Etiket arşivi: Dağlık

Olba Antik Kenti’nde Kazı Çalışmaları Aralıksız Sürüyor

 

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin’in Silifke İlçesi’ne bağlı Uzuncaburç beldesinin doğusunda bulunan Olba Antik Kenti’nde 2017 yılı yaz döneminde başlayan arkeolojik kazıları inceleyerek, görevlilerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (1)

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 3 yıldır sağladığı maddi desteği bu yıl da devam ettirdiği ve 60 bin TL destek verdiği kazı çalışmalarını inceleyen Başkan Kocamaz, “Mersin’in turizm hayatına, kültürel değerlerine yeni değerler katmak istiyoruz” dedi.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (7)

Göreve geldikleri günden bu yana destek verdikleri kazı çalışmalarından bahseden Başkan Kocamaz, verilen desteğin devam edeceğini belirterek, “Bu bölgede 8 ayrı yerde kazı çalışmalarımız devam ediyor. Müze müdürümüz, kazı başkanımız ve kazı heyetimiz burada. Bu bölge tarihte çok önemli bir yerleşim birimiydi. Bunların kalıntılarını hep birlikte gün yüzüne çıkaracağız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu tür yerler çok fazla ilgi görüyor. İlgi görürken de bölgede yaşayan insanların günlük hayatına da bazen engeller çıkarabiliyor. Ama Devletimiz büyük devlet, güçlü devlet. İnşallah bu konuyu Bakanlık yetkilileri ile görüşüp en kısa sürede çözmek istiyoruz” şeklinde konuştu.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (17)

Roma mozaiği gün yüzüne çıkarıldı

Silifke İlçesi’ne bağlı Olba Antik Kenti’ndeki kazılar, Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Erten başkanlığında ve Gazi Üniversitesi ile Mersin Üniversitesi doktora, yüksek lisans ve lisans öğrencilerinden oluşan 20 kişilik bir ekip ile sürdürülüyor. Arkeolojik kazılarda aynı zamanda ilgili alanlardaki uzmanlar, eğitim için gelen öğrencileri de yetiştiriyor.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 3 yıldır destek verdiği kazılarda ortaya çıkarılan mimari eserlerin görsel belgelemeleri yapılırken, eski eser restorasyonu ve küçük eser konservasyonunun yerinde yapılabilmesi adına kurulan laboratuvar ile eserlerin ön temizlikleri ve bakımı sağlanabiliyor.

Dağlık Kilikya olarak adlandırılan bölgenin önemli bir merkezi olan Olba Antik Kenti’nin yerleşim tarihine ışık tutmak amacıyla 17 yıldır devam ettirilen kazılar, her yıl olduğu gibi bu yıl da hız kesmeden sürdürülüyor. İlk olarak 2001 yılında yüzey araştırmaları olarak başlayan çalışmalar, 2010 yılında arkeolojik kazı çalışmalarına dönüştü. 2017 yılı kazı çalışmaları, daha önceki yıllarda başlamış olan Roma Dönemi tiyatrosunda, Hıristiyanlık Dönemine ait manastırda ve kentin akropolisinde devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda kazı alanında devam eden çalışmalar sırasında, MS. 2. yy sonu 3. yy başlarına ait bir Roma mozaiğine rastlandı. Olba’da rastlanılan ve değerli, seçkin bir eser olan Roma mozaiği, Silifke Müzesi’ne kaldırıldı ve sergilenmeyi bekliyor.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (29)

“Arkeolojik kazılar için ilk defa yerel yönetimden böyle bir destek aldık”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın kazı çalışmalarına verdiği desteğin önemine değinen Olba Antik Kenti Kazı Başkanı Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Erten, “Sayın Başkan, göreve geldiği tarihten itibaren kazılara destek vermekte. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Çünkü yerel yönetimlerden ilk defa böyle bir destek aldık. Bu sadece Mersin ve bölge arkeolojisi değil aynı zamanda ülkemizin tarihinin, kültürünün aydınlatılması açısından çok değerli bir destek. Sayın Burhanettin Başkanımıza huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Yardımlarının her kuruşunun bizim için çok kıymetli olduğunu, çok önemli işlerimizi bu sayede hallettiğimizi belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (35)

Silifke Müzesi Müdürü Nilgün Yılmazer, “Ben öncelikle Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Burhanettin Kocamaz Bey’e bölgemizdeki kazılara, yüzey araştırmalarına verdiği destekten dolayı sonsuz teşekkür ediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanımız bu konuda oldukça duyarlı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Burhanettin Bey’in, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile bölgede çok güzel çalışmalar yapılacağı inancındayım” diye belirtti.

TRİPOLİÇE KATLİAMI’NIN 195. YILI

           

 

 

süleyman pekinSrebrenitsa’yı bilirsiniz; Bosnalı Sırpların 21 yıl önce 8.372 kişiyi katlettiği ve belgelerle “II. Dünya Savaşı ’ından sonra insanlığa yapılan en büyük suç” olarak ıspatlanan soykırımı. Ve devamında, 1992-1995 yılları arasında, Avrupa’nın gözü önünde sistematik bir kırıma tâbi tutulan 300 bin Müslüman Boşnak..

Hocalı’yı bilirsiniz; Ermenistan birliklerinin 24 yıl önce Dağlık Karabağ’da 106’sı kadın, 83’ü çocuk, toplam 613 sivilin bir gecede işkencelerle katledildiği çağdaş soykırımı. Ve devamında, 1991-1994 arasında, Rusya’nın da desteğiyle öldürülen binlerce Azerî Türk’ü ve yurtlarından kovalanan 1 milyon mülteci..

1915’i de bilirsiniz; sözde Ermeni Soykırımı denilerek I.Dünya Savaşı öncesinde ve esnasında bölücü Ermeni çetelerinin katlettiği, toplu mezarlarla üstünü örttüğü 1,5 milyon Müslüman Türk.. Ve devamında Kurtuluş Savaşı’ndakileri, sonra Hoybun’u, sonra Asala ve şehit diplomatlarımızı, sonra ‘İkinci Hoybun’ PKK terörünü de bilirsiniz. Ki devamın devamı var.

Peki ya Tripoliçe Katliamı’nı bilir misiniz? 195 yıl önceki 10-11-12 Ekim günlerinde vahşice kırıma uğratılan 40 bin Mora’lı Müslüman Türk’ü hatırlayanımız var mı? Tripoliçe Kadısı Halim Efendi’nin üzerine yağ dökülerek yakıldığını ve isyancı Rum çetelerinin Türk mezarlıklarını altüst edip kemikleri ateşe attığını bilenler beri gelsin.

Ya 1822 Atina Katliamı’nda öldürülen binlerce Türk.. Ya 1823 başında Anabolu Kalesi’nde açlıktan öldürülen, kalanı da doğranan binlerce Müslüman.. Ya Benefşe, Balya, Badra, Argos, Korint, Avarin, Misolongi, Moton, Guston, Fenar, İzdin, İstefe, Eğriboz’da olan-bitenler… Ya Ayvalık, Bülbülce, , Çamlıca, Eşkiros, Hidra, İmroz, İstanköy, İpsara, Nakşa, Sakız, Sisam, Suluca, Salamis, Taşöz, Semadirek, Yunda adalarında yok edilenler…

1821 ile 1838 tarihleri arasında Mora Yarımadası’nda mukim 200 bin Müslüman Türk “Hıristiyanlara huzur! Konsoloslara saygı! Türklere ölüm!” sloganıyla yok edilmiştir. Mora çevresindeki adalarda ise numunelik Türk bırakılmamıştır. Amerikalı tarihçi Justin Mc Carthy, ‘Ölüm ve Sürgün’ kitabında 1821 ve 1922 yılları arasındaki 1 asırlık zamanda 5,5 milyon Müslüman’ın Avrupa’dan sürüldüğünü, 5 milyondan fazlasının da öldürüldüğünü veya benzer nedenlerle öldüğünü söylemektedir.

Kıbrıslı Türk tarihçi Salahî Sonyel’in Belleten’de yayınlanan “Yunan Ayaklanması Günlerinde Mora’daki Türkler Nasıl Yok Edildiler?” makalesinde içinizi kaldıracak detaylar yer almakta: Denizde boğularak öldürülen kadınlar, kayalara çarpılarak canına kıyılan çocuklar, kafası kesildikten sonra kazığın ucuna takılıp gezdirilenler, sistematik tecavüz ve işkenceye uğrayan kadınlar, organları parçalanarak katledilen erkekler vs. gibi..

Doç. Dr. Ali Fuat Örenç’in kaleme aldığı ve Babıali Kültür Yayıncılığı’ndan çıkan 300 sayfalık “Balkanlarda İlk Dram UNUTTUĞUMUZ MORA TÜRKLERİ ve Eyaletten Bağımsızlığa Yunanistan” kitabı da çok kıymetli bir kitap.  195 yıllık bir fener gibi.. Eğriboz’dan Atina’ya, İzdin’den Badracık ve İstefe’ye dek Osmanlı evkafını bile isim isim sıralamış; hani belki hesabını soracak bir İktidar yada Bakanlık çıkar diye.

Ne bileyim; soyadı Mora ve civarıyla ilgili olanlar belki Mora Müslümanları ve Osmanlı Eserleri adına bir vakıf kurarlar. Eğriboz Fatih Sultan Mehmet Camii veya Atina Mustafa Ağa Medresesi Derneği de olabilir. Dışişleri’ne, TİKA’ya, Yurtdışı Türkler Başkanlığı’na ve Yunus Emre Enstitüsü’ne duyurulur.

Lozan mı demiştiniz, Adalar mı demiştiniz? Ya Mora’nın hesabı ne olacak?  Türkiye Cumhuriyeti’nin alamadıkları olmuştur ama Osmanlı’nın verdiklerini de unutmayalım.

“Ah mora nenem, kara nenem ah!”