Etiket arşivi: Batı

DRAMATİZE BAYRAMLARIN HÜZNÜ

 

 

 

“Ettiler aşkımı benden biçare..
Ne bahtım uyanır, ne feryat çare”

 

süleyman pekinBayram’dayız; Kâinatın Kullanma Kılavuzu olan Kuran’ın indirildiği ay olan Ramazan’ın ve inananlar için ilâhi bir empatide sınır tanımama organizasyonu olan Oruç’un (Savm, Sıyâm) Bayramında..

Arapçasıyla Iyd-ı Fıtr, Farsçasıyla Iyd-ı Sa‘id-i Fıtr, Urducasıyla Çoti Iyd, Endonezcesiyle Ramadan Iyd, Malaycasıyla Hari Lebaran, Bengalcesiyle Rojar Iyd.. Veya Balkanlarda Ramazanski Bajram, Ortaasya’da Oroza Bayram, Orta Afrika’da Karamar Sallah, Doğu Afrika’da Sikuku ya Idi..

Ramazan’ın Suriye bilançosu; iftarda bomba – sahurda korku, yüzlerce ölü – binlerce yaralı, kadınların ağlaması – çocukların feryadı, yakıcı bir yalnızlık ve bir acayip kimsesizlik.. İslâm Dünyası’nın sessizliği ve umudun ümitsizliği.. Bayram tanımayan belirsizlik..

Ramazan’ın Irak bilançosu; karmaşa ve kaos.. Sadece bir sahur vakti yapılan bombalı saldırıda 200’ün üzerinde ölü.. 3-4 parçalı bir idare ve daha 5-10 bayramı böyle geçirmeye aday Müslümanlar..

Ramazan’ın Afganistan bilançosu; bitmeyen terör saldırıları, Merkez – Talibân çekişmesi, Batılı işgal güçleri ve bağımsız yerel güçler, iç savaş – uyuşturucu dengesi.. İslâm öncesi Arap Cahiliyyesine benzer İslâm sonrası Afgan Cahiliyyesi..

Ramazan’ın Filistin bilançosu; yüzlerce tutuklama ve azalacağı yerde artan İsrail baskısı.. Amasya kadar Batı Şeria’da yarı esir yaşayan 2,5 milyon Müslüman ve Yalova kadarlık Gazze’de kapana sıkışmış 1,5 milyonluk bir kitle.. İki bayram arası Türkiye bir umut..

Ramazan’ın Somali bilançosu; Eş-Şebab’ın kesilmeyen terör saldırıları ve gıdasızlıktan ölmeye devam eden çocuklar.. 28 yıldır süren iç savaş, 4 parçaya bölünmüş bir ülke ve kaderi küresel satranca göre belirlenecek olan 10 milyon kara bahtlı..

Şehr-u Ramazan’da terör Nijerya’da, Kamerun’da, Lübnan’da, Libya’da, Yemen’de, Bengladeş’te ve Pakistan’da da durmadı. Doğu Türkistan, Keşmir, Arakan, Sri Lanka ve Kuzeydoğu Kenya’da da Ramazan Müslümanlar için sıkıntılı geçti.

İstanbul Atatürk Havaalanı’ndaki terör saldırısı akabinde Kadir Gecesi’ni ve Medine Mescid-i Nebevî yakınındaki terör saldırısı akabinde de Ramazan Bayramı’nı idrak ettik. Aslında edemedik: Mübarek günler ve geceler bizim için cepten mesaj, face’den paylaşım, takvim yapraklarında yazan sayısal ibadet bilgileri ve içinde bulunduğumuz akvaryumu abartarak dış denizlerde olan bitene kayıtsız kalmaktan ibaret.

Mükellef sofralar, ‘direklerarası’ sahur, belediye iftar organizasyonları, televizyon üfürükçüleri, bayram tatiline doğru gidiş istikametine doğru sıkışan trafik ve.. Ve 3 dakikada bir insanın açlıktan ölüşü.. Ve birkaç Türkiye’li Müslüman’ın zekat vermesiyle birkaç milyar dolara çözülebilecek Somali’nin açlık sorunu.. Ve 250 milyon çatışmada büyüyen çocuk; bizim çocuklarımız.

Ve sonra bayram birliktir – beraberliktir klişeleri.. Dargınların barışmasıymış da, çocukların sevindirilmesiymiş de.. Çocuk mu kandırıyoruz yahut kendimizi mi?

Gencebay’ın devamında dediği “Bir zulüm dünyayı kana bulamış” sözünden başlayarak ilk âyetten itibaren Oku’maz ve “Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun” istikametinde yürümez isek Kurban Bayramı’nda da yine biz katlonulacağız demektir.

DEĞİŞİMLER DİBEĞİNDEKİ DIŞ VE İÇ SİYASET

 

 

 

süleyman pekinGeçen yıl başında Fransa’daki Charlie Hebdo karikatür dergisine yapılan saldırılar sonrasında Dünya siyasal sisteminin yeni bir evreye yöneldiğinin işaretlerini okumaya çalıştık. Akabinde ortaya çıkan PEGİDA (Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar) gibi hareketler de bu evrilmenin hız katalizörleri işlevini üstlendi.

Tarih ve sosyolojiyi istatistik bilimiyle buluşturduğunuzda yeni stratejiler zemin bulur. Gerek Avrupa’nın tümden ve gerekse Almanya, Fransa, İngiltere gibi kıtanın büyük ülkelerinin 2040-2060-2080 yılları için yapılan simülasyonlarında etnik ve dinsel bir değişim gözlenmekte. Dolayısıyla bu gözlemlerin deneysel ölçümlerle etkileri kırılabilir mi, canlı laboratuarında test edilecektir.

Bu meyanda etken pozisyonundaki Batı’dan ve edilgen pozisyondaki İslam Dünyası’ndan iki örneği siyaset ve toplum bilimi masasına yatırmakta fayda var. ABD’deki Başkanlık seçimleri Donald Trump’la farklı bir noktada devam ediyor. Cumhuriyetçilerin tek adayı olan milyarder Trump, Demokratların adayı Hillary Clinton olursa kazanacak gibi duruyor.

Bu şu demek: 7 milyarı aşan Dünya nüfusunun çok fazla olduğu Amerikalı entelektüeller tarafından dile getirilirken ideal nüfusun da 1,5 milyar olması vurgulanır. Doğal olarak bu nüfus kendi kendine bu yaşanır noktaya gelemeyeceği için bu nüfusun doğal olmayan yöntemlerle ayıklanması gerekecektir.

İşte o zaman da Hitlervari tiplere yani Trumplara ve diğer Batı ülkelerinde de aşırı sağın iktidar yapılması söz konusu olacaktır. (Bkz: Evvelki günkü Avusturya seçimleri) Yani halk diline çevirirsek bundan sonra savaşa savaş demeyeceksiniz, kan ve gözyaşına doyacaksınız. Allah başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlığı bu kıyametimsi beladan şuurlu kullarına imkân yaratarak korusun.

İkinci örnek ise Tunus’tan.. Geçen haftasonu NAHDA (Yeniden Doğuş) Partisi’nin tekrar Genel Başkanlığına seçilen Raşid Gannuşî, “Siyasal İslam’ı bırakıp Demokratik İslam’a geçiyoruz” diyerek İslam Dünyası’nda yaşanacak dev değişimin ilk kıvılcımını ateşledi. Ve sonucunu da “Bu siyasetçiler için iyi olacak çünkü artık çıkarları için dini manipüle etmekle suçlanmayacaklar. Din için de iyi olacak çünkü artık siyasetin esiri olmayacak” şeklinde özetledi.

Normalde ABD örneğinde olduğu değişimler büyük balıkla başlar. 2001 Meydan Okuması sonrasındaki değişimin adı olan BOP ilk olarak 2002 seçimleri sonrasında doğal olarak Türkiye’de karşılık buldu. Daha Arap Baharı annesinin karnındayken Türkler sonbaharda yeni döneme uygun adım atan ilk Müslüman ülke oldular.

Şimdiyse öncülük sırası Türk Bayrağına en çok benzeyen ve Atatürk örneğinden Burgiba üzerinden en çok etkilenen Tunus’ta. Demek ki Türkiye de er yada geç o noktaya gelecek. Bu bağlamda Türkiye’deki iç siyasete bakarsak biri iktidar biri de muhalefet olmak üzere iki siyasal partide kazanlar fokurdamakta. Üçüncü ve en köklü siyasal partide de yakın zamanda değişim sancıları başlar.

14 yıllık iktidar Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Türkiye’nin düzensizliğine benzer bir düzenle yeniden yapılanması bekledikleri değil beklemedikleri değişimi hızlandırır ancak. Ve yarım asırlık Milliyetçi Hareket Partisi’nin de yancı vaziyetinde bu değişimi kesme faaliyeti aslında dönüşümün dozunu arttırmakta.

Bol sancılı bir sürece doğru ve dolaylı gidiyoruz.

Milletvekili Yavuz, “İslamofobi Batı’nın ayıbıdır”

Batı Ülkelerinde İslam Düşmanlığını İnceleme Alt Komisyonu Milletvekili Ali İhsan Yavuz Başkanlığında toplandı. Yavuz, “Batı Ülkelerinde var olan İslam karşıtlığıyla ilgili komisyonumuz ivedilikle çalışmalarına başlamıştır. İslamofobiyi insanlık suçu olarak görüyoruz. Hoşgörü, barış ve kardeşlik dini olan İslam’ı şiddet yanlısı göstermeye ve Müslümanlara ayrımcılık yapmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi

ali ihsanSakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Batı Ülkelerinde İslam Düşmanlığını İnceleme Alt Komisyonunda başkan olarak ilk toplantısını gerçekleştirdi.

Komisyon Yol Haritasını Belirledi

Alt Komisyon toplantısında yapılacakların neler olduğunu ve önem gösterdikleri hususları açıklayan Yavuz, “Batı Ülkelerinde var olan İslam karşıtlığıyla ilgili komisyonumuz ivedilikle çalışmalarına başlamıştır. Çalışma yöntem ve takvimini belirlediğimiz ilk toplantımızı gerçekleştirdik. İlk olarak Batıda var olan İslam karşıtı tutumların, hak ihlallerinin neler olduğunu, hangi kurumsal yapıların ve hangi yasal mevzuatların bunu tetiklediğini araştıracağız. Bu hususta araştırma yapmış olan devlet kurumları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini alarak önemli bir sonuç raporu elde edeceğimizi düşünüyorum. İslamofobiyi insanlık suçu olarak görüyoruz. Hoşgörü, barış ve kardeşlik dini olan İslam’ı şiddet yanlısı göstermeye ve Müslümanlara ayrımcılık yapmaya kimsenin hakkı yoktur. İslamofobi Batı’nın en büyük ayıbıdır” ifadelerini kullandı.

AKGİM “HER ZAMAN GENÇLERİMİZİN YANINDAYIZ!”

Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı ünlü işadamı Sadettin Saran,  Batı Akdeniz Teknoloji Geliştirme Bölgesi Antalya Teknokent sponsorluğu ve Akdeniz Üniversitesi Girişimcilik ve İş Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi ( AKGİM) Desteği ile Akdeniz Üniversitesi Girişimcilik ve Kariyer Topluluğu’nun düzenlediği söyleşilerin konuğu oldu.HOL1

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda öğrencilerle bir araya gelen İş Adamı Saadettin Saran’a Medya Sektörüne yapmış olduğu yatırımlar ve yaratmış olduğu istihdam nedeniyle Onursal Medya Girişimcilik Ödülü verildi. Saran, Akdeniz Üniversitesi’nde olduğu için mutlu olduğunu belirterek moderatörün ve öğrencilerin sorularını yanıtlayarak tecrübe paylaşımında bulundu ve öğrencilere öğütler verdi.

Her zaman gençlerimizin yanındayız!

Akdeniz Üniversitesi Girişimcilik ve İş Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi ( AKGİM) Birim Koordinatörü Berrin YÜCE, AKGİM’in en önemli misyonlarından birisinin gençliğin duygularını, heyecanını paylaşmak, onları dinleyerek anlamaya çalışmak, içlerindeki eleştirel, muhalif, girişimci, idealist yaklaşımları en etkin ve verimli şekilde topluma kazandırmak olduğunu belirterek, konuk olarak aralarında bulunan İş Adamı Saadettin Saran’a teşekkürlerini sundu.

Girişimcinin Çatısı” projesi ile hizmet vermekteyiz!

Berrin Yüce yaptığı açıklamasında, “ Merkez olarak web portalımızda hemenis.com olarak İnsan Kaynakları alanımız ile gençlerimize hizmet etmekte, mezuniyet öncesi staj ve part time işlerle iş hayatının kapılarını aramalarını sağlarken mezuniyet sonrası istihdamlarında merkez olarak destek vermekteyiz.  En önemli konu olarak da Girişimcilik alanında gençlerimizin girişimcilik potansiyellerini kendilerinde fark etmelerini sağlayarak, fikir aşamasında buluştuğumuz gençleri, girişimcilik eğitimleri ile destekleyerek girişimcilik yolunda fikirlerini erken dönemde hayata geçirmelerini sağlamak amacıyla  TÜBİTAK “Girişimcinin Çatısı” projesi ile hizmet vermekteyiz” dedi.HOL1