Etiket arşivi: Ayla

O Komutan ve Eşi Aynı Saatlerde Vefat Etti

Hayatı gişe rekorları kıran Ayla filmine konu olan Kore Gazisi Astsubay Süleyman Dilbirliği vefat etti.  Aynı saatlerde eşinin de vefat etmesi sevenlerin üzüntüsünü ikiye katladı. Kore Savaşı’nda anne ve babası ölen küçük Koreli kızı Türk Birliğinde koruyup kollayan ve ona “Ayla” ismini veren Kahraman asker Dilbirliği’ni ve sevgili eşini İnsanlık unutmayacaktır. Türkiye Okuyor Ailesi olarak bizlerde kahraman astsubayımıza ve kıymetli eşine, Allah’tan rahmet, sevdiklerine baş sağlığı diliyoruz.ayla1

Haber: Fevzi Yurtoğlu

Fevzi Yurtoğlu Yazdı Filmi Çekildi

ayla29 Haziran 2017 tarihinde gazetemiz yazarı Fevzi Yurtoğlu, tarafından yazılan bir makalede işlenen konu film oluyor. Güzel Şeyler, başlıklı makalesinde işlediği konu ile binlerce okura ulaşan strateji uzmanı ve araştırmacı yazar Yurtoğlu, bir çok okur tarafından bilinmeyenleri, gerçek anlamda yaşanmış duygu yüklü hikayeleri ortaya çıkarttığı için teşekkür almıştı. O, yazıdan sonra önümüzdeki hafta vizyona girecek olan ”Ayla” Türk izleyicisi ve sinema severler tarafından yoğun ilgi görerek gişe rekorları kırması bekleniyor. Emekli bir strateji uzmanı da olan Yurtoğlu’nun kaleme aldığı ve sizi Kore yıllarına götürecek filmin galası ve seyirci önüne çıkmasına sayılı günler kala, siz saygıdeğer okurlarımıza bu anlamlı yazıyı tekrar  yayımlamayı hatırlama amacında uygun gördük. Tekrar da rahmet ve bereket vardır desturu ile yeniden bu kıymetli eseri okumanızı ve sevdiklerinizle de paylaşmanızı talep ediyor, Yurtoğlu’nun Güzel Şeyler başlıklı makalesinde ortaya koyduğu karakteri sizlerle baş başa bırakıyoruz; Ayla: 

fevzi yurtoğlu‘Sabah Ülkesi’ anlamına gelen Kore’deki 1950 savaşını ve 5 bin kişilik Türk Tugayı’nın kahramanca mücadelesini bilmeyenimiz yoktur. Bu askerî birlikteki Astsubaylardan Süleyman Dilbirliği, Koreli, 5 yaşındaki yaralı bir kızı cephede bularak bölüğüne getirir. Kız; anne ve babasını da kaybetmiştir. İsmini “Ayla” koyar. Savaş süresince de O’na babalık yapar. Harp bitince yetkililere teslim eder. Türkiye’ye gelince Gazimiz kızını merak eder ve ancak 60 yıl sonra fırsat bularak gittiği Kore’de (2010) Ayla’sını bulur. İsmi “Kim Eunza” olmuştur. Karşılıklı ağlaşırlar. 60 yaşındaki Ayla’nın çocukları da “dedemiz nasıl? dedemizi görelim” diyerek karşılıklı gönül bağı kurarlar.2012 ve 2017’de de tekrar görüşürler. Ortaya çıkan duygu sağanağı yetkilileri harekete geçirir ve Kore Savaşı’yla başlayan bu insanlık hikayesi bir filme konu olur. 27 Ekim 2017’de gösterime girecek filmi heyecanla bekliyoruz. İşte insanlık serüveninden bir hikaye ve işte Türk Askeri.
İstanbul’da Hasan Şentürk’ün kızının karaciğeri daha 7 aylık iken iflas eder. M. Ataşehir Hst.de Prof. Y. Polat, babadan aldığı karaciğerin bir parçasını hasta kıza başarıyla nakleder ve kız hayata tutunur. Herkes çok mutludur ve baba Hasan; “Kızım için tüm organlarım feda olsun, yeter ki O iyileşsin” der. İşte Türk Ailesi.
Ramazan Bayramı süresince vatan ve bayrak uğruna şehit olmuş kahramanlarımızın kabirleri bayrak ve çiçeklerle donatıldı. Ve tüm şehitlikler öncelikle anne, baba, eş ve çocukları olmak üzere ziyaretçi akınına uğradı. Genelkurmay Başkanı’mız ve diğer komutanların Doğu’da askerlerimizle bayramı geçirmesi gurur kaynağımız oldu.Ve “Sılai Rahimle” büyükler, hasta ve yaşlılar, herkes ziyaret edildi. Bu güzel inancımız ve kültürümüz Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatacaktır.
Ayrıca Türkiye gibi, 25 milyon Türk’ün yaşadığı Rusya’da da Bayram Namazı’nda “Moskova Camii” avlusundaki binlerce müslümanın havadan görüntüsü görülmeğe değerdi. İşte insanları bir araya getiren ve dirlikte birleştiren ve güçlü olmamızı sağlayan İslâmın güzel bayramları.
Temmuz 2017’den itibaren artık şehirleşmede “çirkin görüntüye ve para öncelikli” inşaatlara son verilerek, “Yatay İnşaat” dönemine geçilecekmiş.Umarım yurdumuzun doğal dokusu, ovaları, gölleri, körfezleri daha fazla bozulmadan ve yeşil alanları, ağaçları azaltılmadan özellikle kıraç yerlerde imarlaşma yapılır. Biliriz ki, başkanlar ve torunlarına da yaşamak için her canlıya “önce oksijen ve temiz su” lazım!
Türkiye 6 milyar dolarlık insanî yardımlarıyla 2016 yılının “Dünyanın en yardımsever ülkesi” seçildi. Dünya yardım harcamalarının %25’ini tek başına yapan milletimiz, tüm dertlerine karşın milyonlarca mülteciye de kucak atmış vaziyette. Komşusu açken kendisi tok yatamayan işte yüce Halkımız.
Tarihin en zengin adamı Yahudi John D. Rockefeller.1870’de ABD’de kurduğu Standart Oil Şirketi ile ailesi hesapsız paranın sahibi oldu. Lakin son yıllarda teknoloji şirketlerinin kârları petrolü solladı.Bilgiyi, ekonomik değere çeviren Google, Microsoft, Amazon, Facebook ve Apple’in yıllık kârları 100 milyar doları geçti. Her sene de kazançları artmakta. Millet olarak ‘bilgiye, zekâya’ yani teknoloji çalışmalarına daha fazla önem vermemiz şarttır. Nüfusumuz ve halkımızın zekâsı buna müsaittir. İnsanlığın ve paranın geleceği bilgi teknolojisi ve uzay sanayiindedir!

Selam ve saygılarımla…

550 GR BEBEĞE BAŞARILI KALP AMELİYATI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde550 gr ağırlığındaki prematüre bebeğe PDA ligasyonu başarıyla uygulandı.
Hastaneden yapılan açıklamada, 23 haftalık prematüre olarak doğduktan sonra, akciğer yetersizliği nedeniyle solunum cihazına bağlanan ve 1 aydır yeni doğan yoğun bakımda solunum cihazına bağlı olarak takip edilen 550 gram ağırlığındaki bebeğin, yapılan ekokardiyografisinde anne karnında kalp ve vücut arasında dolaşımı sağlayan damarın doğumdan sonra kapanmadığı tespit edildiği belirtildi. Açıklamada, bu damarın kapatılması için defalarca uygulanan ilaç tedavisine cevap alınamaması üzerine ameliyatla bu damarın kapatılması karar verildi. Bebek için hayati önem taşıyan ameliyatı Kalp damar cerrahı Doç. Dr. Oğuz Omay,Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalından Doç. Dr. Tülay Hoşten oluşan bir ekip tarafından yapıldı.koü bebek
Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Omay konuyla ilgili şunları söyledi:“Anne karnında kalp ve vücut arasında dolaşımı sağlayan damarın doğumdan sonra kapanması gerekirken, bebeğin erken dünyaya gelmiş olması nedeniyle açık kalmış. Bu açıklıktan dolayı vücuda gitmesi gereken temiz kanın bir kısmı akciğerlere gidiyor. Bu da akciğer tansiyonunun yükselmesine ve kalbin daha fazla çalışarak daha fazla yorulmasına sebep oluyor. Söz konusu durum bazen normal doğmuş bebeklerde görülebilir. Bizim bu bebeğimiz de bu damarın acık kalmasına bağlı solunum cihazından ayrılamıyordu. Hastanemiz yenidoğan ekibi ilaç tedavisi ile bu damarı kapatmaya çalıştıysada başarılı olunamadı. Hastamızda klasik koltuk altından göğüs boşluğuna girip operasyonu yaparken bu kadar küçük bebekte yan çevirip ameliyat pozisyonu vermek zor ve sıkıntılı olduğu için hastayı çevirmeden sırtüstü yatar pozisyonda anterior torakotomi denilen yöntemle, göğüs boşluğuna önden girerek damarı bağladık. Hem cerrahi ekip için hemde hasta için bu yöntem oldukça konforlu olup bundan sonraki operasyonlarımızıda böyle yapmayı planlıyoruz. Çoçuklarda bu ve benzeri ameliyatları kilosu ne olursa olsun artık Kocaeli Üniversitesi Hastanesinde yapabiliyoruz. Bu tür ameliyatların başarısı sadece cerrahi ekibe bağlı değildir. Asıl bu hastaların problemlerinin tespit edilmesi, doğumdan sonra ameliyata kadar yaşatılması ve ameliyat sonrası yoğun bakımı çok daha önemlidir.Şuan bebeğimiz 1170 gr olmuştur. Buda bir ekip işidir. Hastanın tanısının konması ve takibinde birlikte çalıştığımız çoçuk kardiyoloğu Doç. Dr. Murat Deveci ve yenidoğan yoğun bakımının hocaları Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp ve Doç. Dr. Ayla Günlemez ve ekibinin sonsuz desteklerini aldık. Emeği geçen tüm ekibe teşekkür ediyoruz.“