Etiket arşivi: Doğum

Hamileyken oruç tutmak zararlı mıdır?

Oruç tutmak isteyen anne adayları, dikkat! 

Ramazan ayının gelişiyle birlikte, anne adayları için gebelikte nasıl oruç tutulacağı önemli bir soru haline geliyor. Centrum Clinic Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Recai Pabuçcu, hamileyken oruç tutmak isteyen anne adaylarının dikkat etmesi gereken bazı noktalara, oruç tutan anne adaylarının ve bebeğin sağlığı ile ilgili konulara dikkat çekiyor.

Öncelikle, İslamiyet’te hamileyken oruç tutulması zorunlu olmamakla birlikte, yine de bu süreçte oruç tutmak isteyen adayların, hem kendi hem de bebeğin sağlığını düşünerek hareket etmesi gerekiyor. Oruç tutan anne adaylarının, mutlaka doktor kontrolünde bir beslenme düzeni oluşturması önemki. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Recai Pabuçcu, bu süreçte sağlıklı, dengeli ve düzenli beslenmenin anne ve bebek için önemini belirtiyor.

Bol sıvı tüketimi ve kontrollü beslenme önemli!
Hamileyken oruç tutan anne adaylarının, mutlaka doktor onayı alması gerekiyor. Prof. Dr. Recai Pabuçcu konuyla ilgili; “Gebelikte oruç tutmak isteyen birçok hastayla karşılaşıyoruz. Elbette oruç tutup tutmamak annenin tercihine bağlı ancak dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar mevcut. Mutlaka oruç tutmak isteyen adayların öncelikle kapsamlı bir sağlık muayenesinden geçmesi şart. Bu dönemde yeterli sıvı tüketimi çok önemli. Aksi durumda, belli başlı tansiyon hastalıkları, halsizlik, baş dönmesi gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. İftarda besin değeri yüksek yiyecekler tercih edilmesi ve sahurun kesinlikle atlanmaması gerekiyor. Anne adayı bol bol meyve sebze ve proteini yüksek besinleri tercih etmelidir.” diyor.

Hamileliğin ilk ve son aylarında oruç tutmak daha riskli!

Hamileliğin ilk aylarında, düzenli beslenme anne ve bebek sağlığı için oldukça önem taşıyor. Bu aylarda yetersiz beslenme, bazı riskli durumlar ortaya çıkarır. Bu aylarda oruç tutan adaylar erken doğum ve düşük riskiyle daha fazla karşılaşıyor. Prof. Dr. Recai Pabuçcu gebelikte orucun risklerinden de bahsediyor; “Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında oruç tutmak daha riskli. Bu dönem annenin bol sıvı tüketmesi ve dengeli beslenmesi gerekiyor. Eğer riskli bir hamilelik var ise bu aylarda annenin oruç tutması tehlikeyi arttırıyor. Gebeliğin son 3 ayı da bebeğin beslenmesi açısından çok önemli. Bu aylarda anne adayının çok dikkatli beslenmesi ve bol sıvı alması gerekiyor. Bu sebeplerle hamileliğin ilk ve son 3 ayı oruç tutulması tavsiye edilmiyor. Ayrıca yeni doğum yapmış annelerin de sütünün azalmaması için yine bol sıvı tüketimi gerekiyor.”

Pabuçcu, önceliğin anne ve bebek sağlığı olduğunu vurguluyor ve gebelikte oruç tutmak isteyen anne adaylarının bu süreci mutlaka doktor kontrolünde geçirmesi gerektiğinin altını çiziyor.

GEBELİKTE YAŞANAN AĞRILARDA NE YAPMALI?

Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gökçenur Gönenç,‘’Annenin içgüdüsel olarak çocuğunu koruyup kollaması, gebe kalındığı anda başlayıp hayat boyu devam eder. Bebek ana rahmine düştüğü andan itibaren bütün ihtiyaçlarını plasenta ve göbek kordonu yolu ile annesinden karşılar. Plasenta bebeğe gereken besinleri kan yolu ile gönderirken, bebekten gelenlerin de anne dolaşımına geçerek atılmasını sağlar. Bu nedenle annenin bedeninin maruz kaldığı her şeyin bebeği etkileyebileceği varsayılır. Bebeği etkileyebilme ihtimalinden dolayı gebelikte ilaç kullanımı konusunda çekimser kalınmaktadır’’ dedi.

GÖKÇENUR GÖNENÇ

Ağrı vücudun alarm  bulgularından biridir. Herhangi bir yerde hastalık olması durumunda değişken şiddette ağrı olabilir. Gebelik süreci de fizyolojik ve anatomik olarak birçok değişikliğin yaşandığı bir süreçtir ve bu süreçte zaman zaman vücudun çeşitli yerlerinde ağrılar ortaya çıkabilmektedir. Yrd. Doç. Dr. Gökçenur Gönenç, ’’Ağrıların nedeni ortaya konabiliyorsa nedene yönelik tedavi planlanmalı, ağrıyla  baş etmek için öncelikle ilaç dışı yollar tercih edilmelidir. Unutulmaması gereken bir nokta şiddetli ağrının vücut için bir stres olduğu, stres durumunda da vücutta pek çok maddenin kana salındığı dır. İlaç kullanımını sınırlandırmak isterken vücudu bu stres ile baş başa bırakmak da beraberinde bir takım  sıkıntılar getirebilir’’ dedi.

Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gökçenur Gönenç, gebelikte yaşanan ağrılar konusunda önemli bilgiler verdi.

BAŞ AĞRISI

Gebelikte baş ağrısı sık görülen bir problemdir. Altta yatan yüksek tansiyon, migren, sinüzit, göz bozukluğu gibi bir hastalık olmaksızın görülen baş ağrıları için öncelikle bedenin ihytiyaçlarının karşılandığından emin olunmalıdır. Açlık , uykusuzluk, çok sıcak veya çok soğuk hava, bedenin susuz kalması, bulunulan ortamın gürültülü olması baş ağrısını tetikleyebilir. Hafif bir yemek sonrası loş, sessiz bir odada dinlenme ile ağrıların bi kısmı hafifler. Bu önlemlere rağmen geçmeyen bir ağrı varsa ağrı kesici kullanımı gerekebilir. Ağrı kesiciye rağmen geçmeyen ağrılarda doktor kontrolü mutlaka önerilir.

DİŞ AĞRISI

Gebelikte diş ile ilgili sorunların yaşanma ihtimalini azaltmak için gebe kalmayı düşünen kadınlarda gereken diş tedavilerinin gebelikten önce bitirilmesi önerilmekte ancak bu her zaman mümkün olamamaktadır. Gebelik sonrasına ertelenemeyek aciliyetteki diş tedavileri tercihen ilk 3 ay bittikten sonra, o bölge uyuşturularak uygulanabilir. Buna rağmen zaman zaman diş ağrısı olabilir ve bu ağrı için ağrı kesici  kullanımı gerekebilir.

 

KARIN-KASIK AĞRISI

Gebelik ilerledikçe baskıya bağlı karın ve kasık bölgesinde ağrılar çok sık görülmektedir. Bu ağrılar ile baş etmek için istirahat etmek, bol su içmek, ılık duş almak veya şişeye ılık su koyarak kasıklara uygulanması, ağrılı dönemlerde cinsel ilişkiden kaçınılması gerekmektedir. Bu önlemlere rağmen rahatlamayan ağrılarda ağrı kesici kullanılabilir. Ağrı kesiciye cevap alınmadığı durumlarda altta yatan bir sorun olup olmadığının tespiti için doktor kontrolü şarttır.

 

BEL AĞRISI

Gebelik haftası ilerledikçe bebek ağırlaşır ve vücudun ağırlık merkezi yer değiştirir. Bu duruş değişikliği nedeniyle bel ve sırt ağrıları görülebilir. Ayakta kalınca artan bu ağrılarda ilk yapılacak şey uzanmaktır. Ağrılı bölgenin yumuşak hareketlerle ovulması ağrının azalmasına yardımcı olacak, ağrının geçmemesi durumunda ağrı kesici kullanımı gerekebilmektedir.

İlaçlar gebelikte kullanımlarına göre kategorilere ayrılır. Bu nedenle bir ilaç kullanılması gerekiyorsa gebelik kategorisi en uygun ilaç seçilmelidir. Yrd. Doç. Dr. Gökçenur Gönenç, ‘’Gebelik ve ilaç kullanımı ile ilgili bilimsel çalışma yapmak etik kuralları zorlayacağı için bu konudaki bilgilerimiz kullanan kişilerin gözlenmesine dayanmaktadır. Gebelikte parasetamol grubu ilaçlar ilk planda kullanılan ağrı kesici ilaç grubudur. Gebelikte her türlü ağrı için kullanımı uygundur. En güvenli ilaç grubu olmakla birlikte uzun süre yüksek dozlara maruz kalan gebelerin erkek bebeklerinde testoteron üretim yetersizliği buna bağlı da üreme sistemi ile ilgili bir takım sıkıntılar olma ihtimali bulunmaktadır. Bunun yanında gebelikte parasetamol kullanımın çocuklarda dikkat bozukluğu ve hiperaktivite ile ilişkisini irdeleyen bir takım çalışmalar da bulunmaktadır. Bu nedenle ilaç dışı yöntemlerle çözüm bulunamadığı zaman ilaç kullanılması önerilmektedir’’ dedi.

Parasetamol’ün kullanılamadığı veya etkin olmadığı durumlarda non steroid antienflamatuar grubu ilaçların da kullanımı gerekebilmektedir. Bu ilaçlar plasenta yolu ile bebeğin dolaşımına geçebilmekte,  yüksek doz kullanımda bebeğin organlarına hasar verebilmektedir. Bunun dışında bu grup ilacın gebeliğin son 3 ayında kullanımının bebeğin idrar miktarını azaltabileceği, kalpte açık kalması gereken bir damarı daraltabileceğinden dolayı kullanılmaması gerekmektedir. Bebeğin suyunun normalden fazla olması, erken doğum eylemi gibi durumlarda hekim kontrolünde tedavide kullanılan bu ilaçların hekim denetiminden bağımsız kullanılması önerilmemektedir.

 

 

Haber Yayın Dairesi: Yusuf Ünel

Toros Üniversitesi’nde Kutlu Doğum Haftası Kutlandı

toros1Toros Üniversitesi öğrencilerinin düzenlediği Kutlu Doğum Haftası, Bahçelievler Kampüsü Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikle kutlandı.

Toros Üniversitesi öğrencilerinin hazırladığı etkinliğe; Yenişehir Müftüsü Halil Uzun’un yanı sıra Genel Sekreter S. Reşit Aşkın, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yüksel Özdemir, Prof. Dr. Ahmet Özer, Öğrenci İşleri Müdürü H. Cemil Şensever, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.

“Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı” temalı Kutlu Doğum Programı’nda konuşan Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer böylesi önemli bir güne ve programa ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını belirterek, “ Türkiye bir etnisiteler ve kültürler mozaiğidir. Yani her türlü etnik yapının, inancın, mezhebin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu bağlamda Mersinimizin de ayrı bir yeri ve önemi vardır. Mersin mezarlığına gittiğiniz zaman orada Müslümanların, gayrimüslimlerin, Sünnilerin, Alevilerin aynı mezarlığa ölülerini barış ve kardeşlik içinde gömdüklerini görürsünüz. Bu dünyanın çok az yerinde rastlanabilecek bir şeydir. Dolayısıyla kültürlerarası diyalog, birlikte yaşama kültürü Türkiye’nin bugün en ihtiyaç duyduğu şeydir.

Bana göre insan; pür iyi ya da bir kötü bir varlık değildir. İnsanın içinde iyilikte var, kötülükte var. Bu iyilik ve kötülük bileşik kap sistemi gibidir.  Biz iyiliği ortaya çıkarırsak kötülük aşağıya iner, siner küçülür. Kötülük öne çıkarsa iyilik aşağıya doğru siner. Bana göre Peygamberlerin en büyük özelliği insanların içindeki iyiliği ortaya çıkarmaktır” şeklinde konuştu.

toros.jpg2Prof. Dr. Özer’den sonra kürsüye çıkan Yenişehir Müftüsü Halil Uzun, diyanet olarak bu sene belirledikleri Kutlu Doğum teması hakkında bilgiler verdi. Müftü Uzun, “Kutlu Doğum haftasında her yıl farklı bir temayı işliyoruz. Bu seneki temamız; Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı. Şöyle bir gözünüzün önüne getirin; Hz Peygamber doğmadan önceki Arabistan döneminin ismi cehalet dönemiydi ve karanlıklar içerisindeydi. Kısacası hak ve adalet adına hiçbir şeyin olmadığı bir döneme Hz Muhammed Mustafa Aleyhi ve Sellem bir güneş gibi doğdu” dedi.

“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diyen İslam’ın yaşandığı ülkelerde yaşanan savaşlar konusuna da tepki gösteren Müftü Halil Uzun, “ Sevgi ve Barış dini olan İslamiyet’in yaşandığı ülkelere bakıyorsunuz maalesef bu bölgelere savaşlar, kan ve göz yaşı hakim. Bugün İslam ülkelerindeki akan kanlar, o kanı akıtanların, o yüzünü kapatanların, siyaha çevirenlerin İslam’la hiçbir şekilde ne ilgisi, ne de alakası vardır” şeklinde konuştu.

Müftü Uzun’un konuşmasının ardından sahneye ilköğretim öğrencilerinden oluşan MERİMDER semazen ekibi çıktı. Minik semazenlerin gösterisi salondakilerden tam not aldı. Semazen gösterisinin ardından, ilahiler ve şiirlerle program son buldu. Etkinlik sonunda katılanlara öğrenciler tarafından Hz Peygamber’i sembolize eden gül takdim edildi.toros3

İmam Hatipli Öğrenciler Kutlu Doğum Gecesinde Buluştu

gece

KİHMED Hanımlar Komisyonun Kutlu Doğum Haftası nedeniyle düzenlediği, Kutlu Doğum Gecesinde Peygamber Efendimizin (S.A.V.) dünyaya teşrifleri dualar, naatlar ve ilahilerle anıldı. Misafirler salona sığamadılar.gece1

Evliya Çelebi İmam Hatip Ortaokulu, İbni Sina İmam Hatip Ortaokulu ve Nuh Çimento İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin hazırladığı, KİHMED Hanımlar Komisyonunun öncülüğünde, İzmit İlçe Müftülüğü, İlim Yayma Cemiyeti, TÜGVA ve Kocaeli Kent Konseyi Kadın Meclisinin desteği ile Süleyman Demirel Kültür Merkezinde icra edilen programda İmam Hatip Ortaokulu Peygamberimizin (S.A.V.) Kutlu Doğumunu kutladılar. Programa İzmit Kaymakamı Sn. Ersin EMİROĞLU, Kandıra Belediye Başkanı Sn. Ünal KÖKEN, İzmit İlçe Milli Eğitim Müdürü Sn. Ali Osman KARABAYIR, İzmit İlçe Müftümüz Sn. Abdülkadir KEŞVELİOĞLU, Ak Parti Milletvekili Adayları Sn. M. Akif YILMAZ ve Sn. Sami ÇAKIR ile çok sayıda misafir katıldı.gece2

Kutlu Doğum programına katkıda bulunan İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri, tasavvuf konseri ve okudukları naatlar ile izleyenlerden büyük beğeni kazandı. Ayrıca programda İmam Hatip Ortaokul öğrencileri hocalarının eşliğinde sema gösterisi gerçekleştirdiler. Öğrencilerin başarısı takdirle karşılandı. İmam Hatip Ortaokul öğrencilerinin ilahi ve naatlardaki içtenliği Peygamberimize (S.A.V.) olan sevgilerini gösterirken, duygu dolu anlar yaşandı. gece3

Gebze İLKÇEV ”En Sevgili’yi” Yad Ediyor!!!

En Sevgiliye, En Sevgili davet.Gebze İLKÇEV Düzenlediği etkinlik kapsamında büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
ilkçevHer Yıl Kutlu Doğum Kapsamında düzenlediği programlarla göz kamaştıran Gebze İlim,Kültür,Çevre Kulübü Derneği (İLKÇEV) bu senede” Hayrul Beşer ” temasıyla Peygamber Efendimizi yad ediyor. Altıncısı gerçekleştirilecek program 10 Nisan 2015 Cuma Günü Saat:20:15’te Gebze Kent Meydanı Sardunya Nikah Salonu’nda Gerçekleşecek.Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof.Dr. Zülfikar GÜNGÖR’ün katılacağı programa Kocaeli ve Türkiye başta olmak üzere gelebilecek imkanı olan dünyanın her yerinden insanlar davetlidir.

Haber:Yusuf Ünel

Büyük Birlik Kocaeli Gölcül İlçe Başkanı Kutlu Doğum Haftası Dolayısıyla Mesaj Yayınladı

 

      Büyük Birlik Partisi Gölcük İlçe Başkanı Gökmen Türkkanı; Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)’in doğum yıldönümünün; tüm insanlığa barış , huzur , mutluluk ve adalet getirmesini dileyerek “ Bundan tam 1444 yıl önce insanlık Cahiliye devrini yaşıyordu. İnsanlar hak, adalet, dürüstlük gibi kavramları unutmuştu. Güçlü zayıfı eziyordu. Kız çocuğuna sahip olmak utanç vesilesi olduğundan diri diri toprağa gömülürdü. Yirimi üç yıllık peygamberlik süreci sonunda cahiliye devrinin karanlık günlerinden, karıncayı bile incitmekten çekinen insanlardan oluşan saadet asrının güneşinin tüm dünyayı aydınlattığını görüyoruz. Bu kadar kısa bir zaman diliminde bu kadar büyük değişimin mimarı tabiî ki alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’di.

büyük birlik logoSevgili Peygamberimiz hayatı boyunca insanları aldatmaya yönelik hiçbir iş yapmamıştır. O hiç yalan söylememiş, insanların mallarına el uzatmamış, haksız yere cana kıymamıştır. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde bu hususu şöyle dile getirmektedir. “Müslüman, insanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir”;

Özü sözü bir olan peygamberimiz, kendisi için istediğini ümmeti için istemiştir ve bu hususta şöyle demiştir. “Hiçbiriniz kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için istemedikçe (gerçek anlamda) iman etmiş olamaz”

Sevgili Peygamberimizin ahlaki vasıflarından biride yapmış olduğu bütün işlerinde merhamet duygusunun olmasıydı. Ağzından hiçbir zaman kaba bir söz çıkmamış, hiç kimsenin kalbini kırmamış, her hareketinde merhameti ön plana çıkarmış ve bizlere merhametli olmamızı öğütlemiştir.

Sevgili Peygamberimizin , söylediği ve yaptığı işler hayatı boyunca uyum içinde olduğu için yaşadığı toplumda örnek bir kişi olarak gösterilmiş ve kendisine Muhammed’ül Emin denilmiştir.

İnsanlara hangi inançtan olursa olsun sırf insan olduğu için değer vermiştir.” Dedi.

Haber Yayın:Yusuf Ünel

Kocaeli Alperen Ocakları Kutlu Doğum Haftası Kutlaması

 

kutluKocaeli Alperen Ocakları Başkanı Soner Yıldız, Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle kutlama mesajı yolladı. Her yıl Nisan ayının 3. haftası(14-20) Kutlu Doğum Haftası olarak kutlandığını söyleyen Soner Yıldız, “ Alemlerin Efendisi olan Hz. Muhammed’in (s.a.v)   bu dünyaya teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi, yüzyıllardır insanlık tarafından Mevlid Kandili Olarak kutlanmaktadır. Mevlit kandilleri, ilk zamanlar insanların çeşitli vesilelerle bir araya geldiği, dini sohbetlerin yapıldığı, sevinçten tasadan dem vurulduğu bir organizasyon şeklindeydi. Yüce dinimizin insanlık için getirdiği barış mesajı böyle bir ortamın oluşmasına imkan sağlıyordu. Bunun yanında Efendimizin örnek hayatı ve düşünceleri insanların huzur içinde yaşaması için bir vesileydi. Kardeşliğin, birlik ve beraberliğin tesisi için böyle önemli günlerde bir araya gelmek insanlık için olduğu kadar Efendimize de karşı vefa borcunun ifasıdır.” Dedi. Dini,cami dışına çıkarmak, bu enfüsi ortama tüm vatandaşları dahil etmek maksadıyla Türkiye Diyanet Vakfının, bu haftayı “Kutlu Doğum Haftası” ilan etttiğini söyleyen Yıldız; “günümüzde de görüldüğü gibi Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle ülkemizde iki baharı birden yaşamaktayız. Kardeşlik, birlik beraberlik mesajlarının arttığı bir dönem olarak kutlamaktayız. Biz ümmet, millet olarak öyle bir peygambere sahibiz ki O’nun getirdiği huzur ve barış ortamı O  maddi olarak olmasa da manevi olarak kendini hissettirmektedir.” Dedi.