu, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’a teşekkür ziyaretinde bulundular.

Ziyarette söz alan ADD Edirne Şubesi Başkanı Ahmet Yürük “Makedonya’dan gelen misafirlerimizle Çanakkale Savaşı’nın 100.yılı anısına 2 otobüs ile Çanakkale Şehitliğini ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yedi düvelden gelen düşmanları geldiğine geleceğine pişman ettiği tarihi mekânları ziyaret ettik.makedon2

Bize 3 gün boyunca maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen başta Edirne Belediye Başkanımız Sayın Recep Gürkan olmak üzere tüm belediye personeline Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu adına şükranlarımızı sunarız “ dedi.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, kendilerinin ziyaretinden memnuniyet duyduğunu belirterek,  Makedonya’dan gelen öğrenci grubuna tek tek hediyeler verdi ve her zaman yanlarında olduğunu belirti.     makedon3

Yeni Türkiye ve İnsani Gelişme

 türkiye

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nca organize edilen ‘Yeni Türkiye Buluşmaları’ konferanslar dizisinde bu hafta “Yeni Türkiye ve İnsani Gelişme” konusu ele alınacak.

AKM Perge Salonu’nda 14 Mart Cumartesi günü saat 14.00’de gerçekleşecek konferansın  oturum yöneticiliğini Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz’ın yapacak. “Yeni Türkiye ve İnsani Gelişme” başlıklı konferansa, psikiyatri alanında çalışmalarını yürüten yazar Prof. Dr. Erol Göka ve Liberal Düşünce Dergisi Yardımcı Editörü Arda Akçiçek konuşmacı olarak katılacak. Ücretsiz konferansa tüm Antalyalılar davetli.

Likya’da Arıcılık söyleşisi

Öte yandan Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Antalya Kent Müzesi, ‘Kent-Müze-Tarih Söyleşileri’ne devam ediyor. 14 Mart Cumartesi günü saat 14.00’de Kent Belleği Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenecek ‘Likya’da Arıcılık, Serenler Işığında Antik Geleneği Arayış’ konulu söyleşiye tüm Antalyalılar davetli.