Etiket arşivi: Arnavutluk

Barem Genel Müdürü Sencer Binyıldız; Dünyanın en mutlu bölgesi Latin Amerika, en mutsuz bölgesi ise Ortadoğu

Umut ve Mutluluk henüz dünyayı terk etmedi! Dünyanın en mutlu bölgesi Latin Amerika, en mutsuz bölgesi ise Ortadoğu

 

Araştırma deneyimi ve sürekli yenilenen bakış açısıyla dünyaya ışık tutan Barem, GIA işbirliği ile gerçekleştirdiği “Umut ve Mutluluk” araştırması ile 2020’ye girerken dünyanın bu konulardaki nabzını öçtü. Dünya genelinde Türkiye dahil 46 ülkede 45 bin 676 kişiyle görüşülerek gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, insanlar umutlu ve mutlu.

Barem-GIA yılsonu araştırmasına göre, dünya nüfusunun yüzde 37’si 2020 yılının 2019’a göre daha iyi bir yıl olacağı beklentisi içinde. Yeni yılın daha kötü bir yıl olacağını düşünenlerin oranı %25 olurken, dünyanın aynı kalacağını ifade edenlerin oranı ise %31 olarak görülüyor. Rapora göre, dünyada son yıllardaki belirgin düşüşe rağmen, olumlu düşünenlerle olumsuz düşünenlerin oranları arasındaki fark olan Net Umut Endeksi (NUE) hala pozitif.

En iyimser insanlar Hindistan ve Batı Asya’da yaşıyor

Araştırma sonuçlarına göre, dünyadaki en iyimser insanların Hindistan ve Batı Asya’da yaşadığı görülürken, en karamsar bölgenin ise Ortadoğu olduğu ifade ediliyor. Avrupa ülkelerinde de dünya genelindeki pozitif eğilim sürüyor fakat bu durum Avrupa Birliği ülkeleri içinde veya dışında olarak değişiklik gösteriyor. AB dışındaki Avrupalılar çok umutluyken, Avrupa Birliği ülkelerinde bu umut düşüyor. Ayrıca rapor, Ruslara göre Amerikalıların 2020’den beklentilerinin çok daha olumlu olduğunu gösteriyor.

 

Ülke bazında bakıldığında ise yeni yıldan en umutlu olan ülkelerin dünya geneline yayıldığı görülüyor: Peru, Arnavutluk, Nijerya, Kazakistan, Ermenistan ve Kosova. En karamsar ülkeler Lübnan, Hong Kong, Ürün ve İtalya.

 

Türkiye ve Fransa’da umutlu ve umutsuzların oranı aynı

Araştırmada elde edilen verilere göre, dünyada gençlerde (18-34 yaş grubu) umut yüksek, yaş arttıkça (55 ve üzeri yaş) umut azalıyor. Dünyada üniversite ve üzeri eğitim almış insanlar oldukça iyimserken, ilkokul mezunu olan kişilerin iyimser olmadığı görülüyor. Türkiye’de ise bu durum tam tersi yönde gerçekleşiyor ve eğitim arttıkça umut azalıyor. Dünyada ve Türkiye’de en umutlu kesimin öğrenciler olduğu gözlemlenirken, en umutsuz kesimi emekliler oluşturuyor. Ayrıca Türkiye’de ev kadınları ve işsizler dünyadaki benzerlerine göre çok daha umutsuz. Araştırmada öne çıkan bir diğer nokta ise dünyada kadınların erkeklere göre 2020 yılından daha umutlu oldukları. Türkiye’de ise kadınlar ve erkekler arasında umut açısından fark yok.

Mutluluk hep var

Barem ve GIA işbirliği ile gerçekleştirilen araştırmanın mutluluk sonuçları da önemli bilgiler içeriyor. Geçmiş sekiz yılda mutluyum diyenler ile mutsuz olduğunu söyleyenler arasındaki Net Mutluluk Endeksi (NME) ortalaması dünyada +51 olurken, Türkiye’de +32. 2019 yılı sonuçlarına göre ise mutluluk endeksi ortalaması dünyada +48, Türkiye’de +38 olarak gözlemleniyor.

Latin Amerika mutlu, Ortadoğu mutsuz

Araştırmada ortaya çıkan verilere göre, dünyanın en mutlu bölgesinin Latin Amerika olduğu, en mutsuz bölgesinin ise Ortadoğu olduğu ifade ediliyor. Net Mutluluk Endeksi +78 ve üzeri olan en mutlu ülkeler arasında; Kolombiya, Endonezya, Ekvator, Kazakistan, Nijerya ve Filipinler yer alırken, en mutsuz ülkeler arasında ise Ürdün, Lübnan, Suriye ve Irak geliyor. Mutluluk açısından Avrupa ülkeleri toplamda Dünya skoru ile aynı sonucu verirken Avrupa Birliğinin içinde veya dışında olmak hiç fark etmiyor. ABD-Rusya karşılaştırması ise Amerikalıların Ruslara göre çok daha mutlu olduğunu gösteriyor.

Türkiye, Fransa ve İngiltere’de yaşayan insanlar aynı mutluluk oranını paylaşıyor

Araştırmanın sonuçları, dünyada gençlerin en mutlu grup olduğunu, yaş arttıkça mutluluğun azaldığını, ancak Türkiye’deki gençlerin (18-34 yaş) en mutsuz grup olduğunu gösteriyor. Türkiye, Fransa ve İngiltere’de yaşayan insanların aynı mutluluk oranına sahip olduğunu ortaya çıkaran araştırma, dünyada mutluluğun eğitimle arttığını, Türkiye’de ise en mutlu kesimin orta eğitimli kişiler olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye’de öğrenciler, ev kadınları ve işsizler dünyadaki benzerlerine göre çok daha mutsuzken, dünyada en mutlu grupları öğrenciler ve çalışanlar oluşturuyor. Dünyada kadınların erkekler ile aynı derecede mutlu olduğu gözlemlenirken, Türkiye’de erkeklerin kadınlardan çok daha mutlu olduğu gerçeği dikkat çekiyor.

Mutluluk veya umut ülkenin zenginliğiyle bağlantılı değil

Global Umut Endeksi’nin öncelikle her ülke için sokaktaki vatandaşın gözünden var olan politik ve ekonomik durum ile gelişimin yönünü yansıttığını söyleyen GIA Başkanı Kantcho Stoychev, “Mutluluk endeksi ise var olan ulusal karakterle yakın ilişkide olan kişisel algıyı açığa çıkarıyor. Görünen o ki çeşitli ülkelerdeki insanlar, kendi kişisel yaşamlarında, ülkelerinin vatandaşı olarak yaşamlarına kıyasla yaklaşık dört kat daha mutlular. Kazaklar, Ermeniler, Hintliler, Vietnamlılar hem mutlu hem umutlu iken Bosna, Polonya, Kore ve İspanya vatandaşları kişisel yaşamlarında çok mutlular ancak umutsuzluk seviyeleri çok yüksek. Ortadoğu’da Lübnan ve Ürdün’de hem mutsuzluk hem de umutsuzluk hakimken Irak ve Suriyeliler genel durumun aksine kişisel hayatlarında mutsuz, ancak umutlu insanlar olarak görünüyorlar. Genel olarak mutluluk veya umut ülkenin zenginliğiyle bağlantılı değil. Var olan politik durum ve ilerleme yönü önemli etmenler” dedi.

Türkiye’de gençler, kadınlar ve işsizlere özen gösterilmeli

Türkiye’nin Umut ve Mutluluk açısından her yıl global ortalamanın altında kaldığını ifade eden Barem Genel Müdürü Sencer Binyıldız, şu bilgileri aktardı: “Geçen yılla karşılaştırıldığında Türkiye’de insanlar daha mutsuz, ama daha umutlu. Yaşam koşulları giderek ağırlaşıyor ve evde sorun yaşayan insanlar geçen yıl oldukları kadar mutlu değil. Diğer taraftan politik iklimdeki küçük de olsa değişiklikler insanlara umut veriyor. Bu araştırma; Türkiye’de gençler, kadınlar ve işsizlere özen gösterilmesi gerektiğini hatırlatıyor.”

3. KAPIKAYAFEST ULUSLARARASI DOĞA SPORLARI VE KÜLTÜR FESTİVALİ BAŞLIYOR !

 

Neşesi, doğallığı ve espri anlayışı ile her yeri renklendiren karadeniz insanı, eşsiz ve benzersiz bir doğa sunan konumu ve yaylaları ile de yerli ve yabancı turistleri çekerek her yıl cazibesini artırmayı başarıyor.


KAPIKAYAFEST ?
Karadeniz’in önemli illerinden Samsun Bafra Kapıkaya’da 24-28 Temmuz 2019 tarihleri arasında 3.sü düzenlenecek olan  “Kapıkayafest Uluslararası Doğa Sporları ve Kültür Festivali” nde  adrenalini yüksek doğa sporlarının ve karadenize  özgü  kültürel faaliyetlerin Türkiye gündemine taşınacağına inanıyoruz.  Karadeniz coğrafyasının eşsiz doğa güzelliği, coğrafyanın kendine özgü karakteristik özelliklerini koruyarak yapılan etkinliklerin zenginliği her yıl bölgeye gelen yerli ve yabancı kişi sayısındaki artışı beraberinde sağlamakta ve bölge turizm gelirlerinden aldığı payı artırmaktadır.

Adını Samsun / Bafra – Kapıkaya tepesinden alan Kapıkayafest; Çeşitli spor dallarını aynı ortamda sunarak ulusal ve uluslararası birçok sporcuyu ve doğa severleri her yıl temmuz ayında bir araya getirmeyi hedefleyen, sağlıklı bireylerle daha çok yaşanabilir bir dünya için sporun ve sporcunun önemini vurgulamak gayesini güden bir festivaldir.

Bafra Belediyesi sahipliğinde ve  Astajans organizasyonu ile yapılacak olan Kapıkayafest’te, gökyüzünde paraşütçüler süzülürken katılımcılar karada bisiklet ve doğa yürüyüşü, baraj gölünde kano gezisine katılabilirler. ‘En güzel fotoğrafı ben çekerim’ diyenler ise fotomaratona katılabilirler. Kamp ve çevresinde çeşitli etkinlikler ile eğlenme ve güzel vakit geçirme olanağı bulabilirler. Akşam ise kamp ateşini yakıp yıldızların altında doğanın sesini dinleyebilir, güzel sohbetler edebilirler. Ayrıca çeşitli kültürel faaliyetler, spor branşlarının aktiviteleri ve eğlenceleri ile unutamayacakları bir festival geçirebilirler.

5 gün 4 gece “Her şeyiyle eğlenceli” bir festivale davetlisiniz.!

DÜNYANIN 55 ÜLKESİ FESTİVAL İÇİN DAVET EDİLDİ !

Kapıkayafest Festivali uluslararası bir festival olması sebebiyle geçen yıl kırka yakın ülkeden sporcu ve katılımcıyı Bafra’ya getirme başarısı elde etmiş durumda. Bu sene 55 ülkeden sporcu ve katılımcılar ile iletişime geçilerek, festival uluslararası arenadaki konumunu yükseltme çabasında. Festivale davet edilen ve katılması planlanan ülkeler ise şöyle;  Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Krallık, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Dubai, Estonya, Fas, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, İran, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Katar, Kazakistan, Kıbrıs, Kırgızıstan, Kosova, Kuveyt, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Mısır, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Tataristan, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan.

DÜNYANIN EN ÖZEL EKSTREM SPOR ALANLARI ARASINDA!

Kapıkayafest; Kızılırmak’ın yanı başında doğanın ve tarihin bir arada olduğu, birçok ekstrem spor ve  sportif faaliyetleri ile dünyanın nadir alanları arasında gösteriliyor. Hava sporları, su sporları, dağcılık, fotoğrafçılık, bisiklet, atv, kamping vb gibi doğa sporlarını ve faaliyetlerini aynı noktada barındırıyor.

Kapıkayafest; yamaç paraşütü için dünyanın en elverişli noktaları arasında yerini alma yolunda ilerliyor. Bir yamaç paraşütçüsünün bir noktadan kalkıp aynı noktaya inebildiği ve Kızılırmak’ın eşsiz doğal güzelliklerini ve manzarasını görebildiği dünyanın en özel konumlarından birisi.

Aynı zamanda turizm turları, fotoğraf – bisiklet ve atv safari, yöresel ve kültürel pazarlar da Kapıkayafest etkinlik alanında olacak. Etkinlik alanı bu branşların ve sportif etkinliklerin tamamını bir arada buluşturabilecek Dünya’nın nadir alanlarından..

İLGİ İLE BERABER BÖLGE EKONOMİSİ DE CANLANDI

Kapıkayafest; ilki 2017 yılında 25 bin, ikincisi 2018 yılında 50.000’in üzerinde ziyaretçi, 5000 civarı kamp ve ticari katılımcısı ile ciddi bir ses getirdi. Bu yıl ise 100 bine yakın katılımcı ve ziyaretçi bekleniyor. Festivale ev sahipliği yapan Samsun / Bafra – Kapıkaya ve Asar mevkileri, ulusal – uluslararası sporcuların ve doğa sporlarına ilgi duyanların odak noktası durumunda. Festivalin yöre ve bölge halkına ciddi bir ekonomik katkı sağladığı, her geçen yılda artarak devam edeceği düşünülüyor.

Workinton Kuluçka Merkezi, Beta Pitch Global 2018’de Ülkemizi Temsil Edecek Startup’ı Seçiyor…

Workinton Kuluçka Merkezi Workincubation, dünyanın en prestijli start-up yarışması Beta Pitch Global’de Türkiye adına yarışacak girişimciyi seçiyor. 25Eylül ‘de Workinton Levent 199’da gerçekleşecek Beta Pitch İstanbul 2018’e katılacak 10 start-up arasından seçilecek en yaratıcı girişimci, 7 Aralık’ta Berlin’de yapılacak Beta 8’de ülkemizi temsil edecek.

Beta Pitch İstanbul, Türkiye’de ilk kez 2017 yılında Workinton’un evsahipliğinde yapıldı ve yarışmada birinci gelen start-up Compocket, 9 ülkenin birincisini geride bırakarak Beta Pitch Global 2017 büyük ödülünü Türkiye’ye getirmeyi başardı.

Türkiye’de co-working sektörünün en hızlı girişimcisi olan Workinton, kendi kaynakları ile kurduğu ‘Workincubation’ Kuluçka Merkezi ve Lonca Girişimcilik Merkezi ile Fikir Değirmeni gibi kurumsal işbirlikleri ile start-uplar’ı geleceğe ve global rekabete hazırlayarak girişimcilik ekosistemine destek oluyor.

Beta Pitch’in, Almanya merkezli ve global arenada co-working alanı sahibi olan Betahaus tarafından 2009’da başlatılmış bir start-up yarışması olduğunu belirten Workinton CEO’su Pınar Massena, “Workinton olarak start-up dünyasına el vermek, gençlerimize ve genç beyinlerimize yol açmak amacı ile hergün çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Betahaus işbirliğimiz ile ilk kez 2017’de Türkiye’de Workinton’un ev sahipliğinde Beta Pitch İstanbul’u düzenledik. İşbirliğimiz genç Türk girişimcilerimizin global düzeyde melek yatırımcılarla buluşmasının önünü açtı” dedi.

Geçtiğimiz yıl elektronik laboratuvarlarında kullanılan ölçüm cihazlarını, bilgisayar ve mobil uyumlu hale getiren Compocket uygulamasının Türkiye’de birinci olduğunu ve Beta Pitch Global Finali’nde Türkiye’yi temsil ettiğini belirten Massena, “Compocket, Beta Pitch Global Final’de 9 ülke finalisti rakiplerini geride bırakarak birinci oldu, 5 bin Euro para ödülü, Berlin Yatırımcı ekosistemi ile tanışma fırsatı ve Çin’de düzenlenecek elektronik fuarına gitme fırsatı kazandı. Bu yıl 25 Eylül’de Workinton Levent 199’da ikincisini düzenlemekte olduğumuz Beta Pitch İstanbul 2018’e yine pırıl pırıl genç girişimcilerimiz katılıyor. Alanında jüri üyelerimiz ile birlikte girişimcilerimizin sunumlarını dinleyerek, ülkemizi temsil edecek start-up’ımızı belirleyeceğiz. Hedefimiz 12 ülkenin katıldığı yarışmada büyük ödülü ikinci kez ülkemize getirmek” dedi.

7 Aralık’ta Almanya Berlin’de düzenlenecek Beta Pitch Global 2018’e, 12 ülke Almanya, İsveç, Bulgaristan, Portekiz, Mısır, Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Sırbıstan, Güney Kore, Malezya ve Türkiye’de eş zamanlı olarak yapılacak yerel Beta Pitch yarışmalarında birinci gelen finalistler yarışacak.Birinci gelen start-up 5 bin Euro para ödülü, Silikon Vadisi’ne seyahat ve melek yatırımcılarla buluşma şansı ile Berlin’de 6 ay süreli co-working alanı üyeliği kazanacak.


Workinton Hakkında

2018 yılında kuruluşunun 5’nci yılını kutlayan Workinton, Türkiye’de coworking sektörünün en hızlı büyüyen girişimcisi konumunda. Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’daki şubelerinin yanı sıra ABD’de San Diego’da gerçekleştirdiği iş birliğiyle ve Katar Doha’daki şubesiyle 16 farklı iş merkezinde, 12 bin 500 m2 alanda, 15 bin üye ile 2 binin üzerinde kurumsal firmaya co-working, Sanal Ofis, Hazır Ofis ve Toplantı Odası hizmetleri sunuyor. Şirket, Türkiye’nin en yaygın kuluçka merkezi unvanına sahip. Workinton Kuluçka Merkezi’nde startup’lar 16 şubeden faydalanıyor ve 3 program üzerinden destek alarak geleceğe ve global rekabete hazırlanıyor. Kendini ‘İyi Çalışanlar Ülkesi’ olarak tanımlayan Workinton, yıl boyunca 150’yi aşkın kişisel gelişim semineri, eğitim, deneyim ve gezi programları düzenliyor. Üyeler bu etkinliklerden ücretsiz veya indirimli yararlanarak Workinton networking ağına dahil oluyor ve yeni iş birlikleri geliştirme fırsatları yakalıyor.

EBRD Edebiyat Ödülü 2018: Kısa liste açıklandı

Ödül, gelişmekte olan ülkelerin edebiyatını teşvik ediyor. 10 Nisan 2018’de ödülü kazanan açıklanacak!

2017 yılında Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası tarafından British Council ve Londra Kitap Fuarı ile ortaklaşa başlatılan EBRD Edebiyatı Ödülü bugün adayların son listesini ilan etti.
20.000 Euro değerindeki ödül, Banka’nın Fas’tan Moğolistan’a, Estonya’dan Mısır’a, neredeyse 40 ülkenin kültür ve yaratıcılığını yansıtması için eşsiz bir fırsat sunuyor. Ödül, orijinal dilinden İngilizceye tercüme edilen ve Birleşik Krallık’daki bir yayıncı tarafından yayımlanan en iyi edebi kurguya sahip kitaba verilecek.

Jüriler öne çıkan altı romana karar verdi.

İşte listedeki başlıklar:

  • All the World’s a Stage – Boris Akunin (Çevirmen Andrew Bromfield) (Weidnfeld & Nicolson) Orijinal Dili: Rusça
  • Belladonna – Daša Drndic (Çevirmen Celia Hawkesworth) (Maclehose / Quercus) Orijinal Dili: Hırvatça
  • The Traitor’s Niche – Ismail Kadare (Çevirmen John Hodsgon) (Penguin) Orijinal Dili: Arnavutça
  • The Red-Haired Woman – Orhan Pamuk (Çevirmen Ekin Oklap) (Faber & Faber) Orijinal Dili: Türkçe
  • Istanbul Istanbul – Burhan Sönmez (Çevirmen Ümit Hussein) (Telegram Books) Orijinal Dili: Türkçe
  • Maryam: Keper of Stories – Alawiya Sobh (Çevirmen Nirvana Tanoukhi) (Seagull Books) Orijinal Dili: Arapça
 
 Jüri Başkanı Rosie Goldsmith, “Bu ödül farklı ve önemli. Yarışmacılarımız Ermenistan’dan Arnavutluk’a, Baltık ülkelerinden Balkanlar’a ve ötesine kadar uzanıyor. Bu ödül zihnimi ve roman tanımlamamı genişletti. Beyrut’tan bir aşk hikayesi, Fas’tan bir anı, Arnavutluk’tan bir kara komedi, neşeli bir Rus hicvi ve bir Türk feminist yol romanı okuduk. Adaylarımızın hikaye anlatımı ve çeviri standardı mükemmel ve kazananlarımız sizi sarsacak,” açıklamasını yaptı.
EBRD Genel Sekreteri Colm Lincoln, “EBRD Edebiyat Ödülü sadece bölgemizden çevrilmiş en iyi eseri vurgulamakla kalmayıp İngilizce konuşulan ülkelerdeki Arapça, Türkçe, Slavca ve diğer dillerde anlatılan hikayelere daha fazla önem vermeyi umuyoruz,” yorumunda bulundu.
20.000 Euro ödülü birinci olan yazar ve çevirmen arasında eşit olarak bölünecektir. Finale kalan üç kitap Mart ayı başında ilan edilecek.
Kazanan kişi, Londra One Exchange Square’deki Londra Kitap Fuarı ile aynı saatte 10 Nisan 2018 tarihinde EBRD’nin genel merkezinde bir ödül töreninde ilan edilecek.
11 Nisan 2018 tarihindeki Londra Kitap Fuarı’nda, bu yıl EBRD operasyon bölgelerinden Baltık ülkelerinden kitaplar sergileyen özel bir etkinlik düzenlenecek.

Jüriler: Peter Frankopan, Gabriel Gbadamosi, Lucy Hannah ve Rosie Goldsmith

Burhan Sönmez – İstanbul İstanbul 

“Bir çocuk karanlığa kalmış ve dar sokaklarda yönünü şaşırmışsa orası İstanbul’dur. Eski sevgilisini bulmak için maceraya atılan gencin, siyah tilki kürkünün peşine düşen avcının, fırtınada sürüklenen geminin, dünyayı bir elmas gibi avucuna almak isteyen prensin, boyun eğmemeye yeminli son isyancının, şarkıcılık hayaliyle evden kaçan kızın, para babalarının, hırsızların ve şairlerin vardığı kent İstanbul’dur. Her hikâye burayı anlatır.”

Yerin üç kat altında, küçücük bir hücrede kalan dört adamın hikâyesi bu. İşkence altında günler geçerken, en azından psikolojik baskıyı azaltmak için birbirlerine İstanbullu hikâyeler anlatıyorlar. Onlar için sadece geçmiş ve gelecek var, şimdiki zamanı unutmak, en azından akıllarını yitirmemek için birbirlerine ve İstanbul’a sığınıyorlar. İstanbul İstanbul politik gibi gözükse de bize sevgiyi anlatıyor.

Geçtiğimiz günlerde Burhan Sönmez ile İstanbul İstanbul hakkında yapılan bir röportajı Mojgan Dolatabadi çevirisiyle sizlerle paylaşmıştık. Okumak için lütfen tıklayın. 

DOWN SENDROMLU KARDEŞİ İÇİN 80 GÜNDE 25 ÜLKE GEZECEK

dwAdem Çolak, Down sendromlu kardeşi Erdem Çolak için  Pazarkule sınır  kapısından motosikletiyle çıkıp, Norveç’in ve dünyanın en kuzey noktası Nordkapp’a kadar gidecek. Macera dolu bu yolculuğu Down sendromlu kardeşi Erdem’e adayan, Adem Çolak’ın amacı farkındalık sağlamak. “Dünyanın her yerinde, tek bir kromozom dışında farkları olmayan bireyleri tanıyıp, onlardan bahsetmek istiyorum” diyen Çolak’ın en büyük destekçisi Down Sendromu Derneği. Bu yolculuk sırasında 25 ülkeyi, 80 günde motosikletiyle gezecek olan Adem Çolak bu ülkelerde dernekleri ziyaret edip, Down sendromlu kişilerle tanışacak, onların sorunlarını kayıt altına alıp, sosyal medya hesaplarında paylaşacak.

DOWN_LOGO“Down To Earth Road” isimli proje kapsamında gideceği ülkelerdeki Down sendromu dernekleri ile bir araya gelecek olan Çolak, Down sendromlu kişilerle tanışıp sohbet edecek, hayatları, gelecek beklentileri ve yaşadıkları toplum içinde devletten beklentileri hakkında bilgi toplayacak. Bu görüşmeleri fotoğraf ve video ile kayıt altına alacak olan Adem Çolak, Down Sendromu Derneği ile birlikte bu mesajların muhataplarına ulaşmasına aracılık edecek.

Şu anda farklı ülkelerden 16 dernek ile irtibat halinde olan Çolak, Yunanistan, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Almanya, Danimarka, İsveç, Norveç, Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan olmak üzere 25 ülkeyi ziyaret edecek.

Küçük bir Akdeniz kasabasında doğan 31 yaşındaki Adem Çolak ile Down sendromlu kardeşi Erdem arasında dokuz yaş fark var. 22 yaşındaki Erdem’in yaşadığı sorunları ve sıkıntıları çocukluk döneminden itibaren gözlemleyen Adem Çolak, ilk fırsatta bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek Down Sendromu Derneği’nin kapısını çaldı. Derneğe sunduğu proje kabul edilince, 80 günlük turun ilk adımları da atıldı.

Adem Çolak, yola çıkış amacını şöyle anlatıyor, “İmkanları olmayan veya kısıtlı olan ailelerde Down sendromlu bireylerin olması, farkındalık anlamında, bilinçli davranabilme anlamında insanları olumsuz etkiliyor; en basitinden yapılmak istenen sağlık giderleri veya şahsi ihtiyaçlar noktasında bile zorluk yaşanabiliyor. Biz de buna benzer maddi zorluklar yaşadık. Onun dışında sokaktaki arkadaş çevresinin bilinçsiz hoş olmayan davranışları Erdem’i olumsuz etkiledi. Ama rehabilitasyon merkezinde eğitime başlaması ona çok iyi geldi, çok sevdiği ve onun çok seven bir arkadaş çevresi oldu. Çevredeki insanlar da onu daha iyi anlamaya başladıktan sonra işler daha iyiye gitti. Temelde amacımız için farkındalık oluşturmak diyoruz ama, kendimiz neyin ne kadar farkındayız, biraz da bunu görmek istiyorum, kendi adıma, bu yola çıkarken “henüz tanımadığım ben” i tanımayla birlikte, dünyanın her yerinde, tek bir kromozom dışında farkları olmayan bireyleri tanıyıp, onlardan bahsetmek istiyorum. Bunu ülke içinde de farklı şekilde devam ettirmeyi düşünüyorum. Ve şu an hayatta olmayan annem ve babam için bir şeyler yapmış olmak istiyorum.”

Proje boyunca Adem Çolak’ın tüm seyahati, Facebook’da DownToEarthRoad ve demiratliyoruk; Twitter’da DownToEarthRoad, instagramda ise downtoearthroad ve demiratliyoruk sayfalarından yayınlanacak. dw1

Down Sendromu Derneği Dernek sözcüsü Fulya Ekmen ise Adem Çolak’ın projesine neden destek olduklarını şöyle özetliyor, “Biz Adem bey ile 2014 yılında kardeşi ile ilgili attığı bir mail ile tanıştık. Bir sonraki maili 2017 yılında farklı bir konuda geldi kendisinden. Bu sefer sadece kardeşi için değil tüm Down sendromlu kişiler için bir soru sordu bize. Projesini anlattı ve logolarımızı kullanıp kullanamayacağını sordu. Kendisiyle tanışmaya karar verdik. Ağustos ayında Adem bey, Salon Reklam, Doret İletişim Danışmanlığı ve biz bir araya geldik. Gerçekten iyi şeyler yapmak isteyen insanlar bir araya gelince olan şey oldu tabii ki. Bir anda enerji yükseldi, hayaller ve hedefler arttı. Zorlu bir motosiklet rotasından zorlu bir dünya rotasına geldik. Down To Earth Road dedik bu rotaya. Bu rota her bir etabı kendi içinde tamamlanan ama aslında hiç tamamlanmayacak bir yol. Adem beyin ya da rotadaki ismi ile Demiratlı Yörük’ün başlattığı Down Sendromu Derneği’nin büyüterek uluslararası düzeyde bir harekete çevirmek istediği bir yola dönüştü Down To Earth Road.”

 

 

Haber Yayın Dairesi: Yusuf Ünel

Ayastefanos Anıtı Yeniden Dikilemez

Ayastefanos Anıtı Yeniden Dikilemez

 

Alptekin CEVHERLİ

 

alptekin cevherliHer milletin kendi millî menfaatlerini ve değerlerini sembolleştirdiği çeşitli kutsalları vardı; bayrak, tarihteki çeşitli devlet adamları, sembol haline gelmiş mekân veya binalardır. Bunlar o milletin varlığının belki de yarı efsanevi, yarı gerçek devamını sağlayan figürlerdir. Milletlerin önüne birer hedef koyarak millî birliğin tesis edilmesini kolaylaştırırlar. Bu hedefe varmak için sonraki nesillere dinamizm katarlar.

Bu figürler, milletlerin ulaştıkları son noktayı veya çıkış noktalarını betimleyerek elde edilmesi gereken veya korunması gereken değerleri ortaya koyarlar. Bu anlamda ata mezarları da büyük önem taşır.

Sultan 1. Murat’ın Kosova Priştine’deki kabri, Macaristan’daki Gül Baba Türbesi, Bakü’deki Türk şehitliği, Enver Paşa’nın Kırgızistan’daki kabri (Ki bu mezar yanlış bir kararla Demirel tarafından Türkiye’ye geri getirilmiştir.) vd…

Aynı şekilde diğer milletlerin de ulaştıkları son nokta ve erek olarak aynen bizim gibi mezarlıkları vardır. Yoksa Anzakların (Avusturalya ve Yeni Zelandalılar) on binlerce kilometre öteden her yıl gelip Çanakkale’de dedelerinin mezarları başında “şafak ayini” yapmasını başka türlü izah edemezsiniz…t__rk __ehitlikleriyıkılmasıRussian_Monument_San_Stefano_Ottoman_Postcard

Bu mezarlar belki siyasi değil ama tarihi ve kültürel sınırları çizerler…

Bugün dünya üzerinde 34 ülkede (Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Filistin, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, İran, İsrail, İtalya Japonya, KKTC, Letonya, Libya, Lübnan, Macaristan, Malta, Mısır, Myanmar, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suriye, Suudi Arabistan, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan şehitliğimiz olan ülkelerdir.) 78 Türk (Osmanlı+Türkiye) şehitliği mevcuttur. Elbette 10 bin yıllık Türk tarihi ve 16 büyük Türk İmparatorluğunu göz önüne alırsak, gök yüzündeki yıldızlar kadar Türk şehitliğinin dünyanın dört bir yanına savrulmuş olduğunu unutmamamız gerekir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi olarak kabul ettiği Osmanlı’nın önemli bir kısım yeni sayılabilecek tarihlerdeki şehitlikleri ve Cumhuriyet dönemi şehitlikleri bunlardır.

Aynı şey diğer milletler, mesela Ruslar için de geçerlidir…

Sultan 2. Abdülhamit’in tahta geçişinden kısa bir süre sonra 3 Mart 1878 tarihinde Ayastefanos (Yeşilköy)’da imzalanan antlaşmayla Osmanlı Devleti’ne bağlı bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Prensliğin sınırları Tuna’dan Ege’ye, Trakya’dan Arnavutluk’a uzanacaktı. Bosna-Hersek’e iç işlerinde bağımsızlık verilecek, Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsızlık kazanacak ve sınırları genişletilecek, Bulgar ordusu kuruluncaya kadar iki yıl müddetle 50.000’i geçmemek üzere Rus askeri Bulgaristan’da kalacak, Bulgaristan’ın Osmanlı Devleti’ne vereceği yıllık verginin tutarı Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri ve Rusya arasında kararlaştırılacak, Osmanlı Devleti Rusya’ya “Savaş Tazminatı” ödeyecek, Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Rusya’ya verilecekti…

Bu antlaşma neticesi Osmanlı Devleti tarihinin en büyük toprak kayıplarından birini yaşamış, milyonlarca vatandaşımız sınırlarımız dışında düşmanın insafına kalmıştır.

Ruslar da Osmanlı Devleti için bir felaket olan bu 93 Harbi’nde (1877-78) İstanbul Yeşilköy’e kadar gelişlerini kutsamak, ulaştıkları son sınırı kalıcı kılmak ve orada ölen askerlerini yaşatmak adına İstanbul Yeşilköy’de (bugünkü Florya Ormanı’nda) kalan yerde Ayastefanos Anıtını dikmişlerdir. Bu anıt aynı zamanda bir kilise olup, İstanbul’u işgale gelirken ölen Rus askerlerinin anıt mezarlarıdır da…

Sultan 2’nci Abdülhamit’in bütün karşı çıkmasına rağmen kabul edilerek inşa edilmiş olan Ayastefanos Anıtı, Rusların Osmanlı ordusunu yenerek İstanbul kapısına dayandığının aynı zamanda resmidir de.

Bu utanç abidesi, Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve Rusya’ya savaş ilan edilmesi ardından İttihat ve Terakki Hükümeti tarafından dinamitle patlatılarak yıkılmış ve bu yıkım sahnesi aynı zamanda filme çekilerek Türk Sinema tarihinin de doğumu olmuştur. Bugün Türk sinemasının eldeki en eski filmi Ayastefanos Utanç Abidesi’nin Yıkılması Filmidir. Ve ilk Türk filmi olarak kabul edilmiştir…

Peki, bu kadar anıtlardan, mezarlardan durduk yere niye bahsettik?

Şimdi sıkı durun…

Rusya, bu utanç abidesini yeniden inşa etmemizi istiyor!

Ayastefanos Anıtı’nın inşası Rusya Devlet Başkanı Putin’in 2012 yılındaki Türkiye ziyaretinde Ruslarca gündeme getirilmiş, Türkiye’nin de karşılığında Rusya’daki bir şehitliğinin onarılması önerilmişti.

“Söz konusu anlaşma 3 Aralık 2012 tarihinde Başbakanlar düzeyinde gerçekleştirilen Türkiye- Rusya Federasyonu Üst Düzey İşbirliği Konseyi 3. toplantısında dışişleri bakanları tarafından imzalanmıştı. Rusya, anlaşmaya ilişkin iç onay sürecini 11 Aralık 2013 tarihinde tamamlamıştı. Türkiye tarafı ise dönemin dış işleri bakanının imzaladığı anlaşmayı TBMM gündemine almayarak tasarıyı kadük bırakmıştır.

Ancak Rusya, şimdi ise kendi iç hukuk sürecinde belki tamamlanan; ancak TBMM’nin onaylamadığı için kadük kalan tasarıyı Türkiye’ye uygulatmak için baskı yapıyor.

Buna asla izin veremeyiz. Çünkü Yeşilköy, Rusya’nın ne kültürel ve ne de manevi sınırı değildir ve olamaz!

“Eğer İstanbul’da bir Rus anıtı dikilecekse bunun mütekabiliyet esasına göre karşılığı, yaklaşık 150 yıl Osmanlı himayesinde kalan Moskova’daki Kızıl Meydan’a Türk Şehitliği yapılmasıdır!”

Yoksa 93 Harbinde ve devamındaki Balkan Harbi’nde verdiğimiz milyonlarca şehidin kemikleri sızlar, ‘ah’larını hiçbir şekilde ödeyemeyiz.

 

 

 

 

Denizli heyeti Norveç’te AER toplantısına katıldı

 

Denizli Büyükşehir Belediyesi, üyesi olduğu Avrupa Bölgeler Asamblesi’nin (AER) Norveç’te yapılan Genel Kurul ve Büro toplantısına katıldı. Genel Kurul’da AER’nin İzleme ve Değerlendirme Grubuna 3 yeni üye bölgenin seçilmesi oy birliğiyle kabul edildi.

Avrupa Bölgeler Asamblesi Genel Kurul ve Büro toplantısı Norveç’in Nordland bölgesinde bulunan Bodø şehrinde yapıldı. Toplantıya Denizli Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Ali Değirmenci, Meclis Üyeleri Hüseyin İnamlık, Kadir Pala, Kamuran Taşdan, Nazım Ayyavuz, Mustafa Horzum, Yusuf Garip ve Etüt ve Projeler Dairesi Başkanlığı personeli Faruk Tahal katıldı. Genel Kurul’da Denizli heyetinin yanı sıra AER üyesi bölgelerin yerel yöneticileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve Avrupa Parlamentosu temsilcileri yer aldı.norveç

AER İzleme ve Değerlendirme Grubuna 3 yeni üye

Genel Kurul’da AER’nin İzleme ve Değerlendirme Grubuna 3 yeni üye bölgenin (İsveç-Västerbotten, Arnavutluk-Korça, Danimarka-Nordjylland) seçilmesi ve AER Büro Yönetim Toplantısında politik deklarasyon sunulması oy birliği ile kabul edildi. Gündem maddeleri olarak da İngiltere’nin Avrupa Birliği oylaması (BREXIT), Kuzey Kutup Bölgesi Gelişimi ve AB Politikasına Entegrasyonu konuları ele alındı. Ayrıca AER yeni büro üyeleri listesi, çalışma grupları tutanakları, denetim raporları, faaliyetler ve komitelerin çalışmaları hakkında bilgilendirmeler sunularak oylama sonucu kabul edildi.

Genel Kurul’da Avrupa Bölgesi’ni temsilen Leonardo DiCaprio Fonu ve İklim Hareketi Topluluğu’nun (R20) ortaklaşa yürüttüğü iklim değişikliği, çevre kirliliğini önleme ve yenilenebilir enerji konularında başlatılan “100 Proje Kampanyası”na katılım ile ilgili bilgilendirme yapıldı.norveç.jpg2

Balkanların Başkanları ABZ’de Bluşuyor

abz1Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen Akıllı Belediyecilik Zirvesi, yurt dışından çok sayıda belediye başkanını bir araya getirecek.
 
Moldova, Kosova, Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ, Sırbistan, Bosna Hersek ve Makedonya’dan gelen belediye başkanları 14-15 Mayıs’ta Bursa’da buluşacak.
 
Bosna Hersek’ten MBB üyesi belediyelerle kardeş şehir olan 25 belediye başkanı “Başkanlar Kafe”de kardeşleriyle kahve yudumlayacak, aralarındaki ilişkileri geliştirmek adına yapabilecekleri projeleri masaya yatıracaklar.
Dünyanın teknoloji devleri ile yerel yöneticiler, Marmara Belediyeler Birliği’nin düzenlediği Akıllı Belediyecilik Zirvesi’nde buluşuyor. Bursa Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan Zirve, yurt içi ve yurt dışından yüzlerce yerel yönetici ile yerli ve yabancı teknoloji firmalarının temsilcilerini bir araya getirecek. Zirvede, şehirlerin teknolojiye ve güncel gelişmelere uyum sağlamak için ihtiyaç duydukları çözümler ile geliştirilen teknolojik yenilikler tanıtılacak.
NALAS, AKILLI BELEDİYECİLİK ZİRVESİ’NDE
Moldova, Kosova, Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ, Sırbistan, Bosna Hersek ve Makedonya’dan Güney-Doğu Avrupa Yerel Yönetim Birlikleri Ağı NALAS’a üye 7 belediye başkanı ve NALAS Genel Sekreteri Kelmend Zajazi de Akıllı Belediyecilik Zirvesi’ne katılacak.
Moldova’dan Calarasi Belediye Başkanı Nicolae Melnic, Kosova’dan Gjakova Belediye Başkanı Mimoza Kusari Lila, Arnavutluk’tan Kashar Belediye Başkanı Besnik Fucia, Hırvatistan’dan Nijemci Belediye Başkanı Ivica Klem, Karadağ’dan Niksic Belediye Başkanı Veselin Grbovic, Sırbistan’dan Sremska Mirovica Belediye Başkanı Branislav Nedimovic, Bosna Hersek’ten Tešanj Belediye Başkanı Suad Huskic, Akıllı Belediyecilik Zirvesi’nde Türkiye’deki yerel yöneticilerle ve özel sektörün temsilcileriyle temas kuracak.
BAŞKANLAR BU KAFEDE BULUŞACAK
Bosna Hersek İle İlişkileri Geliştirme Merkezi Vakfı (BİGMEV)ile işbirliği içerisinde düzenlenecek olan “Başkanlar Kafe” oturumunda 25 tane Bosna Hersek belediyesi Türkiye’deki kardeş şehirlerinin başkanlarıyla buluşacak. Başkanlar bir yandan kahvelerini yudumlarken bir yandan aralarındaki kardeşlik ilişkisini güçlendirecek projelere nasıl imza atababileceklerini tartışacakalar. İşte o belediyeler:
1.         Zenica Belediyesi-Husejin SMAJLOVİC, Belediye Başkanı
2.         Banoviçi Belediyesi-Midhat HUSİC, Belediye Başkanı
3.         Visoko Belediyesi-Amra BABİC, Belediye Başkanı
4.         Bugojno Belediyesi-Hasan AJKUNİC, Belediye Başkanı
5.         Fojnica Belediyesi-Salkan MERDŽANİĆ, Belediye Başkanı
6.         Starigrad Sarajevo Belediyesi-İbrahim HADŽIBAJRIĆ, Belediye Başkanı
7.         Tuzla Belediyesi-Jasmin İMAMOVİC, Belediye Başkanı
8.         Novi Grad Belediyesi-Semir EFENDİĆ, Belediye Başkanı
9.         Buzim Belediyesi-Agan BUNİĆ, Belediye Başkanı
10.       Hadzici Belediyesi-Hamdo EJUBOVİĆ, Belediye Başkanı
11.       Ilidza Belediyesi-Senaid MEMİĆ, Belediye Başkanı
12.       Srebrenica Belediyesi-Ćamil DURAKOVİĆ, Belediye Başkanı
13.       Jajce Belediyesi-Edin HOZAN, Belediye Başkanı
14.       Gorazde Belediyesi-Muhamed RAMOVİĆ, Belediye Başkanı
15.       Cazin Belediyesi-Nermin OGREŠEVİĆ, Belediye Başkanı
16.       Gornji Vakuf Belediyesi-Sead ČAUŠEVİĆ, Belediye Başkanı
17.       Travnik Belediyesi-Admir HADŽİEMRİĆ, Belediye Başkanı
18.       Jablanica Belediyesi-Salem DEDİĆ, Belediye Başkanı
19.       Breza Belediyesi-Halil TUZLİĆ, Belediye Başkanı
20.       Konjic Belediyesi-Emir BUBALO, Belediye Başkanı
21.       Saraybosna Belediyesi-Dževad BEĆİREVİĆ, Belediye Başkanı
22.       Doboj Belediyesi-Obren PETROVİĆ, Belediye Başkanı
23.       Mostar Belediyesi-Ljubo BEŠLİĆ, Belediye Başkanı
24.       Gracanica Belediyesi-Nusret HELİĆ, Belediye Başkanı
25.       Neum Belediyesi-Živko MATUŠKO, Belediye Başkanıabz

Büyükelçilerin Ziyareti

büyükelçi

9. Tarım Teknolojileri, Makine, Hayvancılık ve Gıda Fuarı açılış töreni için Malatya’ya gelen birçok büyük elçi, müsteşar ve maslahatgüzar, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ı ziyaret ettiler.

2 Nisan Perşembe günü gerçekleşen ziyarete; Malezya Büyükelçisi Dato Amaran, Kırgızistan Büyükelçisi İbragim Dzhunsov, Kosova Büyükelçisi Avni Suphi, müsteşar Günel Ureya, Arnavutluk Müsteşarı Samir Kurti, Makedonya Maslahatgüzarı Shpresa Juusufi, Fas Ekonomi Müsteşarı Tavvfik Maazouzi ve Brezilya Ticaret Müsteşar Asistanı Nurhas Çelik ile beraberindeki görevliler ile tercümanlar eşlik etti.

Yabancı devlet temsilcilerini Malatya’da ağırlamaktan dolayı mutlu olduklarını belirten Başkan Çakır, Fuar davetine icabetlerinden dolayı teşekkür etti. Misafirlerine Malatya ve Kayısı ile ilgili bilgiler veren Başkan Çakır, Kayısının Malatya ve Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri olduğunu söyledi. Kayısı ihracatından dolayı Türkiye’ye 400 milyon dolar civarında bir girdinin olduğunu söyleyen Çakır, Malatya’nın sanayi açısından da gelişen bir il olduğunu kaydetti.elçi

Malatya ile ilgili de bilgiler veren Başkan Çakır, her alanda yetiştirdiği ünlülerin yanı sıra 2 tane Cumhurbaşkanı yetiştirdiğini, tarihi, turistik ve doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir il olduğunu söyledi.

Malatya’nın sanayisinin yanı sıra tarıma dayalı bir il olduğunu da kaydeden Çakır, “Malatya, tarım ağırlıklı bir şehir olduğu için sektörel fuarlar düzenliyoruz. Belediyemiz iştiraki olan Kültür A.Ş. tarafından organize edilen Tarım fuarına destek veriyoruz. Tarımdaki kalite ve verimi artırmak için tarım teknolojilerinin uygulanması için gayret sarfediyoruz” dedi.elçi toplu

Malatya’nın muhteşem insanları var

Türkiye’nin büyük ve muhteşem bir ülke olduğunu belirten yabancı devlet temsilcileri Türkiye’de çalıştıkları için gurur duyduklarını söylediler. İllere yaptıkları ziyaretlerde gördükleri renkli manzaralarda Türkiye’nin zengin mozaiğini gördüklerini kaydeden misafirler özetle; “Malatya, Türkiye’de ve dünyada kayısıda birinci olan bir şehir. Aynı zamanda muhteşem insanları var. Belediye Başkanı olarak sizleri tebrik ediyoruz. Çok güzel bir şehir ortaya çıkarmışsınız. Malatya’dan çok etkilendik. Tekrar seçilmenizden dolayı tebrik ediyoruz. Güzel hizmetler yapmış olduğunuz için halk sizi tekrar seçmiş. Davetiniz için teşekkür ederiz. Mesafe olarak uzak olsak bile birbirimize yakınız. Ülkeler olarak aramızda çok güzel ilişkiler var. Buradan döndükten sonra ülkemizdeki işadamların buraya yatırım yapması için rapor vereceğiz. Geçtiğimiz yıl da bazılarımız geldik. Geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasında çok güzel değişiklikler var. Trambüsünüz çok güzel. Katı atık tesisinden elektrik üretmeniz çok güzel. Yaptığınız işlerle bizler de gurur duyuyoruz” şeklinde konuştular.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ziyaret sırasında konuklarına kuru kayısı ile kayısı kristali hediye ederken, misafirler de Başkan Çakır, ülkelerine özgü hediyeler verdiler.büyükelçi2

Hoşgeldin Tiyatro

zihni

27 Mart’ta başlayacak Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri, kentte 10 gün boyunca tam bir tiyatro rüzgarı estirecek. 15 farklı mekanda sahnelenecek oyunların yanı sıra, sokak tiyatroları da etkinliğe ayrı bir renk katacak. Bu yılki Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü ise tiyatro ve sinema sanatçısı Zihni Göktay’a verilecek.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Dokuz Eylül Üniversitesi ve ilçe belediyelerinin işbirliğiyle hazırlanan 33. Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri,  27 Mart – 5 Nisan 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek.  İtalya, Romanya, Arnavutluk ve Bulgaristan olmak üzere 4 uluslararası tiyatro gurubu ile ulusal, yerel tiyatro gruplarının oyunlarını sergileyeceği tiyatro günleri, İzmir’de tam bir festival havası yaratacak. 24 oyunun sahneleneceği Tiyatro Günleri, 27 Mart Cuma günü kortej yürüyüşü ile başlayacak. Alsancak Limanı ile Dominik Caddesi arasındaki yürüyüşün ardından saat 13.00’da Dominik Caddesi’nde açılış konuşmaları yapılacak ve tiyatro gösterileri olacak.genco

Tiyatro afişleri sergisi

  1. Uluslararası İzmir Tiyatro Günlerikapsamında Erdal Dinçer’in “…VE PERDE” adlı “Tiyatro Afişleri” sergisi ile Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Tasarımı öğrencilerinin hazırladığı  ‘33. Dekor Eskiz Maket Sergisi’   27 Mart – 5 Nisan 2015 tarihleri arasında İzmir Sanat’ta sanatsaverlerle buluşacak. Sergi açılışı 27 Mart tarihinde İzmir Sanat’ta saat 18.00’da gerçekleşecek.

 

Atölye çalışması da var

  1. Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri kapsamında, 30 ve 31 Mart ile 1, 2, 3 Nisan günlerinde Tarihi Havagazı Fabrikası’nda İtalyan geleneksel tiyatrosu üzerine bir atölye çalışması gerçekleştirilecek. Atölye çalışmasını İtalya-Torino toplulukları uzmanları yönetecek. İzmir’deki profesyonel tiyatro topluluklarının oyuncuları ile lisans ve lisansüstü oyunculuk eğitimi alan öğrencilere yönelik olacak program ücretsiz gerçekleştirilecek.  tek

 

Emek ödülü Zihni Göktay’a verilecek

  1. Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri kapsamında yaşamı boyunca tiyatroya üstün hizmet vermiş sanatçı ve bilim adamlarına layık görülen Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü’nün 17.si tiyatro ve sinema sanatçısı Zihni Göktay’a verilecek. 1999 yılından bu yana verilen ödülü bugüne kadar, Münir Özkul, Duygu Sağıroğlu, Özdemir Nutku, Melih Cevdet Anday, Suna Pekuysal, Nur Uzmen, Sevda Şener, Güngör Dilmen, Osman Şengezer, Erol Keskin, Turgut Özakman, Prof.Dr. Ayşegül Yüksel, Rüştü Asyalı,  Hale Eren, Hidayet Sayın ve Nurhan Karadağ almıştı. Sanatçı ödülünü İzmir Sanat’ta saat 18.00’da düzenlenen törenle alacak.

 

Çocuklar unutulmadı

Tiyatro günleri kapsamında çocuklar için de birbirinden güzel oyunlar sahnelenecek. 31 Mart’ta Eskiizmir Semt Merkezi’nde Aslan ile Fare, 30 ve 31 Mart tarihlerinde Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde Örümcek Adam ile Duman Avcıları, Güzelyalı Kültür Merkezi’nde 2 ve 3 Nisan tarihlerinde Barış Bahane, Nasrettin Hoca Gide Gide, D.E.Ü Buca Eğitim Fakültesi’nde Kırmızı Çizmeli Kedi Müzikali sahnelenecek.

 

Sokakta da tiyatro

Tiyatro günleri kapsamında Alsancak Dominik Caddesi, Bornova Küçükpark, Buca Forbes, Karşıyaka Çarşı, Kıbrıs Şehitleri Parkı, Agora Parkı, Kemeraltı, Konak Metro, Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Göztepe, Konak, Üçyol Metro, Karşıyaka Çarşı, Göztepe Parkı, Konak, Karşıyaka, Alsancak, Bostanlı iskelelerinde açık alan tiyatro ve pandomim gösterileri olacak.

kuvayı

İzmirli gruplarının oyunları ücretsiz

İzmir’deki bu birbirinden güzel oyunlar İzmir Sanat, İsmet İnönü Sanat Merkezi, Tarihi Havagazı Fabrikası, Sabancı Kültür Merkezi, Karabağlar Halk Eğitim Merkezi, Çiğli Belediyesi Konferans Salonu, Uğur Mumcu KSM Sevda Şener Sahnesi, D.E.Ü Buca Eğitim Fakültesi Konferans Salonu, Eskiizmir Semt Merkezi Nikah Salonu, Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi, Güzelyalı Kültür Merkezi, Gaziemir Atatürk Kültür Merkezi, Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiytarosu, Ziya Gökalp Kültür Merkezi ve Urla Atatürk Kültür Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluşacak. Bornova,  Buca, Çiğli, Karabağlar, Karşıyaka, Konak, Urla ve Gaziemir belediyelerinin de sahneleyecekleri oyunlarla etkinlik zenginleşecek. Festival kapsamında, ulusal ve uluslararası oyunların bilet fiyatları tam 15 TL., öğrenci 7.5 TL. olarak belirlendi.  İzmirli tiyatro gruplarının ve sokak tiyatrolarının gösterileri ise ücretsiz olacak. Biletler İsmet İnönü Kültür Merkezi, İzmir Sanat ve Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin yanı sıra www.izmir.bel.tr/kultursanat adresinden 24 Mart Salı gününden itibaren satışa sunulacak. Ayrıntılı programa İzmirliler yine bu adrese girerek ulaşabilir.