“Denetim yapmak hakları ve yetkileri dolayısıyla ekmeği elinden alınınca, kanun teklifi hazırlayarak imza toplamaya başladı.”

İlimizde Bağımsız Denetçi / SMMM (serbest muhasebeci mali müşavir) olan Savaş Yıldız bağımsız denetim yapmak için denetçilik belgesi aldı. Türkiye’de ilk ve tek olan projesi ile Doğu Marmara Kalkınma Ajansından teşvik alan bir girişimci. Fakat sendikalar kanunu ile denetim yapmak hakları ve yetkileri elinden alındı. O da sendikalar kanunda değişiklik yapılması için gerekçeli olarak hazırladığı kanun teklifini TBMM ne sunmaya hazırlanıyor.

Savaş Yıldız ilimizde Bağımsız Denetim ve Danışmanlık konularında faaliyet gösteriyor. Yıldız Tüm dünyada denetçilik belgesi olan herkesin denetim yapmak yetkisine haiz olduğunu ancak Türkiye’de 3568 sayılı kanunda denetçi tanımı olmayan yeminli mali müşavirler’in sendikalar kanun’unda denetçi olarak tanımlanmış olması nedeniyle denetim yapmak yetkisine sahip olan mali müşavirlerin denetçilik görevlerini yerine getiremediklerini ve maalesef ekmeklerinin ellerinden alındığını söyledi. Denetçi belgesi olmayan  2 117 Yeminli mali müşavir’in sendika ve konfederasyonların denetimini anayasaya aykırı olarak yapmak yetkisi verildiğini söyleyen Yıldız, meclisin bir an evvel bu ayıbını düzeltmesini ve ayrımcılığa son verilmesini istedi. Yıldız Bunun için bir kanun teklifi hazırlayarak imza kampanyası ile meslekdaşlarından destek bekliyor.

MECLİSTE BABAYİĞİT BİR MİLLETVEKİLİNE  İHTİYACIMIZ VAR

Mali Müşavir olarak denetçi belgesi almasının yasal hak olduğunu ve yasal hakkı gereği denetçilik belgesini önce sermaye piyasası kurulu’ndan aldığını, yasal mevzuat değişikliği neticesinde tüm koşulları sağlamış olması nedeniyle Kamu Gözetimi Kurumundan doğrudan aldığını, hatta MARKA / Doğu Marmara kalkınma Ajansı’ndan denetim danışmanlık faaliyetlerini yapabilmek için hibe/teşvik aldığını söyleyen Yıldız, “AB uyum sürecinde, devlet bana yenilikçi ve yüksek katma değerli hizmetleri işletmelere sunmam için asgari ücretliden topladığı vergilerden hibe de veriyor. “ Fakat gelinen noktada kanunda sendika ve konfederasyonların denetimini yeminli mali müşavirler yapabilir denilmesinden kaynaklanan bir sıkıntı ortaya çıkıyor. Yani yasal olarak denetçi belgesi ile denetim yapmak yetkisini alıyorum, üstüne bana karşılıksız parada (hibe) veriliyor. Ancak işimi yapamıyorum. hal böyle olunca da denetçilik yapmak benim yasal hakkım olmasına rağmen 3568 sayılı muhasebecilik yasasından gelen ünvanımın yeminli mali müşavir değil de serbest muhasebeci mali müşavir olması nedeniyle sendikalar kanunu’nda bu hakkım yani ekmeğimiz elimizden alınıyor. AB uyum sürecinde çıkarılan yeni Ticaret hukukumuza göre;  Bağımsız Denetçi belgesi olan her mali müşavir dünyanın her tarafında denetçilik yapabilir. Türkiye’de ise Anayasa ya aykırı olarak yasa ile haklarımız elimizden alınarak belli bir zümreye ayrcalık tanınmaktadır. Ben de yaklaşık 100 meslekdaşımın imzasının bulunduğu bir kanun teklifi hazırlayarak imza kampanyası başlattım. Bizler denetçi belgesi olan mali müşavirlerin mecliste haklarını savunacak babayiğit bir milletvekiline ihtiyacımız var, dedi.

DEVLET HAKSIZ REKABET ORTAMI TESİS ETTİ

Türkiye’de denetçi belgesi olanların değil de denetim yetkisi olmayan yeminli mali müşavirlerin denetim yapmasının  yanlış olduğunu söyleyen Yıldız konuşmasına şöyle devam etti: ” Türkiye’de toplamda 93.787 serbest muhasebeci mali müşavir, 4.599 tane yeminli mali müşavir var. Yine Türkiye’de 12.292 tane denetçi var. Bunların 2.482 tanesi yeminli mali müşavir iken, 9.810 tanesi serbest muhasebeci mali müşavir.  Yani sendikalar kanunu gereği 9.810 denetçi mali müşavir hakları ellerinden alınmakta denetim yapmasına izin verilmemektedir. Denetçi belgesi olan 2.482 yeminli mali müşavirin denetim yapabilmesinin yanı sıra, 2.117 tane denetçilik belgesi olmayan yeminli mali müşavir de denetçilik yapabiliyor. Bu şekilde denetçi belgesi ile denetim yetkisine haiz olan mali müşavirler denetçilik yapamazken, denetim yapmak yetkisi ve belgesi olmayan yeminli mali müşavirler denetçilik yapabilmektedir. Bu durum sendikaların denetimi konusunda oluşturulan denetim pazarında küresel hizmet sağlayıcı konumunda olan denetçiler arasında smmm ve ymm ayırımı yapılması neticesinde smmm’ler aleyhine tam manasıyla haksız rekabet ortamı doğurmaktadır. Rekabet Hukukuna aykırı olarak pazara girişimiz engellenmiştir. Küreselleşme sürecinde, kapalı pazar ekonomisinin kurallarının uygulanması toplumun tüm kesimlerine zarar vermektedir. Serbest piyasa ekonomisinin kuralları işletilmemektedir. Ayrıca, Anayasal haklarımız olan çalışma özgürlüğümüz kısıtlanmakta ve ayrıca, Anayasa’ya aykırı olarak belli bir zümreye ayrıcalık tanınmaktadır. Bu anlamda hazırladığım sendikalar kanunundaki değişikliğin bir an evvel yapılarak bu haksızlığın giderilmesi gerektiği kanaatindeyim.

ÇOĞUNLUK AZINLIĞIN TAHAKKÜMÜ ALTINDA

Türkiye’de mali müşavirlerin çoğunlukta olmasına rağmen var olan pastadan en az payı aldığını söyleyen Yıldız, ” Türkiye’de 93.787 mali müşavir, 4.599 yeminli mali müşavir var. bu anlamda yeminli mali müşavirler azınlıkta olmalarına rağmen pastadan en büyük payı onlar alarak çoğunluğun haklarını yemektedirler. Üst birliğimiz olan TÜRMOB (Türkiye serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirler odaları birliği) yönetiminde ise 4.599 yeminli muhasebeciyi temsilen 5 kişi yer alırken, 93.787 mali müşaviri temsilen 4 kişi yer alıyor. Bu da başlı başına bir ayrımcılıktır. Bu anlamda TÜRMOB’da da yeminli müşavirlerin ağırlığı olduğu içindir ki bizim haklarımız savunulamamaktadır. Mecliste de bugüne kadar bizim haklarımızı savunan maalesef hiç kimse olmadı, halen de hiç kimse yoktur. Yani burada tam olarak azınlığın çoğunluk üzerindeki bir tahakkümü söz konusudur. Bizler bu haksızlığın giderilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

CUMHURBAŞKANI’NDAN RANDEVU İSTEDİ

Yıldız bu yanlışlığın düzeltilmesi için çok fazla kurumla yazıştığını, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı ile de yazıştığını söyleyerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Başbakanlığa bu sıkıntıyı yazdığımda çözüme dair bir geri dönüş olmadı. Sadece yargıya başvurmam gerektiğini söylediler. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nde dava açmak hakkım(ız) yoktur. Ben de Cumhurbaşkanlığına yazarak Sayın Cumhurbaşkanımızdan randevu talep ettim. Cumhurbaşkanımızın yoğun programı nedeni ile randevu veremediler. Ancak ben bu işin peşini bırakmayacağım. Keza, sorunumuz sadece Sendikalar Kanununda değildir. “Azınlığın Çoğunluğa Tahakkümüne İzin Vermem” diyen, Cumhurbaşkanımızın bizi kabul edeceğine inanıyor  ve mutlaka görüşmek istiyorum. Seçimler sonrasında meclis açılır açılmaz meclise giderek bu sıkıntıları meclis başkanlığına ve siyasi partilere ileteceğim. Ortada var olan bu haksızlığın giderilmesi için ne gerekiyorsa onu yapmakta kararlıyım” diyerek sözlerini noktaladı.