Etiket arşivi: Belçika

Prof.Arslan: Soykırım tasarısı dostlarımızın gerçek yüzünü gösterdi

sivas cumhuriyet hocası aslanSivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, Almanya Parlamentosu’nda kabul edilen sözde Ermeni soykırımı tasarısının kabul edilmesini değerlendirerek, “Tasarı dostlarımızın gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi’’ dedi.

Türk siyasi hayatında özellikle son yüzyılda Almanya’nın diğer ülkelere göre farklı bir yeri olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, I. Cihan harbinde ittifak halinde olmamızın da psikolojik etkisiyle Türk Milleti’nin Almanlara ve Almanya’ya bakışının Fransa, İngiltere, İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerinden farklı olduğuna dikkat çekti.

1950’lerden sonra Almanya’nın ikinci dünya savaşı yaralarını sarmasında ve imarında Türkiye’nin ve Türkiye’den Almanya’ya çalışmaya gidenlerin etkisinin çok büyük olduğunu belirten Prof.Dr. Arslan, “Almanya hem geçmişi hem de günümüzdeki rolü ile Avrupa’nın özellikle de Avrupa birliğinin lokomotif ülkesi konumundadır. Fransa ile birlikte AB içinde aslı unsurdur. Ortak çıkarlar olduğunda dost olduğumuzu her zaman hatırlayan batı bin yıldan daha fazla tarihi ve siyasi mirasıyla ceddimiz Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’yle dostluk kavramının tersine davranışlara girmekten çekinmemektedir. Türkiye aleyhine uluslararası bir konu olduğunda maalesef aynı cephede, aynı safta, aynı ittifak içinde bulunduğumuz taraflar hiç çekinmeden dostluklarına uymayan davranış içine girebilmektedirler. Stratejik ortak, stratejik müttefik kavramlarının uluslararası arenada anlamsızlaştığına bir kez daha şahit olduk’’ dedi.

 

                                                                 YENİ POZİSYON ALINMALI 

Uluslararası arenada aslı unsurun menfaat olduğunu, dostluk ve hamasi yaklaşımların geçer akçe olmadığını hatırlatan Arslan, çıkarların belirlediği bir alanda haklı haksız, doğru yanlış gibi değer yüklü yaklaşımların bir anlam taşımadığını ifade etti. Bu nedenle her konuda ve her olayda a, b, c gibi planlar yapılıp durumsallık yaklaşımı içinde hareket edilmesi gerektiğini belirterek, “Özellikle Ermeni tasarısı konusunda Almanya’nın bu tavrı Türk-Alman ilişkilerine yeni bir pozisyon almamızı zorunlu kılacaktır. 1915 olayları konusunda özellikle dünya kamuoyunda Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze çok etkin bir çaba gösterdiğimiz söylenemez. Şu an dünyada Uruguay’dan Belçika’ya, Kanada’dan Amerika’ya, Vatikan’dan Lübnan’a, Rusya Federasyonu’ndan Arjantin’e, Yunanistan’dan İsveç’e, İtalya’dan İsviçre’ye, Hollanda’dan Venezuella’ya, Litvanya’dan Şili’ye, Polonya’dan Bolivya’ya, Avusturya’dan Brezilya’ya, Suriye’den Almanya’ya 25 ülke soykırım tasarısına imza atmış bulunmaktadır. İşin ilginç yanı bütün dünya kamuoyu önünde ve pervasız bir şekilde bu kararlar alınmaktadır’’ İfadelerini kullandı.

                                             ERMENİSTAN ÜZERİNDEN KÜRESEL BASKI

Bir zamanlar millet-i sadıka olarak tanımlanan Ermeni halkı ile ne Osmanlı’nın ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sorunu olmadığına dikkat çeken Arslan, sayısı yüzbinleri bulan Ermeni kökenli Türk vatandaşlarının bulunduğunu, 1915 olaylarının bir yönüyle Ermenilerin meselesi olmaktan öteye geçirilip, Türkiye üzerinde etkili olmak isteyen ülkelerin bir oyuncağı haline dönüştürüldüğünü iddia etti. Dünya ölçeğinde hemen hemen hiçbir etkinliği bulunmayan Ermenistan’ın 25 ülkede bu tasarıları kabul ettirmesinin imkansız olduğuna vurgu yapan Prof.Dr. Arslan, “Türkiye Ermenilerin uluslararası arenada kullanılmasını engellemelidir. Bir zamanlar Yunanistan üzerinden yapılan bu küresel baskılar günümüzde yeniden ısıtılıp Ermenistan üzerinden yapılmaktadır. Bu ülkelerin gerçek yüzlerinin bu olduğu bizler için yeni bir durum değildir. Tarihte tekerrür eden yüzlerce olay bize batının ikiyüzlülüğünü göstermiştir. Bu durumda bizlere düşen ise büyük devlet haşmetine yakışır şekilde ‘Yolunuz açık olsun’ demektir’’ görüşlerine yer verdi.

Belçika Faymonville’de muhteşem Türk festivali

* Belçika’nın, “Türk Köyü” diye anılan Faymonville köyünde her yıl evlere ayyıldızlı bayrağmız asılıyor, sokaklarda Türk bayrağı
sallanıyor ve Türk marşları söyleniyor

* Binlerce Belçikalı’nın yanında çok sayıda Türk’ün de katıldığı festivallerde “Türk Kanı” diye adlandırılan likör içiliyor ve
sanahlara kadar danslı eğlence yapılıyor

* Türk köyündeki ‘Turkania’ adlı futbol takımı liglerde harikalar yaratıyor ama Türk seyircisi yok

* Belediye Başkanı, festivalin tüm dünyada yankılanması için Türk devletinden ilgi bekliyor..

 

İlhan KARAÇAY’ınn röportajı…

Belçika’nın, Hollanda, Almanya ve Lüxemburg üçgeninde yer alan Faymonville köyünde her yıl tekraralan bir festival, gerçekten de Türkleri onurlandırıcı bir şekilde gerçekleşiyor.

Yüzyıllardır kendilerine “Türk” denilmesinden hiç gocunmayan ve hatta bundan gurur duyan, Belçika’nın Faymonville köylüleri, geleneksel olarak her yıl yaptıkları “Türk festivali”ni dün tekrarladılar.

Ardennen bölgesinde sadece bine yakın bir nüfusun yaşadığı çok küçük ama çok şirin Faymonville adlı bu köye yolu düşenler, köyün ortasında kocaman bir Türk bayrağı ile karşılaştıkları zaman şaşırırlar.

Bu köyde kendilerine ‘Türk’ adı verilen Belçikalılar yaşamaktadır. Faymonville´de hiç bir zaman Türkler yaşamamış. Ne var ki, bu köydekiler kendilerine Türk denilmesinden mutluluk duyuyorlar.

Neden mi?

Aslında bu konu hakkında birçok rivayet var ama sizlere en yaygın olanını anlatalım:unnamed (8)

 

TURKANIA FUTBOL TAKIMI : Köyün birçok noktasında ay yıldızlı figürler arasında, ‘R.F.C. Turkania’ adlı, 1925 yılında Joseph Scholzen tarafından kurulan bir futbol kulübü de var. Bu futbol külübü 3’üncü Lig’de yer alıyor. Ligde çok başarılı olmalarına rağmen Türkiye ve Türkler’den ilgi görmediklerini belirten yöneticiler, ‘Maçlarımıza Türk seyircileri de bekliyoruz. Böylece kulüp gelirimiz de artar’ diye konuştular.

Avrupalılar 16. ve 17. asırlarda Türkler’in işgal ettiği topraklarda, işgalden zarar gören insanlara yardım için vergi niteliğinde para tahsil edilyorlardı.

Faymonville köyü halkı, çok küçük ve ücra bir köşede oldukları için  böylesi bir vergiyi ödemeyi ret etmişler. Bu köylülere kızan halkın diğer kesimi Faymonvilliler’e, “Siz Türk dostusunuz, hatta siz Türksünüz” gibi bir tavırla hain olduklarını ima etmişler. Buna çok kızan Faymonville halkı, “Öyle mi, o halde bakın biz nasıl Türküz” diyerek yaşam tarzlarını Türkler’e benzetmeye başlamışlar.

Köyün ortasına büyük bir Türk bayrağı dikmişler. Türkiye’den giysiler getirtmişler ve bu giysileri kuşanmışlar. Köyün belli yerlerine sembolik Türk figürleri yerleştirmişler ve her yere ay yıldız işlemişler.

Bununla yetinmeyen Faymonvilliler, her yıl törenler düzenlemeye başlamışlar. Böylece yüzyıllardır kendilerine ‘Türk’ denen köylüler bu adı  benimsemişler. Her yıl karnavallarda Türk ve Osmanlı kıyafetleri giyerek Türk bayrağına sarılan Faymonvilliler’in bu yılki törenlerini biz de izledik.

 

unnamed (9)SULTAN HOTEL-RESTAURANT 100 YILDIR VAR : Faymonville köyünün ortasında Sultan isimli Hotel restaurant’a girdiğimiz zaman bizi patron  Edgar Bodar karşıladı. Festivalin ana içkisi olan ve herkesi sarhoş eden Türk Kanı adlı likörün yaratıcısı olan Edgar Bodar, bize de bu likörü tattırdı. Benim gibi ‘içkisevmez’ birinin bile hoşuna giden bu likör gerçekten de mükemmeldi.

Karnavalı izleyenler arasında Belçika Türk Federasyonu  (BFT) Genel Başkanı Ömer Zararsız,  Beringen Müzik Kulbü Başkanı İsmail Erdoğdu, Narsanat Platformu Başkanı Adnan Kotaoğlu ve kalabalık Türk topluluğu katıldı.

Faymonvilliler’in bu yılki törenleri de muhteşem oldu.

Ellerinde Türk bayrakları olduğu halde üç atlı süvari  ve 30 ayrı gruptan oluşan kortej, festival boyunca Türk giysileri, Türk müziği ve birbirinden ilginç kiyafetleriyle karnaval coşkusunu doyasıya yaşattılar.

Binlerce Belçikalı’nın yanında bine yakın Türk’ün de katıldığı festivalde “Türk Kanı” diye adlandırılan likör herkesi sarhoş etti.

Turkuaz Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Döne Çirpi, Ömer Buğdaycı, Meral Kökten ve Şengül Erdoğdu’nun birlikte organize ettikleri yaklaşık 40 kişilik otobüs, Schaerbeek Belediyesi önünden kalkarak Faymonville geldi.

Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Karnaval’a ellerinde Türk bayrakları olan Türkler coşkuyla katılarak renk kattılar. Türk bayraklı süvarilerin öncülüğündeki, korteje’de Türk bayraklı bando eşliğinde yürüyen Faymonville köylüleri büyük alkış alırken, her yıl farklı ülkeleri temsil eden komşu köyler ilginç kıyafetleri ve danslarıyla dikkati çekti.

BELEDİYE BAŞKANI TÜRKİYE’DEN İLGİ BEKLİYOR
Faymonville’nin bağlı olduğu Waimes’in Belediye Başkanı Albert Mathonet, İlhan Karaçay ve ekibinin konakladığı otele kadar gelerek ‘Hoş geldiniz’ dedi.
Festival için Türk makamlarından daha çok ilgi bekleyen Mathonet, “Bu bölgede birkaç yüz yıldır devam eden bu gelenek, orjinallığını bozmadan sürecektir. Karnaval’da biramız, çeşitli içkilerimiz ve özellikle ‘Türk Kanı’  olarak adlandırdığımız likörumuz ile sarhoş olacağız.’ dedi.

Faymonville’nin bağlı olduğu Waimes’in Belediye Başkanı Albert Mathonet,

Festival için Türk makamlarından daha çok ilgi beklediğini belirtti. Mathonet  kendisi ile yaptığımız söyleşide şunları söyledi: “Bu bölgede birkaç yüz yıldır devam eden bu gelenek, orjinallığını bozmadan sürecektir. Karnaval’da biramız, çeşitli içkilerimiz ve özellikle ‘Türk Kanı’  olarak adlandırdığımız likörumuz ile sarhoş olacağız. Bu nedenle festivalimize dışarıdan katılıma sıcak bakmıyoruz. Ama seyretmeye gelenlere de kucak açıyoruz.”

  

 

ESKİ BELEDİYE BİNASI : Eski Belediye binasının giriş kapısında restorasyon sonrası, 1945 yılında alçı kabartma ay yıldızlı Türk bayrağı bulunuyor.

Festivalin bir de ‘Organize Komitesi’ var. Bu Komite’nin başkanlığını yıllardır M. Aloys Lesoly yapıyor. Bizi evinde sıcak bir şekilde karşılayan Lesoly, her yıl Türk bayrağı ve Türk giysileri bulmakta zorluk çektiklerini dile getirdi.
Lesoly., ‘Düşünün bir kere, binlerce Belçikalı kendilerine Türk giyeceği yakıştırmaya çalışıyor. Ya satın alıyor veya diktiriyorlar. Türk bayrağı bulmak da zor ve pahalı oluyor. Bu nedenle Türkiye’nin bize yardım etmesini bekliyoruz’ diye devam etti.

Waimes Turizm Ofisi Müdürü Stanly Noel da bizimle sürekli beraber oldu. Attığımız her adımı izleyen ve bize yardım eden Noel, bizi festival öncesinde hazırlık yapan insanların evlerine götürdü. Girdiğimiz evlerden biri cıvıl cıvıl idi. Bir anne ve üç kızı kendilerini Türk giysileri ile süslüyorlardı. Konuştuk bu insanlarla. O kadar mutluydular ki, ‘Sizleri görünce çok daha mutlu olduk. Bugünkü yürüyüş bizim için bir başka önem taşıyacak’ diyerek teşekkür ettiler. Her konuda bize sürekli yardımcı olan Noel,‘Bu festival sayesinde kasabamıza çok sayıda yerli ve yabancı Turist geliyor. Ama yine de elde ettiğimiz turizm geliri ile festival masraflarını karşılayamıyoruz. Türkler izlemek için geliyorlar ama, Türk develetinden de yardım bekliyoruz’ diye devam eti.

Faymonvil’deki Türk Festivali’ne ülkenin çeşitli yerlerinden binlerce Türk de geliyor. Liege’deki Barış Evi yöneticileri Aslı ve Tevfik Gülerman da festivale her yıl ilgi gösteriyorlar. Onları festivalde Türk giysileri ile bulduk. Aslı ve Tevfik Gülerman çifti, aslında Barış Manço’yu Liege’deki evinde yaşatmak istiyorlar. Bu nedenle de derneklerinin adını Barış Evi koymuşlar. Şimdi o evi bir müze haline getirmek istiyorlar.

 

unnamed (12)BARIŞ MANÇO HAYRANLARI BARIŞ EVİ KURDU : Faymonvil’deki Türk Festivali’ne ülkenin çeşitli yerlerinden binlerce Türk de geliyor. Liege’deki Barış Evi yöneticileri Aslı ve Tevfik Gülerman da festivale her yıl ilgi gösteriyorlar. Onları festivalde Türk giysileri ile bulduk. Aslı ve Tevfik Gülerman çifti, aslında Bariş Manço’yu Liege’deki evinde yaşatmak istiyorlar. Bu nedenle de derneklerinin adını Barış Evi koymuşlar. Şimdi o evi bir müze haline getirmek istiyorlar. Fotoğrafta, Baris Evi kurucuları Aslı ve Tevfik Gülerman, Şenol Ocaklı ile görülüyor.

Köyün birçok noktasında ay yıldızlı figürler arasında, ‘R.F.C. Turkania’ adlı, 1925 yılında Joseph Scholzen tarafından kurulan bir futbol kulübü de var. Bu futbol külübü 3’üncü Lig’de yer alıyor. Ligde çok başarılı olmalarına rağmen Türkiye ve Türkler’den ilgi görmediklerini belirten yöneticiler, ‘Maçlarımıza Türk seyircileri de bekliyoruz. Böylece kulüp gelirimiz de artar’ diye konuştular.

Belçika’nın Kayseri İlgisi

26Türk Belçika  Lüksemburg Ticaret Derneği Başkanı Aykut Eken, Belçika’dan üç ayrı bölgenin ticaret ataşesi ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’i makamında ziyaret etti.

Belçika Flaman Bölgesi Ataşesi Raphael Pauwels, Wallon Bölgesi Ataşesi Eric Bletard, Brüksel Bölgesi Ataşesi Sabih Akay ve diğer dernek üyeleriyle birlikte Başkan Çelik’i ziyaret eden Dernek Başkanı Eken, Kayseri’de önemli görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Kayseri, her zaman ticaret ve sanayide adı öne çıkmış bir şehir. Belçika’dan ticari ataşeler ve dernek üyeleriyle birlikte gün boyu şehrin sanayi kuruluşlarını gezdik hem de önemli görüşmeler yaptık. Şimdi de şehri temsil eden yönetici olarak sizinle birlikteyiz” dedi.

                                                   ÇOK TEMİZ ŞEHİR”

Ziyarette söz alan Wallon Bölgesi Ataşesi Eric Bletard, Kayseri’de endüstrinin gelişmişliğine şahit olduklarını ifade ederek, “Burada gün içinde temaslarımız oldu. Gittiğimiz fabrikalarda endüstrinin gelişmiş olduğunu gördük. Ayrıca çok temiz bir şehir. Burada Belçika’da üretilen vakumlu çöp toplama araçlarını görmek de beni ayrıca mutlu etti” dedi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik de Belçikalı ataşeye, sözkonusu temizlik araçlarını Kocasinan Belediye Başkanı iken kendisinin aldığını ifade etti.

                                         “TİCARET GENLERİMİZDE VAR”

Başkan Çelik, sözlerinin devamında 5 bin yıllık geçmişi olan Kayseri’nin eskiden beri ticaret ve sanayi şehri olarak bilindiğine dikkat çekerek, “Kayseri’nin geçmişi milattan önce 3 binli yıllara kadar uzanıyor. Tarih boyunca başta ipek yolu olmak üzere birçok önemli ticaret yolunun kavşak noktası olmuş. Doğal kaynağı, madeni vs. olmadığı için de tek geçim kaynağı ticaret ve sanayi olmuş. Bilinen en eski yerleşim yeri olan Kültepe Kaniş Karumu’nda yapılan kazılarda ortaklık anlaşmalarını içeren tabletler ve çek-senet örnekleri çıkıyor. Dünyada ilk kez fuar, yine bu bölgede düzenlenmiş. Yani, ticaret bizim genlerimize işlemiş durumda. Günümüzde de bu durum aynen geçerli. Ülkemizdeki ilk bin sanayi firmasının %20’si Kayseri orjinli. Bu da bizim için gurur vesilesi” diye konuştu.

“ERCİYES’E KAYMAYA GELECEĞİM”

Heyette yer alan Flaman Bölgesi Ataşesi Raphael Pauwels de Türkiye’deki birçok kayak merkezinde kayak yaptığını belirttikten sonra Erciyes’i merak ettiğini ve önümüzdeki kış mutlaka kayak yapmaya geleceğini ifade etti.

Başkan Çelik de Belçikalı diplomata, Erciyes’i gördükten sonra bir daha başka kayak merkezlerine gitmek istemeyeceğini söyledi ve önümüzdeki kış misafir etmekten memnunluk duyacaklarını kaydetti.

Ziyarette konuşmaların ardından Başkan Çelik’e günün anısına bir plaket takdim edildi.52

 

“Yenilenebilir Enerji” İçin İzmir’de Buluştular

enerji

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de yer aldığı CİTYFIELD (Geleceğin Yinelenebilir ve Yenilikçi Etkin Bölgeleri ve Kentleri) Projesi kapsamında 9 ülkenin uzmanları İzmir’de bir araya geldi.

 

Avrupa Birliği Projesi olan, Türkiye’den İzmir, Manisa (Soma), İsveç’in Lund ve İspanya’nın Laguna da Duero şehirlerinin bulunduğu CITYFIELD Projesi’nin ikinci toplantısı,  İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşti. Enerjide önemli derecede tasarruf sağlayacak sistemleri öngören ve karbondioksit gazı azaltılmasını hedefleyen proje çerçevesinde, İsveç’in Lund kentinde gerçekleşen ilk buluşmanın ardından İzmir’deki toplantıya Estonya, Polonya, İsveç, İspanya, İtalya, İngiltere, Almanya, Belçika ve Türkiye’den konunun uzmanları katıldı.

 enerji2

Mavişehir’de örnek proje

Toplantının açış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Muzaffer Tunçağ, Büyükşehir Belediyesi olarak yenilenebilir enerji yatırımlarına büyük önem verdiklerini belirterek, toplantının bu anlamda çok önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’de ilk defa bir belediyenin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İnovasyon Müdürlüğü kurduğu hatırlatan Tunçağ, “Proje çerçevesinde, Mavişehir’deki binaların verimli enerji ile iyileştirilmesini sağlayacağız. Bu, Türkiye’de ilk senaryo çalışması olacak. 30 yıl önce inşa edilen büyük bir konut alanı buras.. Böyle bir alanda çalışma yapmak kolay değil. Ama arkadaşlarımız bu konuda çalışacak” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin akıllı trafik yönetimi, solar çamur kurutma tesisi, elektrikli otobüs alımı, tramvay yatırımı, jeotermal kaynakların tarımda, elektrik üretiminde kullanılması gibi çok önemli projeler yürüttüğünün altını çizen Tunçağ, gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak için bu çalışmalara büyük önem verdiklerini söyledi.

 

Soma’daki hava kirliliği önlenecek

Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekter Yardımcısı Yılmaz Gençoğlu, AB kapsamında geleceğin akıllı şehirlerini yaratacak bir projede yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Bu proje kapsamında Soma’da atık enerjiden bölgesel ısıtma sistemi çalışması yürüttüklerini belirten Gençoğlu, “İlk etapta 8 bin 100 konut, ardından 22 bin 100 konut sisteme bağlanacak. Bu sayede kömür havzası olan, konumu itibariyle çukurda bulunan termik santral ve Soma ilçemizin kömürle ısınması nedeniyle oluşan hava kirliliği giderilecek. Aynı zamanda kendi elektrik enerjisini üreten konutlar ile diğer şehirlere de örnek olacak. Tüm bu sebeplerden dolayı Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak biz bu projeyi önemsiyoruz” dedi,

İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın evsahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve bu uygulamaların başka şehirlerde yaygınlaştırılması konuları ele alındı. enerji3

İzmir “Tarihi Güne” Hazırlanıyor

izmir fuar 

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Fuar İzmir, 25 Mart’taki dev buluşma için gün sayıyor. Türkiye’nin en büyük fuarı Marble ile kapılarını açacak tesiste 1298 stant kuruluyor; günde ortalama 90 TIR, her birinin ağırlığı 30 tona varan taş blokları sergilenmek üzere alana getiriyor. MARBLE’da sergilenecek doğal taşların toplam ağırlığının 15 bin tona ulaşması,  fuarın İzmir ekonomisine katkısının ise 150 milyon doları aşması bekleniyor. ESHOT da Fuar İzmir için 3 yeni hat açtı.

25 Mart sabahı MARBLE ile yapılacak resmi açılışın ardından aynı gün akşam düzenlenecek Emre Aydın konseri ve ışık gösterileriyle tüm İzmirliler Fuar İzmir’in açılış coşkusuna ortak olacak.

 

İzmir’le özdeşleşen ve bir dünya markası haline gelen, dünyanın önde gelen üç büyük mermer fuarı arasındaki MARBLE, bu yıl yeni yerinde yüzde 168 oranında büyüyen bir alanda yapılacak.  MARBLE – 21. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 25 Mart’ta İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin özkaynaklarıyla yapımını tamamladığı 337 bin metrekare alanda kurulan Fuar İzmir’le birlikte açılacak.

 fuar3

Sabah protokol, akşam halk açılışı

Fuar İzmir’in resmi açılış töreni 25 Mart saat 10.00’da MARBLE – 21. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı ile birlikte yapılacak. Aynı gün saat 19.00’da ise tüm İzmirlilerin davetli olduğu bir kutlama düzenlenecek. Emre Aydın’ın sahne alacağı gece için özel ışık gösterileri de hazırlanıyor.

 

Kente 150 milyon dolar katkı

Sektöre kazandırdığı gelirin yanı sıra birçok iş koluna da (konaklama, ulaşım, yeme-içme, yayıncılık, otomasyon, inşaat, bilgi-işlem, güvenlik, temizlik, otopark, lojistik, kargo)  hareket getiren MARBLE’ın, bu yıl rekor düzeye ulaşan katılımcı sayısıyla birlikte, kente 150 milyon doların üzerinde katkı sağlayacağı tahmin ediliyor. MARBLE sayesinde İzmir ve çevresindeki otellerin şimdiden tam kapasiteye ulaştığı, katılımcı ve ziyaretçilerin aylar öncesinden rezervasyon yaptırdığı belirtiliyor.

aziz f

Arı kovanı gibi

1298 standın kurulacağı ve yerli-yabancı toplam 1562 katılımcının yer alacağı fuarda hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. 13 Mart’tan itibaren Fuar İzmir’e toplam 632 TIR’la malzeme taşındı. Fuar alanına günde ortalama 90 TIR giriş yaptı. Özel olarak tasarlanmış birbirinden başarılı stantların kurulacağı fuar süresince, ağırlıkları 10 ile 30 ton arasında değişen, işlenmiş-yarı işlenmiş ve ham olmak üzere 15 bin ton doğal taş, toplam 784 adet blok sergilenecek.

 

Dünyayı buluşturuyor

MARBLE için Fuar İzmir’e Türkiye’nin hemen her bölgesinden doğal taş geliyor. Fuarda taşların menşeine göre şu iller temsil edilecek:

Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Amasya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kastamonu, Kütahya, Malatya, Manisa, Muğla, Nevşehir, Sakarya, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Tokat, Uşak, Van, Yalova.

Fuara katılan ülkeler ise şunlar:

Almanya, ABD, Avustralya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Endonezya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, İngiliz Virgin Adaları, İngiltere, İran, İspanya, İtalya, Mauritus, Mısır, Polonya, Romanya, Rusya, San Marino, Suudi Arabistan, Türkiye, Ukrayna, Yunanistan.

İZFAŞ tarafından Hosted Buyer programı kapsamında özel olarak ikili görüşmeler yapmak üzere ABD, Almanya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, İtalya, İsrail, Suudi Arabistan, Rusya, Vietnam, Yunanistan’dan alıcılar getiriliyor.
Yurtdışındaki çeşitli sektörel fuarlarda MARBLE’ı tanıtan İZFAŞ; ayrıca mermer sektörünün en önemli ülkeleri arasında sayılan Fransa, Hindistan, İspanya, İtalya, Polonya,  Portekiz ve yurt içindeki önemli sektörel, havayolu dergilerinde fuara ilişkin duyuru ve reklamlarını yıl boyunca sürdürdü.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından organize edilen MARBLE, 25-28 Mart 2015 tarihlerinde, 10.00 – 19.00 saatleri arasında sadece profesyonel ziyaretçiye açık olarak düzenleniyor.

fuar4

ESHOT, Fuar İzmir’e 4 koldan ulaştıracak

ESHOT Genel Müdürlüğü, açılışın yapılacağı 25 Mart’tan itibaren vatandaşların Fuar İzmir’e toplu taşıma araçlarıyla ulaşabilmesi için 3 adet yeni hat açtı; 1 adet de hat düzenlemesi yaptı. Buna göre 610 numaralı Fuar İzmir- Gaziemir Semt Garajı, 630 numaralı Fuar İzmir-Halkapınar ve 650 numaralı Fuar İzmir-F.Altay hatları hizmete giriyor. 92 numaralı Aydın Mahallesi-Üçyol Metro hattı ise Fuar İzmir-Üçyol Metro olarak yeniden düzenlenecek.