Türk gayrimenkul sektöründe lider konumda olan üç STK’nın başkanı ve KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Hakan Gedikli ile bir araya geldi. Temsilciler yeni bir kampanya için güç birliği yaptılar…
Gayrimenkul sektörüne yön veren üç STK’larından Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin, İstanbul İnşaatçılar Derneği’nin (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım ve Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği’nin (KONUTDER) Başkanı Altan Elmas, ve KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım dün Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Genel Müdürü Hakan Gedikli ile bir araya geldi. Bu buluşmada sonbaharda yeni bir satış kampanyasının planı yapıldı. Bu yıl ikinci kez gerçekleştirilecek güç birliği kampanyası faiz ve kur baskısına rağmen tüketiciler için birçok avantajı barındıracak.
Eylül planlanıyor
Yeni Akit Gazetesi’nden Mehmet Canıtatlı’nın haberine göre; sektör temsilcileri indirim kampanyasındaki başarılarını vergi ve harç avantajlarının sona ereceği 31 Ekim’den önce tekrarlamak için kolları sıvadı. Üç başkan KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım’ın desteğini de aldı.
Cazip seçenekler
Toplantıda vatandaşlara ulaşabilir rakam ve farklı seçeneklerle konut satışını nasıl yapabilecekleri konusu değerlendirildi. Sektör temsilcileri, eylül ve ekim aylarını kapsayacak 60 günlük bir kampanya modeli üzerinde duruyor
Fiyatlar artmadan son fırsat
Sektör temsilcileri döviz kurunda yaşanan yükselişle birlikte artan maliyetlerin birçok projeyi etkilediğini söyledi. Temsilciler, “Bu dönem konut alanlar kazançlı çıkacak. Ev sahibi olmak isteyenler planlanan eylül-ekim fırsatlarını değerlendirmelidir. Çünkü yeni başlayacak projelerde bu fiyatlarla satış yapmak mümkün olmayacak. Kampanyanın vergi ve harç avantajı bitmeden yapılacak olması önemli” mesajını verdi.
Şubat ayında EBRD 2018 Edebiyat Ödülleri’nin kısa listesi açıklanmıştı ve hemen ardından listedeki son üç isim belirlenmişti. Finale kalan üç isim Boris Akunin (Rusya), Daša Drndić(Hırvatistan) ve Burhan Sönmez (Türkiye) olmuştu.
Dün akşam Londra’da gerçekleşen, British Council ve Londra Kitap Fuarı ile ortaklaşa başlatılan 2018 EBRD Edebiyat Ödülü sahibini buldu. Kalem Ajans‘ın temsil ettiği 30’dan fazla dile çevrilen İstanbul İstanbul romanıyla ödülün sahibi Burhan Sönmez oldu!
Jüri koltuğunda yer alan Rosie Goldsmith, “İstanbul İstanbul, derin insanlığı ve zarif kurgusuyla hayat dolu bir roman. Burhan Sönmez bu büyük yeni ödülü en iyi şekilde hak eden büyük bir yazar. Evet, roman Türkiye’de bir hapishanede geçse de onu sınırlandıran hiçbir şey yok ve bir taraf da tutmuyor. Bu bizim de hikayemiz. Dört kahraman, zulmün dünyasında iyiliği ve güzelliği bulma arayışındalar. Kusurları ve tuhaflıkları olan tümüyle gerçek karakterlerle çevrelenmiş, bizi şiddet ve işkenceyle değil, aralarındaki sohbet ve mizahla sürüklüyorlar. Muazzam mütevaziliğiyle Burhan Sönmez, edebiyat arkadaşı ve önemli bir çevirmen olan Ümit Hussein’le birlikte ödüle değer tutkulu ve şiirsel bir roman ortaya çıkarmışlar,” diyerek Burhan Sönmez’i ve Ümit Hussein’i tebrik etti.
Kalem Ajans ekibi olarak, yazarımız Burhan Sönmez’i ve eşsiz çevirisi ile Ümit Hussein’i tüm içtenliğimizle tebrik ederiz.
Burhan Sönmez 1965 yılında Haymana’da doğdu. İlk ve orta eğitimini Polatlı’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir süre avukatlık yaptı. Çeşitli gazete ve dergilerde kültür ve siyaset üzerine yazılar yazdı. Uzun yıllar politik nedenlerle ve sağlık sorunlarından dolayı yurt dışında (Britanya) kaldı. İlk romanı Kuzey, 2009; ikinci romanı Masumlar, 2011 yılında yayımlandı. İstanbul İstanbul, Burhan Sönmez’in üçüncü romanıdır (2015). Masumlar, 2011 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü ve aynı yıl İzmir St. Joseph En İyi Roman Ödülü’nü aldı. Bir Dersim Hikâyesi (Metis, 2012), Bana Adını Söyle (YKY, 2014) ve Gezi (Almanca, Binooki,n2014) öykü derlemelerine birer öyküyle katılan Burhan Sönmez, Bursa Yazın ve Sanat Derneği tarafından verilen 2015 yılı Öykü Onur Ödülü’nün de sahibi oldu. Uluslararası PEN bünyesindeki ‘Writers Circle’ın kurucularındandır. 2016 yılından beri Uluslararası-PEN yönetim kurulunda yer almaktadır. ODTÜ’de Edebiyat Kuramı ve Roman üzerine ders vermektedir.
Ümit Hussein, Kıbrıslıdır. Türkçe çevirmenlik ve tercümanlık yapmaktadır. Nevin Halıcı, Mehmet Yasin, Ahmet Altan olmak üzere birçok yazarın kitaplarını çevirmiştir.
Burhan Sönmez – İstanbul İstanbul
“Bir çocuk karanlığa kalmış ve dar sokaklarda yönünü şaşırmışsa orası İstanbul’dur. Eski sevgilisini bulmak için maceraya atılan gencin, siyah tilki kürkünün peşine düşen avcının, fırtınada sürüklenen geminin, dünyayı bir elmas gibi avucuna almak isteyen prensin, boyun eğmemeye yeminli son isyancının, şarkıcılık hayaliyle evden kaçan kızın, para babalarının, hırsızların ve şairlerin vardığı kent İstanbul’dur. Her hikâye burayı anlatır.”
Yerin üç kat altında, küçücük bir hücrede kalan dört adamın hikâyesi bu. İşkence altında günler geçerken, en azından psikolojik baskıyı azaltmak için birbirlerine İstanbullu hikâyeler anlatıyorlar. Onlar için sadece geçmiş ve gelecek var, şimdiki zamanı unutmak, en azından akıllarını yitirmemek için birbirlerine ve İstanbul’a sığınıyorlar. İstanbul İstanbul politik gibi gözükse de bize sevgiyi anlatıyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyeleri arasında bulunan ve 74 ülkede faaliyet gösteren 600’ü aşkın uluslararası sermayeli firmayı bugün Başbakan Binali Yıldırım ile buluşturdu. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen “Türkiye’ye Güvenenler, Türkiye’de Üretenler” konulu toplantıya, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de katıldı. Uzun yıllardır Türkiye’de faaliyet gösteren, üretim yaparak ve istihdam yaratarak ekonominin kalkınmasına katkıda bulunan gıda, otomotiv, kimya, makine gibi sektörlerden uluslararası sermayeli İSO Üyesi 600’ü aşkın şirket yöneticisinin hazır bulunduğu toplantıda İSO Meslek Komitesi Üyeleri de yer aldı.
Toplantıya katılarak birer konuşma yapan Siemens Sanayi ve Ticaret Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Unilever Sanayi ve Ticaret Türk A.Ş. Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya Hukuktan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Saraç, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Ford Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, Good Year Lastikleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mahmut Sarıoğlu, ABB Elektrik Sanayi Murahhas Üye Sami Sevinç, BASF Türk Kimya Sanayi ve Ticaret CEO’su Buğra Kavuncu, Sandoz / Novartis Türkiye ve Orta Doğu Bölgesi Başkanı Dr. Altan Demirdere, Procter & Gamble Tüketim Malları Sanayi Türkiye ve Kafkaslar Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu ve Nestle Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu, Türkiye’ye güvendiklerini, yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata devam edeceklerini söyledi.
Ankara’da devam etmekte olan bir dizi resmi temasları nedeniyle toplantıya video konferans ile katılan Başbakan Binali Yıldırım aynı zamanda tüm Türkiye’de yayınlanan konuşmasına bu toplantıyı düzenlediği için İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’a teşekkür etti. İş dünyasına “Demokrasimiz de ekonomimiz de sapasağlam ayaktadır” mesajını verdi.
Başbakan Binali Yıldırım şunları söyledi:
“Toplantıda çok kapsamlı uzun bir değerlendirme yaptınız. Sorunları Türkiye’nin sanayi ile ilgili ekonomi ile ilgili gelecek vizyonunu değerlendirme fırsatı buldunuz. Sanayi sektörü Türkiye’nin lokomotifidir. Sizler istihdam oluşturuyorsunuz. Ülkemizin değerine değer katıyorsunuz. Size yapılan her türlü destek fazlasıyla yerini buluyor. Sanayi meşakkatli bir iş. İmalat imkanının gittikçe zorlaştığı şartlarda böyle bir işe talip olmak bir sevda işidir. Bir işin ürününü gördüğünüz zaman çektiğiniz bütün sıkıntıları unutursunuz. 2023 hedeflerini taşıyacak bir sektör olarak sanayi sektörünü görüyorum. Sanayi sektöründe sanayi 4.0’a geçiş sürecini de ıskalamamak gerekir. 2023 hedefleri yakalamak istiyorsak sanayi devrimini bilişim ve teknoloji ile birlikte düşünmek gerekiyor.
Sürekli bu darbe ile yaşamamız asla doğru değildir. Bizim önümüzde çok iddialı hedeflerimiz var. 2023’e çok az bir zaman kaldı. Artık kaybedecek bir günümüz yoktur. Ekonomik kazanımların korunması demokratik kazanımların korunmasına bağlıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin demokrasisine saldıranlar aynı zamanda Türkiye’nin ekmeğine aşına saldırmıştır. Darbeciler Türkiye’nin ekonomimizi sarsmamıştır. Bugün demokrasimiz de ekonomimiz de sapasağlam ayaktadır. Türkiye’nin yatırım ortamını geliştirmek için adımlarımızı atıyoruz.
Turkuaz kart ve yeşil pasaport için çalışmalar yapıyoruz. Kare kodlu çek ve çeki ödemeyenler için yeni baştan düzenleme yapıyoruz. Hükümet olarak gerçek ekonominin hep yanında olacağız. Ekonomimizin gelişmesi için yeni istihdam alanlarının oluşması için gereken her çalışmayı yapacağız. Ayrıca geçmişteki borçlarınız için yeniden kolaylık getirilerek taksitlendirilmesine varıncaya kadar birçok kolaylığı hayata geçirdik ve geçirmeye devam edeceğiz. Aranızda yıllardır Türkiye’de yatırım yapan küresel yatırımcılar var. Türkiye’nin gerçekleri ile Türkiye’nin dışarıdaki algısı ne yazık ki olduğundan farklıdır. Bu FETÖ’nün bir marifetidir. Sanki Türkiye’de istikrarsızlık var. Türkiye gibi bir hukuk devletinin maalesef göz ardı edilmesi Türkiye’ye yapılan bir haksızlıktır. Sizlere gerçek Türkiye’yi anlatmak için görev düşmektedir. İSO’nun önderliğinde düzenlenen ve 500’den fazla firmayı buluşturan toplantı için İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’a teşekkür ediyorum. Toplantınızın hayırlı olmasını diliyorum.”
Toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, paralel yapı olarak bilinen FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren İSO olarak tereddütsüz bir şekilde demokrasinin, milli iradenin ve seçilmiş Hükümetin yanında olduklarını hatırlattı. Bahçıvan, iş dünyasının lider kuruluşlarından biri olarak, darbe girişimini ilk andan itibaren gerek ortak bildiriler gerek Yenikapı’da düzenlenen Şehitler ve Demokrasi mitingine aktif katılım gerekse üyelerin yurtdışındaki 18 bini aşkın paydaşına mektup gönderme gibi yöntemlerle güçlü bir şekilde kınadıklarını ifade etti. Bu çabaların bir devamı olarak uzun yıllardır Türkiye ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlayan uluslararası sermayeli, köklü ve alanında isim yapan İSO Üyesi firmaları Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlar ile bir araya getirdiklerini söyleyen Bahçıvan, “Yıllardır Türkiye’ye güvenen ve Türkiye’de üretim yapan yatırımcıların bu toplantıda bulunması, ülkemizin geleceğine duyulan güvenin en güzel örneğini ortaya koyuyor. Bugün burada birlikte yaşadığımız, aslında Türkiye’ye güvenenlerin, Türkiye’de Üretenlerin hikayesidir. Bu, üretim çarkını dostça, kardeşçe, elbirliğiyle çeviren hepimizin hikayesidir. İSO bünyesindeki yerli ve yabancı sermayeli 18 bin üyemiz, bilgilerini, tecrübelerini ve vizyonlarını bir sinerji yaratacak şekilde bugüne kadar gerek müşterek olarak ve gerekse ferdi olarak ülkemizin kalkınması için seferber etmişlerdir” dedi.
Türkiye ekonomisine inancınızı dünya kamuoyu ile paylaşın
Toplantıya katılan yabancı sermayeli firmalara seslenen Bahçıvan, “Türkiye için çok önemli ve değerli olan içinde bulunduğumuz bu süreç, yurt dışındaki dostlarımız tarafından yeterli ve sağlıklı bir şekilde tahlil edilemiyor. Böyle bir zamanda doğru bilgi, büyük bir role ve öneme sahip. Sağlıklı ve kalıcı ilişkilerimize zarar verebilecek bu bilgi kirliliği karşısında sizlerin bizlerle el ele vermesi son derece önemli. Türkiye’de yaşanan gerçekleri ve ekonomimize olan inancınızı, ülkenizle ve dünya kamuoyuyla paylaşmanız, kuşkusuz bizler için en anlamlı ve güçlü destek olacaktır. Nitekim sizler ve temsil ettiğiniz firmalarınız, Türkiye’nin çok kıymetli elçileri, ortakları, dostlarısınız. Ülkemiz koşullarını tanıyan, gelişmeleri yıllardan beri yakından izleyen ve değerlendirebilen konumlarda bulunuyorsunuz. Uluslararası temas ve işbirliklerine her zamankinden çok nitelik ve nicelik kazandırmamız gerekiyor” dedi.
Türkiye Varlık Fonu ve BES, ekonomiye ivme katacak
Bahçıvan, İSO olarak uzun zamandır dile getirdikleri ve Hükümetin gündeminde olan “fonların fonu” niteliğindeki Türkiye Varlık Fonu’nun oluşturulmasına ilişkin olarak “Hem mega projelere finansman temin edecek, hem de piyasalarda dalgalanmaları önleyecek Türkiye Varlık Fonu, ekonomimize büyük bir ivme kazandıracaktır” dedi.
Türkiye ekonomisinin geçmişten gelen en önemli sorunlarından birisinin tasarrufların yeterli düzeyde olmayışı olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “Bireysel Emeklilik Sistemi’nin zorunlu hale getirilmesinin hem ekonomimiz hem de çalışanlarımız için yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Hükümetin attığı bir başka önemli adım da yurt dışındaki ve yurt içindeki varlıkların ekonomiye kazandırılması amacıyla hazırlığı devam eden Varlık Barışı’dır. Bu düzenleme bir yandan önemli bir kaynak oluşturacak, diğer yandan da kayıtlı ekonomimizin büyümesini sağlayacak. Hükümetin gündeminde olan yatırımcıların sadece taşınmazlarını değil, aynı zamanda taşınır mallarını bankalara teminat olarak gösterebilmesi konusu da sanayiciler için çok önemli ve büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu düzenleme özellikle KOBİ’leri rahatlatacaktır” dedi.
İSO olarak dile getirdikleri yeni nesil Kalkınma Bankacılığı modeli ve Eximbank’ın orta-uzun vadeli kredileri daha da artırarak, uygun faiz oranı ve kolay teminat koşulları ile kullandırması önerilerine Hükümetin olumlu cevap verdiğinin altını çizen Bahçıvan, “Sayın Başbakanımız geçen temmuz ayının başında Kalkınma Bankasının işler hale getirilerek yatırımcılarımıza daha iyi şartlarda kredi imkanı sağlanacağını ve Eximbank’ın kredi verme şartlarının kolaylaştırılacağını ifade etmişti. Bizleri umutlandıran bu iki önemli konuda atılacak adımları heyecanla bekliyoruz” dedi.
Toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise şöyle konuştu:
“Ekonomide bazı yapısal sorun alanlarımız var ama genel anlamda ekonomimizin temelleri sağlamdır. Bu temeller sağlam olmasaydı gerçekten Türkiye’nin bu süreci atlatması daha zor ve piyasaların durumu çok daha kötü olurdu. Bizim bir yapısal reform gündemimiz var. Çok kısa bir sürede bu gündeme döndük.
Katma değer üretimi için AR-GE yapmamız ve bir ekosistem oluşturmamız lazım. Bunun için teşvik paketi yaptık. Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırıyoruz. Patent kanunu Meclis’te. İnşallah muhalefet ile birlikte bu temel yasayı da geçiririz. AR-GE konusunda birçok adım atıldı. Şimdi AR-GE’nin ticarileşmesi için çalışmak gerekiyor. Bilirkişi tasarısı Meclis’te, yine İstanbul Tahkim Kurulu kuruldu.
Darbe girişiminden sonraki haftalarda tasarrufları hayata geçirecek çok önemli güncellemeleri yaptık. Türkiye’de yapısal reformlar olmazsa olmazımızdır. Türkiye batıdan kopmayacak, AB’den vazgeçmeyecektir. Türkiye çok büyük bir ekonomi, o nedenle Türkiye global normlarda sadece bir demokrasi değil aynı zamanda ekonomik sisteme de entegre olmuştur. Özetle hayat normale dönüyor. Bu süreci kısa bir sürede tamamlayacağız. Türkiye için reform yollarımızı belirledik. Türkiye olarak dünyadan kopmuyoruz, kendi içimize dönmüyoruz.”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise konuşmasında şöyle dedi:
“Sizlerin ve burada bulunmayan iş adamlarımızın yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın temsilcilerimizin gayretiyle Türkiye hakkında yaratılmak istenen olumsuz algının değişeceğine inanıyorum. Eğer 2023 hedeflerini oluşturmuşsak bunu sizleri düşünerek planladık. Bizim görevimiz sizin önünüzü açan bir hükümet olmaktır. Yatırım ve iş ortamının iyileşmesi için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu süreçte ekonomimizin temel taşlarını oluşturan oda ve borsalarımıza teşekkür ediyorum. Tüm sanayici ve iş adamlarımıza çok teşekkür ediyorum.”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de konuşmasında şunları dile getirdi:
“Türkiye’yi doğru anlatmakla ilgili dünyada bir seferberlik başladı. Biz de kendimizi anlatmayalım; biz içeriği üretelim dostlarımız bizi anlatsın. Bir dostumun dediği gibi ‘Türkiye artık güvenilir bir ortak ve üretim üssü haline geldi.’ Tüm yatırımcılarımıza diyorum ki: ‘Burası sizin ülkenizdir. Türk adını kullanmak Türkiye adını kullanmak en doğal hakkınızdır.’
Bütün sıkıntıların başında finansman var. Biliyorsunuz İSO geçtiğimiz ay Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasını yayımladı, ardından da İkinci 500’ü yayımladı. Araştırmanın ortaya çıkardığı üreticimizin üzerindeki faiz yükü Cumhurbaşkanımızı da kızdırdı. Biz bütün işimizi gücümüzü bırakmalı ve bu işin üzerinde durmalıyız. İnşallah önümüzdeki dönemde bankaların başlattığı yeni faiz rekabeti ekonomi yönetimi olarak da destekleyerek sürdürülebilir olmasını sağlayacağız. Ticaretimizi artırmak ile ilgili çalınmadık kapı bırakmayacağız. Firmalarla oturacağız. Liman yol ne lazımsa bunu devlet yapacak. Sizin ihtiyaç duyduğunuz ne varsa onları da konuşacağız.”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de şunları söyledi:
“Darbe girişiminin hemen öncesinde ve sonrasında reform niteliğindeki çabalarımıza inşallah bundan sonra da devam edeceğiz. İş ve yatırım ortamını düzenleyen iki başlık vardır: Bunlar ekonomi ve demokrasidir. Ekonomide ve demokraside bundan sonraki sürecin daha iyi ve daha kolay ve hızlı süreceği açıktır. Türkiye bugün dünyanın önemli üretim üslerinden biridir. Bugün Türkiye’yi yüksek teknoloji üssü yapmak istiyoruz. Bu alanlarda kendimizi geliştirebildiğimiz ölçüde gelir seviyemizi daha yukarı çekebiliriz.
AR-GE desteklerini yasalaştırdık. Tasarımı da bu kapsama aldık. Üzerinde çalışmakta olduğumuz üretim reform paketi ile yatırım ortamını daha da artıracağız. Mesela TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırmak için bir çalışma grubu oluşturduk. TÜBİTAK’ın reel sektöre daha etkin destekler vermesini sağlayacağız. Benzer şekilde 4. Sanayi devrimi için de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yapay zeka, otomasyon gibi teknolojiler için model ve mekanizmalar geliştiriyoruz. Yatırımcının önünü açmaya devam edeceğiz. Sizleri planladığınız yatırımları daha erkene çekmeye davet ediyorum.”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehdi Eker de şöyle konuştu:
“Türkiye demokrasiye insan haklarına milli iradeye sahip çıktı. Yani hukukun üstünlüğüne sahip çıktı ve darbenin karşısında durdu. Bu değerler aslında AB’nin üzerine inşa edilen değerler değil mi? Avrupa bir düşünce olarak bir felsefe olarak aslında bu değerleri dünyaya yaymıyor mu? Peki Türkiye demokrasi ve insan hakları ve hukukun üstünlüğü için mücadele edince nasıl oluyor da bu yanlış anlaşılıyor. Bunu medyadan ve Avrupalı siyasetçilerin beyanatlarından maalesef anlıyoruz. Bizim bu kirli enformasyonu temizlememiz lazım. Ben Sayın Erdal Bahçıvan’a ve İSO’ya çok teşekkür ediyorum. Türkiye’nin en büyük firmalarının temsilcilerinin burada bir irade beyanında bulunması çok önemli ve çok anlamlı.”
Baharı birbirinden renkli kültür-sanat etkinlikleriyle karşılayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Nisan ayını ünlü şair Ataol Behramoğlu’nun 50. sanat yılı kutlama programı ve iki konserle uğurluyor.
Nisan ayında çok sayıda konser, sergi ve etkinlikle İzmirliler’i buluşturan İzmir Büyükşehir Belediyesi, ayın son günlerinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde etnik müzik grubu olan Morgenland All Star Band ile İzmir Sanat’ta Tamer Temel Quarted grubu konserlerine ev sahipliği yapacak. Ünlü şair Ataol Behramloğlu’nun 50. sanat yılı da şairin katıldığı bir programla kutlanacak.
Ataol Behramoğlu’nun 50. sanat yılı kutlaması, 28 Nisan Salı günü akşamı, “İzmir Şiire Yakışıyor” isimli programla gerçekleştirilecek. İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde saat 19.00’da başlayacak etkinliğin sunuculuğunu Altan Gördüm ile Kıvılcım Erdem Karadayı üstlenirken, dostları Ünal Ersözlü, Hidayet Karakuş, Tuğrul Keskin, Namık Kuyumcu, Yılmaz Mızrak, ve Hüseyin Yurttaş Ataol Behramoğlu’nun şiirlerini okuyacak. Prof. Dr. Kemal Kocabaş, “Aydınlanmanın Sesi Ataol Behramoğlu” başlığı ile bir açılış konuşması yapacak. Şairin belgeselinin de yer alacağı programda Düş Gezginleri, Erhan Doğan, Sofia Nizharadze, Haluk Çetin, Evrim Keskin Özgülgen, Nilüfer Akdoğu, Nur Öymen Arslan ve Ece Özaktuğ, ünlü şairin şiirlerinden uyarlanan şarkıları seslendirecek. Halka açık ücretsiz etkinlik dünya şairlerinden mesajlarla son bulacak.
Aynı günde iki konser birden
29 Nisan Çarşamba akşamı İzmirli sanatseverler, Morgenland All Star Band grubu ile bir araya gelecek. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi Büyük Salon’daki konserde Perhat Khaliq, İbrahim Keivo ile Dima Orsho vokalde, Kinan Azmeh klarnette, Frederik Köster trompette, Salman Gambarov piyanoda, Moslem Rahal neyde, Ziya Güçkan kemanda, Rony Barak perküsyonda, Andreas Müler basta, Joachim Dölker davulda sahne alacak. Grupta farklı ülkelerden farklı tarzlara sahip sanatçılar, uzun yıllar unutulmayacak bir etnik müzik ziyafeti verecek. Saat 20.00’deki konserin biletleri tam 15, öğrenci ise 7.5 TL.
Aynı akşam saat 20.30’da ise İzmir Sanat’ta da Tamer Temel Quarted grubunun konseri gerçekleşecek. Saksafonda Tamer Temel, piyanoda Serkan Özyılmaz, Davulda Cem Aksel, kontrbasta Matt Hall müzikseverlerle buluşacak. Konserin biletleri 1 TL’den satışa sunuluyor. AASSM ve İzmir Sanat konserlerinin biletleri www.aassm.org.tr ile www.izmir.bel.tr/Kultursanat adreslerinden ya da AASSM, İzmir Sanat ve İsmet İnönü Sanat Merkezleri’nden temin edilebilecek.