Etiket arşivi: Başsoy

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği Hepimizi İlgilendiren Konuya Dikkat Çekti

Reklamcı-yazar Ateş İlyas Başsoy, sosyal medya ve akıllı telefonların adeta bir casus olduğunu ileri sürerek, “Bunlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz.” dedi.

 

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği’nin (BUİGDER) konuğu olan Ateş İlyas Başsoy, internet ve sosyal medya konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

Nilüfer Belediyesi Karaman Dernekler Yerleşkesi’ndeki “İnterBulanık, İnfoBezite” başlıklı söyleşinin açış konuşmasını yapan BUİGDER Başkanı Canan Ekinci Yılmaz, gazeteciliğin değişen dünyada teknolojik olarak evrilen mesleklerinden biri olduğunu belirterek, internet gazeteciliğinin hızla konvansiyonel medyanın önüne geçtiğini ifade etti.

 

Canan Ekinci Yılmaz’ın ardından sözü alan Ateş İlyas Başsoy, günümzde hiçbir şeyin yeterince net olmadığını, şu aralar medyayı şişiren kirli bir veri akışı olduğunu dile getirdi.

Haber ve bilgi arasında önemli fark olduğuna dikkat çeken Başsoy, haberlerin bilgiden ziyade yalan ve çarpıtmaya dayalı olduğunu bunun da toplumda algı yarattığını söyledi.

Sosyal medyayı inşa edilerek bırakılmış boş bir apartmana benzeten Başsoy, “Herkes kendi odasını dekore ediyor, güzel olan odaya geliyorlar” diye konuştu. Sosyal medyanın bir algoritması olduğunu, buradaki paylaşım, beğeni ve yorumların sosyal medya kullanıcılarının profilleri için veri sunduğunu hatırlatan Başsoy, “Bizi bizden daha iyi tanıyorlar. Özel bilgilerimizin açık olarak paylaşılması sosyal medya üzerinden toplumsal algı oluşturanların işine yarıyor. Sosyal medya ve akıllı telefonlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz. Ona göre…” dedi.

 

Sosyal medya ve akıllı telefonların insani ilişkileri zayıflattığını, herkesin kendi dünyasında yaşadığını, evde yan yana oturan aile bireylerinin kafalarını telefondan kaldırıp birbirine bakmadığını söyleyen Başsoy, bunun bir bağımlılık halini aldığına dikkat çekti. Başsoy, “Sistem; aynı konuyu, bir videoyu herkesin görüşüne, profiline göre farklı farklı şekillerde sunuyor. Sosyal medya bizleri dev bir sahte organik bir tavuk çiftliği olarak görüyor.  Twitter’da darı ambarında gibisiniz. Hepimiz kodlanmış vaziyetteyiz. Bundan nasıl kurtuluruz bilmiyorum. Ben tüm bunlara interbulanık diyorum, infobezite diyorum. Çünkü müthiş bir algı bombardıman var. Hiçbir şey yeterince net değil. Sosyal medyada büyük bir veri kirliliği var.” diye konuştu.

 

Twitter’da müthiş troll orduları olduğunu ve algıların yönetilerek, manipüle edildiğini, belirten Başsoy, “Sahte hesaplar, sosyal medyaya güveni kaybettirdi. Algıların yönetildiği bir ortamda neye güveneceğiz. Her konuda sivriliyoruz, akıl almaz bir kumpas içindeyiz sosyal medyada. Eskiden herkes çalıştıkları ofiste bir köşede laflar, sohbet ederdi. Şimdi herkes sosyal medyada yankı odasından yankı bekliyor. Bu durum nereye kadar gidecek bilmiyorum.” dedi.

 

Sosyal medya bağımlılığından kurtulunması gerektiğini, kendisinin Twitter’da artık olmadığını, Facebook’tan da çıkacağını ifade eden Başsoy, şöyle devam etti:

 

“Ben Twitter’da kötü bir kullanıcıydım. Yazdığım bir şeye Türkiye’nin bir ucundan bir ergenin verdiği seviyesiz bir yanıtla moralim bozuluyor, bir köşeye çekilip ona ne yanıt yazacağımı düşünüyordum. Güzel bir güne uyanıyorum fakat uyandıktan sonra sosyal medyaya bir bakıyorum, sanki dünya yıkılmış, kâbus gibi şeyler altüst ediyordu psikolojimi. O yüzden bu bağımlılıktan kurtulun. Mesela günde bir paket sigara içmek yerine, bir iki keyif sigarası içmek gibi düşünün ve sosyal medyayı da böyle kullanın. Ya da hiç kullanmayın.

 

İnternet sürekli bir değişim içinde. Bir zamanlar ICQ, Messenger gibi mecralar vardı. Onlar zaman içinde yok oldu. Şimdi Facebook, Twitter gibi mecralar var. Zaman içinde bunların yerini de daha farklı platformlar alacaktır. Buradan kaçış yok. Ya dengeli kullanacağız ya da sosyal medya kullanımını bırakacağız.

 

Çocukların odalarında bilgisayar başında neler yaptığı konusunda ailelerin dikkatli olması gerektiğini ifade eden Başsoy, “Çocuklar bilgisayar kullanacağı zaman internetin çevrimdışı olması sağlanmalı. Çocuklar sizin kontrollerinizden bilgisayarlarındaki ‘geçmiş’i silerek kurtulabiliyorlar.” dedi.

 

Ülkeler arasındaki dijital savaşa da değinen Ateş İlyas Başsoy, Rusya’nın bu konuda önemli bir noktada olduğunu söyledi. Başsoy, “Rusya soğuk savaşı devam ettiriyor. Güçlü hackerlar’ı var. ABD’deki muhafazakârları ve liberalleri öfkelendirecek şeyler yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

 

Yaklaşık iki saat süren söyleşinin ardından BUİGDER Yönetim Kurulu adına Canan Ekinci Yılmaz, Ateş İlyas Başsoy’a plaket takdim etti.

 

BUİGDER olarak söyleşilere devam edeceklerini belirten Yılmaz, tüm katılımcılara teşekkür etti.

 

 

Bülent Ersoy, Dr Coffee’nin açılışında

ers

Türkiye’nin önemli markaları arasında yer alan Dr Coffee, Antalya’da görkemli bir törenle hizmete girdi. Yerel yöneticiler, iş adamları, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda davetlinin katıldığı açılışta; Türkiye’nin divası Bülent Ersoy damgasını vurdu.ers1

 

Antalya’da fark yaratan Dr Coffee, farklı bir törenle Şirinyalı’da hizmete girdi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer, MHP İl Başkanı Mustafa Aksoy, Ak Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse, meclis üyeleri,  Semerkand Vakıf Başkanı Sinan İlhan, Antalya siyasetinin, kamu kurum ve kuruluşlarının önde gelen isimleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, işadamları ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşmasını yapan Dr Coffee Yönetim Kurulu üyesi Mustafa İlhan ve Mustafa Büyükaslan ise, “Amacımız müşteri memnuniyetini en üst seviyede olmasını sağlamak” dedi.ers2

Bülent Ersoy açılışa damgasını vurdu

Türk Sanat Müziğinin divası olarak bilinen ünlü sanatçı Bülent Ersoy da Dr. Coffee’yi ziyaret etti. Bülent Ersoy, Dr Coffee’nin yeni mekanındaki estetik yapıya ve muhteşem kahve tadına hayran kaldığını dile getirdi. Büyük bir sevgi seli ile karşılaşan diva Bülent Ersoy ile fotoğraf çektirmek isteyenler sıraya girdi. Kahve içmek için özel olarak Antalya’ya gelerek açılışa katıldığını söyleyen Bülent Ersoy, hayranlarıyla da tek tek ilgilendi. Antalya’yı çok sevdiğini söyleyen Bülent Ersoy, güzel bir mekanı hizmete açtıklarından dolayı Mustafa İlhan ve Mustafa Büyükaslan’a teşekkür etti.ers3

Milletimiz Bu Seçimde de Eski Türkiye’ye Dönüşe İzin Vermeyecek

648  Erzincan’da gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Pensilvanya ile Kandil’i aynı safta buluşturanın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Diyanet ve imam hatip düşmanlığıyla başlayıp eski Türkiye koalisyonunda birleşmeye kadar giden süreç, öyle basit bir siyasi ittifak değildir. Ancak yeni Türkiye’nin önünü kesemeyeceksiniz” dedi.                                                      

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temaslar için bulunduğu Erzincan’da toplu açılış törenine katıldı.

Erzincan Havalimanı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Vali Süleyman Kahraman, Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy ve diğer ilgililer karşıladı.

Havalimanından Cumhuriyet Meydanı’na geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada gerçekleşen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Erzincan’ımızın tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki, köylerindeki kardeşlerime sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 59’luk bir oy oranıyla kendisine verilen destek için Erzincanlılara şükranlarını ifade ederek şunları söyledi: “İtimadınıza, güveninize layık olmak için çalışacağım. 12 yıllık Başbakanlığım döneminde olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığım sürecinde de dostluğumuzu, muhabbetimizi ve sevgimizi inşallah hiç eksik etmeyeceğiz.”

60 ESER VE HİZMETİN AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Gerçekleştirdikleri toplu açılış töreni ile yatırım bedeli 1 milyar 140 milyon lira olan 60 eser ve hizmetin resmî açılışını yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan eserler hakkında kısa bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımların şehre kazandırılmasında emeği geçen hükümetlere, kurumlara, özel sektöre, hayırseverlere, belediyeye şükranlarını bildiren Erdoğan, Erzincan Havalimanı ile şehir arasında yapılan yolun gayet güzel olduğunu ifade etti ve belediyeyi kutladı. Erzincan Üniversitesinin, 17 bini aşkın öğrencisiyle bölgesinin en önemli eğitim kurumlarından biri haline geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirde bugüne kadar 9 bin 266 toplu konut inşa edildiğini kaydetti.

“Biz geldiğimizde, Erzincan’da bölünmüş yol ne kadardı, biliyor musunuz? 7 kilometrecik. 79 senede 7 kilometre yol yapmışlar. Biz buna, Binali kardeşimle beraber 315 kilometre yol ilave ettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun bir aşk, bir sevda meselesi olduğunu kaydetti.

YENİ HAVALİMANI VE HIZLI TREN PROJELERİ

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim size aşkımız var. Bizim size sevdamız var. Ama bundan önce böyle bir dert var mıydı? Kimin aklına gelirdi Erzincan’a havaalanı gelecek. Göreve geldiğimizde Türkiye’de 26 tane havalimanı vardı. Ama şimdi 53 havalimanı var. Ay sonuna kadar 55-56 olacak. Neden? Çünkü Binali kardeşime dedim ki ‘Bak, bu hava yolu değil, halkın yolu. Ona göre çalışacağız’. Şimdi benim vatandaşım artık ‘Otobüse bineceğime, uçağa bineyim’ diyor. On milyonlar uçaklarla taşınıyor. Nereden, nereye? Yani, Hans, George, onlar uçağa biniyor da Helga uçağa biniyor da benim Ahmedim, Mehmedim, Ayşem, Fatmam bunlar niye uçağa binmesin? Bunlar halloldu” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzincan’ı Sivas, Ankara ve İstanbul’a; ayrıca Erzurum ve Kars’a bağlayacak hızlı tren projeleri ile Diyarbakır ve Mardin’e uzanacak bir başka demiryolunun çalışmalarının devam ettiğini, bu projelerle Erzincan’ın, demiryolu ulaşımının merkezi konumuna geleceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzincan Havalimanının iç ve dış hatlar terminali binasının 2011’de açıldığını hatırlatarak, havalimanının 2003’te 8 bin olan yolcu sayısının geçen yıl 295 bine yükseldiğine dikkati çekti.

“MİRAÇ KANDİLİ, İSLAM ÂLEMİNİN KURTULUŞUNA VESİLE OLSUN”

“Erzincan hizmetin kıymetini bilir. Kendisine hizmet edenlerin de kıymetini bilir. Şimdi 2023’e hazırlanıyoruz inşallah. Elbirliğiyle bunları birer birer hayata geçireceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların Miraç Kandili’ni kutlayarak, “Bu gecenin, bizlerin ve tüm âlem-i İslam’ın affına, mağfiretine, kurtuluşuna vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Miraç deyince akla Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın geldiğini belirterek, “Yüreğimiz sızlıyor, değil mi? Ne diyor, Şair Nuri Pakdil abimiz? ‘Tur Dağı’nı yaşa ki bilesin/Nerde Kudüs/Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum/Ayarlanmadan Kudüs’e/Boşuna vakit geçirirsin/Buz tutar/Gözün görmez olur.’ Müslümanlar olarak maalesef, Kudüs’e olan ayarımızı kaybettik. Buz tutmuş gözlerimiz görmüyor. Kudüs için birlikte çarpması gereken yürekler birbirleriyle mücadele, hatta savaş halinde. Miraç Kandili’nin, bu mübarek gecede yapacağımız ibadetlerin ve edeceğimiz duaların bizi yeniden Kudüs’e ayarlanmaya, gözlerimizdeki buzun çözülüşüne vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum” dedi.

“BİZİM KABEMİZ TAKSİM DİYENLER PUSULAYI KAYBETMİŞLER”

Kudüs’ün sızısını yüreklerinde hissederken, birilerinin bu şehri Yahudilere armağan etmenin çabası içinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Kudüs’ün birilerine peşkeş çekmekle kalınmadığını, Kabe’ye de saldırıldığını vurgulayarak şunları söyledi: “Ne diyor? Bizim Kabemiz Taksim. Bunların zaten kıblesi filan yok, pusulayı da kaybetmişler. Ben buradan tüm terör örgütünü arkasına almış olan bu partinin yöneticilerine sesleniyorum, onlara oy verenlere değil, Kürt kardeşlerime değil, şu anda ekranları başında bizi izleyen tüm o oy veren kardeşlerime sesleniyorum: Ne diyor: Bizim Kabemiz Taksim, Kudüs Yahudilerin. Bakıyorsunuz Avrupa Parlamentosunda, Ermeni soykırımı için ayağa kalkıyor saygı duruşunda.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların iyi tanınması gerektiğini kaydederek, örnek aldıkları, izinden gittikleri CHP’nin geçmişte, “Kabe Arap’ın olsun, bize Çankaya yeter” dediğini söyledi. Bunların Diyanet İşleri Başkanlığını da kaldıracaklarını söylediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların dinle diyanetle alakası yok ki. Bir tane şimdi sözde müftüleri aday yaptılar. Diyarbakır müftüsünün söylediği lafa bak, ‘partimin dini Zerdüştlük olsa, ben yine orada olurdum’ diyor. Şu hale bak” dedi.

“İMAM HATİP ÖĞRENCİLERİNİN SAYISININ ARTMASINDAN RAHATSIZ OLUYORLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefetin imam hatip okullarını kapatmanın peşine düştüğüne dikkati çekerek, “Beyefendi, önce kendine gel, Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz, o geçmişte kaldı” diye konuştu. İmam hatiplerdeki öğrenci sayısının 60 binden bir milyona çıktığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan rahatsız olunduğunu aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi ile çocuklarının da imam hatip mezunu olduğunu ve bununla gurur duyduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ön kestiler, ‘başınızı açacaksınız’ dediler. Tabii açmadılar başını, dünyanın değişik yerlerine gittiler ama bir tanesi daha çıktı, Pensilvanya’da malum zat. O zaman ‘Başörtüsü füruattandır’ dedi. Aynı kişi İzmir’de Kestanepazarı’nda konuşurken, ‘Bu itikadi bir meseledir, baş açılamaz’ diyordu. Daha sonra ayarı bozuldu ve ‘füruattandır’ dedi. 99’da kaçıp gitti. Nereye? Pensilvanya’ya. Biz de tabii samimiyiz, dedik ki ‘ya gel, bak sen ağlıyorsun, burada da ağlayanlar var. Buradakileri de fazla ağlatma, gel’. Gelemedi. Dedi ki ‘sizleri daha da zorda bırakmam’. Madem suçun yok, gel, niye gelmiyorsun? Gelemedi. Niye? Çünkü sinsi planlar çalışıyordu. Şimdi her şey meydana çıkıyor. Hatırlayın, Erzincan’da da bir kumpas vardı ama şimdi hepsi çözülüyor.”

“DANIŞTAY’IN ORTA ÖĞRETİMDE BAŞÖRTÜLÜ OLARAK DERSLERE GİRME KARARI TARİHÎ NİTELİKTEDİR”

Konuşmasında, imam hatiplerin önünün bir müddet kesildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda ortaokul, lise ve imam hatiplere de başörtülü olarak herkesin istediği gibi girebildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son Danıştay’ın orta öğretimde başörtülü olarak derslere girme kararı aldığına değinerek, bunun tarihî bir karar olduğunu dile getirdi. Hakkın er veya geç tecelli ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm imam hatip ve meslek liseli yavrularıma sesleniyorum. Şimdi sizden başarı bekliyoruz, yeni Türkiye’yi siz gençler inşa edeceksiniz” dedi.

YASSIADA VE SİVRİADA’NIN “DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI” YAPILMASI PROJESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu milletin mescidiyle, camisiyle, cemaatiyle uğraşıp iflah olan kimsenin olmadığını belirterek, tek parti CHP’sinin bunun için çok çalıştığını ama 14 Mayıs 1950’de Adnan Menderes ve arkadaşlarının gelip, bu anlayışa hak ettiği dersi verdiğini ifade etti. Cuntacılarla birlik olunup, 27 Mayıs darbesinin yapıldığını, Menderes ve arkadaşlarının idam edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, o kararın verildiği Yassıada ve yanındaki Sivriada’yı Başbakanlığı döneminde “Burayı demokrasi ve özgürlükler adası yapacağız” dediğini anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, o zaman bir yarışma açtıklarını, AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu’ndan bir mimarın yarışmayı kazandığını ve temelinin atıldığını hatırlatarak, bir yılda TOBB’un yükleniciliğiyle süratle bu inşaatın devam edeceğini ve biteceğini bildirdi. “Orada demokrasi ve özgürlükler konuşulacak” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası düşünce tartışmalarının yapılacağı merkezin inşa edileceğini, bütün objelerin sergileneceğini anlattı.

“BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN GÜDÜMÜNDEKİ PARTİ BİZİ SOKAKLARLA TEHDİT EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta ana muhalefet olmak üzere ve onun kalemşörlerinin, kendisine ve arkadaşlarına “sonunuz Adnan Menderes gibi olur” dediklerini aktararak, şunları kaydetti: “Bölücü örgütün güdümündeki parti de bizi sokaklarla tehdit ediyor. Tüm partilere sesleniyorum: Sivas’ın ötesine neden gitmiyorsunuz? Sadece iktidar partisi gidiyor ama diğerleri gitmiyor, siz de gidin. Bir demokrasi mücadelesi bu, bu demokrasi şenliğini oralara yayın. Muş’a, Van’a, Hakkâri’ye gidin, niye gitmiyorsunuz? 26 Mayıs’ta Başbakanımız ile inşallah iki yıl ertelemeyle Hakkâri Selahaddin Eyyubi Havaalanı’nı açacağız. Onu da engellediler, müteahhitleri tehdit ettiler, iş makinelerini yaktılar. Hani bunlar seviyordu, hani Kürtlerin temsilcisiydi, hani Kürt kardeşlerime hizmet gelecek. Niçin bunu engelliyorsunuz? Bunlarda yalan bol, talan bol, yaptıkları iş bu. Bölücü örgütle paralel örgüt bir olmuşlar şimdi milletin iradesini hiçe saymanın, seçim sonuçlarını da değersiz hale getirmenin gayreti içindeler. Anlaşılan bu seçimden de ümitlerini kestiler. Milletin kendilerine bu defa da yüz vermeyeceğini, destek vermeyeceğini gördükleri için eski yöntemleri devreye sokmaya çalışıyorlar. Tehdit, tehdit, tehdit. Eski Türkiye’yi hatırlatmanın gayreti içindeler.”

“SİYASETÇİ KENDİSİNE KUMPAS KURAN ÇETEYİ VE ONUN MENSUPLARINI SAVUNUR MU?”

Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın, iktidar diye bir şey düşünmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İktidara talip olan kendisine Parlamentonun çoğunluğunu almayı hedef kılar. Başbakanlığım döneminde ne diyordum ben? Eğer birinci parti olmazsak ben istifa edeceğim diyordum. 12 yıl hep bunu söyledim ve 7 seçim 2 referandum yaptık. Ama siz edecek misiniz dedik, hiçbirisi bunu söyleyemedi. Niye? Koltuk sıcak, o koltuktan kalkabilirler mi? Bunlar millet için siyaset yapmıyorlar, bunlar işi gücü bırakmışlar, millete ihanet eden bir çetenin mensuplarını savunuyorlar. Siyasetçi kendisine kumpas kuran çeteyi, onun mensuplarını savunur mu? Daha dün bu çete bunların mahremine giriyordu, mahremine saldırıyordu. O zaman bunlar bas bas bağırmıyor muydu? Yargı siyasallaştı demiyorlar mıydı? Neymiş? Yargıya müdahaleymiş. Burada müdahale edilen yargı değil ülkeye ve millete karşı tuzak kuran, darbe girişiminde bulunan bir çetedir, onun üyeleridir. Hiç kimsenin sıfatı terör örgütü üyesi olduğu gerçeğini değiştirmez. Hiç kimsenin unvanı yaptığı ihaneti meşru kılmaz. Terörist, sadece silahlı olmaz; teröristin silahlısı da var, silahsızı da var. Türkiye nice cübbeli teröristler gördü, bunu da bilesiniz. İşte en son adliye vakası, İstanbul Çağlayan adliyesinde yaşanan o hadise var ya, onun sonrasında şahit olduğumuz görüntüler var ya. Yaptığınız iş ülkeye ve millete ihanetse, sırtınızda avukat cübbesi, hoca cübbesi, polis, asker üniforması olmuş hiç fark etmez. Bunlar devletin değil, milletin değil paralel örgütün savcıları, hâkimleridir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin darbelere, cuntalara, teröre karşı verdiği mücadelede bir araya gelemeyenlerin bu seçimde aynı safta buluşmasını ibretlik olarak nitelendirdi.

“PENSİLVANYA İLE KANDİL’İ AYNI SAFTA BULUŞTURANIN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Biz Pensilvanya ile Kandil’i aynı safta buluşturanın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Türkiye’nin güya en milliyetçi partisiyle bölücü örgütün güdümündeki partiyi aynı üsluba, aynı çizgiye getirenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Diyanet ve imam hatip düşmanlığıyla başlayıp eski Türkiye koalisyonunda birleşmeye kadar giden süreç, öyle basit bir siyasi ittifak değildir; bunu da iyi biliyoruz. Ama işte buradan, Erzincanlı tüm kardeşlerimizle birlikte haykırıyoruz; yeni Türkiye’nin önünü kesemeyeceksiniz, yeni Anayasayı engellemeyeceksiniz, başkanlık sistemine geçişe mani olamayacaksınız. Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaşmaktan alıkoyamayacaksınız. İstikrar ve güven iklimini zehirleyerek bu ülkeyi yeniden ekonomik, siyasi, sosyal krizlerin pençesine düşüremeyeceksiniz. 12 yıldır buna müsaade etmeyen milletimiz bu defa da krize, kaosa, eski Türkiye’ye dönüşe izin vermeyecek” diye konuştu.

“BEN MİLLETİMİN TEVDİ ETTİĞİ VAZİFEYİ YERİNE GETİRİYORUM”

2002 Kasım’da bu millet geleceğine sahip çıktığını, 2007 referandumunda Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesine yüzde 69’la destek verdiğini ve bu milletin başkanlık sisteminin önünü açtığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2010 referandumunda Anayasa değişikliğine yüzde 58’le evet dedi. 10 Ağustos 2014, bu kardeşinizi yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçtiniz. Ben milletimin tevdi ettiği vazifeyi yerine getiriyorum. Kardeşlerim, bunlar kimin taşeronluğunu yapıyor bilemem, ama ben sizin hizmetkârınızım, milletimin hizmetkârıyım.  Bir defa şunu bilmenizi istiyorum: Bölücü terör örgütüyle, paralel örgütle, ana muhalefetiyle, diğer muhalefetiyle hepsi bir olmuşlar, tüm kazanımlarına saldırıyorlar bu ülkenin” diye konuştu.

“ARTIK BÜYÜYEN BİR TÜRKİYE VAR”

Türkiye’nin millî gelirinin şu anda 800 milyar dolar olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Nereden geldik buraya? 230 milyar dolardan. Kardeşlerim, IMF’e borcumuz neydi? 23,5 milyar dolar, sıfırladık, IMF şimdi bizden borç istiyor, verebiliriz dedik. Merkez Bankamızın döviz rezervi neydi? 27,5 milyar dolar, şimdi 122 milyar dolar; bak nereden neye geldi. İhracatımız neydi? 36 milyar dolar, şimdi 158 milyar dolar. Geçenlerde baktım ki bir tane muhalefet partilerinden bir tanesi diyor ki, üzülüyorum, çok yalan söylüyorlar, doğru konuşmuyorlar, Türkiye 400 milyar dolar borcu var. Bunlar devletin borcunun nasıl hesaplanacağını da bilmiyor, çünkü bunların kılavuzu karga, sıkıntıları burada. Şu anda Türkiye’nin borç oranı biz geldiğimizde neydi biliyor musunuz? Milli gelire oranı yüzde 73’tü, şimdi yüzde 35, bak nereden nereye düştü. Artık büyüyen bir Türkiye var. Kişi başına millî gelir 3500 dolardı, şimdi 10500 dolar ve OECD ölçütlerinde orta yüksek gelir grubunun içerisindeyiz ve dünyanın 17’nci büyük ekonomisiyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  G-20 toplantısının Kasım ayında Antalya’da gerçekleştirileceğini de dikkati çekti.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ HAZIRLADIĞI KÜRTÇE MEAL

Türkiye’deki Kürt vatandaşlara değişik illerde onların ana dilinde hazırlanmış Kur’an mealini gösterdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar meali bırakıp Kur’an’a saldırıyor. Ne diyor Mevlana? Testinin içinde ne varsa dışına o sızar diyor. Seçim beyannameleri birbirinin kopyası, meydanlarda söyledikleri aynı, hedefleri aynı. Kur’an mealinin şu anda Diyanet Kürtçesini de hazırladı. Şimdi bunlar bundan da rahatsız olurlar. Niye? Kur’an mealinin Kürtçesini yaptı diye. Bunların yapısı belli, dışarı sızan bunlarsa, o testinin içindekinin ne olduğu belli demektir. Hiç kusura bakmasınlar, ben onlar lafı eğip bükmeyeceğim. Bizim bir Rabia’mız var biliyorsunuz. Biliyorsunuz değil mi? Hep birlikte buradan haykıralım, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” dedi.

“ESKİ TÜRKİYE ÖZLEMİYLE YANIP TUTUŞANLAR RAHATSIZ”

Ülkemizde kim varsa hepsinin, bu tek millet kavramının içinde oluğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Çünkü biz yaratılanı Yaratandan ötürü sevdik, ayrım yok. Hiçbir etnik unsur bir diğerine üstün değildir, üstünlük Allah’a yakınlık ölçüsündedir. İki; tek bayrak, rengi şehidimizin kanı, öyle mi? Hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehitlerimizin ta kendisi. Ne diyoruz? Tek vatan. Bu vatan şehitlerimizin kanlarıyla sulandı. 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde kimse operasyon düşünmesin. Bu toprakların neresini eşeleseniz oradan şehitlerimiz çıkar. Ve dört; tek devlet, devlet içinde devlet yok. Neymiş o ya? Paralel devlet, nereden çıktı bu? Bunun bedelini ödeyecekler. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşanlar bundan rahatsız.”

“7 HAZİRAN, YA ESKİ TÜRKİYE YA YENİ TÜRKİYE TERCİHİDİR”

“Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız, bizi kimse bölemeyecek” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Birbirimizi Allah için seveceğiz, para-pul için değil, makam-mevki için değil, etnik unsur için değil, Allah için seveceğiz. İşte onun için ben diyorum ki, 7 Haziran bir kırılma noktasıdır. 7 Haziran’da oylarınızı şöyle tercih edeceksiniz: Ya eski Türkiye, ya yeni Türkiye. Yeni Türkiye’ye evet mi? Öyleyse durmak yok.”