Etiket arşivi: Amiral

İNGİLİZ GÖZÜYLE ‘MİLLÎ MÜCADELE’MİZ – 5

 

 

süleyman pekinİngilizlerin baskısıyla Mart ayı başında Millîci kabul edilen Ali Rıza Paşa Hükümeti istifa etmiş ve yerine Salih Paşa Kabinesi kurulmuş, İngiliz-Fransız-İtalyan Yüksek Komiserlerinin onayıyla 16 Mart 1920’de İstanbul resmî olarak işgal edilmişti. Türk komutanlar işgale sert tepki göstermiş, Edirne’deki Cafer Tayyar Paşa ise Edirne’nin kontrolünü üzerine aldığını ve iletişimi keserek artık İstanbul’dan emir almayacağını ilân etmiştir.

İngilizler gitgide daha da sertleşerek Millî Hareket’i açıkça reddetmeye karşı çıkan Salih Paşa Hükümetini istifaya zorlamışlar ve tekrar Damat Ferit Paşa’nın başa gelmesini sağlamışlardı. Milliyetçilere düşmanlıkta İngilizlerin çok önünde olan Damat Ferit, hem İngiliz Yüksek Komiserliği’nden Millî Hareket’in bastırılması için yardım istemiş hem de İngilizlerin açılmasını pek istemedikleri ve Ahd-ı Millî (Misak-ı Millî) gibi onurlu bir karar alan Mebusân Meclisi’ni 12 Nisan 1920 itibariyle feshetmiştir.

Kitabın dördüncü bölümü 23 Nisan’da, Ankara’da, Mustafa Kemal’in Başkanlığında toplanan 174 üyeli Milliyetçi Meclis (TBMM) ve onun içinden seçilen 9 kişilik Yürütme Kurulu (Heyet-i Temsiliye) kararlarının değerlendirilmesiyle başlıyor. İngilizler “Kurulan bu Geçici Hükümet gerçekte bir cumhuriyettir” tespitini yapmaktalar. Milliyetçilerin iç bölgelere günlük haber bültenlerini yayan bir acente (Anadolu Ajansı) kurduklarını ve Güney Cephesi’nde Fransızlara karşı direnişleri nedeniyle Fransız Yüksek Komiserliği’nin Mustafa Kemal Paşa ile anlaşma yolları aradığını da raporlandırmaktalar.

Damat Ferit’in Paris Konferansı’na barış şartlarının değiştirilmesi yada gevşetilmesi önerileriyle gittiği halde büyük bir başarısızlıkla dönmesini tafsilatlarıyla aktaran İngiliz Yüksek Komiserliği, O’nun Mustafa Kemal’e saldırmak için 10-15 bin kişilik bir ordu oluşturma yada Kürtlerin kullanılmasını sağlama tekliflerini tek tek incelemektedir. Fakat İngiliz Dışişleri Bakanlığı Damat Ferit’in önerilerinden çok Yunan Ordusu’nun ilerleme hareketine güvenmektedir.

Dördüncü bölümün 7’nci konusu “İngilizlerin İzmit ve Çevresini Kontrol Altında Tutma Çabaları”. Kitapta çok sık geçen İzmit, İngilizler için İstanbul’dan sonra en önemli stratejik bölgeydi. Hem İstanbul Boğazı’nın kontrolü hem de Millî Hareket’e katılımda mühim bir üs olarak gördükleri İzmit’i bir tümenle işgal eden İngilizler, bu kentte üst komuta kademesinden kayıplar verseler de buranın Milliyetçilerin kontrolüne girmemesi için yeni tedbirler almaya devam edeceklerini notlandırmaktadırlar.

Yunanlılara yol veren İngilizler, onların Edirne ve Bursa’nın işgali sırasında yaptıkları rezaletlere kızıyor görünüyorlar ve Amiral Robeck’in ağzıyla Yunanlıların Anadolu’ya çıkmasına muhalefet eden Fransızların şimdi yön değiştirerek Yunan ilerlemesini şiddetle desteklemeye durmasını ikiyüzlülük gibi görüyor olsalar da kendileri eskiden beri bu minvalde politika geliştirmekteler. Bu fasılda artık Yunan ilerlemesine şiddetle karşı çıkmaktadırlar.

Bu bölümdeki en ilginç kısımlardan biri İngiliz Yüksek Komiseri Robeck’in Sultan Vahdettin’le birebir görüşmesi hakkında tutulan kayıtlardır. Burada hem Sultan’ın fizikî ve aklî durumu değerlendirilmekte hem de konuşmalarının yorumlanması yapılmaktadır. Vahdettin; bir yandan ülkeyi felâkete sürükleyen Millîcilerin Türk olmayan kişilerden oluştuğunu ve tek tek araştırılması durumunda bu gerçeğin açığa çıkacağını iddia etmekte, bir yandan öz Türklerin İngiltere ile dostluğa her şeyden çok değer verdiğini ve bunun daimî olması gerektiğinin altını çizmekte, öbür yandan kendi ülkesinde insanlardan uzak biri haline geldiğini ve kimseyi tanıyamadığını Robeck’e itiraf ederek evvelki söyledikleriyle tenakuza düşmektedir.

1920 Eylül ayı sonunda İngiliz Yüksek Komiserliği Baştercümanı Mr. Ryan tarafından memorandumda da ilginç analizler yer almaktadır. Türkiye’deki tarafları 6 maddede sıralayan Ryan; İstanbul Hükümeti’nin tükenmişliğini, Anadolu’daki Milliyetçilerin hesapsızlığını, çıkarcı Yunan politikasını, sorunlardan bezmiş İngiliz Hükümeti’ni, iki yapılı Fransız Hükümeti’ni ve herkesle iyi geçinme görüntüsü veren İtalyanları detaylı bir şekilde irdelemektedir. Kürtlerin de Türkler gibi hareket ettiklerini ve Kürt Bölgelerinde kurulabilecek bir Ermeni Devletine karşı Milliyetçilerle birlikte reaksiyon verdiklerini ilave etmektedir.

Amerika’ya ulaşan ilk kâşif kimdi?

Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde İzlenime sunulan Altın Çağ’da Bilim Sergisi, dünyanın keşfinde Müslüman kâşiflerin ne kadar ileri olduklarını gözler önüne seriyor.

BTM Exhibit tarafından yerli imkânlarla üretilen sergide Kristof Kolomb’dan 100 yıl önce Amerika kıtasına ayak basan, Çinli Müslüman Amiral Zheng He’in devasa hazine gemisinin maketi de yer alıyor.

kasifBüyükşehir Belediyesi’nin vizyon projelerinden biri olan Bursa Bilim Teknoloji Merkezi’nde (BTM) ziyarete açılan Altın Çağ’da Bilim Sergisi, bilim meraklılarını İslam Medeniyeti’nin altın çağında yüzyıllar öncesinden geçmişe götürürken, keşif ve icatlar alanında tarihi yeniden sorgulatıyor.kasif1

BTM Exhibit tarafından tamamen yeli imkânlarla üretilen ve Müslüman bilim adamlarının 800 ila 1600 yılları arasında hayata geçirdikleri icat ve keşiflerin uygulamalı olarak aktarıldığı gezici serginin kâşifler alanında yer alan bir gemi maketi de en çok ilgi çeken materyallerin başında geliyor. Sergide yer alan maket, Çinli Müslüman Amiral Zheng He’nin 56 metre genişliğinde, 136 metre uzunluğundaki hazine gemisinin orijinal halinin küçültülmüş kopyası. Kristof Kolomb’dan yüz yıl önce, Yeni Dünya’nın kapısını aralayan ve Amerika Kıtası’na ilk ayak basan kişi olarak son yüzyıl resmi tarihinde de kabul gören, Çinli Hacı Mahmud Şemseddin (Zheng He)’nin hazine gemisinin aslına uygun maketi, dünyanın keşfinde Müslüman kâşiflerin ne kadar ileri olduklarını gözler önüne seren somut bir kanıt.
Sergide Amerika’ya ilk ulaşan kâşif olan Müslüman Amiral Zheng He’nin devasa hazine gemisinin maketi ile İspanya’nın Katolik Kralları himayesinde Atlas Okyanusu’nu aşan dört sefer yapan Cenovalı kâşif Kristof Kolomb’un keşif gemisinin maketi, aynı camekân içinde sergileniyor. Zheng He’nin Cenovalı Kaşif’ten 100 yıl önce dünyayı turladığı hazine gemisinin Kolomb’un gemisinden 10 kat daha büyük olması da dikkat çeken bir diğer ayrıntı.kasif2

Görsel şölen
Çinli Müslüman Amiral Zheng He’nin ailesi ile birlikte yaşadığı evinin de içinde bulunduğu gemisinin, 450 kişilik mürettebatını denizci, asker, usta, kâşif ve bilim adamları oluştururdu. Her gittiği kültürden farklı hayvanları geminin içinde toplayarak dev bir koloni oluşturan Müslüman kâşif, gemisinin önemli bir kısmında ise tarım ürünlerinin yetişmesini sağlardı. Sadece Amerika kıtasını keşfetmekle kalmayan Zheng, denizaşırı yaptığı seyahatler ile dünya üzerinde ciddi toplumsal değişikliklerin de mimarı oldu. Endonezya ve Malezya’da Müslümanlığın yayılmasında öncü rol oynayan Müslüman amiralin, ilk denizaşırı seyahate çıktığı 11 Temmuz günü Çin’de ‘Denizcilik Günü’ olarak kutlanıyor. Bursa Bilim Teknoloji Merkezi’nde Altın Çağ’da Bilim Sergisi’nde izlenime sunulan Müslüman Amiralin hazine gemisinin maketi ise tüm güzelliğiyle ile göz kamaştırıyor.