Etiket arşivi: 3568

ESNAF AHİLİK SANDIĞI’NIN DENETİM ZAVİYESİ !!! (I)

konuk yazar

Bilindiği üzere; 08 Mart 2017 tarihli ve 30001 sayılı Resmi Gazete ile 6824 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9. Maddesi ile 25.08.1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa
“Esnaf Ahilik Sandığı” adlı “Ek Madde 6” eklenmiştir.

Eklenen bu madde 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girecek olup, “Esnaf Ahilik Sandığının gerektirdiği görev ve hizmetler için malî kaynak sağlamak, piyasa şartlarında kaynakları değerlendirmek, bu Kanunun öngördüğü ödemelerde bulunmak üzere Esnaf Ahilik Sandığı kurulmuştur. Esnaf Ahilik Sandığı, Kurum Yönetim Kurulunun kararları çerçevesinde işletilir ve yönetilir. Esnaf Ahilik Sandığı, Fon kaynakları ile aynı usul ve esaslar çerçevesinde değerlendirilir. Esnaf Ahilik Sandığı, Sayıştay tarafından denetlenir.”
Esnaf Ahilik Sandığı; Gelirleri ve Giderlerinden oluşur. Fakat “bütçe kapsamı dışında olup gelirlerinden vergi kesintileri hariç hiçbir şekilde kesinti yapılamaz ve gelirleri genel bütçeye gelir kaydedilemez.”

Ekonomik zorluklar nedeni ile bir şekilde iş yerini kapatmak zorunda kalan esnaf insanının geçimlik ihtiyaçlarını karşılamak maksadı ile kurulan bu çok olumlu uygulamadan, 4/B diye adlandırdığımız hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan, yaklaşık iki milyon sigortalı olarak faydalanma imkânı bulacaktır. Aynı zamanda esnafımız, hem de sağlık hizmetlerinden yararlanabilecektir.

Sandığa katkı sağlayan, ancak ihtiyacı olmadığı için destek almayan esnafımız da belli bir yaş ve ödeme süresinden sonra toplu olarak emekli ikramiyesi gibi para alabilecek vatan hizmetini yapan esnafa ve ailesine yapılan katkılar ile esnaflığının devamına esas olabilecek tüm düzenlemelerin de yapılması temennimiz dâhilindedir. Bir nevi İşsizlik Fonu türevi olarak da kabul edebileceğimiz bu sistemden tabii olarak sadece esnaflar değil, tacirler ve şirket ortakları olan gerçek kişiler ve noterlerin de sistem kapsamında olduğunu kanunun şümulünden anlamaktayız.
Esnaf Ahilik Sandığı sigortası zorunlu olup, sigortanın gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, Esnaf Ahilik Sandığı sigortalıları ve Devlet, Esnaf Ahilik Sandığı primi öder. Kapsama giren ve hâlen faaliyette olanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, faaliyetine daha sonra başlayanlar ise başladıkları tarihten itibaren Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı olurlar. Esnaf Ahilik Sandığı primi sigortalının 5510 sayılı Kanunun 80 inci ve 82’nci maddelerinde belirtilen prime esas günlük kazançlarından, %2 sigortalı ve %1 Devlet payı olarak alınır.
Buna mukabil olarak, isteğe bağlı BAĞ-KUR’lular ile köy ve mahalle muhtarları, tarım-çiftçi BAĞ-KUR’lular, jokey ve antrenörler Esnaf Ahilik Sandığı imkânlarından faydalanamayacaktır.

Bildiğiniz üzere, Ahilik Sandığı, geçmişten bu yana halden hale girerek, bugünün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan, sosyal ekonomik düzendir.

 

Güzel ahlak ve tüm güzel meziyetlerin hayata geçirilmesi ve dahi esnafın, tüccarın, zanaatkârın bu minval de çalışıyor olması demek, uygulamanın yani Ahilik diye adlandırılan yardım sandığının bilinçaltına yerleşmesi elbette önemlidir.

 

Kendi kural ve kurulları vardır.

 

Kurullar da ilgili kanunun şümulünden anladığımız kadarı ile tüm “gelir ve giderleri üçer aylık dönemler hâlinde 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensubu yeminli malî müşavirlere denetlettirilerek denetim raporlarının sonuçları ilân edilir.” …
Diye vurgu yaparak açıkça, ifadenin denetçi insanlarının bir kısmını yok saydığına, tanıklık etmemiz gerçeğinde buluşmamıza vesiledir.

 

Kanunu, anladığımız kadarı ile yorumlayarak anlatmaya gayret ederken, seyrimizde bizleri rahatsız eden bu cümlenin varlığı, elbet dikkatimize mazhar olmuştur. Konunun iyi yanlarını anlatırken, tabii olarak haksız ve hukuksuz duraklarında da, adalet istemek gibi becerilerimizi serlevha etmemiz şart ve geleceğimizdeki “Asım’ın Nesline” boyun borcumuzdur.

  Devam Edecek !!!

 


Saygılarımla… 
29 Haziran 2017

Selahattin İPEK  – Bağımsız Denetçi


bdselahattinipek@gmail.com

SİYASETÇİ BÜROKRAT EMEKLİ BÜROKRAT ÜÇGENİNDE TAKDİR HAKKI

savaş yaldızAnayasa’da güzel ülkemizin laik, sosyal, demokratik, hukuk devleti olduğu yazıyor.

 

Oy kullanmak, demokrasinin gereği vatandaşlık görevidir, dediler. Halk olarak oylarımızla 550 milletvekilini seçtik ve TBMM’ye gönderdik.

Ülkemizin Şeffaflık, Hesap Verilebilirlik, Doğruluk ve Adalet ilkeleri ile yönetilmesini bekliyoruz.

 

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ; “siyaset(çi)” halkın hizmetindedir.

 

Bir ülkenin hukuk devleti olduğunu gösteren ve onu keyfi yönetimlerden

ayıran temel kıstas devletin tüm eylem ve işlemlerde önceden belirlenmiş kurallara bağlı olarak hareket etmesidir.

 

Güzel ülkemizin Siyasetçi, Bürokrat ve Emekli Bürokratlardan oluşan

tekelleşmenin “TAKDİR HAKKI” ile yönetildiğini öğrenmiş olduk.    

 

Kendi vatanında fırsat eşitliği tanınmayan,  serbestçe ticaret yapmasına

izin verilmeyen halkın ta kendisi olan Bağımsız Denetçi’ler, tehdit unsuru olarak görülmektedir. 

 

AKP’den Nurettin Canikli, CHP’den Kemal Kılıçdaroğlu ve Akif Hamza Çebi hakkında ekmeğimi elimden aldılar, diyerek TBMM Dilekçe Komisyonuna dilekçe verdim. Dilekçe Komisyonu, talebimde “TOPLUMSAL YARAR” bulunduğunu, dilekçemin Başbakanımıza, bakanlar kurulu üyelerine ve tüm milletvekillerine iletildiğini, belirten cevabını verdi.

MHP’nin Antalya milletvekili sayın Mehmet Günal, ikinci cümlemin

yarısında, o dediğin haksızlık, hakka ve hukuka aykırı biliyoruz, dedi. MHP’nin imzası yok, bizim günahımız yok, diye ilave etti.    

Son olarak, 26/09/2016 tarihinde Kamu Denetçiliği Kurumundan gelen

karar ek’inde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yazısından kesin olarak anladığım şey,  “Anayasa’da ve kanunlarda ne yazdığının önemi bulunmamaktadır. TAKDİR HAKKIMIZI kullandık” dedi.

Yaklaşık 12.000 Bağımsız Denetçi adına Eşitlik ve Adalet talep ettik. Hepsi bu!

Yasalarımıza göre ;

Kimler Bağımsız Denetçi olabilir? Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ünvanına sahip kişiler ya da Yeminli Mali Müşavir ünvanına sahip kişiler, KGK’nca yapılacak sınavlarda başarılı olmak ve diğer koşulları sağlamaları durumunda Bağımsız Denetçi olabilirler.

Bağımsız Denetimi kimler yapar?   KGK’nca “BAĞIMSIZ DENETÇİ” belgesi ile yetkilendirilen kişilerce yapılır.

 

Hal böyle iken Sendikalar Kanununda, sendika ve konfederasyonların

Bağımsız “MALİ” Denetimi 3568 sayılı yasada DENETİM yetkisine haiz yeminli mali müşavirler tarafından yapılır, yazıyor. Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Antlaşması ile küresel hizmetler statüsünde olan “Bağımsız Denetim” kelimelerinin arasına “MALİ” kelimesi konularak halkımız TBMM tarafından aldatılmaktadır. Lütfen kabalık olarak algılanmasın. Halkın gerçekleri bilmesi gerektiğine inanmaktayım.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali

Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 12. maddesine göre tasdik edilen belgelere ilişkin sorumluluk, serbest mali müşavirler açısından “uygunluk” ile sınırlandırılmışken yeminli mali müşavirler bakımından “doğruluğu” da kapsamaktadır.

Ayrıca bu şekilde yapılacak “BAĞIMSIZ DENETİM”, ………, diyerek meslekleri yeminli mali müşavirlik olan  siyasetçi, bürokrat ve emekli bürokratlara, Bağımsız “MALİ” Denetim adı altında zımnen “Bağımsız Denetim” yaptırıldığını, dolayısıyla rant sağlandığını açıklamış oldu.

 

TBMM’ne sesleniyorum. 3568 sayılı yasada YMM’lere verilen doğrulama

ve tasdik işlemlerinin Bağımsız Denetim olduğunu, YMM’lerin bağımsız denetçi olduklarını ve bu unvanla bağımsız denetim yaptıklarını yazmak sonra da tüm bu hukuk dışı uygulamalara TAKDİR HAKKI demek, halkı aldatmak değilse nedir?  

 

Doktorluk, avukatlık, mühendislik  mesleklerini kamuda icra edenlere

“yeminli” unvanı verilmedi. Ne hikmetse ticaret hukukumuz ve yapılan yatırımlar ile  pazarını kaybeden Siyasetçi, Bürokrat ve Emekli Bürokrat üçgenindeki yeminli mali müşavirler rantlarına rant katmak maksadıyla zayıf gördükleri halkı vahşi kapitalizme kurban etmektedirler. 

 

Son mektubum, Cumhurbaşkanımız (REİS) Recep Tayyip Erdoğan’ın

şahsına olacak. 

SPK/KGK Bağımsız Denetçi

Savaş Yıldız