Etiket arşivi: David

DAVİD ROCKEFELLER’İN İTİRAFLARI

seyfettin karamızrakABD’li Yahudi bankacı işadamı David Rockefeller’in 20 Mart 2017 tarihli Akit gazetesinde “İşte Yahudi Rockefeller’in şoke eden ‘Türkiye’ itirafları!” başlığıyla yayımlanan itiraflarından bazıları:

Türkler yıllar boyu komünizme karşı savaşmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bizim desteğimizle Adnan Menderes gelmişti.

 

Bir darbe ile bu işe bir son verildi ve sonunun öyle bitmesini istemediğimiz halde, çalışma arkadaşlarıyla beraber idam edildi. Sadece CELAL BAYAR kurtuldu, çünkü bir MASONDU ve yakın arkadaşı Papa Roncalli, ya da diğer adıyla 23. John, Vatikan’ın baskısıyla onu idamdan kurtardı.

       

1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. Önce kaos, sonra düzen. Provokatörlerimiz aracılığıyla sağ ve sol ideoloji kavgaları başlatıldı. Ülke halkı sağcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya başladılar.

 

 Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uğruna can vermişti. Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor fakat olayları önleyemiyorlardı. Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi. Zavallı ülke halkı bu sözde başarıyı darbenin bir neticesi olarak gördüler.

Askeri hükümet bir süre devlet yöneticiliği yaptı ve bizim belirlediğimiz bir kişiye yönetimi devretti. Bu Turgut Özal’dı. Özal, isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı.

 

Ülke artık Amerikan ve Avrupa yapımı mallarla dolmuştu. İnsanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet yapmanın peşine düştüler. Rüşvet, devlet bankalarının çeşitli entrikalarla soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek. Arkadaş, dost, aile gibi kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye başladı.

 

Ülke insanının tepkisini ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik. Fakat bu düşünceler kendisine pahalıya mal oldu. Biz de Kürt devleti projemizi hayata geçirmek için PKK denilen bir örgüt üretildi.

 

Sanırım yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için hala geçerli olan Sevr Antlaşması uyarınca hemen hemen tamamından fedakârlık etmek zorunda kalacak.

 

Bir kere Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda Türkiye’ye aittir.

 

İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. İslamiyet’i yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den başlamalıyız.

 

Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır.

Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır.

 

Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar. Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.

 

Dördüncüsü, ülke bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale gelecek.

 

Beşincisi ve belki de en önemli olanı Türkler medeniyetin beşiğidir. Medeniyetin beşiği olarak Türkleri kabul edemezdik; tam aksine bin bir entrika ile bu kültür miraslarına el koyarak biz onları bütün dünyaya barbar, hak hukuk tanımayan bir toplum olarak tanıttık ve bunda da oldukça başarılı olduk.

 

Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’da bize karşı olan imparatorlukları dağıtmak ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayarak Ortadoğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin yolunu açmak için çıkarılmıştı.

 

Bizim için Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak çok zor olmadı. Savaş sonunda hedefimize ulaşmamıza az kalmıştı; ama Atatürk adında bir lider ortaya çıkarak planlarımızı bir süreliğine ertelememize neden oldu.

 

İkinci Dünya Savaşı’nın asıl sebebi şu an olduğu gibi dünyada başlayan ekonomik krizlerdi; diğer bir önemli neden ise Diaspora’nın yani kutsal topraklar dışında yaşayan Yahudilerin, yeni İsrail devletini kurmaya yardımcı olmamaları ve bu ülkeye dönmeyi kabul etmemeleriydi.

 

Hitler Yahudilere kin duymaya başlamıştı. İsrail topraklarına dönmemekte ısrar eden Yahudileri korkutmak amacıyla birkaç katliama izin verildi ve söylenenden çok daha az kişinin öldüğü bu katliamlar kullanılarak sözde milyonların yok edildiği Yahudi katliamı senaryoları üretildi.

 

Şimdi aynı katliam senaryosu Ermeni Soykırımı adı altında Türklere uygulanmaktadır.

 

Atom bombası, Yahudilerin yaşadığı Almanya’ya atılamazdı, Japonlar kışkırtıldı ve daha önceden haber alınmasına rağmen, halkın duygularıyla oynanarak desteğinin kazanabilmesi için yüzlerce Amerikan askerinin ölmesiyle sonuçlanan Pearl Harbor baskınına göz yumulmuş ve bu sorun da aşılmış oluyordu.

 

Ve böylece Büyük İsrail İmparatorluğu’nun temelini oluşturan İsrail Devleti 1948 yılında Rotschild Ailesi’nin cömert mali desteğiyle kuruldu.

 

İran-Irak savaşı Saddam’a büyük vaatler yapılarak başlatıldı. İlk iş olarak birbirlerinin petrol kuyularını ve tesislerini bombaladılar. Tabii sonunda petrol zengini bu ikili, bizlerden daha fazla silah satın alıp savaşı kazanabilmek için ülke ekonomilerini iflas ettirecek düzeye getirdiler. Sonuçta bütün şehirleri ve petrol tesisleri yine bizler tarafından yeniden kurulacaktı. Bu da yine bizlerden daha fazla borç almakla mümkün oluyordu.

 

Saddam dolduruşa getirilerek başlatılan 1990 yılındaki Körfez savaşı, ile ırak ekonomisi bir kez daha çökertildi; Kuveyt’i tekrar inşa etmek için milyarlarca dolarlık iş bağlantıları yapıldı; Amerikan askerleri bölgeye ilelebet yerleşti.

 

Bu savaşta test amacıyla tüketilmiş uranyum bombaları kullanıldı. Bu bombalar, etkisi yıllarca sürecek radyoaktif maddeler yayarak bölgedeki yüz binlerce insanın, tabii bu arada bizim askerlerimizin de ölmesine yol açtı, hala da insanları öldürmeye devam ediyorlar.

Avrupa ülkelerinde kurulan İtalya Gladio’su benzeri istihbarat örgütleri sayesinde, bütün ülke yönetimlerini kontrol altında tutmaktayız.

 

İstanbul’daki sinagoglara yapılan saldırılar ve Madrid’deki tren bombalama olayları, bu ülkelere bizim isteklerimizi görmezden geldiklerini hatırlatmak için yaptırıldı.

 

New York İkiz Kuleler, Pentagon saldırıları, Kenya ve Suudi Arabistan’daki bombalama olayları ise tamamen bizim planlarımız doğrultusunda icra edildiler.

Bu örnekler inanın bana sadece buzdağının dışarıdan görünen başı. Gördüğünüz gibi dünyanın her noktası kontrolümüz altında.

 

 

AVRUPA BİRLİĞİ’NDE BÜYÜK KIRILMA !

 

23 Haziran’da İngiltere’de önemli bir halk oylaması-referandum yapıldı. Bu oylama, Avrupa Birliği ve Birleşik Kırallık olarak da bilinen İngiltere’nin geleceği açısından çok önemliydi.  Seçimle ilgili ilk açıklamalarda AB’ye evet önlerde iken kırsal kesimlerden gelen sonuçlar dengeyi değiştirdi ve oylardan % 52 oranında “AB’ye Hayır” çıktı. Bu sonuç Avrupa kadar tüm dünyayı şaşırttı. Dolar, Euro, borsalar düştü ve altın yükseldi. İngiltere’de eveti destekleyerek kaybeden ve Türkiye’nin AB üyeliğine de engeller çıkartan Başbakan David Cameron hükümetinin istifa etmesi de beklenilmekte.

ab çıkışı28 devletten oluşan “AB’ye Hayır” oyunun ağırlık basmasında; Yunanistan merkezli ekonomik krizler, mülteci sorunundan korkma, işsizlik probleminin daha da artma endişesi, Kıta Avrupası’ndan kendilerini üstün görme, sterlin kullanmaya devam etme arzuları ve Avrupa Birliği’nin daha yüzeysel bir örgüt olarak görmek istemeleri gibi sebeplerden kaynaklandığı tahmin ediliyor.

Referandum kararının AB Konseyi’ne bildirilmesinin ardından Birleşik Krallık’ın birlikten çıkması için 2 yıllık müzakere süreci başlayacak. Birleşik Krallık’ın AB’den resmen ayrılmasının 2 ila 10 yıl sürmesi beklenirken, bu süre içerisinde de İngiltere, AB kurallarına tabi olmaya devam edecek. Bu zaman zarfında İngiltere’ye bazı tavizler verilerek yeniden kazanılma politikasının yürütüleceği öngörülse de, AB için verilen hayır oyu, büyük bir prestij kaybı vermiş durumda… Strateji uzmanları bu sonucu “AB’de büyük bir deprem” olarak da yorumlamakta.

Oy kullanma yaşının 18 olan Birleşik Krallık’ta toplam 46 milyon 499 bin 537 seçmen bulunuyor. İngiltere 39 milyon 956 bin 824 seçmenle Birleşik Krallık’taki en önemli seçmen oranına sahip, onun ardından  3 milyon 988 bin 492 ile İskoçya, 2 milyon 270 bin 743 ile Galler, 1 milyon 260 bin 955 ile Kuzey İrlanda takip etmekte. Cebelitarık’ta ise 24 bin 117 seçmen mevcut.

Haber: Fevzi Yurtoğlu