Etiket arşivi: Center

Türkiye Tohum Ticaretinde Dünyada İlk 5’i Hedefliyor

2017 yılında 136 milyon dolar tohum ihraç eden tohumculuk sektörü, son on yılda üretimini 3,5 kat, son 15 yılda da ihracatını 8 kat arttırmayı başardı. Türkiye’de tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren 832 şirket bulunuyor. Bu şirketlerin 778’i yerli sermaye, 22’si yerli-yabancı ortaklı ve 32’si de yabancı firmalardan oluşuyor. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 50 bin sertifikalı tohum üreten sektörün, atağa kalkarak üretimini ve ihracatını arttırması bekleniyor.

Tohumculuk başta olmak üzere Sera ve Sulama Teknolojileri, Bitki Besleme ve Koruma ile Traktörve Tarım Makinaları sektörleri 18 yıldır Antalya’da dünyanın en büyük örtü altı tarım sektörü fuarı Uluslararası Growtech Eurasia’da buluşuyor.

“Hedefimiz Tohum Ticareti Yapan Ülkeler Arasında Dünyada İlk 5’te Yer Almak”

Growtech Eurasia’nın ihracat odaklı bir fuar olduğunun altını çizen Growtech Marka Direktörü Engin Er, “28 Kasım-01 Aralık 2018 tarihleri arasında Antalya Expo Center’da 50 bin m2 alanda ‘Tarım ve Teknolojinin Global Buluşması’ ana temasıyla Uluslararası Growtech Eurasia Tarım Fuarımıza bu yıl 30 ülkeden 800 firma ve marka yer alacak. Growtech Eurasia, ihracat potansiyellerini arttırmak isteyen, yeni pazarlar arayan katılımcılarımızı bir araya getiren uluslararası bir arena. Geçtiğimiz yıl uluslararası ziyaretçi sayımızı yüzde 35 oranında arttırdık, Çin’den ABD’ye, İsveç’ten Kamerun ve Sri Lanka’ya kadar dünya ülkelerinden çok sayıda temsilci Growtech Eurasia’daydı. Bu yıl ki hedefimiz 100’ü aşkın ülkeden 85 binin üzerinde ziyaretçiyi Antalya’da ağırlamak ve her yıl sektör için oluşturduğumuz ortalama 600-700 milyon dolar iş hacmini daha da yukarı seviyelere çıkarmak” dedi.

“Tohum bu yıl tarım sektörünün en önemli gündem maddelerinden biri olacak” diyen TÜRKTOB Başkanı Kamil Yılmaz,“2017 yılında Avrupa, Amerika ve Afrika’da 80 ülkeye 136 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Türkiye, tohum ticareti yapan ülkeler arasında dünyada 10. sırada yer alıyor, hedefimiz ilk 5’te yer almak. Antalya’da düzenlenen, sektörün en önemli uluslararası fuarı olan Growtech Eurasia Uluslararası Sera Tarım Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı, sektörümüze 18 yıldır yeni pazar fırsatları sunuyor. Bünyemizdeki 7 Alt Birlik ve 43 bin üyemizle Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olarak 28 Kasım-01 Aralık 2018 tarihleri arasında Growtech Eurasia’da olacağız. Bu yıl 30’dan fazla ülkeden 800 firma ve marka ile Amerika, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarından 100’ün üzerinde ülkeden 85 bini aşkın ziyaretçi bekleniyor. Growtech Eurasia bizim için ihracat ile aynı anlama geliyor”. dedi.

“Tohum Üretim Hedefimizi Yıllık 1,5 Milyon Tona Yükselttik”

Tohumculuk sektörü olarak yıllık üretim hedeflerini 1,5 milyon tona yükselttiklerini belirten Yılmaz“2017 yılında 1 milyon 50 bin ton sertifikalı tohum ürettik, 40 bin ton ithalat, 44 bin ton ihracat yaptık. İthal ettiğimiz tohumun karşılığı 185 milyon dolar, ihraç ettiğimiz tohumun değeri de 136 milyon dolar. Türkiye’de tohumculuk sektöründe ihracatın, ithalatı karşılama oranı yüzde 73, buna fide, fidan ve süs bitkilerini de dahil ettiğimiz zaman ihracatın, ithalatı karşılama oranı yüzde 90’ların üzerinde’’ şeklinde konuştu.

Tohum ekim döneminin de yaklaştığını vurgulayan Yılmaz‘’Sertifikalı tohum verim ve kalite artışı demektir. Ayrıca elde edilecek ürün standartlara uygun olacağı için üreticimizin daha çok kazanması anlamına gelir” dedi.

Dünyadan Alım Heyetleri Growtech Eurasia’da Olacak

Growtech Eurasia Uluslararası Tarım Fuarı, bu yıl da T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği organizatörlüğünde Alım Heyeti Programı’na evsahipliği yapmaya ve fuar süresinde uluslararası tedarikçiler ve satın almacıların özel iş görüşmeleri için platform sağlamaya devam edecek.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası işbirliği ile 11’nci kez verilecek ATSO Growtech Tarım İnovasyon Ödülleri ile tarım sektöründe faaliyet gösteren özel sektör ve kamu kurumlarına, tarımsal üretimin katma değer kazanmasına ve sektörel farkındalık yaratan yenilikçi ürün ve hizmetlere destek verilecek.

Growtech Eurasia Uluslararası Tarım Fuarı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.growtech.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tarım ve tohum sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Şirketler Dijital Dönüşümü Gerçekten Kavrayabiliyor Mu?

Yıllarca konferanslarda “Bu yıl mobilin yılı olacak.” Cümlesini duymaktan ne çok sıkılmıştık değil mi? Bunun yerini son zamanlarda “ Devir dijital dönüşüm devri.” Gibi aforizmalar alır oldu. Dijital dönüşüm adı itibariyle sadece teknoloji ile bağdaştırılabiliyor. Bu yüzden dijital dönüşüm denilince bugün pek çok kurum şirketi son teknoloji ürünleriyle donatıp, bir tane artırılmış gerçeklik (AR) ya da sanal gerçeklik(VR) uygulaması üretince bu süreci tamamladığını düşünüyor. Ancak dijital dönüşüm hiç son bulmayan bir yolculuk.

Word on keyboard made in 3D
Word on keyboard made in 3D

Peki nedir bu dijital dönüşüm?

18. yy’ın başlarında sanayide insan gücü kullanıyordu, sonlarına doğru ise su, buhar ve makine gücü kullanımı arttı. Bugün endüstri devrimi olarak adlandırdığımız kavramın ilk aşaması makinelerin insan gücü yerine kullanılmasıyla ortaya çıktı. 1900’lerin ikinci yarısında bilişim teknolojileri yaygınlaştı. Endüstri devriminin 4. Aşaması kabul edilen bu döneme Endüstri 4.0, dijitalleşme ya da dijital dönüşüm deniliyor. Dijital dönüşüm; şirket kaynaklarının, dijital yeniliklerin oluşturduğu fırsatları değerlendirerek büyütüldüğü; insan, bilgi ve teknoloji ile bu üç ana unsurun birbirine uyumlu bir şekilde yeni iş modelleri geliştirilmesi sürecidir.

Bu süreçte dikkat edilmesi gerekenleri özetlersek:
 
1. Uyumluluk : Şirket kültürünün dijitale uyum sağlaması 1. gereklilik. İşletmeler, endüstri ve pazar değişimlerine uyum sağlayarak, düzenli operasyonlarla da şirkete yeni teknoloji kattıklarında başarıyı yakalıyorlar. Şirketin yalnızca pazarlama departmanının değil bütün departmanlarının dijital düşünebilmesi gerekiyor. Bu yüzden şirketin dijital dönüşümünün tek bir ajans ya da departman tarafından yönetilmesi yetersiz kalıyor. Şirket çalışanlarının gerektiğinde fark yaratacağını düşündükleri bir fikri üst kademelere rahatlıkla iletebilmesi gerekiyor. Bunun için de çalışanların fikirleri onaylanmadığında dahi kendilerini rahatlıkla savunabildiği bir şirket kültürünün oluşabilmesi şart. Bu ortamın oluşabilmesinde yöneticilere çok fazla rol düşüyor.
 
2. Kullanıcı Deneyimi : Günümüz tüketicileri markalardan değerlerine ve ihtiyaçlarına uygun yanıt bulamadıklarında rahatlıkla vazgeçebiliyorlar. Müşterilere üst düzey kullanıcı deneyimi yaşatmak tamamen zorunlu hale geliyor. Bunun en iyi yollarından biri müşteri ile etkileşimi artırarak geri bildirimleri tespit etmek. Müşterilere, işletmeyle her an ve her yerde etkileşime geçebilme deneyimini sunmak gerekiyor. Maalesef bazı şirketler müşteri etkileşiminin Twitter’dan otomatik mesajla geri dönüş yapılması ile sağlandığını sanıyor.
 
3. İnovasyon : Pazarlama, çok hızlı şekil değiştiriyor. Bu koşullarda pazarda rekabet gücünü korumanın en iyi yollarından biri proaktif yeniliklere odaklanmak. Yeni teknolojinin değerlendirilmesi, test edilmesi, analiz edilmesi ve her zamankinden daha hızlı karar verilmesi gerekiyor. Şirketler gerçek bir değer sunmayan yeni araçları kullanmakla zaman harcamamalılar. Şirket fikirden uygulamaya ne kadar hızlı geçiş yapabilirse, pazarlama modellerinde geliştirilmesi gereken alanlar ve gerekirse vazgeçilmesi gereken stratejiler kolay tespit edilebilir. Ayrıca inovasyona hızlı adapte olmak şirket kültürünün değişirken yeni teknolojiye adapte olma sürecini de hızlandıracaktır. Teknolojiye siz yetişemeseniz de o size mutlaka yetişiyor. Önemli olan proaktif yeniliklerin üreticisi konumda olabilmek.
 
4. Uzak iş gücünü yakalayabilmek: Y kuşağının iş dünyasına geçmesiyle freelance iş modeli gittikçe benimsenmeye başladı. Rahatına düşkün daha özgür çalışma ortamının peşinde olan Y kuşağını iş için ikna edebilmek çok kolay değil. İnovasyon ve teknolojiye hızlı uyum sağlamak işletmelerin dünyanın herhangi bir yerinde en iyi yetenekle bağlantı kurmalarına olanak tanıyacaktır. Şirket genç yetenekleri kendi bünyesine çekebilmeli. Y kuşağı ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isterseniz Çiğdem Özdemir’in yazısını okuyabilirsiniz.

 

Pazarlama Alanında Y Kuşağından Faydalanmak için 6 Sebep

 

5. Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal gerçeklik (VR) : PokémonGO’nun geçtiğimiz sene nasıl da ortalığı kasıp kavurduğunu hatırlıyoruz değil mi? Tam tarihe gömüldü diye düşünürken Nintendo, değerini bir anda 11 milyar dolar artırmıştı. Bu teknolojiler ilk çıktığında oyun dünyasıyla sınırlı iken artık her zamankinden daha kolay uygulanabiliyorlar. AR ve VR müşterilerle bağlantı kurmanın yeni ve alternatif yollarını oluşturuyor.
 
6. Uygulama programlama arayüzü (API): API’ler bir uygulamanın özelliklerini başka bir uygulamada kullanılabilmesini sağlayan bir programlama arayüzüdür. Ziyaretçileri memnun etmek üzere kurgulanmış API’ler birden çok platform için şirketlerin projelerinin başarıya ulaşmasını kolaylaştırıyor.
 
7. Büyük veri (big data) ve analytics: Bugün tüm şirketler big datanın iş dünyasındaki öneminin farkında. Analytics, müşterilerin düşüncelerini, istediklerini ve pazarda markanıza nasıl baktığını göstererek işletmenizin yönünü belirlemenize yardımcı oluyor. Her şeyin ölçülebilir olduğu dijital dönüşüm çağında şirketlerin alacağı tüm kararlar veri ve analitik uygulama ile desteklenmelidir.
 
8. Nesnelerin İnterneti (IoT) : Dijital dönüşüm nesnelerin internetinden bağımsız düşünülemez. Gartner’ın araştırmasına göre 2020’ye kadar tahmini 26 milyar IOT ürününün internete bağlanılacağı tahmin ediliyor. IoT’ şirketler için yeni iş modelleri sağlayacak. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinmek için editörlerimizden Ecem Çakıcılar’ın Nesnelerin İnternetiyazısına bakmanızı öneririm.

 

9. Akıllı makineler ve yapay zeka (AI) : Kulağa bilim kurgu gibi gelse de çok değil kısa bir süre sonra M2M (makineler arası iletişim) hayatımıza girecek. Yapay zekanın da yardımıyla geçmişteki verilere göre gelecek tahminlerinde bulunabilecek makineler pazarlamada yeni bir sıçrama oluşturacak. Yapay zeka, makineler ve insan gücünü birleştirmeyi başaran şirketler fark yaratacak. Akıllı makinelerin düşük beceri gerektiren işleri değiştirebildiği, yapay zekaların da yoğun karmaşık sorunları çözmek için insanlarla işbirliği yapabildiği yeni bir çalışma ortamı oluşacak.

Türkiye’deki Şirketlerin Dijital Dönüşümdeki Başarısı

Accenture Dijitalleşme Endeksi rakamlarına göre 2016’da Türkiye’nin dijitalleşme endeksi puanı %61’di. Bu da Türkiye’nin dijitalleşme alanında daha ilerlemesi gerektiğini kanıtlıyor.

 

Dijital dönüşüm örnekleri

Yataksız Hastane Mercy Virtual Care Center

Amerika’daki Mercy Virtual Care Center, 24 saat boyunca hastalara uzaktan sağlık hizmeti veren dünyada eşi benzeri görülmemiş bir dijital dönüşüm örneği. Hastanenin sadece 330 çalışanı bulunuyor. Hastalarla yüksek duyarlılıktaki çift yönlü kameralar aracılığı ile iletişim sağlanıyor ve hayati tüm belirtileri iPad’eerine takılı cihazlardan gözlemleniyor. Tabii hastane yalnızca kronik rahatsızlıkları olan hastalara sanal tedavi uyguluyor.

Amazon

Amazon, kitap satışıyla başlayıp kasiyersiz market satışına kadar ilerleyen en güzel tam kapsamlı dijital dönüşüm örneği. Amazon, 1994’te online kitap satışıyla hizmet vermeye başlamıştı. Zamanla ürün çeşitliliğini artırdı. Şirketlere direkt anlaşma yaparak belli firmaların ürünlerini kendi sitesi üzerinden satmaya başladı. 2000 yılında e- ticaret (e-commerce) platformunu kurumsal ve bireysel perakendecilere açtı. Perakendeci firmalara kendi ürünlerini Amazon servisi üzerinden satma imkanı sundu. 2006 yılında Amozon Web Services (AWS) hizmeti hayata geçirdi. Cloud Computing bulut sistemiyle firmalar sunucular üzerinden müşterinin ihtiyacına uygun ve ziyaretçi sayısına göre ürünleri sunmaya başladı. 2007’de ilk e kitap okuyucu olan ürünü Kindle’ ı piyasaya sürdü. Bugün insansız hava araçları dronelarla evlere hizmet testleri deneyen, Amazon Go adı verilen uygulama ile kasiyersiz marketler oluşturmayı hedefleyen Amozon’un dünya devi olmasının arkasında dijital dönüşüme hızlı adapte olabilmesi yatıyor.

Netflix

Dijital dönüşüme zaman içinde uyum sağlayarak şu an ki başarısını sağlayan Netflix dijital dönüşümün tam kapsamlı örneklerinden.
Netflix 1998’de kurulan basit bir DVD kiralama şirketiydi. Aylık abonelere filmler yollanıyor ancak müşterilerin filmleri geri gönderme zorunluluğu bulunuyordu. 2000’li yıllara girildiğinde artan internet kullanımının farkına varan Netflix kendini online ortama adapte etmeye başladı. TV kanallarının izlenmesinin azaldığı dönemde Netflix Starz Entertainment kanalı ile anlaşarak dizileri de online yayınlamaya başladı. Ardından Paramoun Pictures, Lions Gate Entertainment ve MGM ile anlaşmalar yaparak yayınlarına film arşivlerini de ekledi. Şu an kendi dizi ve filmlerini çeken büyük büyük bir yapım şirketine dönüşen Netflix, dijital dönüşüme zamanla adapte olarak küçük bir şirket iken dünya markası oldu.

Yazının en başında “Teknolojiye siz yetişemeseniz de o size mutlaka yetişiyor.” Demiştik. Netflix ülkemizde de pazara girdikten sonra hem Doğuş Grubu hem de Doğan Tv kendilerine yetişen teknolojiye hızlı şekilde cevap vermek zorunda kaldılar. Doğuş Grubu online dizi yayıncılığına 2012’de Tvyo ile bir giriş yapmıştı. Ancak kullanıcı deneyimine tam cevap veren modern bir site yapısı bulunmuyordu. 2016’da Puhu Tv ile online yayın sektörüne yeni bir giriş yaptı ve ilk internet dizisi Fi’yi çekti. Doğan Tv de Blu Tv’yi kurarak değişime ayak uydurdu. İlk internet dizisi Masum ile online yayına başlangıç yaptı.
 
Şu an hem Puhu Tv hem de Blu Tv sevilen, takip edilen kanallar. Ancak Netflix gibi kapsamlı bir dijital dönüşüm örneği değiller. Puhu Tv ve Blu Tv nin doğması dijital dönüşümden çok dijital atak sayılabilir. Çünkü dijital dönüşümde teknoloji size değil siz teknolojiye yetişmelisiniz.
 
Türkiye’de dijital dönüşüme ayak uyduran diğer marka örneklerini Göktuğ Gürleyensoy’un yazı dizisinden takip edebilirsiniz.
 
Bu yazı ilginizi çektiyse Doç. Dr. Yetkin Bulut ‘un Akıllı İstasyon ve Dijitalleşme yazısını da seveceğinizden eminim.

Pazarlama Türkiye JR Editör