Etiket arşivi: Avrupa

Avrupa Parlamentosu’ndan Çin’e Doğu Türkistan tepkisi

Çin’de Uygur Türklerine yönelik sistematik şiddet devam ederken bugün Avrupa Parlamentosu bir bildiriye imza attı…

mask

Avrupa Parlamentosu (AP) Doğu Türkistan’da Uygurlar ve diğer Müslüman azınlık gruplara yönelik baskı rejiminden ötürü Çin yönetimini kınayan bir karar aldı. Baskı politikasının sorumlusu Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını istedi.

AP’de temsil edilen belli başlı siyasi gruplar tarafından ortaklaşa hazırlanan “Çin’deki Uygurların Durumu” başlıklı karar tasarısı Strasbourg’daki genel kurul oturumunda ezici oy çoğunluğuyla kabul edildi.

Uygurların durumu hakkında Kasım 2019’da yayımlanan “China Cables” belgelerine dayandırılan kararda, Doğu Türkistan’da 10 milyondan fazla Müslüman Uygur ve etnik Kazak kökenlinin yaşadığı, Çin’in bu bölgede “terörü yok etme” adına yürüttüğü mücadelenin “din ve etnisiteye karşı savaşa dönüştüğü” görüşü dile getirildi.

Bölgede “eğitim kampı” adı altında bir milyonu aşkın Uygur ve diğer etnik gruplardan Müslümanın yüksek güvenlikli enterne kamplarında tutulduğu, bu kamplarda tutulanlara yönelik “sistematik beyin yıkama” gerçekleştirildiği not edildi.

Yüksek Temsilci’nin, Kuzeydoğu Suriye’deki son gelişmelere dair Avrupa Birliği adına yaptığı açıklama yaptı

 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Bir Gece Ansızın gelebiliriz sözleri yakın zamanda yapacağı Barış Pınarları Operrasyonu’na başlamasının hemen ardından Avrupa Birliğ Konseyi’nden yazılı açıklama geldi. Yapılan aaçıklamada Suriye’de kalıcı çözümün savaş yoluyla mümkün olmadığının altı çizilirken, yapılan operasyonun BM önclüğünde planlanan kalıcı çözümün ise imkansızlaşacağının vurgusu yapıldı. Yapılan yazılı açıklamanın detaylarında şu ifadeler kullanıldı:

Haber: türkiyeokuyor.com Yusuf Ünel

 

AB, Türkiye’nin Kuzeydoğu Suriye’de gerçekleştirdiği askeri operasyonun Suriye’de kalıcı bir çözüm sağlanmasının askeri yollarla mümkün olmadığını bir kez daha yinelemektedir. AB Türkiye’ye, tek taraflı askeri girişimi durdurması yönünde çağrıda bulunmaktadır. Kuzeydoğu Suriye’de silahlı çatışmaların tekrar başlaması, tüm bölgedeki istikrarı tekrar bozmanın yanı sıra, sivillerin de acısını derinleştirecek ve daha fazla insanın yerinden edilmesine sebep olacaktır. BM’nin öncülüğünde, Suriye’de barış tesis edilebilmesi için siyasi bir sürecin başlatılma ihtimali daha da zorlaşacaktır. 
Türkiye tarafından yapılan bu tek taraflı bir girişim, Türkiye’nin de parçası olduğu Küresel Koalisyon’un Daeş’e karşı kaydettiği ilerlemeyi tehlikeye sokacaktır.

Askeri harekat, Koalisyon’un yerel ortaklarının güvenliğini kuşkusuz gözardı edecek ve Kuzeydoğu Suriye’de uzun bir istikrarsızlığa yol açacak, hala bölgesel, uluslararası ve Avrupa düzeyinde bir tehdit arz eden Daeş örgütünün tekrar canlanmasına zemin hazırlayacaktır. Terörist savaşçıların güvenli bir şekilde gözaltında tutulması, terörist grupların saflarına katılmalarının önlenmesi için büyük önem arz etmektedir.

Türkiye’nin tasarladığı yönde kuzeydoğu Suriye’de kurulmasından bahsedilen “güvenli bölgenin”, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin, mültecilerin geri dönüşüne ilişkin uluslararası kriterlerini karşılama olasılığı düşüktür. AB, mülteci ve yerinden edilmiş kişilerin (IDP), şartlar el verdiğince geldikleri yere geri dönmelerinin güvenli, gönüllü ve insan onuruna yakışır bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği görüşündedir. Demografik yapının değiştirilmesine yönelik hiçbir girişim kabul edilemez. AB, yerel nüfusun haklarının gözetilmediği bölgelerde, istikrar sağlama ya da kalkınma faaliyetlerine destek vermeyecektir.

Şiddete ve terörizme son verme; Suriye ve genel olarak bölgede istikrarın sağlanması yönündeki hedefleri biz de paylaşıyoruz. Türkiye, Avrupa Birliği’nin kilit bir ortağı ve Suriye krizi ve bölgedeki sorunların çözümünde kritik bir aktördür. Avrupa Birliği, Suriyeli mültecilere ev sahipliği bağlamında oynadığı rol dolayısıyla Türkiye’yi takdir etmektedir. Türkiye’nin güvenlikle ilgili kaygıları, uluslararası insancıl hukuku  çerçevesinde askeri faaliyetler yerine siyasi ve diplomatik yollarla çözümlenmelidir. AB tüm taraflara, sivillere koruma ve engelsiz, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde insani erişim sağlanması için tüm taraflara çağrıda bulunmaktadır.

Avrupa Birliği, Suriye Devleti’nin birlik ve beraberliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünün sağlanması konusunda kararlılığını devam ettirmektedir. Bunlar ancak, BM başkanlığında yürütülen Cenevre sürecinde Suriyeli tarafların üzerinde mutabık kaldığı UNSCR 2254 sayılı karar ve 2012 Cenevre Bildirisi çerçevesinde yürütülen gerçek bir siyasi geçiş süreciyle mümkün olabilir.

Avrupa Birliği Konseyi
09/10/2019 |

Mülteciler ve ev sahibi toplumlara AB desteğinin devamı için 1.41 milyar Avro

Bugün, Avrupa Birliği Komisyonu, sağlık, koruma, sosyo-ekonomik destek ve belediye altyapısı alanlarında Türkiye’deki mültecilere destek olmak üzere 1.410 milyar Avro tutarında Özel Tedbiri kabul etmiştir.   

Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı’nın (FRIT) ikinci dilimi kapsamında hayata geçirilecek olan Özel Tedbir mülteciler ve ev sahibi toplumların ihtiyaçlarına karşılık verilmesinde Türkiye’ye sağlanan AB desteğinin devamını sağlayacaktır. Tedbir ile FRIT kapsamındaki 6 milyar Avro’nun toplam 5.6 milyar Avro’luk kısmı tahsis edilmiş olmaktadır. Kalan kısım yaz aylarında tahsis edilecektir.

Yeni destek paketi kapsamında sağlık, koruma, sosyo-ekonomik destek ve belediye altyapısı alanlarında dört proje hayata geçirilecektir. Söz konusu paket aynı zamanda insani yardımdan kalkınma desteği yaklaşımına geçişi yansıtmaktadır. Tedbir, Bakanlıklara sağlanacak doğrudan hibeler ile diğer ortaklarla yapılacak katkı anlaşmaları yoluyla uygulanacaktır. Bu kapsamda sözleşmelerin en geç 2020 sonunda imzalanması ve en geç 2020 ortasında tamamlanması gerekmektedir.

Paketin önemli bir özelliği, FRIT kapsamında finanse edilen faaliyetlerin FRIT sona erdikten sonra da sürdürülebildiğinin sağlanmasını amaçlaması dolayısıyla mültecilere yönelik içerme, kendi kendine yetebilme ve entegrasyon desteğinin sürdürülebilir olması ihtiyacını vurgulamasıdır.  

Paketin kabul edilmesi vesilesiyle AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger şunları söylemiştir; “Bu finansman kararıyla AB, taahhütlerini yerine getirmeye devam ettiğini göstermektedir. Mültecilere yönelik sağlık ve koruma hizmetlerini, ve mülteci ve ev sahibi toplumların dirençliliği ve kendi kendine yetebilme kapasitelerinin sosyo-ekonomik destek vasıtasıyla arttırılmasını sağlamayı sürdüreceğiz. Bunların yanı sıra mülteci nüfusu yüksek illerde belediye altyapı hizmetlerine destek arttırılacaktır. Bugün bu tedbirin onaylanması, dünyada en fazla sayıdaki mülteciye ev sahipliği yapma çabalarında Türkiye’ye destek olma taahhüdümüzün ifadesidir.” 

Ön bilgi  

AB’nin Türkiye’deki Mülteciler İçin Mali Yardım Programı (FRIT) 2015 yılında, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin desteklenmesi doğrultusunda AB Konseyi tarafından yapılan önemli ek kaynak çağrısına cevaben oluşturulmuştur.

FRIT’in toplam bütçesi 6 milyar Avro’dur ve 3 milyar Avro’luk iki eşit parçaya ayırılmıştır. 6 milyar Avro tutarındaki operasyonel fonların 2.35 milyar Avro’yu aşkın kısmının ödemesi yapılmış, 3.5 milyar Avro sözleşmeye bağlanarak 80’den fazla proje uygulamaya konulmuştur.

FRIT, mültecilerin ve ev sahibi toplumların ihtiyaçlarının kapsamlı ve eşgüdümlü bir şekilde karşılanması için tasarlanmış, AB bütçesi ve Üye Devletlerin katkılarından oluşan ortak bir koordinasyon mekanizması sunmaktadır. AB’nin Birlik içi ve dışındaki mülteci krizini ele alırken izlediği kapsamlı yaklaşımın bir parçasını oluşturan destek, Türkiye’deki mültecilerin koşullarının iyileştirilmesini amaçlamaktadır.

Yunan Gelinler, Türk Gelinliği ile Dünya Evine Girecek

Avrupa’da sektörünün en büyük fuarı haline gelen IF Wedding Fashion-İzmir Gelinlik Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı 13. kez kapılarını açtı. 22 – 25 Ocak 2019 tarihlerinde düzenlenen fuar kapsamında gerçekleştirilecek “IF Wedding 2019 Alım Heyeti” organizasyonunda, Türk gelinlik ve abiye giyim üreticileri ve ihracatçıları ürünlerini Yunan alıcılara sergileyecek.

İkili Görüşmeler Gerçekleşecek

Ticaret Bakanlığı koordinatörlüğünde ve Ege İhracatçı Birlikleri organizatörlüğünde İZFAŞ tarafından düzenlenen IF Wedding Fashion 2019 İzmir Fuarı kapsamında düzenlenen “alım heyeti” programı 23 Ocak günü Fuarİzmir B holünde “Hosted Buyer Lounge” alanında gerçekleştirilecek. Alım heyeti programı kapsamında Yunanistan’da yerleşik ithalatçı alıcılar, gelinlik ve gece elbisesi imalatçısı / ihracatçısı firmalarımız ile ikili görüşmelerde buluşacak. 10’un üzerinde ihracatçı firmamız ikili görüşmelere katılacak.

82 ülkeden Ziyaretçiyi Ağırladık

IF Wedding Fashion 2019 fuarı ilgili açıklamalarda bulunanan Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş “IF Wedding Fashion artık sektörde marka haline gelmiş bir fuar. Geçen yıl 82 ülkeden 20 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırladık. Gelinlik, damatlık ve abiye giyim sektöründe Avrupa’ya, Ortadoğu’ya ve komşu pazarla açılmak ve bu pazarlarda etkinliğimizi artırma için bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Bu yılki fuarı döneminde de üreticilerimizin, ihracatçılarımızın iyi ticari bağlantılar sağlayacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

Helal olsun size çocuklar, Türkiye boccede Avrupa Şampiyonu oldu

Türkiye’de bocce sporunun merkezi olan Kahramankazan’da düzenlenen 10’uncu Avrupa Gençler Bocce Şampiyonası’nda, Türkiye Genç Milli Bocce Takımı Avrupa şampiyonu oldu. Kahramankazan Belediyespor’un bel kemiğini oluşturduğu milli takım sporcularından Cem Şimşek de tekler kategorisinde Avrupa 3’üncüsü oldu.

Kahramankazan Belediyesi Şehit Samet Cartürk Bocce Salonu’nda gerçekleştirilen ve 4 gün boyunca süren 10’uncu Avrupa Gençler Bocce Şampiyonası sona erdi. Şampiyonaya İtalya, Macaristan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Slovakya, Letonya, Rusya, Ukrayna, San Marino ve Türkiye milli takımları katıldı. Türkiye finalde karşılaştığı İtalya’yı 2-1’lik skorla yenerek Avrupa Şampiyonu oldu. Kahramankazan Belediyespor’un bel kemiğini oluşturduğu milli takım böylece tarihinde ilk kez takımlar kategorisinde Avrupa Şampiyonu oldu. İtalya’nın ikinci olduğu şampiyonada, San Marino ise üçüncü oldu. Tekler kategorisinde ise İtalya’dan Dominico Palumbia birinci, Slovakya’dan Tomas Stac ikinci, Türkiye’den Cem Şimşek ve San Marino’dan Stella Paoletti ise üçüncü oldu. Şampiyonada dereceye giren takım ve sporculara madalyaları düzenlenen törenle takdim edildi. Törene Uluslararası Bocce Konfederasyonu Başkanı ve Türkiye Bocce Bowling ve Dart Federasyonu Başkanı Mutlu Türkmen ile Avrupa Bocce Federasyonu Başkanı Bruno Cassarini de katıldı.

 

Ertürk’ten gala yemeği

Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk de şampiyonanın ardından turnuvaya katılan sporcular ve şampiyona komitesi onuruna gala yemeği verdi. Ertürk burada sporcularla yakından ilgilenerek, onları en iyi şekilde ağırlamaya çalıştıklarını ifade etti. Ertürk, “Bu uluslararası organizasyonda şampiyon olarak bizleri sevince boğan Türk Milli Takımı sporcu ve antrenörlerine şükranlarımı sunuyorum. Tekler kategorisinde Avrupa üçüncüsü olan kulübümüz sporcularından Cem Şimşek kardeşimizi de tebrik ediyorum. Kahramankazan Belediyespor olarak milli takımımızın bel kemiğini oluşturuyoruz. Yine Türkiye’de boccenin merkezi konumundayız. Kahramankazan Belediyesi olarak her zaman sporun ve sporcunun yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Dünyanın Gözü Erciyes’te Olacak

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik’in de katılımıyla 3 Mart’ta Erciyes’te gerçekleştirilecek Ford Snowboard Dünya Kupası’nın basın toplantısı yapıldı.

DÜNYANIN GÖZÜ ERCİYES’TE OLACAK

3 Mart Cumartesi günü dünyanın gözü bir kez daha Erciyes’te olacak. Uluslararası Kayak Federasyonu’nun düzenlediği Dünya Snowboard Kupası üst üste üçüncü kez Erciyes’te yapılacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Erciyes’te gerçekleştirilen basın toplantısında bu denli önemli bir organizasyonu üst üste üçüncü kez yapacak olmanın gururunu yaşadıklarını belirtti ve tüm Kayserilileri dünyanın en iyi sporcularını izlemeye davet etti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Ford’un isim sponsorluğu ile yapılacak olan FIS Snowboard Dünya Kupası’nın basın toplantısında Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımlarıyla Erciyes’in sadece ülkemizin değil dünyanın en önemli kayak merkezlerinden biri haline geldiğini söyledi. 200 milyon avroya yakın bir yatırımla Erciyes’i dünyadaki tüm kayakseverlerin, doğa sporları düşkünlerinin ve doğa tutkunlarının hizmetine sunduklarını dile getiren Başkan Çelik, “Daha önce de vesilelerle ifade ettiğim gibi dünyada hiçbir yerel yönetimin bu ölçekte bir turizm yatırımı yok. Erciyes Dağı’nda görmüş olduğunuz dünya standartlarındaki tesisler Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin gücü ve olanakları ile şehrimize ve ülkemize kazandırılmıştır. Böyle bir yatırımı ülkemize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

Erciyes’teki yatırımların büyük bölümünü tamamladıklarını ifade eden Başkan Mustafa Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Teknik ve fiziki altyapıyı mükemmel hale getirdik. Bu nedenledir ki dünyanın en önemli organizasyonları üst üste Erciyes’e veriliyor. Erciyes’teki yatırımları büyük ölçüde tamamladıktan sonra tanıtım çalışmalarına ağırlık vermeye başladık. Bu anlamda bir dizi çalışma yapıyoruz. Dünyanın pek çok yerinde fuarlara katılarak tüm dünyaya Erciyes’i anlatıyoruz. Geçen sene 10’dan fazla fuara katıldık. Geçen sezon başladığımız tanıtım çalışmalarıyla Erciyes’e gelen ziyaretçilerde çok önemli artışlar sağladık. Kayakçı sayısında turnike geçişlerine göre %25 artış oldu. Bu seneki artış oranı %50’yi geçti. Çünkü elimizde çok mükemmel bir ürün var. Erciyes’e bir şekilde gelen herkes buranın ne mükemmel bir turizm merkezi olduğunu görüyor ve bunu dile getiriyor. Önceki seneler hafta sonu görülen yoğunluk bu yıl hafta içi oluşmaya başladı. Yaptığımız yatırımların meyvelerini almaya başladığımızı sizlerle ve halkımızla paylaşmak istiyorum. Gelecek senelerde Erciyes, şehrimize ve ülkemize çok daha büyük katkılar verecektir.”

ÇOK DAHA BÜYÜK ORGANİZASYONLAR ALACAĞIZ”

Kış turizm merkezlerinin tanıtımının en önemli yollarından birisinin de büyük organizasyonların üstlenilmesi olduğunu belirten Başkan Mustafa Çelik, “Bu anlamda 2015 yılında Snowboard Avrupa Kupası, 2016 yılında da kış sporlarının en önemli faaliyetlerinden birisi olan Dünya Snowboard Kupası’nı başarı ile düzenledik. Dünya Kupası’ndaki başarımız bu kupanın geçen yıl ikinci kez Erciyes’e verilmesini sağladı. Uluslararası Kayak Federasyonu ev sahipliğimizden etkilendi ve 2018 Dünya Kupası’nı da Erciyes’e verdi. 3 Mart’ta Dünya Snowboard Şampiyonası’nı üst üste üçüncü kez Erciyes’te gerçekleştireceğiz. Şampiyona ile tüm dünyaya Erciyes’i göstereceğiz. Bu organizasyonlar şehrimiz ve ülkemiz açısından gurur kaynağı olmaktadır. Aynı zamanda bu şampiyonalar şehrimize uluslararası organizasyon tecrübesi kazandırmaktadır. İnşallah bunlarla yetinmeyeceğiz. Gelecekte çok daha büyük organizasyonları üstleneceğiz. Dünyanın her yerinde spor müsabakaları seyirciyle bütünleştiği takdirde çok daha heyecan verici bir hale gelir. Büyükşehir Belediyemizin yatırımlarıyla Kayseri artık bir kış turizm kenti olmuştur. Dolayısıyla kış sporlarına hem sporcu hem de izleyici olarak önem vermeliyiz. Bu anlamda bizler elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hemşehrilerimin de böylesine güzel organizasyonlara destek vermelerini istiyoruz” diye konuştu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, sözlerinin sonunda şampiyonada emeği geçenlere teşekkür etti.

“TÜRKİYE’NİN YILDIZI ERCİYES”

Basın toplantısına katılan Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Erol Yarar da üst üste üçüncü kez yapılan şampiyonanın sürdürülebilirliğinin altını çizerek “Türkiye’nin yıldızı olan Erciyes Kayak Merkezi’ni ve Kayseri’yi sürdürülebilirlik nedeniyle kutluyoruz. İnşallah daha büyük hedeflere koşuyoruz. Başkanımızla Erciyes’te dünya şampiyonası yapmak için konuşuyoruz. Dünya şampiyonası çok daha büyük bir organizasyon ve çok daha fazla sporcu katılıyor. İnşallah o günler çok uzak değil” dedi. Yarar, Kayseri’nin Erciyes ile dünyada bir marka olduğunu da belirtti ve destekleri nedeniyle Başkan Çelik’e teşekkür etti.

“ERCİYES’TE OLMAK HEYECAN VERİCİ”

Uluslararası Kayak Federasyonu Yarış Direktörü Peter Krogoll da konuşmasında Erciyes’te olmaktan heyecan duyduklarını söyledi. Her yıl Erciyes’te çok güzel organizasyonlar yaptıklarını ifade eden Krogoll, Kayseri’nin sporcuları çok güzel ağırladığını belirtti ve bundan büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi.

“DÜNYADA ÜÇ MİLYAR İNSANA ULAŞACAK”

Basın toplantısında Erciyes’teki teknik ve fiziki altyapının dünya standartlarının üstünde olduğunu vurgulayan Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı ise düzenlenen dünya şampiyonalarının şehrimizin marka değerini yükselttiğini belirtti. Yaptıkları tanıtım çalışmalarıyla Erciyes’e gelen kayakçı sayısının her yıl %50 oranında arttığını ifade eden Cıngı, bu yıl tarihimizde ilk kez charter seferleriyle yurt dışından turist geldiğini söyledi. Yurt içi ve yurt dışında tanıtım çalışmalarına devam edeceklerini dile getiren Cıngı, 3 Mart’taki şampiyonanın da naklen yayınlarla 3 milyar insana ulaşacağını belirtti. Erciyes’in uluslararası spor camiasının gündemine girdiğini belirten ve şampiyonaya 18 ülkeden 85 sporcunun katılacağını söyleyen Murat Cahid Cıngı, Başkan Mustafa Çelik’e Erciyes’e verdiği önemden dolayı teşekkür etti.

Basın toplantısında konuşan Playmaker Ajans Başkanı Kerem Mutlu da Dünya Kupası’nın 3 Mart Cumartesi günü saat 10.00’da yapılacak elemelerle başlayacağını, finallerin ise saat 15.00’te gerçekleştirileceğini söyledi. Mutlu, şampiyonaya üç Türk sporcunun da katılacağını belirterek sporcuları basına ve kamuoyuna tanıttı.

İBB’li Mihraç Akkuş Avrupa’nın En İyi Genç Sporcusu Ödülünü Aldı

 

 

Türk sporunun lokomotifi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü yeni şampiyonlar yetiştirmeye devam ediyor. İBB’nin Milli Judocusu Mihraç Akkuş, geçen yıl elde ettiği başarılar ile tüm spor branşlarında ‘Avrupa’nın En İyi Genç Sporcusu’ ödülüne layık görüldü.

İstanbul Büyükşehir Beledisi Spor Kulübü’nün Milli sporcusu Mihraç Akkuş, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin önerisiyle Avrupa Olimpiyat Komiteleri’nin Hırvatistan’ın Zagreb kentinde düzenlenen Genel Kurulu’nda verilen Piotr Nurowski Ödülü’ne aday gösterildi ve 3. olarak seçilmeyi başardı. 

Geçtiğimiz yıl Avrupa Gençlik Olimpik Yaz Festivali (EYOF), Judo Avrupa Ümitler, Dünya Ümitler Şampiyonlukları ile dikkatleri üzerine çeken Mihraç Akkuş, bu başarılarından dolayı Avrupa Olimpiyat Komiteleri’nin Piotr Nurowski Ödülü’nü kazanarak büyük bir gurur yaşattı.

Avrupa’da tüm amatör spor branşlarındaki başarıların değerlendirilerek verildiği EOC Piotr Nurowski Ödülü’ne layık görülen Milli Judocu Mihraç Akkuş, 5 bin Euro tutarındaki para ödülüne sahip oldu. Olimpiyat Evi’nde düzenlenen törende Mihraç Akkuş’a ödülünü Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkan Vekili Türker Arslan ve TMOK Yönetim Kurulu Üyesi Neşe Gündoğan takdim etti.

 

Kocaeli Kartepe Zirvesi

Kocaeli Kartepe Zirvesiata-atun-Hoca (1)

26 Ekim Perşembe günü Kocaeli’nin ünlü Kartepesi’ndeki Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonu ile “The Green Park Kartepe Otel”de yapılan “Uluslararası 15 Temmuz ve Darbeler Sempozyumu”na katıldım.

Türkiye’de gerçekleştirilen 15 Temmuz 2016 kalkışması ve dünya üzerinde yapılan darbelerin ekonomik ve politik etkilerinin ele alındığı sempozyum gerçekten muhteşemdi. Birbirinden kıymetli katılımcılar konu ile ilgili görüşlerini dile getirdiler.

Türkiye Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un ve 2004 döneminin Avrupa Birliği (AB) Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günther Verhougen’in yaptığı konuşmaların içeriği çok önemliydi. Özellikle …; Devamı İçin Lütfen:

AB ÜLKELERİNİN SİYASİ OYUNUNA GELMEYELİM

Avrupa ülkelerinin ülkemizde ürütilen yumurtalara karşı oyun içerisinde olduklarını belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde üretilen tüm yumurta çeşiktlerini herkes güven içerisinde yiyebilir. AB ülkeleri ülkemizde üretilen yumurtalara karşı siyasi oyun içerisindeler. Oysa yumurta ithalatımız olmadığı gibi fipronil denilen hastalık tamamen siyasi bir iddadan ibarettir” dedi,

            DSC_8364“HER TÜRLÜ TETKİK RAPORU SAĞLAM”

Vatandaşların yetkililer tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesini de isteyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandökten, “AB ülkeleri kendi yumurtalarındaki riskleri ülkemizde üretilen yumurtalara da atmak istiyorlar. Bu tamamen bir siyasi oyundan başka bir şey değil. Çünkü, yapılan tüm labaratuvar tetkiklerinde ülkemizde üretilen  yumurtalarda en küçük bir sorun bulunmamıştır. Bu konuda tüm halkımız yetkililer tarafından yapılan açıklamalara itibar edip güvenle yumurtalarını yiyebilirler. Hiç kimse AB ülkelerinin siyasi oyununa gelmesin” diye konuştu.

Türkiye’nin göçmen politikası ve Avrupa’nın rahatı

Türkiye’nin göçmen politikası ve Avrupa’nın rahatı

 

 

egemen bağış yazı.jpg1Avrupa ve dünya yardım etsin veya etmesin adalet ve merhamet kodlarına işlemiş bu vatan, mazluma her zaman kucak açacak insaniyet ve güce sahiptir. Ama bizim küresel insani değerleri, ulusal çıkarlarımızın dahi önüne koymamız Avrupa’daki müttefiklerimizi rehavete de itmemelidir. Gün doğmadan neler doğar!

 

Suriye’deki savaş nedeniyle son yıllarda ülke gündemimizi Suriyeli göçmenler ve onlara dayandırılan problemler meşgul etmekte. Kolayca manipüle edilebilen bir konu olması da cabası. Türkiye’nin göçmen politikasını iyi anlatabilmekte fayda var. Aslında ilk defa göç dalgasıyla karşılaşan bir ülke değiliz. Anadolu’da hakim olduğumuz dönemlerde de Moğol tehdidinden kaçanların göçlerinden tutun da yakın tarihimizdeki Osmanlı bekası yerlerin halklarının göçlerine kadar neler gördü ve sahip çıktı bu halk. Balkanlarda ki Türk, Arnavut, Makedon ve Boşnak kardeşlerimiz Türkiye’ye son yüzyılda sıklıkla göç ettiler. Kırım ve Kafkasya’dan gelen kardeşlerimizi de unutamayalım. Yakın zamanda okuduğum emekli büyükelçilerimizden Ender Arat’ın yazdığı “Türklere Güvendiler” isimli kitap tam da bunları anlatıyor. Hatta sadece soydaşlarımız, dindaşlarımız ya da komşularımız değil uzak coğrafyalardan bile bize sığınan farklı etnisite ve dinlere mensup toplulukların sığındığı liman olduğumuza belgeleriyle değinmiş. Son 30 yıla baktığımızda önce Saddam zulmünden kaçan Kürt kardeşlerimiz, sonra I. Ve II. Körfez Savaşları nedeniyle Irak’tan gelen önemli iki göç dalgası daha geldi. Son olarak Suriye’deki savaşın neticesinde daha da büyük bir göç dalgasıyla yüzleştik.

 

Bugün itibariyle Türkiye’de, çoğunluğu Suriye’den olmakla birlikte farklı ülkelerden 4 milyonu bulan göçmen ve mülteci mevcut. Gerçekten de bu önemli bir rakam. Barınmaları, temel ihtiyaçları, okul eğitimleri ve iş bulmaları bu kadar büyük bir nüfus için kolay değil.

Ama ekonomisi baltalanmak için operasyonlara maruz kalan, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimini atlatan, Suriye’de hem en önemli aktörlerden olan hem de çok güçlü ticari ilişkilerimizin olduğu Rusya ile bir kumpas neticesinde uçak krizi yaşayan, DAEŞ, FETÖ VE PKK belaları ve eylemleriyle mücadele eden, Avrupa Parlamentosu’nun ve AB’nin üzerimize “Akıl tutulması” diye nitelendirdiğim yaklaşımlarıyla uğraşan Türkiye’mizin savaştan kaçan göçmenlere hala kapısını açan bir ülke olarak devam etmesi her ülkenin altından kalkabileceği bir şey değil. Bugüne kadar kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve halkımızın Suriyeli göçmenler için AFAD verilerine göre 25 milyar dolar harcanmış.

 

Vize serbestisi rafa kalktı

Çok uzağa gitmeyelim AB, savaşla beraber Türkiye üzerinden gelen Suriyeli göçmen dalgasını kaldıramaz hale geldi. Ve nihayetinde AB ve Türkiye arasında 18 Mart 2016’da bir mutabakat imzalandı. Mutabakat karşılıklı birçok yükümlülük ve ortak çalışma şartı getiriyordu ama kamuoyuna daha çok Türk vatandaşlarına AB ülkelerine vize serbestisi alınacak söylemiyle yer buldu. Kaçak yollardan Türkiye’den Avrupa ülkelerine geçmek için Yunan Adalarına giden göçmenlerin Türkiye’ye iadesi ve karşılığında kaç kişi geri gönderildiyse Türkiye’den kamplarda mevcut mültecilerden o kadar kişinin resmi yollarla Avrupa’ya iltica etmesine bağlanan “1’e 1” diye tabir edilen bir anlaşmaydı bu. Ayrıca AB, Türkiye’deki Suriyeli göçmenler için 3 milyar Euro’luk bir yardım yapacağını ardından da ikinci bir 3 milyar Euro’luk yardım dilimi daha yağacağını taahhüt etti. Bugüne kadar bu paranın da Türkiye’ye tamamının verilmediğini biliyoruz. Süreç maalesef yavaş işliyor. Dönemin Başbakanı Sayın Davutoğlu’nun müjdelediği vize serbestisi de gündemi takip edenler bilir AB tarafından rafa kalktı. Anlaşma neticesinde bugüne kadar elde edilen en önemli kazanım 2015’te günde 7 bin civarında mülteci kaçak yollardan geçmeye çalışırken bu şu anda 35-40 civarlarında seyrediyor. Tabi ülkemize ekonomik olarak maliyeti de arttı. Geçici koruma altındaki mültecilerin sayısı 2,5 milyondan 3,2 milyonlara kadar geldi. Ve bu da ek bir maliyet demek.

 

29 AB üyesi ülkenin kabul ettiği Suriyeli göçmen sayısı 860 bin civarlarında seyrediyor. Türkiye’nin tek başına misafir ettiği göçmen sayısı 3 katından fazla.

 

Dikkat ettiyseniz bir imparatorluk mirasına sahip olan ülkemiz mazlum kardeşlerine kapısını her zaman açmıştır. Bundan sonra da açacaktır. AK Parti iktidarı olarak bizler bu toplumun vicdani değerlerine ters düşmedik. Başka bir iktidar bunu yapmasa toplum vicdanıyla ters düşerdi.

 

Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir ülkedir. Bu zor zamanında canını ve namusunu korumak için gelen komşularına sahip çıkacaktır. Avrupa ve dünya yardım etsin veya etmesin adalet ve merhamet kodlarına işlemiş bu vatan mazluma her zaman kucak açacak insaniyet ve güce sahiptir. Ama bizim küresel insani değerleri, ulusal çıkarlarımızın dahi önüne koymamız Avrupa’daki müttefiklerimizi rehavete de itmemelidir. Gün doğmadan neler doğar!

 

Egemen Bağış / Avrupa Birliği eski Bakanı