Etiket arşivi: Anneler

ANNE

İlk öğretmenimiz

İlk doktorumuz

İlk psikoloğumuz

Hayat yolundaki ilk rehberimiz

Kayıtsız şartsız haklarımızı her yerde savunan ilk avukatımız

Doyurmadan yemeyen

Giydirmeden giymeyen

Uykusuz gecelerin müdavimi

Seni nasıl anlatmalı bilmiyorum ki;

Varlığında her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir hayat

Ya yokluğunda;

Sadece çocuklar mı yetim kalır;

Artık çay kaşığı,koltuk da yetimdir

Halı,masa,sandalye de yetimdir

Cenneti bile ayakları altına alan kutsal varlık

GÜNÜN KUTLU OLSUN

ANNELERE EN ÇOK NELER HEDİYE EDİLDİ 

Anneler Günü hediye alışverişi döneminde Boyner’den ziyaretçi ve büyüme rekoru

 

Özel günler için yapılan hediye alışverişinde akla gelen ilk destinasyon olan Boyner mağazaları, Anneler Günü’nde de yoğun ilgi gördü. Anneler Günü kampanyasının yapıldığı 1-12 Mayıs tarihlerinde Boyner mağazalarını 3 milyondan fazla kişi ziyeret ederken, satışlarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10’un üzerinde büyüme gerçekleşti. 1 milyona yakın ürün satılırken, en çok tercih edilen hediye seçenekleri; tişört, ayakkabı, parfüm, gömlek ve jean pantolon oldu.

Boyner’in Anneler Günü için yaptığı kampanyalar büyük ses getirdi. Anneler Günü alışverişinin yapıldığı 1-12 Mayıs tarihleri arasında 38 şehirdeki 115 Boyner mağazasında, Mayıs ayının en yüksek alışveriş trafiği yaşandı. 1 milyona yakın ürün satılırken, satışlarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10’un üzerinde büyüme gerçekleşti.

En çok tercih edilen hediye seçenekleri

Müşterilerin anneleri için en çok tercih ettiği hediye seçeneklerinin başında tişört geldi. Tişörtü, ayakkabı, parfüm, gömlek, jean pantolon takip etti. Öte yandan son sezonda moda olan postacı çantası satışlarında yüksek büyümelerden biri yaşandı. Çanta grubunda Beymen, U.S. Polo ASSN. ve Pierre Cardin markaları öne çıkan markalar arasında yer aldı.

Terlik satışları sıçrama yaptı

Anneler Günü döneminde kadın ayakkabı satışlarında önemli bir hareketlilik gözlenirken, yaz aylarının yaklaşmasıyla terlik satışları da sıçrama yaptı. Birkenstock ürünleri başta olmak üzere binlerce çift terlik için hediye paketi hazırlandı. Aksesuar kategorisinde ise hediye olarak en çok şal ve eşarp tercih edildi. Plaj sezonunun gelmesiyle birlikte bu kategorideki mayo, bikini gibi seçenekler de öne çıkan ürünler grubunda yer buldu.

Parfüm en popüler hediye olarak yerini korudu

Annelere alınan hediye seçenekleri arasında kozmetik ürünleri ayrı bir yer tuttu. Her zaman en çok tercih edilen hediye seçeneklerinden olan parfümün ardından nemlendirici, onarıcı krem, parfüm seti ve göz kremi kozmetik kategorisinde Anneler Günü alışveriş döneminde en çok satılan ürünler olarak öne çıktı. Bu dönemde kozmetik kategorisinde geçen seneye oranla yüzde 26’nın üzerinde büyüme gerçekleşti.

En çok satış yapılan şehir İstanbul oldu

Anneler Günü, Türkiye’nin dört bir yanında perakende sektörüne hareketlilik getirirken, en çok satış yapılan şehirler; İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Eskişehir ve Bursa oldu.

Emziren anneler kalori kaybını sağlıklı karbonhidratlarla desteklemeli

Emziren anneler gün içinde süt salgılamak için ortalama 500 kcal daha fazla harcıyor. Diyetisyen Seçil Kenarkalori kaybını desteklemek için emziren annelerin her yemekte kan şekerini ayarlayacak çorba, bulgur, tam buğday ekmeği gibi sağlıklı karbonhidratlar tüketmelerini öneriyor. 

Emzirme döneminde annelerin beslenmelerine daha da özen göstermeleri gerekiyor. Sütün yeterli gelmesi için annelerin dengeli ve yeterli beslenmesi, bol sıvı alması gerektiğini vurgulayan Duru Bulgur Beslenme ve Gıda Uzmanı Diyetisyen Seçil Kenar, “Çok fazla tatlı tüketimi ve fazla miktarda yemek yemek sütü artırmaz. Halk arasında böyle bir inanış var. Sadece annenin kilo almasına neden olur” diyor. Diyetisyen Seçil Kenar, emziren annelere önemli uyarılarda bulundu:

  • Emzirirken bol sıvı tüketin: Emzirmede sütün miktarını artıran en önemli unsur bol sıvı tüketimidir. Gün içinde 3 litre su, ayran, kefir, çorba, emzirme dönemine uygun bitki çayları, şekersiz komposto gibi sıvı besinleri tüketmeye özen gösterin.
  • Sağlıklı karbonhidratlar tüketin: Emzirirken gün içinde süt salgılamak için ortalama olarak 500 kcal daha fazla harcarsınız. Bu yüzden karbonhidrat ile beslenmenizi desteklemeniz gerekmektedir. Her yemekte kan şekerinizi ayarlayacak çorba, bulgur, tam buğday ekmeği gibi sağlıklı karbonhidratlar tüketmeye özen gösterin.
  • Yeterli protein tüketin: Sütün miktarının artması kadar kalitesinin de artması için gün içinde yeterli protein tüketin. Et, kuru baklagiller, peynir ve yumurta gibi protein içiren besinleri düzenli tüketmeye dikkat edin.
  • Kalsiyum önemli: Kemik gelişimi devam eden bebeğiniz ve sizin kemik sağlığınız için gün içerisinde süt, yoğurt, peynir, ayran, kefir gibi kalsiyum içeren besinleri tüketmeye özen gösterin.
  • Yağlı tohumları, sebze ve meyveyi ihmal etmeyin: Ceviz, badem, fındık, fıstık ezmesi gibi yağlı tohumlar çinko, magnezyum ve esansiyel yağ asitlerinden zengindir. Ara öğünlerinizde meyvenin yanında tüketebilirsiniz. Gün içinde yeterli C,A gibi vitaminleriniz için bol bol sebze, salata, 2-3 porsiyon mevsiminde ki meyveleri tüketin.
  • Süt salınımını arttırmaya yardımcı besinleri diyetinize eklemeyi unutmayın:Dengeli ve yeterli beslenmenin yanında bulgur, boza dereotu, hurma, incir gibi kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler özellikle dereotu gibi bazı besinler de süt salınımını artırmaya yardımcıdır.

Bulgur, emziren annelerin enerji kaynağı

Bulgurun emzirme dönemindeki annelerin enerji kaynağı olduğunu da ifade eden Duru Bulgur Beslenme ve Gıda Uzmanı Diyetisyen Seçil Kenar, şunları kaydetti: “Bulgur içeriğindeki folik asit, B12 vitamini haricinde tüm B grubu vitaminlerini içeren besleyici ve ekonomik bir karbonhidrat kaynağıdır. Yüksek posa içerdiği için kan şekerini fazla yükseltmez. Emzirme döneminde annelerin günlük harcadıkları enerji fazladır. Bu yüzden sağlıklı kompleks karbonhidrat kaynaklarını öğünlerde tüketmeleri gerekmektedir. Bulgur enerji verdiği ve içerisindeki vitaminlerden dolayı emziren annelerin beslenmesinde çok kullanılan sağlıklı besindir. Gün içinde besinlerin tüketim miktarı he anneye göre değişse de ortalama olarak yemeklerde berabere 5-6 yemek kaşığı bulgur tüketimi önemlidir. Besinleri dengelediği için de kuru baklagillerle bulguru beraber tüketmek tercihimizdir.”

EMZİREN ANNELER İÇİN BİR GÜNLÜK ÖRNEK BESLENME TABLOSU:

SABAH: 1 dilim peynir, 1-2 adet yumurta, 5-6 adet zeytin, 1-2 dilim esmer ekmek, 2 adet ceviz, Bol yeşillik

ÖĞLE: 6 kaşık sebze yemeği, 1 kase yoğurt, 6-7 kaşık nohutlu bulgur pilavı, Salata

ARA: 2 kase şekersiz kayısı kompostosu, 10 adet badem, 1 bardak süt

AKŞAM: 150 g et veya 6 yemek kaşığı kuru baklagiller yemeği, Bol salata, 1 kase çorba, 1-2 dilim esmer ekmek

GECE: 1 bardak kefir veya ayran, 1 porsiyon meyve

Başkan Yanılmaz’dan Annelere Jest

 

 

Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz ve Eşi Nebahat Yanılmaz, Öğretmen Evi önünde annelere ve anne adaylarına karanfil hediye ederek Anneler Günü’nü kutladı.

Başkan Yanılmaz ve Eşi Nebahat Yanılmaz, Elazığ Belediyesi tarafından Öğretmen Evi önünde açılan stantta binlerce karanfili anne ve anne adaylarına dağıttı.

Açılan standa büyük ilgi gösteren vatandaşlar Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz’ın hiçbir önemli günü kaçırmadan kutladığını ifade ederek bu özel günde de anneleri unutmadığı için Başkan Yanılmaz’a teşekkür ettiler. Ayrıca standa gelen minikler de dağıtılan karanfilleri alarak annelerine vermenin sevincini yaşadılar.

 

BAŞKAN YANILMAZ: “ANNELERİN EMEĞİ ÖDENMEZ”

Başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerin anneler gününü kutlayan Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz,  “Yaşamımızın her anında emekleri bulunan ve hakları hiçbir zaman ödenemeyecek annelerimizin bugün değil her gün kıymetini bilmeliyiz. Annelerimizin yaşamını kolaylaştırmak, her zaman yanlarında olmak, onları sevgimizle hoş tutarak, yalnız bırakmayarak sevgi ve saygımızı göstermek hepimize düşen en büyük sorumluluk olmalıdır. Biz ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ diyen bir medeniyetin mensuplarıyız, her kadın bir annedir. Evlatlarımızı yetiştiren, büyüten, geleceğe hazırlayan, vatanını, milletini, bayrağını sevmesine vesile olan, inancı uğruna mücadele etmesine vesile olan annelerimizdir. Annelerimiz evin direğidir, ailenin vazgeçilmezidir. Geçmişte annelerimiz vatanımızın savunmasında büyük bir mücadele verdiler. 15 Temmuz’da vatanımızı milletimizi bölmek ve parçalamak isteyenlere karşı nasıl bir mücadele verdilerse bugün de annelerimiz geleceğimizin teminatıdır. Bütün annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum. Rabbim sağlık sıhhat ve uzun ömürler versin” şeklinde konuştu.

BAŞKAN YANILMAZ’IN EŞİ NEBAHAT YANILMAZ’DAN ANNELERE HEDİYE

Başkan Yanılmaz sözlerini şu şekilde tamamladı: “Elazığ Belediyesi olarak burada bütün annelerimize, anne adaylarımıza hediyelerimizi takdim ederken aynı zamanda eşim Nebahat Yanılmaz, çiçeği burnunda anneleri evlerinde ziyaret ederek onlara “Hoş Geldin Bebek” paketlerimizi takdim etti. Hem evlerinde annelerimizi ziyaret ettik, hem burada annelerimize hediyemizi takdim ettik. Bu vesileyle annelerimizin Anneler Günü’nü kutlamış olduk” şeklinde konuştu.

 

Şiddet gören kadınların çocukları da şiddete yönelebilir

Yön Koleji Okul Müdürü Sacide Hürriyet Şimşek, şiddete maruz kalan kadınların çocuklarının önce şiddetin tanığı, sonra bu şiddetin mağduru, ardından da uygulayanı olabileceğini söylüyor. Şimşek “Bunun en önemli nedeni, çocuklarda şiddetin neden olduğu duygusal travmaların, fiziksel yaralar kadar çabuk iyileşmiyor olmasıdır” diye konuşuyor

 

 

Şiddet, yaşamın her alanında karşılaşılabilen, ülkemizde hatta dünyada giderek artan önemli bir toplumsal sorun. Buna rağmen bu konuya dair farkındalık ise bir o kadar düşük. Ülkemizde birçok kadın ve çocuk, ebeveynleri veya yakın çevreleri tarafından şiddete maruz kalıyor. Kadının yaşı, sosyo-ekonomik düzeyi, eğitim durumu, medeni hali ise şiddet mağduru olmasını veya olmamasını doğrudan etkiliyor. Yön Koleji Okul Müdürü Sacide Hürriyet Şimşek, her ne kadar şiddetin uygulanmaması için önlemler alınmaya çalışılıyor olsa da şiddeti ve şiddetin etkilerini tamamen yok etmenin mümkün olmadığını söylüyor.

 

Duygusal travma çabuk iyileşmez

Şimşek, her şeyden önce ‘şiddet’in doğru tanımlanması gerektiğine dikkat çekiyor: “Özel ya da kamusal alanda meydana gelebilen, kişinin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesi veya acı çekmesine aynı zamanda kişiye bu nedenlerle yapılan baskı ya da özgürlüğünün keyfi şekilde engellenmesine de neden olan fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü ve ekonomik her türlü tutum ile davranış olarak tanımlanabilir.” Şimşek, kadına yönelik şiddeti ise “Kadınlara kadın oldukları için uygulanan, cinsiyete dayalı bir ayrımcılıkla kadının insani haklarının ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranıştır” diyor. “Şiddet mağduru kadının çocuğu; bazen annesini korumaya çalışırken babası, bazen de babaya kızan annenin öfkesini çıkarma ihtiyacına bağlı annesi tarafından şiddete maruz kalmaktadır” diyen Şimşek, şöyle devam ediyor: “Şiddete maruz kalan kadınların çocukları, büyük oranda önce şiddetin tanığı, sonra bu şiddetin mağduru ve sonrasında uygulayanı olmaktadır. Bunun en önemli nedeni, çocuklarda şiddetin neden olduğu duygusal travmaların, fiziksel yaralar kadar çabuk iyileşmiyor olmasıdır.” Çocukların her türlü olumlu ve olumsuz davranışı öncelikle ebeveyninden, sonra yakın çevresinden gözlemleyerek öğrendiğini belirten Şimşek, “Aynı şekilde çocuk öğrendiği olumlu ya da olumsuz her türlü davranışı da etrafındakilere uygulayarak öğrendiğini pekiştirir ve çevresindekilere gösterir. Böylece çocuğun davranış döngüsü de başlamış olur. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki bugünün şiddet uygulayanları, dünün şiddet tanık ya da mağdurlarıdır” diye konuşuyor.

 

Çocuklar her şeyin tanığıdır

Çocukların yaşanan her olayı gördüğünü, duyduğunu, fark ettiğini ve asla unutmadıklarını söyleyen Şimşek, evde şiddete maruz kalan annelerin çocuklarının da şiddet mağduru olduğunu ifade ediyor. “Bu da çocuğun hem şiddet tanığı hem de mağduru olduğunu bir kez daha göstermektedir. Fakat şiddet her zaman fiziksel olmayabilir. Zaman zaman göz ardı edilse de duygusal, psikolojik ve cinsel şiddet şeklinde karşımıza çıkmaktadır” diyen Şimşek, ev içinde şiddete maruz kalan, tanık olan çocukların ortak özellik ve davranışlarını şöyle sıralıyor: “Çevresine karşı güven duygusunda azalma ya da yok olma. Tanık olduğu şiddetten dolayı kendini suçlama. Kendinden daha güçsüz olduğunu düşündüğü kişilere bağırma ya da şiddet uygulama. Korku ve kaygı düzeylerinde yükselme. Eve gitmek istememe, evden kaçma. Madde kullanımı, bağımlılığı. İntihar eğilimi ve intihar etme. Fiziksel yakınlık kurduğu güvendiği başka yetişkinlere aşırı bağlanma ile reddetme. Uykuda düzensizlik, uyuyamama, sık sık kâbus görme. Davranışsal ve özellikle sosyo-duygusal gelişimde gerilik. Düşük benlik saygısı. İletişim ve ilişki sorunları yaşamaları…”

 

Erken müdahale şart

Fiziksel, duygusal, psikolojik ya da cinsel açıdan şiddete tanık olan çocuğun, fırsatını bulduğu her durumda kendinden daha zayıf olduğunu düşündüğü kişilere şiddet uyguladığını belirten Şimşek, “Şiddet mağduru olan kişilerin şiddet uygulama oranları şiddete maruz kalmayan kişilerin oranına göre oldukça yüksektir” değerlendirmesinde bulunuyor. Şiddet mağduru veya tanığı olmuş, duygusal hasar almış çocukların, benlik saygısını yeniden yapılandırabilmek, olası anksiyete ve depresyon semptomlarını ortadan kaldırabilmek adına ilgili uzman ve alanında yetkin psikologlardan destek alınması gerektiğini söyleyen Şimşek, “Çocuklar bu konularda çok az yalan söyler, onları dinlemek ve onlara inanmak çözüme kısa sürede gitmemizin anahtarıdır. Çünkü erken müdahale ile şiddetin çocuğun yaşamında oluşturduğu olumsuz etkileri silebilmek mümkündür” diyor.

 

 

Türkiye Okuyor Okuruna Not: İstanbul Çamlıca’da yer alan Yön Koleji, 50’si anaokulu, 200’ü ilkokul, 200’ü ortaokul olmak üzere toplam 450 öğrenciye eğitim verebilecek kapasiteye sahip. Yön Koleji, yabancı öğretmenlerle anadil düzeyinde İngilizce’nin yanı sıra kullanılabilecek seviyede Fransızca’yı ikinci dil olarak öğretiyor. Robotik ve kodlama, zengin spor ve sanat aktiviteleri ve yurtdışındaki seçkin eğitim kurumlarıyla yapılan işbirliği çerçevesinde öğrenci değişim programları ile fark yaratan Yön Koleji, çocukların birer dünya vatandaşı olmasına katkıda bulunuyor.

 

 

Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, “Yetersiz bir anne miyim?” sorusuna yanıt arayan anneler için cevapladı

MUTLU VE SAĞLIKLI BİR ÇOCUK YETİŞTİRMEK İSTİYORSANIZDSC_0006

Çocuğun yetiştirilmesinde ailenin rolüne değinen Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, her çocuğun en az annesine olduğu kadar babasına da ihtiyaç duyduğunu söyledi. 

Annelerin çocuklar üzerindeki etkisine değinerek tek taraflı yaklaşımın çocuğun eğitiminde ve  davranışlarının şekillenmesinde yetersizliğe neden olabileceğini savunan Ceren Yağcıköseoğlu, “Babaların da çocuk yetiştirilmesinde annelere yardımcı olmasına fırsat verilmelidir” dedi. 

parentingÇocuğun sadece anne kontrolünde yetiştirilmesinin annenin ruh sağlığı üzerinde de olumsuzluğa neden olabileceğine dikkati çeken  Psikolog Yağcıköseoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türk toplumunun kadına yüklediği anlamlar aslında bir birey olmanın ötesinde birçok role sahip olması gerektiğini göstermektedir. Kadın aslında bir annedir, ev hanımıdır, çalışan, üreten ve güçlü olması gereken bir bireydir bizim toplumumuzda. Kadının sahip olduğu roller arttıkça, bulunduğu yer, kimlik ve rollerinin sürekli değiştiğini ve bu değişimin ise psikolojik bir dengesizlik yarattığını görmekteyiz. Bu karmaşanın içinde çocuklarının gösterdiği negatif davranışlar ise annelerin kendilerini yetersiz hissetmelerine, anneliğin ne demek olduğunu sürekli sorgulayarak,yanlış yaptığını düşündürmektedir. Annelerin; her şeyi kontrol edebilecekleri ve yapabilecekleri duygusu aslında kendi yarattıkları ve işlevsiz olan bir düşüncedir. Her şeyi kontrol etmenin mümkün olmadığını kabul etmek ve bu düşünceyi davranışa dökebilmek, yaşadıkları başarısızlık ve suçluluk duygusu ile başa çıkabilmede yardımcı olacaktır. Ayrıca çocuğun bakım ve yetiştirilmesinde çocuğun anneye olan ihtiyacı kadar babaya da ihtiyacı vardır. Babaların da çocuk yetiştirilmesinde annelere yardımcı olmasına fırsat verilmesi gerekmektedir”

DSC_0006Ceren Yağcıköseoğlu KİMDİR? 
Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, 2012 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Yaşar Üniversitesi ve Hiebert  Enstitüsü  Evlilik  ve  Aile Terapistliği Sertifika Programına katılarak, Çift ve Aile Terapisti ünvanını almaya hak kazanmıştır. Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, kendi danışmanlık  merkezinde  çocuk, ergen  ve yetişkinlere psikolojik  danışmanlık vermektedir.

MEVSİMİN BAHARI

 

elif kocaGüz kuşlarının sesindeki berraklıkla kırıldı o çetin hava ve düşen son cemre baharı müjdeledi. Çiçeklerin baş göstermesiyle bitti artık o mevsimin kışı ve baharına ulaştı mevsim, çok şükür. Yağan yağmurun veda günüdür artık, ta ki ihtiyacı olunana dek. Saltanatını ilan eden güneşin tahtına oturmasının ardından, bulutların gökyüzüne karışmasının vakti gelmiştir.                                                                                 Gecenin sultanı ayın, yıldızlarını toplamasıyla gökyüzünün o muhteşem gösterisinin vakti gelmiştir. Seyre dalmak kaldı artık, Yaradan’ın o cennetin yansıması misali olan muhteşem kâinat sanatını; nasibimizdeyse eğer…

Mevsimi baharın henüz açmış çiçek kokuları, içine hapsolmuşun kararmış havasını söküp alıverir ve huzurun esintisine sürükler insanı. İşte o vakit, bedendeki mevsim de baharına ulaşmış olur. Çocukların, şen sesleriyle şenlenir sokaklar. Annelerin, çocuklarının ardından, dur yavaş evladım düşeceksin, demeleri. Çocukların, hiç de aldırış etmeden, özlenen mevsimi baharın derinliklerine kendilerini salıvermesi; ah ne güzel! Mevsimin baharı, gönüllerin diri, çocukların şen olması… Pencere kenarında bekleyen ihtiyarın, emektar yoldaşı olan bastonunu alıp da gün yüzüne çıkmasının tam da günüdür bugün. Özlenen günün, özlenen mevsimin, tadını çıkarma vakti gelmiştir… Henüz güneş kızıllığına tam erişmeden, taze mis kokulu çiçeklerle içimizi, ruhumuzu tazelemek lazım. Yeniden, yepyeni hayaller kurmak gerek. Yeniden, yepyeni başlangıçlar yapmak gerek; tıpkı en çetin geçen kışın, kendisini bahara teslim ederek tazelenmesi gibi.

Rengârenk bin bir çeşit çiçeklerle, toprağa ol diyen Rab, nice muhteşem sanatlar seriverdi. Kamaşan gözler hayranlığıyla kalakaldı öylece. Tabi bu sanatı görüp de şükür mertebesine ulaşmak ister insan. Nezaketiyle boyun eğip, kâinata serilen sanata şükretmek ister. Nasipsiz olmadan, bir de görmek lazım tabi yaratılanı, hizmetimize sunulanı. Görememek, nasipsizin işidir, nasipsiz olmak istemeyiz. Dileğim odur ki Rabbim, bizi yarattığı şu güzellikler hürmetine affeylesin ve bizi şükrün mertebesine ulaştırsın. Daha nice asıllarını göstermeyi nasibimizde eylesin… Şimdi güzelliklere her şahit olduğumuz da bir de tefekkürümüz olsun, beraber tanıyalım Sanatkârı ne dersiniz?

Bir günüm daha ahirini yaşarken satırlarımı siz değerli okurlarıma sunmak istedim, umarım mevsimin baharını birlikte yaşamışızdır. Yarın sizin de bildiğiniz üzere ‘’ANNELER GÜNÜ’’ ve ben ‘Mevsimi Bahar’ adlı yazımı, mukaddes insan, şu kâinatta eşi benzeri noksan olan, cennetin dahi onun ayakları altına serildiği, başta annem olmak üzere tüm annelerimize armağan etmek istiyorum;

Onlar mevsimi baharın bahçesinde açan en güzel güller,                                                                                    Onlar mevsimi baharın beraberin de getirdiği mucizevi esinti,

Onlar cennetin muştusu, onlar ki mevcudatı sarıp sarmalayan merhamet abidesi.

Cennetin muştusu olan Annelerimizin ellerinden öper, ANNELER GÜNÜNÜ kutlarım…

 

 

EMİRDAĞLILAR VAKFINDAN ANNELERE ANLAMLI HEDİYE

emzirme bağış

 

Anneler Günü dolayısıyla, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Polikliniği ve Kadın Doğum Polikliniği katında binlerce annenin ihtiyacını karşılayacak Emzirme Odası, Emirdağlılar Vakfı tarafından Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağışlandı.emzirme bağış.jpg1

Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimliği’nden gelen talep üzerine, Emirdağlılar Vakfı annelerin Tıp Fakültesi’nde,  lokasyon olarak çok ihtiyaç duyduğu Kadın Doğum ve Çocuk Polikliniklerinin bulunduğu katta bulunan odayı, zemin döşemesinden, asma tavan ve ışıklandırmasına, duvar kağıdından, oturma guruplarına, alt değiştirme üniteleri ve sıcak, soğuk su elde edebilecekleri ekipmanlar, lavoba vb. tüm detayları ile üniversite hocalarının yönlendirmesi doğrultusunda eksiksiz ve ferah bir emzirme odasını tamamlayarak Anneler Günü gibi çok anlamlı olan bu günde emziren annelere armağan etti.

Emzirme odası bağış töreninde, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, doktorlar ve hastane yöneticileri, Emirdağlılar Vakfı Başkanı Murat Kahya, Yönetim Kurulu üyeleri ve Kadın kurulu yönetimi bulundu.emzirme bağış.jpg2

Bağış töreninde Başhekim Yardımcısı Kartal şöyle konuştu; “ Şu anda burada bir hastane bağışlamış olsaydınız bu kadar anlamlı olmazdı çünkü bazı noktalar vardır ki çok büyük ihtiyacı karşılar. Siz de böyle hassas bir dokunuşla çok önemli bir ihtiyaca cevap verdiniz. Bu hassasiyetinizden ve başından sonuna titizlikle yaklaşıp, özenerek hazırladığınız bu emzirme odası ile binlerce kadına hizmet etmiş olduğunuz için bu konuda hastanemizi güçlendirdiğiniz için teşekkür ederim.” Dedi.

Emirdağlılar Vakfı Başkanı Kâhya; vakfımızın ellerinden öptüğümüz annelerimizin ihtiyacı olduğunu öğrendiğimiz Tıp Fakültesi’nde böylesine önemli bir lokasyonda bize gelen talebi en iyi şekilde sonuçlandırarak teslim ettiğimiz için biz de çok mutlu olduk. Anneler her şeyin en iyisi layıktır. Biz vâkıfı olarak karınca kararınca elimizden geleni yaptık. Bu çalışmamız diğer vakıf ve derneklere örnek teşkil edecektir. Buradan hareketle annelerin emzirme konusunda yer sorununun çözümünün giderek Eskişehir genelinde yaygınlaşacağı düşüncesindeyiz.

Bağış töreni, Emirdağlılar Vakfı Kadın Kurulu Yönetimi Başkanı Elif Bağcı anneler günü dolayısıyla” şöyle konuştu; “ Her şey bir kadınla başlar, yani ANNELERLE… Hayatın ve ailenin temelini kadın oluşturur. Anneler ne kadar seviyeli, donanımlı ve güçlü ise aile bireyleri de öyle gelişir.

Böylesi ailelerin oluşturduğu topluluklarda eğitim, sağlık ve refah düzeyi yüksek özgür bireylerden oluşur. Başta şehit ve gazi annelerimiz olmak üzere bütün kadınlarımızın toplum tarafından gereken saygı ve desteği görmesi dileğiyle anneler gününüzü kutlar saygı ve sevgiyle esenlikler dilerim” dedi.

Haber Yayın: Yusuf Ünel

 

HİCRȂNLA AĞLAYAN ANNEYE, CAN FEDA!

11elifkocaNakış nakış ,ilmek ilmek işlenmiş tecelligȃhın en güzel abidesine selam olsun!

Selam olsun mevcȗdȃtta eşi benzeri olmayan o Yüce Ruha …

Hiçbir orkestra şefinin yönetemediği mȗsȋkȋ idi, inleyen ney misali.

Anlatılamayan, cümlelerin,sözlerin kifayetsiz kaldığı Yüce Ruh,

Kelȃmım yetersizdir lakin Rabbimin tecellisine tefekkür etmektir ümidim,

İbadetin bin yıla bedel olduğu …

Cenneti uzaklarda aramak yakışmaz bize,

Cennet annelerin ayakları altında seriliyken.

Hicrȃnla ağlayan anneye, can feda! Şefkat abidesi, ona tebessüm etmek yakışır.

Asıl ağlamanın ne demek olduğunu,

Usulca ağlayan, göz yaşlarını yüreğine akıtan annede gördüm ben.

Onu anlamak ne kadar da zordur…

Gözlerinin ışıltısıyla gönül sofrasına davet ettiği,

Şefkatiyle sarmalamasındaki huzur, cennetin yansıması misali adeta.

Lezzetleri çeşit çeşit olan gönül sofrasında nasipsiz olmak,

Bir bebeğin anne sütünden nasibini almaması gibi bir şey olsa gerek.

Ruhunun nağmelerine her şahit olduğumda,

Ruhum peltekleşir benim ve öylece kalakalırım.

Onun ufkuna erişemedim ya, içinde olmadığım gibi

Belki hicrȃnım, belki de ızdırabım eksiktir bilemem.

Ama şunun çok iyi farkındayım, bence sizler de farkındasınızdır,

Anlayabilirdim belki de,

Cennet bir gün benim de ayaklarımın altına serildiği vakit …

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Anneler Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, tüm annelerin anneler gününü kutladı

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, tüm annelerin Anneler Günü’nü kutlayarak, Anneler Günü’nde Eski Vali Konağı’nın Kadın Merkezi olarak hizmete kazandıracaklarını söyledi.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Anneler Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, tüm annelerin anneler gününü kutladı.

anneler günü.jpg1Anne sevgisinin dünyadaki her şeyden üstün olduğunu ifade eden Başkan Gürkan, “Bir çocuğu doğduğu ilk günden itibaren fiziksel ve ruhsal sağlığı için her türlü fedakarlığı gösteren; çocukları geleceğe hazırlayarak, bir bireyi topluma ve vatana kazandırmak için sonsuz bir mücadele veren annelerimizin kıymetini sadece bir gün değil her gün bilmeliyiz. Annelerimiz sevginin en büyük kaynağı, hoşgörünün ve karşılıksız emeğin simgesidir” diye konuştu.

Annelerin Türk toplumunda çok özel bir yeri olduğuna vurgu yapan Başkan Gürkan, “Yalnızca gereksinim duyduklarında değil, her zaman yanlarında olarak, onlara duyduğumuz sevgiyi göstermek; bizlere verdiği emekten dolayı onlara teşekkür etmek; onlardan öğrendiğimiz sevgiyi, özveriyi, hoşgörüyü, gelenek ve görenekleri gelecek nesillere aktarmak hepimizin birincil görevidir” ifadelerine yer verdi.

Anneler Günü’nde Edirne’ye 3. Kadın Merkezi’nin kazandırılacağını anlatan Gürkan, “Zübeyde Hanım Kadın Lokali ve Özgecan Kadın Lokali’nin ardından 3. kadın merkezimizi bir süre önce tapusu Edirne Belediyesi’ne geçen Eski Vali Konağı’na kazandırıyoruz. 3. kadın merkezimizin adını Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın milletvekillerinden biri olan ve Edirne’nin de ilk kadın milletvekili Dr. Fatma Şakir Memik’in ismini verdik. Süslemeleriyle, kalem işlemeleriyle, mahzeniyle, hamamıyla, bahçesiyle Edirne’nin en güzel mimarilerinden biri olan Eski Vali Konağı’nı 8 Mayıs 2016 Saat: 14.00’de Dr. Fatma Şakir Memik Kadın Merkezi olarak hizmete sunacağız. 3. Kadın Merkezi’nin açılışına tüm annelerimizi ve kadınlarımızı bekliyoruz” dedi

DR. FATMA ŞAKİR MEMİK KİMDİR

1903’te Safranbolu’nun Akviran köyünde doğmuştur. İlköğrenimine Safranbolu’da başlayan Memik, 8 yaşında babasıyla birlikte İstanbul’a yerleşmiştir. Burada Bayezid’deki İnâs Numune Mektebi’nde ve Bezmiâlem Valide Sultan Mektebi’nde eğitim görmüştür. 1923 yılında liseyi bitirerek İstanbul Dârülfünu’na girmiş ve 1929’da Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun olmuştur. 1929-1931 yılları arasında Vakıf Gureba Hastanesi’nde dahiliye ihtisası yapmıştır. 31 Ocak 1932-6 Ekim 1932 tarihleri arasında Heybeliada Sanatoryumu’nda asistanlık yapmıştır. 9 Ekim 1932’de Gureba Hastanesi asistanlığına geçmiştir. Ancak 1 Haziran 1933’te buradan ayrılmıştır. 1934 yılında Gureba Hastanesi’ndeki imtihanı geçerek dahiliye uzmanı olduktan sonra 1935’te Gureba Hastanesi poliklinik şefi olmuştur. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Fırkası Eminönü Kaza Merkezi Heyeti idare asil üyesi ve vilayet merkezi yedek üyeliğinde de bulunmuştur. 1931 yılından itibaren Topkapı Fukaraperver Heyeti idari üyesi ve bu kuruluşun fahrî doktorluğu görevini de işinden arta kalan zamanlarda yapmıştır.

Fatma Memik, 8 Şubat 1935 (Kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM 5. Dönem )seçimlerinde V. dönem Edirne milletvekili olarak TBMM’ye girmiştir. VI. ve VII. dönemlerde de Edirne’den milletvekilliğine seçilen Memik, milletvekilliğinin yanı sıra hayır işlerinde ve kültürel faaliyetlerde de yer almıştır. İstanbul’da ismi “para almayan doktor, fakirlerin anası doktor” diye çıkmıştır.anneler günü

1947-1949 yılları arasında Ankara Numune Hastanesi dahiliye uzmanlığı, 1950-51 yıllarında İstanbul İşçi Sigortaları Beşiktaş Dispanseri dahiliye uzmanlığı görevlerinde bulunmuştur. 1951’den 1968’e kadar Şişli Çocuk Hastanesi dahiliye poliklinik şefliği görevini yürütmüş ve 1968’de emekliye ayrılmıştır. Fransızca bilen Memik, 9 Şubat 1991’de vefat etmiştir.