Etiket arşivi: Ağı

TOPRAK VE DOĞA SAVUNUCULUĞU’NDA FARK YARATAN İL EDİRNE!

 

 

_MG_2597TEMA Vakfı Saha Koordinasyon Toplantısı İstanbul’da yapıldı

TEMA Vakfı Saha Koordinasyon Toplantısı “Umut Yeşertiyoruz” temasıyla 03 -06 Ağustos 2017   tarihleri arasında Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleşti.

 

TEMA Vakfı Saha Koordinasyon Toplantısı İstanbul’da yapıldı

TEMA Vakfı Saha Koordinasyon Toplantısı “Umut Yeşertiyoruz” temasıyla 03 -06 Ağusto017   tarihleri arasında Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleşti. TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin ÇOĞAL İstanbul’da yapılan Saha Koordinasyon Toplantısı hakkında bilgiler verdi.’’Vakfımızın 25.yılında ülkemizin dört bir yanından gelen il temsilcilerimiz, ilçe gönüllü sorumlularımız ve Genç TEMA başkanlarımızla İstanbul’da bir aradaydık. Toplantıya 65 ilden ve Kıbrıs’tan il temsilcisi ve yardımcısı, ilçe gönüllü sorumlusu ve yardımcısı, Genç TEMA başkanları ile saha ve genel merkez çalışanlarımızla birlikte 357 doğa gönüllüsü  katıldı. TEMA Vakfı Kurucu Onursal   Başkanı  A. Nihat Gökyiğit’in yanı sıra Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Yönetim Kurulu Üyeleri de toplantı kapsamındaki faaliyetlere katılarak gönüllülerle bir araya geldi.’’

_MG_2622Toplantı   TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’ın açılış konuşması ile başladı. Ataç konuşmasında, 2016 – 2017 faaliyet yılında Örgütlenme ve gönüllü kazanımı çalışmalarını, Ağaçlandırma  Çalışmalarını, Kırsal Kalkınma ve Koruma  projelerini, Saha ve Gönüllülük Çalışmalarını, AB-TR Sürdürülebilir Tarım Ağı Projesini ,  Savunuculuk Çalışmalarını , Eğitim programlarını ,Su Kanunu Tasarı Taslağı hakkında TEMA Vakfı görüş metninin Su Yönetimi Genel Müdürlüğü veTBMM Çevre Komisyonu Üyelerine iletilmesi hakkında  gönüllülere bilgi verdi. TEMA Vakfı’nın gücünü gönüllülerinden alan bir sivil toplum örgütü olduğunu ifade eden Ataç, tüm gönüllülere teşekkür ederek, Vakfın gelecek yıla yönelik hedeflerini paylaştı.

Av.Ömer Aykul, İlber Ortaylı ve Tanfer Dinler’in sunumları farklı açılardan etkileyiciydi.
İlber Ortaylı söyleşisinde geniş bir perspektifte kentlinin ve kırsalın açmazını, farklı açıdan yorumladı. Çevre sorunlarının ekolojik boyutunu yadsımadan, güncel sıkıntılara sosyolojik açıdan bakmamızı sağladı. Sadece kırsala göçerek, yerel halkı tekrarlayan bazı basit adımlar atarak değil kentte ve kırsalda kültürel üretime de katkıda bulunmayı, yaratıcı çözümleri ve üretkenliği övdü. İstanbul Üniversitesi öğretim görevlisi ve Risk danışmanı Tanfer Dinler ise  gençlik, gıda, girişimcilik konularına değindi.. Tabağımızdaki gıdayı tanımanın, bizi tanımlandığını anlattı. Olmaz denen işlerin çoğunun olabileceğini, hayal kurmanın dünyaları değiştireceğine dair gerçek hikayeleri  gönüllülerle paylaştı.

‘’Umut Yeşerten Örnekler’’ Panelinde  Temsilciliğimizin  Edirne’de Savunuculuk konusunda   gösterdiği başarılı  ve  örnek çalışmalardan dolayı Türkiye genelinde Fark yaratan   il olarak bölgemizde  gerçekleştirdiğimiz; Enerji ve Madencilik,İklim Politikaları,Toprak Koruma Kurulları,Ağaç Kesimleri,Tarım Topraklarının  ve  Meraların Amacına Yönelik kullanılması ,TEMA Vakfı su kaynaklarına yönelik tehditler haritasının oluşturulması  çalışmasına Ergene Nehri kirliğinin haritaya dahil edilmesi  Konularında , doğa ve toplum adına yaptıklarımızı TEMA  gönüllülerimizle paylaştık.özyeğin

  • Temsilciliğimiz tarafından, çevre ve insan sağlığını tehdit eden ve bölgenin sahip olduğu doğal değerlerin kaybolmasına neden olan tahribatın engellemesine yönelik çalışmalarımızı gönüllülerimizle paylaştık.

 

  • Ayrıca toprak varlıklarımızın karşı karşıya olduğu en önemli tehdit olan; tarım alanlarının amaç dışı kullanımı, doğa koruma alanlarının tahribatı, erozyon, yanlış arazi yönetimi gibi konularda Toprak Koruma Kurullarına katılarak  yerel ölçekte toprak varlıklarının ve tarım alanlarının korunmasına yönelik çalışmalarımız hakkında bilgilendirmelerde bulunduk.

 

Saha Koordinasyon toplantımızın 2. günü, sunumlar, paneller ve atölye çalışmalarıyla geçti. Savunuculuk-İlk Adım” başlıklı atölyemizde kömür meselesi üzerinden savunuculuğu tartıştık. Sorun ağacı, önceliklendirme, paydaş analizi ve planlama çalışmaları üzerinde durduk.

Toplantımızın 3. ve son gününde  YK Bşk Deniz Ataç’ın sunumu , Gıda Güvenliği ve Biyolojik Çeşitlilik paneli, atölyelerimizin ardından. Prof. Dr. Hilal Elver ekosistemin haklarını özetledi: “Haklarımız açısından, insan insanla sınırlıysa, bizler neden tabiatla sınırlı olmayalım?” Ayrıca gıda güvenliği tartışmasının ortasında gıda egemenliğinin olduğunu örneklerle anlattı.
Prof. Dr. Kani Işık  ise ‘’En kolay görünen ve gözlemlenen çeşitlilik düzeyi, tür çeşitliliğidir. En zor düzeyi ise olay çeşitliliğidir’’  diyerek biyolojik çeşitliliğin yaşamsal önemini vurguladı.” Saha Koordinasyon toplantımız  Onursal Bşk. Nihat Gökyiğit’in söyleşisi  ile sona erdi.IMG_2728

 

AB-TR Sürdürülebilir Tarım Ağı Projesini Başlattı

 

TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin ÇOĞAL ;Organik ve iyi tarım uygulamalarının yaygınlaşması için üreticileri, tüketicileri ve diğer ilgi gruplarını TEMA Sürdürülebilir Tarım Ağı ile bilgi alışverişi yapma olanağı tanıyan internet tabanlı platform ve bilgilendirici web sitesinden oluşan TEMASTA’ nın  yayına başladığını  açıkladı.sürdürülebilir tarım

TEMA Vakfı, sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve bu konuda farkındalık sağlamak amacıyla “TEMA Sürdürülebilir Tarım Ağı”nı (TEMASTA) hayata geçirdi. Bilgi alışverişi yapma olanağı tanıyan internet tabanlı platform ve bilgilendirici web sitesinden oluşan TEMASTA, yayına başladı. Platforma “temasta.tarimtema.org”, web sitesine ise “www.tarimtema.org” adreslerinden erişilebiliyor.

Sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyor

Konuyla ilgili konuşan TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin ÇOĞAL ,“Kimyasal gübre ve pestisit kullanımı gibi yanlış tarım uygulamaları tarım alanlarının ve tüm canlıların zarar görmesine neden oluyor. TEMA Vakfı olarak bu konuya sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla çözüm getirilmesini zorunlu görüyoruz. Çünkü bugünün ve gelecek nesillerin gıda ihtiyacının karşılanabilmesi ancak toprak ekosisteminin ve çevrenin korunmasıyla mümkün. Bu kapsamda ortaklarımızla birlikte, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından Sivil Toplum Diyaloğu Programı altında desteklenen “AB-TR Sürdürülebilir Tarım Ağı Projesi”ni başlattık. Bir yıldan uzun bir süredir yaptığımız çalışmaların sonucunda da TEMASTA’yı kurduk. TEMASTA ile üreticileri, tüketicileri ve tüm ilgi gruplarını bir araya getirmeyi, sürdürülebilir tarım uygulamalarını geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz. Bu sebeple herkesi TEMASTA’ya üye olmaya davet ediyoruz” dedi.

491578922
491578922

Paydaşların görüşleri alındı

Projenin hazırlık sürecinden söz eden TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin ÇOĞAL, “Çalışmalarımıza paydaşlarla toplantılar yapıp görüşlerini alarak başladık. Bu sayede TEMASTA’yı kullanıcıların ihtiyaçlarına göre kurgulama imkanına kavuştuk. Sürdürülebilir tarımla ilgili her kesimin buluşacağı, bilgi edinip paylaşabileceği, iş birliği yapabileceği internet tabanlı bir ortamı kullanıma açtık. TEMASTA; üreticiler için destekler, mevzuat, hava raporları, dünyada uygulanan yeni yöntemler ve kullanıcıların iletişim bilgileri gibi sosyal ağ kurmaya yönelik içerikleri merkeze alıyor. Tüketicilerin sağlıklı ve çevre dostu gıda üretimi yapan üreticiye erişimini de kolaylaştıran ağ, sürdürülebilir tarım uygulamalarını odağına alan faaliyetlerin ve etkinliklerin duyurulmasına olanak tanıyor. Ayrıca tarimtema.org web sitesiyle üreticilere sürdürülebilir tarıma geçiş konusunda bilgiler vererek, tüketicilerin neden sürdürülebilir tarım ürünleri tüketmeleri gerektiği ve bu ürünleri nasıl tanıyacakları konusuna da ışık tutuyor” dedi.

TEMASTA’ya üye olmak çok basit

Öncelikle temasta.tarimtema.org adresine giriliyor. Sonra “kayıt ol” veya “sosyal medya hesabınla bağlan” seçeneğinden hesap ve profil bilgileri dolduruluyor. Son olarak profil fotoğrafı seçiliyor, kolayca ve ücretsiz olarak üye olunuyor.

                                                                                                                                                                            Şirin ÇOĞAL

                                                                                                                                              TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi

 

Editöre not:

Sürdürülebilir tarım uygulamalarının faydaları

Endüstriyel tarımın yol açtığı sorunlar sürdürülebilir tarım yöntemleriyle çözüme kavuşturulabilir. Sürdürülebilir tarımın faydaları:

  • Toprak sağlığını koruyarak verimliliği artırır,
  • Su varlıklarının sürdürülebilir kullanımını sağlar,
  • Gelecek nesillerin gıda hakkını gözetir,
  • Dışa bağımlı girdi kullanımını azaltarak maliyetleri düşürür,
  • Sera gazı salımını düşürür,
  • İnsan sağlığını korur,
  • Hayvan refahına önem verir,
  • Tarladan sofraya izlenebilirlik sağlar.

Endüstriyel tarımın toprağa ve canlı yaşamına verdiği zararlar

Toprak, besin döngüsündeki rolü ve su üretim hizmetleriyle insanlar dâhil tüm kara canlılarının yaşam alanını oluşturması ile yaşam kaynağıdır. Bir kaşık sağlıklı toprakta dünyadaki insan sayısından fazla canlı bulunmaktadır. Bugün üretilen gıdaların %95’i topraktan gelmektedir. Gıda üretiminin dışında diğer tüm endüstri ürünlerinin kaynağı tarım ürünlerine dayanmaktadır, dolayısıyla topraktan gelmektedir. Ancak, endüstriyel tarım uygulamaları toprakları yorarak, toprakların sunduğu ekosistemi hizmetlerin azalmasına yol açmaktadır.

Endüstriyel tarım uygulamaları kapsamında yapılan yoğun toprak işlemesi nedeniyle örtüsüz kalan topraklar yağmur ve rüzgâr ile kolaylıkla taşınır hale gelerek, erozyona uğramaktadır. Dünyada ekili alanların %40’ında, Türkiye’de ise %59’unda erozyon görülmektedir. Toprağın 0-25 cm’lik kısmı topraktaki organik maddenin ve bitki besin maddelerinin en fazla olduğu yerdir. Erozyonla kaybedilen de bu verimli üst topraktır. Toprakta organik madde miktarının %1,4’ten %0,9’a düşmesi, tahıl üretiminde %50 verim kaybına neden olmaktadır.

Tarım uygulamalarında kullanılan kimyasal gübreler ile mantar ve böceklere karşı pestisit olarak isimlendirilen kimyasallar, topraktaki biyoçeşitliliğin kaybolmasına, zamanla verimsizleşmesine sebep olmaktadır. Verim azaldıkça da kimyasal gübre kullanımları artmaktadır. Tarımda kullanılan kimyasal gübreler gıdalarla insan ve hayvan vücuduna taşınarak kan hücrelerinin solunum yapma kapasitesini düşürdüğü gibi mikroorganizma faaliyetleri sonucu kanserojen etkisi olan maddelere dönüşmektedir. Araştırmalar kullanılan gübrenin en fazla %49’unun hayvanlar ve bitkiler tarafından kullanılabildiğini göstermektedir. Geri kalanı ise toprağı ve suları kirletmektedir.

Pestisitlerin ise her yıl 200.000 insanın ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir. Halen dünyada 17.000’den fazla pestisitin satışı olduğu bilinmektedir. Dünyada ve Türkiye’de pestisit kullanımı 1990 yılına göre iki kat artmıştır. Pestisitler tarım ürünlerinin üzerinde kaldığı gibi yıkamakla da uzaklaştırılmaları mümkün olmayabilmektedir. Kontrol sürecinden geçmemiş tarım ürünlerinde pestisit kalıntısı olma riski oldukça yüksektir. Gıdalarla alınan pestisitler bağışıklık sistemini baskılayabilir, sinir sistemi hastalıkları ile göğüs ve diğer kanser hastalıklarına sebep olabiliyor. Kalıntılar anne sütü aracılığıyla bebeklere kadar ulaşabilmektedir.

Tarım Ağı Nedir?

Günümüzde dijitalleşmenin etkileri tarımda da görülüyor. Tarım ağı, tarımdaki geleneksel ve yerel bilgiyi teknolojiyle birleştirerek, çiftçilerin doğa-dostu, yenilikçi yöntemlere ve bilimsel bilgilere erişimini sağlayan bir köprüdür. Tarım ağları, üretim süreçleri için önemli olan kuraklık, zararlı, hastalık gibi konularda sağladığı bilgilerle çiftçilerin verim ve karlılıklarını arttırmaya yardımcı olmaktadır.

 Sivil Toplum Diyaloğu Programı Hakkında

Sivil Toplum Diyaloğu Programı, Türkiye ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden sivil toplum kuruluşlarının ortak bir konu etrafında bir araya gelerek, toplumların birbirini tanımaları, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmaları ve kalıcı diyalog kurmalarını sağlayan bir platform olarak geliştirildi.

Avrupa Birliği katılım öncesi mali yardım aracı (IPA) kapsamında Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından ortak finanse edilen Sivil Toplum Diyaloğu Programı, Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Merkezi Finans ve İhale Birimi’nin sözleşme makamı olduğu program 2008 yılından beri farklı tema ve sivil toplum kuruluşlarını kapsayacak şekilde hayata geçiriliyor.

Sivil Toplum Diyaloğu Programı Dördüncü Dönemi Hakkında

Türkiye’nin de dahil olduğu 21 farklı ülkeden 200’ün üzerinde kuruluş bir araya gelerek 80 diyalog projesini hayata geçiriyor. Enerji; çevre; adalet özgürlük ve güvenlik; tüketicinin ve sağlığın korunması; bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu; iş kurma hakkı ve hizmet sunumu serbestisi; işletme ve sanayi politikası; tarım ve balıkçılık; eğitim alanlarında geliştirilen projelere yaklaşık 11 milyon Avroluk mali destek sağlanıyor. Böylelikle diyalog projelerine bugüne kadar verilen toplam destek 42,5 milyon Avroyu aşıyor. AB’nin 9 politika alanına yayılan projeler ile birlikte tüm Programda ulaşılan ortaklık sayısı yaklaşık 600‘e ulaşıyor.

Sivil Toplum Diyaloğu Programı ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için www.siviltoplumdiyalogu.org sayfasını takip edebilirsiniz.