Etiket arşivi: Bebek

Yarım günde 45 bin tl. topladı 

Takipçileriyle yaptığı yüz binlerce liralık sosyal yardım kampanyalarıyla sürekli dikkatleri üzerine çeken sosyal medya fenomeni Mehmet Berk Ergin, bu kez kalp hastası bir bebek için takipçileriyle yarım günde 45 bin topladı.

Sivas Valiliğinden alınan izinle, Yiğit Karademir bebek için sosyal medyada yardım kampanyası başlatıldı. Başlatılan kampanya sonrası, 45 bin kira yarım gün gibi kısa bir süre içerisinde tamamlandı.Yarım günde 45 bin tl. topladı

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Ergin, tüm takipçilerine teşekkür ederek “Kalp hastası Yiğit bebek de tamamlandı. Yarım günde 45 bin toplandı. İyi ki varsınız. 12 yıldır herkese yetişiyorsunuz. Hepinize minnettarım.” dedi.

Yiğit bebeğin daha önce açık kalp ameliyatı geçirip, ciddi sorunlar yaşadığı ve Acıbadem Hastanesinde yeni bir operasyon geçirip kalp kapak ameliyatı olacağı öğrenildi.

Mehmet Berk Ergin kimdir

Sosyal medyada yaptığı yüz binlerce liralık kampanyaları çok hızlı toplamasıyla dikkatleri çeken Mehmet Berk Ergin, 23 kasım 1994 tarihinde Bingöl’de doğdu. Anne tarafı Adanalı olan Ergin, Adana’da da uzun bir süre yaşadı. Çok genç yaşta üst düzey ulusal gazetelerde bir dönem yazarlık yaparak Türkiye’nin en genç köşe yazarı olarak tanınmaya başladı. Sosyal medyada edindiği kitleyle, çocukluğunda yaşadığı zorluklardan esinlenerek 2008 yılının başlarında sosyal medyada sosyal yardımlaşmaya yönelen Ergin, yaklaşık 2 milyon sosyal medya takipçisiyle sosyal sorumluluğun önde gelen isimlerinden biri haline geldi. Eğitim, sağlık, gıda, kışlık ihtiyaçlar gibi sosyal çalışmalarla da yakından ilgilenen Ergin, aynı zamanda Valiliklerden alınan izinli kampanyalarda ihtiyaç sahiplerine destek olmayı sürdürüyor.

türkiyeokuyor.com Gazetesi olarak, Mehmet Berk Ergin‘e sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, birnefesol.com Uluslararası İnsani Yardım Derneği’nin Türk Dünyası başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında ki yetim çocuklar ve mazlum insanlar için yapılan çalışmalara ufak bir zaman diliminide ayırmasını bekliyorz. Kendisinden ve yardımda bulunan herkesten Allah, ziyadesiyle razı olsun.

Haber: Yusuf Ünel

O İl Birinciliği Kaptırmadı, 1 Milyon 248 Bin Bebek Dünyay Geldi

2018 YILINDA 1 MİLYON 248 BİN 847 BEBEK DÜNYAYA GELDİ

2018 yılında canlı doğan bebek sayısı 1 milyon 248 bin 847 olurken, bu rakamın 2017 yılına oranla azalış gösterdiği saptandı.

Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press, 2018 yılı doğum istatistiklerini konu alan araştırmayı inceledi. Ajans Press’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, geçen yıl canlı doğan bebek sayısı 1 milyon 248 bin 847 olarak kayıtlara geçti. Doğan bebekler cinsiyetlerine göre incelendiğinde; yüzde 51,3’ü erkek olurken, yüzde 48,7’si kız olarak saptandı. Yeni doğan canlı bebek sayısı 2017 yılı ile kıyaslandığında ise 46 bin 937 adet azaldığı görüldü. 2018 yılındaki doğurganlık hızı ise 1,99 çocuk olarak gerçekleşti.

Bununla birlikte doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 4,13 çocuk ile Şanlıurfa olarak belirlenirken, toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,3 çocuk ile Gümüşhane oldu.

Ajans Press ve PRNet’in konuyla ilgili gerçekleştirdiği medya incelemesinde yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. 2018 yılında bebeklerle alakalı yazılı basına yansıyan haber adedi 74 bin 556 olarak kayıtlara geçti. Medyaya yansıyan haberler içeriklerine göre incelendiğinde, prematüre ile ilgili 3 bin 645, sezaryen doğum ile alakalı da 789 adet haber çıkışı tespit edildi.

Kadınlar o testi artık evde yapabilecek

 

Evde HPV testi

Cinsel yolla bulaşan siğiller kapsamında olan genital siğil HPV virüsü (Human Papilloma Virus) testi, çok yakında artık doktora gitmeden evde yapılabilecek.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen’in verdiği bilgiye göre, İngiltere’de yapılan yeni bir bilimsel çalışmanın sonuçları, HPV varlığının rahim ağzındaki örneklemeye göre çok az hassasiyet farkıyla idrar örneklerinde de saptanabileceğini ortaya koydu.

İdrar bazlı bu testin en önemli avantajı; ucuz, kolay ulaşılabilir olması ve ek malzeme gerektirmemesi.

HPV NEDİR?

Op. Dr. Betül Görgen, çok yaygın olan HPV hakkında şu bilgileri verdi:

“HPV, sadece insanları enfekte eden ve etkileyen 100 farklı virüs tipinden oluşan bir gruptur. Cinsel yolla bulaşan yaygın bir enfeksiyondur. HPV, genital siğiller ve bazı kanserler de dahil olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Bu virüsler penis cildi, vulva (vajina dışındaki alan) ve anüsü enfekte edebilir. Ayrıca vajina, serviks ve rektumun astarını da enfekte edebilirler.

HPV NASIL YAYILIR?

Seks yapan ya da hiç seks yapmış olan herkes HPV alabilir. HPV o kadar yaygın ki, neredeyse tüm cinsel yönden aktif insanlar yaşamlarının bir noktasında HPV alıyorlar.

Genital HPV, seks sırasında enfekte bir kişiden enfekte olmayan bir kişiye geçer. HPV, çoğunlukla vajinal ve anal seks sırasında, genital temastan geçer. HPV ayrıca oral seks sırasında da geçebilir.”

10 ADIMDA HAMİLELİĞE HAZIRLANIN

 

Her kadın bir gün mutlaka anne olmak ve bu özel duyguyu yaşamak ister. Bu süreci rahat ve sağlıklı geçirebilmek için ise sadece hamilelik döneminde değil, gebe kalmadan önce bir takım önlemler alınması büyük önem taşır. Memorial Ataşehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Fırat Tülek, anne adaylarının gebe kalmadan önce almaları gereken 10 önlem hakkında bilgi verdi.

1-Sigarayı bırakın

Çocuk sahibi olmayı planlayan bir kadının dikkat etmesi gereken ilk nokta gebelik öncesi dönemde sigarayı bırakmak olmalıdır. Yapılan araştırmaların birçoğu tütün kullanımının kadın doğurganlığını ve erkekte sperm sayısını azalttığını göstermektedir. Ayrıca hamilelik döneminde sigara içmek; erken doğum, bebekte düşük doğum ağırlığı, plasenta problemleri, düşük yapma, ölü doğum, yarık dudak/ damak gibi birçok sağlık problemine neden olmaktadır.

2-Alkol tüketmeyin

Gebelikte alkol alımı ile ilgili tanımlanan bir eşik değeri yoktur. Bu nedenle gebelik öncesinde ve gebelikte alkol alınmamalıdır. Alkol tüketimi gebelikte düşük riskini ve ölü doğum riskini artırmakta ayrıca aşırı alkol alımı, fetal alkol sendromu olarak tanımlanan bebekte yüz deformitelerine ve zeka geriliğine neden olmaktadır.

3-İdeal kilonuzdayken hamile kalmaya dikkat edin

Hamile kalınmadan önce sağlıklı bir kiloya ulaşılmalıdır. Çok zayıf ya da çok kilolu olarak hamile kalmak, gebelik sürecinde yüksek tansiyon, diyabet yani şeker hastalığı, çarpıntı hissi ve yorgunluk gibi birçok problemi beraberinde getirmektedir. Düzenli egzersiz yapılarak vücut hamilelik dönemine hazırlanabilir.

4- Yanlış beslenme alışkanlığınızdan vazgeçin

Hamilelik öncesinde sağlıklı ve dengeli beslenmeye başlamak çok önemlidir. Sağlıklı beslenmek aynı zamanda düzenli beslenmek demektir. Günlük olarak 3 ana öğün ve hafif ara öğünler ile beslenmeye özen göstermek gerekmektedir. Yenilen gıdalarda çeşitliliğe önem verilerek pek çok vitamin ve minerali almak mümkün olmaktadır. Aşırı yağlı, tatlı ve kalorili gıdalar yerine; protein ve karbonhidrattan zengin, yağ oranı düşük besinler tüketilmelidir. Çay ve kahve tüketimi azaltılıp bunların yerine ayran, süt ve taze sıkılan meyve sularını tercih edilmelidir. Dengeli beslenmek yerine vitamin ve mineral hapları tüketmekten kesinlikle uzak durulmalıdır.

5- Folik asit takviyesine başlayın

Bebeğin beynine ve omuriliğine giden sinir yolu yani nöral tüp gebeliğin ilk ayında daha gebelik fark edilmeden bile önce gelişmektedir. Gebe kalmadan önce tavsiye edilen folik asit kullanımı, sinir yolu kusuruna (nöral tüp defektleri) engel olmaktadır. Gebelik planlayan tüm kadınların gebelikten önceki 2 ay ve gebeliğin ilk 3 ayında günde 400 mikrogram folik asit alması gerekmektedir.

6- Doktorunuzla doğru bir planlama yapın

Sağlıklı bir gebelik yaşamak için, gebe kalmadan önce sağlık kontrolünden geçilmelidir. Gebelik öncesi sağlık kontrolü özellikle otuzlu ve kırklı yaşlarda ya da annenin kronik herhangi bir rahatsızlığı var ise daha büyük önem taşımaktadır. Gebelik öncesi sağlık kontrolünde anne ve baba adayının aile öyküleri alınarak kalıtsal özellik gösterebilecek bir hastalığın olup olmadığı araştırılmaktadır. Jinekolojik muayene ve ultrasonagrafi ile rahim ve yumurtalıklar değerlendirilmektedir. Rahme ait bazı bozuklukların da (miyomlar, polipler gibi) hamilelik öncesi saptanması önemlidir. Eğer gerekli görülürse smear testi uygulanmaktadır. Laboratuvar testleri ile karaciğer, böbrek fonksiyonları ve kronik hastalık varlığı (hepatit, rubella, toksoplazma, şeker, hepatit gibi) araştırılmaktadır. Sağlık kontrolünde bu zamana kadar kullanılan doğum kontrol yöntemi göz önünde bulundurulmaktadır.

Uzun süre belli bir doğum kontrol hapı kullanıldığında, doğurganlığın geri gelmesi zaman alabilmektedir. Kadınların %50’si son doğum kontrol hapını kullandıktan 6-7 ay sonrasında ancak gebe kalabilmektedir.Eğer gebede herhangi bir kronik rahatsızlık varsa, obezite ya da şeker hastalığı; yüksek tansiyon, astım gibi kronik bir rahatsızlık, gebe kalınmadan önce bunların kontrol altında olduğundan emin olunmalıdır. Doktorlar bazı durumlarda gebelikte bazı tedaviler önerebilmektedir. Ayrıca hekimler gebelik boyunca var olan kronik rahatsızlıklar için dikkat edilmesi gerekenler konusunda gebeyi bilgilendirmektedir. Aynı şekilde aile öykülerinde genetik bir rahatsızlık olan gebenin bu konuda da doktorunu bilgilendirmesi gerekmektedir.

7- Aşıların tam olması önemli

Suçiçeği, rubella gibi enfeksiyonlar doğmamış bir bebek için tehlike arz edebilmektedir. Eğer gerekli aşılar yapılmamışsa, gebe kalınmadan en az 1 ay önce kan testi yapılarak bağışıklığın, aşıların kontrol edilmesi gerekmektedir.

8- İlaç kullanımına dikkat!

Erken hamilelik dönemleri içerisinde bir takım ilaçlar plasentadan geçip bebek gelişimini olumsuz etkilemektedir. Kullanılan ilaçlar, vitamin ya da bitkisel takviyeler konusunda doktorlar mutlaka bilgilendirilmelidir. Kullanılan ilaç başka bir ilaçla değiştirilebilir ya da gebe kalınmadan önce bırakılması önerilebilmektedir.

9- Diş tedavinizi yaptırın

Hamilelik planlanırken dişlerin ve diş etlerinin sağlıklı olduğundan emin olunması gerekmektedir. Ağız içinde mevcut olan sorunlara ait tedavilerin hamilelikten önce tamamlanması bu süreci kolaylaştırmaktadır. Hamilelikte diş eti hastalıkları riski daha fazladır ve diş eti hastalıkları erken doğuma bile neden olabilmektedir. Bu sebeple gebelik öncesinde ağız ve diş kontrolünün yapılması ve iyi bir ağız hijyeninin kazanılmış olması gerekmektedir.

10- Düzenli egzersiz yapın ve stresi azaltın

Hamilelik öncesinde düzenli egzersiz hamilelik döneminin daha rahat geçmesi açısından önemlidir. Hamilelik döneminde ve öncesinde özellikle yoga ve pilates son dönemlerde anne adaylarının en çok tercih ettikleri egzersizlerdendir. Vücudu rahatlattığı gibi normal doğum planlayan annelerin motivasyonunu artırmakta, sırt ve bel ağrılarını ve aynı zamanda stresi azaltarak gebelik öncesi ve sonrasında anne adaylarına büyük faydası olmaktadır.

Mavi Bebek Melis Artık Pembe Oldu!

 

Mavi bebek (Fallot) tanısı ile Dünyaya gelen Melis, tek yumurta ikizi olduğu kardeşi Melisa’dan çok farklıydı. Ağır kalp hastalığı ile doğan minik Melis, kardeşi gibi gelişim gösteremiyor, desteksiz oturamıyor ve az yemek yiyordu. Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz tarafından yaşamının ilk günlerinde takibe alınan Melis bebek, 2 anjiyo ve 2 büyük de ameliyat geçirdi. Morluğunun artması üzerine kateterle akciğer atardamar kapağına stent takılan 1 yaşındaki Melis, artık pembe bebek olarak hayata yeniden tutundu!

Pınar-Mustafa Güngör çiftinin ikiz bebekleri olan Melis ve Melisa, 2017 yılının Haziran ayında prematüre bebekler olarak dünyaya geldi. Kalp hastalığı ile doğan Melis, tek yumurta ikiz kardeşi Melisa’dan çok farklıydı. Kalbinin ortasında büyük bir delik ve akciğer atardamar kapağında da tam yapışıklık olduğu belirlenen prematüre bebek Melis, kalp ameliyatı yapılamayacak kadar küçük olduğu için doğumundan sonra Okan Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Burada, Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz tarafından tedaviye alınan ve cerrahi işlemler geçiren minik kız artık sağlığına kavuştu.

5 Ay Arayla 2 Ameliyat Geçirdi!

Minik bebeğin ameliyat olabilmesi için büyütülmesi gerekiyordu. Doğumundan sonra 3 ay yoğun bakımda kalan Melis, burada ilaç tedavileri ile 2 buçuk kiloya ulaşınca minik kızın ilk önce anjiyosu sonra da ameliyatı yapıldı. Ameliyat ile Melis’in tam yapışık olan akciğer atar damar kapağı açıldı. Ameliyattan sonra poliklinik takibinde kalan bebeğin morarmaları az olmak ile birlikte hiç geçmiyordu. Minik kız büyüdükçe atardamar kapağı büyümediği için yeniden morarması derinleşmişti. Bunun üzerine Melis 8 aylık iken, ikinci ameliyatını oldu. İkinci açık kalp ameliyatında da küçük kızın akciğer atardamar kapağı tekrar genişletildi.

Adım Adım İyileştirildi

Melis, 1 yaşında olduğunda onunla birlikte bu kapak yeterince büyümediği için darlık yeniden derinleşti. Morarması tekrar arttı. Kan oksijeni yüzde 70’lere düştü. Bunun üzerine Melis’e kateter işlemi yaparak akciğer atardamar kapağına stent takan Prof. Dr. Taner Yavuz, “Stent uygulanır uygulanmaz hızla kan oksijeni arttı ve mavi bebek Melis, pembe bebeğe döndü. Cilt rengi pembe oldu. Bu girişim sayesinde, bebeğin hem büyümesi hızlanacak hem de iştahı açılacak” şeklinde konuştu.

Melis Artık Hareketlendi!

Kızının sağlığına kavuşmasından mutluluk duyan 4 çocuk annesi Pınar Güngör ise, “Hamiliğin 5 ayında bana riskli gebelik tanısı kondu. Bebeklerden birinin kalbinde sorun vardı. Düzelmeyebilir dediler. Melis ve Melisa ikiz oldukların için 2 ay erken doğdular. Melisa şuan 9 kilo, Melis ise 6 buçuk kilo. Melis, ikiz kardeşi gibi gelişim göstermiyordu. Kardeşi yürümeye başlarken Melis hep yatıyordu. Desteksiz oturamıyordu. Morarması hiç geçmiyordu. Son işlemden sonra çok fark etti. Cildi pembeleşti, İştahı açıldı. Melis 2 aydır yürümek istiyor. Desteksiz oturabiliyor. Yavaş yavaş da adım atıyor. Taner Hoca’ya her şey için çok teşekkürler” dedi.

Okan Üniversitesi Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Yrd. Doç. Şenol Bozdağ; Prematüreliği Önlemek, Tedavi Etmekten Daha Kolay

Her yıl, 13 milyon bebek prematüre olarak dünyaya geliyor ve bu bebeklerin bir milyonu birinci yaş gününü göremeden, hayatını kaybediyor. Okan Üniversitesi Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, prematüre doğumda bebeklerin sorunlarının, taburculuk sonrası da devam ettiğini belirterek, “Uzun dönemde; görme, işitme, kronik akciğer hastalığı, algılama, hareket bozukluğu, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlükleri gibi nörogelişimsel sorunlarla da karşılaşabiliyorlar” dedi.unnamed (11)

Her yıl Türkiye’de yaklaşık 150 bin prematüre bebek dünyaya geliyor. Bu bebeklerde beyin, karaciğer, böbrek, kalp, akciğer, bağırsaklar gibi hayati öneme sahip organ ve organ sistemlerine ait bozukluklar ortaya çıkabiliyor.

37 haftadan önce doğan bu bebeklerin ve annelerinin yaşadıkları zorluklara dikkat çeken Okan Üniversitesi Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, “Doğumdan hemen sonra bebek, aldığı ilk soluk ile birlikte anne karnındaki dolaşım sisteminden tamamen farklı bir sisteme uyum göstermek zorundadır. Prematüre bebeklerin doğum haftaları küçüldükçe, artan oranda başta solunum sistemi olmak üzere diğer organ sistemlerinde de sıkıntılar baş gösterir. Bu nedenle prematüre doğacak bebeğin yenidoğan yoğun bakım ünitesinin olduğu merkezlerde dünyaya gelmesi önemlidir” dedi.

Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, bebeklerin anne rahmindeki doğal olarak karşılanan ihtiyaçlarını, suni olarak yaratmaya çalıştıklarını, ancak bu desteğin, asla anne rahminde sağlanan binlerce fonksiyonları karşılayacak bir destek olamayacağını belirtiyor.

Prematüre bebeklerin doğum sonrası yaşadığı zorlu süreç hakkında Yrd. Doç. Şenol Bozdağ şunları söylüyor: “Akciğerleri henüz tam gelişmemiş olduğundan, çok özel solunum cihazlarıyla, soluk borularına yerleştirilen küçük hortumlarla yaşama tutunmaya çalışırlar. Dolaşım sistemleri o kadar zayıftır ki, ilaç destekleri gerekebilir. Bağışıklık sistemleri henüz gelişmemiş olduğundan, basit mikroplardan bile kolaylıkla etkilenirler. Beyin damarları, kanamaya o kadar hassastır ki, beyin içinde kanamalar oluşabilir. Sindirim sistemleri, gelişimini henüz tamamlayamadıklarından, midelerine yerleştirilen sondalarla damla damla beslenirler. Kısaca, biz doktor ve hemşireler, onların yaşama tutunabilmeleri için her türlü yaşamsal desteği dışarıdan sunmaya çalışıyoruz. Bu nedenle prematüreliği önlemek prematüreliği tedavi etmekten daha kolay, daha verimli, daha ucuz ve insanidir.”

Şenol Bozdağ’a göre prematüre doğumların engellenmesinde bir noktaya kadar dikkat edilirse oranlar azalabiliyor. “Anne bu noktada öncelikle gebe kalmayı düşündüğü andan itibaren, kadın doğum uzmanı ile görüşmeye başlamalı. Sonrasında elbette ki doğal ve sağlıklı beslenmek ve yaşam şartlarını buna uygun hale getirmek prematüre doğumu engelleyecek temel faktörlerdir.”

“Prematüre Bebeklerde İlk Beslenme Anne Sütü ile Olmalı”

Bağışıklık sistemi henüz olgunlaşmadan doğan bebeklerde emme, yutma, nefes alma ve tüm bunların koordinasyonunda yaşanan birçok sorun ortaya çıkıyor.  Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, prematüre doğan bebekte özellikle ilk beslenmenin kolostrum denen, anneden gelen ilk sütle yapılmasının çok önemli olduğunu söylüyor.

 

Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, bebeğin dış ortama uyum sürecinde yaşanan sorunları ise şöyle açıklıyor: “Beslenme sırasında yaşanan soluk tutma, morarma atakları, emme, yutma ve nefes alma koordinasyonun içerisinde sık yaşanan sorunlardan. Prematüre bebeklerde midede yemek borusuna besin kaçması, kalp atımında yavaşlama ve morarma atakları yaşanması muhtemel durumlardır.”

“Her Zayıf Doğan Bebek Prematüre Değil”

Ailelerin doğru bildiği yanlışlardan biri de, yeni doğan bebeğin premature olup olmadığının kilosuna göre belirlenebilecek olduğudur. Yrd. Doç. Şenol Bozdağ doğum kilosunun, bebeğin prematüre olup olmadığını göstermeyeceğini, çok zayıf bir bebeğe premature teşhisi konulmazken, daha kilolu doğan bir bebeğin prematüre olabileceğini belirtiyor. Yrd. Doç. Şenol Bozdağ, prematüre teşhisinin 37. haftadan önce doğan bebeklere konduğunu söylüyor.prematüre bebek

4 Günlük Bebek Anjiyo ile Hayata Döndü

4 Günlük Bebek Anjiyo ile Hayata Döndü

Henüz 4 günlükken ana damarında darlık olduğu ortaya çıkan bebek, zamana karşı bir yarışta hayata döndürüldü. Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz ve ekibinin 3 saat süren müdahalesi sonucunda, bebeğin damar yoluna makara ipliğinden ince kıldan biraz kalın bir telle, damar yolundan geçilerek açıldı.unnamed (8)

Doğumundan 4 gün sonra bebeklerinin karnında şişlik şikâyeti yaşadığını fark eden aile Abant İzzet Baysal Tıp Fakültesine başvurdu. Acilen yoğun bakıma yatırılan bebeğe konulan teşhiste kalbinin kasılmadığı belirlendi.

1 gün boyunca çocuk kardiyolojisi yoğun bakım merkezi arayan aileye, Okan Üniversitesi Hastanesinde hem çocuk kardiyolojisinde hem de yenidoğan yoğun bakımda yer olduğunun bildirilmesi üzerine, bebek ambulansla Okan Üniversitesi Hastanesi yenidoğan yoğun bakım servisine getirildi.

“Hastaneye Geldiğinde Organ Yetersizlikleri Mevcuttu”

Hastaneye geldiğinde yaşam fonksiyonlarının nerdeyse durmak üzere olduğunu söyleyen Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz, “Hastanemize geldiğinde bebeğin akut kalp yetersizliği ve buna bağlı çoğul organ yetersizliği vardı. Çevreyle teması kesilmiş, uykuya meyilli, emmesi, beyin fonksiyonları ve böbrek kan akımı bozulmuştu.  Ayrıca idrar çıkaramıyor, karaciğer dolaşımının bozulmasına bağlı olarak değerleri yükselmişti.” şeklinde konuştu.

Solunum sıkıntısı yaşayan bebek acilen solunum makinesine bağlandı ve ana damar-orta kapağındaki darlığa bağlı olarak vücuda kan gitmediği saptandı. Damarlarındaki darlığın çok ciddi boyutta olması ve buna bağlı olarak kalp kasılmasında bozulma olduğu belirlendi.

“Kıldan Biraz Kalın Bir Telle Kalp Kapağından Geçildi”

Damar darlığı çok ciddi boyutta olup, damardan çok az kan geçen bebek derhal ameliyata alındı. Makara ipinden (1,8 mm) daha ince ve kıldan (0,1 mm) biraz kalın (0,3 mm) bir telle kalp kapağından geçilerek, kapakta önce 5 mm daha sonra 7 mm çapında balonlar şişirilerek kapak genişletildi. Kalp kapağı açıldıktan hemen sonra kalp kasılması düzelen bebeğin saatler içerisinde karaciğer ve böbrek işlevleri düzeldi. İdrar çıkarmaya başlayan bebek ameliyattan 1 gün sonra da solunum makinesinden ayrıldı.

Bebeklerinin mucizevi bir şekilde sağlına kavuştuğu için çok mutlu olduklarını söyleyen aile, Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz’a ve Yeni Doğan Uzmanı Yrd. Doç Dr. Şenol Bozdağ’a çok teşekkür ettiklerini, bebeklerinin rutin kontrolleri bittikten sonra kucaklarına alacakları günü sabırsızlıkla beklediklerini ifade ettiler.

KKTC’deki tüp bebek merkezlerine güven azaldı

 

 

KKTC’de tüp bebek merkezi olarak hizmet veren Ada Hospital’ın adının yasal olmayan kürtaj iddialarına karışması Türkiye’den gelen hasta sayısının azalmasına yol açtı. KKTC’de tüp bebek tedavisi başlatan birçok hastanın tedaviyi yarım bıraktığı iddia edildi.

Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu da tüp bebek tedavisi gören hasta sayısında ciddi anlamda düşüş olduğunu ancak bunun tek sebebinin Ada Hospital’de yaşanan yasadışılıkların olmadığını belirterek, “Bundan bir buçuk ay önce geçen yasayla Türkiye’den gelen hastalara KKTC’de donasyon gibi işlemlerin yapılması yasaklandı. Hasta sayısının azalmasının bir nedeni de budur” dedi.

tüp bebekSon yıllarda kısırlık olarak nitelendirilen, “doğal yoldan çocuk sahibi olamama”nın artması, tüp bebek tedavisine ilgiyi artırırken, Kuzey Kıbrıs’taki tüp bebek merkezlerindeki yasal boşluklar, bebek sahibi olamayanların KKTC’yi tercih etmesine neden oldu. Türkiye’de isteğe bağlı gebeliği sonlandırmak için hamileliğin 10 haftayı geçmemiş olması şartı, KKTC’de daha büyük gebeliklerin sonlandırılmasının mümkün olması KKTC’ye ilgiyi artırmıştı. Daha önce “öğrenciler yumurtalarını satıyor” gibi olumsuz haberlerle gündeme gelen tüp bebek merkezleri tam bu olumsuzlukları unutturmuşken, Ada Hospital’daki skandalla sarsıldı. Sekiz aylık sağlıklı bebeklerin kalplerinin anne karnında durdurulduğu ve kişilerin, talepleri dışında farklı yumurta/spermlerle çocuk sahibi oldukları iddiaları gündeme bomba gibi düştü.

“Güvenmiyorum”

Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne konuşan M.T, 5 yıllık evlilikleri boyunca çocuk sahibi olamadıklarını, o yüzden tüp bebek merkezlerinden yardım almak zorunda kaldıklarını ifade etti. Türkiye’deki iki denemelerinde başarılı sonuç almadıkları için KKTC’deki bir merkeze başvurduklarını kaydeden M.T, şunları söyledi: “KKTC’deki tüp bebek merkezlerinden başarılı sonuçlar alındığını duymuştuk. Hatta cinsiyet seçme imkanımız olduğu bile söylendi. KKTC’de yaşayan akrabalarım olduğu için gidip gelmek zor olmayacaktı. Bundan 8 ay önce tedavinin ilk kısmına başladık. Birkaç ay sonra yeniden gelecektim ama orada yaşanan olayları duyunca tamamen güvenim sarsıldı. Eşim kendi sperminin başkalarına verilmiş olma ihtimalini duyunca sinirden deliye döndü. Benim de aklıma birçok kötü senaryo geldi. Sonuç olarak biz tüp bebek tedavimizi yarım bıraktık. Şimdi asla orada yaptırmayı düşünmüyorum çünkü güvenmiyorum. Sanırım Türkiye’deki merkezlerden birinde tedavimize devam edeceğiz.”

“Bizde sıkıntı yok”

Haberal Kıbrıslı Gazetesi’nin aradığı tüp bebek merkezlerinin çoğu, hasta sayısıyla ilgili rakam veremeyeceklerini söylerken,  bir tüp bebek merkezi yetkilisi de hasta sayısındaki düşüşün kulaklarına geldiğini ancak kendilerinin yasal prosedür çerçevesinde hareket etmelerinden ötürü rakamsal anlamda kendilerini zora sokacak bir düşüş yaşamadıklarını ifade etti.

Gardiyanoğlu: “Hasta sayısındaki düşüşün tek nedeni güvensizlik değil”

Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu da konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, tüp bebek tedavisi gören hasta sayısında ciddi anlamda düşüş olduğunu doğruladı. Ada Hospital’de yaşanan yasadışılıkların düşüşte etkili olduğunu belirten Gardiyanoğlu ancak tek sebebin bu olmadığına vurgu yaptı. Türkiye’den gelen hastalara KKTC’de birçok işlemin yapılmasının yasaklandığını açıklayan Gardiyanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ada Hospital’da yaşananlar düşüş sebeplerinin bir tanesi.

“TC vatandaşlarına donasyon yasak”

Bundan bir buçuk ay önce çıkan yasa da bir diğer sebep. Ada Hospital’da yaşanan olaylardan sonra Sağlık Bakanlığı bu konuda yeni yasal düzenlemeler yaptı. Buna göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, tüp bebek uygulamalarının birçoğu yasaklandı. Donasyon da bunlardan biri. Dolayısıyla bu düşüşün iki nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Eskiden bunlar yoktu.”

***

Türkiye’deki yasak KKTC’ye geldi

TC Sağlık Bakanlığı 2011 yılında “Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik” ile başkalarına ait ya da sahibi belirsiz sperm ve yumurtalarla gebeliklere yasak getirmiş, TCK 231. maddesine paralel olarak tüp bebek uygulamaları ile ilgili hatalı, kanun dışı ve insanı suistimale yönelik iş ve işlemleri durdurmuştu.

TC Sağlık Bakanlığı’nın, “Başkalarına ait ya da sahibi belirsiz sperm ve yumurtalar ile gebelik elde etmek birçok gelişmiş Batılı ülkede olduğu gibi ülkemizde de yasaklanmıştır. Yönetmelikte yer almayan ’ırkın korunması’ gibi bir konu hatalı bir şekilde ön plana çıkarılmaktadır. Oysa bu konu kanunda geçtiği şekilde ’soy bağını’ yani babalığın belli olmasını esas almaktadır” şeklindeki açıklamalarında yer alan hususlar, KKTC’de yapılan yeni düzenlemeyle hayata geçirildi. Bir buçuk aydan bu yana yasa doğrultusunda hareket eden KKTC’deki tüp merkezleri, sundukları birçok hizmete rağmen hasta sayısının azalmasını sağlayamadı.
Mert Beyoğlu
 

Eşkinat “Hoş Geldin Bebek” projesini destekleyen hastaneleri ziyaret etti

 

bebekSüleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, “Hoş Geldin Bebek” projesi kapsamında Süleymanpaşa Belediyesi ekipleri tarafından her gün ziyaret edilip yeni doğum yapan annelere verilen bebek paketleri projesine desteklerinden dolayı Tekirdağ Devlet Hastanesi ve Tekirdağ Yaşam Hastanesi’ni başhekimlerini ziyaret etti.

İlk olarak Tekirdağ Devlet Hastanesi’nin kapısını çalan Eşkinat’ı Tekirdağ Devlet Hastanesi Başhekimi Atakan Eren karşıladı. Projeye desteklerinden dolayı Eren’e teşekkür eden Eşkinat, kendisine Süleymanpaşa Belediyesi çikolatası ikram etti.

Tekirdağ Devlet Hastanesi personelini de unutmayan Başkan Eşkinat; yeni doğan biriminde bulunan hemşirelere de her Gün Süleymanpaşa Belediyesi personeline yardımcı oldukları için teşekkür ederek Süleymanpaşa Belediyesi çikolatası armağan etti.

Yeni doğum yapan anneleri de ziyaret eden Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Süleymanpaşa’nın yeni sakinlerini severek “Hoş Geldin Bebek” projenin bebek kutularından hediye etti.

Tekirdağ Devlet Hastanesi ziyaretinin ardından Tekirdağ Yaşam Hastanesi’ne geçen Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Yaşam Hastanesi Başhekimi Ekrem Çömez’i ziyaret etti.

Bir süre Başhekim Çömez ile “Hoş Geldin Bebek” projesi ve Süleymanpaşa’nın genel durumu hakkında konuşan Eşkinat, Çömez ile birlikte yeni doğum yapan aileleri ziyaret edip bebek kutusu hediye etti.bebek.jpg1

Tekirdağ Yaşam Hastanesi yeni doğan servisi personelini de unutmayan Eşkinat, hemşirelere Süleymanpaşa Belediyesi ekipleri ile işbirliği içinde oldukları için teşekkür ederek hediyeler verdi.

Ziçev’den Eşkinat’a Teşekkür Plaketi

ziçev2Zihinsel Engelliler Vakfı (ZİÇEV) Tekirdağ Şubesi Başkanı Rukiye Güneş ve Yönetim Kurulu Üyeleri Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat’ı makamında ziyaret etti.

Güneş, Down Sendromlu çocuklar yararına düzenlenen “Müziksiz Evin Konukları” isimli oyuna verdiği destek ile ZİÇEV’e verdiği katkılardan dolayı Başkan Eşkinat’a teşekkür ziyaretinde bulundu. Eşkinat da Vakıf olarak böyle zor ve hassas bir görevi başarıyla sürdürdükleri için Rukiye Güneş’i ve Yönetim Kurulu Üyelerini tebrik ederek Çorba Çeşmesi, Bebek paketleri, Kitap Kumbaraları, Sosyal Yardım Mağazası ve Dost Eli Aşevi başta olmak üzere Süleymanpaşa Belediyesi projelerini ve yakında hizmete girecek olan Down Kafe hakkında Vakıf üyelerini bilgilendirdi. Yeni kurulmuş olmasına rağmen bu kadar çok ve doğru projeyle vatandaşlara hizmet vermesinin Süleymanpaşa Belediyesi’ni ülke çapında başarılı belediyeler arasına taşıyacağını belirten Güneş başarılarının devamını diledi. Ayrıca “Müziksiz Evin Konukları” isimli oyunla ZİÇEV’e verdiği desteklerden ötürü de Başkan Eşkinat’a teşekkür plaketi takdim etti.

“AMACINA UYGUN HER PROJENİN YANINDAYIZ”

Belediye olarak amacına uygun yapılan her projenin yanında olacaklarını belirten Başkan Eşkinat, Vakıf ve Derneklere yapılan her yatırımın sadece bu kuruluşlara değil Belediyelere için de büyük destek olduğunu ve bu nedenle doğru yapılan her işin yanında olacaklarının altını çizdi.ziçev3